Tarihte İstanbul’a su dağıtımı Tarih boyunca İstanbul’a su getirmek önemli bir sorun olmuştur, zira İstanbul tatlı su kaynaklarından oldukça uzaktadır. Bu nedenle İstanbul’a sürekli şehrin dışından su taşınması gerekmiştir. İstanbul’a su getirmek için “kemer” denilen pek çok büyük su yolları yapılmıştır. Romalılar İstanbul’a çok katlı kemerlerle su getirmişlerdir. İmparator Hadrianus, İstanbul’da kendi adını taşıyan su kemerini yaptırmıştır. Osmanlı döneminde ise 1453 yılında İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet, şehrin eski su yollarının onarılmasını ve yeni çeşmeler yapıl masını sağlamıştır. Kanuni Sultan Süleyman, şehre su getirmesi için Mimar Sinan’ı görevlendirmiştir. Mimar Sinan, Belgrad Ormanları’ndan İstanbul’a su getirmek için “Kırkçeşme Tesisleri’ni” yapmıştır. Dünyanın en önemli su taşıma sistemlerinden biri olan “Kırkçeşme Tesisleri” çok uzun kemerlerin birbirine bağlanmasıyla inşa edilmiştir. Bu dönemde, yöneticiler ve hayırse verler meydanlara ve sokaklara her biri sanat eseri şaheser çeşmeler yaptır mışlardır. Dünyada ilk kez sifonu çekenlerin Girit Adası’ndaki Minoslar olduğu iddia edilir; Minoslar temiz su ve atık su için de basınçlı boruların kullanıldığı iki ayrı tesisat döşemişlerdir. Bizans dönemi İmparator I. Constantin’in yaptırdığı su kemerleri Istranca dağlarından İstanbul’a uzanmaktaydı. İmparator Valens, Kağıthane deresinin sularını kemerle kente taşımıştır. Theodosios ve Markianos da çok sayıda su tesisi ve sarnıçlar yaptırmıştır. Bu dönemde yapılan ilk büyük sarnıçlar Binbirdirek (Philoxenus Sarnıcı) ve Yerebatan (Bazilika Sarnıcı), estetik görünümleriyle de göz doldurmaktadır. 140 m. uzunluğunda ve 70 metre genişliğinde olan Yerebatan şehirdeki eski su haznelerinin en büyüğüdür ve ikinci sırada yer alan Binbirdirek’ten üç kat fazla bir alanı kapsamaktadır. Selçuklular Konya ovası başta olmak üzere Anadolu’da bentler ve su kanalları yaparak sulu tarımı desteklemişlerdir. Taş köprüler, çeşmeler, sebil ve şadırvanlar inşa etmişlerdir.
251