17_HayatDergisi

Page 1

KASIM - ARALIK • SAYI 17

RAMAZAN ÇADIRI 11 Ay›n Sultan›’n› coflkuyla u¤urlad›k

fiAH‹N ÖZER Merdivenleri ç›karken arkana iyi bak, inerken laz›m olacak!

MASKO Dünyan›n en büyük mobilya kenti Küçükçekmece’de




Baflkan’dan 2

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

FIFA’dan Milli Tak›m’a ak›l

Sevgili Hemflehrilerim, Öncelikle gönül dolusu selam, sevgi ve muhabbetlerimi gönderiyorum. Üç y›l› aflk›n bir süredir sizlerin güven ve deste¤ini alarak, arkadafllar›mla birlikte planl› ve programl› bir flekilde çal›fl›yoruz. Çal›flma felsefemiz üç temel anlay›fla dayan›yor. Bunlardan birincisi, “‹nsan› yaflat ki devlet yaflas›n”, ikincisi “Hizmette tebessüm”, üçüncüsü ise “Hizmeti üretirken sizden gelen taleplerin dikkate al›nmas›”d›r. Bu anlay›fl›m›z neticesinde, bir zamanlar hayal gibi görünen baflar›lara imza att›k. Bafllatt›¤›m›z 183 mega projenin önemli bir k›sm›n› bitirdik, bir k›sm›n› da sürdürmekteyiz. Yönetime geldi¤imizdeki en büyük s›k›nt›m›z, Küçükçekmece’mizin kent merkezinden uzak kalm›fl olmas›yd›. Uzun ve istikrarl› çal›flmalarla, uzaklar› yak›n k›l›p ilçemizi ‹stanbul'un merkez bölgelerinden biri haline getirdik. Öyle ki; ilçemiz sadece ‹stanbul'da de¤il, Türkiye'de de kentsel dönüflüm denildi¤inde ilk akla gelen yerlerden biri haline geldi. Di¤er taraftan, uygulad›¤›m›z projelerle farkl› bir flehircilik vizyonu ortaya koyduk. Altyap› problemlerini önemli ölçüde çözdük. Yüksek bir yaflam standard›na ulaflman›z için e¤itim ve kültüre büyük yat›r›mlar yapt›k ve Küçükçekmeceli olmaktan gurur duyulmas›n› sa¤lad›k. Küçükçekmece, art›k herkesin örnek almaya bafllad›¤› “model ilçe” haline geldi. “Halka ra¤men de¤il, halkla birlikte” yürüme ilkesinden hiç flaflmadan, sizlerle el ele baflar›ya ulaflt›k. Gerçeklefltirmifl oldu¤umuz onca büyük projeye ra¤men, kendimizi henüz yolun bafl›nda görüyor ve çal›flma


flevkimizi asla yitirmiyoruz. Çünkü biliyoruz ki; daha yapacak çok iflimiz var… Verdi¤iniz destekle bizlere “Birlikte Baflard›k” diyebilme mutlulu¤unu yaflatt›¤›n›z için en içten teflekkürlerimi sunuyorum. Millet olarak son derece zorlu ve yürek yak›c› bir dönemden geçmekteyiz. Gencecik 12 fidan›m›z› topra¤a vermenin derin üzüntüsü ve kederini yüre¤imizden silmemiz mümkün de¤il. Vatan u¤runa gözünü k›rpmadan canlar›n› feda eden bu “Aslan Yürekli” yi¤itlerin ailelerine, yak›nlar›na taziyelerimi sunuyorum. Millet olarak hepimizin bafl› sa¤olsun… Dile¤im odur ki; bundan sonra tek bilek, tek yürekle, omuz omuza birlik ve beraberlikle bütün sorunlar›n üstesinden gelelim. Bundan sonra ac› haberler almayal›m, hiçbir annenin evlad› için ci¤eri yanmas›n, gelecek nesillere bar›fl içinde güzel bir dünya b›rakal›m…

Türkiye'mizde vatan›n bölünmezli¤i u¤runa canlar›n› verip, gökteki hilal ile y›ld›z› bayrak, topra¤› da vatan yaparak kara topra¤›n ba¤r›nda s›ra da¤lar gibi yatan flehitlerimiz; rahat uyuyun. Türkiye, siz ve sizler gibi “Aslan Yürekli” yi¤itlerin sayesinde bölünmez bir bütündür ve sonsuza dek öyle kalacakt›r. Mekan›n›z cennet olsun… Hepinizi en kalbi duygular›mla ayakta alk›fll›yor, al›nlar›n›zdan öpüyorum… Nur içinde yat›n…

Aziz YEN‹AY Küçükçekmece Belediye Baflkan›

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

3


içindekiler içindekiler 6 FORUM

22 Küçükçekmece’de Ramazan’›n tad› baflka

RÖPORTAJ

RÖPORTAJ

fiahin Özer

14

BAYRAM

28 MEHMET AK‹F ERSOY

30

BAYRAM

10

10 KASIM

Cumhuriyet’i kutluyoruz

20

HAfiMET BABAO⁄LU

32 CUMHUR‹YET MAHALLES‹

34 Ö⁄RETMENLER GÜNÜ

ETK‹NL‹K

18 FOLKLOR

Dünyan›n en büyük mobilya kenti

40

Türkiye fiampiyonu Küçükçekmece’den

FOLKLOR

Engelleri de, h›z s›n›r›n› da aflt›lar

ETK‹NL‹K

36

40 KONYA 24

HAKKI YALÇIN

38 ENGELL‹ DOSTU TEKNOLOJ‹

46 YAVUZ RENÇBERLER

47 PS‹KOLOJ‹ KULÜBÜ

MEKAN

48 PÜF NOKTASI / KEK‹K 50 K‹TAP 52 ‹LET‹fi‹M 54 PRAT‹K B‹LG‹LER 56 A⁄AÇ / AT KESTANES‹ 60 S‹NEMA&T‹YATRO 62 ‹NTERNET&TEKNOLOJ‹


KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT KASIM - ARALIK 2007 Say›: 17

Ate sadece dü tü€ü yeri yakm›yor!..

Sahibi

Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤› ad›na ‹nfl. Yük. Müh. Aziz Yeniay Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü

Ali R›za Altunel Genel Yay›n Koordinatörü

Recep Köse

Cihat Demir Genel Yay›n Yönetmeni

Cihat Demir Yay›n Kurulu

Recep Köse, Cihat Demir, Ayhan Metin, Ferdal Uzundurukan Yay›n Dan›flma Kurulu

Ahmet Gedik, Ali R›za Altunel, Enver fiengül, Halil Ortaç, Hüseyin Oflaz, Mübin Dursun, Recep Köse Grafik - Tasar›m

Mustafa Akada Haber, Araflt›rma, Dosya

Burcu Eda Erdem, Ersan Ulusan, Yasemin fiimflek, Buket Cömert, Yeflim Karabacak, Aytekin Akay Foto¤raf

Aziz Kaya Tayfun Durmufl Cenk Türkezer Renk Ayr›m, Bask› ve Cilt

Altan Bas›m Ltd. e-mail: info@altanbasim.com

KÜÇÜKÇEKMECE BELED‹YE BAfiKANLI⁄I Bas›n Yay›n ve Halkla ‹liflkiler Müdürlü¤ü Telefon: 0212 411 0 641 Faks: 0212 411 0 640

Genel Yay›n Yönetmeni cihatdemir@kucukcekmece.bel.tr

A s l › n d a b u a y k i y a z › m d a s i z l e r e g e r i d e b ›- b i r a n ö n c e k a r y a s › n i s t i y o r u m . Sevgili Küçükçekmeceliler, Cumhuriyet rakt› ›m›z yaz aylar›ndan, hazan mevsiminin g ü z e l l i k l e r i n d e n , o n b i r a y › n s u l t a n › R a m a- B a y r a m › ’ n › h e r z a m a n k i n d e n d a h a a n l a m l › z a n ’ › n b i z e k a t t › › h u z u r d a n b a h s e t m e k i s t i- k u t l u y o r u z . U l u Ö n d e r M u s t a f a K e m a l A t ay o r d u m . A n c a k , s o n b i r a y d a v e r d i i m i z e- t ü r k ’ ü 1 K a s › m d o l a y › s › y l a r a h m e t l e v e s a yhitler, yüre imizi yakt›, tüm güzellikleri per- g › y l a a n › y o r u z . B › r a k t › › e m a n e t i k o r u m a k onusundaki kararl›l› ›m›z› gösterelim. delerken, yerine ac› ve öfke b›rakt›. A t e d ü t ü ü y e r i y a k a r d e r l e r . O y s a b eB i r y › l › d a h a g e r i d e b › r a k m a k ü z e r e o l d unim de yüre im sizler gibi yan›yor. Allah u m u z u g ü n l e r d e , d a h a g ü z e l , d a h a y a ak i m s e y e e v l a t a c › s › v e r m e s i n . S a ç › n › n b i r t e- n a b i l i r b i r K ü ç ü k ç e k m e c e k o n u s u n d a k i d ulini bile, dünyan›n tüm nimetlerine de i - yarl›l› ›n›z için sizlere te ekkür ediyorum. m e y e c e i m i z b i r e v l a d › m › z › , d a h a y a a m ›- V e D a l › c a ’ d a n g e l e n s e s i n y ü r e i m i z d e k i n › n b a h a r › n d a a l › p g ö t ü r e n l e r , b u n u n h e s a- y a n k › s › y l a y a z › m › z › b i t i r i r k e n , E l e l e , o m u z b › n › m u t l a k a v e r e c e k l e r . e h i t l i k m e r t e b e s i- o m u z a b i r l i k v e b e r a b e r l i k i ç i n d e m u t l a k a , ne ula an, vatan topra ›n› korumak u runa ama mutlaka daha ayd›nl›k bir TÜRK‹YE c a n l a r › n › f e d a e d e n t ü m e h i t l e r i m i z e A l- d i l i y o r u m . . . lah’tan rahmet dilerken, onlara sonsuz minnet ve ükranlar›m› da s u n u y o r u m . A n n e l e r i n e - b a b a l a r ›DA⁄LICA’ DAN YAYILDI ACI B‹R SES, B‹R FERYAT na sab›r diliyorum. GENCEC‹KT‹LER, KÖRPE, BAHARINDAYDI 12 HAYAT Bizler Fatih’in, Atatürk’ün torun‘’VATAN SA⁄OLSUN’’ ‹D‹ MUTLAK lar›y›z. Biz haçl›lara, tüm dünyaya D‹⁄ER fiEH‹TLER G‹B‹ SON SÖZLER‹ yüzy›llard›r kar › durmas›n› bildik. ARKALARINDA 72 M‹LYON YÜREK Bundan sonra da durmas›n› biliriz. AÇIK G‹TMED‹ ELBET GÖZLER‹. Yeter ki toplum olarak bundan NE EZAN SUSACAK, NE BAYRAK ‹NECEK GÖNDERDEN s o n r a b i r b i r i m i z e d a h a s › k › s a r › l a12’YE N‹CE 12’LER YET‹fiECEK YEN‹ NES‹LLERDEN l›m. Ya ad› ›m›z her ac› bize güç ‘’BEN‹ DE ALIN, BEN DE SAVUNAYIM VATANI’’ kats›n. En büyük dile im bu. B i r a n ö n c e k a r y a s › n i s t i y o r u m . DED‹KÇE YETM‹fiL‹K DEDE K a r g e r ç e k t e n b e y a z o l d u u k a d a r ‘’BEN DE SU TAfiIRDIM ASKERE, safl› ›n ve güzelli in de simgesi. NE OLURDU GÖTÜRSELER HAKKÂR‹’YE’’ Bizi ü ütürken, s›cak bir elin, s›cak D‹YOR YA SOKAKTA OYNAYAN BEBE; b i r k u c a › n k › y m e t e n i d a h a i y i a n- BU M‹LLET ÖLMEZ, TÜRK’ÜN YURDU BÖLÜNMEZ. HESABI BIRAKIN ARTIK, HESAP ‹ÇRE ZINDIKLAR lar›z. S a d e c e T ü r k i y e ’ y i d e i l , t ü m DE⁄‹L TÜRK’ÜN ASKER‹NDEN YILDIRIM G‹B‹ MERM‹, d ü n y a y › b e y a z ö r t ü s ü y l e k a p l a s › n BU AZ‹Z M‹LLET S‹Z‹ TÜKÜRSE BO⁄AR. v e b ü t ü n k ö t ü l ü k l e r i y o k e t s i n i s t i- DÜNDEN DAHA SIKI, DAHA OMUZ OMUZA y o r u m . Ü ü y e n l e r l e , ü ü m e k , k a r- TEK YÜREK OLACA⁄IZ B‹L‹N. t o p u o y n a y a n ç o c u k l a r l a , k a r › n UCUZ HESAPLARINIZI DA ALIP ü z e r i n d e y u v a r l a n m a k i ç i n k a r y a - BU KUTSAL TOPRAKLARI TERKED‹N. s›n istiyorum. FAKR-U fiUARA/KIZKULES‹ ‹çimdeki yang›n› söndürsün diye 24 EK‹M 2007

12’LER B‹TMEZ!

www.kucukcekmece.bel.tr kucukcekmece@kucukcekmece.bel.tr KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

5


forum

TÜRK‹YE

Ac›m›z da, öfkemiz çok büyük!.. Son bir ay içinde verdi¤imiz 30’a yak›n flehit yüre¤imizi yakarken, öfkemizin de katlanarak büyümesine neden oluyor. Sanki birileri Türk’ün öfkesini test ediyor. Atefl düfltü¤ü yeri yakar derler. Bu atefller sadece düfltü¤ü yeri de¤il, tüm ülkeyi yak›yor. Hain terör örgütü PKK’n›n, d›fl güçlerin deste¤i ile iflledi¤i katliamlar›n art›k sona ermesi için ne gerekiyorsa yap›lmal›. Son olaylar gösterdi ki, Türk’ün Türk’ten baflka dostu yok. Biz annelerimiz-bac›lar›m›z silah, yiyecek tafl›yarak kurtulufl savafl›ndan bafl› dik olarak ayr›lan bir milletiz. Bir avuç teröristle mi bafla ç›kamayaca¤›z. Yeter ki, ülke insan› olarak omuz omuza verelim. “Bana dokunmayan y›lan bin yaflas›n” anlay›fl›na son verip, toplum olarak duyarl› olal›m. Son olarak Hakkari Da¤l›-

ca’da flehit verdi¤imiz 12 gencecik Türk evlad›n›n kan› yerde kalmayacak. Bundan önceki sald›r›lara nas›l cevap verdikse, buna da çok daha fliddetlisini verece¤iz. Türk halk› Piyade Astsubay Çavus Soner Özübek, Piyade Aste¤men Mehmet Bozkufl, Piyade Uzman Çavufl Selçuk Gürdal, Piyade Er Yavuz Öztürk, Piyade Er ‹rfan Beyaz, Piyade Er Vedat Kutluca, Piyade Er Mehmet Saraç, Piyade Er Lokman Eker, Piyade Er Mehmet Cücük, Piyade Er Zekeriya Yat›, Piyade Er Abdurrahman Do¤an’a Allah’tan rahmet, yak›nlar›na baflsa¤l›¤› diler. Bunun hesab› sorulur. Terörün arkas›na s›¤›n›p Türkiye’yi y›kmaya çal›flanlar, o canavara teslim olurlar. Ama, tek yürek, tek ses olan Türkiye, bu s›k›nt›n›n da üstünden gelir...

Refarandumdan % 69.1 ‘evet’ ç›kt› Cumhurbaflkan›n› halk›n seçmesi için yap›lan refarandumdan % 69.1 “evet” oyu ç›kt›. Kat›l›m›n %67.5 oldu¤u refarandumda 28.813.185 kifli oy kulland›. 22 Temmuz seçimlerine göre düflük kalan kat›l›m, yine de beklenenden fazla oldu. CHP’nin “Sand›¤a gitmeyin” ça¤r›s›na AK Parti, “Sand›¤a gidin ve demokratik hakk›n›z› kullan›n” ça¤r›s› yapm›flt›. Refarandumla birlikte Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’den sonra

gelecek, Cumhurbaflkan›’n›n halk seçecek. Mecliste, Gül’ün görev süresi ile ilgili tart›fl›lma olmamas› için gerekli düzenlemeler yap›ld›ktan sonra refaranduma gidilmiflti. 19.410.813 kifli refarandumda “evet” oyu kulland›. 8.750.511 kifli ise “hay›r” oyu verdi. Geçersiz oy say›s› ise 651.861 olarak belirlendi.Kat›l›m›n % 50’nin üstünde olmas› sebebiyle, refarandum ile ilgili tart›flmalar da sona ermifl oldu.

Kuzey Irak tezkeresi meclisten ezici üstünlükle geçti Son günlerde PKK’n›n ülkemize ve askerlerimize yönelik sald›r›lar›n›n artmas› nedeniyle, ordumuzun s›n›r ötesi bir harekat için gerekli olan izni, TBMM’si hükümete verdi. Kuzey Irak’ta bar›n›p, e¤itim gören ve silah edinen PKK’n›n sald›r›lar›n›n sona erdirilmesi için gerekli tezkereye hükümet ve di¤er partiler büyük destek verdi. 507 oyla kabul edilen tez-

kere ile birlikte ordumuza gerekli olan s›n›r ötesi hareket izni bir y›l süreyle ç›km›fl oldu. Hükümet bu izni kullanmadan önce son siyesi giriflimlerini de yap›yor. PKK’n›n faliyetlerine destek verenlere de gerekli ça¤r›lar yap›ld›. E¤er, sonuç ç›kmazsa Türkiye gerekeni yapacak ve Türkiye’nin gücünü dosta düflmana gösterecek. Bundan kimsenin kuflkusu yok.

Ya¤murlar bafllad›, ama su s›k›nt›s› henüz bitmedi... Sonbahar›n gelmesi ile ya¤›fllar bafllad›. Bu sene yaflanan su s›k›nt›s›, insanlar›m›z› biraz olsun bilinçlendirmifl durumda. Ya¤an ya¤murlara ra¤men ‹stanbul, Ankara ve‹zmir’e su sa¤layan barajlar›m›zdaki doluluk oranlar›

6

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

hala % 20’lerin alt›nda. Bu yüzden herkesin üzerine düflen görevini yapmas›, suyu bofla harcamamas› gerekiyor. Önümüzdeki y›llarda su s›k›nt›s› yaflanmamas› için sürekli tedbirli olmay› sürdürmek zorunday›z.


‹STANBUL

forum

Melen suyu Avrupa Yakas›’nda... ‹stanbul’un içinde bulundu¤u kurak dönem nedeniyle erken bitirilmesi için çal›flmalar›na h›z verilen ve 20 Ekim 2007 günü ilk kademesinin tamamlanan Melen Suyu ‹stanbul’un Avrupa Yakas› için de yeni içmesuyu kayna¤› olacak. Ömerli Baraj›’na ulaflacak Melen Suyu, infla edilen Bo¤az Geçifl Hatt› ile de Avrupa Yakas›na ulaflacak.

Sarayburnu–Salacak aras›na infla edilen Bo¤az Geçifl Hatt› Projesi’nde 16 bar bas›nca dayan›kl›, 1200 milimetre çap›nda dünyan›n en kal›n borular› kullan›l›yor. Toplam 32 milyon 111 bin YTL’ye malolacak projenin tamamlanmas›yla Avrupa Yakas›’na günlük 300 bin metreküp suyun ulaflt›r›lmas› sa¤lanacak.

Büyükflehir Zab›tas›’n›n filosuna 4x4 takviye Büyükflehir Belediyesi Zab›ta Dairesi Baflkanl›¤›, Zab›ta kontrol ve denetimlerini zorlu k›fl flartlar›nda da aksatmadan yürütmek ve daha iyi bir hizmet sunmak için, 20 adet 4x4, çift kabin ISUZU marka arac›, araç park›na katt›. Arazi vitesine otomatik geçifl yapabilen bu araçlar ya¤›fll› ve karl› havalarda Zab›ta ekiplerinin denetimlerini aksatmadan yürütmesini

sa¤layacak. 5216 say›l› yasayla Büyükflehir Belediyesinin sorumlulu¤unun ‹stanbul il s›n›rlar›na kadar geniflletilmesi nedeniyle kontrol ve denetimler de büyük bir alana tafl›nd›. Zorlu arazi ve hava flartlar›nda da hizmet vermesi gereken Zab›ta Dairesi Baflkanl›¤›’n›n uygulama ve denetimlerinde motorize araçlar›n önemi bir kat daha art›yor.

‹stanbul art›k Dünya Haller Birli¤i üyesi ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi ve Hal Müdürlü¤ü, modern insan yaflam›n›n en önemli unsurlar›ndan olan sa¤l›kl›, hijyenik ve kaliteli taze besin tedarikinin serbest rekabet koflullar› alt›nda hem ulusal hem de uluslararas› alanda yayg›nlaflt›r›lmas› ve daha h›zl› ak›fl›n›n sa¤lanmas›n› amaç edinen Dünya Haller Birli¤i’ne üye

olarak; en son geliflmeleri ve en iyi uygulamalar› takip ederek modern halcilik anlay›fl›n› ‹stanbullular›n hizmetine sunmaktaki kararl›l›¤›n› ortaya koyuyor. ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi’nin tam üyesi oldu¤u bu kurulufla Türkiye’den TÜMESKOM, ‹MESKOM ve ‹SMEYDER de ortak üye durumundad›r.

Cape Elizabeth gemisine rekor ceza kesildi Büyükflehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Baflkanl›¤›/Çevre Koruma Müdürlü¤ü ekipleri, Yeflilköy aç›klar›nda denize tehlikeli kimyasal madde deflarj etti¤i tespit edilen Marshall Adalar› bandral› Cape Elizabeth gemisinin ilgililerine, Çevre Kanununa istinaden 872.694,90 YTL rekor düzeyde idari para

cezas› uygulad›. Büyükflehir Belediye Baflkanl›¤›, Çevre Koruma Müdürlü¤ü, Çevre Koruma Zab›ta Amirli¤i Deniz Denetim Ekiplerinin, deniz kirlili¤ini önlenmek amac›yla yapt›¤› denetimler havadan ve denizden, 24 saat devam ediyor. Helikopterle denetimlere 2006 y›l›ndan itibaren baflland›.

29 Ekim kutlamalar› için foto¤raf yar›flmas› ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Cumhuriyetin 84. y›l kutlamalar›n›n coflkusuna katk› sa¤lamak amac›yla 29 Ekim 2007 tarihinde 20:00/21:00 zaman diliminde K›z kulesi ve Bo¤az köprüsü aras›nda ses, ›fl›k ve havai fiflek gösterileri düzenleyecek. Bu coflkunun ülkemizde

foto¤raf sanat›na gönül vermifl amatör/profesyonel tüm foto¤rafç›lar taraf›ndan belgelenmesi amaçlan›yor. Foto¤raf yar›flmas› sonucunda da görsel bellek oluflturulmas› amaçlan›yor. Konu ile ilgili daha genifl bilgi almak isteyenler, www.ibb.gov.tr’ye bakabilirler. KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

7


forum

KÜÇÜKÇEKMECE

Okullar›m›za çok amaçl› spor alanlar› Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤›, çocuklar›m›z› en iyi e¤itim imkânlar›yla buluflturmak ve her branflta gelece¤in sporcular›n›n yetifltirilmesine katk›da bulunmak amac›yla ilçe okullar›na çok amaçl› spor tesisleri kazand›r›yor. Bu kapsamda ilk aç›l›fl program› Küçükçekmece ‹lkö¤retim Okulu’nda düzenlendi. ‹MKB Anadolu Turizm Otelcilik Meslek Lisesi’nde yap›m› ta-

mamlanan tesisin aç›l›fl› ise 5 Ekim Cuma günü Belediye Baflkan› Aziz Yeniay taraf›ndan gerçeklefltirildi. Programa protokol misafirleri, ö¤retmenler, ö¤renciler ve veliler kat›ld›. Sa¤l›kl› nesiller yetiflmesi ad›na çocuklara spor yapma al›flkanl›¤›n›n kazand›r›lmas› gerekti¤ini ifade eden Yeniay, Küçükçekmece’de 36 spor tesisinin ilçeye kazand›r›ld›¤›n› söyledi.

Bezirganbahçe’de okuma yazma kurslar› bafllad› Küçükçekmece Belediyesi, Ayazma Tepeüstü Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda Bezirganbahçe Konutlar›’na tafl›nan ailelere yönelik okuma yazma kursu düzenliyor. ‹lçe halk›n›n sosyal ve kültürel düzeylerinin geliflimi ad›na çal›flmalar›na devam eden Küçükçekmece Belediyesi, Anne Çocuk E¤itim Vakf› (AÇEV) iflbirli¤inde okuma-yazma kursu düzenliyor. TOK‹ Bezirganbahçe Ertu¤rul Gazi ‹lkö¤retim Okulu’nda gerçeklefltirilen

8

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

e¤itimler, AÇEV’in gönüllü ö¤reticileri taraf›ndan veriliyor. Kat›l›mc›lar›n, okudu¤unu anlama, yorumlama ve elefltirel düflünebilme becerilerini gelifltirmeyi hedefleyen e¤itimler yaklafl›k 3 ay sürecek. Yaflam kalitesini yükseltmek ve gelece¤in temellerini sa¤lamlaflt›rmak ad›na bafllat›lan bu çal›flma ile kat›l›mc›lar›n okuma yazmay›, günlük hayat›n› kolaylaflt›racak flekilde kullanmas› sa¤lan›rken, kiflisel geliflimlerine de katk›da bulunuluyor.


forum

KÜÇÜKÇEKMECE ‹stanbul’un kurtuluflunun 84. y›l›n› coflkuyla kutlad›k ‹stanbul’un düflman iflgalinden kurtuluflunun 84. y›ldönümü dolay›s›yla Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤›’n›n katk›lar› ile ‹lçe Milli E¤itim Müdürlü¤ü taraf›ndan Halkal› Kültür Merkezi’nde bir kutlama program› düzenlendi. Programa ‹lçe Kaymakam› Osman Ebilo¤lu, Belediye Baflkan› Aziz Yeniay, Garnizon Komutan› Alb. Suat Y›lmaz, ‹lçe Milli E¤itim Müdürü Murat Pamukçu, pro-

tokol misafirleri ve çok say›da Küçükçekmeceli kat›ld›. Sayg› duruflunun ard›ndan ‹stiklal Marfl›’n›n okunmas›yla bafllayan programda ‘Eski ‹stanbul ve ‹flgal Günleri’ ile ‘‹stanbul’un Bugünü’ slayt gösterileri yer ald›. Tiyatro gösterisinin renk katt›¤› programda, davetliler ‹stanbul fliirlerini dinledi. ‹stanbul flark›lar› ile de ‹stanbul’un 84. kurtulufl günü gösterileri son buldu.

Bütün annelere “emzirin” demek için bulufltuk... Anne sütünün önemi ve bebek sa¤l›¤› üzerindeki olumlu etkisi konusunda anneleri bilinçlendirmek ve sa¤l›kl› nesiller yetiflmesine katk›da bulunmak amac›yla düzenlenen etkinlikler Cennet Mahallesi ile Küçükçekmece ve Sefaköy Meydan›'nda gerçeklefltirildi. Belirlenen yerlerde kurulan çad›rlarda ve stantlar-

da anne sütü ile emzirme hakk›nda bilgi verildi ve ‹l Sa¤l›k Müdürlü¤ü’ne ba¤l› uzmanlar taraf›ndan annelerin sorular› yan›tland›. Etkinlik kapsam›nda ayr›ca programlara kat›lamayan annelere ulaflmak amac›yla da gezici araçlarla mahallelere gidilerek bilinçlendirme e¤itimleri yap›ld›.

Çad›rlarda g›da hijyeni denetimi yap›ld› Sefaköy ve Baflakflehir’de kurdu¤u çad›rlarda her gün yaklafl›k 6000 kifliye iftar veren Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤› tüketime sunulan yemeklerin g›da analizini yapt›rd›. Halk›n sa¤l›¤›n› daima göz önünde bulunduran Küçükçekmece Belediyesi analizi sadece da¤›t›lan yemeklerle s›n›rl› tutmayarak; özel yemek firmas›n›n mutfa-

¤›ndan, çal›flan personele ve kullan›lan ekipmanlara kadar hijyen denetimi yapt›rd›. Tar›m Bakanl›¤›’ndan onayl› Kontrollab G›da Laboratuar› taraf›ndan gerçeklefltirilen analiz sonucunda hiçbir mikroorganizma türüne rastlan›lmad›¤›n› ve tüketime sunulan yemeklerin Türk G›da Kodeksi sa¤l›k kriterlerine uygun oldu¤u belirtildi.

Özel mülkiyet alanlar›nda y›k›mlara baflland› Türkiye’deki gecekondu dönüflüm çal›flmalar› içerisinde en büyük kapsaml› ve en k›sa sürede tamamlanan proje olan Küçükçekmece Ayazma-Tepeüstü Mevkileri Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda özel mülkiyet alanlar›nda anlaflmal› y›k›mlar devam ediyor. Proje-

nin ilk etab›nda Maliye hazinesi üzerindeki 943 adet gecekondu y›k›larak, hak sahipleri Bezirganbahçe Konutlar›na yerlefltirildi. Proje kapsam›nda ikinci aflamada ise özel mülkiyetteki vatandafllar ile anlaflma sa¤lanarak y›k›mlara baflland›.

Muhtar Salim Pektafl’› kaybettik

Küçükçekmece flehidini u¤urlad›

‹lçemiz mahallelerinden Cumhuriyet Mahallesi'nin otuz y›ll›k muhtar› Salim Pektafl'› kaybettik. Merhum Pektafl, ayak a¤r›s›yla gitti¤i hastanede tedaviye bafllad› ve bir süre sonra da aram›zdan ayr›ld›. Mahallede çok sevilen bu sevgisinin karfl›l›¤›n› üst üste muhtar seçilerek alan merhum Pektafl için k›z› Süreyya Pektafl, 'Babam art›k muhtarl›¤› b›rakacakt› ama ömrü vefa etmedi' dedi.

fi›rnak’ta vatani görevini yapan ilçemiz sakinlerinden Tabib Aste¤men Mustafa Barut flehit oldu. Kald›klar› sa¤l›k çad›r›na aç›lan atefl sonucu a¤›r yaralanan ve kald›r›ld›¤› hastanede flehit olan Aste¤men Barut için ilçemizde yap›lan törene çok say›da vatandafl, Belediye Baflkan›m›z Aziz Yeniay ve üst düzey askeri erkan kat›ld›. fiehidimize Allah’tan rahmet, yak›nlar›na baflsa¤l›¤› diliyoruz. KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

9


etkinlik

MASKO, 440 bin metrekare kapal› alan› ve 530 teflhir ve sat›fl ma¤azas›yla dünyan›n en büyük mobilya kenti olarak an›l›yor. Küçükçekmece ‹kitelli’deki MASKO, sadece yurt içinden de¤il, yurt d›fl›ndan da müflteri çekiyor.

Onbir Ay›n Sultan› Ramazan’› u¤urlad›k 10

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT


Sefaköy ve Baflakflehir’de Belediyemizin kurdu¤u çad›rlarda her akflam orucumuzu yaklafl›k 6.000 kifliyle birlikte açman›n huzurunu yaflad›k. Düzenledi¤imiz özel gecelerde Ramazan’›n tad›n› halk›m›zla yaflad›k. Onlarla flark›lar, ilahiler söyledik. Hep birlikte coflup, dert orta¤› olduk.

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

11


etkinlik

4. Geleneksel Ramazan etkinlikleri, Sefaköy’de 1650, Baflakflehir’de 600 m2’ lik alana kurulan çad›rlar›m›zda 13 Eylül Perflembe günü, flehit ailelerine verilen iftar yeme¤iyle aç›l›fl›n› yapt›. Konserlerden, çocuklara yönelik e¤lence programlar›na, ramazan meddahlar›ndan, orta oyunlar›na kadar birçok etkinli¤in yer ald›¤› programda özel geceler de düzendi. Ramazan süresince 21.00 -23.30 saatleri aras›nda gerçeklefltirilen etkinlikler kapsam›nda; ‹brahim Sadri, Yücel Arzen, Dursun Ali Erzincanl›, Türk Halk Müzi¤i Sanatç›s› Turgay Baflyayla ve U¤ur Arslan sahne ald›. Bu sene de dolu dolu bir program›n haz›rland›¤› Geleneksel 4. Ramazan Etkinlikleri’nde Necip Faz›l K›sakürek’i anma program›, Mevlana gecesi, Yetimler Gecesi, Ahilik Haftas› ve Kadir Gecesi özel programlar› düzenlendi. Ramazan’›n ilk gününden itibaren ilçe halk›n›n yo¤un ilgi gösterdi¤i programda bu güne kadar birbirinden de¤erli sanatç›lar sahne ald›. Konusunda uzman hatipler Engin Noyan, Vehbi Vakkaso¤lu, Yavuz Bahad›ro¤lu ve Nihat Hatipo¤lu’nun eflsiz sohbetlerinde biraraya gelen Küçükçekmeceliler, Sami Aksu, Erkan Mutlu, Taflk›n

12

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

Savafl, Burhan Topal’›n dinletileri eflli¤inde Ramazan’›n ruhuna uygun vakitler geçirdi. On bir Ay›n Sultan› Ramazan›n gelifline güzel bir programla haz›rlanan Küçükçekmece Belediyesi; ilk gün özel ve seçkin bir iftar düzenledi. Birlik ve beraberlik duygular›n›n perçinleflti¤i bu günde, Küçükçekmece Belediye Baflkan› Aziz Yeniay Sefaköy çad›r›nda fiehit Aileleri ve sanatç›larla biraraya geldi. Esra Ceyhan, R›dvan Dilmen, Ozan Orhon, Serpil Çakmakl›, Ümit Yaflar, Ç›lg›n Sedat, Yaflar Alptekin, Güler Ifl›k, Tayfun Duygulu, Meriç, S›la Naz ve ATO Baflkan› Sinan Aygün’ün kat›l›m›yla gerçeklefltirilen iftar yeme¤i görülmeye de¤erdi. Küçükçekmece Belediye Baflkan› Aziz Yeniay bütün Müslüman aleminin Ramazan›n› tebrik ederken; bu y›l da kardefllik ve huzur ortam› içerisinde bu ay›n geçirilmesi temennisinde bulundu. ATO Baflkan› Sinan Aygün ise; bu güne kadar gördü¤ü en nezih ve düzenli çad›r›n Sefaköy Çad›r› oldu¤unu dile getirdi. Sefaköy ve Baflakflehir’de kurdu¤u çad›rlarda her gün yaklafl›k 6000 kifliye iftar veren Küçükçekmece Belediyesi, her akflam düzenledi¤i programlarla ilçe halk›na keyifli bir Ramazan


yaflatt›. ‹lçe halk›n›n yo¤un ilgisiyle devam eden programlar kapsam›nda, 27 Eylül Perflembe günü iftar sonras›nda Prof. Dr. Mehmet Emin Ay ‘Aile ‹çi ‹letiflim’ konulu sohbeti ile Küçükçekmecelilerle biraraya geldi. Sohbetin ard›ndan sahne alan Türk Halk Müzi¤i sanatç›s› ‹smail Hazar da söyledi¤i ilahiler ve türkülerle unutulmaz bir geceye imza att›. Program sonras›nda Prof. Dr. Mehmet Emin Ay, çad›rda düzenlenen ve ramazan süresince aç›k kalan kitap fuar›nda kitapseverlerle biraraya gelerek eserlerini imzalad›. Ramazan Etkinlikleri kapsam›nda 29 Eylül Cumartesi günü sevilen sanatç› Orhan Ölmez sahne ald›. Sefaköy çad›r›nda biraraya gelen genç yafll› yüzlerce Küçükçekmeceli Orhan Ölmez’in eski ve yeni flark›lar›n› hep birlikte söyledi. 4. Ramazan Etkinlikleri’nde 3 Ekim’de ‹brahim Sadri – Yücel Arzen, 5 Ekim’de Dursun Ali Erzincanl›, 6 Ekim’de Türk Halk Müzi¤i Sanatç›s› Turgay Baflyayla ve 11 Ekim’de U¤ur Arslan sahne ald›. Birçok de¤erli sanatç›n›n ilçe halk›yla biraraya geldi¤i etkinliklerde düzenlenen özel gecelerde, halk›m›zla bir arada olman›n mutlulu¤unu yaflad›k. Onlarla cofltuk, onlarla dertlefltik. Güle güle onbir ay›n sultan›. Bu sene de bize mutn luluklar b›rakt›n.

Ramazan boyunca hem Sefaköy, hem de Baflakflehir’deki çad›rlar›m›zda güzel saatler geçirdik. Kimi zaman sanatç›larla cofltuk, kimi zaman tatl› sohbetlerle geçmifle gittik, ruhumuzu temizledik. Geriye dönüp bakt›¤›m›zda ise bir ay göz aç›p kapay›ncaya kadar geçip, gitmiflti...

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

13


röportaj

fiahin zer Ö 1957 Y›l›nda Malatya’da do¤du. 1965 y›l›nda plak sat›fl› yapan babas›n›n yan›nda çal›flmaya bafllad›. O zamanlar Laleli Cami’sinin alt›nda bir dükkânlar› vard› ve babas› bu dükkânda Prodüktörlük yap›yordu; ilk pla¤› Mehmet Bozdo¤an’a yapt›. Köyden kente gelen ve bir türlü ortama uyum sa¤layamayan Özer, ilkokuldan sonra okulu b›rakt› ve baba mesle¤ine daha o günlerde ilk ad›m› att›. Sonralar› ortaokul ve liseyi d›flar›dan bitiren fiahin Özer, kendini son derece iyi bir flekilde yetifltirdi. Askerli¤ini yapt›ktan sonra yurt d›fl›nda Prodüktörlük e¤itimi ald›. 1983 y›l›nda “fiahin Özer Müzik Yap›m A.fi” firmas›n› kurdu. Cengiz Kurto¤lu, Fatih K›saparmak, Yonca Evcimik, Mustafa Sandal, Deniz Seki, Davut Gülo¤lu, Gökhan Özen, Emel Müftüo¤lu, Ozan Orhon, Güllü, Naflide Göktürk, Murat Baflaran, Harun Kolçak ve daha birçok ünlüyü Tür müzik piyasas›na kazand›rd›.

14

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT


“Merdivenden ç›karken arkan›za iyi bak›n, inerken size laz›m olacak...” öportaj için gitti¤imiz ve sohbetine doyamad›¤›m›z baflar›l› Prodüktör fiahin Özer sohbetini sizlerle paylaflman›n keyfini yafl›yoruz. ‹nan›yoruz ki, onu yak›ndan tan›d›kça daha çok sevecek, yapt›¤› ifllere daha çok sayg› duyacaks›n›z. Bize göre Türkiye’de B‹R numara O...

R

n Baban›z neredeyse sizin mesle¤inizin ilklerinden... O zamanlar Prodüktör olmak daha m› kolayd›? Ben babam›n yan›na 1965 y›l›nda geldim ve babam çoktan ifle bafllam›flt› bile. Sanatç›larla kurdu¤u samimiyet onu bu mesle¤e zorlam›flt› adeta. Do¤ubank ifl han›nda bir avuç plakç› vard› o zamanlar, flimdi ki kadar çok de¤il. fiu s›ralar neredeyse 1700’den fazla plakç› var. Babam, ilk pla¤› Mehmet Bozdo¤an’a yapt›, ayr›ca Hamiyet Yüceses’in “Her yer karanl›k” albümü yine babam taraf›ndan ç›kar›ld›. Tam o dönemde plaktan kaset dönemine geçifl ya-

fiimdiki gençler maalesef nereden geldiklerini çok çabuk unutuyorlar. Bir tane albüm yapan›n yolda yürüyüflü de¤ifliyor; önceden böyle de¤ildi. Biz “ne kadar popüler olursan, ne kadar zengin olursan, o kadar mütevaz› ol” döneminden geliyoruz.

n BURCU EDA ERDEM fland›. Ben o zamanlar 9 yafl›ndayd›m ve ‹stanbul’a uyum sa¤lamakta oldukça zorluk çekiyordum. Malatya’da naylon ayakkab› ile okula giderken, buraya geldi¤imde papyon- kravat takmaya bafllamak beni çok etkilemiflti. Yafl›m küçük olmas›na ra¤men tutucuydum ve okulda sorun ç›kar›yordum ister istemez. S›n›f›n k›zlar›na laf ettirmedi¤im için, laf atan bir ö¤renciyle kavga edip s›n›fta kald›m. n Okulu b›rakt›ktan sonraki süreç nas›l geliflti? O dönem babama iflçi laz›md›, ben talip oldum. A¤›r paket-

lerle ifle bafllad›m, 50–70 kiloluk iple ba¤lanm›fl kolileri tafl›yarak bütün Anadolu’yu dolaflt›m. fiimdi iftihar ederek anlat›yorum babam›n bana bu kadar yüklenmesini. Türkiye’de gezmedi¤im il, ilçe, nahiye kalmad› diyebilirim. 25 sene önce bir müflterimiz vard› Kars’ta, benim de yolum oraya düfltü geçenlerde, gidip ziyaret ettim, çok flafl›rd›lar, eskilerden konufltuk. Asl›nda ben bu yüzden yapt›¤›m iflte baflar›y› yakalad›¤›m› söyleyebilirim. Türk insan›n› tan›mak bizim için çok önemli bir meziyettir ve ben bu meziyeti hep do¤ru yerde ve do¤ru zamanda kulland›m. Karadeniz insan›n› iyi tan›d›¤›m için nas›l tepki vereceklerini bilerek Davut Gülo¤lu’ nu “Türkiye’ nin Ricky Martin’i” diye ç›kard›m. Normalde buna izin vermezlerdi, ama ben onlar› çok iyi tan›yorum. Türkiye’nin en modern yerlerinden bir tanesi Karadeniz’dir, Karadeniz insan›n› iyi tan›mak gerekir. ‹flte hep bu yüzden babama minnettar›m diyorum, bana KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

15


röportaj

fiahin zer Ö memleketimi ve memleketimin insan›n› tan›ma f›rsat› verdi. n Bu kadar zor olmas›na ra¤men neden Prodüktörlük? Babam›n çok büyük etkisi var elbette, ama babam›n tesadüfî yapt›¤› ifli ben daha bilinçli bir flekilde yapmak istiyordum. Daha çok okuyan ve kendini gelifltiren bir yap›m vard›. Dünyada benim mesle¤imi yapan ünlü adamlar›n hayatlar›n› araflt›rmaya bafllad›m. Neticede hükmeden bir Prodüktör olmak ve belki de flark›c›dan daha ünlü bir yap›mc› olmak çok önemliydi ve ben onu baflarmal›yd›m. Babam›n yan›ndan ayr›lmam› istemedi¤i bir dönemde askere gittim ve babamla aram›z aç›ld›. Döndü¤ümde en iyi ifl bildi¤in ifltir diyerek baba mesle¤ini devrald›m. Babam›n ifli b›rakt›¤› zaman korsan›n bafllad›¤› zamanlard›, yasall›k yeni bafllam›flt›. Hak sahibi olunmaya baflland›. O s›ralar babam Unkapan›’n› b›rakm›fl, Avc›lar’da baflka bir dükkân açm›flt›. Babam›n Unkapan›’nda dükkan› b›rakt›¤› adamdan ayn› dükkan› geri ald›m. Babam›n dükkan› bana yak›fl›r dedim. fiahin Özer Müzik Yap›m A.fi yi kurdum. n ‹lk albümü kime yapt›n›z? Bir arkadafl›n gönderdi¤i genç biri geldi bir gün, o gence kaset yapt›k ve fiahin Özer Cengiz Kurto¤lu diye birini Türk insan›na kazand›rm›fl oldu. Büyüklerin “aferin” demesinin önemli oldu¤u ve yasallaflman›n yeni bafllad›¤› o dönemde, borç alarak yapt›¤›m albüm sonradan f›rt›nalar estirdi, herkes beni kutlad›. Daha son-

16

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

“Her sanatç›n›n ayr› bir hikayesi var elbette ama Cengiz Kurto¤lu, adaml›¤›n› ve duruflunu bozmad›¤› için benim için çok ayr› bir yerdedir. ‘fiark›c› olmak, meflhur olmak baflka, orada durmay› baflarmak baflka.’ fiimdiki sanatç›lar bunu beceremiyorlar.”

radan yine hofllanarak dinledi¤im birçok a¤abeyin bana yapma dedi¤i bir albüm daha ç›kard›m Arif Susam adl› arkadafla. Ankara’da sevdi¤im bir a¤abeye 200 tane gönderdim satmas› için depolar›na. Beni çok sevdi¤i için ve hemflehri oldu¤umuz için, bana telefon aç›p dünyan›n laf›n› söyledi, tutmayaca¤›n› söyledi. Ben de alt taraf› 200 tane, geri gönder dedim; ayn› a¤abey beni akflam saatlerinde arayarak tebrik etti, 10.000 tane daha kaset göndermemi istedi. Para yoktu o zamanlar 10.000 tane kaset bast›racak, ertesi gün ayn› a¤abeyden 20.000 paras› geldi ve hemen kaseti bast›k. Arif Susam albümünü bir tek o a¤abeyimiz satabildi. 1 milyona yak›n sat›fl yakalad›. Daha sonra Fatih K›saparmak oldu, Emel Müftüo¤lu oldu, sonra Yonca Evcimik oldu, Deniz Seki oldu, Mustafa Sandal, Ferda An›l Yark›n ve daha birçok sanatç› müzik piyasas›na girifl yapt›. Hepsinin ayr› bir hikayesi var elbette ama Cengiz Kurto¤lu, adaml›¤›n› ve duruflunu bozmad›¤› için benim için çok ayr› bir yerdedir. “fiark›c› olmak, meflhur olmak baflka, orada durmay› baflarmak baflka.” fiimdiki gençler maalesef bunu beceremiyorlar, bir tane albüm yapan gençlerin yolda yürüyüflü de¤ifliyor; önceden böyle de¤ildi. Biz “ne kadar popüler olursan, ne kadar zengin olursan, o kadar mütevaz› ol” döneminden geliyoruz. n Özenilecek bir mesle¤iniz oldu¤unu düflünüyor musunuz? Hay›r, özenilecek bir taraf› yok asl›nda. Bir taraf› var çok güzel, insan-


lar›n ulaflamad›¤›, görmek için heyecanland›¤› kiflilerle her an görüflme f›rsat›n›z var, onlar›n bafl›ndas›n›z. Bu çok önemli bir fleydir. Ama baflka bir taraf› var ki; sizin dünyaya getirdi¤iniz sanatç› gün geliyor, sizi be¤enmiyor. Türk kültürel yap›s›n›n dejenerasyona u¤ramas› sonucunda maalesef ac› olaylarla karfl›lafl›yoruz. Biz hala Anadolu yaflarken, insanlar Avrupa yaflamaya çal›fl›yorlar ve maalesef onu da beceremiyorlar. Üzgünüm ama havada kalm›fl bir kültürün flahidiyiz flu s›ralar. Ben her zaman, herkese kültürel yap›n›n de¤iflmesi ve alt yap›n›n yeniden oluflturulmas› gerekti¤ini anlat›p durdum. ‹lkokullarda örf ve adetlerimizin, gelenek ve göreneklerimizin ders olarak okutulmas› gerekti¤ini söyledim; baz›lar› bana kat›ld›, baz›lar› karfl› ç›kt›. Bana göre tek yol bu; birkaç nesil feda edebiliriz ama üçüncü nesilde biliyorum ki s›f›rdan mükemmel bir nesil yetiflecek ve dünyaya gerçek Türk kültürünü gösterecek. n Türkiye’den bir “Dünya Star›” ç›kabilir mi? Bunlar olabilen fleylerdir, biz otantik müzi¤imizle birilerini al›p bir yerlere elbette götürürüz ama tabii bunun için büyük paralar laz›m. Mesela Michael Jackson’›n bir klibi Rusya’da çekilmiflti ve Rus ordusuyla çekildi, çok paralar harcand›. Rus ordusunun tamam›n›n kullan›ld›¤› bir klibin bütçesini düflünemiyorum. Do¤ru proje, sa¤lam bütçe ile “Dünya Star›” ç›karabilirsiniz. Önce kifliyi psikolojik olarak haz›rlamak gerekiyor. Kendisini, varsa ailesini psikolojik testten geçirmek laz›m, önce tedavi edece¤iz sonra piyasaya ç›karaca¤›z. Hasta olduktan sonra tedavi etmenin anlam› yok. Böyle olursa gerçek bir “Dünya Star›” ç›karabiliriz. n Yeflile ve ormana düflkün-

lü¤ünüz konufluluyor. Orman müdürlü¤ü konserlerine ücretsiz sanatç› göndermiflsiniz, ne diyeceksiniz? fiu andaki Bas›n Yay›n Müdürünüz Cihat Demir, o zamanlar Orman Müdürlü¤ü’nde çal›fl›yordu. ‹stemeyi bilen ender insanlardan biridir kendisi ve yüre¤i çok güzeldir. Kendi gibi beni de k›sa zamanda orman sevdal›s› yapt›. fiimdi kendime bir yer sat›n ald›m Silivri’de ve a¤ac›n bile olmad›¤› bir yeri orman yapt›m. Bence bitkileri, ormanlar› ve hayvanlar› sevmeyen, insanlar› da sevmez. n Türkiye’de ulaflmak istedi¤iniz en üst nokta neresidir? Asl›na bakarsan›z ulaflmak istedi¤im yerdeyim fluanda. Ama bir “Dünya Star›” bulamadan gidersem gözüm aç›k gider. Çok paralar kazan›p, o paralar› harcayabilece¤im birini bulmak, bilgi birikimlerimi ona aktarmak istiyorum. n Son olarak okurlar›m›za mesaj›n›z nedir? Küçükçekmece Belediyesi’nin bütün aktivitelerini takip etmeye ve kat›lmaya çal›fl›yorum. Öncelikle Belediye Baflkan› Say›n Aziz Yeniay’› sonra bütün çal›flanlar› tebrik ediyorum. Bu vesile ile flunu da söylemek isterim ki, bu renkli dünyaya özenip flark›c› olmak için evden kaçan ya da bunu akl›ndan geçiren bütün gençlerimizi uyar›yorum. Hiçbir yer baba evi kadar s›cak de¤ildir, sak›n böyle bir düflünceye kap›lmas›nlar. Herkes sahip oldu¤u fleylerin k›ymetini bilmeli ve elinden f›rsatlar› kaç›rmamal›. Buradan tüm okurlara sevgi ve sayg›lar›m› iletiyon rum.

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

17


etkinlik

go-kart Engelleri de, h›z s›n›r›n› da aflt›lar Küçükçekmece 1. Engelliler Go-Kart Yar›flmas› oldukça yo¤un kat›l›m›n gerçekleflmesi ile yap›ld›. Engelli AK Parti Milletvekili Lokman Ayva ve sanatç› Metin fientürk’ün de kat›ld›¤› yar›flmada, Recep Karaya¤›z flampiyon oldu. ‹lçe halk›n›n, bas›n›n ve engelli vatandafllar›m›z›n yo¤un ilgi gösterdi¤i yar›flmada herkes h›z s›n›r›n› aflman›n keyfini yaflad›...

18

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT


Engelli yar›flmac›lar›n her piri usta birer pilot kadar yetenekli olduklar›n› gösterdiler. H›zla girdikleri virajlarda, keskin dönüfller yap›p, sonra yeniden gaza yüklenirken izleyenlerden de bol bol alk›fl ald›lar. AK Parti Milletvekili Lokman Ayva da yar›flmac›lara sürekli alk›fl ve tezahürat ile destek verdi...

K

üçükçekmece Belediyesi Özürlüler Koordinasyon Merkezinin, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu ve Ortopedik Özürlüler Federasyonunun deste¤iyle düzenledi¤i “Küçükçekmece 1.Engelliler Go-Kart Yar›flmas›” muhteflem görüntülere sahne oldu. Kulvar›nda bir ilk olan ve engelli vatandafllar›n günlük yaflama karfl› motivasyonlar›n› artt›rmak ve sosyalleflmelerine katk›da bulunmak amac›yla düzenlenen yar›flma Küçükçekmece Göl Kenar› Rekreasyon Alan›nda 2 gün sürdü. Yar›flmaya ülkenin de¤iflik yerlerinden gelen 52 yar›flmac›n›n yan›nda görme engelli Ak Parti milletvekili Lokman Ayva ve ses sanatç›s› Metin fientürk de kat›ld›. Milletvekili Ayva, ne düflünüyorsunuz diye soran Fatih Mühürdar’a “iyi fleyler düflünüyorum, burada yar›flmak de¤iflik bir tat, bu yar›fl› karanl›kta yapmak laz›m kör olarak yar›flmak çok güzel” yan›t›n› verdi. ‹ki gözü de görmeyen Metin fientürk ise go-kart arac›n›n üzerinde “ben kurs aç›p direksiyon dersi verece¤im ayr›ca Ferrari arabaya binip 300 km. h›z yapaca¤›m belki o zaman gözüm aç›l›r da görüyorum diye ba¤›r›r›m dedi ve Belediye Baflkan› Aziz Yeniay’a hitaben “Baflkan›m çok yak›fl›kl›s›n›z” diyerek kat›l›mc›lar› güldürdü. Baflkan Yeniay ise “‹lçemizde gerçeklefltirdi¤imiz her icraatta engelli vatandafllar›m›z› da düflünüyor ve onlar›n problemleriyle yakinen ilgileniyoruz” diyerek engellilere yönelik daha pek çok etkinlik planlad›klar›n› söyledi. Final yar›fl›n›n ard›ndan gerçeklefltirilen kupa ve madalya töreninde Recep Karaya¤›z birincilik, Cemal Özçelik ikincilik, Dilek Gümüfl üçüncülük kupas› al›rken Özcan Topçu adl› engelli vatandafl›m›z da mansiyon ödülü ald›. Törene ilçe halk›n›n yan› s›ra, engelli vatandafllar›m›z›n ve bas›n›n ilgisi oldukça yo¤undu... n

Görme engelli sanatç›m›z Metin fientürk’ün h›z tutkusunu herkes bilir. fientürk, Go-Kart pistinde bu tutkusunu giderirken çocuklar gibi nefleli anlar yaflad›. Metin fientürk h›z tutkusu olanlara, “‹çinizdeki trafik canavar›n› yollarda de¤il, pistlerde ortaya ç›kar›n” mesaj› verdi...

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

19


bayram

84

yafl›nda

Yaflas›n Atatürk’ün, “En büyük eserim” dedi¤i Cumhuriyet’i 84. y›l›nda tüm ülkede oldu¤u gibi Küçükçekmece’de de coflkuyla kutlad›k. ‹lk günkü heyecan›, ilk günkü coflkuyu, ilk günkü birlikteli¤i bir kez daha yafl›yoruz...

20

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

“Tek bir egemenlik var, o da Milli Egemenlik” M.Kemal Atatürk

Cumhuriyet G

azi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “En Büyük eserim” dedi¤i Cumhuriyet coflkusu, ilan›ndan 84.senesinde Küçükçekmece’de coflkuyla kutland›. Atatürk’ün Türk gençlerine emanet etti¤i Türkiye Cumhuriyeti, ilan›ndan 84 sene sonra da o ilk günkü ifltiyak ve heyecanla korunuyor. Peki asl›nda Cumhuriyet ne? Neden biz Cumhuriyet bayram›n› sokaklarda kutluyoruz? Cumhuriyet en birinci anlam›yla, halk›n kendi kendisini idaresi anlam›na geliyor. Ulusa, vatana, haklara ve hukuka içten ba¤l›l›k Cumhuriyet rejiminin temelini oluflturur. Ço¤unlu¤un az›nl›¤a ta-

hakkümü de¤il, ço¤unlu¤un az›nl›kla ayn› hak ve sorumluluklara sahip olmas›n› iflaret eder. Bundan dolay› Cumhuriyet, en fazla da demokrasiden beslenir. Demokrasiyi benimsemifl milletler, Cumhuriyet idarelerinde s›n›rs›z hak ve hukuk sahibi olamazlar. S›n›rs›z hak ve hukukun oldu¤u rejimlere de demokrasi veya cumhuriyet denemez. Çünkü demokrasilerde kiflilerin ve toplumlar›n özgürlükleri hukuk yolu ile güvence alt›na al›nd›¤› gibi, bunlar›n s›n›rlar› da adalet ile belirlenmifltir. Ancak bu günlere kolay gelinmedi. Tarihin yapraklar›n› bir bir açt›¤›m›zda,


Kurtulufl Savafl› ulusal ba¤›ms›zl›¤›m›z› ve ulusal egemenli¤imizi aç›k bir biçimde tüm dünyaya ilan etti. Genç Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 1923’de Cumhuriyetin sa¤lam temelleri üzerine oturdu. Bundan sonraki aflama ise demokrasiye geçiflti. .

milletin varolufl hikayesini okumak mümkün. Birinci Dünya Savafl›'n›n sonunda Türk halk›n›n Mustafa Kemal ile top yekûn tam ba¤›ms›z yeni bir Türk Devleti kurmak düflüncesiyle 19 May›s 1919'da Samsun'da bafllayan büyük mücadele, bu mücadeleyi takip eden kongreler “ Tek bir Egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracakt›r ” sözleri ile tam ba¤›ms›z Türkiye Cumhuriyetinin iflaretleri veriliyordu. ‹nönü, Sakarya, Dumlup›nar da dökülen kanlardan sonra Mudanya Ateflkesi ve Lozan ile yeni ve ba¤›ms›z bir Türk Devleti kurularak, d›fl ve iç düflmanlara karfl› baflar›yla sonuçlanan bir mücadele ile Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri at›lm›flt›r. Kurtulufl Savafl› Ulusal ba¤›ms›zl›¤›m›z› ve Ulusal Egemenli¤imizi aç›k bir biçimde tüm dünyaya ilan etti. Genç Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 1923’de Cumhuriyetin sa¤lam temelleri üzerine oturdu. Bundan sonraki aflama, demokrasiye geçiflti. Lozan'›n kabulü ve bar›fl›n sa¤lanmas› ile Türk Devleti'nin siyasal yap›s›n› belirleyecek devlet fleklinin ve ad›n›n ne olaca¤› sorunu kalm›flt›. T.B.M.M.'nin varl›¤› ile egemenli¤in kay›ts›z - flarts›z ulusa ait olan, insan haklar›na dayanan bir devlet sistemi kurulmufltu Meclis, 29 Ekim 1923’de "YAfiASIN CUMHUR‹YET" sesleri aras›nda Cumhuriyet ilan olundu ve yeni Türk Dev-

leti'nin ad› "TÜRK‹YE CUMHUR‹YET‹" kondu. Hemen arkas›ndan da Gazi Mustafa Kemal oy birli¤i ile Cumhurbaflkan› seçildi. Kürsüde bir konuflma yapan Cumhurbaflkan› M. Kemal, kendisini Cumhurbaflkan› seçen Meclise teflekkür ederek, “Türkiye Cumhuriyeti mutlu, baflar›l› ve muzaffer olacakt›r " sözleriyle konuflmas›n› tamamlad›. Cumhuriyet, getirdi¤i yeniliklerle Türk insan›n›n ufkunu geniflletmifl, ekonomik, sosyal ve siyasal hayat›m›z görülmemifl bir dinamizm kazand›rm›flt›r. Cumhuriyeti ayakta tutan yegane kuvvet; milletin kendisidir. Bu ülkede yaflayan herkes hürdür, birinci s›n›f vatandaflt›r; temel hak ve özgürlük-

ler kanunlarla çerçevesi çizilen bir sistem içerisinde özgürce kullan›labilmektedir. Herkes, ayn› geçmifli ve ortak bir gelece¤i paylaflmaktad›r. Herkes, tasada, kederde ve sevinçte ortakt›r. Devlet, halk›n devletidir, üstün irade ve her türlü yönetim yetkisinin kayna¤› millet iradesidir. Büyük Atatürk’ün ortaya koydu¤u “Egemenlik, kay›ts›z, flarts›z milletindir” ilkesi, temel ilkedir. ‹flte bütün bunlar Cumhuriyet’in verdi¤i güç sayesinde halk taraf›ndan kullan›lmaktad›r. Tüm bunlar›n ›fl›¤› alt›nda Küçükçekmeceliler, bu anlaml› günü, görev ve sorumluluklar›n›n fark›nda olarak, kutn luyor.

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

21


anma

Atatürk’ün

son günleri Hastal›¤›n›n ilerlemesine ra¤men memleket sorunlar›yla ilgilenmekten geri kalmayan Ulu Önder’in sa¤l›¤› giderek bozuldu. Her Türk’ün kalbi, onun yeniden sa¤l›¤›na kavuflmas› dile¤i ile çarp›yordu. Ancak, 10 Kas›m 1938’de ülkeyi yasa bo¤an haber geldi.

tatürk'ün ilk hastal›k belirtisi 1937 y›l›nda ortaya ç›kt›. 1938 y›l› bafllar›nda Yalova'da bulundu¤u s›rada, ciddî olarak hastaland›. Buradaki tedavi olumlu sonuç verdi. Fakat tamamen iyileflmeden Ankara'ya yapt›¤› yorucu yolculuk, hastal›¤›n›n artmas›na sebep oldu. Bu tarihlerde Hatay sorununun gündemde olmas› da onu yormaktayd›. Hasta olmas›na ra¤men, Mersin ve Adana'ya geziye ç›kt›. K›zg›n günefl alt›nda askerî birliklerimizi teftifl edip tatbikat yapt›ran Atatürk, çok yorgun düfltü. Ülkü edindi¤i millî dava u¤runa

A

22

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

kendi sa¤l›¤›n› hiçe sayd›. Güney seyahati hastal›¤›n›n artmas›na sebep oldu. 26 May›s'ta Ankara'ya döndükten sonra tedavi ve istirahat için ‹stanbul'a gitti. Doktorlar taraf›ndan, siroz hastal›¤› teflhisi kondu. Deniz havas› iyi geldi¤i için, Savarona Yat›'nda bir süre dinlendi. Bu durumda bile ülke sorunlar›yla ilgilenmeye devam etti. ‹stanbul'a gelen Romanya kral› ile görüfltü. Bakanlar Kurulu toplant›s›na baflkanl›k etti. 4 Temmuz 1938'de Hatay Antlaflmas›'n›n yürürlü¤e girmesi Atatürk'ü çok sevindirip moralini düzeltti. Temmuz sonlar›na kadar Savaro-

na'da kalan Atatürk'ün hastal›¤› a¤›rlafl›nca Dolmabahçe Saray›'na nakledildi. Fakat hastal›¤› durmadan ilerliyordu. O'nun hastal›¤›n› duyan Türk halk›, sa¤l›¤›yla ilgili haberleri heyecanla takip ediyor, bütün kalbiyle iyileflmesini diliyordu. Hastal›¤›n›n ciddiyetini kavrayarak 5 Eylül 1938'de vasiyetini yaz›p servetinin büyük bir k›sm›n› Türk Tarih ve Türk Dil kurumlar›na ba¤›fllad›. Ekim ay› ortalar›nda durumu düzelir gibi oldu. Fakat çok arzulad›¤› hâlde, Ankara'ya gelip cumhuriyetin on beflinci y›l dönümü törenlerine kat›lamad›. 29 Ekim 1938'de kahraman Türk Or-


dusu'na yollad›¤› mesaj, Baflbakan Celâl Bayar taraf›ndan okundu. "Zaferleri ve mazisi insanl›k tarihi ile bafllayan, her zaman zaferlerle beraber medeniyet nurlar›n› tafl›yan kahraman Türk ordusu!" sözü ile Türk Ordusu'nun önemini belirtmifltir. Yine ayn› mesajda "Türk vatan›n›n ve Türk'lük camias›n›n flan ve flerefini, dâhilî ve harici her türlü tehlikelere karfl› korumaktan ibaret olan vazifeni, her an ifaya haz›r ve amade oldu¤una benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimad›m›z vard›r" diyerek Türk Ordusu'na olan güvenini belirtmifltir. Atatürk 1 Kas›m 1938'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin aç›l›fl töreninde de bulunamad›. Haz›rlad›¤› aç›l›fl nutkunu Baflbakan Celâl Bayar okudu. Atatürk bu nutkunda ülkenin imar›, sa¤l›k hizmetleri ve ekonomi konular›ndaki faaliyetleri aç›klad›. Bundan baflka e¤itim ve kültür konular›na da temas edip gençli¤in millî fluurlu ve modern kültürlü olarak yetiflmesi için ‹stanbul Üniversitesi'nin gelifltirilmesi, Ankara Üniversitesi'nin tamamlanmas› ve Van Gölü civar›nda bir üniversitenin kurulmas› için çal›flmalar›n yap›ld›¤›n› belirtti. Türk Tarih ve Türk Dil kurumlar›n›n çal›flmalar›ndan duydu¤u memnuniyeti aç›klad›. Ayr›ca Türk gençli¤inin kültürde oldu¤u gibi spor sahas›nda da idealine ulaflt›r›lmas› için Beden Terbiyesi Kanunu'nun uygulamaya konulmas›ndan

duydu¤u memnuniyeti belirtti. Atatürk, ölümüne kadar memleket meselelerinden bir an olsun uzak kalmam›flt›. Atatürk'ün hastal›¤› tekrar fliddetlendi. 8 Kas›mda sa¤l›¤›yla ilgili raporlar yay›mlanmaya baflland›. Bütün memleketi tekrar derin bir üzüntü kaplad›. Her Türk'ün kalbi onun kurtulmas› dile¤iyle çarp›yordu. Ancak, kurtar›lmas› için gösterilen çabalar sonuç vermedi ve korkulan oldu. Dolmabahçe Saray›'nda 10 Kas›m 1938 sabah› saat dokuzu befl geçe, insan için de¤iflmez kanun, hükmünü uygulad›. Mustafa Kemal Atatürk aram›zdan ayr›ld›. Bu kara haberle, yaln›z Türk milleti de¤il, bütün dünya yasa büründü. Büyük, küçük bütün devletler onun cenaze töreninde bulunmak üzere temsilciler göndererek, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna karfl› duyduklar› derin sayg›y› belirten mesajlar gönderdiler. 16 Kas›m günü Atatürk'ün tabutu, Dolmabahçe Saray›'n›n büyük tören salonunda katafalka konuldu. Üç gün üç gece, gözü yafll› bir insan seli ulu önderine karfl› duydu¤u sayg›, minnet ve ba¤l›l›¤›n› ifade etti. Cenaze namaz› 19 Kas›m günü Prof. fierafettin Yaltkaya taraf›ndan k›ld›r›ld›. On iki generalin omzunda saray›n d›fl kap›s›na ç›kar›lan tabut, top arabas›na konularak, ‹stanbul halk›n›n gözyafllar› aras›nda Gülhane Park›'na götürüldü. Buradan bir torpido ile Yavuz

z›rhl›s›na nakledildi. Büyük Ada aç›klar›na kadar, donanmam›z ve törene kat›lmak için gelmifl olan yabanc› gemilerin efllik etti¤i Yavuz z›rhl›s› cenazeyi ‹zmit'e getirdi. Burada Yavuz z›rhl›s›ndan al›nan cenaze, özel bir trene kondu. Atalar›na son sayg› görevlerini yapmak üzere toplanan halk›n kalbinde derin bir üzüntü b›rakarak Ankara'ya getirilmek üzere hareket edildi. Atatürk'ün vefat› üzerine cumhurbaflkan› seçilen ‹smet ‹nönü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Baflkan›, bakanlar, Genelkurmay Baflkam, milletvekilleri ile ordu ve devlet ileri gelenleri taraf›ndan karfl›lanan cenaze, Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde haz›rlanan katafalka kondu. Ankara halk› da onun cenazesi önünden sayg›yla geçerek son görevini yapt›. 21 Kas›m 1938 Pazartesi günü, sivil ve askerî yöneticiler ile yabanc› devlet temsilcilerinin haz›r bulundu¤u ve on binlerce insan›n kat›ld›¤› büyük bir tören yap›ld›. Daha sonra Atatürk'ün tabutu katafalkta al›narak Etnografya Müzesinde haz›rlanan geçici kabre kondu. Türk milleti daha sonra, bu büyük insana lây›k, Ankara Rasattepe'de bir An›tkabir yapt›rd›. 10 Kas›m 1953'te Etnografya Müzesinden al›nan Atatürk'ün naafl› An›tkabir'e getirildi. Burada yurdun her ilinden getirilmifl olan vatan topraklan ile haz›rlanan ebedî istirahatgâh›na yerlefltirildi. n KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

23


mekan

MASKO, 440 bin metrekare kapal› alan› ve 530 teflhir ve sat›fl ma¤azas›yla dünyan›n en büyük mobilya kenti olarak an›l›yor. Küçükçekmece ‹kitelli’deki MASKO, sadece yurt içinden de¤il, yurt d›fl›ndan da müflteri çekiyor.

Dünyan›n en büyük mobilya kenti 24

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT


n Yaz› ve Foto¤raflar: AYTEK‹N AKAY

MASKO’da ev, büro mobilyalar› ve aksesuarlar›, ev tekstili, hal› ve cam ürünleriyle yediden yetmifle yüzlerce ürünü bulmak mümkün. Mobilya alan›nda yüzlerce yerli markan›n yan›nda baz› ithal markalar› da MASKO mobilya kentinde bulabilirsiniz…

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

25


mekan MASKO, yani ‹stanbul Mobilya ve Ahflap Eflya ‹malatç›lar› Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifi… Özall› y›llarla bafllayan de¤iflim günlerinin bafllar›nda 1984’te kuruldu. O zaman sadece imalatç›lardan oluflan küçük bir sanayi sitesi olan MASKO’nun kurulufl amac› da, mobilya üretimi yapan bu sanayi sitesini kalk›nd›rmak, önündeki f›rsatlar› de¤erlendirmek üzereydi… O zamanlar›n küçük imalatç›lar›, bir gün gelecek Avrupa’n›n en büyük mobilya sat›fl üssü olacaklar ve MASKO, kendi alan›nda bir markan›n ad› olacakt›. Bu o zamanlar için nas›l bir hayalse, flimdiki MASKO da o kadar gerçek. 80’lerin bafl›ndan bu yana nüfusu sürekli artan ‹stanbul için böyle bir yerin zaruri oldu¤u gerçe¤i ortaya ç›k›nca, üretim atölyelerinden oluflan MASKO, sat›fla yöneldi. Artan nüfus ve kentleflmeyle, flehir d›fl› diye tabir edilen ‹kitelli de, art›k kent merkezinin ortas›nda kald›.

26

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

Böylece, sadece imalat odakl› kurulan MASKO’nun imalattan sat›fla geçmesi gerekti¤i anlafl›ld›. Bundan sonras›n› MASKO Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Kurt’tan dinliyoruz: “‹malatç› arkadafllar da, arkada imal edip önde satma yoluna gitti. Daha sonra bugünkü imalat flartlar›na uymad›¤› için MASKO, tamamen teflhir ve sat›fl a¤›rl›kl› bir yer oldu. Tek tük de olsa imalat yapan iflletmeler var ancak MASKO, art›k dünyan›n en büyük uluslar aras› mobilya teflhir ve sat›fl alan›… Rustik, modern, country gibi mobilya çeflitlerinin yan›nda; bebe, çocuk, mutfak, büro mobilya ve aksesuarlar›, ev tekstili, hal› ve cam ürünlerde hangi marka ve ürünü burada bulmak mümkün… Markalar›n hepsi yerli de¤il… Yaban›, ithal markalar da var. Hemen her bütçeye uygun ürünlerin tek adresi diyebiliriz. 440 bin metrekare kapal› alanda hizmet veriyoruz. Dünyan›n hiçbir yerinde bu denli büyük baflka bir mobilya teflhir ve sat›fl alan› yok. Öyle ki, Yunanistan, günlük k›yafetleriyle buraya al›fl-verifl yapan›na bile rastl›yoruz. Müflterilerimiz sadece bizim insan›m›z de¤il, yurt d›fl›ndan mobilya ihtiyac› olanlar›n da tercih etti¤i bir ticaret bölgesi. Ayr›ca, Balkan ülkeleri, Rusya ve baz› Avrupa ülkelerine ürün ihrac› da yap›l›yor. Toplam 530 ma¤aza var. Buran›n avantaj› çok. Ünlü markalar›n fabrika sat›fl ma¤azalar› da burada… 900 YTL’ye yatak odas› tak›m›n› MASKO’dan alman›z mümkün… Baflka bir yerden bu fiyata bulman›z zor. 10 bin YTL’ye de koltuk tak›m› var. Yani bütçeniz neyse siz o fiyata ihtiyaçlar›n›z› görürsünüz… Türkiye’deki üretim farkl› farkl› illerde belki ama flehir flehir dolaflmadan MASKO’ya gelmeniz yeterli…”


Mustafa Kurt, tüketim al›flkanl›klar›n›n mobilya üretimini de¤ifltirdi¤inin üzerinde duruyor: “Eskiden mobilya sat›c›lar›, verdi¤i ürüne 25-30 sene kefil olurdu ama flimdiki gençler bunu istemiyor. Gençler, kendiyle eskiyecek mobilya istemiyor. Gençlerin ömrü çal›flmakla geçiyor, evde kaç saat duruyorlar ki… Böyle olunca mobilyada y›pranm›yor. Gençler de bir süre sonra mobilyas› eskimese bile de¤ifltirmek istiyor. Mobilya üreticileri de, yeni tüketici al›flkanl›klar›na göre AR-GE birimleriyle kendini yeniliyor. Fuarlara kat›l›yorlar. Mobilya eskiden ahflapt›. Oysa flimdi, ahflap, cam, metal hemen her fley mobilya oldu. Yeni bir nesil geliyor. ‹nflaat sektörü çok canl›… Türkiye’nin dört bir taraf›nda toplu konut projeleri var. Bu konutlara insanlar yerleflecek ve hepsinin mobilya ihtiyac› farkl› farkl›. Evlerin metrekaresinden, tüketicinin isteklerine göre hemen her konuda mobilya firmalar›m›z kendilerini haz›rl›yor.” MASKO her bütçeye uygun hemen her markan›n oldu¤u bir yer. 365 gün sürekli hizmet veren alt› yüze yak›n mobilya ma¤azas› için MASKO yönetimi neler yap›yor? Yönetimin içinden biri olan Kurt’a göre s›n›rl› bütçe olmas›na ra¤men yönetimleri buran›n markalaflmas›nda katk›s› büyük: “MASKO’nun tüm altyap›, üstyap› ifllerinden birinci dereceden yönetimi sorumludur. Bunun yan›nda, reklam ve pazarlama faaliyetleri, esnaf için f›rsat oldu¤unu düflündü¤ümüz geliflmeler, sat›fl ve pazarlama a¤›rl›kl› e¤itimler, fuarlara kat›l›m konusunda esnaf›m›z› sürekli bilgilendiriyoruz. Müflteriyle-ma¤aza aras›ndaki itilaflarda hakemlik yap›yoruz. Müflteri k›ymetli, bunu esnaf›m›za sürekli anlat›yoruz. Üyelerin bize karfl› sorumlulu¤u ise belli giderlerin karfl›lanmas› için genel kurulda kararlaflt›r›lan aidat› ödemek. Üyelerimizden 250 YTL gibi bir para al›yoruz. Bu parayla, güvenlik, temizlik hizmetlerinden tutun da, reklam ve halkla iliflkiler giderlerine kadar pek çok kalem var.” MASKO sadece bir mobilya sat›fl alan› de¤il… Futbol, basketbol sahalar› d›fl›nda, lokantalar, aç›k otopark, cami, dinlenme alanlar› da MASKO içinde mevcut… MASKO Yönetim Kurulu Üyesi Kurt, yak›n dönemde bitirmeye hedefledikleri al›fl-verifl merkezinden

bahsediyor: “MASKO içinde, son dönemde y›ld›z› artan al›fl-verifl merkezi projemizi uygulayamad›k Kaba inflaat› bitti ancak içinin masraf› çok. E¤er o çarfl›y› hizmete sokabilseydik, MASKO çok daha hareketli olurdu. ‹nsanlar bir yandan al›flverifl merkezini gezmeye gelir, di¤er yandan mobilya ma¤azalar›n› ziyaret ederdi. Sadece bu kadar de¤il… MASKO içinde resim sergileri, çeflitli konularda konferanslar da verilmektedir. Mahmutbey giflelerin hemen yak›n›nday›z. Atatürk Olimpiyat Stad›, Bahçeflehir yolu üzerindeyiz. Bunun yan›nda, Baflakflehir hemen yan›bafl›m›zda… Çok yak›nda gerçekleflmesini bekledi¤imiz metro projesiyle, Taksim-Aksaray- Bak›rköy hatt›ndan MASKO’ya ulafl›m çok daha kolaylaflacak. Özel araç d›fl›nda metro alternatifi de buradaki hareketlili¤i art›racak. Ayr›ca, MASKO içindeki al›fl-verifl merkezini faaliyetine geçirebilirsek, buradaki insan kalabal›¤› daha da artacakt›r.” Mustafa bey, son söz olarak Küçükçekmece BelediyesiMASKO aras›ndaki koordineli çal›flmadan söz ediyor: “Küçükçekmece Belediyesi’’nden memnunuz. Çal›flmalar›n›zdan da memnunuz. Çöplerimizi al›yorlar. S›k›nt›m›z oldu¤unda hallediyorlar. MASKO’ya özel bir önem veriyorlar. Bunun fark›nday›z…“ n

800 YTL’ye oturma grubu, 900 YTL’ye yatak odas›n›n sat›ld›¤› MASKO’da, ister defolu ve seri sonu, isterseniz en lüks s›n›f mobilya ürünlerini sat›n alabilirsiniz…

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

27


anma

M

ehmet Akif Ersoy,. Türk flair ve düflünce adam›, Burdur Milletvekili, ‹stiklâl Marfl› flairi olmas› bak›m›ndan da Millî fiair ismini

alm›flt›r. Mehmet Akif, Hicri 1290 y›l› fievval ay›nda (Aral›k 1873), ‹stanbul'da Fatih'in Sar›güzel mahallesinde, ailesine ait evde dünyaya geldi. Bir medrese hocas› olan babas› do¤umuna ebcet hesab›yla tarih düflerek hicri 1290 rakam›na karfl›l›k ona Ra¤›yf ad›n› verdi, ancak bu yapma kelime anlafl›lmad›¤› için çevresi onu Akif diye ça¤›r›ld›. Yaln›zca babas› vefat›na kadar o¤luna Ra¤›yf ad›yla seslendi. Mehmet Akif'in babas› Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmed Tahir Efendi (1826-1888), annesi ise Emine Cemile Han›m'd›r (1836-1926). Babas› ö¤renim için küçük yafllarda o dönemlerde Osmanl›'ya ba¤l› bir yerleflim birimi olan Arnavutluk'un ‹pek kazas›na ba¤l› fiuflise köyünden ‹stanbul'a gelmiflti. Samsun'da do¤an annesi ise aslen Buharal› olan Buharal› Mehmed Efendi'nin k›z› H. Emine fierife han›md›. Tahir Efendi, Emine Han›m'›n ikinci efliydi. ‹lk kocas› ve ondan olan üç çocu¤u vefat etmiflti. Ailenin oturdu¤u Sar›güzel' deki ev de vefat eden eflinden kalm›flt›. Tahir Efendi Emine Han›mla evlendi¤inde 45 yafllar›ndayd›. Çiftin Akif'ten iki y›l sonra Nuriye ad›nda bir k›z çocuklar› olmufltu. Medrese tahsili ve hocal›¤› zaman›nda temizli¤i ile tan›nan Tahir Efendi'ye temiz lakab› verildi ve ‹pekli Temiz Tahir Efendi diye an›ld›. Mehmet Akif çocukluk dönemi için “ Çocuklu¤umda, evet, bahtiyâr idim cidden, Harîm-i âilenin fark› yoktu cennetten ” der. 1878 y›l› Mart ay›nda Hicri hesapla 4 y›l 4 ay 4 günlük olan Akif o zamanki

28

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

Örnek insan, milli flair

MEHMET AK‹F Halkal› Baytar ve Ziraat Mektebi mezunu olan Mehmet Akif Ersoy, sadece ‹stiklal Marfl›’n› yazmakla kalmad›. Türk Milleti’nin vatan sevgisini, Allah sevgisini en iyi dile getiren flair olarak tarihe geçti.

geleneklere uyularak Fatih'te Emir Buhari Mahalle Mektebine bafllad›. Buruda iki y›la yak›n bir süre devam ettikten sonra 1879 senesinin sonlar›nda Fatih ‹lkokulu’ na geçti. Babas› bu y›l kendisine Arapça ö¤retmeye bafllad›. Akif'in babas› Tahir Efendi ayn› zamanda Mühürdar Emin Pafla ailesinin özel ö¤retmeni idi. Emin Paflan›n o¤ullar›na ders verirdi. Bu dersler k›fl›n Bak›rc›lar'daki Emin Pafla Kona¤›'nda, yaz›n ise Yakac›k'taki köflkte yap›l›yordu. Bu sebeple Tahir efenedi yaz›n ailesi ile birlikte Yakac›k'a gider ve köflkün bir odas›na yerleflirlerdi. Akifde babas›n›n bu derslerine kat›l›yor ve yaz›n Emin Paflan›n o¤ullar› ile arkadafll›k ediyordu. Üç y›ll›k ilkokulu bitiren Akif, 1882 y›l›nda Fatih Merkez Rüfltiyesine (ortaokul) bafllad›. Bu s›ralarda babas›ndan ald›¤› Arapça dersleri devam etmekteydi. Ayr›ca Fatih Camiindeki Farsça ve Gülistan, Mesnevi derslerine kat›lmaya bafllad›. Bu arada Türkçe ve ingilizce ö¤reni-

mi devam etmekteydi. Akif'in okulunu tamamlamas› aile içinde görüfl ayr›l›¤›na yol açt›. Annesi Emine fierife Han›m medresede tahsiline devam etmesini istirken babas› Tahir Efendi ise medresede okuyaca¤› fleyleri, o¤luna kendisinin de ö¤retebilece¤ini ileri sürüyor, yeni aç›lan ve revaçta olan okullardan birine gitmesini istiyordu. Sonunda babas›n›n dedi¤i olur. Ancak Tahir Efendi okul ve meslek tercihini o¤luna b›rak›r. Akif dönemin en gözde okullar›ndan biri olan Mülkiye'yi tercih etti. Mülkiye'nin ‹dadi (lise) bölümünde üç sene okuduktan sonra diplomas›n› alan Akif yüksek k›sm›na kaydoldu. Bir sene süre sonra babas› vefat etti. Ayn› y›l evleri yan›nca Mülkiye'ye gündüzlü olarak devam etmesi imkâns›z hâle geldi. Mezunlar›na hemen ifl verilece¤i için o y›l aç›lan ve ilk sivil veteriner yüksek okulu olan Mülkiye'nin Baytar Mektebi'ne (Halkal› Baytar ve Ziraat Mektebi) yat›l› ö¤renci olarak geçti.


KÜNYE fiiire ilgisi bu dönemde bafllad› ve ilk eserlerin dönemin yayg›n kanaatlerinin izlerini yans›tan fliirler ve divan fliirlerine nazireler fleklindedir. 22 Aral›k 1893'te okuldan birincilikle mezun oldu ve 26 Aral›k’ta Orman ve Ma’adin ve Ziraat Nezare’ Baytar Müfettifl Muavini olarak tayin edildi. Akif'in görev yeri ‹stanbul olmas›na ra¤men Akif, 4 y›l Rumeli, Anadolu ve Arabistan'›n çeflitli bölgelerinde görev yapt›. Akif bu dönemdeki gözlemlerini fliirlerinde son derece gerçekçi bir flekilde kullan›r. Yine bu ve bundan sonraki seyahatler Akif'in hem düflünce tarz›n› hem de fliir anlay›fl›n› temellendirir. Mezuniyetinden 6 gün sonra 28 Aral›k 1893’te ilk eseri olan 7 beyitlik gazeli Servet-i Fünun' da yay›nlan›r. Bu arada çocuk yafllarda bafllad›¤› haf›zl›k (Kur' an-› Kerim'i ezberleme) çal›flmalar›n› tamamlar ve haf›z olur. 1 Eylül 1898'de yani 25 yafl›nda iken Tophane-i Amire veznedar› Mehmed Emin Bey’in k›z› ‹smet Han›m ile evlendi. Akif'in bu y›llarda Maarif dergisinde, Resimli Gazete'de fliir yaz›lar› ile Arapça, Farsça ve Frans›zca’ dan yapt›¤› çevrileri yay›nland›. 7 Ekim 1906’da mevcut görevine ek olarak Halkal› Ziraat Mektebi'ne Kitabet-i Res-

miye Muallimi ve 25 A¤ustos 1907’de Çiftlik Makinist Okulu’na Türkçe Ö¤retmeni olarak atan›r. 3 Temmuz 1908'de yani ‹kinci Meflrutiyet'in ilan edildi¤i zamanlarda Akif, ‹stanbul'da Umur-i Baytariye Dairesi Müdür Muavini'dir. 1908'de Dârülfünun Edebiyat-› Umumîye müderrisli¤ine tayin edildi. ‹lk fliirlerinin yay›mlanmas›n› izleyen on y›l boyunca hiçbir fley yay›mlamad›. Mehmet Akif Osmanl›'n›n son dönemlerinde yetiflmifl olan en önemli ‹slami uyan›flç› düflünürlerden biri idi. Eflref Edip ile birlikte Sebilüreflad ve S›rat› müstakim dergilerinde faaliyet gösterdi. ‹stanbul'a gelmesi sonras›nda Cemaleddin Afgani ile iliflki kurdu ve Afgani' nin uyan›flç› ekolünün bir temsilcisi oldu. Cumhuriyet'in bat›c› laik kadrolar›n eline geçmesi sonras›nda di¤er ‹slamc› düflünürler ile birlikte bask› alt›nda kalan Mehmet Akif M›s›r'a gitmek zorunda kald›. Ömrünün son y›llar›n› vatan›na hasret tehcirde geçirdi. Mehmet Akif Ersoy 27 Aral›k 1936 tarihinde ‹stanbul'da 63 yafl›nda vefat etmifltir. "Ben de Peygamberimiz gibi 63 yafl›nda ölüyorum. Bunun için çok mutluyum!" diyerek inanc›n›n kudretini belli etmifltir. Mezar› ‹stanbul Edirnekap› fiehitlin ¤i'ndedir.

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

29


konuk yazar Haflmet BABAO⁄LU

Emniyet eridindeki pi kinler ve gaddarlar kim? ‹stersen da lar, da lar / yerinden oynar oynar!" Hayat dalga geçmeyi sever ya, tam o s›rada upuzun s›ralar olu turan cumartesilere özgü "köprü-otoyol trafi i" ne yakalanm› ›m. Durumum felâket! Radyodaki Mustafa Sandal ark›s›n›n o e lenceli hip-hop itirazlar›na, "Yok! Yok!"lara kat›l›yorum oturdu um yerde... Çünkü trafikte hiç "hayat" yok... Kar ›ya var› en iyi ihtimalle 4 -45 dakika sürecek, önce "ya sab›r" dedim, sonras› radyoyu kapat›p CD'lere kuvvet! G u n s ' n R o s e s , K a r g o , N e v , T e a P a r t y C D ' l e r i b i r b i r i n i i z l iyor. Ama arabalardaki k›p›rdanmalar birer iki er metreden öteye gitmiyor. Ve arkamda bir yerlerde ambulans sireni i itiyorum. Emniyet eridinden ilerlemek istiyor... Hastaneler bölgesine çok yak›n olan kav a a en fazla 1 metre var. Hani en sa daki emniyet eridinden bir ç›rp›da f›rlayabilse ambulans, hastas›n› çarçabuk yeti tirebilecek. Ama nerde?.. Önünde üç araba var. Kendini uyan›k sanan üç zavall› beynin kulland› › arabalar... "Zaten asla bulunmamalar› gereken bir yerde, acil ihtiyaçl a r a a ç › k e m n i y e t e r i d i n d e b u l u n u y o r l a r . H i ç d e i l s e a m b ulansa yol vererek üzerlerine dü eni yaparlar" diye geçiriyorum içimden. Fakat inan›l›r gibi de il. Uzunca bir süre ambulansa yol vermek istemiyorlar... En nihayetinde çok ilerdeki motosikletli trafik polislerinin sar› montlar›n› fark edince, ceza yerim korkusuyla sol eride kaçmaya çal› ›yorlar. O erittekiler de, bu zavall›lar›n tercihlerindeki cibilliyetsizlikten tiksinir gibi onlara yer vermekten kaç›n›yorlar. Ama olmaz ki!.. Bu yer verip vermeme kavgas›ndan tabii ki ambulans›n içindeki hasta zararl› ç›k›yor. Ben ve benim de bulundu um orta ve sol eritte duran arabalardakiler bu manzara kar ›s›nda donup kal›yoruz... Ambulans oförü sürekli çalan sirenin bir i e yaramad› ›n› görerek hoparlörden medet umuyor; "Lütfen yoldan çekilin, lütfen yol verin!" Neredeyse "n'olur" diye yalvaracak!... Dakikalarca mücadele ediyor önünü açabilmek için. Sonunda kan ter içinde kalm› bir uzun mesafe ko ucusu gibi "rakip"lerinden s›yr›l›yor da, olup biteni seyreden bizler rahat bir nefes al›yoruz. M a l u m ; b u ü l k e t r a f i i n d e a m b u l a n s l a r › n h e r d a i m h a s t aya yeti en ya da hasta yeti tiren araçlar olabildiklerini söylemek zor.

“‹

30

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

Ama ambulanslar›n as›l olarak trafikte acelesi olanlar için yol açma i levi gördüklerini rahatl›kla söyleyebiliriz, de il mi? Çünkü bir ambulans›n arkas›na tak›ld›n›z m›, "y›rtt›n›z!" Trafik alemi buysa, "kral" sizsiniz art›k! Bu sefer de öyle oluyor, biz kald› ›m›z yerde sab›r ta › kemirirken, onlar h›zla kopup gidiyorlar... Bu olaydan 1 dakika sonra ayn› eyler bir ba ka ambulansla tekrar ediyor. Ama ilginçtir, bak›yorum da kimse ambulanslar›n önünü t›kayanlara korna çal›p veya ba ka bir yolla "yeter be kardeim, bu yapt› ›n›z ne rezillik! Utanm›yor musunuz" yollu bir tepki göstermiyor. ‹kinci ambulans›n sirenleri bana ac› çeken birinin hayk›r› lar› gibi geliyor. Ve hepimiz sadece kulaklar›m›z› t›kamakla yetiniyoruz sanki! *** Söyleyin bakal›m... Emniyet eritlerini kullanan pi kin tilkiler kim? A m b u l a n s l a r a y o l v e r m e k t e n a z l a n a n a m a a m b u l a n s g e çtikten sonra hemen pe ine tak›lan gaddar ve rezil beyinler kimlerin beyni? Püf noktas› oras› çünkü. Hatta toplumsal hayat›m›z›n "Püffffff noktas›..." Babam›z, a abeyimiz, karde imiz, amcam›z, çok sevdi imiz kom umuz, i arkada ›m›z t›k›yor ambulans›n önünü... Ambulansa yol vermeyenlar, emniyet eridinden gitmeyi müthi ve e siz bir uyan›kl›k san›p trafi in içine edenler; insan hayat›n› hiçe sayanlar uzaydan gelmiyorlar. Ne idü ü belirsiz "magandalar"dan söz etmek de anlams›z. O "emniyet eridi canavarlar›" biziz... Ancak gün gelir de o ambulansa i i dü erse, gerçek i te o zaman kafas›na dank edecek, kendini uyan›k sanan aptallar... Onlar biziz... Çocuklar›n› çok seven bir baba, hasta bir çocu u ta ›yan bir ambulans›n önünü inan›lmaz bir duyars›zl›kla dakikalarca t›kayabiliyor. Yan›nda çal› anlara her f›rsatta "do ru davranma ve kurallara uyma" konusunda nutuk at›p duran bir patron her sabah i ine emniyet eridi güzergâh›ndan gidiyor mesela... A m a i k o n u m a y a , i s t e m e y e , ö z l e m e y e g e l i n c e , m a n g a lda kül b›rakm›yoruz. U y g a r l › k t a n v e k u r a l l a r a u y m a k t a n d e m v u r u y o r u z , d ü r ü s tlük ve yard›mseverlik istiyoruz, birlikte ya ama ahlâk›n› özlüyoruz... "Var bu i te bir yanl› l›k" demeyece im. Hay›r, itiraf edelim ki, "yanl› l›k" bizde...



mahallelerimiz Küçükçekmece Cumhuriyet Mahallesi’nde mühür baflar›l› bir kad›n›n elinde… 40 bin kifliyi yöneten mahalle muhtar› Süreyya Pektafl, babas› Salim Pektafl gibi uzun y›llar mahalleliye hizmet etmek istiyor.

Küçükçekmece’den Türkiye’ye örnek mahalle

Cumhuriyet Mahallesi

32

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT


stanbul ne kadar büyükse, Küçükçekmece de o kadar büyük… Küçükçekmece ne kadar büyükse, mahalleleri de bir o kadar büyük… Rutin bir ifl günü… Küçükçekmece’ye ba¤l› herhangi bir mahalleyi gezmek isteseniz bir gününüzü al›r… Mesela Cumhuriyet Mahallesi’ni… ‹smi de güzel, kendi de… Yenimahalle, Kanarya, Fatih ve Sultanmurat Mahallerine komflu. Halk›, yaflam›ndan memnun… ‹stanbul’un genel sorunlar› d›fl›nda dertsiz tasas›z yaflay›p giden mahallede bu aralar moraller birazc›k bozuk… Çünkü, mahallenin otuz y›ll›k muhtar› Salim Pektafl art›k mahalleliyle beraber de¤il… Halk›n çok sevdi¤i Salim amcan›n koltu¤unda flimdilerde k›z› Süreyya Pektafl var… Süreyya Pektafl, babas›na yard›mc› olmak için on befl sene önce muhtarl›ktan aya¤›n› içeri atm›fl. Önce ikinci aza, en son da birinci aza olmufl… Babas› vef a t

KÜNYE

NÜFUS: 40.000 ‹LKÖ⁄RET‹M OKULU: 3 L‹SE: -

SA⁄LIK OCA⁄I: 1 PARK :2

edince de hizmet bayra¤›n› kendisi devralm›fl: “Herkesin babas› kendince en güzel babad›r. Benim babam da öyleydi. Halk böyle söylüyor, mahallelinin düflüncesi bu… Sa¤olsunlar… Babam, benim için bir baba de¤il, bir arkadaflt›. Hala daha inanam›yorum. Bir yere gitti akflama ç›k›p gelecek diye düflünüyorum.” Süreyya han›m›n ac›s› daha çok yeni… Hem babas› hem de mesai arkadafl›n› kaybetti. Ve haftan›n ilk ifl günü de muhtarl›¤›n kap›s›n› kendi elleriyle açt›. Ac›s›n›, gözyafl›n› içine atarak: “1.aza olarak senelerdir yan›nda çal›flt›m. Ac›y› bir kenara b›rakt›m ve kaymakaml›¤a gittim. Vefattan sonra sonra da bu görevi devrald›m. Zaten rahmetli babam›n vasiyetiydi, hemen iflinin bafl›na koflacaks›n diyordu bana…Vasiyetini yerine getirdim. O aram›zda olsayd›, seçimlere beni haz›rlayacakt›. Kendisi zaten b›rakacakt›. Seçim-

le gelmeyi hayal ediyordum. K›smet böyleymifl. 1.aza iken çok fleyi görmüyordunuz ama flimdi ön planday›z ve her fley san›landan çok daha zor. Ancak, mahalleli ve herkesin yard›m›yla sorunlar› beraber aflaca¤›z.” Süreyya Pektafl, mahalleden bahsederken, sorunsuz bir mahalle diye söz ediyor. Ancak her fleye ra¤men ifli s›k› tutuyor ve kurallar› uyguluyor: “Mahallemiz, iyi ve güzel bir mahalle… Ayn› zamanda eski de bir mahalle… Halk› da güzel… Do¤ma büyüme, Tepeüstülü oldu¤um için herkesi tan›yoruz hemen hemen. ‹nsanlar›n önüne engeller koymadan, kurallar ne emrediyorsa onlar› yerine getiriyoruz.” Sorunsuz desek de isteksiz bir mahalle de¤iller. Muhtar Pektafl’a göre mahallenin tek ihtiyac›, yeflil alan, park… 40 bin kiflilik mahallede tek istek park: “Belediyemizden park d›fl›nda bir fley istemiyoruz. Ancak bofl araziler flah›s arazisi oldu¤u için belediye park alan› infla edemiyor. Mahallemizde Begonya ve Manolya Parklar›› var. Babam, bu mesele için Ankara’ya bile gitti. Belediyemiz de haks›z de¤il. Müsait bir alan olsa mahallemize park kazand›r›r.” Cumhuriyet Mahallesi, önce Balkan göçmenleri ard›ndan Anadolu’nun hemen her yerinden göç almas›yla Türkiye mozai¤i gibi… Bugün nüfusu 40 bin dolaylar›nda… Mahallede 3 ilkö¤retim okulu var. Lise yok. Sa¤l›k oca¤› binas›n› ise bir gönüllü, Hasan Ekinci ba¤›fllad›. Hemfliresi, doktoru ile mahalleliye hizmet ediyor. n

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

33


aktüel Ö¤retmenden ö¤renciye mektup Umudum, Nas›l bafllasam bilmem; ömrüm bir ›ss›z yaz›ysa sen en okunakl›, en ayd›nl›k sayfalar›n› dolduruyorsun. Varl›¤›n sevincimin, yaflama gücümün kayna¤›d›r. S›n›fta, s›rada oturuyorsun, güzelli¤in kalbimi kamaflt›r›yor; tahtaya ç›k›yorsun, k›vanç içinde kal›yorum... Her halinle muhteflemsin! Sana sunduklar›m›z, biliyorum, senin coflkuna dar geliyor, yüre¤in s›¤m›yor koridorlara; bahçeler alm›yor sevincini... S›n›flar›m›z dört duvar, bir kap›... Pencerelerin tafl›d›¤› c›l›z ayd›nl›k yetmez ki senin ruhunu doyurmaya! Bilsen bunlar nas›l utand›r›yor bizi. Camdan olmal› senin okulun, bahçesine indi¤inde bir flenlik gibi geçirmelisin teneffüsleri. Oyunlar oynamal›s›n çocu¤um, çiçekler içinde. Bahçe dedin mi benim akl›ma görkemli a¤açlar geliyor, meyvelerden yorulmufl dallar... Ama görüyorsun ya bütün zenginli¤imiz senin tebessümünde, senin ›fl›l ›fl›l gülümseyiflinde gizli... Gülümse çocu¤um, inad›na gülümse. Çünkü gelecek, yaln›zca senin bildi¤in bir alfabeyle yaz›lacak. Birinci s›n›ftan sekizinci s›n›fa kadar gün gün geliflen, zenginleflen yaln›zca siz de¤ilsiniz çocu¤um. Bizi de her gün diriltiyor nefleniz; can kat›yorsunuz, renk veriyorsunuz. fiairler sözcüklerde ar›yor, ressamlar renklerde... Oysa sizin avuçlar›n›zda duruyor güzellik, sesinize sinmifl, yüzünüze yans›m›fl. Yurdumuzu, dünyay›; dünyadan tafl›d›¤›n ezgilerle yeniden bestelenece¤ine bütün kalbimizle inan›yoruz. Çünkü örmeye çal›flt›¤›m›z bar›fl›n harc› sizin yorgunlu¤unuzla kar›l›yor. Seni sevmekten ve sana inanmaktan hiç b›kmayaca¤›m. Sevgili ö¤renci, can çiçe¤i, umut sa¤ana¤›... Sensiz okul bir tafl y›¤›n›d›r, ›ss›zd›r, so¤uktur! Gelince neflenle geliyorsun, gelince yaflatma gücünle... Gel benim güzelli¤im, gel benim sevincim... Senin için var›m, seninle kalaca¤›m. Benim umudumsun... ‹smail Hakk› Uluda¤ ‹lkö¤retim Okulu Ö¤retmenleri

34

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

24 Kas›m Ö¤retmenler Gününüz kutlu olsun


Ö¤renciden ö¤retmene mektup Can›m Ö¤retmenim; Kafamda kocaman beyaz kurdele, s›rt›mda tafl›yamad›¤›m kocaman çanta, boynumda matara, siyah önlü¤üm ve sak›z beyaz› yakamla ›fl›l ›fl›l getirmiflti annem okulun ilk günü senin yan›na. ‹kimiz de heyecanl›yd›k asl›nda... Sen, yeni tan›flaca¤›n yavrular›na kavuflma heyecan›nda, bense henüz tan›flmaya bile utand›¤›m arkadafllar›mla kocaman bir binada telafl içindeydik. Annemi b›rak›p da s›n›fa girdi¤im o an hala akl›mda, gülümseyerek boy s›ras›na göre tahta s›ralara oturtmufltun hepimizi ve kendini tan›tm›flt›n yumuflac›k sesinle. Hiçbirimiz senin kadar cesaretli de¤ildik yafl›m›z gere¤i, ama hevesliydik, ö¤renmeye açt›k; herfleyi senden ö¤renmeye haz›rd›k. “Evde annen benim, okuldaysa ö¤retmenin” demiflti annem, sana sayg› duymam› ö¤ütleyerek. Hayat›mda bu kadar kocaman bir yerin olabilece¤i o küçücük akl›mdan geçer miydi hiç o zamanlar? Önce çizgi çizmeyi ö¤rettin, anlayamad›k neler oldu¤unu, derken harfleri yazmaya ve hatta hecelemeye bafllam›flt›k fark›nda olmadan. Ne kadar çabuk geçiyordu zaman ve sen gün geçtikçe hepimizin gözünde daha da yükseliyordun. Bir fleyler ö¤rendikçe kendimizi daha iyi hissediyor, evde ailelerimizin sohbetlerine kat›l›yorduk bilmiflli¤imizle. Ama en çok anne gibi yaklaflman gülümsetirdi bizleri... Beslenme saatinde yiyeceklerimizi arkadafllar›m›zla paylaflt›rman, düfltü¤ümüzde yerden kald›r›p yaram›za bant yap›flt›rman, küstü¤ümüzde sar›l›p bar›flt›rman kald› en çok flimdi eriflkin ak›llar›m›zda geçmiflten kalan. Ö¤retmenler gününde sabah sabah yaflad›¤›m›z o tatl› telafllar› hiç bilmezdin o günlerde. Ald›¤›m›z hediyeleri bazen kendi ellerimizle yamuk yumuk paketler, birbirimize nispet yapard›k “benim hediyemi daha çok be¤enecek” diye. Sen hepimizin hediyelerini ayn› ifadeyle açar, ayn› sevinçle kucaklard›n yavrular›n›. Anlad›k ki senin için en de¤erli hediyeler bizlerdik ve ö¤rettiklerini gösterdikçe gururland›n bizlerle. fiimdi hepimiz birer yetiflkin olduk ve sen hep o güler yüzünle hepimizin gönlünün ayn› yerinde duruyorsun. Ö¤rettiklerinle yafl›yorsun. Ne zaman bir çocukluk an›s› denilse, içinde mutlaka sen de oluyorsun. Bize geçmiflte verdi¤in her türlü dersin sayesinde, bu yaflta bile en zor problemlerin üstesinden geliyoruz. Can›m ö¤retmenim; en az senin kadar ö¤retici, en az senin kadar melek bir anne (baba) diliyorum bütün ö¤rencilere. Biliyorum ki bugünün çocuklar› da asla unutmayacak o güzel günleri ve ne zaman ak›llar›na bir çocukluk düflse ilk önce ö¤retmenleri düflecek yüreklerine. Çünkü ilk sevmeler, paylaflarak ço¤altmalar, ilk küslükler, ilk düflüfller gizli bütün o hayatlarda, çocukluk an›lar›nda... Bana ö¤rettiklerinle kolaylaflan hayat›m için sana binlerce kez teflekkür ediyorum. Ö¤retmenler gününü kutlu olsun ö¤retmenim, seni hiç unutmad›m... Sevgiyle an›yorum. KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

35


konuk yazar Hakk› YALÇIN

Tek ba ›na ocukken içti imiz gazozun tad›na bakard›k, ad› önemli de ildi. Kendi öyküsünün kahraman›yd› her çocuk, nanik yapard› hayata, zenginlik ve yoksulluk da önemli de ildi. Her çocuk kendi soka ›n›n zenginiydi çünkü. Ölüm de vard› bilirdik, ama hayata s›ms›k› ba l›yd›k. Y›ld›zlara seslenirdik, y›ld›zlar sesimizi duyar, yere inerdi. Türkiye ayd›nl›kt›, cennet yüreklerimizdeydi. ‹çimizde Mevlana.... “Kim olursan ol, gel” diyen... HHH Pencere önlerinde fesle enler vard›. Kap›n›n önünde bir le en olurdu, içinde y›kan›rd›k. O zaman ö rendik suya sabuna dokunmay›. ‹nsanlar için kavga etmenin kitab›n› o zaman yazd›k. HHH Durup durup sevdalan›rd›k, bahar bahanesiyle. Büyüyünce ne olaca ›m›za dair sorular sorard› büyükler. Hayat›m›z› kolay eskitece imizin fark›na vard›klar› için belki. Cevap vermezdik. HHH Yoksul evlerin mutfak pencerelerinden, ark›lar söylerdi anneler. Her biri hasreti nak› lard› yast›klar›na. Hepsi de vesikal›k foto raf›yd› cennetin. Çocuklar›n› gelece inden öperlerdi, geçmi i

C

36

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

anlat›rken... Kediler kap›n›n önünde uyurdu. Herkes sevaplar› uyand›r›rd› uykusundan. HHH Kar›nca yuvalar›n›n üzerine basmadan geçerdik. Çe melerden içerdik suyu. ‹n aatlarda ameleler olurdu, kar ›l›ks›z su gönderirdi insanlar. “Harareti” fark etmekti insanl›k, “hakaret” etmek de il... “Nerelisin?” diye sorulmazd› su verilirken, nüfus cüzdanlar›na bak›p, “yabanc› muamelesi” yap›lmazd› insanlara. HHH Hala aln›m›z aç›k. Senetlerimizi gününde ödüyoruz. Bedelini pahal›ya ödedi imiz bir hayat›n, yaral› i çileri olarak. Ve kimsenin kay› ›na binmeden, kendi küre imizi kendimiz çekiyoruz. Tek ba ›na!


aktüel

Gezici anaokuluna UNICEF’ten tam not illi E¤itim Bakanl›¤› Okul Öncesi E¤itim Genel Müdürlü¤ü ve Küçükçekmece Belediye Baflkanl›¤›’n›n iflbirli¤i ile ilçede anas›n›f› bulunmayan ve maddi imkâns›zl›klar nedeniyle okul öncesi e¤itim kurumuna gidemeyen ö¤rencilere e¤itim vermek amac›yla gerçeklefltirilen gezici anaokulu projesi UNICEF’ in gündeminde. Bu kapsamda UN‹CEF Küresel Dan›flmanl›k Grubu, Belediye Baflkan› Aziz Yeniay ve ailelerle biraraya geldi. Karfl›l›kl› sohbet havas›nda geçen programda e¤itimlerden son derece memnun olduklar›n› söyleyen veliler,

M

e¤itim öncesi ve sonras› yaflad›klar› olaylardan bahsederek, bu tür etkinliklerin desteklenmesini istedi ve Belediye Baflkan› Aziz Yeniay’a teflekkürlerini ilettiler. Programda yapt›¤› konuflmada, gelece¤imiz olan çocuklar›m›z›n yeterli e¤itim alm›fl bireyler olarak yetiflmesi ad›na her türlü e¤itim programa destek verdiklerini belirten Küçükçekmece Belediye Baflkan› Aziz Yeniay, Deniz Y›ld›zlar› projesi ile ilçede bu güne kadar 780 çocu¤a e¤itim verildi¤ini belirtti. UNICEF ve bu konuyla ilgili kurum ve kurulufllar›n deste¤i ile daha güçlü olunaca¤›n› söyleyen Yeni-

ay, okullaflma oran›n›n yükseltilerek, ülkemizde e¤itim seviyesinin istenilen düzeye ulaflaca¤›n› ifade etti. “Deniz Y›ld›zlar› Projesi” kapsam›nda hizmete sunulan Gezici Anaokulu’nda 2 otobüste haftan›n 5 günü, 10 mahallede, farkl› e¤itim modelleri uygulanacak. Ücretsiz olarak gerçeklefltirilecek e¤itimler sabahtan ve ö¤leden sonra ayr› ayr› olmak üzere 18 farkl› gruba alan›nda uzman ö¤retmenler taraf›ndan verilecektir. Ayr›ca proje kapsam›nda anne ve baban›n çocuklara davran›fl yöntemleri ile ilgili e¤itim çal›flmalar› da yer alacak. n KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

37


yorum n Mustafa BÜGELEK eknolojik geliflmeler günlük yaflant›m›z› hayallerimizi zorlayacak ölçülerde de¤ifltirmekte, kolaylaflt›rmakta ve bu geliflmelerin engelli kimselerin yaflamlar›na katt›¤› çok daha fazla fley var. Çünkü teknoloji engeli bulunmayan kimseler için kolayl›k, zaman kazanma gibi anlamlara gelirken engelli kimseler için özgürlük ve hayata kat›lmak anlam›na gelmekte. Yak›n bir zamana kadar yaz›l› bilgi kaynaklar› (kitap, dergi, gazete...) görme engelliler için eriflilemez durumdayken bu gün marketten al›flverifl yapan bir görme engelli kimse kasiyerin kendisine verdi¤i fifli bile okuyabilmektedir. Al›flverifl fiflini teknoloji yard›m›yla baflkas›na ba¤›ml› olmaks›z›n okuyabilen bir görme engelli bununla yetinmese, kendisine fifli uzatan kasiyerin yerinde olmak ve onun yapt›¤› ifli yapmak istese ne olur? San›r›m ne buna yeltenen bir görme engelli, ne de böyle bir soruyu akl›n›n ucundan geçirecek bir müflteri ya da iflletme sahibine bu toplumda henüz rastlamak mümkün de¤il. Ne var ki böylesi bir konu teknoloji uzmanlar›n›n ilgi alan›na girmeyi baflarm›fl ve görme engelli kasiyerler için konuflan yazar kasa üretilmifl. Hastalanman›z durumunda görme engelli oldu¤unu bildi¤iniz bir doktora muayene olmak ister misiniz bilinmez ancak, teknoloji görme engellilerin doktor olmalar›n›n önündeki engelleri ortadan kald›rm›fl durumda ve bu mesle¤i icra eden görme engelli doktorlar var. Yaz›m›z›n bafl›nda teknolojinin engelliler aç›s›ndan daha özel bir anlam›n›n oldu¤unu belirtmifltik. Bu nokta en az teknolojinin kat etti¤i aflama ve hayat›m›za getirdi¤i yenilikler kadar önemli ve tart›fl›lmaya de¤er bir noktad›r. Fiziksel anlamda engelli olmak bir ya da daha fazla organ›n göre-

T

38

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

vini tam ya da k›smi olarak yerine getirmemesi demektir. Bu durumda ifllevini tamamen ya da k›smen yerine getirmeyen organ arac›l›¤›yla yapabilece¤imiz her türlü ifl ve eylemi yapamaz hale geliyoruz. Mesela elleri olmayan bir kimse standart bilgisayar faresini kullanmak imkan›ndan mahrum kal›yor ya da görmeyen bir kifli yaz›l›

farkl› yöntemlerle mümkün olsa da sonuçta teknoloji engelden kaynaklanan dezavantaj› ortadan kald›rm›fl oluyor. Böylece engelli bireyler toplumsal yaflama kat›lma olana¤›na kavuflup hatta çeflitli ortamlarda (ifl, e¤itim...) emsalleriyle rekabet etme f›rsat›n› da yakalam›fl oluyorlar. Bu durum birey aç›s›ndan üret-

ENGELL‹ DOSTU TEKNOLOJ‹ ortamda haz›rlanm›fl günlük gazetesini okumak için görmeye ihtiyaç duydu¤undan okuyam›yor. ‹flte bu noktada teknolojinin engellilere sundu¤u çözümler devreye giriyor. Teknoloji al›flkanl›klar›m›zla örtüflmeyen alternatif çözümlerle bilgisayar faresini el yerine kafa ile hareket ettirmeyi mümkün hale getiriyor; ka¤›t ortam›ndaki yaz›lar› okuyamayan görme engellinin ayn› metni kabartma ortamda (Braille) okumas›na ya da dinlemesine imkan sa¤l›yor. Böylece elleri olmayan birisi için bilgisayar faresini kullanmak ya da görmeyen birisi için kitap okumak engeli olmayanlarla karfl›laflt›r›ld›¤›nda

mek, ifl bulmak, ifle yaramak demek. Üretti¤ini ve ifle yarad›¤›n› bilmek kiflinin ruh sa¤l›¤› aç›s›ndan çok önemli bir nokta. Asl›nda k›saca; engelli soka¤a ç›kamazsa e¤itim alamaz, e¤itim alamayan engelli ifl bulamaz, üretemez…. Dolay›s›yla toplumsal yaflama kat›lamaz. fiüphesiz bu noktada en önemli etken teknolojinin engellinin yaflam›na getirdi¤i katk›d›r. Engelli teknolojilerinin bir de toplum aç›s›ndan do¤urdu¤u sonuçlar var. Her fleyden önce kendi kendine yeten, dahas› üreten bir engelliyi görmek toplumun engellilik anlay›fl›n› pozitif yönde de¤ifltiriyor. Toplumun zihninde engelli-


ler, aciz ve edilgen olmaktan sayg›n bireyler konumuna yükseliyor. Bir baflka deyiflle teknoloji sayesinde engelliler s›n›f atl›yor. ‹nsanlar›n sadece do¤ufltan engelli olmayabileceklerini, kazalar, yafll›l›k v.s. sebeplerin de engellili¤e yol açt›¤›n› düflünürsek gerçekçi bir engellilik bilincine sahip olmam›z›n ne kadar önemli oldu¤unu daha kolay kavrayabiliriz. Bütün bunlara ilave etmemiz gereken çok önemli bir gerçek daha var. Teknoloji engellilerin önlerindeki bariyerleri kald›rmakla topluma yeni beyinler kazand›r›yor. Günümüzde en önemli bilgi paylafl›m araçlar›ndan biri de internet ve web siteleridir. Engellilerin de bu sürecin d›fl›nda kalmalar› düflünülemez. Web sitelerinde yap›lacak bir tak›m düzenlemelerle görme engellilerin de web sitelerinden kolayl›kla faydalanmalar› mümkündür Teknolojik çözümlerle ilgili olarak: *Görme engelliler kendilerine sunulan ekran okuyucu ve Türkçe seslendirici programlar yard›m›yla rahatl›kla bilgisayar kullanabilmekte, internetten faydalanabilmektedir. *Az görenler kapal› devre televizyon sistemleri ile (CCTV) ve kendilerine uygun büyüteçler yard›m›yla çok küçük puntolu yaz›lar› ve küçük boyutlu resim, sembol vb. objeleri rahatl›kla görebilmekte, ekran büyütücü programlarla bilgisayar ekran›n› istedikleri boyutlarda izleyebilmektedir. *Ayr›ca engellilerin günlük hayatlar›nda kulland›klar› çeflitli araç/gereçlerin de (kabartma ve büyük puntolu saatler, hesap makinalar›, çeflitli mutfak aletleri vb.) flirketimiz arac›l›¤›yla temin edilmesi mümkündür. n

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

39


etkinlik

EK‹P OYUNCULARI Zorlu n Özge n ‹smail Solak n Bar›fl n fiebnem Özlem Özbakan n Sibel Çiriflo¤lu ‹brahim Özbakan n Fatih Ergün n n Zübeyde Özayy›ld›z n Yeflim Y›ld›z n Necla Y›ld›z Akbayrak n Emrah Burgu Mehmet Fatih Oral n Gözde Topçuo¤ullar› n

Türkiye Birincisi Küçükçekmece’den

GÖKMEYDAN

Halk Oyunlar› Ekibi

Türk Halk Oyunlar› Federasyonu’nun geleneksel y›ld›zlar kategorisi Türkiye birincisi Küçükçekmece’den ç›kt›. ‹zmir’de yap›lan yar›flmalarda, iddial› ekipleri geride b›rakarak birinci olan Gökmeydan Halk Oyunlar› Derne¤i’nin bundan sonraki hedefi uluslararas› yar›flmalar…

40

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT


n befl kiflilik bir halk oyunlar› ekibi düflünün… Bu ekibin içinde yedi bölgeden insan olsun ve bu ekip Bitlis yöresi oyunu ile yar›flmaya kat›l›p birinci olsun. Bunu baflaran ekip Küçükçekmece’den ç›kt›. Gökmeydan Halk Oyunlar› Gençlik ve Spor Derne¤i’nin y›ld›zlar kategorisi, ‹zmir’de yap›lan Türkiye flampiyonas›nda Diyarbak›r grubuyla birincili¤i paylaflt›. Ancak Gökmeydan farkl›… Çünkü, ekip içinde hemen her bölgeden gençler var. Oysa Diyarbak›r yöresi, yöre çocuklar›ndan kurdu¤u ekiple mücadele etti… Sadece bu kadar de¤il… Onlarca baflar›s› olan bu grubun arkas›nda iki önemli e¤itici var. fierife Özbakan ve ‹kram K›z›lca… Her ikisi de uzun y›llard›r çocuklarla beraberler… fierife Han›m, “‹mkan›m›z olsun daha iyisini de yapar›z” diyor. “Türk Halk Oyunlar› Federasyonu’nun ‹zmir’deki yar›flmas›nda, Türkiye birincili¤ini kazand›k. Türkiye genelinde her bölgenin kendi birincisinin

O

yar›flt›¤› ve Türk Halk Oyunlar› Fede- f›ndan kabul edilmedik. Kupam›zla rasyonu (THOF)’un düzenledi¤i bir or- baflkana ç›kmak istiyoruz. Sadece beganizasyona bizler, Marmara bölgesi- lediyemiz taraf›ndan ödenek ald›k. nin en iyisi olarak gittik. ‹stanbul’da iki Derne¤in giderlerini bile zor karfl›l›yoeleme, ‹zmir’deki finalde de her bölge- ruz. Çocuklar›n velileri de en az›ndan nin flampiyonlar›yla yar›flt›k. Yar›flmaya gelen bölgeler yöre çocuklar›yla bize göre avantajl›yd›. Biz Bitlis yöresi ile Marmara Bölgesi ad›na yar›flt›k ama Bitlis oyununu oynayan çocuklar›n baz›lar› Konyal›, baz›lar› göçmen… Oysa di¤er bölgelerdeki halk oyunlar› ekip- bir teflekkür bekliyor.” Gökmeydan buruk sevinç yafl›yor anleri, kendi yöre çocuklar›yla yar›flmaya kat›ld›. Zor olan yöre tavr›… Yöre lafl›ld›¤› gibi… Bir de bunlar›n üstüne tavr›n› bilmen laz›m. ‹stanbul’da yafla- derne¤in kendi s›k›nt›lar›… ‹kram hoca, yan Konyal› bir çocu¤a Bitlis’i ö¤ret- girdikleri her yar›flmadan dereceyle mek zor. Oysa, Trabzon’da, Diyarba- döndüklerini hat›rlat›yor: “Halk oyunu milletin kültürü, geçmik›r’da yaflayan çocuklara yöre oyunu ile büyüyor zaten. Buna ra¤men, ‹z- fli… Gençlerin örf-anane ve geleneklerimir’den birincilikle dönmek çok önem- ni unutmas›n istiyoruz. Tüm yöreleri çocuklara ö¤retiyoruz. 2004’den bu yana senmesi gereken bir konu…” Önce Marmara’da birinci olmak, ar- en kötü derecelerimiz, ‹stanbul ikincili¤i d›ndan Türkiye’nin en iyisi olmak… Bu ile Gaziantep’te elde etti¤imiz Türkiye ekibin arkas›ndaki di¤er bir isim, ekibi dördüncülü¤ü… Derne¤imizin imkan› yedi senedir sürekli takip eden ve onla- olsa Polonya’daki uluslar aras› yar›flmar› daima zinde tutan ‹kram K›z›lca… lara da kat›lmak isteriz ama flimdilik bu Nam-› di¤er ‹kram hoca… ‹smi gibi ye- zor gözüküyor. Oralara kat›lmak maddi teneklerini, e¤iticili¤ini, ö¤rencilerine külfet… Ancak inan›yorum ki, destek verilirse daha iyisini yapar›z. Çocuklar› bol bol ikram etti ve baflar› da geldi: “Küçükçekmece’den bir Türkiye flam- çok küçük yafllardan beri takip ediyoruz.. Onlar bir fley piyonu ç›kt›. Bu çobeklemiyor, sadece cuklar› yedi senedir birazc›k ilgi…” takip ediyoruz. Tam 22 y›l›n 16’s›n› e¤igrup da¤›lmak üzetimci olarak geçiren reyken, onlar›n da ‹kram hoca ve fierife iste¤iyle bu dernek Özbakan, k›s›tl› imçat›s› alt›nda bir kanlarla neleri baflaaraya geldik ve sarabileceklerini gösy›s›z baflar›ya imza terdiler. Onlar, sadeatt›k. Baflar›m›z pek ce kültürel nosyonu çok kesim taraf›nolan halk oyunlar›dan anlafl›lamad› na flimdi de devam maalesef. ‹zmir’den ediyorlar, gelecekte ‹stanbul’da, Küçükfierife Özbakan ve ‹kram K›z›lca, ö¤rencilerinin de edecekler. Tek isçekmece’de nas›l ald›¤› baflar›larla gurur duyuyorlar... tekleri birazc›k ilgi… karfl›lan›r›z diye hayal ederken, ilgisizlikle karfl›land›k. Kü- Belediyeler, sivil toplum örgütleri ya da çükçekmece Belediye Baflkan›m›z Sa- kültür dernekleri… Onlar emeklerinin y›n Aziz Yeniay, bizi arad›, tebrik etti, de¤erlendi¤ini görmek istiyor. Son sözsa¤olsun. Marmara Bölgesini temsil et- leri flöyle: “16-17 Kas›mda Antalya’da Türk Halk tik. Yar›flma öncesinde hiçbir kesimden hiçbir makamdan destek almad›k. Ya- Müzi¤i yar›flmas›na kat›laca¤›z ve saden r›flma sonunda da hiçbir makam tara- de çal›flacak bir salon istiyoruz.”

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

41


Mesnevi’den sanat ASLANIN ADALET‹ (III) Nuh “Ey serkefller! Ben, ben de¤ilim. Ben, can›mdan öldüm, varl›¤›m› terk ettim; Allah ile diriyim. ‹nsanl›k duygular›m› de¤ifltirdi¤im için Allah bana duyufl, anlay›fl, görüfl oldu. Çünkü ben, ben de¤ilim. Bu nefes ondand›r. Bu sözün karfl›s›nda söz söyleyen, inkarda bulunan kafirdir” dedi. Bu tilki suretinde aslan gizlidir. Bu tilkinin bulundu¤u yerde yi¤itlik taslama¤a gelmez. Suretine bak›p aslan oldu¤una inanm›yorsan ondan aslan kükreyiflini de duymuyor musun? Nuh’ta Allah’dan bir kudret yoktu da bütün dünyay› neden birbirine vurdu? Bir vücutta yüz binlerce aslan vard›. O, atefl gibiydi, alemse bir harman. Harman, onun onda bir hakk›n› gözetmeyince o da harmana böyle bir fluleyi sald›, yak›p kül etti. Kim, bu gizli aslan›n önünde kurt gibi a¤›z aç›p edepten d›flar› konursa, Aslan, kurdu nas›l paralad›ysa onu da paralar, ona nas›l “ Fentekamna” ayetini okuduysa buna da okur. Aslan pençeyi yer. Aslan›n önünde yi¤itlik satan›n akl› yoktur. Keflke o yara yaln›z vücuda gelseydi de gönül ve iman selamette kalsayd›... Söz buraya gelince kuvvetim kesildi. Bu s›rr› nas›l açay›m? O tilki gibi siz de bo¤az›n›z› az düflünün, onun huzurunda hileye az sap›n. Huzurunda bütün bizi, beni terk edin... Mülk, onun mülküdür; mülkü ona teslim edin. Do¤ru yola yoksulca gelirseniz aslan da sizindir, aslan›n avlad›¤› av da sizin. Çünkü o, pakt›r; Sübhan, onun vasf›d›r. O, bat›n› fleylerden de müsta¤nidir, zahiri fleylerden de. Ondaki her türlü av, her çeflit ikram ve ihsan o padiflah›n kullar› içindir. Padiflah›n hiçbir fleye tamah› yoktur, O, bütün bu devleti halk için düzüp koflmufltur; ne mutlu anlayana! Dünyan›n ve ahiretin devletleri; devleti, dünyay› ve ahireti yaratan kiflinin ne ifline yarar? fiu halde Süphann›n huzurunda gönlünüzü koruyun ki sonra kötü düflünceden utanmayas›n›z. Çünkü o; halis sütün içindeki siyah k›l gibi bütün gizli fleyleri, düflünceleri aray›p taramay›...her fleyi görür. Suretten geçip gönlünü ar›tan kifli, gayp suretlerine ayna olur. fiüphe yok, s›rr›m›z› anlar; çünkü mümin, müminin aynas›d›r. Nakdimizi mehenge urunca derhal yakini flüpheden ay›rt eder. Can›, nakitlerin mehengi olunca elbette ayar› sa¤lam olan› da görür, kalp olan› da. Hat›rlarsan duymuflsundur; padiflahlar›n böyle bir adeti

42

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

vard›: Sol taraflar›nda yi¤itler, bahad›rlar dururdu, çünkü kalp vücudun sol taraf›ndad›r. Defterdarlarla hesap memurlar›n›n ve kalem ehli olanlar›n makam› sa¤ taraflar›ndayd›. Çünkü yaz› yazmak ve bir fleyi tespit etmek sa¤ elin iflidir. Sofilere karfl›lar›nda yer verirlerdi. Zira onlar, can aynas›d›rlar, hatta aynadan da iyidirler. Gönül aynas›n›n bikir suretleri kabul etmesi o aynada bu görülmemifl suretlerin görünmesi için kalplerini zikirle, fikirle cilalam›fllard›r. Yarat›l›fl sulbünden temiz ve güzel do¤an kiflinin önüne ayna koymak gerektir. Güzel yüz, aynaya afl›k oldu¤u gibi cana cila, kalplere de temizlik verir.

SON...


kültür

Ölüm son de¤il yeni bir bafllang›ç HZ. MEVLANA Aral›k 1273 HZ. Mevlana'n›n ölüm y›ldönümü ya da gülümseyerek gitti¤i bu son yolculu¤u ona göre bir fieb-i Arus, yani dü¤ün günü, sevgiliye kavufltu¤u gerdek gecesiydi. Hz. Mevlana'ya göre ölüm, vuslata "O"na kavuflmakt›. Bir bitifl de¤il, yeni bir bafllang›çt›. Do¤umu, yaflam› ölümü, hayata ve dine bak›fl aç›s›... Sözleri, felsefesi, Mesnevi ve Allah'a olan ilahi aflk› ile 732 y›ld›r tüm dünya Hz. Mevlana'n›n ölüm y›ldönümünü bir dü¤ün edas›yla kutlamaktad›r.

17

"Aflk geldi. Damar›mda, derimde kan kesildi; beni kendimden ald›, sevgiliyle doldurdu. Bedenimin bütün cüzlerini sevgili kaplad›. Benden kalan yaln›z bir ad, ondan ötesi hep o.." Hz. Mevlana fieb-i Arus' un kuflkusuz en ilgi gören bölümü Sema gösterileridir. Semazenlerin beyaz k›yafetler içinde yapt›¤› gösteriler herkesi etkilemektedir. Asl›nda Sema gösterilerini s›radan

bir flov olarak alg›lamak oldukça yanl›fl bir kan› olur. Özünde ilahi inanc›n eyleme dökülmesi vard›r. "Önemli olan görmek de¤il, bakabilmektir" kelimesi Sema gösterileri için oldukça uygun bir kelimedir. Sema gösterilerinde, yap›lan her fleyin ayr› bir anlam› vard›r. Sema gösterilerinde önce, uzaklardan insan›n içine garip bir huzur veren müzik sesleri gelir. Bu melodiler, Rebab, Ney gibi çalg›lar›n bir araya gelerek ç›kartt›klar› ezgilerin birleflimidir. Müzi¤e kendinizi kapt›rd›¤›n›z anda Semazenler, yuvarlak bir flekilde olan Semahane’ye gelir. Bu alan›n yuvarlakl›¤› kâinat› simgelemektedir. Semahane’ye ilk olarak "fieyh" gelir ve Hz. Mevlana'y› temsilen k›rm›z› bir postun üzerinde oturur. K›rm›z› Allah'a kavuflma rengidir. Hz Mevlana, güneflin bat›fl›nda gökyüzünün k›rm›z›ya büründü¤ü zaman, dü¤ün günü gerçekleflmifl ve hayat› son bulmufltur. fieyh'in ard›ndan Semazenler, siyah h›rkalar›yla yavafl yavafl karfl›n›zda belirir. Üzerlerindeki siyah h›rkay› ç›-

"Durma, çabuk gel, gelmem deme. Ne evet demek yarafl›r sana, ne hay›r, dostum, senin flan›na sadece gelmek yarafl›r" Hz. Mevlana kart›rlar. Siyah h›rkan›n ç›kart›lmas›, h›rs, bencillik gibi dünyevi bütün duygulardan s›yr›l›p, beyazlar içinde safl›¤a bürünmek anlam›na gelmektedir. Semazenlerin, Semahane'ye ç›kt›klar›nda ilk olarak elleri ba¤l› bir flekilde selam verirler. Bu hareket, Semahlar›n Allah'a olan ba¤l›l›klar›n›n bir göstergesidir. Semah gösterileri k›rm›z› postun üzerinde fieyh'in izniyle bafllar. Semazenler, yavafl yavafl ellerini Sema'ya do¤ru açmaya bafllarlar. Bembeyaz k›yafetleri, uzun eteklerinin muhteflem bir uyum içinde uçuflmas›, uzaktan gelen müzi¤in ezgileri ve içlerindeki Allah aflk› ve felsefi inanç ile Sema'ya bafllarlar. ‹flte insan› en çok etkileyen sahne burada belirir. Semazenlerin sa¤ elleri yukar› do¤ru, sol elleri ise afla¤› do¤ru aç›k bir flekilde Sema yaparlar. Sa¤ elleri ile Hak' dan ald›klar› huzur ve inanc›, sol elleriyle halka vermektedirler. Bencillik, benmerkezcilikle dolu dünyam›zda insan›n içine huzur duygusunun iflledi¤i an, o and›r... n KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

43


söylefli

Fatih Dünya Mika’y› alk›fll›yor n Melda AKANSEL

F

atih Mika ismini belki de ço¤umuz duymam›flt›r. Oysa o, bütün dünyan›n tan›d›¤› ve takdir etti¤i bir gravür sanatç›s›… Çeflitli ülkelerde 40’dan fazla sergi açan ve bu sergileri büyük ilgi gören Fatih Mika, bir Küçükçekmeceli… ‹lk, orta ve lise e¤itimini Küçükçekmece’de gördükten sonra, Yugoslavya’da gravür e¤itimi ald›. Art›k yaflam›n› ‹talya Roma’da sürdüren ünlü gravür sanatç›m›zla çok keyifli bir sohbet yapt›k. n Gravür nedir? Bir çizgi ya da izin sert bir levha (metal-ahflap v.b) üzerine kaz›larak ya da oyularak bir kal›p haz›rlanmas› daha sonra bu kal›b›n mürekkeplenerek bir ka¤›t üzerine bas›lmas› sanat›, yani k›saca bir bask› sanat›… n E¤itiminizden bahseder misiniz? 1980 y›l›nda, ‹stanbul Universitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ndeki e¤itimimi yar›da b›rakmak zorunda kald›m. O tarihlerde vizesiz gidilebilecek pek ülke kalmam›flt›.

44

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

Ben de köken olarak geldi¤im fakat dillerini bilmedi¤im Kosova’ya gittim. Dille aram hiç iyi de¤ildir. Bunun için Prifltina’daki akademinin grafik bölümüne yaz›ld›m Hem sanatla iliflkim olur hem de paraya çevirebilece¤im bir iflim olur san›yordum. Prifltana’daki akademide pek mutlu de¤ildim. Albert Dürer’in bir sergisini gezmeye gitti¤imiz Sarayevo’daki Akademi’ye görünce kayd›m› oraya ald›rd›m. n Gravür çal›flmas› yapmaya nas›l bafllad›n›z? Gravür zanaat yan› a¤›r basan bir sanat. Bu yüzden mutlaka bir usta-ç›rak iliflkisinin oldu¤u bir atölyeden yetiflmeniz gerekiyor. Ben akademiye bafllad›¤›mda yirmi befl yafl›ndayd›m. Di¤er s›n›f arkadafllar›mdan daha yafll› olmam, sanattan ne istedi¤im konusunda daha net düflüncelerim olmas›n› sa¤l›yordu. Ancak elim onlar kadar h›zl› de¤ildi. ‹lk yapt›¤›m

gravürler, muflamba bask› tekni¤i ile yapt›¤›m gravürlerdi. n Sizce Türkiye’de gravür sanat› ne derece tan›n›yor? Özgün bask› ad› alt›nda gravürün hakk›n› yediler ve bir kavram kargaflas› yarat›ld›. Ticari kayg›larla piyasa için özellikle serigrafi ile ço¤alt›lan ünlü ressamlar›n tablolar› özgün bask› ad› alt›nda; hatta bazen Belçikalara kadar gidilerek, ofset ile ço¤alt›lan ünlü ressamlar›n tablolar› ise tafl bask› ad› alt›nda hem ekonomik olarak hem de estetik olarak gravürle ayn› kefeye konuldu. n Sanat görüflünüzden bahseder misiniz? Bir tarzdan çok kaliteye önem veririm. Do¤adan ve edebiyattan yararlansam da amac›m nihai olarak gravür yapmakt›r. n Gelecekten neler bekliyorsunuz? ‹dealleriniz ve hedefleriniz neler? Biraz daha gravür yapabilmeyi. Bir de bir süre Türkiye’de yaflamay›. n


sa¤l›k

Difl sa¤l›¤› konusunda s›n›fta kald›k Difl sa¤l›¤›na önem vermeyen bir insan, asl›nda bir sürü hastal›¤a davet ç›kard›¤›n›n bilincinde de¤il. Türkiye’de difl hekimine gitme al›flkanl›¤›m›z üçüncü dünya ülkeleri ile ayn› seviyede. Avrupa’da y›lda 5 kez difl hekimine gidilirken, türkiye’de bu oran sadece 0.7’de kal›yor... ürk Difl Hekimleri Birli¤i’nin (TDHB), Türkiye genelinde yapt›¤› çal›flmaya göre, Avrupa’da y›lda 5 kez olarak gerçekleflen difl hekimine gitme s›kl›¤› Türkiye’de 0.7 Türkiye’de bir difl hekimine ortalama 3 bin 650 hasta düflüyor. TDHB’nin “Türkiye’de Difl Hekimi ve ‹nsan Gücü Planlamas›” adl› çal›flmas›ndan derlenen bilgilere göre, 2000 y›l› nüfus say›m›na göre 67 milyon 421 bin nüfusa sahip olan, her y›l nüfusu yaklafl›k yüzde 1.5 artan Türkiye’de nüfusun yüzde 12.5’i yaflamlar› boyunca hiç, yüzde 47.11’si de son bir y›lda difl hekimine gitmedi. Avrupa’da bir kiflinin y›lda 5 kez difl hekimine gitti¤ini, Türkiye’de ise difl hekimine gitme s›kl›¤›n›n 0.7 oldu¤unu ortaya koyan çal›flma raporunda, Türkiye’de y›ll›k yüzde 1.5 oran›ndaki

T

nüfus art›fl›na karfl›l›k, mezun difl hekimi say›s›n›n y›lda yüzde 6 artt›¤›na iflaret edildi.

B‹R D‹fi HEK‹M‹NE ORTALAMA 3 B‹N 650 HASTA DÜfiÜYOR Türkiye’de 19 bin 250 difl hekiminin çal›fl›r durumda oldu¤una, buna göre de bir difl hekimine ortalama 3 bin 650 hastan›n düfltü¤ü kaydedilen çal›flma raporunda, fianl›urfa’n›n Viranflehir ‹lçesi’nin 46 bin 926 kifliye bir difl hekiminin düflmesi nedeniyle, “bir difl hekimine en fazla hastan›n düfltü¤ü bölge” unvan›n› tafl›d›¤› kaydedildi. Rapora göre, Tokat’›n Pazar ‹lçesi’nde 20 bin 295, Gaziantep’in Nurda¤› ‹lçesi’nde 38 bin 429, ‹zmir’de bin 731 ve Tunceli merkezde 3 bin 790 kifliye bir difl hekimi düflüyor.

ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKELER‹ ‹LE AYNI SEV‹YEDE Koruyucu difl hekimli¤i hizmetlerini organize etmeden, difl hekimine gitme al›flkanl›¤› oluflturmadan, sadece difl hekimi say›s›n› art›rman›n a¤›z difl sa¤l›¤› sorunlar›n› çözmeyece¤ine iflaret edilen raporda, flöyle denildi: “Ülkemizde a¤›z-difl sa¤l›¤›na yönelik ulusal politikalar gelifltirilmedi¤i için toplumun a¤›z-difl sa¤l›¤› sorunlar› üçüncü dünya insanlar› ile ayn› seviyededir. Dünya Sa¤l›k Örgütü ve Dünya Difl Hekimleri Birli¤i, günlük hasta say›s›n› en az 8-10 kifli, çal›flma saatini ise 8-10 saat olarak öngörmektedir. Ülkemizde ise difl hekimi çal›flma saati olarak öngörüye uymakta ama hasta say›s› olarak bu n oran yar› yar›ya düflmektedir.” KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

45


konuk yazar Yavuz RENÇBERLER

Küçükçekmece bayram yeri üçük elleriyle tütün k›rd›klar›, pamuk toplad›klar› uçsuz bucaks›z topraklar› arkalar›nda b›rakt›klar›nda çift rakaml› ya lar›na daha ermemi lerdi. Ak›llar›nda kalan tek ey kalabal›k ve o karga a içinde yanlar›nda ta ›yabildikleri kadar yiyecek, içecek… Ve bir tren. Üsküp’teki Köprülü’den bir tarihi, bir geçmi i ard›nda b›rakarak, topraklar›na son kez bakarak anavatana do ru yola ç›kan onbinlerce insan…. Mah er yerinden bayram yerine do ru yola ç›kt›k, diyordu saçlar› örgülü, k›rm›z› tombul yanakl› o küçük k›z... Sabriye anne, di er çocuklar›yla birlikte küçük k›z›n›n o kalabal›kta kaybolmamak için alvar›na s›ms›k› tutunduklar›n›n fark›nda bile de ildi. Çocuklar kalabal›ktan tedirgin ama bir o kadar da endiler. “Bayram yerine gidiyoruz” diyorlard›, bayram yerine. Ama nereye? Bombo bir köy sadece parmakla say›labilecek kadar evler vard›, ‘bayram yerine’ geldiklerinde. Hani, nerede o e elenecekleri oyuncaklar, dönme dolaplar, sal›ncaklar? Hepsi a k›nd›… 195 ’li y›llardan bir kesitti bu, bana anlat›lan. O küçük eller hayata Küçükçekmece’de tutundu. Aile kurdu, torun sahibi oldu. imdi o eller geçti imiz Ramazan Bayram›’nda baklava açt›, büryan ve sam›sa yapt›. Makedonya’n›n Üsküp ehrinin Köprülü kasabas›ndan gelip Küçükçekmece’ye tutunan eller, bayramda bir araya geldiler. Küçükçekmece’de kurduklar› Ça da Köprülü ve Yöresi Dayan› ma Kültür Derne i çat›s› alt›nda kültürlerini ya atarak bulunduklar› yeri güzelle tiren bu insanlar “bayram yerindeydiler” art›k. Küçükler büyüklerin ellerini öptü, büyükler küçüklerin gözlerini yanaklar›n›… Bayram yeri diye geldik-

K

46

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

leri Küçükçekmece’de y›llard›r kutlad›klar›ndan farkl›yd› son bayramlar. Daha güzel daha keyifli daha umutlu. Küçükçekmece Belediye Ba kan› Aziz Yeniay bu keyfi ve umudu artt›rarak o ellere uzand›. Bayram yeme inde neler yoktu ki; büryan, sam›sa, so anl› mant›, kol böre i, baklava… Elbette yemek de ildi bulu turan. Ama bir kültürdü elbette sofraya yans›t›lan. Aziz Ba kan Malatyal›’yd›. Uzand› › eller Üsküp Köprülülü… Ama herkes diyordu ki “Biz Küçükçekmeceliyiz” Güzel olan da buydu i te. Bu bayramlar› di erlerinden farkl› k›lan güzelle tiren. Yemekler yenildi sohbetler edildi. Dedik ki ya l›lardan Üsküp’teki bayramlar› dinleyelim. An›lar›n› anlats›n bize. Öyle bir cevap ald›k ki… “Evlat” dedi o

ya l› adam… “Üsküp’teki bayramlar orada kald›. Güzeldi elbet. Ancak biz burada ya ad› ›m›z bayramlar› konu al›m. Üsküp ata topra ›m›z, do du umuz yer. Ancak art›k köklerimizi Küçükçekmece’ye sald›k. Ve Küçükçekmece’nin bayramlar›n› konu al›m” Ve sözlerinin ard›ndan taba ›ndaki baklavadan bir dilim ald›, gülen gözlerle bakt› çevresine… Küçükçekmece onlar için o küçük eller için geldikleri gün de il ama imdi bayram yeriydi…


psikoloji kulübü

Dünyam için ne yapabilirim? n MEL‹KE DORUK MET‹N Psikolojik Dan›flman melikedoruk@yahoo.com

Y

aflamak, dünyaya gelifl ve ölüme do¤ru her gün biraz daha yak›nlaflma sürecimizin en önemli fonksiyonu. Bir yandan yaflam›m›z› sürekli k›lmak için pek çok çaba harcarken, di¤er taraftan da bedenimize, çevremize, dünyam›za verdi¤imiz zararlarla yaflam çabas›n›n aksine bir tutum içinde olmam›z acaba bir yan›m›zla fark›nda olmadan ölüme do¤ru gidifl iste¤imizin bir neticesi mi? Her gün pek çok kez kula¤›m›za f›s›ldanan dünyan›n ›s›nmas›, karbon gazlar›n›n dünyan›n tolere edemeyece¤i seviyelere ulaflm›fl olmas›, suyun gittikçe azalmas› gerçe¤i bizi tedirgin etmekte. ‹flin tuhaf yan› bu tedirginli¤e karfl›n yap›p ettiklerimizle bu kötü gerçeklere ister istemez katk› sa¤l›yor oluflumuz. Peki düne göre bugün çok daha fazla ›s›nm›fl, suyu azalm›fl ve kirlenmifl dünyam›zda biz hangi tedbirleri al›rsak, dünyan›n yok olufl sürecini biraz daha ertelemifl oluruz? Kiflisel katk›lar›m›z› ve bireysel gücümüzü asla küçük görmemeliyiz. Her birimiz yarat›larak de¤er verilmifl görev birimleriyiz. Birimizin aksatt›¤› bir görev, hiç hesaba katmad›¤›m›z baflka birine ya da birilerine zarar olarak yans›yabilir. Ayr›ca bu konu sözlü ve yaz›l› bas›nda çok fazla yer al›yor diye s›k›l›p duyars›zlaflmadan üstümüze düfleni yerine getirmeliyiz.

O HALDE NE YAPAB‹L‹R‹Z? n Enerji tasarrufu sa¤layan ampuller kullanarak, y›lda 75 kg karbondioksitin atmosfere yay›l›m›n› engelleyebiliriz. n Yaflad›¤›m›z mekanlarda ›s› kayb›na karfl› gerekli önlemleri alabiliriz. Bina yal›t›m› yapt›rabiliriz. Hiç de¤ilse eflyalar›m›z› kalorifer ve radyatörleri ka-

patmayacak flekilde yerlefltirebiliriz. n Klima yerine vantilatör kullanabiliriz. n At›k maddelerin çözülmesini engelledi¤i için çamafl›r suyu kullan›m›n› azaltabiliriz. n Hava kirlili¤ini artt›ran benzin tüketimini artt›rmak için kurflunsuz benzin kullanabiliriz. Arac›m›z› düflük h›zda kullanarak, ulafl›mda toplu tafl›m araçlar›n› tercih edebiliriz. Araba kullanmad›¤›m›z her 2 km, 0,75 kg daha az karbondioksit sal›n›m› demektir. n Düzgün fliflirilmifl lastikler litre bafl›na ald›¤›m›z yolu % 3 oran›nda artt›racakt›r. n Televizyon, bilgisayar gibi cihazlar› kullanmad›¤›n›z zaman fiflini çekebiliriz. n Televizyonlardaki k›rm›z› ›fl›¤› kapatarak bulafl›k- çamafl›r makineleri ve kliman›n toplam harcad›¤› enerjiye eflde¤er bir enerji tasarrufu sa¤layabiliriz. n Ambalajlarda flifle, kavanoz gibi geri dönüflümü olan ürünleri tercih edebiliriz. n Cam at›klar› flifle toplama kumbaralar›na, ka¤›t, plastik, metal, karton at›klar› geri dönüflüm için ayr› toplayabiliriz. Çöpümüzü % 10 oran›nda azaltarak y›lda 600 kg karbondioksitin atmosfere yay›l›m›n› engellemifl oluruz. n A¤aç dikmek kolay uygulanabilir ve sonuçlar› oldukça önemli çözümlerden biri. Her a¤aç atmosferden önemli miktarda karbondioksiti emer ve oksijen üretir. n Bambu yetifltirebiliriz. Oksijen üreten önemli bir bitkidir. Bereketi temsil eder ve suyun içinde kolay yetiflen bir bitkidir. Duyarl›, sorumlulu¤unu bilen, yaln›z kendini de¤il, sonraki kuflaklar› da düflünüp önemseyen bireylere dönüflebilece¤imiz günler dile¤i ile…

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

47


püf noktas› Kekik, vücutta hücre koruma sistemlerini gelifltirmesiyle antioksidan, kanser oluflumunu engellemesiyle antikanserojen, diyabet hastal›¤›n› engellemesiyle antidiyabetik ve vücuttaki kolestrol oran›n› ayarlamas›yla antikolestremik özellikler tafl›maktad›r. Çimenlik tarla k›y›lar›nda, orman k›y›lar›nda ve çay›rlardaki kar›nca yuvalar›n›n üstünde yetiflen kekik, günefl ve s›cak istedi¤i için, toprak s›cakl›¤›n›n fazla oldu¤u kayal›k ve da¤l›k yerlerde ço¤al›r. fiifas› yapraklar›nda olan kekik Haziran-A¤ustos aras› saplar›yla toplan›r ve gölgede kurutulup ufalan›r. Türkiye'de, Origanum, Thymus, Thymbra, Saturaje, Sideritis ve Salvia cinsi kekikler yo¤un olarak yetifltirilir. Eterli uçucu ya¤; thymol, carvacrol, borneol, cymol, pimen, tanen ve flavonlar içerir. Baharat olarak kullan›lan kekik sa¤l›k aç›s›ndan da çok faydal›d›r. Kekik, içerdi¤i maddelerle hücrelerden salg›lanan serbest radikalleri ba¤layarak sa¤l›k aç›s›ndan birçok fayda oluflturmaktad›r. Kekik, içeri¤indeki maddelerle vücutta hücre koruma sistemlerini gelifltirmesiyle antioksidan, kanser oluflumunu engellemesiyle antikanserojen, diyabet hastal›¤›n› engellemesiyle antidiyabetik ve vücuttaki kolestrol oran›n› ayarlamas›yla antikolestremik özellikler tafl›maktad›r. Bu özellikleri ile kekik, yafll›l›¤› geciktirmekte, tümör oluflumunu engellemekte, fleker hastal›¤›na iyi gelmekte ve g›dalar›n bozulmas›n› do¤al yollarla engellemektedir. Ya¤l› ve a¤›r yemeklerin tad›n› zenginlefltirir, sindirimi kolaylaflt›r›r. fiifal› bitki olarak kekik; öncelikle kramp çözücü, dezenfekte edici ve balgam söktürücü olarak kullan›l›r. Akci¤er ve bronfllar, mide ve ba¤›rsaklar, keki¤in bafll›ca kullan›m alanlar›d›r.

48

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

kekik mucizesi *Keki¤in içerdi¤i timol sayesinde antiseptik, güçlendirici ve uyar›c› etkisi vard›r. Timol yada kekik kafuru virüs ve bakterileri uzaklaflt›r›r. Kekik suyuyla yap›lan banyolar vücudu dinlendirir. *Keki¤in çiçekli sap› idrar söktürücüdür. Vücuttaki ya¤lar› eritir. Bu özelli¤inden dolay› vücuttaki suyu atar. Hem kilo vermeye, hem de vücuttaki kan sirkülâsyonunu h›zland›rd›¤›ndan dolay› kalbe faydal›d›r. Spazm gidericidir. Böbrek tafllar›n›n düflürülmesine yard›m eder. *Kan flekerini düflürür. *Salg› bezlerini uyar›p düzenli çal›flmas›n› sa¤lar. Her türlü kar›n a¤r›s›n› ve gaz› gidericidir. ‹fltah aç›c›, hazm› kolaylaflt›r›c›, mide bulant›s›n› teskin edici olarak kullan›l›r. Ba¤›rsak parazitlerine karfl› etkidir. *Bafl a¤r›lar›na iyi gelir. Geçici olarak tansiyonu düflürür. *Haf›zay› kuvvetlendirir, kalp sanc›s›na iyi gelir. *Sinirsel yüz a¤r›lar›nda kullan›l›r. Kekikotu,

papatya ve civanperçemi, güneflli havada toplan›p bir kuru bitki yast›¤› haz›rlan›p uygulan›r. Di¤er taraftan da ayn› bitkilerin kar›fl›m›ndan haz›rlanm›fl çay içilir. *So¤uk alg›nl›¤›nda kekik otu pekmezi yemeklerden önce kullan›l›r. Balgam söktürücüdür. Öksürük, ast›m krizini yat›flt›rmaya, bronflit ve uykusuzlu¤a iyi gelir. Kekik otu ve sinirli ot kar›fl›m›ndan haz›rlanan çay, limon ve nöbet flekeri ile kar›flt›r›larak kullan›lmal›. *A¤›z antisepti¤idir. Difl a¤r›s›n› giderir. Kimyon ve sirke ile kaynat›l›p gargara yap›l›r. Çocuklarda kans›zl›¤› önler. ‹shallere ve zehirlenmelere faydal›d›r. *Sinir hastal›klar›nda, romatizma ve burkulmalarda kullan›l›r. Kekik otu banyolar› yap›l›r. *Yara yan›k ve apseleri iyilefltirir. Ezik, burkulma, flifllik, morart› ve gut hastal›¤›, felç tedavisinde, romatizmada kullan›l›r. T›rnak düflerken oluflan yaraya antiseptik olarak kekik ya¤› sürülür. Kekik ya¤›yla yap›lan masaj kan dolafl›m›n› artt›r›r.


kullan›m biçimleri Kekik bir çok kullan›m flekliyle dikkat çekiyor. Çay›ndan, banyosuna, flurubundan, pekmezine kadar her türlüsü gerçekten çok faydal› bir bitki. Yine de kullan›rken, dikkat edilmesi gereken yönleri de var...

ÇAY HAZIRLAMAK Bir çay kafl›¤› dolusu bitki, bir fincan kaynar suda hafllan›r ve demlenmesi için bekletilir. Yada 1 kahve kafl›¤› kekik, 1 su barda¤› kaynar suda 10 dakika bekletilir. Günde 2 su barda¤› içilir.

KEK‹K YA⁄I Ayn› tentür ifllemi gibidir, konyak yerine, s›zma zeytinya¤› kullan›l›r. Bir fliflenin içine doldurulan çiçeklerin üstüne s›zma zeytin ya¤› eklenerek, 10 gün güneflte bekletilir ve kullan›lacak kadar› süzülür.

KEK‹K BANYOSU 70-100 gr kurutulmufl kekik bir tülbentin içine gevflekçe ba¤lanarak 2-3 litre so¤uk suya eklenir. Kaynama derecesine kadar ›s›t›ld›ktan sonra (kaynat›lmaz), üstü kapal› olarak 15 dakika demlendirilir. Tülbentteki posa iyice s›k›ld›ktan sonra s›cak banyo suyuna (Küvet) eklenir. Banyo suyu s›cakl›¤› 3738 derece aras›nda olmal›d›r ve banyo süresi 15-20 dakikay› aflmamal›d›r. Bu süre boyunca küvet içerisinde oturularak yap›lan banyodan sonra üflütülmemeli ve bir bornoza sar›l›narak yatakta bir süre dinlenilmelidir.

KARIfiIM Öksürü¤e karfl›, 2 ölçü kekik, 1 ölçü sinirliot, 1 ölçü ezilmifl anason iyice kar›flt›r›l›r. Bir tatl› kafl›¤› bitki "Çay Haz›rlamak" bafll›¤› alt›nda belirtildi¤i flekilde demlenir ve balla tatland›r›larak, küçük yudumlarla içilir.

KEK‹KOTU TENTÜRÜ Ö¤le güneflinde toplanm›fl çiçekli saplar gevflekçe bir flifleye doldurulur ve üstüne konyak, veya 35-40 derecelik etil alkol, bitkilerin iki parmak üstüne ç›kana kadar eklenir. Güneflte veya s›cak bir yerde 14 gün bekletilir, sonra tülbentten geçirilerek süzülür. B‹TK‹ YASTI⁄I Ö¤len güneflinde toplan›p kurutulmufl çiçekli dallar, ince k›y›larak keten bezinden yap›lm›fl bir yast›¤a doldurulur ve a¤z› dikilir.yatmadan önce s›cak, kuru hava ile (Örnek : Kaloriferin üzerinde veya saç kurutma makinas› kullan›labilir) ›s›t›l›r ve hasta organ›n üstüne koyulur.

KEK‹KOTU PEKMEZ‹ Ö¤le güneflinde toplanm›fl çiçekler ve saplar bir cam turflu kab›na doldurulurken ›slak ellerle nemlendirilirler. Bir s›ra bitki, bir s›ra ham fleker olmak üzere kap bast›ra bast›ra doldurulur ve üç hafta güneflli bir yerde bekletilir. Süzme s›ras›nda, flekerlenmifl çiçekler ve saplar, biraz su ile y›kanmal› ve bu su pekmeze eklenmelidir. Elde edilen s›v› a¤›r ateflte, kaynatmadan ›s›t›larak, içindeki suyun buharlaflmas› sa¤lan›r. Pekmez ne ince, ne de kal›n olmal›d›r. Bu nedenle, biraz so¤utarak denemek gerekir. KEK‹K fiURUBU Güneflte toplanan çiçekli saplar› elinizde nemlendirerek, ›slak ellerle bir kavanoza koyun, aralar›na kat kat fleker koyun. Üç hafta kadar güneflte bekletin, sonra kekikleri az su ile y›kay›n. Bu suyu fluruba ilave edin ve en k›s›k flekilde kaynama haline gelmeden piflirin, flurup ne ince ne kal›n olsun. Bunun için bir ya da iki defa so¤utulup denemesi yap›l›r.

UYARI Hamileler ve guatr olanlar kullanmamal›d›r. Kekik ya¤› mide, bafl ve difl a¤r›lar›na iyi gelmekle birlikte tümör yap›c› madde oldu¤u ve karaci¤er üzerinde zararl› etkileri oldu¤undan dikkatli kullan›lmal›d›r. Fazla içilirse (günde 2-3 fincandan fazla) tansiyonu düflürür.

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

49


kitap ajandas› n OSMAN SÖ⁄ÜT

Son ‹mparatorluk Osmanl› (Osmanl›’y› Yeniden Keflfetmek) ‹LBER ORTAYLI / T‹MAfi YAYINLARI / 7. BASKI / 2007 Yaflayan önemli tarihçilerimizden ‹lber Ortayl›’n›n Son ‹mparatorluk Osmanl› kitab›, birbirinden ba¤›ms›z, konu konu yaz›lm›fl yaz›lardan oluflmakta. Genel olarak bak›ld›¤›nda Son ‹mparatorluk Osmanl› adl› kitapta Osmanl›’y› imparatorluk yapan sebepler ve olaylar üzerinde duruluyor. Ortayl›, bu kitapta Osmanl›’n›n yönetim flekli, çeflitli devletlerle iliflkileri, farkl› cemaat ve kültürlere yaklafl›m›, sosyal, kültürel ve siyasal kurumlar› hakk›nda ufuk aç›c› bilgiler veriyor. Son ‹mapartorluk Osmanl›, ak›c› üslubu ve anlafl›l›r diliyle bir solukta okuyabilece¤iniz bir kitap. Ortayl› bu kitapta, Osmanl› hakk›ndaki kimi bilgi ve kanaatlerimizi pekifltirirken, kimi konularda ise orijinal tespit ve de¤erlendirmeleriyle yayg›n nitelikteki düflüncelerin sorgulanmas›na sebep oluyor. Di¤er eserleri gibi Ortayl›’n›n bu kitab› da, hamasetten uzak, bilimsellikten taviz vermeyen yaklafl›m›yla Osmanl› hakk›ndaki bilgilerimizin sa¤l›kl› bir yap›ya kavuflmas›na önemli katk› yapacak bir nitelik tafl›maktad›r. Okuyucular›m›z için bir bilgilendirme olmas› amac›yla Son ‹mparatorluk Osmanl› kitab›ndaki temel yaklafl›m ve tespitlerle ilgili burada flu flekilde bir özetleme yapabiliriz: Ortayl›’n›n ifadesiyle, Osmanl›’n›n etnik ve kültürel yap›s› tam bir kar›fl›md›r. Farkl› etnik ve kültürel unsurlar Osmanl› denen kar›fl›m› meydana getirmifltir. Ancak “Türklük bunun içinde temel aktördür.” (s. 11) Türklü¤ün hakim unsur olarak korunmas›na her zaman dikkat edilmifltir. Türklük farkl› etnik ve kültürel unsurlardan beslenmifl, ancak son kertede Osmanl›’n›n esas

50

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

mayas› olarak muhafaza edilmifltir. Bu durum dilde de aynen kendisini gösterir. “Bürokrasinin dili Türkçedir. As›rdan as›ra koyulaflan Arapça-Farsçal› bu dil 9. yüzy›lda sentaks bak›m›ndan bugünkü biçimine ulaflm›flt›r.” (s. 11) Nitekim Roma’da da Bizans’ta da hep hakim bir unsurun/dilin varl›¤› söz konusudur. Hakim bir unsurla beraber, imparatorluklar farkl› etnik, sosyal unsurlar› bünyesinde tafl›yabilen yap›lard›r. Bu da onlar› imparatorlu¤un merkezine ba¤layacak sa¤l›kl›, sa¤lam bir iflleyiflle mümkün olmaktad›r. Osmanl›’da da bu farkl› unsurlar Osmanl›l›k duygusuyla iç içe olabilmifllerdir. Bununla beraber Osmanl›’daki “millet” ve ‘öteki’ tan›m›n›n temelinde din vard›r. “Bir milletin mensubu olmak için k›stas konuflulan dil de¤il, dindir. (s. 87) ‹mparatorluk ise bu farkl› milletlerin bir kar›fl›m›d›r. Bu kar›fl›m Tanzimat bürokrasisinde daha da somutlaflm›fl, Türklerle beraber bir çok Rum ve Ermeni bürokrat Tanzimat hareketinde etkili olmufllard›r. ‹lber Ortayl›, sanayileflme sürecinin imparatorluk yap›lanmas›n› tehdit ederek ortadan kald›ran temel faktör oldu¤unu söyler. Osmanl›’n›n “Son ‹mparatorluk” olarak tarihte yerini almas› da sanayileflme öncesi son dönemde ortaya ç›kmas›yla ilgilidir. Ortayl›’ya göre bu hem olumlu hem olumsuz sonuçlar içeren bir noktad›r. “Bence bizim tarihimizin bütün dinamik, bütün trajik, bütün olumlu ve olumsuz taraflar› bundan ileri gelmektedir.” (s. 51) ‹stanbul’un fethiyle Osmanl› bir imparatorluk kimli¤i kazan›r. Fatih Sultan Mehmet de imparator olman›n gere¤i, sorumlulu¤u ve basireti içinde davranm›fl deha düzeyinde bir flahsi-

yettir. ‹dari yap›y› da bu flekilde yeniden düzenlemifltir. “Evvela bir teflrifat protokolü oluflturmufltur.” (s. 63) “Fatih, tamamen kenara da çekilmemifl, kafes usulünü kullanm›flt›r. .. Fatih yeme¤i art›k baflkalar›yla yemiyor. E¤er birisiyle yemek yiyorsa bu çok önemli bir iflarettir. Bu bir hükümdarl›k dizayn›d›r.” (s. 66) Fatih’in dehas›n›, Fener Patrikhanesini ba¤›ms›z, ekümen hale getirmesinde de görüyoruz. Bu olay, Hristiyan dünyas›n›n iyice ikiye bölünmesine ve ‹slam›n daha kolay yay›lmas›na zemin haz›rlam›flt›r. “Bizzat Ortodoks Kilisesi’nin ulusçu parçalanmas› bile Fener patrikhanesine 15. as›rda bahfledilen hegemonyan›n ve o hegemonyaya 19. as›rda duyulan ulusçu tepki ve ayaklanmalar›n sonucudur.” (s. 12) Ahili¤in eski Türklerde bulunan bir gelenek oldu¤unu, Osmanl›’da bunun flekil de¤ifltirerek devam etti¤ini ifade eden Ortayl›, Osmanl› Türklerinin ticaret ve zanaatla u¤raflmad›¤›, tar›m ve hayvanc›l›k yapt›klar› yarg›s›n›n da do¤ru olmad›¤›n›; herkesin toprakla u¤raflt›¤›n›, ama baz› zanaatlarda etnik bak›mdan bir uzmanlaflman›n oldu¤unu söyler. “Ayr›ca.. camc›l›k, vitray, zücaciye iflleri Türklere hast›r.” (s. 48) Osmanl› Bat›l›laflmas›n›n kendili¤inden ve mecburi bir Bat›l›laflma oldu¤unu “Bat›’yla 15. as›rdan beri cebelleflen, dolay›s›yla da o medeniyeti, o kültürü ister istemez tan›mak zorunda olan sizsiniz.” (s. 140) diyerek vurgulayan Ortayl›, Hilafet kurumunun da art›k sosyal ve siyasal dayanaklar›n› yitirdi¤ini belirtir. Öte yandan tarih bilinci zay›f olan toplumlar›n, tarihin öznesi de¤il nesnesi haline gelecekleri konusunda bizleri uyar›r: “Baz›lar› ‘Osmanl›y› reddederim! diyor. Adam zannediyor ki, pasta keser gibi tarihi kesebilir.” (s.38)


Kuyu

‹srail’in Nükleer S›rlar›

RAS‹M ÖZDENÖREN / ‹Z YAYINCILIK / 2000 Usta hikayeci Rasim Özdenören’in “Kuyu”su, Kuyu ismini tafl›yan uzun bir hikayeden olufluyor. Yazar, hikayeyi Hz. Yusuf k›ssas›ndan telmihle yazm›fl. Hikaye kahraman› ad› da Yusuf. Yusuf’un hikayede yaflad›klar› ile Hz. Yusuf’un k›ssas› aras›ndaysa mecazi iliflkiler söz konusu. Hikaye kahraman› Yusuf’un yaflad›¤› s›k›nt›lar, uyumsuzluklar, çevresini yad›rgay›fl›, kendi kiflili¤ini bulma çabas›, olanlar› sorgulay›fl› bir kuyu içindeki insan›n durumunu and›r›r. Asl›nda Yusuf’un hikayesi hepimizi anlatmaktad›r. Hepimiz hayat denen bir kuyunun içersinde Yusuf’un yaflad›klar›na benzer fleyleri yaflamaktay›z. Hepimizin kendine göre bir kuyusu var; hepimiz bu kuyuda imtihan oluyor, kendimizi ve do¤ruyu bulmaya çal›fl›yoruz. Kuyu’da, Yusuf’un hayat›n›n dipsiz bir ‘kuyu’ya benzetildi¤ini görüyoruz. Yazar, Yusuf’un dram›n› flu cümlelerle çok çarp›c› bir flekilde ifade ediyor: "Her neyse.. sonu gelmiyordu bunlar›n, sonunu, dibini bulam›yordu: bofla koysa dolmuyor, doluya koysa alm›yordu. Onun kuyusu da buydu belki." Kuyu, ayn› zamanda insan›n nefsini de ifade ediyor. Nefis dedi¤i-

RAFTAK‹LER

miz fleyi hayat›n kendisinden de ay›ramay›z zaten. Hayat› bir kuyu haline gelmesine sebep nefsin istek ve tuzaklar›ndan baflkas› de¤ildir. Kuyu adl› hikayede, insan›n en çok bu yönüne dikkat çekilmifltir. Yusuf’un yaflad›klar›n› okurken insan›n zay›f bir varl›k oldu¤unu, nefsinin onu her an do¤ru yoldan sapt›rabilece¤ini, bunun için kendini tan›maya ve sa¤lam bir iradeye ihtiyac›n›n bulundu¤unu düflünürüz. Yusuf’un nefsiyle olan mücadelesi, flu sat›rlarda bize veciz bir flekilde ifade edilir: "A¤›rl›¤›, bizzat nefsinden baflka ne olabilir? Ama onu nas›l terketmeli? Terkedebilir mi? Nefs terkedilebilir mi?.." Kuyu, ayn› zamanda fliir tad›nda okunan bir kitap. Yusuf’un yaflad›¤› manevi gerilim, yer yer fliirleflerek doruklara t›rman›r: “Kimse yok mu? Neresi bura Yeryüzü mü? Yerle gök aras›nda Cehennemden bir parça m›? Kimse yok mu? Yok mu? Yok mu? Ben kimim Ben niçin buraday›m… ‹mdat”

ISRAEL SHAHAK ÇEV‹REN: AHMET EM‹N DA⁄ KES‹T YAYINLARI / 2006 ‹ran’› nükleer tesis ve silahlar yapt›¤› gerekçesiyle hedef gösteren ülkeler acaba ‹srail’de neler olup bitti¤ini bilmiyorlar m›? Gerçekten burada bir hedef sapt›rmak ve kamuoyunu aldatmak gibi bir niyet olabilir mi? Bunun için tabii, ‹srail’deki nükleer silah çal›flmalar› hakk›nda bilgiye sahip olmak gerekiyor. Bunu yine Yahudi bir yazar olan Israel Shahak'›n kaleminden okumak da hayli ilginç olsa gerek. '‹srail'in Nükleer S›rlar›' isimli bu çal›flmas›nda Shahak, ‹srail'in nükleer silahlarla ilgili bilinmeyen, daha do¤rusu pek gündeme getirilmeyen konulara odaklan›yor. ‹srail'in nas›l bir nükleer güce sahip oldu¤u, ‹srail gizli servisi MOSSAD'tan maafl alan Orta Do¤ulu siyasi liderin kim oldu¤u, Shahak'›n kitab›n›n ilgi çeken bafll›ca konular›. Ortado¤u’daki olaylar›n arka plan›n› merak edenler için önemli bir kitap.

‹SLAM VE MODERN‹TE

XIX. ASIR TÜRK EDEB‹YATI TAR‹H‹

Gönül PUTLAR Remzi Yay›nlar› / 2007

Ahmet Hamdi TANPINAR Yap› Kredi Yay›nlar›

SORULARLA ALEV‹L‹K Cemal fiENER / Pozitif Yay›nlar› 2007

ORTODOKS O⁄LANLAR ‹Ç‹N FÜCUR (fiiir) Metin KAYGALAK Avesta Yay›nlar› / 50 sayfa

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

51


medya elevizyon, be¤ensek de be¤enmesek de hayat›m›za girmifl bir gerçek. Al›flmay› deneyelim ama, televizyonla yaflamay› ö¤renmek zorunday›z. Meselenin özü n AL‹ K. MET‹N san›yorum bu ö¤renme hadisesinde sakl›. “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” kabilinden, televizyonun dünyam›zda derin ve köklü de¤ifliklikler meydana getirmifl olma ihtimalini elbette göz ard› etmemek gerek. Ne Mc Luhan’›n “televizyon galaksisi” kavram›n› yani televizyonun alg›lama ve bilinç yap›s› üzerindeki direkt (fiziksel nitelikteki) etkilerini göz ard› edebilir, ne onun politik ve ideolojik tahakküm ayg›t› olarak kullan›l›rl›¤›n› görmezden gelebilir, ne de televizyonsuz bir dünya tahayyül etmeyi tümüyle anlams›z addedebiliriz. Aksine, televizyon gibi toplumun bütün kesim ve kesitleri üzerinde hükmedici boyutlar kazanm›fl bir ayg›t hakk›nda herkesin sa¤l›kl› flekilde bilinçlenmesi flart. Televizyonun dünyay› ve hayat›m›z› ne hale getirdi¤ini, bizi nas›l bir istikamette dönüfltürdü¤ünü e¤risiyle do¤rusuyla düflünmeye ihtiyac›m›z var. Televizyon yokken neydik, varken ne olduk? Televizyonla ne kazand›k, ne kaybettik? Bu sorgulamay› bilhassa 1960’l› y›llarda ve öncesinde dünyaya gözlerini açm›fl orta ve daha yafll› kuflaklar›n çok do¤ru bir flekilde yapabilecekleri malum. Televizyonun getirdiklerini ve götürdüklerini en iyi bu kuflaklar bilecektir. Onlar›n de¤erlendirmeleri, genç kuflaklar için de ö¤retici ve ufuk aç›c› olacakt›r. Ne ki, yapaca¤›m›z elefltiri ve sorgulamalar daha çok bireysel düzeyde bir anlam ihtiva etmektedir. Televizyon hakk›ndaki yarg›lar›m›z›n bizim ancak bireysel tutumumuza etki etti¤i ölçüde bir de¤er ifade edece¤ini bilmemiz gerek. Daha aç›k bir de-

T

52

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

yiflle, televizyonun hayat›m›zdaki yerini veya ifllevini tayin etmek tümüyle bireysel karar›m›za ve irademize ba¤l› bir durum. Hayat›m›za bir de¤er, bir nitelik kazand›rma noktas›nda televizyonu yararl› veya yarars›z, zararl› veya zarars›z k›labilecek olan evvelemirde yine biziz. Televizyonu ‘olmas› gereken’ yere koyacak olan öncelikle bizim tutum ve tercihlerimizdir. Bunu sadece televizyonla ilgili bir olay olarak göremeyiz elbet. Televizyonun oldu¤u kadar kitab›n, gazetenin, internetin, arkadafl›n, ‘flunun bunun’ kötüsünden, zararl›s›ndan, niteliksizinden söz etmek her zaman mümkün. Bizim seçimlerimiz her fleyden daha önemli. Reyting Tanr›s›n› (!) yaratan da biziz çünkü. O halde, televizyonun günahkar bir icat oldu¤unu düflünmek, onu günahlar›m›z›n müsebbibi saymak iflin kolay›na kaçmaktan baflka bir fley olmasa gerektir. Nitekim böyle bir yaklafl›m bizi ayn› zamanda bir ç›kmaza, ya hep ya hiç mant›¤›na götürür. Bu ise pek de akl› selim bir davran›fl say›lmaz. Televizyonu ‘mutlak kötü’ sayan, yani bir tür fleytan ifli gibi görenler, kanaatimce, fark›nda olmadan insan› teknolojiye indirgemektedirler. Oysa insan, sadece televizyonun de¤il, bütün teknolojinin/yeryüzünün efendisidir, daha do¤rusu efendisi olabilecek kabiliyettedir. Burada bir basitlefltirme yapt›¤›m› yads›yacak de¤ilim. Zira teknolojinin tamamen masum bir fley say›lamayaca¤›n›n fark›nday›m. Fakat amac›m, burada meseleyi fazla kar›flt›rmadan, insan iradesinin her fleyi daha farkl› k›labilece¤ini söylemeye çal›flmakt›r. Televizyonu elefltirirken öncelikle izleyiciyi, yani kendimizi elefltirmek gerekti¤ini unutmamal›. ‹zleyip izle-

memek ve neyi izleyece¤imize karar vermek bizim elimizde olan bir fley. Burada baz› entelektüel jargonlarla meseleyi yokufla sürmenin hiç gere¤i yok. Hadise gayet aç›k: Televizyonun günah›ndan da sevab›ndan da biz sorumluyuz. O halde ne yapmak gerekti¤ini

TELEV‹ZYON GERÇE⁄‹

daha somut flekilde söylemeye çal›flal›m. Birincisi, televizyon karfl›s›nda bireyselli¤imizi korumaya çal›flaca¤›z. Televizyonun kütlelefltirici tazyiki karfl›s›nda zafiyet göstermeyecek, kendi e¤ilim ve amaçlar›m›za uygun do¤rultuda seçimlerimizi yapaca¤›z. ‹kincisi, zaman öldürücü programlarla vakit harcamamay› bilece¤iz. Bofl vakitlerimiz için daha iyi alterna-


tifler üretmeye çal›flaca¤›z. Üçüncüsü, televizyonu avucumuzun içinde tuttu¤umuz bir dünya gibi görecek; görmedi¤imiz ve tan›mad›¤›m›z dünyalar hakk›nda, ansiklopedik bir kaynak gibi ondan yararlanma dirayetini gösterebilece¤iz. Dördüncüsü, televizyonun çok kand›r›c› olabilece¤ini, gerçekleri çarp›tma olas›l›¤›n›n -görselli¤ine ra¤men- yüksek oldu¤unu unutmayaca¤›z. Beflincisi, televizyonun bizi sa¤lam ve derin bil-

giye ulaflt›ramayaca¤›n› akl›m›z›n köflesinden ç›karmayacak; öte yandan bazen, baz› konularda kolay bilgi edinme f›rsat› verebildi¤ini de görmezden gelmeyece¤iz. Alt›nc›s›, ba¤›ml› duruma gelmeyecek, saçma, çirkin ve banal olan›n tuza¤›na düflmeyece¤iz. Burada demek istedi¤im o ki, televizyonu tu kaka etmenin alemi yok. Fakat kitab›, gazeteyi, konferanslar›, sinemay›, tiyatroyu unutup televiz-

yon kurdu olmak da yanl›fl. Bilinçli izleyici olmay›, televizyonu yerinde ve do¤ru kullanmay› ö¤renelim önce. Gerisi kendili¤inden gelir. Kendili¤inden gelir demek, bütün televizyon kanallar›nda her fley güzel, her fley mükemmel olacak demek de¤ildir. Hele hele bugünden böyle bir beklenti içine girecek kadar safdil olamay›z. Eskiden olsayd›, her fleyin mükemmel olmas›n› totaliter bir iktidar›n sa¤layabilece¤ini düflünebilirdik belki. Ama art›k televizyon ba¤lam›nda o da mümkün de¤il. Art›k s›n›rlar yok; günah da sevap da küresel boyutlar kazanm›fl durumda. Uydu teknolojisi art›k her fleyi her yere götürebiliyor. Günah da sevap da, kötülük de iyilik de parmaklar›m›z›n ucunda. Bir tuflla hemen hepsi gözümüzün önünde. Elimizdeki kumanda, Alaaddin’in sihirli lambas› gibi bize flimdi dünyan›n her kap›s›n› açmakta. Her fleyin mükemmel olabilmesi ise art›k olsa olsa küresel ölçekte bir totalitarizmle olas›d›r. Buysa gerçek d›fl› bir olas›l›k. Bu yüzden çareyi dayatmac› politikalarda aramak ham hayaldir. Demokrasi, bundan böyle dünyan›n de¤iflmesi beklenmemek gereken bir gerçe¤i olmaya devam edecektir. Dolay›s›yla çareyi demokratik flartlar çerçevesinde aramak gerekiyor. Demokrasi iyi ile kötünün, do¤ru ile yanl›fl›n birbiriyle yan yana veya çat›flma içinde oldu¤u bir dünyay› imler. Bu dünya herkesin kendi iyisini veya do¤rusunu kendi ad›na yaflamak durumunda oldu¤u bir dünyad›r. Kimse kimseye garanti veremez, kimse kimseyi zorlayamaz. Bu sebeple demokrasinin oldu¤u yerde iyinin yan›nda kötü, do¤runun yan›nda yanl›fl da olacakt›r. ‹stesek de istemesek de bu böyledir. Televizyon da bu gerçekli¤in bir parças› olarak iyisiyle kötüsüyle, e¤risiyle do¤rusuyla hayat›m›zda yer almaya devam edecektir. Demokrasilerde basit, niteliksiz ve kötü olana karfl› –genel anlamda- bireyin iradesinden baflka bir iradeden medet umamay›z. Kötü paran›n iyi paray› kovmas›

gibi kötü televizyon iyi televizyonu kovar m›, pek de bilemeyiz. E¤er öyleyse demokrasinin bir ç›kmaz yol oldu¤u çok aç›k. Ne ki klifle düflüncelerle dünyay› anlamaya çal›flmam›z yan›lt›c› olur. Ayr›ca reytinglere bakarak kötü televizyonun (program›n) iyi televizyonu kovdu¤unu düflünmemiz do¤ru de¤il. Çünkü reytingler, toplumun mevcut be¤eni ve e¤ilimlerinin bir yans›mas›ndan ibarettir. Bu be¤eni ve e¤ilimler daha nitelikli, daha seçici bir düzeye do¤ru t›rmand›kça ‘reyting de¤eri’nin anlam› da de¤iflmek durumundad›r. ‹nsan›n f›traten iyiye, güzele ve do¤ruya mütemayil oldu¤u kabul edilirse, televizyonun önünün bu yönde aç›labilece¤inden, daha baflka deyiflle iyi televizyonun kötü televizyonu kovaca¤›ndan ümitvar olabiliriz. Tabiat boflluk kabul etmiyor. Boflluk iyiyle dolmazsa kötü olanla dolmaktad›r. O halde, bilinçli izleyici olman›n ötesinde çare alternatifini üretmektir. Televizyon elefltirisinin gerçek iflleviyse bu alternatiflerin düflünülmesini sa¤lamak olmal›d›r. Televizyonu hayat›m›zdan ç›karmak bireysel olarak çok anlaml› ve de¤erli bir tercih olabilir. Ancak yaflanan gerçeklik bu gibi tercihleri marjinalize ediyor. Televizyon yokmufl gibi yapmak, yapmaya çal›flmak, tabiri caizse bafl›n› kuma gömmekten farks›zd›r. Dünyay› yok saymak de¤il de¤ifltirmektir as›l mesele. Bu da yozlaflmadan, sa¤lam ve do¤ru yaflayarak olmal› elbet; izole ve steril hayatlar içersine s›¤›narak/s›k›flarak de¤il. Olan bitenin fark›nda, gerçeklikle her daim s›nav halinde; güçlü bir iradeyle temayüz eden, bilinçli, özgür bireyler olmakla mümkün. Televizyon hayat›m›z›n bir gerçe¤i oldu¤una göre, hem bu gerçekle yaflamay› ö¤renmek hem de televizyonu daha do¤ru, daha güzel bir dünyan›n inflas› için de¤erlendirebilece¤imiz konusunda ümitvar olmak ve sorumlulu¤umuzun bilincinde olmak gerekiyor. n

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

53


pratik bilgiler ‹lkbahar, sonbahar

Yapay çiçeklerin de ilgiye ihtiyac› var Yapay çiçeklerin suya ihtiyaçlar› yoktur fakat zamanla kirlendikleri için temizlenmeleri gerekir. Yapay çiçekler evinize veya ofisinize güzellik katar. Suya ihtiyaçlar› yoktur fakat zamanla kirlenebilirler. Bunun için, çicekleri nazikçe suyla y›kayabilir, sap ve yapraklar›n›n tozunu yün yuma¤› ile alabilirsiniz. Yapay çiçeklerin inatç› lekeleri için de, sirkeli suya bat›r›lm›fl bir difl f›rças› size yeter.

KARNABAHAR Mevsimleri saym›yoruz, karnabahardan söz ediyoruz. Karnabahar piflirirken eve yay›lan kokudan kurtulmak için piflirme suyuna bir parça tuz ve iki kafl›k sirke ilave edip, suyun üzerinde köpük oluflumunu bekledikten sonra, içine sebzeleri atmay› deneyin. Evi saran kötü kokudan eser kalmad›¤›n› göreceksiniz.

PATATES hafllama sanat› Ekmek yerine patates ye önerileri çokça duyar›z. K›zartmas› zararl›, belli. En faydal›s› da suda pifleni… Ancak onun da bir piflirme adab› var. Patatesleri hafllarken, hafllama suyunun içine bir kafl›k margarin koyun patateslerin vitaminlerini kaybetmemifl olursunuz. Ayn› zamanda patatesler daha da çabuk pifler…

Patl›canl› pilav› denediniz mi? Pilav›n envai türlüsü var, bir de patl›canl› olan› var. Patl›can kabuklar›n› soyduktan sonra içine sirke ve çok az zeytinya¤› konmufl suda bir süre hafllay›n. Daha sonra istedi¤iniz küçüklükte dilimleyin ve pilav yaparken içine kar›flt›r›n.Göreceksiniz pilav›n›z çok leziz olacak.

54

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT


Ahflaplar› yenileme zaman› Evinizdeki ahflap eflyalar çok mu eskidi? O zaman cilalanma vakti gelmifl demektir. Kenarlar› kabaran, renkleri bozulan ahflap eflyalar›n›zdan çok rahats›zsan›z, onlar› kendiniz de yenileyebilirsiniz. Bunun için ihtiyac›n›z olan fleyler; f›rça, sünger, z›mpara takozu, metal içermeyen f›rça, mum veya ya¤, pamuk bez, ahflap astar› ve matlaflt›r›c›… Ahflap› cilalamadan önce sabunlu suyla y›kamay› unutmay›n, kurulad›ktan sonra z›mparalay›n ve en sonda cilalay›n…

Lekeler art›k dert de¤il! Oldum olas› hayat›n›z bu lekeler ve lekeleri ç›kartma yollar›n› dinlemekle geçmifltir ama bu sefer iyi dinleyin… Bu üç lekenin ortak bir özelli¤i var; her üçü de ayn› yöntemle temizleniyor: “Bir bardak ›l›k suya, bir çay kafl›¤› renksiz bulafl›k deterjan› kar›flt›r›n ve uygulay›n. Varsa yar›m bardak suya, bir çorba kafl›¤› kadar amonyak ilavesiyle veya iki ölçek su içine bir ölçü sirke kar›flt›rarak bu lekeleri def edebilirsiniz…

Yo¤urdun suyu vitamin deposu Baz›lar›m›z yo¤urt ald›¤›nda kaskat› olanlar› tercih eder. Hatta sulu yo¤urdu ço¤umuz eski sanar. Halbuki tam tersi… Yo¤urdun suyu neredeyse yo¤urttan daha faydal›. Yo¤urttan daha uzun sü-

fiimdi bal›k çorbas› mevsimi

Havalar so¤umaya bafllay›nca bal›khanelere koflar›z. Ço¤u deniz ürünü k›zartma yöntemiyle tüketilir. Halbuki her bal›¤›n bir çorbas› var. Bal›k çorbas› yaparken, suyunun daha lezzetli olmas› için bal›klar› 45 ile 60 dakika kaynatmay› unutmay›n ve bafl ile kuyruk k›s›mlar›n›n en lezzetli yerleri oldu¤unu da kimseye söylemeyin!

Elma gibisi var m›? Elman›n faydalar› bitmez. Lahana yeme¤i yapt›ktan sonra evinize sinen ve pencereleri açsan›z da ç›karmay› baflaramad›¤›n›z lahana kokusundan kurtulmak art›k çok kolay. Bir elman›n kabu¤unu soyup lahan›n piflme suyuna ekleyin. Hem koku çabucak yok olacak, hem de lahanan›n hazm› daha kolay olacak.

reli yararlanmak için suyunu atmamak gerekir. Yo¤urdun tüm vitamin ve mineralleri suyunda… Ayr›ca, bu su yemeklere ekfli bir tat kazand›rmak istenildi¤inde de kullan›labilir.

Daha yumuflak tavuk eti

Tavuk etinizin daha yumuflak, daha güzel kokulu ve daha lezzetli olmas› için piflirmeden önce tavu¤u yar›m limon ile iyice ovalay›n ve sonra tavu¤un üzerine ve içine rendelenmifl limon kabu¤u koyun. Zaten do¤al bir yumuflakl›¤› olan tavuk etinin kadife gibi a¤z›n›zda eridi¤ini anlayacaks›n›z… KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

55


a¤açlar

At kestanesi n ZEYNEP AYAR Orman Müh. dilkesaveran@hotmail.com

Bu say›m›zda Hippocastanaceae Familyas›na ait yaz aylar›nda pembe ve beyaz çiçekleriyle yol kenarlar›n› süsleyen At kestanelerini tan›yaca¤›z. Viyana’ya 1576 y›l›nda ‹stanbul’dan

getirilmifltir. Bu a¤aca At Kestanesi ad›n›n verilmesinde, kofludan sonra nefes nefese kalan ya da solu¤an hastal›¤›na yakalanan atlar› Türklerin At kestanesiyle beslemesinin etkili oldu¤u dü-

K›rm›z› Çiçekli At Kestanesi (Aesculus x carnea) DO⁄AL YAYILIfi VE RAKIM Vatan› Kuzey Amerika’n›n do¤usudur. Beyaz Çiçekli At Kestanesi ile Pembe Çiçekli At Kestanesi’nin bir hibritidir. TOPRAK VE BES‹N ‹STE⁄‹ Optimal geliflimini rutubetli, iyi drenajl›, derin ve taze toprajlarda yapar. pH= 5.0-6.5 optimaldir. DONLARA DUYARLILIK - 19 C s›cakl›klara kadar dayan›r. fiiddetli donlardan zarar görür. SICAK VE NEM S›cak ve güneflli iklimleri sever. Kent iklimine ve kurakl›¤a dayan›kl›d›r. TOHUM ÖZELL‹KLER‹ Tohum toplama zaman› Eylül – Ekim, 1 kg. daki tohum say›s› 107 adet ve ortalama çimlenme % 82’dir. Tohum parlak, kahve renkli, yuvarlak ve 2-3 cm çap›ndad›r. TEPE fiEKL‹ Tepe flekli yuvarlak olup, tepe çap› maksimum 8-10 m.dir. MAKASLAMA VE BUDAMA Yapraklar› tahrip edilmeden hafif budama yap›lmal›d›r. BÜYÜME VE BOYLANMA ‹lk y›llardan sonra büyümesi h›zlan›r. Maksimum 15-20 m. boy yapar. KÖK YAPISI Kaz›k kök yapar. IfiIK ‹STE⁄‹ Yar›gölge a¤ac›d›r. MEYVE VE Ç‹ÇEK Meyveleri kapsül meyve olup, üzeri fazla dikenli de¤ildir. Ayr›ca Beyaz Çiçekli At Kestanesi’ne göre biraz daha küçüktür (2.5-4 cm. çap›nda). May›s’ta açan çiçekleri k›rm›z› renkli, bafla¤›ms› çiçek kurulu 10-20 cm. uzunlu¤unda ve dik duruflludur. YAPRAK VE SÜRGÜN Yapraklar› bileflik, ›fl›nsal durumlu, 8-15 cm uzunlu¤unda ve dik duruflludur. ÜRET‹M fiEKL‹ Tohum, kök çeli¤i ve afl› ile üretilir. Tohumlar sonbaharda topland›ktan sonra hemen, 4 cm. aral›kl› ve 5 s›ra olarak ekilmeli ve ilkbahar donlar› olan yerlerde, katlamadan sonra ilkbaharda ekilmelidir. Tohumlar kurumufl ise ekimden önce ›l›k suda fliflirilmeli. D‹⁄ER ÖZELL‹KLER Hava kirlili¤ine, tuz etkisine ve mekanik yaralanmalara dayan›kl›d›r. Kitle, park, gölgeleme ve alle a¤ac›d›r. fiiddetli donlara maruz yerlerde don çatlaklar›na rastlan›r.

flünülmektedir. Gerçek kestane a¤ac›ndan oldukça farkl›d›r. Her iki a¤ac›n meyvesi de birbirine çok benzemesine ra¤men, meyve bütünüyle de¤iflik özelliklere sahip çiçeklerle üretilir.

Beyaz Çiçekli At Kestanesi (Aesculus hippocastanum) DO⁄AL YAYILIfi VE RAKIM Vatan› Balkanlard›r. Türkiye’de yetifltirilmektedir. TOPRAK VE BES‹N ‹STE⁄‹ Kanaatkar bir tür olup, optimal geliflimini normal, derin, taze topraklarda yapar. tuzlu topraklar› sevmez. pH = 5.5-7.0 optimaldir. DONLARA DUYARLILIK Ekstrem donlara duyarl›d›r. SICAK VE NEM S›cak, güneflli ve ›l›man iklimlerde yetiflir. So¤uk iklim flartlar›na dayan›kl›d›r. TOHUM ÖZELL‹KLER‹ Tohumlar 2-3 cm. çap›nda, parlak koyu kahve renkli, derimsi ve sert kabukludur. TEPE fiEKL‹ Tepe flekli yuvarlak olup, s›k dall›d›r. Tepe çap› 12-15 m.dir. MAKASLAMA VE BUDAMA Budamaya yatk›nd›r. BÜYÜME VE BOYLANMA ‹lk y›llarda yavafl sonralar› h›zl› büyür. Maksimum 30 m. boy yapar. KÖK YAPISI Kaz›k kök yapar ve güçlü yan kökler gelifltirir. IfiIK ‹STE⁄‹ Ifl›k-yar›gölge a¤ac›d›r. MEYVE VE Ç‹ÇEK Meyveleri kapsüllü meyve olup, d›fl yüzeyi yumuflak dikenlidir. Meyveleri yenmez. May›s’ta açan çiçekleri beyaz renkli, dik durufllu, çiçek kurulu 20 cm. uzun, çiçekler sar›-k›rm›z› yans›mal› olup taçlar 4-5 parçal›d›r. Yirmi yafl›ndan sonra meyve verir. YAPRAK VE SÜRGÜN Yapraklar; 10-25 cm. uzun, el biçiminde ve 5-7 parçac›ktan oluflmakta, koyu yeflil renkli, sonbahar renklenmesi sar›ms› ya da sar›ms› k›rm›z›d›r. Sürgünler üzerindeki yap›flkan maddeli tomurcuklar çok büyüktür. Tomurcuklar böceklere karfl› bir korunma olarak üzeri yap›flkanl›d›r. ÜRET‹M fiEKL‹ Tohum, kök çeli¤i ve afl› ile üretilir. Tohumlar sonbaharda toplan›r toplanmaz hemen veya katlamadan sonra ilkbaharda ekilmelidir. D‹⁄ER ÖZELL‹KLER Hava kirlili¤ine dayan›kl›d›r. Kitle, park ve alle a¤ac›d›r. Ayr›ca gölgesinden faydalan›lmak üzere soliter olarak ta kullan›l›r. Gövdesi ve dallar› mekanik yaralanmalara karfl› dayan›kl› olup, kendisini k›sa sürede onar›r. Çok h›zl› büyüdü¤ünden odunu oldukça yumuflakt›r.

KAYNAKÇA Matarac› T., 2002. A¤açlar- Do¤a Severler ‹çin Rehber Kitap - Marmara Bölgesi Do¤al – Egzotik A¤aç ve Çal›lar›, Tema Vakf› Yay›nlar›, Yay›n No:39, ‹stanbul. Güngör ‹., Atatoprak A., Özer F., Akda¤ N., Kandemir N., 2002. Bitkilerin Dünyas›, Ankara.

56

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT


okurlardan Gözlerin ..gizeminde neler sakl› ..önünde perde, arkanda perde, ..b›kam›yorum ..gözlerinde m›knat›s m› var senin? ..içine bir düfltüm, ..ç›kam›yorum!

Kenan Mim ERY‹⁄‹T Orman Yük. Mühendisi

Zemheri Beynim zonklamada..ah, neler- neler üflüfltü.. Ki, feryad› figan›m sa¤›r sultanlar duya. Birincisi havaya, ikincisi de suya Üçüncü cemre nerden deli gönlüme düfltü? Beynim zonklamada..ah, neler- neler üflüfltü.. Ahvali periflan›m bilir misin, nicedir? Hazan vaktidir bu dem, gidenler dönmez geri. Kaç›nc›s› oldu bu, içimdeki zemheri? Saymad›m, sayamad›m, uykusuz kaç gecedir Ahvali periflan›m bilir misin, nicedir?

Kenan Mim ERY‹⁄‹T Orman Yük. Mühendisi

Art›k veda zaman› ‹çim hüzün dolu bu akflam, Zor tutuyorum gözyafllar›m›n t›pas›n›... Ne zaman bir okul flark›s› duysam, Can›ma, kan›ma kar›fl›yorsun Her zil sesinde seni yutkunuyorum, Çünkü, art›k veda zaman›... Sanmay›n birilerine sevdaland›¤›m›, Birine de¤il, binine birden sevdal›y›m... Gülflah’›n sevecen bak›fllar›na, Merve’nin gülen gözlerine, An›l’›n dostlu¤una, ‹lker’in kollar›ma at›l›fl›na, Ecemnur’un minnac›k ellerine sevdal›y›m... Okulun arka bahçesine, ‹flte tam fluraya, C›l›z bir fidan dikmifltim... fiimdi, Kocaman bir a¤aç olmufl... Kara gözlü, çal›flkan bir k›z›m vard›, Geçenlerde elimi öpmeye geldi, Dispanserde çal›fl›yormufl, Okumufl, doktor olmufl, ‹çim içime s›¤mad›, Bir gururland›m ki sormay›n...

Tiflört kazananlar De¤erli okurlar, ödüllü bulmacam›z› do¤ru çözüp gönderen ve 3 adet tiflört kazanan okurlar›m›z›n isimleri flöyle: 1- Öznur U⁄URLU 2- Kerim ÇOTANAK 3- Hasan UZUNO⁄LU

Bu sayfada yay›nlanmas›n› istedi¤iniz fliirlerinizi bize gönderin ADRES: Kartaltepe Mahallesi E-5 üzeri Sefaköy / ‹stanbul e-posta: basin@kucukcekmece.bel.tr

Fikret KUfiÇUO⁄LU


sa¤l›k

Bel a¤r›s›n›n sebepleri ve tedavisi

n Operatör Dr. Murat Y›lmaz ‹STANBUL HOSP‹TAL Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzman› (muratran@yahoo.com)

Bel a¤r›s›n› oluflturan sebep ne olursa olsun cerrahi tedavi nadir hasta gurubunda gerekmektedir. Buna ra¤men herhangi bir nedenle bel ve bacak a¤r›s› çeken bir hastan›n ilk baflvurmas› gereken branfl Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü ( Nöroflirürji ) olmal›d›r... el a¤r›s› toplumumuzda çok s›k görülen, günlük hayat› etkileyen ve ciddi oranda ifl gücü kayb›na sebep olan bir klinik tablodur. Birçok nedene ba¤l› olmakla birlikte, en s›k neden belin afl›r› veya yanl›fl kullan›m›yla oluflan mekanik bel a¤r›lar›d›r. Buna bel zorlanmas› (Lomber strain) denir. Bunun d›fl›nda ise romatizmal nedenlere, y›pranmaya, travmalara, enfeksiyöz ajanlara, kemik erimesine, tümörlere ve psikolojik nedenlere ba¤l› bel a¤r›lar› görülebilir. Toplumumuzda bel kullan›m›yla ilgili bilgilendirme mekanizmalar› yetersiz oldu¤undan bel f›t›¤› olgular›na fazla say›da rastlanmaktad›r. (Bir sonraki söyleflimizde belin do¤ru kullan›m›ndan bahsedece¤iz.) Bel f›t›¤›, düflünülenin aksine sadece bel a¤r›s›yla de¤il ayn› zamanda bacaklara (genellikle tek baca¤a) uzanan a¤r› ile karakterizedir. Önceleri bel a¤r›s› daha belirgin olmakla beraber zamanla bacak a¤r›s› ön plana geçer. Buradaki temel sorun hastan›n bacak a¤r›s›ndan dolay› hangi branfltaki heki-

B

58

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

me gidece¤ine karar verememesidir. Gerçekte ise bel ve baca¤a yay›lan a¤r›y› oluflturan neden, omurili¤in uzant›s› olan sinir köklerine bel f›t›¤› taraf›ndan mekanik olarak bas›nç uygulanmas›d›r. Dolay›s›yla tedavisi de Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nce gerçeklefltirilmektedir. Bel a¤r›s›n› oluflturan sebep ne olursa olsun cerrahi tedavi nadir hasta

gurubunda gerekmektedir. Buna ra¤men herhangi bir nedenle bel ve bacak a¤r›s› çeken bir hastan›n ilk baflvurmas› gereken branfl Beyin ve

Sinir Cerrahisi Bölümü ( Nöroflirürji ) olmal›d›r. Bel cerrahisinin baflar›s›nda en önemli etken uygun hasta seçimidir. Ço¤ukez cerrahi uygulamak son çare olmal›d›r. Di¤er t›bbi tedavi yöntemlere ra¤men iyileflme görülmeyen hastalara cerrahi tedavi uygulanmal›d›r. Biz ‹stanbul Hospital olarak, bel f›t›¤› tedavisinde, dünyada günümüzde uygulanan en güncel teknik olan mikrocerrahi yöntemle, mikrodiskektomi ameliyatlar›n› baflar›yla yüzlerce hasta üzerinde uygulad›k. Bu yöntemin eski metodlara göre daha küçük bir kesiyle ( 2 – 2,5 cm ) yap›lmas›, hastanede yat›fl süresinin k›sa olmas› ( 1 gün ), ameliyat sonras› a¤r› olmamas› ve ucuz olamas› gibi birçok avantaj› mevcuttur. Mikrodiskektomi yöntemiyle ameliyat olan hastalar, özellikle a¤›r iflte çal›flm›yor iseler 10 gün içinde normal hayata ve ifllerine dönebilmekte ve ifl gücü kayb›na u¤ramamaktad›rlar. H ‹STANBUL HOSPITAL TEL: 212-698 30 70


otomobil otomabil

‹stanbul-Antalya gidifl dönüfl bir depoyla... TOMSFED onayl› test Peugeot 407 1.6 HDI modelinin yak›t ekonomisindeki iddias›, Türkiye Otomobil Sporlar› Federasyonu'nun gözetiminde yap›lan özel bir testle ortaya koyuldu. Sadece bir depo yak›tla ‹stanbul'dan Antalya'ya gidip dönülerek yap›lan testte, arac›n 1,417 km boyunca 100 km' de ortalama 3.68 it. motorin tüketti¤i belirlendi. Böylece Peugeot 407 1.6 HDI, "resmen" bir depodan az yak›tla ‹stanbul'dan Antalya'ya gidip gelmeyi baflard›. Üstelik 13.86 litre yak›t da artt›….. Bir depodan az yak›tla 1417 km Peugeot, Türkiye'de bir ilke imza atarak yapt›¤› test sürüflüyle 407 modelinde fabrika verilerinin daha alt›nda bir yak›t tüketimi elde etti. 407,1.6 HDI modelinin ne kadar ekonomik olabilece¤ini ispatlamak için ‹stanbul-Antalya-‹stanbul aras›ndaki testte araç, 100 kilometrede ortalama 3,68 litre motorin tüketti. Yolculu¤un sonunda yap›lan kontrolde arac›n 66 litrelik deposunda yaklafl›k 13,86 litre daha yak›t kald›¤› belirlendi. Bin 417 km'lik yolu toplam 52,16 litre yak›t tüketerek tamamlayan

otomobil, böylece bu yolculu¤u yaklafl›k 124 yeni lira maliyetle yapm›fl oldu. (100 km'de 8,76 YTL). 407 1.6 HDI 'nin AB standartlar›na göre resmi testlerdeki ortalama yak›t tüketimi 5,3 litre, flehir d›fl›ndaki yak›t tüketimi ise 4,4 litre. Buna göre, 407 1.6 HDI, uzun yolda ekonomik bir flekilde kullan›ld›¤›nda resmi yak›t tüketimi rakamlar›n›n da alt›na inebilece¤ini ispatlad›.Bu anlamda 407 1.6 HDI uzun mesafede test sürüflü verilerinin Türkiye koflullar›n› yans›tmas› ayr› bir önem tafl›maktad›r. Yolculuk bafl›ndan sonuna kadar Tomsfed yetkililerinin denetiminde yap›lan ve yolculuk s›ras›nda Tomsfed yetkilileri testin normal koflullarda yap›ld›¤›n› onaylad›lar.‹stanbul Kozyata¤›’n da Tomsfed gözetiminde yak›t deposu dolduruldu ve mühürlendi.Tomsfed yetkilileri araçta yap›lan mesafeyi tam olarak ölçen ve ralli parkurlar›n› ölçmekte de kullan›lan tripmaster cihaz› kullanarak yap›lan mesafeyi bu flekilde ölçerek onaylam›fllard›r.

‹stanbul – Antalya – ‹stanbul Test Verileri Geçirilen Kilometre 1,417 Tüketilen Yak›t Miktar› (Litre ) 52,16 Ortalama Tüketim (Litre/10 km) 3,681 Arac›n Testteki A¤›rl›¤› (Yak›t+Sürücü) 1,565 kg Ortalama H›z (km/s) Yaklafl›k 68 km/s

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

59


sinema&tiyatro sinama&tiyatro

firek 3 Sevimli yeflil dev kahramanımız firek'in maceraları kaldı¤ı yerden devam ediyor. Karısı Prenses Fiona'nın babası Kral Harold'ın hastalanması, firek için çok büyük bir soruna dönüflür. Ya bir an evvel Kral'ın yerine geçecek bir varis bulmak zorunda, ya da çok sevdi¤i bataklıktaki evinden ayrılarak tahta kendisi oturmak zorundadır. ‹kinci seçene¤in gerçekleflmemesi için elinden gelen herfleyi yapmaya karar veren firek, Eflek ve Çizmeli Kedi ile birlikte uygun bir varis arayıflına giriflirler. Kısa zamanda aradı¤ı ismi bulmufltur: Fiona'nın kuzeni Prens Artie! Tek sorun ise genç Prens'in, tahtın a¤ırlı¤ının kaldıramayaca¤ı kadar asi ruhlu olmasıdır. Serinin ilk iki bölümünün tüm dünyada büyük be¤eni ile izlenmesi sonrasında gelen gelen üçüncü film, animasyon hayranlarına yine e¤lenceli dakikalar vaad ediyor.

‹ST‹LA Dallas’tan Washington’a kadar semaları aydınlatan devasa bir patlama, Patriot adlı uzay meki¤inin parçalanmasına ve ABD’nin üzerine ya¤mur gibi ya¤masına neden olur. Yetkililer durumu kontrol altına almakta çabuk davransalar da, meki¤in enkazı üzerine bulaflmıfl bir maddeyle ilgili hikayeler yayılmaya bafllar; hem uzayın aflırı so¤u¤una, hem de dünya atmosferine girerken ortaya çıkan aflırı ısıya dayanıklı bir maddedir bu. Ve ona ilk temas edenler ilk de¤iflenlerdir … Washingtonlı psikiyatr Carol Bennell meki¤in baflına geleni çevresinde gitgide artan tuhaf olaylarla iliflkilendirmez. Salgın hastalık yayıldıkça, Carol hastalı¤a karflı kullanılan aflılamadan sorumlu olan kiflilerin aslında çok daha korkunç bir fley yaymakta olduklarını keflfeder. Oscar ödüllü Nicole Kidman ve Daniel Craig bilimkurgu aksiyon gerilim filmi ‹stila'nın baflrollerini paylaflıyorlar.

60

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

KÜNYE

KÜNYE YAPIM YILI 2007 OYUNCULAR Nicole Kidman Carol, Daniel Craig Ben, Jeremy Northam Tucker, Jackson Bond Oliver, Jeffrey Wright Dr. Galeano, Veronica Cartwright Wendy, Malin Akerman Autumn, Alexis Raben Danila YÖNETMEN Oliver Hirschbiegel SENAR‹ST Dave Kajganich, Jack Finney MÜZ‹K John Ottman GÖRÜNTÜ YÖNETMEN‹ Rainer Klausmann

YAPIM YILI 2007 SESLEND‹RENLER Mike Myers firek, Eddie Murphy Eflek, Cameron Diaz Prenses Fiona, Antonio Banderas Çizmeli Kedi, John Cleese Kral, Justin Timberlake Kral Arthur YÖNETMEN Chris Miller, Raman Hui SENAR‹ST Jeffrey Price, Peter S. Seaman, Jon Zack GÖRÜNTÜ YÖNETMEN‹ Harry Gregson-Williams


n MUSTAFA AKADA

T‹YATRO

Ölümsüz Öykü YAZAN: Karen Blixen TÜRKÇES‹: Fatih Özgüven YÖNETEN: Kenan Ifl›k OYUNCULAR: Tomris ‹ncer (Öykücü), Erhan Abir (Mr. Clay), Eraslan Sa¤lam (Eliflama), Pelin Budak (Virginie), Mehmet Atak – Murat Bavli (Tayfa), Volkan Ayhan, Serkan Bacak, Hamdi Gültekin, Murat Güreç, Murat Üzen (Tayfalar, Hizmetkârlar) “Kanton’da yaflayan zengin, Cimri, ac›mas›z bir çay taciri, yafll›l›¤›nda muhasebe defterlerinden baflka okunacak fleylerin de oldu¤unu fark eder. Örne¤in öyküler... Oysaki bildi¤i tek hikâye dünyadaki bütün gemicilerin, tayfalar›n bildi¤i uydurma, anonim bir öyküdür. Tacir bunu ö¤renince öfkelenir ve bildi¤i bu tek hikâyeyi gerçeklefltirme¤e" karar verir.”

Bitirim ‹kili Dedektif Carter ve Müfettifl Lee, bu sefer pek de alıflkın olmadıkları bir yerde Paris sokaklarında suçluların peflinde yeni bir mücadele veriyorlar. Fakat ne diline ne de yaflam tarzına alıflkın olmadıkları bu flehirde iflleri o kadar da kolay olmayacaktır. Büyük çaplı bir suç örgütünü çökertmek için geldikleri Paris'te, aynı zamanda eski dostları Büyükelçi Han'ın kızı Soo Yung'u da kurtarmak istemektedirler. Ama bu sefer oldukça sıkı bir maceranın içine düflmüfllerdir.

KÜNYE YAPIM YILI 2007 OYUNCULAR Chris Tucker James Carter, Jackie Chan Müfettifl Lee, Max von Sydow Varden Reynard, Hiroyuki Sanada Kenji, Yvan Attal George YÖNETMEN Brett Ratner SENAR‹ST Jeff Nathanson, Ross LaManna MÜZ‹K Lalo Schifrin GÖRÜNTÜ YÖNETMEN‹ J. Michael Muro

Can Ateflinde Kanatlar

YAZAN: Turgay NAR YÖNETEN: S.Bora SEÇK‹N OYUNCULAR: S.Bora SEÇK‹N Yi¤it SERTDEM‹R

“Can Ateflinde Kanatlar”, fiems-i Tebrizi’nin flüpheli kayboluflunun ard›ndan Mevlana’n›n bu “ezeli” dostunu aray›fl›n› konu almaktad›r. Turgay Nar, Mevlana’n›n yolculu¤u ile Simurg’a ulaflmak isteyen otuz kuflun yolculu¤u aras›nda kurgusal anlamda paralellik yaratmaktad›r. Mevlana’n›n yolu uzun ve menzili uzakt›r. Mevlana, çile vadilerini aflarak sürdürdü¤ü yolculu¤unda Hallac-› Mansur, Dervifl, Ömer Hayyam, Feridüddin Attar, Zümrüdüanka, Zerdüflt, Hititli Yontucu, Yunus Emre, Menocchio, Can K›y›c› ve Seyyid Nesimi ile karfl›lafl›r.

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

61


internet çç

www.yazimhane.com

Yazar olmak isteyenlere Yazar mi olmak istiyorsunuz, daha iyi yazmak m›? fiiirden, düzyaz›ya, romandan hikayeye yüzlerce kalem erbab› bu adreste…Yaz›ya nas›l girilir? Yaz›da anafikiri ne zaman vermek laz›m, hikaye mi yoksa öykü yazmak m› daha zor? Tüm bu sorular›n cevab›n› yazimhane.com’da bulabilirsiniz… Yaz›mhane’ye siz de yaz› gönderebilirsiniz… Bunun için siteye üye olman›z gerekiyor… Site Antalya merkezli… Antalya’daki kültür-sanat organizasyon haberlerini de buradan alman›z mümkün…

www.onlineingilizce.com

An›nda ‹ngilizce Türkiye genelince binlerce kurs ‹ngilizce ö¤retmek için çabal›yor. Binlerce insan da ö¤renmek için… Evde oturuyorsunuz ya da kursa gidecek paran›z yok. ‹ngilizce ö¤renmek aya¤›n›za geliyor. Bu adresi t›klad›¤›n›zda karfl›n›za dünya ç›kacak. Siteye üye olman›z d›fl›nda hiçbir flart› yok. Siteye üye olduktan sonraki k›s›m size kalm›fl. Ayn› s›n›fta gibi ders ciddiyetinde ‹ngilizce hiç de kolay de¤il… Kursa gidecek durumu olmayan ya da kursa gitti¤i halde kullanmaya kullanmaya dili unutanlar için süper f›rsat…

62

KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

www.yemeksepeti.com

Çok ‘net’ bir yemek siparifli... Dünyan›n pek çok ünlü restoran ve fast foodlar›na bir tek yerden ulaflabilirsiniz: www.yemeksepeticom... Can›n›z lahmacun çekse ya da pizza hiç fark etmez hepsi bu adreste… 300 binden fazla kullan›c›n üye oldu¤u site ne yap›yor? Çok basit, siz yemek siparifli için lokantay› aram›yorsunuz, bu siteye hangi lokantadan ne istedi¤inizi siparifl veriyorsunuz, gerisine kar›flm›yorsunuz… Sitede, dürümcülerden, simitçilere, dönercilerden, vejeteryan yemek isteyenlere kadar yüzlerce restoran var… Ayr›ca buradan siparifller DVD hediyeli…

www.morfikirler.com

Yeni ifl fikirleri Dünyada her sene kurulan flirket ve ortaya ç›kan markalara bakt›¤›m›zda Türkiye, dünyan›n çok çok gerisinde… Oysa bütün bunlar›n nedeni fikir… Maafl›m olsun baflka bir fley istemem diye düflünen Türk insan›, bundan dolay› yeni fikirleri üretemiyor, markalar ç›karam›yor. Morfikirler.com yeni ifl fikirleri bulma üzerine sizi yönlendiren bir portal… Yeni bir ifl fikrinin nas›l do¤mas› gerekti¤inden tutun da, ifl fikri örneklerine kadar çok say›da yaz› burada bulmak mümkün… Bu arada nas›l zengin olurum diye düflünenler için sitede bunun cevab› da var.


teknoloji Teleskoplar uzayda hayat arayacak Sadece uzayda yaflam belirtisi aramak üzere tasarlanm›fl bir projenin bafllamas›na yeflil ›fl›k yak›ld›. Bilim adamlar›, 42 radyo teleskobunu kullan›ma soktu.Bu teleskoplar nihayetinde 350 teleskoptan oluflan bir sisteme dahil olacak, beraber bir milyonu aflk›n y›ld›z sisteminde yaflam formu arayacak. Bilim adamlar›, bunun uzayda yaflam arama amac›yla kurulan ilk teleskop sistemi oldu¤unu söylüyorlar.Projeye mali deste¤i Microsoft’un kurucular›ndan Paul Allen sa¤l›yor. Allen’›n bafllang›ç olarak 25 milyon ABD dolar› verdi¤i belirtiliyor.

Suyla çal›flan cep telefonu

Plazma TV’ler 4X4 gibi Yeni nesil plazma televizyonla maç seyreden, tüplü televizyona k›yasla 5 kat daha fazla enerji harc›yor. TV seyrederken enerjinin en az kullan›ld›¤› yay›nlar›n ise pembe diziler oldu¤u belirtildi.. Yeni nesil televizyon teknolojileri LCD ve plazmalar dünyada sat›fl rekorlar› k›rarken yüksek enerji tüketimleri ve emisyon de¤erleri nedeniyle de elefltirilere hedef oluyor. Baz› uzmanlar LCD ve plazmalar› ayn› otomobil dünyas›n›n çok benzin tüketmeleriyle tan›nan 4X4 arazi araçlar›na benzeterek, "E¤er yeni nesil televizyonlar enerji tüketimlerinin kontrol alt›na alamazsa e¤lence dünyas›n›n 4X4'leri olacaklar" diyor.

Ve sonunda bu da oldu.. Suyla çal›flan cep telefonu, 2010’da piyasada… Samsung firmas›, suyla flarj olan cep telefonu üretti ve 2010 y›l›n› beklemeye bafllad›… Peki, telefon nas›l çal›fl›yor?Telefon suyla reaksiyona girip hidrojeni ve oksijeni ayr›flt›r›yor. Mikro devreler de hidrojen gaz›ndan elektrik üretiyor. Piller, telefonu 10 saat çal›flt›rabiliyor. Yani, daha önce, telefonunuz suya düfltü¤ü zaman servise gidiyordunuz. Samsung’un suyla flarz olan telefonunu ise suya düflünce bozulmak bir kenara daha uzun süre konuflabilme süresi sa¤l›yor… Telefon flu an için deneme amac›yla üretildi ve fiyat› belirsiz…

Geri vites mi? O da ne? Japonya’n›n önde gelen otomobil firmas› Nissan, tasar›m harikas› yeni otomobiliyle, sürücülere geri vitesi unutturacak. Pille çal›flan “Pivo 2”, kabininin kendi çevresinde 360 derece döndürebilme yetene¤iyle geri gitmeyi tarih yapacak. Arac›n tekerleklerinin de 90 derece dönme özelli¤i paralel park etmeyi sevmeyenler için büyük kolayl›k sa¤layacak ve sürücüler araçlar›n› yanyana park edebilecek. 3 koltuklu bu araçta, sürücünün ifadelerini al›c›larla izleyip, sohbetini buna göre ayarlayabilen bir tür cihaz da bulunuyor. KÜÇÜKÇEKMECE’DE HAYAT

63


BULMACAYI DO⁄RU DOLDURUP GÖNDEREN ‹LK 3 K‹fi‹YE LOTTO’DAN T‹fiÖRT

ADRES: Küçükçekmece Belediyesi Kartaltepe Mahallesi E-5 üzeri Sefaköy / ‹stanbul




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.