DÜŞÜNCE EKSENİ Fatmanur Dertli
UN, TUZ, SU VE BİRAZ DA MAYA
T
oprağa atılan avuç avuç tohumlar,
Emekle başlar her yemek, Un, tuz, su ve birazda maya gerek,
Yağmurla buluşup yeşermeye başlar,
Bir teknenin içinde yoğurup, Sabırla kabarmasını beklemek.
Güneşin sararttığı altın saçlı başaklar, Ayrılınca topraktan yolu düşer değirmene kadar.
Yokluğunu çekmediğimiz şeylerin varlığından haberdar değiliz aslında. Bazen şişmanlatır diye yarım bıraktığımız, bazen masalarda unutup güneş ışınlarında kuruttuğumuz ve bazense de başka şeyler yediğimiz için ihtiyaç duymayız ve dolapta küflenmeye mahkûm kalan ekmekler.
Bir sağa bir sola döner taşlar, Ezilip büzülür araya sıkışan başaklar, Sararıp solan saçlar,
Uzun bir evre geçirir ekmek. Ta ki topraktaki tohumdan sofralarımıza gelene kadar.
Olur bembeyaz, toz gibi uçar. 42