Nebevi Hayat Dergisi 42. sayı (2016)

Page 27

kılarken tahiyyatta şehadet parmağını kaldırıyor. Yanındaki müslüman namazını bitiyor ve soruyor: “Sen namazda neden parmağını oynattın?” Diğeri cevap veriyor: “Ben Şafii mezhebine tabiyim.” Yanındaki müslüman cevap veriyor: “Ya ben de seni müslüman sanmıştım.”

mak, taraf olmak, ne inandığımız dinde ne de

Müslümanlar arasında bu tür diyaloglar geçebiliyorsa mezhep algımızı sorgulamak gerekiyor.

yani Şafii, Hanbeli ve Maliki, hak mezhepler-

mezhep imamlarının örnekliğinde görülmüş bir davranış değildir. Çocukluk yıllarımızda, yaz döneminde gittiğimiz kurslarda, dört mezhepten bahsedilip, “Biz Hanefi mezhebindeniz. Diğer mezhepler dir.” diye öğrenmiştik. Ancak “Şafii bir imamın arkasında namaz kılınmaz. Namaz tekrar

Fıkhi mezheplere baktığımızda, imamların hiçbirinin mezhep kurma iddiası ile ortaya çıkmadıklarını görüyoruz.

iade edilmeli”yi nereden öğrendik? Beytullah’a

Beşerin olduğu yerde mutlaka farklılaşma olacaktır. Müslümanlar da beşer olduğuna göre bu kaçınılmazdır. Ancak bu farklılaşmanın, günümüzdeki durumu yani birbirini hor görme, tekfir etme, fırkalaşma gibi çeşitli ayrılıklara düşürmesi asla doğru değildir. “Ve hepiniz, Allah’ın ipine sımsıkı tutunun, fırkalara ayrılmayın! Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki ni’metini hatırlayın; siz (birbirinize) düşman olmuştunuz. Sonra sizin kalplerinizin arasını birleştirdi, böylece O’nun (Allah’ın) nimeti ile kardeşler oldunuz. Ve siz ateşten bir çukurun kenarında iken sizi ondan kurtardı. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklıyor. Umulur ki böylece siz hidayete erersiniz.” (Âl-i İmran, 103)

rendik?

Mezheplerin en büyük sorunu olan taassub, sonraki nesillerde ortaya çıkmıştır. Zamanla mezhepler sanki dinmiş gibi algılanmaya başlamıştır. Dinde farklılık meydana getirecek cinsten ayrılıklar zaten mezhep diye adlandırılmamalıdır. Bunlar başlı başına dindirler. Örneğin; Nusayrilik, Dürzilik gibi. Ancak fıkıhta mezhepçilik yapmak, yani fıkhi ayrılıklar biz de, birbirimizi sevmeyi, iyiliği emredip kötülükten nehyetmeyi engelliyorsa orada durup düşünmek gerekir. Futbol fanatizmi gibi mezhepçilik yapmak, taraftar topla-

gidip “Bunlar Hanbeli mezhebine mensub, arkasında namaz kılınmaz” demeyi nereden öğ-

Aynı dine, aynı kitaba, aynı peygambere inanıp, aynı ezanla cemaat olup namaz kılamazsak, küffara karşı nasıl birlik oluruz? Küffar bizim bu tefrikalarımızı kullanmaz mı? Şeytan bizim bu halimize keyiflenip gülmez mi? Acaba mezhep imamları, bizi namazda dahi cemaat olmamıza engel olan fıkhi farklılıkları nereden aldılar, nereden topladılar da biz böyle ayrılığa düştük?

Mezhep imamlarımızın hayatlarına baktığımızda, ömürlerini deve ve at sırtında yollar katederek Ashabı Kiram’dan tek tek hadis toplamakla geçirdiler. Kimi Peygamber şehri Medine’den hiç ayrılmadı, kimi zindanlara atıldı, kimi sürgünler yedi. Aynı din, aynı kitap, aynı peygamber uğruna feda edilen birer ömür yaşadılar. Onlar, tek olan İslam yolunda birleştiler. Adları, alimler, salihler, şehitler olarak tarihe geçti.

ŞABAN 1437

25


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.