Georg lukacs goethe ve çağı sel yayıncılık

Page 215

G O ETHE VE ÇAĞI

tragedya karşısındaki bu tutumu çoğu zaman yanlış anlaşılmıştır, hatta zaman zaman Goethe’nin kendisi tarafından bile. Bir keresinde Schiller’e tragedyanın “patolojik bir ilgiyi” varsaydığını ve salt tra­ jik bir konuyu ele alma “girişimi”nin onu “yok edebi leceği”nden emin olduğunu yazmıştı. Schiller bu örnekte, Goethe’nin doğasını G oethe’nin kendisinden daha iyi anlar. “Tüm şiirlerinizde” diye yazar, “kusursuz bir trajedi için yeterli olan tüm trajik gücü ve de­ rinliği görüyorum; hislere gelince, Wilhelm Meister'da bir trajediden daha fazlası vardır.” Özetle, eğer Goethe bir tragedya yazamıyorsa, “bunun nedeni şiirsel zorunlulukların dışında bir yerde aranmalıdır” der. On yıllar sonra, ikinci bölümün tamam lanm asının ardından, Goethe trajik olana karşı tutumunda çok daha nettir. Zelter’e “uz­ laşmaz olanın kendisine tümüyle abes göründüğünü” ve bu açıdan “salt trajik olanın kendisini ilgilendirmediğini” yazar. Burada evrensel şiirin felsefi yeri bilinçli şekilde sabittir. Goethe on dokuzuncu yüzyılın (bazen “pan-trajik” adı verilen) sahte derinli­ ğinden ve tek yanlı kötümserliğinden olduğu gibi, aynı dönemin genel olarak trajik olanın zorunluluğunu reddeden ya da en iyi ihtimalle onu öznelleştirmeye çalışan liberal edebiyat ve felsefesinin klişe iyimser­ liğinden uzaktır. Goethe ve Hegel bunda tam da türler ile birey ara­ sındaki ilişki sorununu görürler. Türlerin evrimi trajik değildir, ama nesnel açıdan zorunlu sayısız bireysel trajedi yaşayarak ilerler. Gerek Goethe gerekse de Hegel insan türünün ortaçağın pran­ galarından kurtulduğu takdirde sonsuz kusursuzluğa erişebileceğine inanan Aydınlanmacı görüşe sahiptir. İkisi de bu inançlarını sayısız kez dile getirmişlerdir. Goethe’nin Valmy konusundaki kanaatini ve Fransız Devrimi’nin “muzaffer şafağı”nın Hcgel’in felsefesinde bü­ ründüğü yeri bir kez daha hatırlatmakta yarar var. Ama insan türü­ nün ilerlemesine duyulan bu Aydınlanmacı inanç onlarda özsel bir değişiklik yaşar ve içinden geçtikleri tarihsel olaylardan ötürü özgül bir nitelik kazanır. Kapitalist toplumun Fransız Devrimi’nden doğan somut çelişkileri dünyayı algılama ve düşünme tarzlarında temel bir yer edinir. Ne bu çelişkileri muğlâklaştınnaya ya da azaltmaya ça­ 214


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.