Nebevi Hayat Dergisi 71. sayı (Ekim, 2018)

Page 42

Biz, dava için dünyalık menfaatlerimizden vazgeçenlerdik! Biz, dilleri “Allah” zikriyle ıslak, kalpleri merhametle yumuşak, gözleri ise tomurcuk tomurcuk yaşlı olan aşk ehliydik! Biz, gözlerini haramlara kör eden, dillerini gıybet ve iftirayla zehirli bir ok haline getirmeyen, yalandan ve yalancı şahitlikten kaçınan güzel ahlaklı gençlerdik! Kapitalizmin mabedleri olan AVM’lerin, beş yıldızlı otellerin ve lüks restoranların konforlu ve süslü salonlarında milyarlık iftar sofralarının hayali bile yoktu zihinlerimizde daha henüz!.. Borsadan, tahvillerden, bitcoinden, ihalelerden hiç haberimiz yoktu! Renkli koltuklu lüks cafelerde nargile fokurdatmaktan da!.. Lüks arabalarımız da yoktu, saunalı, çift banyolu lüks villalarımız da!.. Gözümüz kulağımız Afganistan’daki, Filistin’deki, Keşmir’deki, Bosna’daki, Cezayir’deki direniş haberlerinde idi... Bir de Aziz Milletimizin enflasyonla, terörle ezildiği, ama en büyük düşmanın “irtica” ilan edildiği zavallı ülkemin, laiklik sopasıyla dövülen Müslümanlarına yapılan zulmün övüle övüle anlatıldığı gazete manşetlerinde ve televizyonların ana haber bültenlerinde... Kalbimiz hep tetikte idi, zihnimiz hep dirik.

40

Ekim 2018

Hesap kitap bilmez, ayak kaydırmaktan, Bizans oyunlarından ve Çin entrikalarından hiç anlamaz idik! Önce

kardeşlerimize

ikram

eder,

sonra biz yerdik... Servet, Şöhret ve Şehvetle imtihan olmamıştık henüz... Ümmetin umudu olmak için uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkacak, şehir şehir, mahalle mahalle, ev ev ribatta olacaktık. Ne ganimet hevesinde idik ne makam ne başarı ve ne de zafer! Tek derdimiz, mübarek bir sefere çıkan mübarek ordunun kutlu bir neferi olarak, sağa sola sapmadan ‘Yol’da yürürken şehadet şerbeti içebilmekti... Desinler, övsünler, sevsinler, görsünler, bilsinler, takdir etsinler diye yola düşmemiştik. Şan ve şöhretin ardında eriyip gitmeyecek, ihlâsımızı asla kaybetmeyecektik! Gemide

verdiğimiz

sözü,

karaya

çıkınca tutanlardan olacaktık! Talut’un

ordusundaki

gibi

susuz

çöl yollarında karşımıza çıkan nehri geçerken, ‘kana kana içmeyin’ Emr-i ilahisine harfiyyen riayet ederek imtihanı kazanan o bir avuç muvahhitlerden olacaktık... Ahir zamanın illeti ‘Vehn’ hastalığına yakalanmayacaktık.

Kalplerimize

dünya sevgisi girmeyecek, ölümü unutmayacaktık!


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.