Rıfat ilgaz yıldız karayel yalçın yayınları

Page 145

«Anladım Baba!» Tam zamanında kesmişti Akif Baba’sının sözünü, lafın ge­ risini kolay kolay bağlayamayacaktı, Hurşit Ağa... «Şimdi ne yapmamı istiyorsun?» «Evvela sen ne yapıyorsun bu saatte evde, onu söyle! Viski mi içiyorsun gene?» «Sen benim ne yaptığımı bırak da, ne yapacağımı söyle. Baba!» «Son defa... Şu sergi salonunu bi gözden geçirelim. Ne kadar olsa mektep medrese görmüş adamsın. Bi eksiği varsa yarma kadar yerine koyabiliriz.» «Başlarında Emel Hanım yok mu?..» diyecek oldu. «Emel Hanım’ın başında kim var?.. Halk Eğitim Müdürü mü var sanıyorsun. Bu sergileri Kaymakam’ın emriyle ben aç­ tırmıyor muyum? Çabuk, üstüne başına bir çeki düzen ver... Ceketini de giy. K anlar gibi hırkayla gidilmez böyle yerlere. Hadi, çabuk! O Istanbul’lu, gravatlıya da haber ver, o da gel­ sin.» «O gelirse beni afet. Baba! Ne işi var onun Halk Eğitimi sergisinde!.. Eğer sergiyi sen açmış görünüyorsan... Büsbütün işi yok böyle yerlerde!» «Adamı ben kalabalık yapsm diye çağırıyorum be! Şunu da aklından çıkarma sergiye geleceğimizi Emel Hanım kızlara du­ yurdu şimdiden... Yanında bir de Okul Müdürü var. Kız Meslek Lisesi’nin Müdürü... Onu da kaymakam gönderiyor.» «Anladım Baba!.. Hemen şimdi...» Telefonu kapatan Hurşit Ağa, camlı odanın önünde, içeri girmek için bekleyen Zeynel’e el et±i: «Kaç kutu bisküvit götürdün?» diye sordu, içeri girince. «Bir kutu!» dedi, «Nesrin bisküviti!» «Ulan insafsız, o kadar millete bir kutu bisküvit yeter mi? Bi kutu da yuvarlaklarından götür. Sabahtan beri aç açma çalı­ şıyor, köyün kızları!» «Başüstüne Ağam!» «Sonra çarşı içinde bir dolaş!.. Çipil’e bak, Şaduman bura­ lardaysa bana haber ver. Hani şu tüfeğiyle dolaşan avcı...» «Olur Ağam!» «Feyzi’de kimler var?.. Çamalan’dan kim gelirse haber vere­ ceksin bana. Bugün dükkân’da oturmasan da olur.» Sarı Memiş’in kahvesi dükkânın çok uzağında değildi. Başit Beyi sağma, oğlunu soluna alıp içeri girdiği zaman aşağılı, yu­ karılı tüm Akpelitli kızlar masalarda yerlerini almışlardı. Birinci posta, çaylar içildiği için yıkanan bardaklar ikinci kez doldu­ rulmuş, içmeyenlerin önüne konuyordu. Bir iki saat önce ka­ palı duran perdeler açılmıştı. İçeriye denize doğru alçalan gü­ neşin ışıklan rahatça girebiliyordu. Az önce hemen aym renkte Yıldız Karayel

145/10


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.