Orhan kemal eskici ve oğulları epsilon yayınları

Page 315

"U lan," dedi, "ulan tüyü bozuk. Seni çok horlad ıydım ben ya, bakıyoruro sen de adaın ın tekesisin be! Demek bizi birbirimize dü­ şüren, itten rezi l eden . . . " ' Yokluk ' u n anasına avradına sövdü . Sonra cebinden dükkiin ın anahtarın ı çıkarıp Ünal ' a uzatt ı : "Aç bakalım oğlum, a ç da başı m ızı sokal ı m ! " Ünal ' ı yad ırgaın ıştı çarş ı . B i rb irlerine b u yakışıklı delikanlının kim olduğunu soruyorlardı . "Al i nerde acaba?" "Yoksa onlar tarlada ın ı kaldı?" "Sorak ını?" "Bırak şimdi, dalgasına dokunma . . . " Dalgasına dokunınası dokunmaması var m ıydı? Günlerdir has­ ret kalmışlardı sunturlu küftirlerine. Herkes taş atınasa dalgasına, berber Bahri atardı, göreviyd i . "Başefendi bee ! " ded i . Dükkiina, tozlu dükkiina eskiden olduğu g i b i adı m ı n ı besmeleyle atacaktı, vazgeçti, döndü. "Ne var lan?" "Lan m ı? Ben efendiyim, ağzını bozma! " Kalabal ığa yürüdü. "Efend i m i ? Hani o efendi ? Sen misin berber Bahri?" "Ben i m . Beğenemed in m i ?" "Beğenip de koynuma alacak deği l i m ya! " "Ooooooooşt ! " Çarş ı esnafının kahkahaları bir anda bomba gibi patladı, i k i kat oluna oluna, gözler yaşara yaşara gü lünüyordu. Ulan ne kıyaktı be. Gelmişti, gel m i şti gene çarş ı l arın ın gü l ü ! Sonra b i n b i r şaka, b i n bir cümbüş, kol lar sıvandı, dal ındı toz­ lu dükkiina, başland ı ortalık süpürü lüp temizlenmeye. TopaJ Es­ kici, Göçmen ' in dükkan ında, eskiden olduğunca, kal lavi fincan la orta şekerl isini yudumluyordu.

3 15


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.