rının, onlardan kaynaklanan beklentilerin olumlu veya olumsuz anlamda içinde yarattığı duygulanımları da bera berinde getirir. Bu duygulanımlar olumlayıcı özyapı taşı dığı ölçüde, veya daha kesin bir anlatımla, insan, nesneler veya nesne öbekleriyle kendisi arasındaki bu bağıntı içer sinde kendini, içinde o anda bulunduğu durumu —doğru dan veya dolaylı olarak-— olumlayabildiği ölçüde, hoşa gi den duygulanımından söz ederiz. Bu denli soyut bir belir leme çerçevesinde bile hoşa giden’in yararlı olan’la oluş turduğu yoğun bağlam, hiç kuşkusuz bu ikisini birbirinden ayıran en önemli kurallarla birlikte, belirginleşebilmektedir. Sözü edilen birbirinden ayrılma da çoğu kez metafi zik açıdan katı bir biçimde anlaşılmaktadır, ama diyalek tik geçişleri ve karşılıklı etkileşim noktalarını saptamak için çaba harcadığımızda bile, yararlı olan’ın özü bakımın dan nesnel, hoşa giden’in ise yine özü bakımından öznel bir kategori niteliğini taşımaları, güçlü bir ayırımın göre ce olarak haklı temeli özelliğini korumaktadır. Yararlı olan’ın nesnelliğinin, insanbiçimcilikten arındın cı yanı ağır basan bir özyapı taşıma zorunluluğu, bu kar şılaştırmaya daha da derin boyutlar kazandırmaktadır. Bir şeyin yararlı mı, yoksa zararlı mı olduğu, ancak eylem ko şullarının salt nesnel biçimde yansıtılmasıyla saptanabilir; bu yapılırken, burada söz konusu olan insanların da, göz önünde tutulması gereken konumlar, nesneler veya araç lar kadar nesnel kavranılmaları gerekir. Buna karşılık ho şa şiden, dış dünyanın bir anının belli bir tikel insan üze rinde yarattığı öznel tepkidir. Demek ki bir şeyin (belli ko şullar altında belli bir davranış biçiminin) yararlı olup ol madığı her zaman bir tartışmanın konusunu oluşturabilir ken ve bu tartışma sırasında başlangıçta direnen tarafı, bilimsel çözümleme düzeyine bile varabilecek bir inandır ma eylemiyle inandırabilmek olanaklıyken, hoşa gitme ya şantısı özellikle ortadan kaldırılması olanaksız öznelliği, belli bir tikel kişinin içinde bulunduğu bir defaya özgü bir konumun hic et nunc’una çökülmez biçimde bağlı bulunu şu nedeniyle tartışma götürmeyen, dolaysız bir inandırma 15»