KELAM DERS KİTABI

Page 32

KELAM İnsan kendine bildirilen vahiyden OKUYALIM - BULALIM

ve aklını kullanarak oluşturduğu değerlerden hareket ederek, hırsızlık yapmayı, yalan söylemeyi, haksızlık yapmayı kötü olarak niteler. İyilik yapmayı, doğru söylemeyi ve emeğiyle çalışıp kazanmayı da güzel olarak niteler. Değerler ne kadar kabul edilir ve tekrar edilirse o oranda yaygınlaşır ve nesnellik kazanır. İslam âlimleri değerlerin nesnelliğini vurgulamak için “ahlak” kelimesini davranışların zorlanma olmaksızın insanın kendinden çıkan huy şeklindeki tarif etmişlerdir. Kur’an’da da ahiret hayatını dışlayan putperest ve kabileci müşriklerin dünyevî zevkleri temel alan Cahiliyye Dönemi değerlerinin herkes tarafından kabul edilemez olduğu vurgulanmaktadır. Ahlaki değerlerin nasıl bilindiği

“Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!” (Nahl suresi, 59. ayet.) “Yoksa kötülük işleyenler ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar!” (Câsiye suresi, 21. ayet.) “Dediler ki: Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman helâk eder. Bu hususta onların hiçbir bilgisi de yoktur. Onlar sadece zanna göre hüküm veriyorlar.” (Câsiye suresi, 24. ayet.) Yukarıdaki ayetler, müşriklerin bazı düşünce ve davranışlarının çirkin, kötü ve yanlışlığını konu edinmektedir. Bu düşünce ve davranışlar hangileridir? Müşriklerin bunlar hakkında verdikleri hükümler nelerdir? Bulunuz.

konusunda kelam âlimleri iki farklı görüş öne sürmüşlerdir. Eş’arî âlimler insan eylemlerinin kendinde iyi-kötü gibi bir değerlerinin olmadığını, bu yüzden aklın neyin iyi neyin kötü olduğuna karar veremeyeceğini ve bilemeyeceğini, iyi ve kötünün ancak vahyin ifadesiyle anlaşılabileceğini iddia etmişlerdir. Mutezilî ve Maturidî âlimler ise fiillerin kendinde iyi-kötü gibi ahlakî değerleri olduğunu, aklın onlara iyi ya da kötü hükmü vermediğini ancak evrensel olan bu değerlerin akıl ile bilinebileceğini belirtmişlerdir. Maturidî ve Mutezilî âlimlerin fikirleri doğrultusunda inancı olmasa da birçok insanın ahlakî değerlere uygun davranabilmesi nedeniyle ahlakî değerlerin insanlardan bağımsız bir gerçeklikleri olduğu belirtilebilir. Bu nedenle özgür iradeye sahip insanın bu değerlere uygun davranması ve davranışlarının sorumluluğunu yüklenmesi gerekir. Kur’an’a göre inandıktan sonra özgür iradesiyle ahlakî değerlere uygun yaşayan insan, bu dünyada mutlu olduğu gibi ahirette de karşılığını alacaktır. Çünkü Kur’an’da “Allah güzel davrananları sever.”29 buyrulmuştur. 29 Bakara suresi, 195. ayet.

32


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.