Alternatif Gençlik Dergisi 1. Sayı

Page 25

kişi grubun başında kimin olmak istediğini sordu. Önce bir sessizlik sardı etrafı. O kişi asla ben değildim, tahmin edersiniz ki, ben sonda olan kişiydim. Arkadaşım benden bir önceydi, içeriye girene kadar elini tuttum. Ve işte o an, içeriye girdik, her yer kapkaranlık, bir ışık arıyor gözlerim, küçücük bir ışık kaynağı... Bir duyuyu kaybedince insan, diğer duyularının kuvvetlendiğini söylerler, bunu bizzat kalp atışlarımın sesini net bir şekilde duyabiliyor olmamdan anladım. O kadar karanlık, o kadar sonsuz ki içerisi... İlk 1 dakika, rehberimizi tanıyoruz, arkadaşıma ben çıkmak istiyorum diye fısıldıyorum... Sıkı sıkı tutuyor ellerimi, ben yanındayım, diyor. İçeride güç aldığım iki şey var, biri arkadaşımın elleri, diğeri ise rehberimizin sesi. Birini dokunarak, diğerini ise duyarak hissediyorum ama asla göremiyorum. Turumuz başlıyor, öncelikle sol elimizle duvara dokunarak hareket etmemizi istiyor rehberimiz. Çok heyecanlanıyorum, sağımı solumu karıştıracak kadar da korkuyorum. Arkadaşıma fısıldıyorum sürekli “Buradasın değil mi? Yanımdasın.” diyorum. İlk olarak bir parka giriyoruz. Kuşlar ötüyor etrafta, su sesleri duyuyorum. Rehberimiz hayal edin diyor, canlandırın zihninizde nerede olduğunuzu. Aramızdan biri hayalindeki parkı anlatıyor şu sözlerle: “Şu an koskocaman bir parktayım, etrafımda yemyeşil ağaçlar var. Kuşlar var, insanlar oturuyor, çocuklar koşuyor. Etraf yeşil, yeşil, yemyeşil...” Anlıyorum ki, görme duyusunu kaybedecek olsa, en çok yeşil rengini özleyecek... Rehberimiz ekliyor ardından “Kedileri duymuyor musunuz?” diye. O an fark ediyorum, hayalimde yer vermediğim o kedilerin seslerini duyuyorum. Rehberimiz bizim gözlerimiz oluyor adeta. Gruptaki 9 kişinin de birbirinden bambaşka şeyler hayal ettiğini anlıyorum. Ben koskocaman bir süs havuzu etrafında kuşlar ve oturan insanlar hayal etmişken, bir diğerimiz yemyeşil ağaçların olduğu bir parkı düşlüyor. Ne kadar farklıyız aslında, dışarıda gittiğimiz yerler belli, gördüklerimiz belli, peki ya hiç görmeyen bir insan bunun hayalini nasıl kurabilir ki? Park turumuzun ardından, bir cadde de

buluyoruz kendimizi, rehberimiz Akın Bey şimdi bekleyin diyor, karşıya geçeceğiz. O sıra arkadaşım Yasemin’i kaybediyorum, yine bir korku sarıyor içimi. Şimdi nasıl geçeceğim karşıya? İşte kayboldum dedim kendi kendime. Şimdi karanlıkta yolumu bulamayacağım. O ana kadar gözlerim açıktı, ışık arıyordum hep, kapattım gözlerimi. Duyduğum seslere odaklandım. Rehberimizin sesinin nereden geldiğini anlamaya çalıştım, onun sesine doğru yürüdüm. Rehberimizin hisleri o kadar kuvvetli ki, sanki benim orada kaldığımı anlamışçasına “Buradayım, sesime doğru gel, buraya gel.” diye seslendi. Rahatladım, sese doğru gittim, ellerini uzattı ve kollarımdan tuttu, işte geldin dedi, başardın… Bir sonraki durağımız olan İstiklal Caddesi’ne geldik. Etraftan müzik sesleri geliyor, bilirsiniz o İstiklal Caddesi’nde hep sokak müzisyenleri olur. Ben ilk olarak klarnet sesi duyuyorum, ardından insanların şarkıya eşlik edişini… Akın Bey sesleniyor hepimize, “Hayallerinizi kurun bakalım nasıl bir İstiklal Caddesi hayal ediyorsunuz.” diyor. O an anladım ki, ben zaten bu zamana kadar gördüğüm ne varsa onları düşlemişim. Bildiğim İstiklal Caddesi’ni, bildiğim parkları, bildiğim caddeleri düşünmüşüm hep. Rehberimiz bizden bunu istemiyordu oysaki yepyeni bir yer düşünün, nasıl bir yerde olmak isterseniz onu düşünün, zaten orada olacaksınız demek istiyordu bize. Hayallerin sınırları olmamalı hiçbir zaman, bense kendimi bildiğim şeyin içerisine bırakıyordum, sanırım kendimi daha güvende hissedebilmek için… Turumuzun en zorlandığım kısmı, tramvaya biniyoruz. Bir basamak çıkıyor önüme, takılıyorum. Yalpalayanlar oluyor elbet, seslerini duyuyorum. Ama ben geçemiyorum bir türlü. Yine çaresiz kaldığımı hissediyorum, rehberime sesleniyorum hemen: “Akın Bey, ben burada kaldım!” Nasıl anlıyor ne tarafta olduğumu bilemiyorum ama “Hemen geliyorum.” diyerek geldi yanıma tuttu yine kollarımdan. Bindik hep beraber tramvaya, koltuklara oturun dedi. Bu sefer bulacağıma inandım ve hemen buldum kendime bir yer.

23


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.