Tümer Şaffak, olası sorgu odası incelemede olduğu için diğer odada nispeten daha rahat (en azından daha az gıcırdayan) bir sandalyede pek de rahat olmayan bir halde oturuyordu. Faruk odaya girdi ve karşısına oturdu. 'Evet eski dostum. Şu an niye
buradasın biliyor musun? Eminim bilmediğini söyleyeceksin; o nedenle ben hemen senin yerine cevap vereyim. Buradasın; çünkü artık Vural'ın dosyası çözüldü.' Fizyoterapist heyecandan kıpkırmızı oldu; ama bir şey söyleyemeden Faruk konuşmaya devam etti. 'Şimdi sana elimdeki rapordan bahsedeyim. Mutfaktaki çöpte bir şırınga bulundu. Bil
bakalım o şırıngada kimin parmak izi ve şırınganın ucundaki iğnede kimin DNA'sı tespit edildi?' Yaşlı fizyoterapist bir iç geçirdi. Sesinde tükenmişlik ve pes etmişlik vardı. Anlatmaya başladı. 'Ah Faruk, eski dostum. Sana direnmenin faydası olmayacağını
biliyordum. Zaten her şeyi anlamış olmasaydın şu anda burada da olmazdım. Evet tahmin ettiğin gibi Vural'a enjeksiyonu ben yaptım. Ama buna mecburdum Faruk, gerçekten mecburdum. Vural'ı öz oğlum gibi seviyordum.' O esnada sorgu odasının kapısı açıldı. Kapıdaki genç komiser Sabri'ydi. 'Başkomiserim, işlem tamamdır.' Faruk başıyla onayladı ve komiser dışarı çıktı. Tümer konuşmaya devam etti. ' Benden bir şey istediği zaman
karşı koyamıyordum. Çünkü o benim oğlumdu Faruk; anlıyor musun yıllar önce kaybettiğim oğlumdu... O gece de ertesi gün maçta oynamak için kendisine iğne yapmamı istedi. Ama inan ki o iğnede gustar yoktu.' Faruk gülümsedi. 'Benim için bu da yeterli Tümer, artık benden bir şey gizlenmeyeceğini umarım anlamışsındır. Amacım da buydu zaten. Yoksa elimdeki raporda zaten şırınganın içinde vitaminlerden ve ağrı kesicilerden oluşan bir karışım olduğu yazıyor. Bunlar da sanırım bir kişiyi öldürmek için çok da uygun vasıtalar değil.' İki arkadaş gülüştüler. Faruk devam etti. 'Seni biraz önce arayıp buraya çağırmamın nedeni aslında seni korumaktı Tümer. Çünkü Amil'den sonra bir de eski dostumu kaybetme ihtimali beni çok korkuttu. Ayrıca raporu bir de sana okutmak istedim. Sen bunları okurken ben yan tarafta olacağım. Bizim çocuklar katili getirmişler.' Faruk odadan ayrılırken Tümer'in sesini duydu. 'Ama, ama bu imkansız...'