Biz Akademisyenler
tinden, artık buyurmayan, buyuramayan parçalanmış bir istem den kuşku duyuyordu. Oysa, aslında, bu arada, daha tehlikeli ve daha çetin yeni tür bir kuşkuculuk gelişiyordu - bunun ne ölçü de babasımn nefretiyle yalmzlığa tutsalc edilmiş bir istemenin buz tutmuş hüznüyle çabuldaştırılıp çabuldaştırılmadığını ldm bilir? - Savaşın ve zaferin dehasıyla en yalcından ilgili olan gözü pek erkeksiliğin kuşkuculuğu Büyük Frederilc'in şekliyle girdi. Bu kuşkuculul< karamsar ama yal<alar yine kendini; aşağılar ama sa hip olur da inanmaz ama kendini bu süreçte yitirmez; ruha tehli keli bir özgürlük verir; ama yüreği sağlam tutar; A 1 m a n kuşku culuğudur bu, Frederikçiliğin devamı olarale ruhu yüceltir, işte bu kuşkuculul< uzun süre Avrupa'yı Alman egemenliğine, onun bu nalımlı güvensizliğine soktu. Büyük Alman filologlarım ve tarih eleştirmenlerinin zapt edilmez ölçüde güçlü ve sert erkeksi karak terleri (doğru olarak görüldüğünde, tümü de yıkıma ve sanatçı lardı) y e n i bir Alman ruhu kavramı giderek kristalleşti; müzil< teld ve felsefedeki bütün romantizmine karşın; erkeksi kuşkucu luk özelliği kararlı bir biçimde egemen oldu: Örneğin, bal<Iştaki gözü karalık olarak, yüreklilik ve çözümleme sertliği olaralc, teh likeli keşif gezilerinin, manevi hale getirilıniş tehlikeli ve yapa yalnız gökyüzü altında kuzey kutup gezilerini sert istemesi ola rak. Sıcakkanlı, yüzeysel insanlık-insamnın, bu ruh önünde haç çıkardığında, geçerli gerekçeleri olabilir: c e t e s p r i t fa t a 1 i s t e , i r o n i q u e , m e p h i s t o p h ' e l i q u e " diyor Michelet, ürper meksizin, Avrupa'yı "dogmacı uykulanndan" uyandıran Alman ruhundaki bu "insan"dan korkmanın ayına özelliği üstüne kafa yormak istenirse, bu kavramla yer değiştiren eski kavramı arnm samale - Erkekleşmiş bir kadımn ölçüyü kaçırmış desteksiz bir görüşle Almanları Avrupa'ya yumuşak, iyi yüreldi, zayıf iradeli, şairane aptallar olarak göstermeye kalkışının üstünden çok uzun süre geçmedi. Sonunda Napolyon'un Goethe'yi görmeye geldiği zamanlci şaşkınlığım insan, yetesiye derinlilde anlayacak; yüzyıl lardır, "Alman Ruhu"ndan ne anlaşılmış olduğunu ortaya koya cak. "Voila un homme!" demişti Napolyon - anlamı şuydu: "Ama bu i n s a n ! Ben bir Alman beldiyordum karşımda!" •
Yazgıcı, kara mizaha, mefisto ruhuyla Burada Mefisto, Goethe'ııin Mefistosu'dur (şeytaru). Bir yoruma göre sözcük me-phos (plıotos'un genetivus hali) - philos'dan oluşuyor. Işığı sevmeyen anianunda (Çev. n.) 131