Kara Şovalye

Page 2

sapiens bu iktidarın nimetleriyle büyülenmişti. İşte masumiyet, bu büyülenme ile yitirilmişti. Hasat edilen uçsuz bucaksız tarlaları ve akıl almaz miktarda mahsulü vardı artık homo sapiensin. Doğa'yı mülk edinmişti, ve homo sapiens artık bu sınırsız sermayesi ile basbayağı insan olmuştu. "Batman başak tarlalarında doğmuştur. Başak onun anası ve kutsalıdır." Vahşi hayvanlar da elbette evcilleştirildi ve artık insan toplulukları yerleşik hale geldi. Tarım ve hayvancılık geliştikçe büyük toplulukları besleyebilecek besin kaynakları oluştu ve nüfus hızla arttı. Küçük gruplardan yerleşik köyler oluştu. Nüfus arttıkça tarım alanları paylaşılmaya başladı ve böylece mülkiyet kavramı varoldu. Artık toprak kişilere ait hale gelmişti. Mülkiyetin varolmasından sonra beklenmedik güçlükler çıkacaktı. Toprak paylaşımı sorunlara yol açmaktaydı. İnsanoğlu şaşırtıcı bir durumla karşı karşıya gelmişti. Mülk edinmek çok hoşuna gitti; sürekli daha fazlasını istemeye başladı. Mülk edinmek onu mutlu etmişti ve limbik sistemi bu mutluluğun devamı için uğraşmaya başlamıştı bile. İnsanoğlu hırsıyla tanışmıştı. Tarlalar durmaksızın hasat ediliyordu; hayvan sürüleri akıl almaz sayılara ulaşmıştı. Tarımın icadından sonra etkili sulama yöntemleri geliştirildi; böylece tarım ve hayvancılık için harcanan zaman ve işgücü azaldı. Zamanın artması ile birlikte bir kısım köylüler diğerleri için ev ve süs eşyaları üretmeye, bir kısım da iyi mahsul için dua etmeye ve mahsulün depolanması işleriyle ilgilenmeye başladı. Bu gelişmeler sosyal sınıfların doğumuna öncülük edecekti. Çömlek çarkının icat edilmesi bir diğer sıçrama oldu. Artık besin ve su depolamak ve taşımak için kullanılacak aletler seri şekilde üretilebilmekteydi. Seri üretimin doğuşu, endüstrinin doğuşu anlamına geliyordu. Çömlek çarkının taşıma araçlarına uyarlanması ile birlikte tekerlekli taşıma araçları icat edildi; bu gelişme mahsül-insan-hayvan taşımacılığında bir çığır açtı. Böylece ticaretin gelişimi hızlandı. Artık uzak mesafedeki köylere mahsül, hayvan ve üretim malları taşınabiliyor ve pazarlanabiliyordu. Köylerden bazıları öylesine büyüdü ki komşu köyleri de yutarak ilk şehir devletler haline geldi. Şehirlerdeki mahsül idaresini ve sosyal düzeni sağlamak için Mezopotamya'nın her şehir devletinin kendi tanrıları vardı. Toprak ve mahsül tanrılara ait sayılıyor ve ürünler tapınaklarda toplanıyordu. Mahsulün idaresini ve halka dağıtımını rahipler yönetmekteydi. Bu yapılanmayla birlikte devlet ve tapınak oluşmuştu. "O günkü haliyle devlet, toprak mahsülleri ofisi ile tapınak karışımı bir yapıydı."


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.