Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh şöyle anlatmaktadır: Bir keresinde Ömer b. Hattab’ı hayvanın üzerinde hızla giderken gördüm. “Ey müminlerin emiri! Nereye böyle?” diye seslendim. “Zekât develerinden bir tanesi kaçtı, onun peşindeyim” dedi. Ben de kendisine “Senden sonraki halifeleri zor durumda bırakmaktasın” deyince cevabı şu oldu: “Ey Ebu’l Hasen! Beni kınama. Muhammed’i nebi olarak gönderene yemin olsun ki, eğer Fırat kıyısında bir oğlak kaybolsa, Ömer’e kıyamet günü ondan sorulur.”
aynı sorumluluk duygusuna sahip olmaları içinde
üç gün kendisi ile görüşmez. Üçüncü günün so-
bir çabanın içindeydi.
nunda ona “Ey İbn Kurd! Benimle birlikte Har-
Bir valiyi görevlendirdiğinde bir sözleşme hazır-
ra’ya gel” der. Oraya vardıklarında üzerine bir
layıp Muhacir ve Ensardan oluşan bir gurubu da
cübbe atar ve elbisesini değiştirmesini sonrada bir
şahit yapardı. Sözleşme metninde “Bineğe bin-
kova alıp zekat malı olan develeri sulamasını em-
memesini, yemeğin iyisini yememesini, giysinin
reder. Vali yorulana kadar çalışır. Hz. Ömer ona
iyisini giymemesini, insanların ihtiyaçlarını din-
şöyle seslenir: “Ey İbn Kurd! Ne zamandan beri
lemek üzere kapısını her zaman açık tutmasını”
bu görevdesin?” O “Uzun bir süredir, müminlerin
şart tutardı.
emiri” deyince Hz. Ömer “Bunun için mi o yeri
Bir gün âdeti olduğu üzere idareciler hakkında
bina ettin de Müslümanlara, dullara ve yetimlere
bilgi topluyordu. Humuslulara rastladığında ida-
yüksekten baktın…” diye onu azarladı.
recilerinin nasıl olduğunu sordu. Onlar “Çok iyi bir idareci ey müminlerin emiri ancak o yüksek bir kat inşa etti ve onun içinde yaşıyor” dediler. Bunun üzerine Ömer bir mektup yazdı ve bir postacı göndererek binanın kapısını yakmasını emretti. Görevli üzerine düşen işi yerine getirdiğinde halk valinin yanına gidip evinin kapısının biri tara-
Mümtaz nesil sahabe topluluğu, kendilerine hayat verecek sözlere çağırdığı zaman Allah ve Rasûlüne icabet etme konusunda ne sağır kesilmişler ne de tembellik göstermişler. Öyle bir olgunluğa ulaşmışlar ki hangi ses onları hayra ve hayata çağırsa aynı titizlikle bu nidaya icabet etmişler. Tıpkı Ebu Akîl gibi…
fından yakıldığı haberini verdi. Vali “Onu bırakın,
Bu güzide sahabe, Bedir’den tutunda her savaşta
o müminlerin emirinin elçisidir” dedi. Sonra
Allah Rasûlünün yanında bulunmuş ama arzu et-
adam gelerek Ömer radıyallahu anh’ın mektu-
tiği şehadeti Yemame günü Museyleme ile girdiği
bunu valiye verir. Vali mektubu alıp Medine’ye
kavgada bulmuştur. İbni Ömer bu savaşta onunla
doğru yol alır. Hz. Ömer onun geldiğini duyunca
alakalı şu olayı anlatıyor:
56
ZİLKÂDE 1436
O’nun İzinde...