Alevi Dunce SAYFASI

Page 87

Kamer Kalfa konağın kahvecibaşısıydı. Çevresindeki ya182 mai/ halayıkları hep çatık kaşla konuşarak idare etmek yolundaydı. Az konuşur, az güler, ciddi bir genç kızdı. Evlenmemişti. Bu kısmet işi değildi. Talipleri olmuştu. "Erkek kahrı çekmem" diyerek isteyenleri reddetmişti. Cahit'le dostluğu da haremdeki kahve ocağı denilen büyük odayı keşfetme isteği sırasında kurulmuştu. Cahit için kahve ocağı çok ilgi çekiciydi. Büyük camlı dolaplarda çeşitli biçimlerde fincanlar, bardaklar sıralıydı. Fincanların üzerlerinde zarf denilen gümüşten altın kaplama işlemeli süslü kılıflar vardı. Kulpsuz kahve fincanları bu zarflar içine yerleştirilirdi. Böylece kulpsuz fincanların tutulması rahat olurdu. Zarflı kahve fincanları gibi zarflı bardaklar da vardı. Sonra normal kulplu su, şerbet, limonota bardakları da mevcuttu. Bu camlı dolabın içi bir züccaciye mağazası kadar zengindi. Gümüş veya altın kaplama zarfların içine Çin, Alman, Fransız kökenli nadide porselen fincanlar yerleştiriliyordu. Bu fincanların ikram sırasında konulacağı çeşitli boyda gümüş tepsiler öylesine zarif ve güzeldiler ki. Hepsi her zaman ovuluyordu; pırıl pırıldılar. Camlı dolabın raflarında sıralı fincan ve bardaklar, gelen konukların derecelerine göre kullanılırdı. Yüksek mevkideki misafirlere altınlı zarflarda, Çin porseleni fincanlarla kahve ikram edilirdi. Kahveleri içenlerin zevklerine göre kahve yapardı Kamer Kalfa. Koyu, açık, az şekerli, orta şekerli, sade, hepsini bilirdi. Kahveler her zaman bol köpüklü olurdu. Kamer Kalfa işinde o kadar ustaydı ki... Harem bahçesine bakan kahve ocağı odasında, çok büyük bir ocak vardı. Ateşi her zaman yanan odunların közlerinin bir kısmı, büyük bir küpte söndürülürdü. Eğer ocakta kor bulunmadığı sırada kahve istenirse, söndürülmüş küçük kömürlerden bir kürek dolusu çıkarılır, ocağa konur, üzerine biraz ispirto dökülürdü. Kibritin çakılmasıyla birlikte kav gibi kuru kömürler hemen yanıverirlerdi. Bu odanın diğer camlı dolaplarında sayısız çeşitte porselen sofra takımları korunurdu. Bu dolaplarda gündelik kullanımın dışında çıkarılan Fransız Limoge, Alman Rosentall, Çin ve İngiliz porselenlerinin en nadideleri daha tek tek seçilmiş yemişlikler, yüksek ayaklı, kulpları d buz konulacak yuvaları bulunan çeşitli renkte ve zarafet183 te sofra sürahileri, çiçeklikler, vazolar, kül tablaları, sofra nihaleleri, nihale üzerine sıcak yemek konulabilen altlıklar, içlerine peçete geçirilen gümüş, porselen, kristal peçetelikler, üstlerine çatal, bıçak kaşık konulan çatallıklar, tuzluklar ve bileziklerin hepsi zarif ve bilgili bir hanımın seçimiyle alınmış, toplanmış şeylerdi. Bir büyük dolabın çekmecelerinde ise hepsi ketenden olmak üzere sayısız sofra örtüsü sıralıydı. Hepsi kolalı, ütülü, beyaz işlemeliydiler. İpek işlemeliler pastel renklerdeydi. Hepsi birbirinden güzel ve göz nuru dökülerek işlenmiş nadide örtülerdi. Yirmi dört kişilik yemek masasında yenilen günlük yemekler için bu zarif keten örtüler ve peçeteler kullanılırdı. Yemek odasında, kapı yanlarında gümüş musluklu, midye biçimi el yıkama kurnaları olmasına karşın altın süslemeli gümüş leğen ve ibrik de her zaman kapının yarandaki setin üstünde dururdu. Koluna attığı sırma püsküllü keten havlu ile bir genç kız isteyenlere ibrikten su dökerek ellerini yıkamalarını sağlar, sonra da havluyu uzatırdı. Cahit odasına ilk girdiğinde, Kamer abla onu önünde büyük pirinç mangalın bulunduğu köşe minderine oturtmuş, sonra da mini mini çiçek biçimli fincanla kahve ikram etmişti. Cahit, ara sıra annesinin fincan tabağına boşaltığı kakuleli kahveden içmeye bayılırdı. Ama böyle köşeye kurularak bir minik fincan dolusu kahve ikramı ilk kez oluyordu. Kamer abla da kendi kocaman fincanına kahve boşaltmıştı. Karşılıklı misa-fircilik oynuyorlardı sanki. Kahvelerini içerlerken Kamer Kalfa ondan Selaniklileri sormuştu. Cahit aile içinde olanlar konusunda çok şeyler bilmekteydi. Fakat Kamer ablasına sadece Se-lanik'e Yunanlıların girdiğini anlattı. Büyükbabasının evden gittiğinden söz etmedi. Annesinin yatak odasının penceresi önünde her sabah öterek herkesi uyandıran beyaz horozun ötüşünü taklit etti. Sonra Cahit, Paşa babasının fincanını görmek istedi. Kamer Kalfa dolabı açtı. İçinden köşede duran kâğıtlara sarılı paketi çıkarttı. Özenle kâğıtları açtı. Gerçek altın zarflı incecik Çin porseleni fincanı gösterdi Cahit'e.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.