rinde çoook d i n l em işti . Durmadı üzerinde. Bir lo çalıştıracaklar. Kazana kantaları olacak. Kendi l eri caklar. Her hafta ekzersiz, sonra büyük kulüplere transfer . . . -, ded i . - Boşver - N iye? - Mang ı r ister oğlum. Sağiç de biliyordu bir lokanta ıçın mangı ra ih tiyaç olduğunu . O d i yordu ki: cı Boşverel i m oku la. Sarı lalım dört el l e ku lübümüze. Haftada iki, üç, dört antren man, gidel i m . Birinci takımda oyııayalım .. Biro l , Şenol iki nci küme takımlarından yetişmemiş ler miyd i ? Kumkapı 'daki bahçeli kahvede tartı şmış lardı bunu : Yüzbin l i k transferler bir düşeşt i , geçti artı k ! " Annamad ı ı ı ı m? .. Soliç de santrfordan yana çı kmıştı : Geçti tabi. Şi mdi rağbet, maha l l e arasından a l ı p , kulüpte yetiştirmek. Lüpe konmak d eğil ! Sağ iç dayatm ıştı : Birbiri mize bağ l ı olal ım, mangı rı görünce inek l i k ed ip ayrı baş çekmiyel im de bak, gör. Şe refsizim iki yüz bin bil em verirler be! " Santrfor di şleri nin arası ndan yere fırt, tükü rdü : - Zek i , A l a , Bekir olacaks ı n olu nca! - Modern futbolda yemez o ! - Yediren ö y l e yedi riyor ki ! - Mesele iyi oynayıp, bol gol atmakta. istersen beşi nci kümeden ol ! - Orası öyle. - Ö yle tabi. . •
u-
u-
u-
•
u-
mış
Tatlı b i r rüzgar seri seri hışıldatıyordu boy at kocaman ağaçların yaprak yükl ü dal l arın ı. D a l · 49