Çürük Düş

Page 93

Ozancan Demirışık

olduğumun farkındaydım, ama can arzuma hâkim olup da kaçmayı başaramıyor, bu yapay felçten kurtulamıyordum. “Bir şeyi unutuyorsun,” dedi Gizem, “beni felç etmen mümkün değil Kılıç. Fırsatın varken beni etkisiz hale getirecektin. Yanlış yaptın.” Alev, arkasından usulca yaklaşıp Gizem’i kollarından yakaladı. “Ben ne güne duruyorum Gizemcim?” Kılıç yeri göğü titreten adımlarından sonuncusunu attı: Artık yüz yüzeydik. “Ayvayı yedin,” bakışı atıp, kollarımı büktü ve beni kaldırıp yerden yere vurmaya başladı. Birkaç metre ötemizdeki Gizem’se durmaksızın debelenmekteydi: Bu sayede Alev’in kolları bir nebze olsun gevşeyince, karnına tekmeyi geçirdi ve onun hâkimiyetinden kurtulup özgürlüğünü elde etti. “Hiçbir güne durmuyorsun Alevcim,” dedi ve pestilimi çıkarmakla meşgul olan Kılıç’a yöneldi. Zarif vücudundan beklenmeyecek bir kuvvetle Kılıç’ı tuttuğu gibi Kapılar’a fırlattı: Kılıç’ın bedeni tesadüfen Umman Kapısı’nı buldu ve okyanusa yuvarlandı. Gizem de onun peşinden balıklama atladı. Đşler giderek karman çorman bir hal alıyordu. Đkisi bir yandan kulaçlar atarak mücadele ederken ben de Mavi Kapı’ya koştum ve bu ıslak düelloyu dışarıdan izlemeye koyuldum. Her nasılsa, kapı açılınca sular içeri boşalmıyordu: Arada görünmez bir kalkan mevcuttu. Böylece olanları tiyatro salonundaymışım gibi açık ve net biçimde takip edebiliyordum. Gizem’le Kılıç bir yandan yüzüyor bir yandan da birbirlerini yumruklayıp tekmeliyorlardı. Hatta yeri geldiğinde dişlerini ve tırnaklarını bile kullanmakta, yani birbirlerine hasar verebilmek için her türlü olanağı değerlendirmekteydiler.

93


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.