Kızıl Bayrak 2013 49

Page 19

dayanağı olan Kemalist çizgi ile bütünleşme arayışına gelişme son tahlilde gericidir. Bundan, emperyalizme yöneltiyor. karşı ulus devletin, hangi sınıfsal aidiyete sahip olursa Elbette bu açıdan söylenecek çok söz var. Ancak biz olsun, savunulması gerektiği sonucu çıkmamalı. Birçok cepheleşme politikası üzerinden devam edelim. örnekte, emekçi sınıfların mücadelesi, o kritik uğrağı Bildiğimiz kadarıyla, cepheleşme çağrısının politik kendi lehine çevirmek isteyen emperyalist ülkelerin içeriğine ilişkin şu ana kadar kamuoyuna deklare müdahalesiyle eşzamanlı yükselecektir. Önemli olan edilmiş herhangi bir metin yok. Her ne kadar inisiyatifi ele geçirmeye çalışmak, işçi sınıfı “sosyalizmin merkezde durduğu bir cephe” ihtiyacı hareketinin bağımsızlığını savunmak ve olarak vurgulansa da, yazarımız tarafından aynı antiemperyalist bir konumlanıştan asla taviz röportajda dile getirildiği biçimiyle bunun bir solda vermemektir.”4 Yazarımızın kitabından aldığımız bu pasaj, onun birlik çağrısı olmaması, kamuoyuna yapılmış bir çağrı cepheleşme politikasına yaklaşımı için temel bir veri olması nedeni ile işin bu kısmını anlamak kısmen oluşturuyor. O bu yaklaşımı başka vesilelerle mümkün. Ortada, cepheleşme çağrısının çerçevesine “sosyalizmin merkezde durduğu bir cephe” vurgusu ile ve ilkelerine ilişkin bir metin olmadığına göre, bize bu de ifade ediyor. Doğal olarak komünizm adına çağrının somut muhatapları üzerinden yorum yapmak konuşurken başka şeyler söyleyebilmek mümkün değil. kalıyor. Zira her ne kadar cepheleşme çağrısı, protokoler bir çağrı değil kamuoyuna yapılmış bir çağrı Ancak önemli olan bunun altının nasıl doldurulacağı. Her şeyden önce, “sosyalizmin merkezde durduğu olsa da, yazarımız aynı röportajında daha öncesinden bir cephe”, ancak toplumsal planda işçi sınıfının de belli bir hukuklarının bulunduğu Halkevleri, ÖDP ve merkezde durduğu bir cephe biçiminde hayat bulabilir. EMEP yönetimleri ile çağrılarını daha öncesinden Bunun ise ilk koşulu, işçi sınıfının bağımsız bir politik paylaştıklarını ifade ediyor. Yani özünde topluma odak ve toplumsal güç olarak siyasal sahnedeki yerini yapılmış bir çağrı olsa da, yapılan çağrının siyasal almasıdır. Yani, öncelikle modern sanayi proletaryası plandaki ilk muhatapları, hiç de şaşırtıcı olmayan bir üretim birimleri temelinde örgütlenip (burada şekilde bu çevreler oluyor. kesinlikle sınıf çatışmasını dar üretim birimine Yani, tek çözüm yolu olarak işçi sınıfı iktidarını sıkıştıran bir yaklaşımdan bahsetmiyoruz. Tam tersine gösteren, tüm siyasal konumlanışını emperyalizm bu temelde bağımsız bir sınıfsal duruş ve iktidar gerçekliği ile birlikte ele alan ve tabii ki “burjuvazi ile bilincine vurgu yapıyoruz) harekete geçmeden bunu araya kesin ayrım çizgileri” koyan TKP için, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, özellikle yerellerde başarabilmek hiç de kolay değildir. Hatta tam tersine böyle bir tablo içinde işçi hareketinin bağımsızlığını CHP solculuğu ile her türlü ilkesiz ilişkinin içinde olan savunarak inisiyatifi ele geçirmeye çalıştığınız ve Halkevleri, bugün kendisini kısmen arındırmış olsa da eylem birliğinin ötesine taşıdığınız her ittifak içinde Avrupa Birliği’ni demokrasi havarisi ilan eden denemesi, kaçınılmaz bir şekilde inisiyatifi karşı tarafa unsurları ile ÖDP, ve emperyalizmden medet uman kaptırmanız sonucunu Kürt orta burjuvazisinin doğuracaktır. Örneğin, biz 29 Ekim kuyruğundan ayrılmayan EMEP, Homojen ve saf bir devrim mitinginde CHP milletvekilleri ile ortak bir cephede yola devam girdiğiniz dirsek temasının hiç de edilecek temel siyasal özneler olmadığına-olmayacağına sizin umduğunuz ve beklediğiniz olarak bir kez daha dile göre, kitle hareketlerinin sonuçları yaratacağını sanmıyoruz. getirilmiş oluyor. Sadece bu kendine özgü dinamiklerini Tam tersine, eğer o güne kadar kadarı ile sınırlı kalsa, Haziran kavrayamadığınız oranda, o yeniden bir kitle hareketi günlerinde de ortak bir patlamazsa, önümüzdeki yerel tutumla militan halk direnişinin heterojenlik içinde kaybolup seçimlerde de sınamasını önüne geçmeye çalışan bu gidersiniz. Kendinizin de bir yapacağımız gibi, legalistgüçlerin ittifakına eşyanın ara sınıf konumunda parlamentarist hesaplarınızın bir doğası deyip geçebiliriz. Ancak bulunduğunuz gerçeği bir ürünü olan bu tutum kitlelerdeki bu kadarla sınırlı olmadığını 29 “Hele şu AKP’yi bir gönderelim de Ekim mitingi ile birlikte bir kez tarafa, işçi sınıfı adına gerisine sonra bakarız!” algısını daha gördüğümüz için artık attığınız her adım sizi gerçek güçlendirmekten başka bir sonuç daha rahat konuşabiliriz. sınıfsal konumunuz ile üretmeyecektir. Bu çağrının bir diğer Oysa kitle hareketinin kendine toplumsal dayanağını ve doğal yüzyüze bırakır, onun özgü bambaşka dinamikleri vardır. olarak siyasal muhatabını, 29 gereklerini yerine getirmeye Kuşkusuz, hiçbiri bir devrim Ekim mitinginde kürsüden zorlar. olmayan, ancak yeni bir isyanlar mesajları okunan ulusalcı CHP döneminin başladığının yalın bir milletvekilleri oluşturuyor. Bu kanıtı olan Ortadoğu’daki halk hareketleri, bu kesimler aslında geçmişten beri, yazarımızın ve dinamiklerin bariz bir kanıtıdır. İlk uğrağında geleneğinin göz kırptığı, dirsek teması içinde olmak için çaba sarf ettiği kesimler. Ancak Haziran Direnişi’nin emperyalistler tarafından kısmen kontrol altına alınabilen ve yazarımızın kolayca bir emperyalist proje sarsıcı atmosferinde özellikle yazarımızın ve olarak niteleyip küçümsediği bu hareketler, bugün geleneğinin de yaşam alanı olan orta sınıf yarı-aydın örneğin Mısır’da hala da barındırdığı çok ciddi zaaflara kitlenin yaşadığı merkezlerde belli bir düzeyde rağmen bu emperyalist projenin piyonu olan İhvan’ı kendisini hissettiren Kemalist laik kitle, onun pragmatist hesaplarla gözünü buraya dikmesine neden silip süpürmektedir. Karşısına dikildiği AKP’nin özbeöz kardeşi olan İhvan’ın yediği bu tokat karşısında ise, olduğu gibi, bu kesimler ile kurulacak daha güçlü bir yazarımız en küçük bir söz dahi söyleyemiyor. ittifak arayışına da zemin hazırlıyor. Burada Ortadoğu’daki halk hareketlerine dair yaptığımız vurgunun özel bir önemi var. Zira homojen “Sosyalizmin merkezde durduğu bir cephe” ve saf bir devrim olmadığına-olmayacağına göre, kitle nasıl kurulur? hareketlerinin kendine özgü dinamiklerini kavrayamadığınız oranda, o heterojenlik içinde “Emperyalizmin tahakkümünü güçlendiren her

kaybolup gidersiniz. Kendinizin de bir ara sınıf konumunda bulunduğunuz gerçeği bir tarafa, işçi sınıfı adına attığınız her adım sizi gerçek sınıfsal konumunuz ile yüzyüze bırakır, onun gereklerini yerine getirmeye zorlar.

Haziran ateşinde sınanmak İşte bu gerçek, bugün yazarımız ve geleneği şahsında artık çok daha çıplak bir şekilde karşımızda duruyor. Zira Haziran günleri tek başına Türkiye toplumunun üzerine serpilen ölü toprağını söküp atmakla kalmadı. Aynı zamanda, işçi sınıfına ve emekçi kitlelere kiminle nereye kadar yürüyebileceğini de gösterdi. Açık ki toplumsal devrimin ilk öncü sarsıntısında böylesine tökezleyip savrulan -basit bir örnekle bugüne kadar utangaçça geçiştirmeye çalıştığı bayrak krizini kapaktan yaptığı jestle çözmeye çalışanyazarımız için önümüzdeki günlerin kitle mücadeleleri ve toplumsal çalkantıları çok daha büyük savrulmalara gebedir. “Devrimci bir altüst oluşa olabildiğince berrak bir programla girmek, sonra somut koşulların gerektirdiğini yapmak gerekir”5 diyen yazarımızın programının küçük-burjuva milliyetçi içeriği artık Haziran Direnişi’nin de sınamasından geçerek bir kez daha ortaya çıkmıştır. “Somut koşulların gerektirdiği” tarzda davranmanın onu nereye sürükleyeceğini söylemek için ise sözü kendisine bırakalım: “Demem odur ki, bazen burjuvazinin bir kesimiyle ittifak kendisini dayatır, bundan kaçmak imkânsız hale gelebilir.”6 Artık hiçbir önlem onu bu sürüklenişten kurtaramaz. Bitirirken, “Siyasette yurtseverlik, pivot ayağınızı sağlama alma, onunla zemine sıkı sıkı basmaktır”7 diyen yazarımıza bir kez daha Kautsky’yi hatırlatalım! “Marksizm papası” sıfatı ile büyük bir onur ve prestij sahibi olan Kautsky, “proleter yurtseverlik” kavramını yazarımızdan çok daha önce formüle etmiş, pivot ayağını sağlama almaya çalışmıştı. Gelin görün ki o, bastığı zemin çürük olduğu için, ihanetin çamuruna batmaktan, tarihe bir dönek olarak geçmekten kurtulamadı! TKP Programı, s. 5 TKP Programı, s. 5 3 Lenin, Komün Dersleri, Sol yay. s. 54 4 age, s. 130–131 5 age, s.119 6 age, s.119 7 age, s.9 1 2


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.