Türkler ve uzaylı ataları

Page 105

tarihinde, kent gün boyu kaim bir sis tabakasına bürünmüştü. Gece sis kalktığında, hem Bizanslılar hem de Türkler Ayasofya'nın üzerinde garip bir ışık gözlemlediler. Bu ışığın kaynağı belirlenemedi. (Bu olayın benzeri 1915 yılında Çanakkale Savaşları sırasında yaşandı. Bu iki olayı ayrı bir bölümde daha detaylı olarak inceleyeceğiz). 2 Ekim 1954: İzmir'den İstanbul'a giden bir yolcu vapu-rundaki yolcular topluluk halinde bir UFO gözlemi yaptılar. UFO Midilli Adası üzerinden geçmekteydi. Yolcular arasında bulunan Profesör Doktor Kâzım İsmail Gürkan olay hakkında şunları söyledi: "Gök bulutsuz ve pırıl pınldı. Ben de tesadüfen Midilli'yi seyrediyordum. Oldukça parlak bir cisim gördüm. Cisim daire değil, kenarları kenarları yuvarlak bir dikdörtgen şeklindeydi ve yıldızlara benzer ışıklar saçı-yordu.15-20 dakika sonra hızlanarak kayboldu." 9 Kasım 1954 saat 14.20 civarında İstanbul semalarmda uzun, parlak, gümüş renginde bir obje belirdi. Kuzey yönünden şehre yaklaştığı görülen cismin bir Ana gemi olduğu söyleniyordu. Ertesi gün Marmara üzerinden geçerek bir eğri çizen gümüş renginde iki parlak cisim gözlemlendi Cisimler yaklaşık on bin metre yükseklikten uçuyor ve arkalarında koyu bir iz bırakıyorlardı. 20 Nisan 1959: Saat 19.57 de İstanbul göklerinde, kuzey-doğu-baü yönünde giden ve kentin sokaklarını kör edici mavi-yeşil bir ışıkla aydınlatan çok büyük bir nesne gözlemlendi. Yeşilköy meteoroloji istasyonundaki uzmanlar gözlemlerini şöyle açıkladılar: "İki arkadaş grup incelemesi yapıyorduk. Birden gökyüzünde kuzeyden batıya giden parlak mavi bir cisim belirdi. On saniye süreyle kuvvetli bir ışık saçan cismin ne olduğunu bilemiyoruz." İstanbul Üniversitesi Profesörlerinden Hamit Nafiz Pamir "Bu bir göktaşı olayı değildir. Çünkü anlatıldığına göre nes— 218 — TURKLERVEUZAYLIATALARI ne gökyüzünde yatay bir yörünge izlemiştir. Bilimsel olarak, bir göktaşının havada düz bir çizgi çizmesi imkânsızdır. Eğer bir göktaşı olmuş olsaydı o zaman dikey düşmesi gerekirdi." Aynı akşam Beyazıt Kulesi Bekçisi de olaya tanık olmuştu ve gördüklerini şöyle anlattı. "Saat 20.00'ye geliyordu. Her yana dikkatli bakıyordum. Bir anda bütün şehir aydmlanıver-di. İstanbul gündüz gibi oldu." 14 Mayıs 1959 Muğla Yerkesik'te görülen UFO 15.05 sularında halk tarafından izlendi. Birdenbire bir patlama sesi duyuldu, cisim üç parçaya ayrıldı. Bu üç parça daha sonra ayrı ayrı uçtuktan sonra yeniden birleşip küre biçimini aldı ve uzaklaşarak kayboldu. 23 Ağustos 1965 Ankara'da bir görülen UFO'yu sivil askeri bir çok kişi izledi. 2 Eylül 1969 Ankara göklerinde ısrarlı bir şekilde dolaşan UFCnun kimliğini belirlemek üzere Eskişehir ve Ankara dan jetler havalandı. Ancak pilotlar 12 km'ye kadar tırmanmalarına rağmen bir sonuç elde edemeden döndüler. Gözlemciler UFO'yu huni biçiminde parlak bir nesne olarak tanımlıyorlardı. 5 Eylül 1975 saat 22.00 Kayseri'den havalanan C-47 tipi askeri nakliye uçağının kaptan pilotu yüzbaşı Mehmet Ök-süm, yıldızlarla dolu bulutsuz bir havada uçarken karşılaştıkları devasa cismi anlatıyor: "Uçuşumuz devam ederken, biranda bizden daha alçak irtifada, ay parlaklığında bir cisim ortaya çıktı. 6-7 katlı bir apartman büyüklüğündeydi ve bize doğru yaklaşıyordu. Kabindeki zile basarak diğer uçuş ekibini de çağırdım ve yedi kişi heyecan içersinde cismi izledik. Uçağın tüm ışıklarını kapatarak rotamızı Adıyaman'a çevirdik. O sırada cisim elips şeklini almış ve ortasından açılmaya başlamıştı. Gümüş rengindeydi. 25 dakika sonunda cisim bir bisiklet tekerleğine benzemişti. 3-4 kilometre çapmdaydı. Bizden uzaklaşmıyordu. 3-4 metre açığından karşılıklı geçtik. Sol tarafımızdan geçiyordu. İçine baktım karaltılar görülüyordu fakat net bir şey seçemiyorduk..." — 219 — ALI BEKTAN


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.