Köklü Değişim Dergisi 45. Sayi

Page 31

abdüllatif şener nereye… verilmiş bir çalışma yok. Böyle bir şey için uygun ortama ihtiyaç var. Bu ortamı oluşturmaya çalışıyorum. Halkın yeterli düzeyde desteğini sağlamaya yönelik bir çaba içinde olmadığım söylenemez.” demiş ve devamla “Bugün itibariyle bile Türkiye’de siyasette büyük bir boşluk olduğunu, yeni bir siyasî oluşuma ihtiyaç bulunduğunu düşünen çok sayıda insan var. Bu boşluğu yeni bir siyasî oluşumun dolduracağını, mevcut siyasî partilere ilave olarak yeni bir güç merkezinin oluşabileceğini düşünüyorum. Şu anda hiçbir organizasyon içerisinde değilim. Kamuoyunu, toplumsal talebi izliyorum, bunun belli bir potansiyele ulaşıp ulaşmadığını test ediyorum. Ama bunun ötesinde herhangi bir aktif çaba içerisine girmiş değilim.” diyerek cevap vermiştir. Yani Şener, hamlelerini sağlam atıyor veya attırılıyor ve bu mücadelenin uzun soluklu olacağı sinyallerini veriyor. Zaten Şener’in tekrar milletvekili adayı olmaması, onun bugünler için saklanması ile de ilgilidir.

ner’in eşi de başörtülüydü! Ama nasılsa Şener’in Çankaya’da Cumhuriyet, Demokrasi ve Laiklik için bir kalkan olacağına inanmışlardı. Peki, onlara bu inancı sağlatan kimdi? Neden Amerika o makama Şener’i değil de Gül’ü daha uygun buldu. Acaba Şener’in başka kesimlerle dirsek teması mı vardı? 2- “Laiklik yeniden tanımlanmalıdır” denildiğinde “Hayır, yeni bir tanıma gerek yok” demiş. “Kişiler Laik olmaz, devlet Laik olur” cümlesi sarf edildiğinde de “Bu mefhumlar eğilip bükülemez” diye karşı çıkmıştı... 3- 19 Şubat 2006’da CNN Türk’te ‘Ankara Kulisi’ programında, kendisinin “gizli solcu” olarak nitelendirildiğinin anımsatılması üzerine, “Gizli solcu dediğiniz zaman hafifletmiş olursunuz. Her Mülkiyeli biraz Komünist’tir” demişti… 4- 21 Kasım 2005’te Şarap Üreticileri Derneği ve Ankara Üniversitesi’nin, “Topraktan Kadehe AB Yolunda Bağcılık” konulu toplantısında, “Şarabın her şeyini bilirim sadece tadını bilmem” demişti…

Şener, AKP’nin ilk dört adamından biri iken ve Parti’nin kuruluşunda fazlaca emeği var iken, kendisine verilen makamlar onu tatmin etmemiştir. Özellikle Cumhurbaşkanı adayının Abdullah Gül olduğunun açıklandığı ortamda Şener’in TV ekranlarına yansıyan o yüz halini hiç unutmuyorum ve o yüz hali onun buna hiç de sevinmediğini gösteriyordu. Hâlbuki kendisi, bugünkü açıklamalarında; “siyasetin getireceği hiçbir makam beni tahrik etmiyor. Cumhurbaşkanlığı dediğiniz zaman tahrik olmuyorum veya başbakanlık dediğiniz zaman tahrik olup, ‘Aman şurayı da elde etmem lazım’ diye bir duyguya hiç kapılmıyorum” diyor. Ama bu da bana hiç inandırıcı gelmiyor! Çünkü Şener’in AKP’li iken bile bazı kesimlere hoş gözükme gibi bir hareket içerisinde olduğunu görmüştük. Mesela;

5- 8 Temmuz 2006’da Sivas Zara Şerefiye Şenlikleri ve Kangal Devletlerarası Çoban Köpeği Festivali’nde, “Hepimiz Aleviyiz, hepimiz Sünni’yiz. Hepimiz birbirimizin gücüyüz. Tek başına güç olmaz.” demişti… 6- 16 Mayıs 2004’de Diyarbakır gezisinde Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile kahvaltı ederken, Kürtçe “Ez te hezdıkım” (Ben seni seviyorum) “Sayın Başkan sizi seviyorum. Şahsınızda bütün Diyarbakırlıları seviyorum. Đnsanlar ister “I love you”, ister “Je taime”, isterse de “Ez te hezdıkım” desin. Birbirlerinin frekansına en yakın sözcüklerle bunları ifade etsinler.” demişti... 7- Ayrıca hanımının başörtülü olmasını kendisinin istemediğini ve aslında evlenmeden önce başı açık bir eş aradığını söylemişti…

1- Şener CHP’liler için bile farklı konumdaydı. Cumhurbaşkanlığı için kan gövdeyi götürürken, Baykal, “Şener aday olursa uzlaşabiliriz” dedi. Hâlbuki sözde mesele eşlerin başörtüsüydü, ancak Şeköklüdeğişim

Ve tüm bunlar bazı yerlere mesaj vermek ve “göreve hazırım, ben değişenlerden de çok değiştim” demek içindi! Ama tüm bu liderlik hırsına

31

haziran 2008


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.