aramızdaki profesyoneller yurdunda kaldığımızdan üniversitenin içerisinde de birlikteydik. Üniversite ve kısa dönem askerlik bittikten sonra Haziran ayında HSK’da işe başladım, 11 Ekim 1988’de de evlendik. İş ile özel hayatınızı ayırabiliyor musunuz? Yoksa 7/24 iş hayatı içerisinde yer alan profesyoneller arasında mı yer alıyorsunuz? İşyeri içerisinde tüm konsantrasyonumu işime vermeye çalışıyorum. Ama iş yerinden çıktığım anda özel hayatıma konsantre olmaya çalışıyorum. O gün işyerinden çıkarken arkamda beni rahatsız edecek bir şey bıraktıysam tabi ki kafam dolu oluyor. Ama o günü temiz şekilde bitirdiyseniz veya en azından yarın konuyu nasıl çözeceğinizi biliyorsanız o akşamınızı yarını düşünerek geçirmiyorsunuz. Ben genellikle o gün problemimi çözüme kavuşturmasam dahi onu nasıl çözeceğimi bilerek ayrılıyorum işten. Arkamda sorun bıraktığım düşüncesi olmadığı için işten arındırılmış bir moda geçebiliyorum. Boş zamanlarınızı nasıl geçiriyorsunuz? Ben doğayı çok seviyorum. Doğada açık havada olmayı seviyorum. Zaman zaman babam beni fıstık ağaçlarımızın olduğu bahçeye götürürdü. Orada bir dere akıyordu ve ben o derenin kenarında oynamayı çok seviyordum. Kumdan, çamurdan köprüler yapardım. Altından suyolları geçerdi. Üstünden yürüyebilecek mekanik mukavemeti iyi olan köprüler yapardım. Çocuklukta ki meraklarınızın hayatınızı önemli ölçüde etkilediğini uzunca bir dönem anlamıyorsunuz ama daha sonra fark ediyorsunuz. Eşimle birlikte doğa gezilerini çok seviyoruz; fakat oğlumuz bilgisayar oyunlarını daha çok seviyor. Evde zaman geçirmeyi daha çok tercih ediyor. O yüzden aile olarak çok gezemiyoruz belki ;ama fırsat buldukça eşimle yürüyüşler yapabiliyorum. 13 yaşında bir oğlum var. Oğlum da benim gibi mekanikle ilgili. Hatta benden ileri diyebilirim. Oğlumla birlikte yalnızca bilgisayar oyunu oynuyoruz. Zannediyorum ki yaşı ilerledikçe o da başka şeyler yapmak isteyecek. Şimdiki keyif aldığı şeylerden bir parça uzaklaşacak. Kendisine daha gerçeğe yönelik, sanal olmayan keyifler ve eğlenceler bulacaktır. O zaman daha fazla beraber olacağız.
Ayrıca model uçak yapmayı çok seviyorum. Model uçak yapmak aslında boş zamanlarımı ayırdığım ve oldukça fazla keyif aldığım bir şey. Yeni yerler görmek, keşfetmek ve doğa ile iç içe olmak sizin hayatınızın önemli parçaları anladığımız kadarıyla… Aslında yapmak isteyip zaman ayıramadığımız aktiviteler arasında geziler geliyor. Özellikle yurtdışı gezileri. Fakat biz yakın çevremizdeki Avrupa gezilerini sevmiyoruz. Farklı kültürleri öğrenmeyi, farklı kültürler ile tanışmayı ben de eşimde çok seviyoruz. O yüzden evde seyrettiğimiz programlar arasında belgeseller ve gezi programları ilk sırada. İlk yurtdışı gezimizi Mısır’a yapmıştık. Herhangi bir Avrupa ülkesine gitmedik. ABD’yi gezmek bana çok enteresan gelmiyor. ABD’ye gideceksem Güney Amerika’yı görmek ve oradaki kültürleri öğrenmek bana daha mantıklı geliyor. Veya tersine doğuya gideceksem Hindistan, Japonya ve Çin’i gezmek ve görmek isterim. Müzik ve kitap okuma konusundaki düşüncelerinizi de almak isterim. Sevdiğim müzikler benim gençlik yıllarımdaki müzikler. Günümüzdeki müzikler çok fazla etkilemiyor beni. O yüzden eski arşivlerimi dinliyorum. Onların çoğu da kaset şeklinde. Çok da fazla müzik dinlemeye fırsatım olmuyor aslında.
Lise ve üniversite yıllarımda çok fazla kitap okudum. Son yıllarda nedendir bilinmez çok fazla kitap okuyamıyorum. O yıllarda okuduğum kitapların sayısı oldukça fazladır. Özellikle Trabzon’un uzak oluşu bunu tetikliyordu. Yol boyunca kitap okuyordum. Yolun başka hiçbir şekilde geçmesi mümkün olmuyordu. Son olarak, bu bölümümüzde âdet olduğu üzere gençlere mesajınızı almak isterim. İnsanlar işe başlar başlamaz ne zaman genel müdür olacaklarını merak ediyorlar. Aslında şunu bilmeleri kendilerinin hayatını kolaylaştırır; Üniversite insanlara sadece formasyon veriyor. Bilgiyi çalışacakları işyerinde almaları mümkün. O bilgiyi daha önce aldıkları formasyonla harmanlayıp, kendilerini o iş yerinde üst noktalara çıkaracak araç olarak kullanmaları gerekiyor. Onu yapabildikleri sürece kendilerinden beklenen sınırlar içerisinde kalmak yerine veya kendilerine bir sınır çizmek yerine daha sınırsız çalışsınlar. O sınırlar hiç olmamalı ya da genişleyebilir olmalı. Sürekli genişlemeli ki beklenin üzerinde bir şey verilsin. Bu şekilde çalışmak memnuniyeti artırıcı bir etken. Bu sadece işveren açısından değil. Müşteri, satıcı ilişkileri içerisinde de benzer bir şey vardır. Siz, beklenmeyen ve sizin taahhüt etmediğiniz bir şeyi sunduğunuz zaman karşınızdaki kişide de çok büyük bir memnuniyet uyandırıyorsunuz. Kısaca iş’te ve özel hayatta geniş bir perspektife sahip olmak çok önemli.