Editie 215

Page 1

Türkçe ve Hollandaca aylık enformasyon gazetesi / Maandelijks informatieblad in het Turks en Nederlands

İf tar ülen r ö ı r a l a r sof ı d u va rl a r eva m d a y a m yık e d i yo r Haziran-Temmuz/Juni-Juli 2016 yıl/jaar 17 sayı/editie 215 - 216

e-mail: dogus@dogus.nl www.dogus.nl

>> S 36

Ramazan ve Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin (sıla-i rahim) yaparak dönmenizi diliyoruz...

GELİN GÖNÜLLER YAPALIM... Fotoğraf: Adnan Şahin

Bu Ramazan ve Her Zaman...

>> Heemskerk Ulu Camii hizmete açıldı... >> Türkiye’de emekliye faizsiz kredi imkânı... >> Müslümanlar aynı gün bayram yapacak... >> Kırmızı Lale Film Festivali, ‘en iyiler’i seçerek sona erdi... >>Hasene gönüllüleri ziyaret ettikleri coğrafyadan selâm getirdiler...

KARA YOLUYLA TÜRKİYE’YE GİDECEKLERİN DİKKATİNE

BU DÜNYADAN BİR ‘MUHAMMED ALİ’ GEÇTİ

S 13

P 25

MERCAN BALIK SARAYI ÜÇÜNCÜ MEKÂNINI AÇTI

>> S 04 - 05

İSLAM OKULLARININ KALİTELİ YÜKSELİŞİ SÜRÜYOR

P 27

S 28

ROZA KRAAMZORG RESMÎ AÇILIŞINI GERÇEKLEŞTİRDİ

S35


02 yayın odası

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

redactie

Editörden

adnan@dogus.nl

Adnan Şahin

Uzaklardaki Kardeşler, Çad Neresi ki?.. Değerli okurlarımız, Hepinizi bir kez daha selamların en güzeli ile selamlıyorum. Esselamüaleyküm. Gazetemiz elinize ulaştığında mübarek ramazan ayının tam ortalarında olacağız. Yani efendimizin müjdelediği mağfiret bölümüne girmiş olacağız. İnşallah hepbirlikte cehennem azabından kurtuluş olan son günlerini de idrak ederiz. Hemen fark edeceksiniz bu sayımızda insanlarımızı bir araya getiren iftar sofralarından bol miktar da kareler göreceksiniz. Evet bunların görülmesi nesillerin ramazanlara ısınması adına önelidir diye düşünüyoruz. Hollanda İslam Federasyonu da her yıl olduğu gibi bu yılda muhteşem bir iftarla çok sayıda saygın insanımızı bir araya getirdi. Bu sayımızla iki aylık bir sezon arası vermiş olacağız. sizlerle tekran Eylül ayı ortalarına doğru birlikte olmayı planladık. Sıla-ı rahim için arabasıyla yola çıkanlar için her yıl olduğu gibi bu yılda yol haritası veriyoruz. Şimdiden herkese sağ sağlim gidip dönmeler diliyoruz. Umarız gönlünüzce bir memleket ve eş dost ziyareti gerçekleştirsiniz. Bu sayıda size Hasene kumanya gözlemcisi olarak gidip döndüğüm Çad’dan bahsetmek istiyorum… orası ile ilgili haber ve resimleri sonraki sayfalarımızda görebilirsiniz. “Çad” adı sanı pek fazla duyulmayan bir Afrika ülkesidir. Denize kıyısı olmayan, yılda sade üç ay yağmur gören kurak denebilecek bir ülke. Komşuları Nijer, Nijerya, Kamerun, Centraal Afrika Cumhuriyeti, Sudan ve Libya’dan oluşmaktadır. Türk Hava Yollarımızın bu ülkeye direk ve aktarmalı uçuşları bulunmaktadır. 11 milyon nüfusu olan Çad’ın yüzde 55’ini Müslümanlar oluşturuyor. 1960 yılında Fransız sömürgesinden kurtulan bu ülkede Elçilik ve TİKA temsilciliğimiz bulunmaktadır. Çad çalışmamız bir hayli rahat geçti zira HASENE bu fakir ülkeye daha önceki yıllarda da gitmiş. Kardeşlik nedir, ümmet kime derler anlatmış bir bir. Sevgi ve merhametle okşamış yetimlerin başını… Umut olmuş onlara… O yüzden bekler olmuşlar kardeşlerinin yollarını… Bizleri tam bir bayram havası içinde karşıladılar… Kimileri bir ağaç altında beklemişler uzun saatler…

Gündem

Uluslararası Hicrî Takvim Birliği Kongresi’nden "birlik" kararı çıktı...

Kimileri 45 dereceyi bulan kızgın güneş altında sabırla beklemişler ellerinde kuponlarla alacakları bir kumanya paketinin yolunu… Sessiz sedasız… Çoluk çocuk hep bir arada… Ve kimileri bir bayram hazırlığı içinde kopup gelmişler küçük küçük köylerinden… Toplanmışlar en merkezi bir köyün meydanında… Sırtlarında bebekleriyle gelen kadınlar… Yürümeye mecali kalmamış yaşlılar… Bizi, etrafımızda oluşturdukları sevgi halkaları ile karşıladılar… Çok duygulandık doğrusu… Hepsiyle olmasa bile birçoğu ile kucaklaşıp selam alıp selam verdik… Dillerini anlamıyorduk ama gözlerimizle çok şey konuştuk onlarla… Onlara, her daim yanlarında olduğumuzu ve onları düşündüğümüzü bir kez daha gösterdik… Şehrin kenar mahallelerinde çok olumsuz yaşam koşulları içinde sıkışıp kalmış, âdete üst üste yaşayan insanların kapılarını aralayıp teslim ettik bize emanet edilen ramazan kumanya paketlerini. Ah bir bilseniz nasıl da seviniyorlar.. Nasıl da yürekten dualar ediyorla. Ulaşabildiklerimizin yüzünde oluşan sevinci tarif emek mümkün değil. Sizler verdiniz, bizler yüklendik ve elli küsur ülkede HASENE olarak gönüllere dokunarak emanetleri yerine ulaştırdık… Kazamız mübarek olsun… Onlar bizi asla bulamayacaklardı… Mevla’mız bize onları buldurttu… Çünkü onlar kurak bir ülkede adeta çöl ortasında Allah’ın ve Resulünün ipine sımsıkı sarılmış öylece tevekkül içinde yaşıyorlar… Bizleri öyle güzel insanlarla buluşturan, bizleri onlara hizmetçi kılan yüce Rabbimize şükürler olsun… Değerli kardeşlerimiz, Bu ihtiyaçlar bir kerelik yardımla kapanacak gibi değil elbette… O yüzden sakın ola ki, her şey bitti sanıp rehavete kapılıp gevşemeyelim. Maazallah, gaflete düşmeyelim. Yapılan yardım çağrılarına iyi kulak verip çok duyarlı olalım. Her çağrıyı bir fırsat bilip, en iyi şekilde değerlendirme yollarını arayalım… Paylaşmak, mallarımızı bereketlendirip temizlediği gibi, gönüllerimizi de kalaylar, sürûra kavuşturur..

Müslümanlar aynı gün bayram yapacak Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından İstanbul’da toplanan, İslam ülkeleri ve bütün dünya Müslümanları için büyük önem arz eden Uluslararası Hicri Takvim Birliği Kongresi’nden tek takvim uygulansın kararı çıktı.

A

ralarında Türkiye, Suudi Arabistan, Malezya, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, Katar, Fas, Mısır ve Ürdün’ün de bulunduğu 50’ye yakın ülkeden ilim adamları, astronomlar ve karar merciinde bulunan yetkililerin katıldığı kongrede, üç gün boyunca takvim birliği konusu alanında uzman kişiler tarafından enine boyuna tartışıldı. Kongrenin kapanış oturumunda katılımcılar, İslam dünyasında takvim uygulaması konusunda oy kullandı. Bütün katılımcıların oy kullandığı kongrede ‘Tekli Takvim’, ‘Çiftli Takvim’, ‘Kararsız’ seçenekleri yer aldı. Oylamanın ardından büyük çoğunlukla Tekli Takvimin uygulanması yönünde karar çıktı. Bütün dünya Müslümanlarının dikkatini verdiği kongreden çıkan kararı Diyanet İşleri Başkanı Görmez, ‘Kongreden vahdet çıkmıştır. Tek takvimin uygulanması yönünde karar alınmıştır. Bütün İslam dünyasına hayırlı olsun’ sözleriyle dünya kamuoyuyla paylaştı. Üç yıllık çalışmanın ardından neticelenen kararın, İslam dünyasındaki 60 yıllık ihtilafın son bulacağına, sevinçlerin birlikte yaşanacağına vesile olacağına inandığını söyleyen Başkan Görmez, kongrenin vahdet ve birlik ruhunu bir dua olarak Suriye’deki mazlumlara gönderdiğini kaydetti. Başkan Görmez, sonuç bildirgesini dünya kamuoyuyla paylaşmadan önce şunları söyledi; “Bu toplantı, İslam alemindeki 60 yıllık ihtilafı ortadan kaldıracak…” Saygıdeğer ilim adamları, öncelikle şahsım, Diyanet İşleri Başkanlığı

ve İslam alimleri adına yaklaşık üç yıllık bir çalışmayı bugün neticelendirdiğiniz için ayrı ayrı teşekkür ederim. İlmi çalışma grubuna, fıkıh alimlerimize, astronomi alimlerimize üç yıllık bir çalışmayı neticelendirdiğiniz için teşekkür ediyorum. Umuyorum ki bu toplantı 60 yıllık İslam alemindeki ihtilafı ortadan kaldırır ve özellikle bütün dünyada yaşayan Müslümanların ibadetlerini, sevinçlerini vahdet, birlik ve beraberlik içerisinde yapmalarına vesile olur. Aynı camide namaz kılan Müslümanların bayram gününü birbirinden ayırmasına bu toplantı son verecektir. “Bu vahdet ruhunu bir dua olarak Suriyeli mazlum kardeşlerimize gönderiyorum…” Alimlerimizin bu vahdet ruhunu bir dua olarak Suriyeli mazlum kardeşlerimize gönderiyorum. Buradaki vahdetimizi Felluce’de zor durumda olan kardeşlerimize gönderiyorum. Allah, buradaki vahdet ruhunu Libya’ya, Arakan’a ulaştırsın. Vahdeti parçalanmış bütün Müslüman kardeşlerimize buradaki vahdetin, birliğin, beraberliğin bir dua olarak yansımasını Allah nasip etsin.... ÖNERİLER: Kongre, İslam ülkelerindeki dini mercilere ve din işlerinden sorumlu olan kişi ve kurumlara bu takvimi benimseyip ilkeleri doğrultusunda kameri ayların başlangıcında birliği sağlama için çalışma yapmalarını tavsiye eder. Kongre, İslam dünyasındaki takvim yapıcılarına, Müslümanları medeniyetlerinin ve kimliklerinin göstergesi olan bir takvim etrafında buluşturabilmek, duygu ve düşüncelerini

birleştirebilmek için bu takvimin ilkelerini benimsemeye çağırır. Kongrenin gayrimüslim ülkelerde yaşayan Müslümanlara tavsiyesi, belirli bir takvimi uygulamak suretiyle birliği sağlamalarıdır. Zira şer’an aynı ülkede yaşayanların oruç tutma zamanı ve bayram yapma zamanı hususunda ihtilaf etmeleri caiz değildir. Aksine onların Avrupa Araştırma ve Fetva Konseyi veya Türkiye’de Diyanet işleri Başkanlığı’nın o ülkelerdeki birimleri gibi yetkili dini mercilerden çıkan kararlara uymaları gerekir. Zira Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Orucunuz birlikte oruç tutuğunuz gün, bayramınız birlikte bayram yaptığınız gün, kurbanınız ise birlikte kurban kestiğiniz gündür” Avrupa’daki Müslümanların birlik ve beraberliğinin sağlanması ve menfaatlerinin korunması için, özellikle de şeri ibadet vakitlerinin ve kameri ayların başlangıcının tespiti gibi önemli İslami meselelerde tefrikaya düşmelerini önlemek amacıyla, Kongre, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Batı Ülkelerindeki birimlerinin ve Avrupa Araştırma ve Fetva Konseyinin Batı ülkelerinde yaşayan Müslüman azınlıklar için yetkili ilmi ve dini merci olarak kabul edilmelerini tavsiye etmektedir. Kongre; Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığına, söz konusu takvimin, üzerinde çalışmalar yapılarak bütün İslam Alemince kabul edilebilecek tek takvim haline gelebilmesi için İslam İşbirliği Teşkilatı Başkanlığına sunulmasını ve bu yolla takvimin İslam ülkelerine arzedilmesini tavsiye eder. Haber Merkezi

«

Allah, yaptığınız ve yapacağınız tüm yardımlarınızı dergâhı izzetinde kabul buyursun.. Amin… İnfak ile alakalı bir kaç ayeti paylaşarak yazımı noktalamak istiyorum... “Onlar ki gayba inanırlar. Namazı kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de infak ederler.” (2/BAKARA-3) “Allah yolunda infak edin ve ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İhsan edin, şüphesiz Allah ihsan edenleri sever.” (2/BAKARA-195)

Rotterdam İslam Üniversitesi iftarı buluşturdu

Rotterdam’da 17 yıldır pek çok zorluklara rağmen varlığını sürdürmeye çalışan Rotterdam İslam Üniversitesi’nin verdiği iftar yemeğine yoğun bir katılım oldu. Davete, T.C. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan, Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, DENK partisi milletvekili Selçuk Öztürk, Moslim Omroep Yayın Yönetmeni Arif Yakışır, UETD Başkanı Turan Atmaca da katıldılar. Rektör Prof. Dr. Ahmet Akgündüz yemek öncesi bir selamlama konuşması yaparak, kurumla alakalı bilgi verdi.


hukuk 03 juridisch

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

Mehmet Yamaç

Ramazan ve Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin (sıla-i rahim) yaparak dönmenizi diliyoruz...

info@ibco.nl

izin döneminde yapmanız gerekenler... Türkiye’de emekliye faizsiz kredi imkânı…

T

ürkiye’de emekliye faizsiz kredi imkânı… Türkiye’de emekli olmak isteyen ve bu arada izine gidecek arkadaşlarımıza bazı tavsiyelerim olacak. İzin döneminde kendinizi bir hafta kadar SSK’lı olarak çalışıyor göstermeniz gerekiyor. Türkiye’de SSK’lı olarak emekli olmak istiyorsanız; bir iş yerinde asgari ücretle çalışmış gösterip adınıza SSK priminin yatması gerekiyor. Bu devletimizin bizlere sunmuş olduğu hukuka uygun bir imkândır. Devlet bizim Türkiye’de de emekli olmamızın yolunu açacak böyle bir imkanı bize sunmaktadır. Birçok arkadaşımızın bu imkânı sahtecilik korkusuyla kullanmadığından dolayı emeklilik müracaatında sorun yaşadığına şahit oluyoruz. Bunun sunulan imkanları kötüye kullanmakla hiçbir ilgisi yoktur. Lütfen Türkiye’ye giriş ve çıkışlarınızda pasaportlarınıza mühür vurdurmayı unutmayınız. Eğer ID kartınız ile giriş yapacaksa-

nız “giriş- çıkış formunu” mühürletmeyi unutmayınız. Çünkü SSK gerektiğinde çalıştığınız sürelerde Türkiye’de olup olmadığınızı ispat etmenizi isteyebilir. İzinde iken yapacağınız ikinci önemli konu ise “emekliye faizsiz kredi ” hizmeti ile emeklilere en iyi koşullarda faizsiz kredi imkanı sağlayan bankalardan biriyle görüşmeniz olacaktır. . 2016 yılında emeklilere müjde olarak verilen kredi paketi de yürürlüğe girdi. Promosyon olarak emeklilere faizsiz krediyi PTT, T.C. Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası ve Vakıflar Bankası aracılığı ile verilmesi planlanmaktadır. Bu bankalar ihtiyaç kredisi, konut kredisi, taşıt kredisi gibi alanlarda çok uygun şartlarda kredi çözümleri sunmaktadır. Bankalar emeklilere özel 12 – 24 – 36 ve 48 gibi vade oranları ile düşük hatta faizsiz kredi imkânı sağlıyor. Bunun en büyük sebebi ise emeklilere özel kredi paketleri olmasından dolayıdır. Sizlerde emekliye faizsiz kredi kam-

panyasından yararlanmak daha detaylı bilgi almak istiyorsanız izine gitmişken size en yakında bulunan banka şubelerinden birine uğrayabilir ve “emekliye faizsiz kredi” hakkında bilgi alabilir, başvuruda bulunabilirsiniz. Unutmayın ki kredi talepleri ancak ve ancak şahsen yapılabilen işlerdendir! Bu banka şubelerinden birinden kredi başvurusu yapmak istediğinizde aşağıdaki evrakları da yanınızda götürmeniz gereklidir. • Emeklilik belgesi ( eğer SSK emeklilik yazınızı aldıysanız) • Nüfus cüzdanı • İkametgah belgesi • 6 adet vesikalık fotoğraf yukardaki evraklar ile sizlerde ”emekliye faizsiz kredi“ kredi başvurusunda bulunabilir ve bundan yararlanabilirsiniz. 0622205633 numaralı telefonla randevu alarak gelirseniz, sizi bekletmeden işlemlerinizi aynı gün sizinle birlikte başlatırız. Sağlıkla gidip yine sağlıkla gelmeniz dileklerimle inşallah. Mehmet Yamaç (Emeklilik Danışmanı & Tercüman)

«

Soru ve sorunlarınız için: www.hukukburosu.nl

« «

Türkiye’deki avukatları sizlerle buluşturuyoruz... Avukatlık işleriniz için artık Türkiye’ye gitmeye gerek kalmadı... Türkiye’deki avukatlarınız artık Hollanda’da size hizmet verecek...

Hakaret ve ayrımcılığa pratikten bir örnek... Ramazan ve Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin (sıla-i rahim) yaparak dönmenizi diliyoruz...

Tel: 010 - 215 13 11 www.hukukburosu.nl

Sosyal medyaya dikkat! İki arkadaş gece eğlenmek için bir mekâna gidiyor. Bu mekânda başka kişilerle tartışmaya girdikleri için mekândan dışarı atılıyorlar. Bu iki arkadaşlardan biri, dışarı atıldıktan sonra evine gidiyor. Yani olay yerini terk ediyor. Diğer arkadaş ise dışarda tartıştığı kişilerden biriyle kavga ediyor. Kavga esnasında mağdurun ceketini alıp olay yerinden uzaklaşıyor. Bu sanık daha önceden eve giden arkadaşının evine gidiyor. Beraberinde getirdiği ceketi bu

arkadaşına veriyor. O da bu ceketi giyiyor ve resmini çekiyor. Çektiği resmi ise Instagram hesabından paylaşıyor. Mahkeme, sanığın, ceketin çalıntı olduğunu bildiği hâlde kabul ettiğini ve resmini çekip Instagram’da paylaştığını tespit ediyor. Mağdur polise suç duyurusunda bulunuyor ve Instagramdan aldığı görüntüyü sunuyor. Fotoğrafta, çalınan ceketini tanıyor. Savcılık, Instagram hesabından sanığın kim olduğunu belirliyor ve ceza davası açıyor. Mahkeme bu eylemin cezaya tabi olduğunu kararlaştırıyor. Çünkü, çalıntı bir malı alıp, kabul etmek mahkeme tarafından hırsızlık yapmayı teşvik etme olarak nitelendiriliyor. Böyle bir durumda çalıntı bir nesneyi alan kişi ise hırsızlığa zemin hazırlamış kabul ediliyor. Neticede bu davadaki sanık bu çerçevede değerlendirilmeye alınıyor ve 41 hapis cezasına çarptırılıyor. Buna benzer birkaç kararı paylaşmıştık değerli takipçilerimiz. Alınması ders nedir derseniz: Sosyal medyada paylaşılanların kamu alanına girdiğinden dolayı, hem devlet kurumlarına (polis ve savcılık) delil olarak kullanma hakkı doğuyor hem sivil davalarda kullanılması için hazır bulunuyor. Ne paylaştığınıza dikkat edin! Erdal Kaya

Hollanda Yargıtay’ı (Hoge Raad der Nederlanden), İstinaf mahkemesinin vermiş olduğu kararı onayladı. Üç şahıs/sanık hakaret ve ırkçılık suçundan mahkûm edildi. Davanın konusu: Bu kişiler 28 Mayıs 2011 tarihinde Nederlandse Volksunie tarafından düzenlenmiş olan yürüyüş eyleminde: “Ali B ve Mustafa, terug naar Ankara (Ankara’ya dönün) şeklinde slogan atmışlardı. Bu tarz sloganlar kişilere karşı ırkçılık olarak İstinaf mahkemesi tarafından karara bağlanmış ve bu üç kişi, hakaret ve ırkçılık yapma suçunun işlediklerini tespit etmiş ve her birini € 500,para cezasına çarptırmıştır. İstinaf Mahkemesi atılan sloganların amacını aşmış olduğuna ve yabancıların Hollanda’yı terk etmesi yönünde algılanması gerektiği yönünde içtihat oluşturmuş oldu. Böylece atılan sloganlar kişilerin şahsiyetini derinden zedelediğine hükmetmiştir. İstinaf Mahkemesinin vermiş olduğu bu kararı sanıklar, kabul etmeyip Yargıtay’a

kararın bozulması için başvuruda bulunmuştur. Yargıtay vermiş olduğu bu kararda İstinaf Mahkemesi’nin kararının Hukuk’a uygun olduğunu kararlaştırarak, yapılan itirazı reddetmiştir.

7 yıl yasal sorumlusunuz!

Yasalara göre bir işletmecinin muhasebe tutma yükümlülüğü vardır. Ancak muhasebe yükümlülüğü tam olarak ne anlama gelmektedir? Her işletmeci / meslek icra eden kişi muhasebe tutma yükümlülüğüne tabiidir. Örneğin, bir ‘eenmanszaak’ veya ‘VOF’. Bunlara ek olarak tüzel kişiliğin (örnek: ‘B.V.’) yönetiminde muhasebe tutma yükümlülüğüne tabiidir. Muhasebe tutma yükümlülüğü mali durumu ve şirketin faaliyetleri ile ilgili bilgileri kayıt altına almak demektir. Bu bilgiler her an incelenebilecek şekilde saklanmalıdır. Buna ek olarak, mali yılın bitiminden sonra en geç 6 ay sonra bilanço ve kar zarar hesabı hazırlanmalıdır. Tüm bu bilgiler en az yedi yıl süreyle saklanmalıdır. Eğer, işletmenizi iflas etmeden kendi rızanız üzerine fesih etmişseniz (yani kapatmışsanız), fesi/kapatma tarihinden itibaren muhasebe yine de 7 sene boyunca telafi edilmesi gerekmektedir. Yani, kısacası işletmeyi kapattım, bundan sonra isim kalmadı diyemiyorsunuz. Eğer muhasebe tutma yükümlülüğü yerine getirilmemişse şirketin iflası durumunda yönetimin görevini yerine getirmediği kanaatine varılır. Bu iflasın nedeni olarak görülür. Böyle bir durumda kayyum (Curator) maddî zararı yöneticilerden talep etme hakkına sahip olur.


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

04 haber nieuws

Genç Gözüyle

t.yildiz@iue-edu.nl

Talha Yıldız

Yetenekleri doğru yerde kullan(dır)mak Bir zamanlar ekmek parası kazanmak ve çocuklarına daha güzel bir gelecek hazırlayabilmek için kendi öz vatanlarını terk edip misafir işçi olarak Avrupa’ya gelen büyüklerimiz, Avrupa’da hayat standartlarının daha iyi olmasından dolayı buralarda kalmıştır. Kendi babaları ve dedelerinin mesleği olan ‘misafir işçiliği’ kabul etmeyenler, zamanla toplum içerisinde doktor, avukat, öğretmen olarak görev yapmaya başlamıştır. Her ne kadar bugün eğitim seviyesi açısından iyiye bir gidişat söz konusu olsa da, yine de birçok gencin eğitim konusunda yanlış yönlendirildiğinden dolayı bir çıkmaza girdiği görülmektedir. Kanaatimce toplumdaki yanlış yönlendirmeler, insanların yetenek ve eğilimlerini doğru tespit edememekten ya da görmezden gelinmesinden kaynaklanmaktadır. Halbuki Cenab-ı Hak, her ferdin kendi yetenekleri doğrultusunda toplumdaki bir ihtiyacı yerine getirmesini bizden istemektedir. Şimdi bu meseleyi biraz açalım. Farz-ı ayn ve farz-ı kifaye Bilindiği üzere, Allah Teala’nın her insandan kesinlikle yapmasını istediği fiil, farz olarak nitelendirilmektedir. Farz ise kendi içerisinde “ayni” ve “kifai” farz olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. “Farz-ı ayn” denildiğinde, her bir kulun bizzat kendi başına yerine getirmesi gereken fiiller kastedilir. Günde beş vakit namaz kılmak, Ramazan ayında oruç tutmak ve hacca gitmek farz-ı ayn’ın örneklerindendir. Bu fiiller her bir kul tarafından; yani yaşlı-genç, kadın-erkek veya üniversite mezunu olan ve olmayan tarafından yerine getirilmesi gerekir. Farz-ı kifaye denildiğinde ise, her kul tarafından yerine getirilmesi gereken fiiller değil, toplumun tamamı tarafından yerine getirilmesi gereken fiiller kastedilmektedir. Adaletin sağlanması için mahkemelerin kurulması, iyiliklerin emredilip kötülüklerden sakındırılması, hastanelerin yapılması, insanların ihtiyaç duyduğu mesleklerin öğrenilmesi kifai farzın kapsamına girmektedir. Ne zaman toplumun bazı fertleri bu görevleri yerine getirirse, o zaman toplum sorumluluktan kurtulur. Fakat bu görevler hiçbir kimse tarafından yerine getirilmezse, o takdirde toplumun tamamı günahkâr olur. Bu ayrımın faydaları Farzların ayni ve kifai olarak ayrılmasının, toplum için olumlu yararları vardır. Eğer bazı görevler toplumun tamamından talep edilmiş olsaydı, bu durum, sıkıntıya neden olabilirdi. Örnek vermek gerekirse, toplumda hastaların tedavi olmaları için doktorlara ihtiyacı vardır. Dok-

tor olabilmek için bir insanın belirli yeteneklere sahip olmasıyla birlikte, bu işe eğilimli olması gerekir. Eğer her insandan hayatın bir kısmında doktor olarak görev yapması beklenseydi, bu insanlar için yerine getirilmesi imkânsız olan bir zorunluluk olurdu. Dolayısıyla bazı görevlerin toplumun tamamı tarafından yerine getirilmesinin istenmemesi, insanların yetenek ve eğilimleri doğrultusunda bazı görevler üstlenmelerine zemin hazırlamaktadır. Konuyu bir örnekle somutlaştıralım: Ortaokulda VWO okuyan bir genç gerek kabiliyet gerekse eğilim açısından doktor olabilmeye uygunsa, o gencin doktor olması için yönlendirilmesi Müslüman toplumun üzerine düşen bir görevdir. Doktor olabilme kabiliyet ve eğilimine sahip olan bir kişinin, ‘ahiretini kurtarsın’ düşüncesiyle Kur’an kursunda elif-ba hocası olmasına yönlendirilmesi, bir yeteneğin heba olmasına yol açacaktır. Burada elifba hocalığını küçümsediğim anlaşılmasın. Benim burada anlatmak istediğim, elif-ba hocalığını yapacak çok insan var iken, doktor olma kabiliyetine sahip bir kişinin bundan mahrum bırakılmasıdır. Aynı şekilde okumaya hiç hevesli olmayan bir gencin annesi-babası tarafından ‘adam’ olması için zorla Kur’an kursuna gönderilmesi de büyük bir hatadır. Böyle bir durumda o genç ya dinden soğuyor ya da Kur’an kursu hocası olup çocuklara eziyet eden birine dönüşüyor. Hâlbuki her çocuğun illa okumasına zorlanması fıtrata ters olan bir durumdur. Zira kimi çocukların fıtratında okumaya eğilim vardır ve kimi çocuklarda bu hiç yoktur. Kimi çocuklarda eğilim olsa da, okumaları için gerekli yetenekler eksiktir. Zaten bu doğal olan bir şey değil mi? Toplumda binlerce Einstein’lar yetişebilir, ancak Einstein’ların evlerini tamir edecek ustalara ve camlarını yıkayacak kişilere ihtiyaç duyulması kıyamete kadar devam edecektir. Sonuç olarak, Allah her insana farklı yetenekler bahşetmiş ve toplumun huzurlu yaşayabilmesi için her insanın her görevi yerine getirmesini değil, yapabileceği görevi yerine getirmesini istemektedir. Cenab-ı Hakkın vermiş olduğu bu mesaj doğrultusunda yeni nesillerin yeteneklerini keşfetmek ve onları yetenekleri doğrultusunda yönlendirmek bizim üzerimize düşen bir görevdir.

Zaten bu doğal olan bir şey değil mi? Toplumda binlerce Einstein’lar yetişebilir, ancak Einstein’ların evlerini tamir edecek ustalara ve camlarını yıkayacak kişilere ihtiyaç duyulması kıyamete kadar devam edecektir...

Gündem

Eğer usta değilsen bir binayı yapamazsın. “Hele başlayayım da Evlilikte temeli çok sağlam atılması gereken bir bina gibidir.

“Evlilik Kendinle ‘Yüzleşmen’ Demek Aile terapisti Ayşe Yazılıtaş ile yaptığımız “Aile yapımız ve boşanma sebepleri” konulu söyleşimizin ikinci bölümünü de ilgi ile okuyacağınızı ve hayli istifade edeceğinizi umuyoruz.

D

oğuş: Ailelerin sağlam temellere oturtulasında, eşlerin aynı karakterde olmaları, aynı yere bakıp aynı şeyleri düşünmeleri midir ideal olan? Ayşe Yazılıtaş: Değil. Evlilik öncesi bize gelenler oluyor. Bunlar çok çeşitli. Bekârlar geliyor, sözlüler geliyor, tanışıp arkadaşlık etmiş olanlar geliyor, bazen Hollandalılar da geliyor. Bunlar evlilik öncesi, “ben filan kızı sevdim veya falan genci beğendim evlensem mutlu olabilir miyim?” diyerek sorup birkaç seans görüş almak için geliyorlar. En önemlisi kişisel eğitimdir. Kişiliğin tam oluşması, insanın her bakımdan evliliğe hazır olması gerekiyor. Eğer usta değilsen bir binayı yapamazsın. “Hele başlayayım da yapa yapa öğrenirim” diyemezsin. Evlilikte temeli çok sağlam atılması gereken bir bina gibidir. Usta olmayan, yetkin olmayan kişiler onu yaparlarsa o yapı çabuk çöker. Maalesef günümüzde gençlerimizin yaptıkları biraz buna benziyor. Doğuş: Kişiliği tam oluşmayan gençler evlendikten bir süre sonra karşı tarafın hiç hesaba katmadığı bir ortama yönelebiliyor. Örneğin evlendikleri vakit açık veya kapalı olan bir bayan daha sonra önceki hâline muhalif bir yaşam şekli tercih edebiliyor. Erkeklerde de ben-

zer köklü değişiklikler yaşanabiliyor. Bunlar esasında kişisel olgunlukla alakalı galiba. Peki, ideal evlilik nasıl bir şey? Çiftler birbirlerinden beklentileri neler olmalı? Ayşe Yazılıtaş: Evliliğe karar vermek belli bir olgunluk gerektirir bunula birlikte evlilik insanın gelişim sürecinin devamıdır. İnsan doğar ve 18-20 yaşına kadar kendini geliştirir genel olarak bu yaşlarda kimliğini tamamlar ve derki “ben Ayşe’yim, şaka yapmayı seviyorum. Eylenmekten hoşlanıyorum. Ciddi yapıyı değil samimi ilişkiyi seviyorum. Beni taşıyabilecek, sorumluluk alabilecek, yeri geldiğinde beni durdurabilecek bir erkeğin beni tamamlayabileceğini düşünüyorum” diyerek evliliğe adım atmaya başlar. İ şte bizdeki nişanlılık dönemi burada devreye girer. Şunu belirtelim: Kesinlikle aynı karakterde, aynı yapıda olan insanların evliliklerinde de çakışma olur ve kişisel gelişmeleri engeller. Bu nedenle aslında zıt karakterde olanlar birbirlerini tamamlarlar. Zira onların birbirlerinden öğrenecekleri çok şeyler vardır. Diyelim ki kadın sabırsız bir karaktere sahipse erkek ona sabırlı olmasını öğretecek. Ya da erkek dışarı hayatını seven tip, kadın ise ev kuşu ise, bu kez yine biri evde daha çok kalmayı diğeri de biraz daha fazla evden çı-

kabilmeyi öğrenecek. Birbirlerini bu şekilde tamamlayacaklar. Bunlar aslında bir kalitedir. Ama maalesef bunu bu şekilde görmeyip sanki tehdit edilmiş gibi algılıyoruz. “Ama ben onu seviyorum. O böyle olmak zorunda” bu yerinde bir davranış değildir. Yeniliğe açık olmak gerekir. Eşiniz çok sakin bir yapıya sahip olabilir. Ama sizin ondan öğrenebileceğiniz pek çok şey vardır. Bazen kendi kişiliğini tamamlamamış olanlar bununla uğraştığı için karşı taraftakinin kalitesini görmemektedir. Doğuş: Maalesef düğünlerimiz yapılırken çok ciddi yanlışlar yapılıyor. Bunlardan bazıları gereksiz yere düğün günü yapılan tartışmalar. Ama bana göre bundan daha tehlikeli olanı; bilhassa sazlı-sözlü düğünlerde söylenen müzikleri sözleri çok manidar oluyor. Daha oracıkta gelin ile kaynana âdeta düşman ilan ediliyor. “kaynanamın adını kuyruklu yılan koydum” ile başlayan sözler daha da ileriye gidebiliyor. Bu konuda ne dersiniz? Ayşe Yazılıtaş: Sosyal manipülasyondur bunun adı. Oysa evlenen biri eğer mutlu olmak istiyorsa evlendiği kişinin ailesi ile de çok iyi geçinmesini bilmelidir. Bunu bir zenginlik olarak görmek çok daha faydalıdır. İnsanların birbirlerini tanımaları zaman gerektirir, bunu zaman yaymak lazım. Kesinlikle ön yargılardan kaçınmak gerekmektedir. Ama sizin de-

Türk Yıldızları Hollanda’yı büyüledi Türk Hava Kuvvetlerinin akrobasi timi Türk Yıldızları Hollanda’nın Leeuwarden kentinde gösteri uçuşu yaptı. Gösteriye Türkler ve Hollandalılar büyük ilgi gösterdi. Türk Yıldızları’na ait 7 savaş uçağı katıldığı ve yaklaşık 40 dakikalık süren gösteriye Türkler ve Hollandalılar büyük ilgi gösterdi. Türk Yıldızları takım lideri Yüzbaşı Osman Yığcı, Türk yıldızlarının gösterdiği başarıyla yurt içi ve dışında belirli bir seviyenin üstünde ilgi ve alakanın merkezi hâline geldiğini söyledi. Yığcı, 9 yıldan fazladır görev yaptığı Türk Yıldızları’nın yurt dışındaki her gösteride Türk bayrağını, Türk pilotlarının kabiliyetlerini ve Türk

Silahlı Kuvvetleri ile Türkiye’nin gücünü gösterme gayretinde olduğunu kaydetti. Türk Yıldızları’nın başarısını daha yukarılara çıkarmak istediklerine değinen Yığcı, Türkiye’nin gökyüzündeki milli takımı olduklarını dile getirdi. Solo lideri Yüzbaşı Kemal Koyunluoğlu ise yurt dışındaki gösterilerde asıl amaçlarının ülke ve bayrağı temsil etme olduğunu söyledi. “Onları bir nebze daha Türk

bayrağına hayran bırakmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” Üsteğmen Gökhan Esen de gökyüzündeki bütün hareketleri emniyetli bir şekilde yaptıklarını söyledi. .


dosya 05 dossier

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

Kalemdâr

yapa yapa öğrenirim” diyemezsin.

Mehmet Şükrü Oflaz

Sınır Yazısı...

tir”

diğiniz gibi bir başlangıç yapılıyorsa burada açıkça önyargı oluşturulmuş zaten. Doğuş: Maalesef bu sözleri söyleyenler istenmeden de olsa topluma büyük bir kötülükte bulunmaktalar... Ayşe Yazılıtaş: Birde takip ettiğim kadarıyla son on yıldır evlilik motivasyonlarımızda çok fazla dışa dönüklük var. Yani; “işte ben yirmi yaşına geldim. Arkadaşlarımın hepsi evlendiler. Kısa zamanda benim de birini bulup evlenmem lazım” gibi bir gerekçe ile evlenenler var. Âdeta evlilik Türkiye’den ev almaya benzedi. “Filancanın evi var gidip bir tane de ben alayım” der gibi. Hâlbuki böyle düşünüp evlenenler kendilerine ne büyük kötülük yaptıklarının farkında değiller. Böyle yanlış karalar insanın hayatının kaymasına neden olabilir. Bir de alınan borçlar ve yapılan o şatafatlı düğünler. Bunları anlamakta cidden güçlük çekmekteyim. Bazen daha bir yıllık evliler geliyor karşıma sorunları var. Bakıyorsun adamın 20 bin Euro

borcu var. Eşiyle hiçbir aktivite yapamayacak durumda. Neden çünkü borç ödemesi gerekiyor. İki işte çalışması gerekiyor. Bu evlilik zaten problemli başlamış. Neymiş efendim “benim gelinliğim de onun ki gibi olmalı” yani hep dışa dönük hep çevreye yönelik yapılan evlilikler. Ve birkaç yıl şatafat bittikten sonra her şey olumsuza dönüşüyor ve maalesef evlilikler ayrılıklarla bitiveriyor. Doğuş: Evelenmek için hazır olduğunu düşünen ve evliliğe adım atmak isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz? Ne yaparlarsa daha mutlu olurlar sizce? Ayşe Yazılıtaş: Bu çok geniş kapsamlı cevap gerektirecek bir soru ama özetlemeye çalışayım. Evlilik, insanın kendisiyle yüzleşmesidir. Evlilik bir bakıma kişinin oluşturmuş olduğu kişiliğin bir sınamasıdır. Ne kadar olgunlaşmış olduğunu anlamanın bir yeridir. İnsan tek başına iken pek bilemez neyi istediğini, nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadığını, nelerin kendisini heyecanlandırdığını. Ne zaman ki biriyle birlikte yaşamaya

oflaz-aliya@hotmail.com

başlarsın o vakit kendinle yüzleşirsin. Eğer ki, biz evliliği gerçekten bizim gelişimimiz için bir katkı, bir etki olarak algılayabilirsek o zaman daha mutlu olabiliriz. Doğuş: Son olarak sosyal medyanın aileler üzerindeki etkisi ya da kişilerin onu kullanma alışkanlıkları hakkında bir cümleyle neler söylersiniz? Ayşe Yazılıtaş: Sosyal medya tabiri caizse, freni patlayan kamyonun Pazar yerine girdiği ve ortaya çıkardığı bir hâle dönüştü. Normal hayatta söyleyip yapamayacaklarını yapmaya çalıştıkları bir ortam oldu. Günlük olarak boy boy özel resimler paylaşan insanlar neyin eksikliğini tamamlamaya çalışmaktalar anlamıyorum. Kısaca sınırların alt üst olduğu bir ortamdan söz ediyoruz. Doğuş: Çok teşekkür ederim bize zaman ayırdınız.. Ayşe Yazılıtaş: Ben de teşekkür ederim. Böyle toplumsal bir meseleyi gündeme taşıdığınız için... Söyleşi-Fotoğraf: Adnan Şahin

«

“Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler

biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter. Aşk gelicek cümle eksiklikler biter.’’

YUNUS EMRE

Hollanda’da firmalara yabancı eleman şartı DENK partisi lideri Tunahan Kuzu, Hollandalı firmalarının belirli sayıda yabancı kökenli çalışana kapılarını açmasının zorunlu hâle getirilmesini istedi. NR radyosuna konuşan Tunahan Kuzu, kamu ve özel sektörde çeşitliliğe yer verilmesine vurgu yaptı. Kamu ve özel sektörde çalışanların belirli bir yüzdesinin yabancı kökenli Hollandalı vatandaşlardan oluşturulmasının zorunlu hâle gelmesinden yana olduğunu bildiren Tunahan Kuzu, “buna yüzde 10 ile başlayabiliriz ” ifadesine yer verdi. Kuzu,

Hollanda’da

yabancı

kökenli gençlerin yüzde 30’unun iş bulamadığını ve 35 yıldır konuşmaktan ileri gidilmediğini aktardı.

DENK lideri artık harekete geçilmesinin altını çizerek, bu gençler için acil çözüm üretilmesini aktardı.

Ramazan ve Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin (sıla-i rahim) yaparak dönmenizi diliyoruz...


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

04 haber 06 nieuws

Gündem

“Bu yarışmalara hazırlanırken, çocuklarımıza İslami hassasiyetlerimizi de öğretmeye çalışıyoruz”

Kur’an bülbülleri yarıştılar Hollanda İslam Federasyonu’nun her yıl geleneksel olarak düzenlediği Kur’an Tilavet Yarışması bu yıl da Schiedam’da yapıldı.

F

ederasyona bağlı cemiyetlerde Kur’an eğitimi alan çocukların katıldığı yarışma yine heyecanlı geçti. Küçüklerden 9, büyüklerden ise 6 katılımcı ile yapılan yarışmaya önce küçükler başladı. Amsterdam Selimiye Cami İmamHatibi Ahmet Kaya’nın başkanlığını yaptığı jüri masasında Birlik Camii imamı Tevfik Kaya ve Birlik Camii Hafızlık Kursu Müdürü Mehmet Emin Dündar yer aldılar. İrşad Başkanı İdris Kandemir’in ukdesinde yapılan program öğle namazını müteakip başladı. Önce ezberden okuyan çocuklar, sonrasında ise jürinin gösterdiği bir sayfadan yüzünden okudular. Yakınları tarafından heyecanla takip edilen çocuklar jüri karşısında ter döktüler. Dereceye girenler.... Çekişmeli bir yarışmanın ardından jüri dereceye girenleri şu şekilde açıkladı: Küçükler: Doğan Ayhan, (Rotterdam Ayasofya Cemiyeti). Yusuf İnan, ikinci (Leiden Cemiyeti). Musab Akdoğan, üçüncü (Den Haag Cemiyeti) Büyükler: Ali Tayyip Uysal, birinci (Schiedam Cemiyeti). Fatih Demir, ikinci (Den Haag Cemiyeti) ve Osman Bal, üçüncü (Arnhem Cemiyeti) Yarışmanın sonunda bir konuşma yapan Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan katılan çocuklara, velilerine ve onları yetiştiren imamlara teşekkür etti. Erdoğan konuşmasının başında bu yarışmalara katılan çocukların sayılarının armasını ve onların İslam ümmetine hadim olmalarını diledi. Erdoğan şöyle konuştu. “Buraya katılmak gerçekten büyük bir cesaret ister. Ben bu vesileyle bu velilerimizi ve çocuklarımız tebrik ediyorum. Bu yarışmada elbette dereceye girenler ve giremeyenler olacaktır. Ancak bölgemiz adına, yani Millî Görüş Teşkilatı adına biz bütün çocuklarımızı burada

birinci ilan ediyoruz. İnşallah bu tür yarışmaların bu çocuklarımıza seviye ve özgüven kazanmalarına vesile olmasını diliyoruz. Avrupa Millî Görüş Teşkilatları olarak yıllardan beri organize etiğimiz bu yarışmaların geçen yıl 27’incisini organize ettik ve önümüzdeki günlerde 28’incisi icra etmiş olacağız. İşte bu gün burada yaptığımız yarışmada Güney Hollanda olarak oraya göndereceğimiz yarışmacılarımızı tespit etmiş olduk. Bu yarışmalar sayesinde çocuklarımız içinden Kur’an-ı Kerim’i en güzel şekilde öğrenip okuyan çocuklarımız yetişti hamdolsun. Bildiğiniz üzere Avrupa’da İslami bir hayatı yaşamak ve idame ettirmek kolay değil. Bu yarışmalara hazırlanırken ayrıca çocuklarımıza İslami hassasiyetlerimizi de öğretmeye çalışıyoruz. Kabaca hesap ettiğimiz vakit, 18 teşkilat ve camilerimizde yaklaşık 4 bin çocuğumuz eğitim almaktadırlar. Bunlara sahip olmak, onlara İslami bir kimlik kazandırmak kolay değil. Ama imkânsız da değil. Allah’ın izniyle hocalarımızın gayretli, özverili çalışmaları ile İslam’ı seven, benimseyen, hayatını ona uydurarak yaşayan bir nesil yetişecektir. Ben bu vesileyle bu konuda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” Programın sonunda günün anısına çocuklar, hocaları, jüri ve federasyon yöneticileri birlikte bir resim çekindiler. Haber . Fotoğraf: Adnan Şahin

«

Gündem

“Her insan bir engelli adayıdır”

Engellilerin yüzü gülmeye devam ediyor ‘Engelliler Haftası’ kapsamında 75’i akülü (elektrikli) ve 35 manüel tekerlekli sandalye, Türkiye’nin çeşitli illerindeki ihtiyaç sahibi engellilere hediye edilerek yüzleri güldürüldü.

H

ollanda Sivaslılar Platformu, Hollanda IHH Yardım Kurumu ve İşadamı Çetin Karabulut’un destekleriyle ortaklaşa temin edilen, 35 manüel tekerlekli sandalye, Türkiye’nin çeşitli illerindeki ihtiyaç sahibi engellilere hediye edilerek yüzleri güldürüldü. İhtiyaç sahibi Engelliler evlerinde ziyaret edilerek akülü ve tekerlekli sandalyeleri teslim edildi. Araçlarına kavuşan engelliler, Hollanda’daki yardımseverlere teşekkür etti. Hollanda’daki hayırseverlerin katkılarıyla alınarak Türkiye’nin çeşitli illerindeki İhtiyaç sahibi Engellilere, 75 adet akülü ve 35 adet manüel tekerlekli sandalyelerin hediye edilmesi sonrasında proje hakkında açıklamada bulunan Hollanda Sivaslılar Platformu Başkanı İbrahim Çitil, topladıkları bağışlarla dokuz yıldır Sivas

merkezli olmak üzere, Türkiye’nin çeşitli illerindeki ihtiyaç sahiplerine engelli araba dağıtımı yapıyoruz. Yardımların artarak süreceğini belirterek, “Gerek bize talepte bulunan sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla olsun, gerekse bizim tespit ettiğimiz engelli vatandaşlar olsun ihtiyaçları karşılamaya devam ediyoruz. Engelli kardeşlerimizin biraz daha rahat etmeleri için yardımseverlerin desteğiyle kendilerine akülü ve manuel tekerlekli sandalye hediye ediyoruz. Engelli kardeşlerimize hizmet etmek adına biz elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.” dedi. Her insanın bir engelli adayı olduğunu dile getiren Hollanda Sivaslılar Platformu Başkanı İbrahim Çitil, “Bugüne kadar dağıttığımız engelli araçları belki yeterli değildir. İlerleyen dönemlerde İnşallah yeni bağışlarla diğer engelli vatandaşlarımızı da hayatın içerisine biraz olsun çekebilirsek bizler çok mutlu olacağız. Engelli vatandaşlarımızın acısını bir nebze hafifletmek ve sosyal hayata daha iyi adapte olmasını sağlamak amacıyla yapılan engelli akülü araba yardımı engelli vatandaşlarımızın büyük sevincine neden oluyor. Engelli araç sahiplerine akülü araçlarını teslim ederken yüzlerinde mutluluk ve heyecan karşısında duygulanmamak elde değil. Sadece kendileri değil ailelerin mutlulukları gözlerinden okunuyor. Onlarla bizlerde mutlu oluyoruz.” diye konuştu.

HTF Deventer şubesi açıldı Hollanda Türk Federasyon şube sayısını Deventer’de açılan teşkilat ile artırarak faaliyet alanını genişletmeye devam etmekte.

H

ollanda Türk Federasyon’un yeni şubesinin adı “Deventer Gök Sancak Kültür ve Eğitim Merkezi” olarak belirlendi. Uzun zamandır Deventer’de şube açma arzusu olan Hollanda Türk Federasyon yapmış olduğu araştırmalar ve istişareler sonrası Deventer’de yeni bir şube için yürütme kurulu atayarak açılış için onay vermişti. Hollanda Türk Federasyon Genel İdare Kurulu üyesi Arif Uçar yürütme kurulu başkanlığına atanarak ekibini oluşturmuş ve kısa zamanda “Gök Sancak Kültür ve Eğitim Merkezi’nin” resmi işlemlerini tamamlamıştır.

Yapılan sıkı çalışmalar neticesinde Deventer’de kurulan yeni dernek kendi binasına kavuşmuştur. Hollanda Türk Federasyon Genel Başkanı Murat Gedik’i ziyaret eden Deventer Gök Sancak Kültür ve Eğitim Merkezi yürütme kurulu üyeleri yeni bina ve yapılan çalışmalar hakkında genel başkana bilgi vererek çalışmaların hızla devam ettiğini belirttiler. Deventer Gök Sancak Kültür ve Eğitim Merkezi şu an haftanın yedi günü açık olup Türk insanına hizmet vermektedir. Yaz sezonu sonrası Deventer Gök Sancak Kültür ve Eğitim Merkezi’nin resmi açılış töreni yapılacağı kararlaştırılmıştır.


perspektif 07 perspectıive

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

Gündem

3 ile 17 yaşlarında olan yaklaşık 25 çocuk, toplam 50 mülteci unutulmaz bir gün yaşadılar...

El ver, gönlü olsun

16 Mayıs 2016 Pazartesi günü, Hollanda’da resmî tatil olması hasebiyle, Millî Görüş Rahman Camii ve Tuğra Kadınlar Teşkilatında stajlarını sürdüren 7 MBO (meslek lisesi) öğrencisi, hazırladıkları projeye yardım eden 15 gönüllü ile, COA Leusden’de ikamet eden 3 ile 17 yaşlarında olan yaklaşık 25 çocuk olmak üzere toplam 50 mülteciye unutulmaz bir gün yaşattılar.

3

aylık bir süre zarfında on hazırlıklarıyla meşgul olan bu komisyon, bir çok hayırseverden maddî ve manevî desteği de almayı başarıp, tüm yiyecek içecekleri de kendileri üstlenip hazırladılar. COA’da günlük hazır fastfoodla mikrodalga yiyecekleri ile yetinenlere bir nebze olsun kendi alışagelmiş mutfaklarını tattırmak amacıyla sıcak ve soğuk yiyecekler hazırlandı. Mangalda köfte, mercimek ve tavuk çorbası, patato, pamuk şeker, kısır, msemmen, pastilla gibi gerek Türk, gerek Arap mutfağından lezzetler, stajyerlerinde farklı kökenden olmaları münasebetiyle, zenginlik ve çeşitlilik kattı. Farklı hava yastık oyunları kiralandı

ve hava şartları sabah biraz zorlamış olsa da öğleden sonra çok elverişli oldu. Mülteciler Suriye, Afgan, Eritre, Kürt, Irak, Cezayir, Filistin ve Uygurlu olmak üzere ayrım yapılmaksızın davet edildi. Maksat çocuklara yaşadıkları sıkıntı ve travmaları bir nebze olsun bir günlüğüne de olsa unutturmak ve onlara neşeli, gülerek hatırlayacakları bir gün yaşatmaktı. Millî Görüş Teşkilatı olarak her zaman olduğu gibi yine mağdur ve mazlumların yanında olduklarını belirten teşkilat yetkilileri, bu tür programları devam ettireceklerini ifade ettiler. Doğuş Haber Merkezi

«

Hollanda’da gençler ırkçı saldırılara maruz kalıyor Hollanda’da ırkçı saldırılara maruz kalan gençlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Gençler sokağa çıkmaya korkuyor.

D

aha önce de haberlerde yer alan bilgilerde özellikle Müslüman kadın ve çocukların ırkçı saldırılara maruz kaldığı gündemi uzun süre meşgul etmiş ancak ilerleyen günlerde çok fazla bir değişiklik olmadığı saptanmıştı. Geçtiğimiz haftalarda Hollandalı bir kız çocuğu siyahi olan erkek arkadaşına yapılan sözlü saldırı konusunda saldırganları uyarmış ve yüzüne cam parçalarıyla darbe almıştı. Kendisine bunu yapanların bulunması için Facebook hesabından fotoğrafını paylaşan kız, sırf siyahi arkadaşını koruduğu için kendi vatandaşlarının saldırısına uğramasına tepki göstermişti.

17 yaşında olan James ise Almelo’da lunaparkta eğlendikten sonra arkadaşlarıyla sokakta sahipsiz sandıkları içecekleri alınca yaşları 25 ile 30 yaş arasında olduğu belirtilen kişilerin ırkçı küfürlerine maruz kalmış ve darp edilmişti. James, sahipsiz sandıkları içecekleri geri verdiklerini ve kendilerini rahat bırakmalarını istemesine rağmen kalabalık olduğu iddia edilen grubun “aşağılık zenci, kendi ülkene defol git” söylemleriyle darp edildiğini ve artık sokağa çıkmaktan korktuğunu belirtti. Son dönemlerde artan ırkçı saldırılar Hollanda’da siyasetin sertleşmesi ve bazı siyasilerin nefret söylemlerinin halkı olumsuz etkilemesine bağlanıyor.

Analiz

ergunmadak@hotmail.com

Ergün Madak

Ramazan: Mide Açlığı mı, Ruhun Susamışlığının Pınarı mı? Günler çok uzun ve ortalama 18 saat oruç tutuyoruz. Aslında, Allah yeryüzünü dizayn ederken, dikkat ederseniz, Müslümanları daha çok ekvatora yakın bölgelere mesken tutturmuş. Bu da daha kısa süre oruç tutmak anlamına da geliyor aslında. Fakat bizim gibi ekonomik göçmenler, meskenimizi ekvatordan biraz daha kuzeye taşıyarak, Müslümanların yoğun yaşadığı topraklardan uzaklaşıp Avrupa’ya, Kuzey Amerika’ya, hatta Avustralya’ya yerleşmişiz. O kadar soğuk olmasa belki Antarktika’ya kadar gidebilirdik eğer işçi ihtiyacı oluşsaydı. (Memleketin ekonomisini siyasi iç çekişmelerle halletmeyenlerin kabahatiydi aslında.) Bir süre sonra İskandinav ülkelerine yerleşen siyasi ya da ekonomik sığınmacı Müslümanlar arasında fıkhî arayış başlamış doğal olarak. Tabi sadece oruç için değil, mesele daha çok namaz vakitleri hususunda olmuş. Kim, neye göre, ne tercih etmiş bilmiyorum, ama ortada 4 görüş var: 1. 20-22 saat oruç tutmak 2. 5 vakit olan en yakın bölgenin vakitlerini esas almak 3. Kendi geldikleri memleketlerinin namaz vakitlerini esas almak 4. Mekke’nin namaz vakitlerini esas almak Bizim gibi Hollanda ve civar ülkerlerde yaşayanlar için pek sorun gözükmüyor. Zor da olsa yatsı bir yerlere sıkışıyor ve 5 vakti yaz aylarında güç bela tamamlayabiliyoruz; inatla, burada kalmaya ısrar ederek. ‘Yaaaa oruç tutmaktan kim ölmüş’ dediğinizi duyar gibiyim. Oysa burada işaret etmek istediğim açlıktan çok, aslında Allah’ın kainat ve yeryüzü dizaynına dikkat çekmek. Bazı konuştuğum arkadaşlar, Müslümanların Batı’da bulunmalarının aslında Batılılar için bir nimet olduğu düşüncesindeler. Ben de böyle düşünmeyi çok isterdim ama, pratikte durumun ne olduğunu hepimiz bildiğimiz için maalesef öyle düşünemiyorum. Konuyu fazla dağıtmadan hemen toparlayayım. Ramazan menüsü 1. Hep şu soruyu sorarım: Bu din sadece hanımlara mı farz diye. Genelde Ramazan olunca hanımlar hep ön plana çıkar hatim için ya da daha beğendiğim adıyla mukabele için. Camiye giden beyler de hocayı takip eder ki bana göre hep azınlıkta kalır bu grup hanımlarla kıyaslandığında. Benim mukabele okuyanlara tavsiyem: GELİN BU YIL OKUDUĞUNUZ HER CÜZÜN ARDINDAN MUHAKKAK MEALİNİ DE OKUYUN. 2. Hiç televizyon açmayın, açarsanız da, artık her TÜRKSAT uydusunda bulunan Mekke yada Medine kanallarını izleyin. Zannediyorum teravih Hollanda saati ile 19:30 civarında başlıyor olmalı. (Kabe’nin çevresindeki

geçici asmakat, Ramazan öncesi tamamıyla söküldü ve şu an çok daha hoş bir görüntü var.) İsterseniz Kur’an’ı oradan da takip edebilirsiniz. 3. Ramazan ayı Kur’an ayı, ama dileyen Hz. Peygamber’in hayatını da okuyabilir. (Ben İbn-i Hişam’ı okumaya devam edeceğim inş.) 4. Mide orucunun yanı sıra, aslında en çok önemsediğim dil ve göz orucuna da ekstra dikkat edebiliriz. Az konuşalım, başkasının arkasından hele hiç konuşmayalım, ‘hayr’ konuşmaya özellikle dikkat edelim. Biliyor muydunuz? - Hz. Peygamberin aslında Risalet öncesi bir kaç yıl peş peşe Ramazan’da Hıra dağına çıktığını? - Mekke’de müşrikler olduğu gibi, Hristiyanlığı seçenlerin de olduğunu, hatta Hanif olarak sadece Tevhid’i seçenlerin de olduğunu? - Hz. Cebrail’in O’na Hıra’da ‘oku’ derken, aslında Hz. Cebrail’in yanında bulunan ve ipek bir örtünün içinde bulunan Kur’an’ı kastederek ‘oku’ dediğini? - Efsaneye göre, iki sevgilinin Leyla ile Mecnun gibi birbirlerini sevdiklerini ve buluşamadıklarını? Bunun üzerine heykellerinin yapılıp Kabe’de ona tapındıklarını, müşriklerin gelip onlardan medet umduklarını, hatta Ebu Zer’in, onlardan medet uman iki kadına: ‘Kelin merhemi olsaydı kendi başına çalardı’ anlamına gelen sözler etmesi üzerine o kadınların Ebu Zer ile çekiştiğini ve bu olay üzerine peygamberimizin Ebu Zer ile tanıştığını. (Hadi biraz daha açalım; Ebu Zer, peygamberimizle tanışmak için Mekke’ye gelir ve Kabe’de 30 gün sadece Zemzem içer; kilo aldığını da söyler bu ilk görüşmede peygamberimize.) Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalib’in ölüm döşeğinde 6 kızına şöyle dediğini: “Bana ağıt yakın, ölmeden ne diyeceklerinizi duyayım” ve bunun üzerine kızı Safiye’nin ağıtında şöyle yakardığını: “Gece ağıt söyleyen bir kadının sesine uyandım, Büyük bir adama ağlıyordu, O zaman gözlerimin yaşı boşandı, Yanaklarımın üzerine inci taneleri gibi.” Ve biliyor muydunuz, Rasulullah’ın, Hz. Ebubekir için şöyle dediğini: “Kimi İslam’a davet ettiysem azıcık duraksadı, baktı ve tereddüt etti, ancak Ebubekir bin Ebi Kuhafe bunun dışındadır, ona bunu söylediğim zaman duraklamadı, tereddüt etmedi.” (Kaynaklar M. Hamidullah - İslam Peygamberi ve İbn-i Hişam- Siret-i İbn Hişam) Ramazan’da, hepimizin yüreklerine Allah’ın nurunun, Kur’an mesajının hafifçe de olsa dokunması dileği ile.


Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin yaparak dönmenizi diliyoruz...

PARA TRANSFERi MÜBAREK AYLARDA FÍTRE, ZEKAT VE KURBAN PARALARINI EN HIZLI, GÜVENÍLÍR VE HESAPLI GÖNDERMENÍN TEK ADRESÍ HAVALEM.

Beklemeye son, havaleniz 10 dakikada Türkiye'de. İsme veya banka hesabına para gönderilir. Euro gönderin, Euro alınsın. Alıcı komisyon ödemez. Çeklerinizi ödeyebilirsiniz.

EN YAKIN ACENTAMIZA UĞRAMAYI UNUTMAYIN ! www.havalem.com | facebook.com/havalem

+31(0)78 655 16 50 | info@havalem.com


panorama 09 uitzicht

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

Gündem

Yemek öncesi gündemi değerlendiren STK üyeleri, izlenecek yol haritası hakkında görüş birliğine vardılar.

Kardelen Reyhan Şeker

Gurbet ve Sıla

EUBA iftarı, STK’ları bir araya getirdi Kısa adı EUBA olan Avrupa Girişimciler Birliği (European Business Association), iş dünyası, STK temsilcileri ve seçkin davetlilerden oluşan misafirleri ile iftar yaptı.

H

OTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu, Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan, MÜSİAD Hollanda Başkanı Ali Bekdur, TOVER Başkanı Durmuş Doğan, Hollanda Karamanlılar Federasyonu Başkanı Mustafa Duyar, Hollanda Yozgatlılar Federasyonu Başkanı Nihat Koçak, Hollanda Nevşehirliler Vakfı Başkanı Şengezer Kürk, Hollanda’daki bazı STK temsilcileri, Arif Yakışır, Veyis Güngör, girişimciler, siyasiler ile EUBA Hollanda üyelerinin katıldığı iftar programı, Başkan Hasan Aras’ın hoş geldiniz konuşması ile başladı. Den Haag’taki EUBA genel merkezinde düzenlenen iftar programında, davetlilere kısa bir konuşma yapan EUBA Hollanda Başkanı Hasan Aras, “Bizi yeniden

Ramazan ayına kavuşturduğu için Allah’a Hamd-u senalar olsun. Ramazan ayı müminlerin gönüllerindeki günah kirlerini temizler. Ramazan ayı aynı zamanda bir hatırlatama ayıdır. Ramazan bize faniyi hatırlatır. Mal para pul makamlar gelip geçicidir. Erdemin güzel ahlâkın baki olduğunu gösterir. İyilik yapmak

sadece fakire verilen üç beş kuruş değildir. İyilik yapmak aynı zamanda istihdam sağlamaktır.” dedi. İftar akşamına katılan Hollanda iş dünyasının temsilcileri, Türk çayı eşliğinde birbirleriyle tanışma ve sohbet etme imkânı buldular. Doğuş Haber Merkezi

«

HDV ve WEFA’dan 4 bin mülteciye iftar Mağdur ve muhtaçlara yardımı ilke edinen Hollanda WEFA Vakfı ile Hollanda Diyanet Vakfı’nın (HDV) ortaklaşa başlattıkları iftar programlarının ilki dün gerçekleşti. Hollanda’da ramazan ayı içerisinde sekiz akşamda Hollanda’da bulunan 4 bin Suriyeli Müslüman mülteci iftar sofralarında ağırlanacak. Mülteciler yaşadıkları kamplardan alınarak HDV’ye bağlı Schiedam Muradiye Cami’ne otobüslerle getirildi. Uzun hamasi, sıkıcı konuşmaların yapılmadığı ezan okunması ile birlikte oruçların açıldığı iftarda mültecilerin mutlulukları görülmeye değerdi. T.C. Lahey Büyükelçiliği Din İşleri Müşavir Vekili ve HDV Başkanı Yusuf Acar ve HDV yönetim kurulu üyelerinin mültecilerle birlikte edilen iftar sonrası Yusuf Acar davetlilere hitaben kısa bir konuşma yaptı. Acar konuşmasında, Ramazan ayının, birlik beraberlik, dayanışma ve yardımlaşma ve kardeşlik ayı olduğuna dikkat çekerek, herhangi şekilde ülkesinden ayrılmış, din kardeşlerinin bir arada iftar etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Hollanda WEFA Vakfı’nın tüm kadro hazır bulunduğu Suriyeli konukların yüzlerine yansıyan mutluluğun hüzünle harmanlandığı iftara ev sahipliği yapan Schiedam Muradiye Cami Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Alkan “Suriyeli kardeşlerimizle birlikte bu mübarek günlerde bir arada olmanın, birlikte orucumuzu açmanın verdiği mutlu-

luğu anlatamam. Kaldıkları kamplarda ne şekilde yaşarsa yaşasınlar, onların hangi şartlarda buralarda geldiklerini biliyor, okuyoruz. Cami Cemaatimizle birlikte olan bu din kardeşlerimiz için bir motivasyon oldu. Yalnız olmadıklarını anladıklarını söylediler. Onların yüzlerinde bir nebze mutluğu görmek, bize yeter” dedi.

yunus322@hotmail.com

Sıla ve gurbet… Adı anıldığında yürekte sızı yapan iki büyük acı. Gurbetçi sıla hasretiyle, sılada olan gurbettekini beklemekle geçirir hayatı. Aslında gurbet önceden “gurbet” gibi yaşanırdı. Gurbet acı da olsa bir anlamı vardı kavuşulduğunda. Özlemler, etekte birikmiş taşlar gibi yüreklerimizde ağırlık yapardı. Sılaya kavuşmakla limana dökülürdü birikmiş özlemler ve yerini ferahlamış mis gibi vatan kokusu alırdı. Gurbetçi için bilinen yollar bile, yüzyılın mirası gibi tarih kokardı ve o kokuyu alırdı gurbetçi. Vatan bayrağı görüldüğünde, gözler dolardı yüreklerdekini haykırırcasına. İstanbul denildiğinde Fatih’in ayak sesleri huzur verirdi özgürlüğünü vatanında hisseden gurbetçiye. Ezanlar, vatanda dem tutmuş insanlar için bazen sıradan bir ses gibi dinlenilirken, gurbetçi için Kabe’de okunan ezan gibi yüreğine huzur verirdi. Uzun süre görmediğimiz akrabalarımız ziyaret edilir özlemin yerini tatlı muhabbetler alırdı. Almanya’dan (Avrupa’dan gidenler ekseriyetle Alamancı olarak anılırdı) gelen çikolataları çocuklar yastıkların altına saklarlardı. Uzak mesafeden o gün vatana dönecek yakınların yollarını gözleyen, “bize teyzemiz ne getirdi?” heyecanını yaşayan çocuklar vardı. Teyzesinin gurbetten getirdiği kalemleri kullanmaya kıyamayan ve onu yastığının altına saklayan, uyandığında kalemlerin kırıldığını gören çocukta, büyük bir hatırayı kaybetmenin hüznü çökerdi küçük bedenine. Şimdi sılaya gidenlerin kıymeti yok ki, hediyelerin bir anlamı olsun. Bunlar günümüzde eskisi gibi yaşanmıyor maalesef. Ne hazin bir durumdur ki, artık vatanda bizi bekleyen büyüklerle kavuşmak hayalinden çok, bizi bekleyen beş yıldızlı otelleri düşlüyoruz. Hatta bazılarımız, vatana gitmektense herkesin gittiği meşhur olmuş Avrupa ülkelerine gitmeyi marifetten sayıyor. Bazılarımız beş yıldızlı otelde tatilini yaptıktan sonra son bir haftayı büyüklere ayırarak yüreğini rahatlatmanın huzuruyla dönüyor Avrupa’ya. Birde büyüklerle çekilmiş birkaç kare resim, üstelik bir de Facebook’tan paylaşıldı mı senden daha iyi insan yoktur kandırmacası var ya, çekilir gibi değil! Hakikati yansıtmayan, sanal âlemin ağlarından kurtularak gerçek hayatın içine akmayan yaşamlar, bizi kandırmaktan öteye geçemez. “…Allah’tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının. Şüphesiz ki Allah, sizin üzerinizde tam bir gözeticidir.” (Nisa,1) Bu âyet-i celile’nin muhatabı olan biz Müslümanlar, yukarıda ifade ettiğim gibi bir yaklaşım sergiliyorsak, bu ayetin ihtiva ettiği manayı anlayamamışız demektir. Hâlbuki, sıla-i rahim en son yapılacak şey olarak

görülmemelidir. Bizâtihi o alanı her şeyden önce önemsemektir esas olan. Hem izin yapmak hem de doyasıya tatil yapmak mümkündür. Bazen biz neyi kaybettik demekten kendimi alamıyorum. İşin diğer bir boyutu ve acı veren tarafı da şu; gurbetçi, vatanın verdiği huzuru bazen insanlarından bulamıyor izine gittiğinde. Çünkü onlar için biz Avrupalaşmış, Türkiye’nin şartlarını bilmeyen ve anlamayan kişileriz. Hâlbuki Avrupa’da yaşayan gurbetçiler kanaatimce değerlerini unutmamak için çırpınmakta ve onlardan daha fazla sahiplenmeye çalışmakta beraberinde getirdiklerini. Arada böyle farklı iki anlayış varken, izine gittiğimde gördüklerim; gençlerin Avrupa kültürüne hayranlığı Türkiye’de olduğumu unutturuyor çoğu zaman. Önceden vatan türkülerini televizyondan dinleyen gençlere şahit olmuşken, son izine gittiğimde İngilizce müzik dinleyerek mest olan fakat içeriğinden bihaber olan gençler gördüm. Kültürümüzü biz gurbetçiler değil, vatanımızda yaşayan insanlar kaybetmeye başladı. Elbette ki, bunu genelleştirmek doğru değil. Fakat kapitalist sistem arada binlerce kilometre olmasına rağmen ruh olarak bulunduğumuz diyarlara onları getirdi. Şimdi sormak lazım; gerçek gurbeti yaşayan, vatanından ayrı olan mıdır? Yoksa kendi değerlerinden uzaklaşanlar mı? Velhâsil-ı kelâm yıllar bizden çok şeyler alıp götürüyor. Uçağın yolcu koltuğunda sılaya kavuşmayı düşlerken, alt katında ölümün acı sessizliği ile yolculuk yaparak vatana kavuşanlarımız çok oldu. O yüzden hem gurbetçi hem de sıladaki birbirinin kıymetini iyi bilmeli. Yaşam bizim arzu ettiğimiz kadar uzun değil. Aslında ne sılada olan ne de gurbette olan ayrı kaderi paylaşmakta. Bizim kaderimiz sıladakilerle aynı. Çünkü dünya “gurbetin merkezi”. Asıl vatan “Cennet” değil mi?

“Ne hazin bir durumdur ki, artık vatanda bizi bekleyen büyüklerle kavuşmak hayalinden çok, bizi bekleyen beş yıldızlı otelleri düşlüyoruz. Hatta bazılarımız, vatana gitmektense herkesin gittiği meşhur olmuş Avrupa ülkelerine gitmeyi marifetten sayıyor. ”


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

04 haber 10 nieuws

Bakış Açısı

elif_1705@hotmail.com

Elif Bayraktar

Ayasofya , Minarelerinden Ezanlar Yükselsin! ‘Burası cami değil neden geliyorlar anlamıyorum!’ Bir grup arkadaşla Ayasofya’yı ilk defa görmeye gittiğimde bir tur rehberi - sözde çağdaş ve kültürlü bir bayan -bizi başörtülü ve sayıca kalabalık görünce bu cümlelerle sesli şekilde söylenmişti. Kendine göre tesettürlü bayanların sadece camiye gitme hakkı varken, Ayasofya gibi müzelere girme lüksü olamazdı. Ayasofya ile ilgili bende iz bırakan anılardan biriydi bu. Ayasofya’nın yeniden cami olmasıyla ilgili yıllardır mücadele veriyoruz. Erbakan Hoca’nın dediği gibi, fethin en büyük simgesiydi Ayasofya. Fatîh Sultân Mehmed Han 1453’de İstanbul’u fethettikten sonra ilk olarak Hıristiyanlığın en büyük mabetlerinden biri olan Ayasofya kilisesini camiye dönüştürdü ve ibadete açtı. İlk minare de onun döneminde yapıldı, ardından diğer padişahlar zamanında diğer minareleri yapılarak cami görüntüsüne kavuştu. Bu, İslam’ın zaferinin en büyük göstergesiydi. Ayasofya Camii’nde kılınan her bir namazda İslam’ın zaferi için şükürler ediliyordu. Böyle anlı şanlı bir geçmişimiz varken, hangi zihniyet Ayasofya’yı müze hâline getirdi? Ve o müze olduğunda, Ayasofya’yı tesettürlülerin ziyaret etmesi yadırganacak hâle gelene kadar hangi güçlere hizmet etti?

Ülkemizi Cumhuriyet tarihinden itibaren idare eden ülkeler bizi, muhafazakar kesimi ziyaret amaçlı bile Ayasofya’ya yakıştıramıyordu. O kadar benimsemişlerdi ki; laiklik adı altında gururla turistlere mabedi gezdiriyorlardı. Bizler öz yurdunda parya olarak sadece uzaktan izledik, dualar ettik. Bizim için her zaman çok anlamlıydı Ayasofya. Elbet bir gün kapıları ibadete açılacak, içinde namaz kılacağız. Umudumuz, dualarımız her zaman bu şekilde. Bu sene ramazan ayında TRT Diyanet, sahur programını Ayasofya’nın içinde yaptı ve uzun yıllardan sonra ilk defa bu sene Ayasofya’nın içinde Kur’an-ı Kerîm tilavet edildi. Yine bu sene Anadolu Gençlik Derneği İstanbul’un fethi dolayısıyla Ayasofya’nın önünde binlerce kişi ile namaz kıldılar. Her yıl bu kutlu davada seslerini duyurmak için mücadele veren gençlerimiz var bizim. Ayasofya’nın Fatih’i de bir gün gelir mi ne dersiniz? Osman Yüksel Serdengeçti “Ayasofya” şiiri ile ne de güzel anlatmış gerçekleri! Ayasofya! Ayasofya!...Seni bu hâle koyan kim? Seni çırılçıplak soyan kim?!... Hani nerede? Gönüllerden kubbelere, Kubbelerden gönüllere Gürül gürül akan Kur’an sesleri?... Kur’an sesleri dindirilmiş, Müslümanlar sindirilmiş!... Allah-Muhammed-Hülafa-i raşidinin İsimleri kubbelerden yerlere indirilmiş!... Fethin, Fatih’in mabedinden kitab-ı mübini, Bu ulu dini kaldıran kim? Dinimize, imanımıza saldıran kim? Mabedimin göğsüne uzanan namahrem eli, Kimin elidir?!... Söyle Ayasofya, söyle. Seni puthane yapan hangi delidir?!...

Gezi-yorum

Oralarda yaşayan Müslümanlar etraftaki imkânsızlıklara patırtısından, kirli havasından, bürokrasisinden ve her

Çadlı kardeşlerimizde selâm ve dualar Her bakımdan rüştünü ispat etmiş olan güçlü yardım kurumu Hasene’nin bu yılki “kumanya kampanyası” çerçevesinde Çad adındaki bir Afrika ülkesine gitmek nasip oldu. Birer buçuk gün süren gidiş dönüş yolculuğunu da eklersek toplam bir hafta devam eden bir serüvenimiz oldu. Her birimiz bir başka ülkeden uçarak, 8 arkadaş önce İstanbul’da buluştuk.

4

kişimiz Çad’a 4 kişimiz de Kamerun’a gitmek için THY’nın İstanbul’dan kalkıp Çad’ın başkenti Encemine’ye gidecek olan uçağına bindik. 5.5 saat uçtuktan sonra önce Nijerya’nın başkenti Kano’ya indik. Orada Nijerya yolcularını indirdikten sonra tekrar havalandık ve bir saat sonra Encemine’ye indik. Bu arada İstanbul’dan Çad’a ve Çad’dan İstanbul’a direk uçuşların olduğunu da öğrendik. Bu vesileyle hemen millî gururumuz olan Türk Hava Yolları’nın birçok bakımdan konfor sunduğunu da belirtelim. Yeni ve geniş koltuk aralıklı uçaklarıyla, yemek servisiyle ve yolcularla olan sağlıklı ve sıcak

8 kişiydik bir arabaya sımamız mümkün olmadığı için bir de taksi tutup otele vardık. Burası Çinlilere ait bir oteldi. Otellerin çok pahalı olduğunu öğrendik. Bir odanın geceliğinin 200 avroyu bulduğunu öğrenmemiz bizi biraz şaşırttı doğrusu. Kişi başı geceliği 45 avro olan bu otelin en uygun olduğunu söyledi Süleyman. Otelde internet imkânı vardı ama o kadar zayıftı ki Facebook’a giremiyordu hatta watsapp’an bir resim dahi gönderemiyorduk. Kamerun’a gidecek olan dört arkadaşımızla ilk gün aynı otelde kaldık ve onlar deha sonra kara yoluyla çok uzak olmayan Kamerun’a geçtiler. Bu arada onlar küçük bir sorun yaşadılar.

iletişimiyle kısaca pek çok konuda “on numara” olduğumuzu söyleyebilirim. Encemine havaalanında inince bir çok ülke girişinde olduğu gibi burada da İngilizce ve Fransızca yazılı bir forum doldurmak gerekiyor. Ancak Çad’da daha sıkı bir tarama yapılıyor olduğunu gözlemledik. Giriş yapanların hem resimleri çekiliyor hem de on parmağının izi alınıyor. Daha sonraki bir noktada, gerekli olan aşıların olup olmadığı kontrol ediliyor. Her şeyimiz tamam olduğu için bir sıkıntı yaşamadık hamdolsun ve hep birlikte havaalanından dışarı çıktık. Bizi orada partner kurumun sorumlusu Souleymane Isseine adındaki bir kardeşimiz bekliyordu. Süleyman çok sakin görünümlü biriydi. Uzaktan bizleri hemen tanıdı ve geldi kucaklaşıp tanıştık. Uzun boylu siyah tenli top sakallı, takkeli, cübbeli kısaca temiz giyimli bir kardeşimiz.

Şöyle ki, bu arkadaşlarımızın Çad için aldıkları vize multi-vize olmadığı için Çad’ı terk ettiklerinde Çad’a girmek için yeniden vize almaları gerekiyordu. Neyse ki, uzun uğraşlardan sonra giriş vurdurmadan Kamerun’a geçmeyi başardılar. Ve çalışmalarını yapıp salimen döndüler. Bunu gelecek yıl aynı ülkeye gidecek olanların dikkate almaları önem taşıyor.

Elleri kurusun, dilleri kurusun! Ayasofya! Ayasofya! Seni bu hâle koyan kim? Seni çırılçıplak soyan kim?!...

Ramazan ve Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin (sıla-i rahim) yaparak dönmenizi diliyoruz...

vleeswaren Koç Et Mamulleri B.V.

Hikmet Gürcüoğlu

Adres Productieweg 48 2382 PD Zoeterwoude İleti: info@sancak.nl Web www.sancak.nl Telefon +31(0)71 581 00 30 Faks +31(0)71 581 00 33

Çad’da 2000 kumanya paketi Bu yıl Çad’da üç gün süren bir dağıtım planı ile 2 bin kumanya paketi ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı. İlk gün başkentin 30 km uzağında bulunan köylülere ulaşarak 400 paket dağıttık. Partner kuruluş aracılığı ile yapılan tespitler sonunda listeye konulan köylüleri tek tek çağırarak paketlerini verip dualarını aldık. İkinci gün İkinci gün ise Encemine’nin fakir mahallelerinde dağıtım yaptık. Bu-

rada da yine yardım alacak fakir aileler önceden tespit edilmiş ve onlara birer Hasene özel kartı verilmiş o kartı verenlere bir paket verildi. Tabi ki, yardım dağıtıldığı haberi etrafa pek çabuk yayılınca beklenmedik insanlarda bir anda etrafı doldurabiliyor o zaman da bazen izdiham olabiliyor. Ama hamdolsun biz bu kez fazla izdiham yaşamadan bu mahallelerde çalışmalarımızı tamamladık.

Üçüncü gün Üçüncü gün kentten biraz daha uzaklara gittik yaklaşık 70 km. uzakta bulunan köylere uzandık. Şimdi benim Çad’ın coğrafi yapısını tarif etmem kör birinin dokunarak el yordamıyla fili tarif etmesine benzeyecek ama ben yine de gördüklerimi yazayım ki sizlerin de bir fikri olsun. 70 km. boyunca dümdüz bir arazi seyrederek ilerledi. Tam olarak “çöl” diyemeyiz zira içinde yer yer yeşillikler var. Bir çalı türü arazide oldukça geniş yer edinmiş. İnsan boyunda veya daha kısa. Yaprakları kalınca ve etlice, çiçek açan ve bir tür meyvesi de olan ancak hiçbir şekilde kullanılmayan bir çalı türü bu. Nedir bu diye soruyoruz partner kuruluş temsilcimiz Süleyman’a cevabı ilginç; bu çalıların bulunduğu arazi “en verimsiz” arazi olarak bilinir diyor. Üzülüyoruz haliyle zira bizim gördüğümüz kadarıyla onlarca kilometre boyunca devam ediyor bu çalılar. Keşke bir işe yarasaydı diyoruz. Bir ara bu yapraklardan kansere çare üretildiğini varsaysak diyorum arkadaşlara, arkadaşlar müdahale ediyorlar “İyi olur lakin ondan sonra da bölgede savaş tükenmez “ diyorlar. Gülüşüyoruz.. Polis kontrolleri O kadar fakir bir ülkede bu kadar sık polis kontrolü olmasını hiç hesap etmezsiniz ama bu Çad’da yaşanan bir şey. Edindiğimiz bilgilere göre ülkede rüşvet de had safhada imiş. Yardım paketi yüklü kamyonetlerimiz gereksiz yere sık sık durdurularak sorgulandı. Bunun amacı belliydi. Bir şeyler alabilmek. Süleyman kardeş uzun izahatlar yaparak bu paketlerin sayılı olarak mağdurlara götürüldüğünü söylüyordu. Bazen


yaşam 11 het leven

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

İbrahim Turgut - MİHENK

bakınca pek çok şeyden yoksun yaşadıkları malum. Ancak şehrin gürültü, türlü olumsuzluklardan uzak bir hayat yaşamaktalar...

ortaummet_45@hotmail.com

İslam’da Tatil Anlayışı…

en var

hiçbir şey vermeden bazen de bir şeyler sıkıştırarak bu keyfi durdurmalardan kurtuldu. Sonuçta; “Biz de mağduruz” diyorlardı Şehirlerarası yollar paralı ve bir yere kadar düzgün olarak devam ediyor. Daha sonra asfaltta öyle bozulmalar olmuş ki insanlar asfaltı terk edip yan taraflarda asfalta paralel olarak oluşturdukları toprak yollardan gitmeyi tercih ediyorlar. Biz de öyle yaptık. Bayram şenliği içindeydiler Hiçbir taş ya da beton binanın olmadığı bir arazi de ilerleyerek çalılıklar arasında slalom yaparak hedeflediğimiz köye ulaştık. Onlarca köyün insanı toplanmışlardı.

Kim bilir kimler nerelerden gelmişlerdi bilemiyoruz. Bizi erkekler bir yanda kadınlar bir yanda oluşturdukları geniş bir halka içinde karşıladılar. Çok duygulandık. Tam bir bayram havası içindeydiler. Hepsi boylu boslu olan Çad Müslümanları giydikleri cellabeler ve başlarındaki sarıklarla daha da bir ihtişamlı ve görkemliydiler. Bizi toplu olarak bu şekilde selamladılar sağ olsunlar. Tabi ki, bu gidiş Hasene olarak ilk değildi. Daha önce de defalarca gelinmiş. Bu arada genel merkezden daha önceki Hasene sorumlumuz

Ömer Benli ağabeyin hakkını teslim lazım iyi bir intiba bırakmış ve eşi ile birlikte köy meydanına vurdurduğu kuyu ile de mührünü vurup ayrılmış. Allah onun da tüm hayırseverlerin hayırlarını kıyamete kadar daim eylesin. Buradaki dağıtımımız oldukça sakin ve güzel geçti. Daha öncekiler gibi burada da paketler önceden tespit edilmiş fakirlere dağıtıldı. Onların dağıtımdan sonsa grup gurup başlarının üzerlerine koydukları ramazan kumanya paketleriyle yüzlerinde mutluluk ifadeleriyle evlerine dönüşlerini görmek bizleri de oldukça çok mutlu etti Şehrin hengâmesinden uzak bir hayat Oralarda yaşayan Müslümanlar etraftaki imkânsızlıklara bakınca pek çok şeyden yoksun yaşadıkları malum. Ancak şehrin gürültü, patırtısından, kirli havasından, bürokrasisinden kısaca kalabalık bir kentte olabilecek her türlü olumsuzluklardan uzak bir hayat yaşamaktalar. Ve daha da önemlisi inançlarını hiç kimsenin baskısı olmadan gönüllerince yaşayabilmekteler. Onların bizi bulmaları imkânsızdı ama Allah bize onları buldurttu. Gece gündüz kendini anan bu kullarının ayağına hizmet götürmeyi bize nasip etti. Hamdolsun!.. Resmî ziyaretler Çad’da hem elçiliğimiz hem de TİKA temsilciliğimiz var. Biz her ikisini de ziyaret ettik. Büyükelçimiz yıllık tatil için Türkiye’de olduğundan üçüncü kâtip Selçuk Çetinkaya beyle görüştük. Sağ olsunlar bizi karşılayıp kabul ettiler. Birlikte tanıştık ve çalışmalarımız hakkında bilgi verdik

ve Selçuk beyden Çad hakkında genel bilgiler edindik. Ülke sorumlumuz Şerafettin Sungur Bey Selçuk beye çam sakızı çoban armağanı bir hediye takdim etti. Keyifle içtiğimiz Türk çayından ardından vedalaşıp ayrıldık. TİKA TİKA başbakanlığa bağlı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı. Onun Çad Koordinatörü Sami Dur bey ile görüştük. Bu biraz daha kolay ve rahat oldu bizim için. Zira Sami beyle bizim ülke sorumlumuz Şerafettin Bey ta Somali’den tanışırlarmış meğer. Bu nedenle TİKA’da biraz özel muamele gördüğümüzü söylemeliyim. Evimiz gibi davrandık. Kaldı ki, TİKA amacı gereği kapılarını gerek STK’lar olsun gerekse yatırımcılar olsun herkese sonuna dek açık tutmaktadır. Çok geniş kapsamlı projeleri yönlendiren TİKA önümüzdeki yıllarda Çad’da da Somali’de açılışı yapılan külliyeden çok daha kapsamlı bir külliyenin planı üzerinde çalışıyor. Kısaca oldukça huzur veren, karşılıklı duaların yapıldığı bir güzel çalışmaya ortak olmanın mutluluğu ile döndük evlerimize. Bize bu alanda görev verildiği sürece gücümüzün sonuna dek yerine getirmek için çalışacağımızı bir kez daha hatırlatmış olalım. Tabii ki, işin asıl kahramanları elbette o yardımları yapan siz değerli kardeşlerimsiniz. Allah hepinizden razı olsun. Ama bitmedi ve bitecek gibi de değil. Bu bakımdan seneye yine yardımlarınızı yapacağınızdan hiç şüphem yok. Allah kazancınızı bol ve bereketli eylesin. Haber - Fotoğraflar: Adnan Şahin

«

İslam kültür ve medeniyet anlayışında tatil, farklı şekillerde yorumlanmış ve icra edilmiştir. Doğrusunu ve yanlışını tefrik etmek ve anlamak için, Kur’an’a ve Sünnete gitmekten başka yol aramak beyhudedir. Bu iki ana kaynaktan alınacak ışıkla, geçmişe ayna tutulabilir. Hiçbir kimse, bir başkasına yanlışlarını fatura ederek sorumluluktan kurtulacağını düşünmemelidir. Bunu, Kur’an ve Sünnetin “a” dediğini, “b” diyenlere cevap mahiyetinde söylüyoruz. Bu tür davranış sergileyenler, hiç bir zaman kazanamayacaklar, aksine kaybedeceklerdir. Verdikleri fetvalar, dünyada karşılık bulsa da, ahiretteki karşılığı, onları memnun etmeyecektir. “Her haftanın Cuma günü Müslümanların tatilidir” demeleri, Cuma suresinin 10. ayetine aykırı düşmektedir. “Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok anın ki kurtuluşa erişiniz”. Burada görülüyor ki, sadece namaz için, işe ara verilmektedir. Yoksa bütün gün için değil… İnsanlar, haftalık ve senelik tatil kullanmaktadırlar. İslam’ı kaynaklarda ise, tatil kavramının yer almaması, bir çok hikmete binaendir. Çoğu zaman bu hikmetler anlaşılmaz. Şartların değişimiyle farklı olguların ve anlayışların geliştiği bir hakikattir. İşte bu kavramı, bu ölçüler içinde mütalaa etmek en doğru yoldur. Tatil, aslında bir işe veya oluşa ara vermek, boş kalmak anlamlarına gelmekle beraber, aslolandan ayrı kalmak, balığın deryadan karaya vurduğunda, hayattan koptuğu gibi, bir anlam ifade ettiğinden, İslam Kültür Medeniyetinde sabit bir kaideye oturtulmamıştır. Her ne kadar bir takım uygulamalar yapılmışsa da… Hareketliliğin zıddı olan bu kavram, tembelliği, hareketsizliği, bunalımı ve sorumsuzluğu çağrıştırdığı için, doğrudan Müslümanın sosyal hayatında fazla yer işgal etmemiştir. “Tatil” kavramıyla ilgili açılan bahislerde, İslam ulemasının dayandığı ayeti kerime, inşirah suresi 7. ayetidir. Surenin tamamını alırsak, konunun anlaşılması daha kolay olacaktır: “Biz senin için (mutluluğun) göğsünü açmadık mı? Senden yükünü indirmedik mi? O senin sırtını ezen yükü. Senin şanını yüceltmedik mi? Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Evet, zorlukla beraber bir kolaylık (daha) vardır.” 7. ayet: “O hâlde boş kaldın mı, yine kalk (başka bir iş ve ibadetle) yorul. Ancak Rabbine yönel”. Süre-i celilede muhatap her ne kadar peygamberimiz ise de, onun şahsında bizlere yol göstermektedir. Allah (c.c) kullarının mutlu olmalarını, yüklendikleri görevlerde kendilerine yardım edeceğini, kendi buyruklarına uyulduğu

takdirde, onları şerefli kılacağını, her zorluğun ardından bir kolaylığın olduğunu, bütün bunlardan sonra, boş kalacak olurlarsa, yine de bir şeyler yapmalarını ve yorulmalarını, çünkü vaktin önemine binaen, dünya hayatında sürekli kazanan olmalarını, kaybeden olmamalarını istemektedir!.. Tatil kavramıyla; Sıla-i Rahim, aynı manaları içermez. Çünkü Sıla-i Rahim, daha geniş kapsamlı bir mana ifade etmekte olup, İslam dininde önemli yer tutmaktadır. Bu isim tamlamasının birinci kelimesi sıla, “bağ ,ilişki” anlamlarına gelmektedir. İkinci kelime rahm “döl yatağı, ana rahmi” anlamlarına gelen ve bütün akrabaları içine alan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün bunlar kan bağı ve evlilik yoluyla oluşmaktadır. Günümüzde bu ilişkilerin modernite ve gelişen iletişim teknolojisiyle, tam aksine zayıflamış durumdadır. Halbuki yerinde kullanılsa, uzaktan da olsa ilişkilerin sağlanması, daha kolay hâle gelmiş bulunmaktadır. Gelişen teknoloji, insan oğlunu yalnızlaştırmıştır. Aynı evde hayat süren eşler, iletişimi internet üzerinden sağlamaktadırlar. Bu durum aile facialarına yol açmaktadır. Efendimiz (s.a) şöyle buyurur: “Allah-u Teâlâ, mahlûkatı yaratıp bunların takdirlerini tamamlayınca, akrabalık ayağa kalkarak: ‘Ya Rabb! Burası, akrabalık münasebetlerini kesmekten sana sığınanların makamıdır’ dedi. Allah Teâlâ: ‘Evet, sana sıla yapana benim de sıla yapmama; senden alâkayı kesenlerden benim de alâkayı kesmeme razı olmaz mısın?’ buyurdu. Akrabalık: ‘Evet’ diye cevap verdi. Allah Teâlâ: ‘Bu sana verilmiştir’ buyurdu. Bundan sonra Allah Rasulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘İsterseniz şu ayetleri okuyunuz’ dedi ve: ‘Geri dönerseniz hemen yeryüzünde fesat çıkaracak, akrabalık bağlarınızı keseceksiniz, öyle mi? Onlar öyle kimselerdir ki Allah onları lânetlemiş, sağırlaştırmış ve gözlerini kör etmiştir. Onlar Kur’an-ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinde kilitler mi var?’ buyurdu.”( Müslim ) Bu hadisi şerif okunduğu ve üzerinde tefekkür edildiği vakit, işin ne kadar önem taşıdığı anlaşılır ve “tatil mi, Sıla-i Rahim mi?” ayırımını yapmamız daha kolaylaşır. Gurbet diyarlarında, sıla özlemiyle yananlar, büyük bir telaşla izin hazırlığına başlarlar. Vatanlarına vardıklarında, sıla-i rahmi kısa bir ziyaretle geçiştirdikten sonra, tatil köylerine çekilirler. Oysa bu davranışı İslam onaylamamaktadır. Tatil veya izin yerine Sıla-ı Rahim’de bulunalım. Unutmayalım, her lezzet geçicidir, kalıcı olan Allah’ın (c.c) rızasıdır. Onun rızasına uygun ameller işlemeyi, bir hayat prensibi hâline getirelim. Çünkü bu amellerimiz, hem kendimize ve hem de başka insanlara yararlı olacaktır. Gülen yüz; güldüren yüz olmak, Allah’ın iradesine en uygun davranmaktır. Merkeze akrabayı almak ve bunu, karşılaştığımız her insana karşı göstermek, insan


Ramazan ve Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin (sıla-i rahim) yaparak dönmenizi diliyoruz...

Yaza hazır mısınız? )

Akü

)

Motor yagları

Lamba ampulu

Fren balataları ve diskleri

Ilk yardim yolculuk paketi

Triger kayısı Silecek

Cam suyu

yol haritanızı unutmayın!!!

Buji

Groothandel Zoetermeer Edisonstraat 125 2723 RT Zoetermeer Tel: 079-342 28 85

Spaanse Polder Linschotenstraat 74 3044 AW Rotterdam Tel: 010-485 43 30

Delfshaven Nieuwe Binnenweg 421 3023 EM Rotterdam Tel: 010-276 30 04

Afrikaanderplein Pretorialaan 50A 3072 EP Rotterdam Tel: 010-485 77 54

Waalhaven Sluisjesdijk 86 3087 AJ Rotterdam Tel: 010-294 02 40

Vlaardingen George Stephensonweg 19 3133 KJ Vlaardingen Tel: 010-434 60 14

Barendrecht Zwaalweg 13 2991 ZC Barendrecht Tel: 010-291 74 68

Kralingen Crooswijk Jonker Fransstraat 84-86 3031 AW Rotterdam Tel: 010-411 11 95

Breda Boschstraat 110 4811 GK Breda Tel: 076-520 93 53

Dordrecht Van Oldenbarneveltplein 14 3317 EP Dordrecht Tel: 078-651 52 53

Schiedam Van Berckenrodestraat 17 3029 AT Rotterdam Tel: 010-473 47 46

Ridderkerk Noordenweg 37 2984 AS Ridderkerk Tel: 0180- 48 77 88

Almere Markerkant 1114 1316 AH Almere Tel: 036-23 10 300

Hayırlı yolculuklar diliyor


biyografi 13 biografie

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

Ali: “Benim korumam Allah’tır” Muhammed Ali vefat etti...

BU DÜNYADAN “MUHAMMED ALİ” ADINDA BİR ŞAMPİYON GEÇTİ Dünya boks tarihinin gelmiş geçmiş en büyük ism, eski Ağır Siklet Dünya Boks Şampiyonu Muhammed Ali rahmeti rahmana kavuştu... Uzun bir süredir parkinson hastalığı ile mücadele eden Muhammed Ali (74) solunum yetmezliği nedeniyle kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.

M

UHAMMED ALİ KİMDİR? 1942 yılı, Kentucky Louisville... O yıllarda Amerika’da hayat zenciler için oldukça zordur. Fakir bir ailenin çocuğu olan Muhammed Ali Clay’e babası doğduğunda Cassius Marcellus gibi havalı bir imparator ismi koyar. Bir gün baba Clay, küçük Cassius’un bisikletli çocuklara hayran hayran baktığını görür ve dayanamaz, cebindeki bütün dolarlarını verip, oğluna kırmızı bir bisiklet alır ve gece odasına bırakarak ona bir sürpriz yapar. Küçük Clay, hayatında hiç bu kadar sevinmemiştir, arkadaşı John Wills’i arkasına alarak birlikte uzak semtleri dolaşırlar. Hatta bir keresinde bir panayıra giderler, bedava mısır ve sosis dağıtılan palyaçonun önünde çok oyalanırlar. O kalabalıktan sıyrıldıklarında iki çocuğun bisikleti çalıp kaçtıklarını görür ve çok üzülürler. Hemen karakola gider, olayı anlatırlar. Memur Joe, boks yapan bir zencidir. Elini “giden gitti...” gibilerinden sallar ve “Eğer boks bilseydiniz bisikletinizi çalmazlardı, demek ki sizden korkmadılar” der. Aslında memur Joe, küçük Cassius’un geniş omuzlarını ve uzun kollarını ilk bakışta fark etmiş ve bu şampiyon adayını ringlerle tanıştırmayı kafasına koymuştur. Nitekim Cassius’u alıp çalıştığı salona götürür ve hayatlarında yeni bir dönem başlar. Cassius kendini boksa öyle bir kaptırır ki evden idmana koşarak gider, otobüsle yarışmaya bile kalkar. Henüz 12 yaşında olmasına rağmen tecrübeli rakiplerinden bile yumruk almayacak kadar hızlıdır. Daha o yıllarda kendine has bir stil geliştirir, ellerini göbek hizasında tutar, vücudunu asla kapatmaz. Onun kendisine has bu stili, klasik dövüşçülere ters gelir, Clay’i yenemezler. Kısa zaman içinde Clay, amatör ligde maç yapmaya başlar. Çıktığı 167 maçın 161 ini kazanarak bir rekor kırar. 18 yaşında iken katıldığı Roma Olimpiyatları’nda Polonyalı Pietrzkowsky’i yenerek altın madalyayı alır ve profesyonel lige geçer. İlk maçından 2 bin dolar kazanır. Bu parayla kendine ikinci el bir Cadillac alır ve yeni arabasıyla yaşlı anne ve babasını gezdirir. Artık hayalleri gerçek olmuştur, paraysa para, ünse üne kavuşmuştur ve işler yolunda gitmektedir. Birgün, “Amerika’da yaşamaktan mutlu

musun?” diye soran bir gazeteciye, “Elbette, Afrika’da ne var ki? Yılanlar, çiyanlar ve yalın ayaklı çocuklar…” cevabını verince, ona kulak misafiri olan bir Nijeryalı çok bozulur. Clay’a dönüp “Öyle mi? Ben kardeş olduğumuzu sanıyordum.” der. Şampiyon Clay, Nijeryalı gencin titreyen dudaklarına ve dolan gözlerine bakakalır. İlk kez bir yere ait olduğunu hisseder ve ilk kez kendini yargılar. Olaylar zinciri devam etmektedir. Yine bir gün Clay, bir dostunu şehrin seçkin restoranlarından birinde ağırlamak ister. Garsonlar kendisini ve misafirini görmezden gelir ve sanki orada değillermiş gibi davranırlar. Clay kibarca “bakar mısınız?” diye seslendiği hâlde, garsonlar üstlerine yürür, onları tekme tokat dışarı atarlar. Clay kendisine yapılan bu çirkin muameleye rahatlıkla karşılık verebilecek güçtedir, ancak iş polise intikal ederse mutlaka haksız çıkacağından da emindir. Çünkü karakolda olayın nasıl olduğuna değil, cildinin rengine bakacaklardır. Genç şampiyon bir misafirine, bir de restorana bakar ve göğsünden olimpiyat madalyasını kopardığı gibi Ohio nehrine atar. O güne kadar sadece kendi nefsi için dövüşen Clay, artık hor görülen zenciler adına ringe çıkmaya başlar. “ADIM MUHAMMED ALİ” Angelo Dundee yönetiminde dövüşen başarılı boksör Clay, hızla yükselir ve Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu Liston’la ünvan maçına çıkar (1954). Liston, karşısında çelik gibi sert ve yay gibi hareketli bir genç bulur ve bu gence ayak uyduramaz. Yenilmemek için omzundan sakatlandığını söyleyerek maçtan kaçar. Genç şampiyon, kürsüye çıkınca kameralara döner ve Müslüman olduğunu ilan eder. İsminin Muhammed Ali olduğunu söyler ve bundan böyle kendisine bu isimle hitap edilmesini ister. Hakim zümre buna çok kızar, onu kenara çeker ve özür dilemeye zorlarlar. Muhammed Ali zor durumdadır, yalandan da olsa özür dilemeli midir? İşte bu zor kararın arifesinde iken Malik Şahbaz’la (Malcolm X) karşılaşır. Ünlü lider ona, “Özür dileyecek bir şey yaptıysan özür dile. Ama özür dileyecek bir şey yapmadıysan, asla boyun eğme!” der. Ali kameraların karşısına çıkar “Neyin özrünü dileyeceğim? Elinizden geleni ardınıza koymayın” diye haykırır.

O bir efsaneydi: “Allah’tan zenginlik istedim, bana İslam’ı verdi”

11 Eylül terör saldırılarında sonra İslam ve Müslümanlara karşı artan nefrete karşın Ali, İkiz Kulelerin yıkıldığı ve kamuoyunda ‘Sıfır Noktası’ diye adlandırılan yere itfaiye kıyafeti ile gider. Ali, bir Müslüman olarak yaşanan acıyı paylaştığını gösterir. Ali’nin yıkılan İkiz Kuleleri ziyaretinde bir gazetecinin ‘Bir Müslüman olarak bunu ya panların Müslüman olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz’ sorusuna Ali, ‘‘Sizde bir Hırıstiyan olarak Hitler’in yaptıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz’’ diye cevabı akılarda iz bırakır. İslam dininin 11 Eylül saldırılarından sonra terör ile anılmasına Muhammed Ali, “Beni asıl inciten, ‘İslam’ adının bulaştırılması (teröre) ve ‘Müslüman’ [adının] bulaştırılması, ve sorun çıkarılıp nefret ve şiddete yol açılması. İslam, katil dini değildir. İslam, barış demektir. Evde öylece oturup insanların sorunun kaynağı olarak Müslümanları yaftalamalarına seyirci kalamazdım’’ diyerek boksu bıraksa da sivil hak mücadelesini bırakmadığını gösterir. BENİM ADIM NE? 1960’larda ona Cassius Clay diye hitap etmek cesaret isteyen bir davranıştır. Muhammed Ali, isminin ve Müslüman kimliğinin kabul edilmesi için savaşıyordur âdeta. 1967’de maç seremonisi sırasında ona Clay diye seslenen Emie Terrell de sırf bu yüzden, dersini acı da olsa almıştır. Ali, Terrel’a yumrukları arka arkaya yağdırırken sürekli sorar: “Benim adım ne?”, “ Benim adım ne? Terrell ringin soğuk zeminine yığıldıktan sonra Ali, aynı soruyu salonu dolduran binlere sorar: “Benim adım ne?”, cevap çok net ve gürdür: “Ali!”. Bu, salonu dolduranların dayak yemekten çekindikleri için değil, Muhammed Ali’ye gösterdikleri saygıdan dolayıdır. MALCOM X İLE TANIŞMASI 1964 yılında Muhammed Ali, o yıllarda Malcolm X hareketi olarak da bilinen Nation Of Islam hareketine katılır ve Müslüman olduğunu açıklar. Malcolm X ve Muhammed Ali çok iyi dost olurlar. Ali ringde iken Malcolm X hep onun arkasını kollar. Gazeteciler Ali’ye, “Malcolm X ve Nation Of Islam ile alakan nedir?” diye sorarlar. “Bakın” der Ali, “Ormanda aslan aslanla, kaplan kaplanla, kırmızı kuşlar kırmızı kuşlarla gezer. Kendi türünden insanlarla gezmek, insanın da tabiatında vardır. İstenmediğim yerlerde olmak istemiyorum”. Daha basının birinci sayfalarına girdiği ilk gün, yaptığı bu açıklama gazetecileri şok eder. Muhabirler birbirlerine şaşkınlıkla bakıp tekrar sorarlar: “Yani Müslüman mı oldun?” “Siyah Müslümanların toplantılarına katılıyorum. Ve orada ne görüyorum? Sigara yok, içki yok, eşini aldatma yok, hanımları gayet mazbut giyiniyor. Sonra sokağa çıkıyorum ve siz bana oraya onların arasına gitmemelisin diyorsunuz. Ama bana somut bir sebep söylemelisiniz, neden oraya gitmemem gerektiğine dair.” Gazeteciler yine sorar: “Peki gençliğin şampiyonu olarak sorumluluğun ne olacak?” 22 yaşındaki taze şampiyon Ali’nin medyadan çekinmeye hiç niyeti yoktur: “Sizin benden olmamı istediğiniz kişi olamam. İstediğim kişi olmakta özgürüm”. RİNGLERİN EFENDİSİ O yıllarda Vietnam savaşı başlamıştır ve Muhammed Ali de yetkililer ta-

rafından savaşa katılmaya zorlanır. Şampiyon buna karşı çıkıp, Vietnamlılarla bir probleminin olmadığını, “Hem onlar beni hiç aşağılamadılar!” sözüyle ifade eder. Bunun üzerine Ali’yi apar topar ligden kovar, unvanına ve lisansına el koyarlar. Ali’yi ‘vatan haini’ ilan eder ve hiçbir eyalette maça çıkarmazlar. Bu da yetmezmiş gibi, ona bir trafik suçu yüzünden hapse atarlar. Yurt dışına çıkmaması için pasaportuna el koyup, Amerika’da dövüşmesini yasaklarlar. Muhammed Ali, tüm bu yasaklar karşısında şöyle der: “Dini inançlarıma sırtımı dönmemin cezası neyse çekmeye hazırım. Makineli tüfeklerin karşısına çıkmam gerekecekse onu da yaparım.” Bu arada Vietnam savaşını ne hükümetler ne de ordular bitirebilir, bu kirli kavgaya gazeteciler nokta koyar. Amerikan halkı, vahşet haberlerini gördükçe “bu nasıl hürriyet” diye sorgulamaya başlar. Hollywood konuya el atar. STK’lardan “niye savaşıyoruz” sorusu yükselince olaylar yatıştırılır. Muhammed Ali, bokstan koptuğu yıllarda üniversite üniversite dolaşıp konferanslar verir. Mevzu boks olsa da yeri geldikçe İslamiyet hakkında bir şeyler anlatmaya çabalar. Tabi bazı çevreler bundan da rahatsız olurlar, “boksla uğraşsa daha iyiydi” demeye başlarlar. Birkaç maç sonra silinip gideceğini düşündükleri için Ali’nin lisansını iade eder, ringlerin yolunu açarlar.Ve Ali şovları tekrar başlar. Şampiyon, rakiplerine sürekli laf atar, basın mensuplarının huzurunda onlara gerekli cevabı vermekte doğrusu çok hazır cevaptır. Bu tavır, organizatörlerin işine gelir, çünkü gerginlik arttıkça hasılat da artmaktadır. Ancak birileri Ali ile uğraşmaktan vazgeçmez, önüne sürekli engeller çıkartırlar. Bazen komünizm propagandası yapmaktan soruşturma açar, bazen de ırkçı ve ayrılıkçı olmakla suçlarlar. Bir ara, zenci çocukları için, içinde okul ve mescidi olan bir külliye yaptırmaya kalkar ama, gerekli maddi miktarı karşılamak için hiçbir banka kendisine kefil olmaz. Kimseden teminat mektubu alamaz. Dahası bomba ihbarları ile huzurunu kaçırırlar. Ali, baskılara rağmen geri adım atmaz. Aksine “Ben din mücadelesi veren biriyim, gücümü Kur’an-ı Kerim’den alıyorum.” demekten kaçınmaz. Ringdeki zaferler zincirine Jerry Quarry`i yenerek başlar. Ancak Joe Frazier ile yaptığı

maçı üstün bitirmesine rağmen hakemler rakibinin elini kaldırırlar. Ne ilginçtir ki, Ken Norton ile yaptığı maçta çenesi kırılır, maçı bırakmak zorunda kalır. Herkes Ali’nin bittiğini düşünürken Frazier’i büyük farkla mağlup eder ve rövanşı alır. 1978’de L. Spinks’e yenilip ardından aynı yıl rakibini yenince Dünya Şampiyonluğunu 3 kez elde eden ilk boksör oldu. O zamanlar sadece 2 Dünya Boks Federasyonu olması değerini daha da farklı kılıyordu. 2008 yılı itibari ile 8 Dünya Boks Federasyonu bulunuyordu. Muhammad Ali’nin faal döneminde en iyi boksörler mutlaka karşı karşıya gelirdi unvanı elde edebilmek için. George Foreman’in 1994 yılında 20 sene aradan sonra tekrar Dünya Şampiyonu olması ve unvanını çok kez savunması, o dönemin boksunun bir çok ülkede neden “Altın 70’li yıllar” diye anıldığını bize anlatıyor. 1978’de boksu Şampiyon olarak bıraktı. YENİ BİR ÇIĞIR AÇAR Muhammed Ali, hanımı Belinda Boyd’dan ayrılıp Veronica Porsche ile evlendiği bunalımlı dönemde tecrübesiz rakibi Springs’e yenilir ve sil baştan mücadeleye atılır. 1978’de Dünya şampiyonluğunu geri alır ve kariyerini şampiyon olarak noktalar. Profesyonel döneminde sadece 3 kez yenilen Muhammed Ali, 36 yaşına kadar boks dünyasının efsane ismi olmayı başarır. Muhammed Ali, dört evlilik yapmış ve bu evliliklerden yedi kız ve bir erkek çocuğu olmuştur. Bunun dışında bir erkek çocuğunu da evlatlık edinmiştir. Yakalandığı Parkinson hastalığından sonra dindar bir Müslüman olan Lonnie ile evlenir ve Michigan’daki çiftlik evinde gözlerden uzak bir hayat yaşamaya başlar. Bu arada beyazlar da eskiye göre oldukça değişir, Atlanta Olimpiyatlarında meşaleyi yakma şerefini ona bağışlayıp nehre attığı madalyanın yerine, yenisini takarlar. Ali, zenci sporcular için iyi bir örnek olur. Ekonomi, sanat ve siyaset sahnesinde hak ettikleri yeri bulamayan zenciler sahalarda boy göstermeye başlar, atletizm, boks ve basketbolda madalyalar almaya başlarlar. O, zamanının en iyisidir. 2001 yılında Hollywood tarafından hayatı filme alınmıştır. Ali adlı filmde Muhammed Ali’yi Will Smith canlandır. “Bütün zamanların en iyisiyim” lafını ispatlayarak bir efsane olmuştur. Hayatını anlatan biyografik roman, Kaknüs Yayınları tarafından yayımlanmıştır.


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

04 haber 26 14 nieuws

İyi oynayan kazansın...

2016 Diyanet Kupası sahibini buldu Hollanda Diyanet Vakfına bağlı camilerimizin gençlik kolları futbol takımlarının katılımıyla, organize edilen “Diyanet Kupası” Futbol Turnuvası finalleri Enschede şehrinde yapıldı. Bölge turnuvalarında ilk üçe giren takımlar ile 2015 yılı Diyanet Kupası sahibi ve finali organize eden takımların katıldığı 2016 Yılı “Diyanet Kupası” Finali, 29 Mayıs 2016 tarihinde Enschede şehrinde yapıldı. Turnuvaya Hollanda genelinden toplam 90 futbol takımı katıldı. Turnuvanın birinci aşaması olan ön elemeler, 15 ve 22 Mayıs 2016 Pazar günlerinde Hollanda genelinde dört bölgede yapılmıştı. Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı cami gençlik kolları futbol takımlarının katılımıyla her yıl geleneksel hale gelen Diyanet Futbol turnuvasının bu yıl yirmincisi yapıldı. HDV Enschede Anadolu ve Selimiye Camii’nin ev sahipliğinde Enschede TVV’96 Spor tesislerinde düzenlendi. Katılımın oldukça fazla olduğu, Turnuvanın kermes ile beraber olması sebebiyle vatandaşlarda yoğun ilgi gösterdi. Heyecanlı karşılaşmaların yapıldığı turnuvada finallere kalan iki takımdan biri olan HDV Amersfoort Mevlana Camii Futbol Takımı birinciliği aldı. İkinciliği HDV Maassluis Yeni Camii futbol takımı, üçüncülüğü ise HDV Dieren Selimiye Camii futbol takımı aldı. Turnuvada dördüncülüğü HDV Hoorn Abdulkadir Geylani Camii Futbol Takımı kazandı.

“Asscher Müslümanları satın alıyor!” DENK Milletvekili Selçuk Öztürk Bakan Lodewijk Asscher’ın Müslümanlarla ilgili sinsi planını ortaya çıkardı.. Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Lodewijk Asscher’in DENK Partisi Kurucusu ve PvdA eski milletvekili Selçuk Öztürk hakkındaki ithamlarına Öztürk cevap verdi. Öztürk yaptığı açıklamalarda, Asscher bilindiği üzere kendi ajandası yani kendi fikirleri doğrultusunda Müslümanları kullanmak istiyor. Daha önce Hollanda’da bulunan 4 İslami Kurumu (Diyanet, Millî Görüş, Süleymancı ve Fetullahcılar) mercek altına almaya çalışmış, Asscher’in bu girişimini engellemiştik.

Güncel

Şampiyon olan HDV Amersfoort Mevlana Camii Futbol Takımının birincilik kupası, turnuvaya eşiyle katılan ve gençlerle kaynaşan, Deventer Başkonsolosu Zafer Ateş tarafından verildi. Turnuvada ikinci olan HDV Maassluis Yeni Camii futbol takımına İkincilik kupasını Hollanda Diyanet Vakfı Başkan Vekili Göksel Arıbaş verdi. Üçüncülük kupası ise Hollanda Diyanet Vakfı Diyanet Kupası organize sorumlusu Erdal Çetinkaya tarafından HDV Dieren Selimiye Camiine verildi. Turnuvada Fair Play kupasını kazanan Haaksbergen Ertuğrul Gazi Camii takımının ödülünü ise, Deventer Başkonsolos Zafer Ateş beyin eşi Ayla Ateş tarafından verildi. Turnuva finaline katılan takımlar. 1- HDV Yeni (Maassluıs 1) 2- HDV Mevlana (Amersfoort) 3- HDV Selimiye (Enschede - 2016 Diyanet Kupası Finali Organize Eden Camii Gençlik Kolu) 4- HDV Ertuğrul Gazi (Haaksbergen -2015 Yılı Diyanet Kupası Sahibi) 5- HDV Orhan Gazı (‘s-Hertogen Bosch) 6- HDV Selimiye (Veghel) 7- HDV Selimiye (Dieren) 8- HDV Abdulkadir Geylani (Hoorn) 9- HDV Tevhit (Venlo) 10- HDV Yunus Emre (Almelo) 11-HDV Mevlana (Hilversum) 12- HDV Mehmed Akif Ersoy (Harderwıjk) 13- HDV Yeni (Maassluıs 2) 14- HDV Orhan Gazi (Hoogezand) İlk dörde giren takımlar... Birinciliği, HDV Mevlana (Amersfoort) İkinciliği, HDV Yeni (Maassluıs 1) Üçüncülüğü, HDV Selimiye (Dieren) Dördüncülüğü, HDV Abdulkadir Geylani (Hoorn) elde etti. Şimdi ise yine sayın Asscher, bazı kurum ve kişilere sübvansiyon (maddî destek ) vererek kendisi ve partisi çıkarları için çalışmalarını sağlamak istiyor. Ben Bakanın kendisine açıkça diyorum ki; Sayın Asscher Hollanda Müslümanlarını kendi çıkarlarına alet etmeye çalışma” Selçuk Öztürk ile Tunahan Kuzu’nun PvdA’dan ayrılıp DENK Partisini kurmasındaki nedenlerin başında bir çok konuda Bakan Asscher ile fikir ayrılıkları geliyor. Hollandakurmasındaki nedenlerin başında bir çok konuda Bakan Asscher ile fikir ayrılıkları geliyor.

“Allah’a hamdolsun Beşiktaş güneşli günler yaşıyor. Hocamızın soyadında olduğu gibi. Güneşli günlere devam etmek istiyoruz”

Beşiktaşlılar bir ağaç gibi tek ve bir orman gibi kardeştiler Lig’de 2015-2016 sezonunu Şampiyonlukla taçlandıran Beşiktaş, şampiyonluklarını Avrupa’da ilk kez Hollanda’da kutladı.

H

ollanda Beşiktaşlılar Derneği olarak Hollanda’nın Nuland kasabasında düzenlenen kutlama gecesine Hollanda’nın yanı sıra Belçika ve Almanya’dan gelen taraftarlar Türkiye’deki kutlamaları aratmayacak bir şölene imza attılar. Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, yöneticilerden Erdal Torunoğulları, Hakan Özköse’nin yanı sıra Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız yüzlerce taraftarın katıldığı kutlamalar, sporun kardeşlik, birlik beraberlik ve dayanışma olduğunu da gösterdi. Ömer Hünkar Ilık’ın sunumuyla başlayan kutlamalarda ilk konuşmacı Hollanda Beşiktaşlılar Derneği Başkanı Aykut Torunoğulları idi. Beşiktaş’ın şampiyonluğunun Türkiye’de olduğu gibi yurt dışında da siyah-beyazlı taraftarları gururlandırdığını kaydettiği konuşmasında, tüm Beşiktaş camiasına bu şampiyonluk için teşekkür etti. Sporun barış, kardeşlik birlik beraberlik duygularını pekiştirdiğini

vurgulayan Aykut Torunoğulları, hedeflerinin Avrupa Şampiyonlar Ligi olduğunu söyledi. Başkan Fikret Orman ise bu sezon oldukça zor günler geçirmelerine rağmen kendilerine hem yeni statlarını açma hem de şampiyonluğun nasip olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasında; “Her zaman söylediğim gibi hiçbir şaibesi olmadan, şerefiyle oynayıp hakkıyla kazanan bir kulübün başkanı olarak aranızda olmaktan büyük onur duyduğumu ifade etmek istiyorum. Allah’a hamdolsun Beşiktaş güneşli günler yaşıyor. Hocamızın soyadında olduğu gibi. Bu güneşli günlere devam etmek istiyoruz.” dedi. Sorulan bir soru üzerine önümüzdeki sezon çok fazla oyuncu transfer etmeyi düşünmediklerini söyleyen Orman, Hollanda Beşiktaşlılar Derneği Başkanı Aykut Torunoğulları’na hizmetlerinden dolayı bir teşekkür plaketi takdim etti. Aykut Torunoğulları da Başkan Fikret Orman’a günün anısına Bir tablo hediye etti. Başkonsolos Sadin Ayyıldız’da ko-

nuşmasında yine sporun önemine değinerek yurtiçinde ve yurtdışında yaşayan tüm Beşiktaşlıları Başkan Fikret Orman nezdinde kutlayarak, Hollanda’daki bu şölen için Aykut Torunoğulları’nı tebrik etti. Daha sonra Hollanda Beşiktaşlılar Derneği yöneticililerine tek tek plaket verilmesinin ardından Türkiye’den gelen genç sanatçı Taylan Özgür Ölmez sahne alarak davetlileri gecenin geç saatlerine kadar coşturdu. Taraftarların zaman zaman sloganlar atarak ellerindeki meşalelerle oluşturdukları görüntü görülmeye değerdi.

Doğuş Haber Merkezi

«

Çanakkale Türk Müzesi’nin konuğu Pamukoğlu Paşa idi HEPAR Avrupa teşkilatının davetlisi olarak Rotterdam’a gelen Osman Pamukoğlu Çanakkale Türk Müzesini ziyaret etti. Osman Pamukoğlu Paşa Hollanda böylesine tarihi bir müze olan Hollanda Çanakkale Müzesi’ni görünce hayran kaldığını ve bu güne kadar Kültür Bakanlığı ve Genel Kurmayın niye sahip çıkmadığını hayret ettiğini söyledi. “MÜZEYİ HAYATA GEÇİREN TÜRKER AİLESİNİ KUTLARIM” Osman Pamukoğlu Paşa “Aslında ben Hollanda Çanakkale müzesinde bir odada bir kaç malzemenin olduğunu düşünmüştüm ama burada sadece Çanakkale değil, İstiklal Savaşı ve Osmanlı eserleri ile yüzlerce orijinal eseri ve objeyi görünce şaşırdım. İki yıldır bu işi yapan Tür-

ker ailesini kutlarım. Devletin yurt dışında yapması gereken şeyi onlar anne, oğul ve torun yapmışlar; tek kelime ile hem hayran kaldım ve kimsenin sahip çıkmamasında da hayret ettim. 20 sene önce benim projesini yaptığım ve benim bir komandomun manken olarak kullanıldığı heykeli de burada görünce çok duygulandım. Belge ve fotoğraflar bir tarih. Dolaplardaki bine yakın malzemeyi görünce buradan bir değil birkaç müze çıkacağı kesin. Bir an önce el atılmalı ve müze burada veya Türkiye’de derhal kurulmadı dedi. 80 yaşındaki anne Zehra Türker i de vefakar ve özverili çalışmalarından dolayı kutlarım.” dedi.

Müze sahibi Bülent Türker de Osman Pamukoğlu Paşaya kitaplarını imzaladı ve Türk komutanının saatinin öyküsünü ve savaş haritalarından Osman Paşa çok duygulandı.


aktüalite 15 actualiteit

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

Gündem

Hollanda Türkiye Kültür Vakfınca düzenlenen Kırmızı Lale Film Festivalinde bu yıl 20 Türk filmi sanatseverlerle buluştu.

Kırmızı Lale ‘en iyileri’ seçerek sona erdi Bu yıl dördüncüsü düzenlenen ve Hollanda’nın 6 değişik şehrinde 9 gün süren Kırmızı Lale Film Festivali sona erdi.

H

er yıl çeşitli dallarda verilen ödüllerden “En İyi Film” ödülüne Tolga Karaçelik’in yönettiği “Sarmaşık” layık görüldü. Türk ve Hollandalı jüri üyelerinin değerlendirmeleri sonucu birinci seçilen filmin yönetmeni Karaçelik, 5 bin avro ile ödüllendirildi. Festivalde, “En İyi Yönetmen” ödülünü “Kalandar Soğuğu” filmiyle Mustafa Kara aldı. Kara bu başarısıyla 3 bin 500 avro ödül elde etti. “Seyirci Özel Ödülü”nü Soner Caner ve Barış Kaya’nın çektiği “Rauf” filmi kazandı. “Film Eleştirmenleri Ödülü”ne ise Ümit Köreken’in yönettiği “Mavi Bisiklet” layık görüldü. Bu yıl “Yaşam Boyu Başarı Ödülü”ne ise Hülya Koçyiğit’ layık görüldü. iki yıl önce Kırmızı Lale Film Festivalinde Yaşam Boyu Başarı Ödülüne layık görülen Fatma Girik’in de festivali desteklemek için geldiği Hollanda’da, Hollandalı seyircilerin Türk filmlerine bu yıl

daha fazla ilgi gösterdiği belirtildi. Böylece iki yl önce Fatma Girik, Geçen yıl Filiz Akın, bu yıl da Hülya Koçyiğit’in Kımızı Lale film Festivali’nde “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” alması; gelecek yıl da Türk sinemasının 4 yapraklı yoncasından Türkan Şoray’a verilmesi bekleniyor. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Hollanda Kraliyeti ve Rotterdam Belediyesinin desteğiyle Hollanda Türkiye Kültür Vakfınca düzenlenen Kırmızı Lale Film Festivalinde bu yıl toplam 20 Türk filmi sanatseverlerle buluştu. Amsterdam’da yapılan ödül töreni ve festivalin kapanış gecesine

sanatçılarla birlikte T.C Lahey Büyükelçiliği’nden Elçi Kurtuluş Aykan, ile birlikte festivale Amsterdam Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Remzi Kabadayı, festivalin sponsorlarından iş adamı Mehmet Terkivatan da katıldı.

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN... BAYRAMLIKLARINIZ HAZIR!...

n e l a t e b 1 = n e al = 1 betalen 2h halen > Merkez Schiedamseweg 116 - 118 3025 AH Rotterdam-West Tel. 010 476 41 83 > Şube I Bijerlandselaan 176 3074 BJ Rotterdam-Zuid Tel. 010 419 61 73 > Şube II Dr. Orhan Maltepe Cad. No. 18/E Pendik-İstanbul Tel. 0090 216 390 80 82

Sefa Yürükel

Hollanda Meclisi soykırım demedi haberleri doğru değildir Hollanda Türkleri Konseyi, Almanya’nın sözde soykırım yasasını mecliste kabul etmesinin ardından Hollanda Meclisi’nin de geçen yıl bu tasarıya onay verdiğini açıkladı. Hollanda Türk Konseyi (HTK) Başkanı Sefa Yürükel “Bazı Türk basınında yer alan haberlere göre, Hollanda Soykırım demedi” haberleri doğru değildir. Sadece Hükümet Bakan Yardımcısı olan şahsın söylemi vardır. Bazı Hükümetler ezelden beri, Türkiye ile arasını kendi çıkarlarını bozmamak için böyle tavsiyelerde kendi parlamentolarına mektup gönderirler. Ama nasıl oluyorsa aynı hükümet partilerinin oyları ile parlamentodan Sözde soykırım kararı çıkıyor her defasında. Hollanda parlamenter demokrasiyle yönetilen bir ülkedir. Yani parlamentodan çıkan kararlar

esastır. Hükümetin ne dediği veya istediği değil. 2004, 2015 Parlamento kararları ortadayken bazı Türk basını kendi kendine gelin güvey olmaktadır. Bu Türk milletini yanıltmadır. Lüzumsuz teselliden başka bir şey değildir. Eğer Hollanda Parlamentosu yeni bir karar ile biz 2004 ve 2015’de aldığımız kararları iptal ediyoruz derse o zaman Hollanda Ermeni, Süryani, vs. soykırımları adı altında aldığı karardan vazgeçmiş olur. 2004 ve 2015 Hollanda’nın aldığı kararlar konusunda PKK, Süryani basınından ve Soykırımla ilgili karar alan ülkelerle ilgili diğer internet sitelerinde yayınlanan ülke adları ile bilgileri mevcut. ABD başkanları bile Ermenilerin “Büyük Felaket” sözcüğünü kullanır. Yani Ermenilerin soykırım kelimesi yerine kullandıkları kelimeyi. Ama bazı Türk basını bunu “soykırım demedi” diye bizim gariban millete yutturur. Okuduğunu anlamayan bir iletişim toplumcuları ile karşı karşıyayız. Ben bu konuyu yakından bilen bir Türk akademisyen ve araştırmacısı olarak Yüce Türk Milletini uyarma diye bir görevim var. Şimdide bu uyarıyı yapıyorum.” dedi

Yatırım için iyi bir fırsat...

Edelstaal Group 400 Avrupalı Türkü Devre Mülk sahibi yaptı Merkezi Hollanda’nın Den Bosch şehrinde bulunan Edelstaal Group Enternasyonal, ilk etapta 400 Avrupalı Türkü Devre Mülk sahibi yaptı. Edelstaal Group şirketler topluluğunun, Türkiye’nin Cennet köşelerinden birisi olan Ölüdeniz Fethiye bölgesinde yapımı tamamlanan devremülkler için yapılan çekiliş adeta bir şölen havasında gerçekleşti. Çekiliş ve teslim töreninin başından sonuna kadar hazır bulunan Edelstaal Group Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları Türkiye’nin en gözde turizm bölgesi Fethiye’de devremülklere olan yoğun ilgiden duydukları memnuniyetin yanı sıra grubun diğer yatırımları hakkında da bilgi verdi. Talihlilerin soru ve görüşlerini dinleyen Torunoğulları, verdikleri sözü zamanında yerine

getirerek kendilerine olan güveni tazelediklerini, bu başarıda da emeği geçen, kendilerine güvenen herkese teşekkür etti. “36 yıldır Avrupa’da sizlere Simtronic tencere markasıyla hizmet verdik, güveninizi kazandık. Aynı güven ve azimle şimdi de otellerimiz başta olmak üzere inşaat sektöründe verdiğimiz hizmetler ve yatırımlarımızla sizleri ev sahibi yapmak istiyoruz” dedi. Ertan Torunoğulları ise yeni hedeflerini şu cümlelerle ifade etti; “ Hedefimiz Avrupa’daki Edelstal ailesi dediğimiz binlerce müşterimiz satış elemanı ve temsilcilerimizle ihtiyaç sahibi ve yatırım yapmak isteyen tüm vatandaşlarımızı devre mülk, villa veya ihtiyaçlarına göre ev sahibi yapana kadar hizmetlerimiz ve yatırımlarımız devam edecek” dedi. Devremülk talihlileri de mutluluklarını paylaşırken işin içinde Edelstaal, dolayısı ile Turgut Torounoğulları olunca gözümüz kapalı bu projeye girdik. Sağolsunlar dedikleri tarihte devremülklerimize kavuştuk. Artık izin, tatil sorun olmaktan çıktı. Allah tüm Torunoğulları ailesinden razı olsun. Turgut bey düşünür, söyler ve yapar.” dediler.


Orka Hotellerinde Hayallerinizin Ötesinde Bir Tatil Cenneti Sizi Bekliyor...

Tronic

ORKA LOTUS BEACH MARMARIS

Temsilci nr.

DİKKAT!!!

Doğuş’ta yayımlanan bu reklamla müracaat edenlere sürpriz indirim uygulanacaktır...

Hotel Royal, Istanbul

Hotel Royal, Istanbul

Degerli SimTronic Müsterimiz, Edelstaal Sirketler Grubu turizm yatirimlarindan Orka Hotels in bünyesinde faaliyet gösteren, Sentido Orka Lotus Beach Marmaris ve Orka Nergis Beach Marmaris, sizlere özel indirimli fiyatlarimizdan yaralanma firsati sunmaktadir. Siz SimTronic Müsterimize özel bu tatil firsati ve özel indirimli fiyatlarimiz ile sizlerin Marmaris’teki Sentido Orka Lotus Beach ve Orka Nergis Beach otellerimizde misafirimiz olmanizi temenni ediyoruz.

Rezervasyon için: Telefon: +90 252 455 50 50 ezgi.elgaz@orkahotels.com info@orkalotus@sentidohotels.com www.orkahotels.com www.sentidoorkalotusbeach.com Temsilci numarasini bildirmeniz halinde özel indirimlerimizden faydalana bilirsiniz

Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin yaparak dönmenizi diliyoruz...


siyaset 17 politiek

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

Spotlar

Bir Konu İki Görüş - Tez, Antitez... Ahmet Yıldırım

ahmethulya@live.nl

Heyecanın böylesine

Eğitim mi dayanır!

Değerli okurlar, Kaya Bey’le hazırladığımız yazılarımızı “Bir konu, iki farklı yorum” eksenine oturtmaya çalışıyoruz. Bu yazımızda “Eğitim” konusunu ele aldık. Umarız keyifle okur, istifade edersiniz. Görüş, düşünce ve eleştirilerinizi bizlere bildirirseniz seviniriz.

H

ollanda’da yaklaşık 210.000 öğrencimiz, orta okullarında geçtiğimiz haftaları sınav terleri döktüler. Üç veya dört yıl çalışmanın sonucunu, diplomayla sonlandırmak çok güzel bir duygu olsa gerek, değil mi gençler! Heyecanlı mısınız? Sonuçlar haziran ayının ortasında belli olacak. 1988 yılında Hollanda geneli için öğrencilere bir platform sitesi olarak başlatılan LAKS (Landelijk Actie Komitee Scholieren) 2016 yılında rekor düzeyinde şikâyet aldı: 25.000’ini aşkın. Bu sınav da Hollandaca VWO’yla ilgili. LAKS’in kuruluşundan itibaren 205.000 civarında şikâyet edilmiş sınavlar hakkında. Ortalama şikâyet sayısı: 7300. 2016 yılında öğrencilerimiz rekor kırmışlar vallahi! Bunun sebepleri nedir diye küçük bir araştırma yapan LAKS, soruların bir birine çok benzemesi ve çok seçenekli sorularının bir birlerine çok yakın cevap oluşturmasından kaynaklandığı açıklıyor. Yani şıklarla ABCD seçeneği sunuluyor, cevaplar o kadar benziyor ki bir birine gençlerimizin kafaların karışmış (mış….) Bir de, LAKS sitesine smarthonelardan da ulaşalabildiği için şikâyet sayısının arttığı bildirili-

yor. Umarım bu şikâyetler sonuçları birazcık olsun olumlu etkiler; yani, puan yükselişine sebep olsun. Bazı öğrencilerin de, havadan sudan nem kaparak, “kuş sesi beni rahatsız etti, önümdeki öğrenci çok ses yapıyordu, etrafımda tanıdık kişiler olduğu için sürekli onlara bakıyordum” açıklaması da çok komik idi. Bazıları ise, kendi kendine şarkı mırıldanan öğrencilere takmış… ve de “hiç sevmediğim bir sanatçının şarkısını söylüyordu” diye kayıt geçmiş vallahi! Gençler, size şunu şöyleyeyim: Bahaneler üretmeyin, elinizdeki İphone, smartphone ve tabletinizi birazcık elinizden atın bir kenara da aslanlar gibi dersinizi çalışın. Aleti de kendinize adapte etmeyin, bu cihazlar sizin alıştığınız gibi çıkmasın yoksa! Orta okuldaki gençlerimiz, yeni bir süreç yeni bir atmosfer ve yeni bir hayat süreci başlıyor. İnşallah yolunuz açık olur. Geleceğinizi etkileyecek olan okul seçiminizi, eğitim dalını, arkadaşlarınızı (inclusief smartphone) iyi seçin emi! Kendi eğitim sürecine baktığım zaman, aklıma kütüphane ve güzel bir çağ/dönemi geliyor. Öğrenci derneği kurmaları vesaire. Bu arada Mozaik Öğrenci Derneğinin 20.yılını

buradan kutlamış olayım; eski kurucularından birisi olarak. Gurur verici bir tablo olması gerek. Tam 20 yıldır Mozaik Öğrenciler Derneği, gençlerimize ışık tutuyor, eğitimlerine renk katmak istiyor, hazırladığı ve sunduğu faaliyetlerle. Buradan Mozaik kurucuların hepsine selamım olsun! Bu yazımız yayımlandığında çoktan sınav sonuçları, kazanan ve kazanmayanlar belli olmuş olacak. Tekrar sınava girecek öğrencilere başarılar dilerken, kazanan gençlerimize tebriklerimizi bildiririz. Eğer çok çalışıp da, enerjinizi harcamışsanız, çabalayıp, saatlerce sınav soruları çözmüşseniz ve yine de olmamışsa, hemen moralinizi bozmayın gençler! Hayat devam edecek, yalnız yaptığınız küçük veya büyük hatalarınızdan lütfen ders çıkarın. Sonunda bu sizin kendi yolunuz, kendi hayatınız…. Ama bilhassa ana ve babalarınızı ve çevrenizi de unutmayın olur mu? Haydi bakalım, konuya biraz pozitif yaklaşalım inşallah, peki “Bayrak Yarışı”na var mısınız? 20 Haziran’dan sonra evlerinize Türk ve Hollanda bayrağını asmayı unutmayın… Tabi ki taşıdığınız o ağır yüklü çantanızla beraber! Gençler…ssssst…sessiz olalım, yol alalım!

kayakocak@gmail.com

Kaya Turan Koçak

Gençler!.. Ssssst!.. Sessiz olalım, yol alalım! Ahmet kardeşimin eğitimle ilgili yazısını umarım benim gibi keyif ile okumuşunuzdur. Bende Ahmet kardeşim gibi sınava girip ve kazanan gençlerimizi tebrik ediyorum. Böylelikle hayatınızdaki önemli bir mihenk taşını koymuş oldunuz. Bu sınavda kazanamayanlar ise fazla üzülmesinler. Geçirdiği seneden kendilerine ders çıkartıp, seneye daha iyi hazırlanarak, hak ettikleri diplomalarını alacaklardır, buna inanıyorum. İnsan hayatında o ekstra bir yıl fazla da kayıp değildir; eğer bu hayat okulundan ders nitelikte dersler almış isek tabi ki. İnsan hayatı bir nevi mücadelelerle doludur. Daha doğrusu, Müslümanlar olarak bizler, bu dünyadaki hayatımızın imtihanlarla dolu bir ömür olduğuna inanırız. Faydalı ve güzel ahlâklı eğitim almak, kendimizi bu yönde geliştirmek, yeni nesil olarak toplumumuzun medeniyet seviyesini artırmak, insan olmamızın bir gerekçesidir; bunu mutlaka yerine getirmemiz gerekir gençler! Kendimizi çok yönlü şekilde geliştirmemiz gerekiyor. Okulumuzdaki eğitim bunlardan biridir, önde gelenidir. Ama okul saati dışında da kendimizi geliştirebilirsek çok daha etkili olacaktır. Dilimize, dinimize, kültürümüze, sanatımıza ve tarihimize önem verip, bu konularda bilgi sahibi olmak sizlere güç verecektir. Bu alanlarda yeteneklerinizi keşfedin, onları besleyin ve inanıyorum ki, geleceğe daha emin adımlarla ilerleyeceksiniz.. Şimdi okulunuzu başarı ile bitirdiniz, diplomanızı aldınız, meslek edindiniz, çok güzel lakin, sırada hayatın bir başka gerçeği ile

yüzleşmek var. Rekabet merkezli bir iş pazarı ile tanışacaksınız. Belki de hayatınızda ayrımcılık yapıldığına ilk defa bu kadar yakından şahit olup, kendiniz hissedeceksiniz. İş pazarında gençlerimizin işsizlik oranının, ülke ortalamasının çok çok üstünde olduğunu hepimiz biliyoruz. Ülke ekonomisinin 2008’de başlayan ekonomik krizinden de hâlen kurtulamadığını yaşayarak hisseden belki de yine bizleriz. İnanıyoruz ki rızkı veren Allah’tır. Rızık ve ecel, âdeta kader ailesinin ikiz ve sır kardeşleridir. Rızık, daha anne karnında iken başlar ve Cenâb-ı Hakk’ın takdir ettiği ecel vakti gelene kadar da devam eder. Rızık devam ettiği müddetçe de kimsenin eceli gelmez. Rabbimiz, yarattığı her mahlûka bir müddet yaşama hakkı vermiş, “ömür” denilen bu müddet içinde onların rızıklarını da tayin buyurmuştur. Yaşadığımız ülkenin, yani Hollanda’nın, nüfusuna şöyle bir göz atalım. Devlet İstatistik Bürosu verilerine göre (CBS), toplam 17 milyon nüfusu olan Hollanda’nın, 2012 yılında emekli olanların sayısı 2,7 milyon idi (%16). Birkaç sene sonra, 2020 yılında, bu sayı 3,2 milyona çıkacak (%19) ve 2040 yıllarında 4,7 milyonu bulacak (%28). Başka bir deyimle her iki emeklinin yerine bir genç iş pazarına dâhil olacak. Gençler, bu ülkenin size ihtiyacı giderek artacak… Bu gerçeklerin farkında olalım, çalışalım ve yol alalım! Hoşça kalın…

Ramazan ve Bayram’ınızı tebrik ediyor, iyi bir izin(sıla-i rahim) yaparak dönmenizi diliyoruz... » Software problemen in Windows verhelpen » Componenten in uw computer vervangen bij upgrade » Randapparatuur installeren & configureren » Installeren van compleet ADSL of kabel internet pakket » (UPC, KPN, Telfort, Ziggo enz.) » Volledig thuisnetwerk installeren incl. backup functies » Draadloos internet installeren of hulp bij storingen/klachten » Antivirus Software » DATA Recovery » Online Backup » LCD en Plasma TV reparatie » Saratech PC Service geeft support aan alle versies van Microsoft: Windows 98/ME/2000/XP Vista/Windows 7 en Windows 8

SARATECH ICT Klarendalseweg 17, 6822 GA Arnhem Tel. +31 649 77 76 78 E-mail info@saratech.nl www.saratech.nl

spooeedd VVoooorr sp kkuunntt uu /7 bbeelllleenn!! 2244/7

7788 0066 -- 4499 7777 7766


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

04 haber 18 nieuws

Dosya

‘Sizleri seviyoruz, bizlerin sevap kazanmasına vesile oluyorsunuz. Bizler için dua edin’ dediğimizde “Amin’den başka dua bilmiyoruz ki!” diye karşılık verdiler....

El Birûnî’den mesaj... M. Kılıç: “Kültür ve medeniyet; yeryüzünü inşa etme, bir eser meydana getirmenin adıdır.”

Eğitim Bir Medeniyet Oluşturmanın Temel Taşıdır

Hasene, kumanyaları vaktinde ulaştırdı...

H

asene Derneği’nin ‘Sofralar kumanyanızla bereketlensin, mazlumlar sevinsin’ sloganı ile başlattığı 2016 Kumanya Kampanyası farklı ülkelerdeki muhtaçların sofrasına ramazan ayı başlamadan ulaştı. 80 bin 177 kumanya bağışı toplayarak yeni bir başarı elde eden Hasene, yeryüzünün farklı bölgelerindeki mazlum ve mağdurların sofralarına katkı sağladı. 52 ülkede gerçekleştirilen kumanya yardımlarına 224 gözlemci nezaret etti. Gözlemciler görev yaptıkları ülkelerde yürüttükleri çalışmaları ve gözlemlerini aktardılar. Arjantin: “Arjantin’deki görevimizi başarıyla tamamladık” Uğur Çıtak Arjantin Salta’da 60 adet, Cordoba şehrinde 100 kumanya paketini ihtiyaç sahiplerine ulaştırarak Arjantin’deki görevimizi tamamladık. İhtiyaç sahipleri Filistin, Fas, Senegal, Yemen, Mısır, Peru ve Arjantin gibi farklı milletlerdendi. Arjantin’in devlet kanalı TVP kanalında Arjantin’deki kumanya çalışmalarımız ve Hasene hakkında bilgi verdik. Kumanya paketlerinin içeriği makarna, pirinç, salça, sıvı yağ, şeker, çay, mercimek, tuz gibi gıda maddelerinden oluştu. Benin: Beninlilerin yoğun ilgisi ile karşılaştık – Muhammed Ünal Dağıtım yaptığımız her bir kumanya paketinin üzerine hanımlar için başörtüsü, erkekler için namaz takkesi bıraktık. Dağıtımları gerçekleştirmeden önce ihtiyaç sahipleri belirlenmişti. Beninlilerin yoğun ilgisi ile karşılaştığımız dağıtımlarda çocukları da balon ve şekerlerle sevindirdik. Sıkıntılar yaşadığımız da oldu. Üzerinde kumanyalarımızın yüklü olduğu dağıtım kamyonlarından birisi çamura saplandı. Onun çıkarılması için uğraştık. Dağıtım yaptığımız her noktada imamların yaptığı toplu duaların akabinde kumanya paketlerini teslim ettik. Bosna Hersek: Yol uzun, dava büyük, dualar var ve Allah yar – Nagehan Akbaba İlk durağımız Saraybosna’ya yaklaşık 200 km mesafe uzaklıktaki Lukavica kasabası oldu. Hasene’nin önceki yıllarda yardım ulaştırdığı kimsesizler yurdunu ziyaret ettik. Bosna Hersek’e kumanya yardımı ulaştırmak için gelmiştik. Kimsesizler yurdunda gördüğümüz manzaralar karşısında adeta dağıldık. Burası yoğunlukta erkeklerin oldu-

ğu 470 kişinin kaldığı bir kimsesizler yurdu. Bosna Hersek’te 90’lı yıllarda yaşanan savaş sadece binalarda kurşun izleri olarak kalmamış; insanlar da daha derin izler bırakmış. Öyle ki bulunduğumuz yurt çoğunluğu bedensel özürlü ve akli dengesi yerinde olmayan kişilerle dolu. Bu görüntüler karşısında bizlerdeki nimetleri hatırlıyor, Allah’a verdiği her bir nimet için şükür ediyoruz. Orada bir balona sadece çocukların sevinmediğini, bir şekere çocuklar kadar sevinileceğini gördük. Öyle bir sevinç ki, heyecan ve sevgi ile bizleri kucakladılar. Kumanyaları kapı kapı dolaşarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Çaldığımız her kapının arkasında ayrı bir acı hikaye vardı. 4 yaşında Suadi küçücük bir yatakta yatıyor. Suadi küçük ama yatağı ondan daha da küçük, öyle ki ayakları dışarıda kalıyor. Dağıtım yaptığımız köy yoğunlukla fakir ve yetimlerin olduğu bir yer. Yollar dar ve zor, arabalar ile ilerlemek kolay değil. Kumanya paketlerini ellerimizle ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Ve diyoruz ki, yol uzun, dava büyük, dualar var ve Allah yar. Bulgaristan: İyi ki varsın Hasene – Hatice Çevik Altimir Köyü’nde 40 aileye kumanyalarını verdik. Nasılsınız diye sorduğumuzda, ‘İyiyiz işte, bir şekilde yaşama tutunmaya çalışıyoruz‘ diye karşılık verdiler. ‘Sizleri seviyoruz, bizlerin sevap kazanmasına vesile oluyorsunuz. Bizler için dua edin’ dediğimizde “‘Amin’den başka dua bilmiyoruz ki!” diye karşılık verdiler. Yapacak o kadar çok iş var ki! Oysa izine giderken Bulgaristan’dan geçiyoruz. Ayrıca Bulgaristan Baş Müftüsü’nü ziyaret ettik ve çalışmalarımızdan bahsettik. Çok memnun kaldılar. Ziyaretimizin ardından müftülüğün sitesinden paylaşılan haber şöyle: “Öyle ise hayırda yarışın! Yıllardır bize destek çıkan Hasene Derneği’ne teşekkür ediyoruz. Kurban, kumanya ve yetim çalışmalarında bize öncü, örnek ve destek olan Hasene Derneği’nin gözlemcileri bizi ziyaret etti. Hasene Derneği öncülüğünde başlattığımız yetim projesinde 200 yetime ulaştık. Teşekkürler Hasene.” Endonezya: Ramazan ayı öncesi yaşanan sevinç – Endonezya Ekibi Endonezya’nın Batı Papua Eyaleti’nde 500 gıda paketi ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Başkent Jakarta’dan 13 saatlik gece yolculuğu sonrası dinlenmeden Batı Papua

Eyaleti‘nde bulunan Malawele, Maibo ve Arar köylerine geçerek orada 500 kumanya paketi dağıttık. Yerli halk geleneksel törenle karşıladı ve bizlere duygulu anlar yaşattı. Geçen sene Maibo Köyü’nde yaşanan depremden dolayı hasar gören caminin tadilatını Hasene Derneği yapmış. Cami hakkında bilgi de aldık. Fas: Yetimlere, dullara ve hastalara ulaştık– Fatih Sumar Dağıtımlarımızı ilk olarak Kceibia’da gerçekleştirdik. Paketlerimiz un, şeker, sıvı yağ, mercimek, nohut ve yeşil çay gibi temel gıda maddelerinden oluştu. Tiznit şehrinde (sur içi) hastalara, dul kadınlara ve yetimlere kendi ellerimizle kumanyalarını teslim ettik. Tiznit’te 150 adet kumanya dağıtımını gerçekleştirdik. Yetim bir kızın evine gittik. Yetime amcaları sahip çıkıyor. Başını okşadık. Sidi Yahia’da bir gecekonduda kalan hastayı ziyaret ettik ve kumanya yardımında bulunduk. Filipinler: Zengin olan kim? – Hakan Eğriağaç & Ercan Coşkun 6 farklı yerde 637 kumanya dağıttık. İhtiyaç sahipleri olarak genelde hanım kardeşlerimiz çocukları ile geliyorlar. Bilhassa nur yüzlü, elleri öpülesi teyzelerimizin çok özel dualarını iletmek istiyorum. Gözleri farklı parlıyor. ‘Kumanya işin bahanesi oluyor, asıl kardeşlerinizin duasını ve selamlarını getirdik

B

ir buzağı veya tay doğar doğmaz yürümeyi ve koşmayı öğrenir. Bir balık denizde yüzmeyi öğrenir, bir bitki tohumdan filize dönüşür, büyür. İnsan ise yıllar sonra dahi kendi kendine yeterli hâle gelemiyor. Görülen o ki her şey hayata hemen adapte olabiliyorken insan diğer canlılardan farklı olarak zamanla ve eğitimle hayata adapte veya topluma

entegre olabilmektedir. İnsan bir fert olarak eğitimle oluşturulan bir birikimin ürünüdür. Bu birikim ilerde kültürleri ve medeniyetleri meydana getirir. Bunların sonraki nesillere ve bireylere aktarımı ancak eğitim ve öğretimle olabilmektedir. İyi bir eğitim ve öğretim bir toplumun mayasını oluşturur. Çünkü bugünkü insanların kurduğu bu medeniyet önceki nesillerin koyduğu tuğlanın üzerine bir tuğla koyarak oluşturduğu medeniyetin devamıdır. Kültür ve medeniyet; yeryüzünü inşa etme, bir eser meydana getirmenin adıdır. Tarih sahnesinde iyi ve kötü olarak inşa edilmiş nice medeniyetler kuruldu. Bütün bunlar o dönemin insanlarının eseridir, o insanlarda o zamanın eğitiminin eseridir. Öyleyse oluşturmak istediğiniz medeniyete göre insan yetiştirmeniz gerekmektedir. Bu hususta tarih bizim için çöplük değil, ders ve ibret alınacak zaman kütüphanesidir. Mustafa Kılıç El Birunî Yatılı Erkek Öğrenci Yurdu Müdürü

El Birûnî öğrencileri İstanbul gezisindeydiler

Derviş ile Tilki

D

ervişin biri gezerken ayaksız bir tilki gördü, hayrete düştü. ‘Nasıl yaşar bu hayvan, ne yer ne içer? diyerek, Allah’ın lütfuna hayran oldu. Derken bir aslan çıkageldi, ağzında çakal taşıyordu. Görkemli ve korkunç hayvan avının bir kısmını yedi, doyunca kalanını bırakıp gitti. Tilki artığa doğru sürünerek yaklaştı ve afiyetle yiyip karnını doyurdu. Tilkinin yiyeceğinin ayağına geldiğini gören Derviş, kendi kendine: ‘Bir tilkinin rızkını ayağına gönderen Allah, benimkini neden göndermesin?’ diyerek, çalışmasına gerek olmadığını, bir köşeye çekilip oturabileceğini düşündü. Düşündüğü gibi de yaptı: ‘Rızkım Allah’ın görünmeyen hazinesinden gelir, gayret etmem gerekmiyor.’ diyerek beklemeye başladı.

Bekledi, bekledi... Ne gelen ne giden... Günler geçip gitti. Derviş zayıfladı, eridi, bir deri bir kemik kaldı. Güçsüz ve bitkin bir haldeyken, bulunduğu mescidin mihrabından bir ses duydu: ‘Ey tembel adam!’ diyordu ses, ‘kendini ayaksız bir tilkiye benzeterek neden miskin miskin oturuyorsun? Kalk! Yırtıcı aslan ol. Başkasının artığına göz dikmeyi bırak. Sana yakışan artık yemek değil, artık bırakmaktır. Gücüyle aslan gibi olan, başkasından yiyecek bekler mi? Haydi kalk! Kolları sıva. Çalış ve rızkını kazan. Hem kendin ye, hem muhtaçlara yedir.’ Ey genç insan! ‘Elimi tutun’ diyerek başkasına el uzatma! Çalışmayan insanın kafasında beyin yoktur. Onların başları kuru bir deriden ibarettir. Allah’ın kullarına iyilikte bulunan, iki cihanda da iyilik görür. Yaşlıya yoksula yardım elini uzat! Allah, başkasının mutluluğu için çalışanın yardımcısıdır.


toplum 19

samenleving

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

Mehmet Erdoğan:

“Bizler kendimizi sadece Müslümanlardan değil, bu coğrafyada yaşayan bütün insanlıktan sorumlu hissederiz.”

Güney Hollanda Bölgesi sezon öncesi toplandı

Hollanda İslam Federasyonu 5 haziran 2016 tarihinde yaptığı genişletilmiş bölge ve şube yöneticiler toplantısıyla sezonu kapadı. Toplantı bazı birim başkanları sunumlar yaparak birimlerinin çalışmalarını ortaya koydular. Toplantıda Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan ile IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün birer konuşma yaptılar.

M

Genişletilmiş idareciler toplantısının teşkilatın temayülünde çok önemli olduğuna dikkat çeken Mehmet Erdoğan özetle şunlara değindi: “Millî Görüş Hollanda İslam Federasyonu olarak Güney Hollanda Bölgemizde bulunan 18 şubemizin çalışmaları ile ümmet anlayışı içinde bütün insanlığa hizmet vermek için çaba göstermekteyiz. Yaşadığımız bu Hollanda’da İslam Toplumu olarak bizim bazı sıkıntılarımız var. Dünyada ve Avrupa’da son aylarda yaşanan terör olaylarından sonra Avrupa’da yaşayan biz Müslümanlar töhmet altında kalıyoruz.Güya Müslüman gençlik radikal yetişiyormuş. Bizler Ehl-i Sünnet akidesine uygun orta hâlli bir durumda yaşayan Müslümanlarız. Ama ne yazık ki, bizler hedef hâline getiriliyoruz. Bakanlık, bunu gerekçe göstererek, ‘radikalizm’ teması altında Hollanda’daki 400 camide seminerler vermek için harekete geçti. Şunu açık ve net ifade etmek isterim ki İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatlarımızda yetişen gençliğimizi, İslami hassasiyetle donanmaları, dinini öğrenme ve yaşamaları ve bütün insanlığın iyiliğini isteyecek anlayışla hareket etmeleri için gayret sarf ediyoruz. Bu tür radikalizm düşüncesi ve hareketleri Millî Görüş Teşkilatlarında tasvip edilmez ve asla barındırılmaz. Müslüman gençlik arasında üniversite ve yüksek okul mezunları her yıl artmaktadır. Diploma almalarına rağmen, gerek kamu alanlarında veya özel şirketlerde bariz bir şekilde

ırkçılıkla karşılaşarak çalışma imkânı bulamamaktadırlar. Gençlerimize bu tür haksızlıklar ile karşılaştıkları zaman pes etmeden haklarını aramalarını ve bu tür ırkçı hareketlere karşı mücadele etmelerini tavsiye ediyorum. Hollanda’da 25 bine yakın Türk kökenli işadamı veya esnaf bulunmaktadır. Her 4 kişiden biri ticaret yapmaktadır; bu da, Hollanda ve Türkiye ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır. Federasyon olarak, esnaf ve işadamlarını manevî atmosferde buluşturmak için başlattığımız ‘İhsan Sohbetleri’ni her ilimizde ve şubemizde aktif hâle getirmek durumundayız. Yaşadığımız bu coğrafyada camilerimiz çok önemlidir. Cami üye sayımız 5600’den 6360’a yükseldi. Genel Merkez üye sayımız 790 oldu. Millî Görüş davamızda cihad şuuru ile çalışan bizlerin mutlaka Genel Merkez üyesi olmamız gerekmektedir bu üyelik, hem bize hem de davamıza bir aidiyet kazandırır. Millî Görüş Teşkilatımız olarak bizim Yardımlaşma ve Paylaşma duygumuz vardır, Sosyal Hizmetler Başkanlığımızın yürütmüş olduğu yardım kampanyaları Ayrıca Hasene Yardım derneğimizin yardım çalışmaları neticesinde siz değerli idarecilerimizin en büyük destegi ile, İnfak, Zekât Fitre, Kumanya, Kurban, Kış Yardımı, Eğitim Projesi, Su Kuyusu Projesi, Engelliler projesi, Sağlık Projesi gibi ve diğer yardım çalışmaları yapılmaktadır. Bu Teşkilat bir Cihat teşkilatıdır, Bizim anlayışımızda insanlara hizmet bağlamındaki bütün çalışmalarımız Allah’ın rızasını kazanmak için ya-

pılan Cihat mesabesinde olan çalışmalardır. Aynı zamanda Peygamber Efendimizin metodu da budur. Bizler kendimizi sadece Müslüman kardeşlerimizden değil, bu coğrafyada yaşayan bütün insanlıktan sorumlu hissederiz. Bu manada hizmet veren İslam Colors birimini oluşturduk. Ayrıca açık kapı günleri ve Hollandaca sohbetlerin artırılması için de çalışmalarımız devam etmektedir. Eğitim ve İrşat çalışmalarımız insanlarımıza, nesillerimize ve İslam Toplumuna yön verecektir, Eğitim merkezlerimizin verdiği eğitimle, çocukların İslami bir kimlik ile yetişmesine vesile olmaktayız. İskender Paşa cemiyetimizin bünyesinde El Birunî yurdumuz, 14 yılı aşkındır eğitim çalışmalarını Genel Merkez ve bölgemizin desteği ile yürütmektedir. Bu yaz döneminde cemiyetlerimizin mutlaka yaz kursları organize etmeleri gerekmektedir. 47 yıllık hac tecrübesi olan Millî Görüş Teşkilatımızın hac kayıtları devam etmektedir. Hac ve umre ibadetinin teşvik çalışmasını yapmanızı rica ediyorum. Daha verimli bir organizasyon için Güney ve Kuzey Millî Görüş olarak Ensar Travel Şirketini kurduk. Her türlü seyahatiniz için Ensar Travel en uygun fiyatla sizleri yolcu etmek için hazırdır. Ramazan ayındayız. Zekât fitre kampanyamızı başlattık. Bu konuya da gereken duyarlılığı göstermenizi ve özellikle istirham ediyorum. Ramazan ayından sonra Sıla-i Rahim donemi başlayacaktır. Şimdiden hayırlı yolculuklar diler, salimen gidip gelmenizi yüce Allah’tan temenni ederim.”

Amelleriniz “Dar Geçitlerde” Siz Yardımcı Olacaktır Mehmet Erdoğandan sonra söz alan ve Güney Hollanda Bölgesi’nden övgüyle söz eden IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün, zulümlerin, gözyaşlarının, işgallerin, mahrumiyetlerin, yoklukların son bulduğu bir Ramazan dileği ile başladığı konuşmasında özetle şunları dile getirdi: “Güney Hollanda bölgemizin amiral gemisi olan çok değerli Millî Görüşçüler. Cenab-ı Hak toplantımızı hayırlara vesile eylesin. Günahlarımızın affına, sevaplarımızın artmasını, dolayısıyla Fahr-i Kainat Efendimizle cennette buluşmamıza vesile kılsın inşallah. Değerli kardeşlerim, bildiğiniz gibi Ramazan-ı Şerifin arafesindeyiz. Allah nasip ederse yarın bir ramazana daha kavuşacağız. Dua ve temenni ediyoruz ki bu ramazanı şerif farklı olsun. Zulümlerin, gözyaşlarının, işgallerin, mahrumiyetlerin, yoklukların son bulduğu Ramazan-ı Şerif olsun. Müslümanların yeniden bir araya geldiği, vahdetin olduğu, birliğin olduğu, yeryüzünde insanca yaşamın olduğu bir dünya yeniden tesis edilsin ve hiçbir insanın burnu kanamasın. Hak için, adalet için, insanlık onuru için gece gündüz çalışan bu Millî Görüşçülerde bundan istifade etsin. Değerli kardeşlerim, hiç şüphesiz biz bu çalışmalarımızı Allah’ın rızasını kazanmak için yapıyoruz. Allah bizi bu noktalarda samimi eylesin. Gecesini gündüzüne aşkla sevdayla katan, âdeta akşam olmasın yatma-

yayım da şu davama hizmet edeyim diye mücadele eden bu insanların tek bir amacı vardır o da Allah’ın rızasını kazanmak ve cennet ve cemalullah ile müşerref olmak içindir. Fakat Allah’ın rızasını kazanmanın birçok yolu vardır. Elbette bu çok kolaydır ama bir o kadar da zorlu bir yoldur. Bu, mücadele ister, aşk ister, sabır ister, anlayış ister, tevazu ister gayret ve devamlılık ister. O yüzden dolayı değerli kardeşlerim, İslam Toplumu Millî Görüş, bölgesiyle, şubesiyle, teşkilatlarıyla, eğitim merkezleriyle, sohbet halkalarıyla, ihsan sohbetleriyle, müteşebbisiyle ana gayesi yeryüzünde, hakkın, adaletin, iyinin, güzelin tesisi için uğraşmaktadır. Bizim ana gayemiz budur. Çünkü biz cihad anlayışı ile bu çalışmalarımızı yaparız. Birilerinin anladığı şekliyle değil. Kur’an’ın ve Efendimizin tarif ettiği şekliyle biz cihadı anlarız. Biz şuna da inanırız: Öyle yerler vardır ki, orada sadece amelimizle baş başa kalırız. Allah’ın rahmeti dışında, hiçbir kimsenin, hiçbir elin bize yardım edemeyeceğine inanırız. Kıyamet günü mizan kurulduğunda insana yardım edecek olan sadece kişinin kendi hayırlı amelidir. Bunu Peygamber Efendimiz bildirmiştir. O nedenle, sizin bu çalışmalarınız, bu gayretleriniz, bu cihadınız, sizin sohbetleriniz, yeni camiler kurmanız, yeni okullar açmanız, zulmün karşısında, mazlumun yanında duruşunuz; Allah’ın izniyle kıyamet günü amelleriniz, hadislerde bahsedilen o dar geçitlerde size yardımcı olacaktır” Doğuş Haber Merkezi Fotoğraflar: Yalçın Ekici


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

04 tanıtım 26 20 introductie

İzinyolu haritası 2015 ve gazetede isimleri bulunan firmalar olarak iyi yolculuklar; hayırlı ramazanlar ve bayramlar dileriz...

Adres: Binckhorstlaan 340 2516 BL Den Haag İleti: info@borabouw.nl Web: www.borabouw.nl Telefon: +31(0)634 33 91 41

Emeklilik Uzmanı

Yeminli Tercüman & Danışman

Mehmet YAMAÇ info@ibco.nl

+31 (0) 6 222 056 33

Rotterdam Noord Crooswijkseweg 86 3034 HM Rotterdam Tel: 010-411 11 70

Rotterdam Noord Crooswijkseweg 86 3034 HM Rotterdam Tel: 010-411 11 70

Rotterdam Noord Crooswijkseweg 86 3034 HM Rotterdam Tel: 010-411 11 70


doğuş aylık gazete/maandbla

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

seyahat 21 reizen

ve gazetede isimleri bulunan firmalar olarak iyi yolculuklar; hayırlı ramazanlar ve bayramlar dileriz...

Gildenstraat 3 - 4143 HS Leerdam 0345-54 83 01 - info@kleurrijksph.nl www.kleurrijksph.nl


22 bilgi

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

informatie

İyi bir izin kapıda başlar... Yola çıkmadan aracınıza bakım yaptırın Yolculuk öncesi aracınıza bakım yaptırmakta fayda var. Bir çok Türk aile, araçları yolda arızalandığı için perişan oluyor. Ayrıca bakımdan geçmiş bir araç kaza riskini azalttığı gibi, üzücü kayıpların yaşanmasını da önler. (Kanuni olarak teknik bakımı) APK’sı bitmiş araçla yola çıkmayın. Zira geçtiğimiz yıllarda Macaristan sınırında Kontrol esnasında araçlarının APK’nın bittiği tespit edilen bir çok aile mağdur oldular. Macaristan sınırında görevliler aracınızın APK’sı olup olmadığını kontrol edebiliyor. Yolda gözü aç tamircilerin tuzağına düşmemek için yola çikmadan önce aracınızın bakımını mutlaka yaptırın. Aracınızda Trafik ve yardım seti bulundurun: Aracınızda mutlaka trafik seti ve sağlık seti olsun. Bunun yanında Çekme Halatı, El Feneri, Reflektörlü güvenlik yeleği ,Yangın söndürme tüpü, Koli bandı, ufak çaplı takım seti Yıldız ve düz tornavida gibi işinize yarayabilecek malzemeler bulundurmanızda fayda var. Türkiye’ye girişte belgeleriniz hazır olsun. -Araç kaydı yapılacak kişinin pasaportu -Araca ait Türkiye’de geçerli sigorta belgesi -Aracın ruhsatı (mülkiyet belgesi) -Araç sahibi değilse vekâletname veya kira sözleşmesi -Yurt dışında emekli ise emeklilik belgesi -Türk pasaportu için T.C kimlik numarası Taşıtın gümrük işlemlerinden sonra araç sahibinin pasaportuna, taşıta ait gümrük tescil

numarası ve taşıtın yurtta kalabileceği sürenin bitim tarihi kaydedilmektedir. Bu süreyi geçirmeden aracın yurt dışına çıkarılması veya bulunulan yere en yakın gümrük idaresine teslim edilmesi gerekir. Aksi halde, 4458 sayılı Gümrük Kanununa göre cezaî işlem yapılır. Yolcularımız yurtdışından beraberlerinde getirebilecekleri eşya ve araçlarla ilgili detaylı bilgileri sitemizin yolcu işlemleri bölümünden alabilirler. Ziynet Eşyalarına Dikkat Türkiye’ye gidiş ve dönüşte bir yolcunun yanında taşıyabileceği para miktarı kısıtlı. Ülke yasalarının belirlediği miktarın üzerinde para taşıyıp bunu beyan etmeyenlere ceza kesiliyor. Türkler’e yönelik yapılan bir başka uyarı ise düğün takıları ile ilgili. Altın gibi ziynet eşyaları gümrüğe tabi olduğu için belirtilmediğinde el konuluyor. Yolda Paranızı Kaptırmayın Sıla Yolu’na çıkan vatandaşlarımız güzergah üzerinde benzin alırken veya yaptıkları alışverişlerde bazı fırsatçıların tuzağına düşebiliyorlar. Vatandaşlarımız güzergâh üzerindeki tüm ülkelerde Euro ile otoyol geçiş ücretinin yanı sıra benzin parasını da ödeyebiliyorlar. Ancak Hırvatistan ve Sırbistan’da otoyol ücretini öderken euro hesaplamasında yuvarlama yapılıyor. Örneğin 15,45 euro olan otoyol ücreti olarak 15,50 euro talep ediliyor. Hırvatistan’daki bazı benzincilerde euro ile ödemenizde komisyon alınıyor. Özellikle Sırbistan, Hırvatistan, Macaristan, Bulgaristan ve Makedonya’da yaptığınız alışverişlerinizi ya kredi kartıyla yada o ülkenin para birimi ile ödeyin. Euro ile yaptığınız her alışverişte, sizlerden kur farkını yüksek tutarak fazla para alan fırsatçılara fırsat vermeyin.

İyi bir izin kapıda başlar...

Arabalar didik didik aranıyor SINIRLARDA ‘MÜLTECİ’ SIKINTISI DEVAM EDİYOR. SIKI KONTROLLER VAR. Avrupalı Türklerin bu yıl özellikle dönüşlerde canını sıkacak en büyük sorunlardan biri, mülteci krizi olacak. Mülteci krizine bir türlü dur diyemeyen Avrupa ülkeleri ‘Avrupa’nın bir çok ülkesinde sınır kapılarında sınır kontrollerini artırdı. Aylardır değindiğimiz mülteci krizi bu yıl Sıla Yolu’na çıkacak Avrupalı Türkleri olumsuz etkileyeceğini söylemiştik. Her yıl yüzbinlerce vatandaşımızın karayolundan Türkiye’ye izine giderken geçiş yaptığı Hırvatistan ve Slovenya sınırlarında daha fazla araç durdurulacak ve kimlik/pasaport kontrolü yapılacak. Yapılacak sıkı kontroller nedeniyle özellikle yaz aylarında sınırlarda uzun araç kuyruklarının oluşması kaçınılmaz gibi görünüyor. Kontroller daha çok Avrupa’ya dönüş yolunda olacağından, Türkiye’de tatilini tamamlayıp yaşadığı Avrupa ülkesine dönüş yapanlar bundan olumsuz etkilenecekler. Yunanistan, Makedonya, Macaristan

Slovenya, Avusturya ve Almanya başta olmak üzere tüm ülkelerin giriş gümrüklerinde sıkı kontroller yapılmakta. Özellikle Dönüş Yolunda ‘Yola çıkmadan önce gelişmeleri takip ederek, bir plan yapmanız faydalı olacaktır.

Bulgaristan’da paranızdan olmayın! Bulgaristan gümrüğü gözünü gurbetçinin parasına dikmiş durumda. 10 bin euronun üzerinde nakit para bulunduran ve Bulgaristan’a girişte bildirimde bulunmayan gurbetçilerin paralarına gümrük yetkilileri el koyacak. Konu hakkında uyarı notu yayınlayan Sofya Büyükelçiliği, gurbetçilerin el konulan paralarının geri alınamayacağına dikkat çekti. Her yıl binlerce vatandaşımızın karayolundan transit geçiş yaptığı Bulgaristan’da çok sıkı kontroller yapılıyor. Son olarak kaçak mülteci sorununun da patlak vermesiyle bu yıl Bulgar memurlar daha sıkı aramada bulunacaklar. Bu nedenle yolcuların

gümrük kurallarını tekrar gözden geçirerek dikkatli davranmaları gerekiyor. Bulgaristan’a giriş ve çıkış yapan yabancı ülke vatandaşları beyan etmeleri şartıyla sınırsız miktarda para ithal veya ihraç edebilir. Bulgaristan’a giriş ve çıkışta üzerinde 10.000 Euro’ya kadar (örneğin 9.999 Euro) veya karşılığı başka yabancı para bulunan vatandaşlarımızın yazılı beyanda bulunmalarına gerek yoktur. Beyana tabi olmayan miktarda parası olan vatandaşlarımız doğrudan “Yeşil Geçiş Yolu”na geçebilir. 10 bin euronun üzerindeki nakit parayı mutlaka beyan edin Vatandaşlarımızın beraberindeki para miktarı 10.000 Euro (veya karşılığı başka yabancı para) ve üzerinde ise mutlaka beyan edilmelidir. Beyanda bulunulmaması halinde paranın tamamına Bulgaristan Gümrük yetkilileri tarafından el konulmakta (bu paranın herhangi bir şekilde geri alınması mümkün değildir), Beyan etmeyen kişilere hapis cezaları uygulanmaktadır. Beyan edilecek paranın kaynağı ve kullanım amacı, paranın taşınacağı güzergah, paranın taşındığı ulaşım aracı belirtilerek gümrük beyannamesi doldurulmalı ve “Kırmızı Geçiş Yoluna” girilmelidir.

Yola çıkarken dikkat İzin yolu hazırlıklarının heyecanı arasında unutmamanız gereken en önemli belgeleri ve yapmanız gerekenleri sıraladık. PASAPORT Pasaportunuzun geçerlilik tarihini yola çıkmadan önce en az 1 ay kala kontrol edin. Sadece kendi pasaportunuzun değil, sizinle birlikte yolculuk edecek tüm aile fertlerinin pasaport sürelerine iyice bakın. Pasaportlarınız en az 6 ay geçerli olsun. Süresi geçmiş pasaportla sakın yola çıkmayın. Geçersiz pasaportla yola çıkarsanız, en geç Hırvatistan ya da Sırbistan’dan geri çevrilirsiniz. Dönüşlerde çok sıkı kontroller yapılmakta. AB KİMLİK KARTI Avrupa Birliği (AB) vatandaşı olanlar geçerli kimlik kartlarıyla seyahat edebilirler. Ancak dikkat! Sırbistan ve Makedonya’da AB eski kimlik kartları geçmiyor. Yeni biyometrik kimlik kartı isteniyor. Türk kimlik kartları seyahat için geçerli değil.

E-OTURUM KARTI Yeni biyometrik pasaport sahiplerinin e-otorum kartlarını mutlaka yanlarında taşımak zorunda. E-oturum kartları kimlik kartı yerine geçmiyor. Bu kartlar, geçerli bir pasaportla beraber ibraz ediliyor. E-Otorum kartınız yanınızda olmadığı taktirde sınırdan geri çevrilebilirsiniz. MUVAFAKATNAME Başta Sırbistan olmak üzere, tek başına seyahat eden reşit olmayan vatandaşlarımızın sınır kapılarında ebeveynlerince düzenlenmiş yazılı muvafakatnameleri ibraz etmeleri gerekmektedir. RUHSAT ve SİGORTA KARTI: Kullandığınız aracın ruhsatı ve yeşil sigorta kartını ve sürücü belgenizi yanınıza alın. Yeşil sigorta kartınızda Türkiye kısmının açık ve süresinin dolmamış olmasına çok dikkat edin. Eğer Türkiye kısmı açık değilse, Türkiye’de sınırda özel kaza sigortası yaptırmanız gerekiyor. Türkiye’de yapılan özel kaza sigortası sadece karşı tarafın masrafını karşılıyor. Genellikle Avusturya’dan gelen yolcuların yeşil sigorta kartlarında Türkiye kısmı açık değil. Sigorta kartınızda Türkiye’nin ülke kodu olan TR’nin yanında çarpı (x) işareti varsa, sigortanız Türkiye’ye kapalı demektir. Sigortanızla konuşup Türkiye’yi sigorta kapsamına dahil ettirin.

VEKALET: Eğer aracınız bir başkasına veya firmaya aitse, mutlaka vekalet alın. Vekaleti, yaşadığınız ülkenin otomobil kulübü, noterlik ya da başkonsolosluklardan alabilirsiniz. Araç kendi şirketinize bile ait olsa, yine vekalet almak zorundasınız. “Araç eşime ait”, ya da “Araç benim kendi adıma kayıtlı şirkete ait. Kendi kendime vekalet mi vereceğim” demeyin. Başkasına ait araçla vekaletname olmadan yabancı ülkelere seyahat edemezsiniz, Türkiye’ye de giriş yapamazsınız. HASTALIK, KAZA SİGORTASI: Yabancı ülkeler için hastalık ve kaza sigortası yaptırın. Bağlı bulunduğunuz sağlık sigortasından seyahat sağlık belgesi almayı unutmayın. Seyahat sağlık belgesiyle devlet hastanelerinde tedavi ücreti ödemiyorsunuz. Yoksa masrafları peşin ödemek zorundasınız. Seyahat sağlık belgeleri çalışanlar için 6 hafta, emekliler için bir yıl geçerli. OTOMOBİL KULÜBÜ KARTI: Üyesi olduğunuz ANWB ve benzeri otomobil kulüplerinin üyelik kartını yanınızda mutlaka bulundurun. birimi ile ödeyin. Euro ile yaptığınız her alışverişte, sizlerden kur farkını yüksek tutarak fazla para alan fırsatçılara fırsat vermeyin.


Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin yaparak dönmenizi diliyoruz...

Oz&Er FOOD B.V.

2016-2017

Çocuklarını manevî rehberler eşliğinde geleceğe emin bir vaziyette yetiştirmek isteyen velilerin dikkatine!.. Okul derslerinde rehber hocalarla çalışma imkânının sunulduğu 16 yıllık tecrübesiyle çocuklarınızın gideceği doğru adres… El Birûnî Yatılı Erkek Öğrenci Yurdu Öğrenci kayıtlarımız devam etmektedir. İrtibat numarası Tel: 0639773103 Adres: Insulindestraat 236 3037 BK Rotterdam

Rooseveltstraat 39 2321 BL Leiden

E-mail info@ozener.com Tel. +31(0)71 - 589 09 99 Fax +31(0)71 - 589 20 26 www.ozener.com

Bayram’ınızı tebrik ediyor, iyi bir izin yaparak dönmenizi diliyoruz...


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

04 haber 26 24 nieuws

Onur Emre (KazaAvukatı)

Güncel

Şenlik havası içinde geçen turnuvada dereceye giren takımların kupalarını HOKAF Başkanı Mustafa Duyar ve diğer yöneticiler verdi.

Masdatspor turnuva şampiyonu oldu

Karayolu ile Türkiye’ye Gidenlere Uyarılar... Sigortalarınızı kontrol ediniz! ‘Kaza Geliyorum’ Demez! Yaz tatili yaklaşıyor. Türkiye’ye karayolu ile tatile gidecek sürücüler için ELFI Kaza Avukatı Av. Onur Emre’nin hazırladığı uyarılarını siz okurlarımızla paylaşmak istiyoruz. Tatile karayolu ile gidecek yolcuların, tatile çıkmadan önce trafikle ilgili sigortalarını kontrol etmeleri gerekir. Eğer başınıza bir trafik kazası gelmesi halinde, nasıl hareket etmeniz gerektiği ile ilgili önerilerimizi aşağıda okuyabilirsiniz. Sigorta hizmeti aldığınız kuruluştan mevcut sigortanızı kontrol ettirip, eksiklerinizi tamamlamanızı ve sigorta poliçelerinizi iyi okumanızı öneriyoruz. Trafik sigortaları ile ilgili kısa bilgileri şu şekildedir: Hukuk Sigortası... (Rechtsbijstadverzekering) Sadece taşıt sigortanız içinde ek bir sigorta olabileceği gibi, ailenin başına gelebilecek bir çok konu için aile hukuk sigortası paketi de yaptırmak mümkündür. Bu durumda pakette mutlaka araba için hukuk sigortası olmalıdır. Yurtiçi ve yurtdışında yasal haklarınızın takibi için bu sigorta önemlidir. Avukat tutmak gerektiğinde bu sigortanız devreye girecektir. Avrupa Adalet Divanı’nın, Avrupa ülkelerini kapsayan kararına göre, 2013 Aralık ayından itibaren insanların avukat seçme hakkı serbest bırakılmıştır. İnsanlar genelde istedikleri avukatları tutabilir ve verilen hukuk hizmeti masraflarını bu hukuk sigortası karşılar. Kasko Sigortası (All Risk Verzekering) Tatil yollarında kaza yapma riski daha yüksek olduğu için, araba ile izine gidecek olanlara kasko sigorta yapmalarını öneriyoruz. Elbette arabayı dikkatli kullanmak gerekir ama “Kaza geliyorum demez!“. Kasko sigorta ile araba hasarını sigortalamış olursunuz. Kazalarda Yolcu Sigortası -1 (Ongevallen Inzittenden Verzekering (OIV)) Arabanıza ek olarak yapacağınız sigortadır. Kaza anında arabada bulunanların kalıcı hasar (blijvende letsel) ya da ölüm halinde, önceden anlaşılmış miktar tazminat olarak ödenir. Bu sigorta genelde otomatikman yaptırılmakta olup kısmi masrafları karşılamaktadır. Kazalarda Yolcu Sigortası -2 (Schadeverzekering Inzittenden (SVI)) Kaza sonrasında arabanın içindekilerinin ‘letselschade’

kazada yaralanma ve incinme ile oluşan kaza tazminatını öder. Bu sigorta, çok kapsamlı bir yolcu sigortasıdır. Ayrıca şoför haksız olsa bile, ‘letselschade’ masraflarını karşılar. Özellikle yurtdışına çıkacak yolcuların, bu sigortayı özellikle yaptırmalarını önermekteyiz. Seyahat Sigortası (Reisverzekering) Hollanda’da sağlık sigortanız Hollanda sınırları içinde sizin sağlık masraflarınızı karşılar. Yurtdışında olduğunuzda ise sigortanın kapsama alanı azalır. İstediğiniz hastane ya da doktora gidemeyebilir, hatta bazı ülkelerde sağlık sigortanız geçerli olmayabilir. İzinde yanınıza aldığınız bagaj, karşılaştığınız bir hasar seyahat sigortası kapsamına girer. Hırsızlık durumunda ‘inboedelverzekering’ kapsamından çıkar ve seyahat sigortası kapsamına girer. Gideceğiniz yerlere göre Türkiye’nin tümünü kapsayan sigorta yaptırmanız önerilir. Yurtdışında Kaza Sonrası Ne Yapmalı? Trafik kazalarında, kaza formunu (Europees Schadeformulier SAF) iki tarafın doldurması ve imzalaması hukuken geçerlidir; Türkiye için de geçerlidir. Bazı ülkelerde farklı kurallar söz konusu olabilmektedir. Yurtdışında geçerli olacak ‘groenekaart’ sigortanız olmalıdır. Önerilerimiz: - Alarm merkezini (ANWB ya da SOS’u) arayın - Anlaşamama durumunda ANWB ya da SOS yurtdışı hizmetleri size yardımcı olacaktır. Genelde sigortaların kaza yaptığınız ülkelerde temsilcilikleri vardır. - Polis ya da güvenliğe haber verin; yaralanmalarda mutlaka polis raporu isteyin; - Okuyamadığınız, anlayamadığınız durumlarda formları imzalamayın; - Kaza yeri ve her iki aracın resimlerini çekin, hatta yaralanmaları da; - Tanıkların bilgilerini alın; - Hastaneden sağlık raporu isteyin; - Sigortanıza kaza haberini iletin ve kayıt altına alınmasını sağlayın; - Yaptığınız maddi harcamaların belgelerini saklayın; - Yaralanmalarda kaza haklarınızın aranması için zamanında başvuruda bulunun; - Sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin. Kaza sonrası haklarınızın savunulması için başvuruda gecikmeyin. Yurtdışı kazalarında, yukarıdaki noktalara dikkat ederek gerekli belgeleri toplayın. Hollanda’ya döndüğünüzde beklemeden; araba, yol seyahati sigortanız dışında, ayrıca kaza tazminatı (letselschade) konusunda www.elfi.nu olarak bizimle bir an önce iletişim kurun. Şimdiden bütün yolcularımıza kazasız ve belasız yolculuklar diliyoruz. e.emre@letseladvies.nl-0800-0815

Hollanda Karamanlılar Federasyonu tarafından bu yıl ilki düzenlenen ‘1.HOKAF Köy Dernekleri Futbol Turnuvası’ Utrecht kentinde yapıldı.

K

ıyasıya geçen müsabakalara sahne olan turnuvaya bu yıl 16 köy derneği takımı katıldı. HOKAF Utrecht Bölge temsilcisi Adem Güneş’in koordinasyonunda gerçekleşen ve SV Nieuwe Utrecht tesislerinde gün boyu oynanan turnuvanın bu yılki şampiyonu Masdatspor oldu.Bardas, Çoğlu, Başkışla, Kâzımkarabekir, Sudurağı, Burhan, Beydilli, Yollarbaşı, Kılbasan, Bozkandak, Madenşehri, Çukurbağ, Güldere, Çatak, Masdat ve Morcalı köy derneklerinin katıldığı turnuvanın ön elemeleri, 4’er takımlı, 4 grup halinde oynandı. Gruplarında ilk 2’ye giren takımlar çeyrek finale yükselme başarısı gösterdiler. Çeyrek final müsabakaları sonucu Çatakspor, Masdatspor, Burhanspor ve Bardasspor yarı final ipini göğüsleyen takımlar oldu. Yarı final maçları sonunda Burhanspor, Bardasspor’u penaltılarla mağlup etti ve turnuvanın 3.sü oldu. Pozisyon zenginliği bol olan ve baştan sona çekişmeli geçen final maçında Masdatspor ve Çatakspor,

müsabakanın normal süresinde birbirlerine üstünlük sağlayamadılar. Penaltı atışlarında Çatakspor 3, Masdatspor ise 1 penaltı kaçırdı. Buna göre Masdatspor 4-2 maçı kazanarak 2016 sezonu, 1.HOKAF Futbol Turnuvası’nın şampiyonu oldu. Gün boyu şenlik havası içinde geçen turnuvada dereceye giren takımların kupalarını HOKAF Başkanı Mustafa Duyar ve diğer yöneticiler verdi. Doğuş Haber Merkezi

«

AK Partililer listeye alınmamış

Hollanda’da iktidar ortağı Sosyal Demokrat İşçi Partisi (PvdA) lideri Hans Spekman, 2014 yerel seçimlerinde partilerinden aday olmak isteyen AK Partililerin listeye alınmadıklarını söyledi. NRC gazetesinde yayımlanan röportajda Spekman, “Yönetim, Erdoğan’ın gençlik kollarından bazılarının yerel listelere girmeye çalıştıkları uyarısını aldı… Bunun üzerine bu teşkilatları ‘dikkatli olun, bunların amacı başka’ diye uyardık ve listeden çıkarıldılar” ifadesini kullandı. PvdA Genel Başkanı, bunun hangi belediyelerde ve kaç yerde söz konusu olduğuna dair bilgi vermedi. Spekman, listelerden kaç kişinin çıkarıldığı konusunda da bir açıklama yapmadı. Hans Spekman, partisinin önümüzdeki yıl yapılacak olan genel seçimlere aday olmak isteyenler

hakkında daha fazla inceleme yapacağını belirtti. Spekman, “Benim çıkış noktam şu: listeye iyi bir milletvekili olacağın için alınırsın, çok oy getireceğin için değil” ifadesinde bulundu. PvdA Genel Başkanı, adayların “kadın-erkek eşitliği ve eşcinselliğin kabulü gibi solcu-ilerici değerlere” sahip olmaları gerektiğini söyledi. Milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk, uyum konusunda yaşadıkları anlaşmazlık sonucu 2014 yılı sonunda partileri PvdA’dan (İşçi Partisi) ihraç edilmişlerdi. PvdA tarafından “Ankara’nın uzun kolu” olmakla suçlanan Kuzu ve Öztürk, parlamentonun alt kanadı-

nı oluşturan Temsilciler Meclisi’ndeki çalışmalarına Kuzu/Öztürk Grubu adı altında devam etmiş ve daha sonra DENK’i kurmuşlardı. DENK partisinin siyasi lideri Tunahan Kuzu, verdiği bir röportajda hiçbir yerin uzantısı olmadıklarını belirterek, “Biz Ankara’nın uzun kolu değiliz. Bunu iddia edenler buyursunlar bu iddialarını kanıtlasınlar” ifadesini kullandı.


yaşam 25 het leven

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

Gündem

Ziyaretler....

Yılmaz “toprakla bu yakınlığı çok iyi kurduğunu , bu tecrübeyi ileri teknoloji ile birleştirerek başarılı olduğunu” belirtiyor...

Kırmızı turp üretiminde Hollanda’da yılın üreticisi seçildi Hollanda İslam Federasyonu her ramazan geleneksel olarak yaptığı işadamları ziyaretlerini bu yılda sürdürüyor. Bu ramazan Den Haag Poeldijk yakasında seracılık yapan genç bir işadamımızı ziyaret ettik.

SunExpress’den NIF’e ziyaret Hollanda İslam Federasyonuna bir ziyarette bulunan SunExperess Avrupa Satış Müdürü Ali Cillioğlu, SunExperess Kargo Müdürü Koray Hasan Akyol ve Lufthansa Türkiye Cargo Genel Müdürü Hasan Hatipoğlu Federasyon Başkanı Mehmet Erdoğan ve Yeni Çınar Cenaze Vakfı yetkilisi Feyzi Aksoy ile bir süre görüştü. Halen Almanya’da

cenaze nakil işlerini yürüten SunExpress, Avrupa’nın diğer ülkelerinde de bu pazardan pay almayı planlıyorlar. Bu çerçevede Hollanda İslam Federasyonu’nun bir yan kuruluşu olan Yeni Çınar Cenaze nakil vakfı ile de bir ön görüşme gerçekleştirdiler. Görüşmede karşılıklı tekliflerin sunulduğu ve bu tekliflerin değerlendirileceği belirtildi. Daha sonra federasyon binasını gerek federasyon hakkında bilgi alay heyet bu tanışmadan duydukları memnuniyeti dile getirdiler.

Vefa her zaman vardır...

B

aşkan Mehmet Erdoğan genç işadamımızla tanışırken ona sebebi ziyaretimiz ve teşkilatın çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Erdoğan ziyaret amaçlarının sadece işadamlarımızı yakından tanımak olduğunu belirtirken tüm işadamlarımıza hediye ettiği Peygamber Efendimizin hayatını anlatan bir kitap ve bereket duaları içeren bir hat sanatı tablosu hediye etti. Bu kısa tanışma görüşmemizde Zülküf Yılmaz’dan da Yılmaz Radijs hakkında bilgi aldık. Geleceğe emin adımlarla ilerleyen Yılmaz Radijs kırmızı turp üretmek için bu isim altında 2001 yılında kurulmuş. 2001 yılında sera iş dalında 5 bin metre kare toprak üzerinde üretime başlayan Yılmaz Radijs bu gün toplam 130 bin metrekare toprak üzerinde haftalık 90 ton yapraksız ve 180 ton yapraklı

kırmızı turp üretimi gerçekleştiriyor. Hollanda’nın yanı sıra birçok batı Avrupa ülkesinde de pazar edinmeyi başaran Yılmaz Radijs İngiltere, Danimarka, Almanya İsveç ve Belçika’ya yapraksız kırmızı turp ihraç ediyor. Bu pazarda yer edinmenin çok kolay olmadığının altını kalın çizen Zülküf Yılmaz azim ve gayreti elden bırakmadığını belirtiyor. Bu işi yapabilmenin toprağı sevmekle yakın alakalı olduğuna dikkat çeken Yılmaz, 15 yaşına kadar doğup büyüdüğü Elazığ Karakoçan’da toprakla bu yakınlığı çok iyi kurduğunu , bu tecrübeyi ileri teknoloji ile birleştirerek başarılı olduğunu belirtiyor. Ayrıca başarının sırrını, uygun ekip, uygun teknoloji ve tecrübeyle açıklıyor. Çok yoğun bir tempoda çalışan Yılmaz, hayal ettiklerini gerçekleştirmek için adım adım uyguladığı planlarıyla 2018

yılında ulaşacağını ifade ediyor. Zülküf Yılmaz sosyal medyada yapılan bir anket sonucu yılın kırmızı turp üreticisi seçilmiş. Şuan 35 kişilik bir uzman ekiple çalışan Yılmaz‘ın hayalinde, bir gün aynı fabrikayı Türkiye’de açmak yatıyor.

Türk Kültür Derneğine anlamlı ziyaret

Haber-Fotoğraf: Adnan Şahin

«

13 Mayıs 2000 tarihinde Enschede havai fişek deposu faciası anısına yapılan anma töreni geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da yaşanan facianın 16. yılı münasebetiyle Enschede Belediye Başkanı Onno van Velthuizen’in katılımıyla gerçekleşti. Enschede’de bu faciayı yaşayan herkesin kendine has bir anısı mutlaka vardır. Kiminle sohbete başlasanız bu konuda yaşadığı ve unutamadığı hatıraları mevcuttur. Anma programı gereği Prismare Binasında toplanan heyet daha sonra Belediye Başkanı Onno van Velthuizen ve Stichting Herdenking Vuurwerkramp Başkanı Bram Thistle öncülüğünde 23 kişinin hayatını kaybettiği ve Roombeek mahallesinin yok olduğu bu

Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin yaparak dönmenizi diliyoruz...

korkunç facia anısına yaptırılan Anıt heykeline çiçekler kondu ve faciada can verenler için saygı duruşunda bulunuldu. Ayrıca hayatını kaybedenler için Hollanda Bayrağı yarıya indirildi. Belediye Başkanı Onno van Velthuizen program öncesi Prismare Binası içerisinde bulunan Hollanda Türk Federasyon’a bağlı Enschede Türk Kültür Derneğini ziyaret ederek teşkilat başkanı Alparslan Adıbelli’den çalışmalar ve faaliyetler hakkında bilgi aldı. Enschede Türk Kültür Derneği Başkanı Alparslan Adıbelli 2000 yılında yaşanılan facia ile ilgili yapmış olduğu açıklamada yaşananları unutmamak adına küçük çapta da olsa her yıl bu anma etkinliğinin mutlaka devam etmesi gerektiğini belirtti. Adıbelli: “23 insanımız bu faciada hayatını kaybetti, inşallah bu tür acılar bir daha yaşanılmaz. Bu faciada hayatlarını kaybedenler arasında Temel ailesi de var, Allah rahmet eylesin.”

Gültepe Gençlik, Çanakkale’yi yaşattı

Cafer Vural’ın başkanlığında hizmetlerini yürüten Rotterdam Gültepe Camii Gençlik Teşkilatı, Çanakkale Zaferi’nin 101’inci yılı dolayısıyla gençlik üyelerinden oluşturduğu bir ekiple göz dolduran ve göz yaşartan bir tiyatro gösterisi sergilediler. Gösteride rol alan gençler, teşkilat lokalinde yorgunluk attılar.


Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin yaparak dönmenizi diliyoruz...


gündem 27 agenda

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

Gündem

Uyrum: “Avrupa’nın bazı başkentlerinde iş yerimizin benzerlerini açacağız. Bunun müjdesini de şimdiden sizlerle vermek istiyorum”

Eser bırakmak

“Bu bina sadece sizler için değil Heemskerk için bir kazanımdır’”

Heemskerk Ulu Camii dualarla hizmete açıldı

Mercan Balık Sarayı üçüncü mekânını açtı Hollanda’nın tanınmış balıkçılarından Mercan Balık Sarayı üçüncü şubesini düzenlenen törenle, Rotterdam’da bulunan Zuidplein alışveriş merkezinin yanında yoğun bir katılımla hizmete açtı.

A

çılışa Türklerin yoğun olarak yaşadığı Rotterdam Zuid bölgesinde gerçekleşen açılış törenine Rotterdam Belediyesi Ekonomi ve istihdam meclis üyesi Maarten Struijvenberg, Charlois Belediye Başkanı Ronald tol, Lahey Din Hizmetleri Müşavir Vekili Dr. Yusuf Acar, siyasetçiler, Sivil Toplum Örgütü temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.

Y

apımı yaklaşık üç yıl süren Kuzey Hollanda Millî Görüş Federasyonu’na bağlı Heemskerk Ulu Camii geçen hafta dualarla açıldı. Bir külliye şeklinde tasarlanan ve içinde derslikler, gençlik merkezi, şark köşesi ve değişik hizmet alanları bulunan camii, İslam toplumu Millî görüş yöneticileri, Heemskerk Belediye başkan yardımcısı, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, ve Hollandalı komşuların katılımı ile Sade bir törenle hizmete açıldı. Masrafları tamamen camii üyeleri tarafından karşılanan caminin dini vecibeleri yerine getirme yanında sosyal ve eğitim faaliyetleri de vermesi bekleniyor.

Açılış kurdelesi öncesi konuşan El Mercan Restoran Sahibi Abdül Uyrum konuşmasında tüm misafirlere hoş geldin diyerek kendisini bu duruma getirip güvenerek böyle bir mekânı işletme görevi veren anne ve babasına teşekkür etti. “HOLLANDA’NIN AB’NİN DEĞİŞİK BAŞKENLERİNE AÇILIM OLACAK” Uyrum “Böyle bir mekânı Rotterdam’ın kalbi olan Zuid’de açmaktan gurur duyuyoruz. Rotterdam halkına kaliteli ve taze balığı uygun fiyatlarda sunmak bizim misyonumuzdur. Hizmetimiz önümüzdeki yıllarda bütün Hollanda’yı kapsayacaktır. Rotterdam’ın kalbinde böyle bir yeri açmamız hem bölge hem de bizler için büyük bir onur oldu. Babamın uzun yıllar balık sektöründe pazarda aktif olması ve daha sona ilk iş yerini hizmete açması ve akabinde ikinci şube derken bu arada üçüncü işyerini de açmış olduk. Bütün deniz ürün çeşitlerini burada bulmak mümkün. Olmayan ürünleri de bizlerden alabilirler. Günlük taze balıkları Den Haag’taki balık halinden biz sipariş veriyoruz. Kendileri kapılarımıza kadar getiriyorlar. Bizimle çalışmak isteyenlere kapımız her zaman açıktır. Şuanda üçüncü şubemizi açtık ve ilerleyen dönemlerde de Rotterdam’ın, Hollanda’nın ve hatta Avrupa’nın değişik başkentlerinde bu iş yerimizin benzerlerini açacağız. Bunun müjdesini de şimdiden sizlerle paylaşmak istiyorum” dedi.

“ANADOLU DAMAK TADI İLE HOLLANDA DENİZ ÜRÜNLERİNİ BİRLEŞTİRDİK” El Mercan Restoran Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Uyrum, Hollanda’ya gelemden önce balık sektöründe aktif olduğunu söyledi. Uyrum “Aslında denizin olmadığı karamanda balıkçılığı ilk biz başlattık. Nasibimiz burada imiş. Ailecek Hollanda’ya yerleştik. Daha sonra ilk defa pazarda balık tezgahlarında ilk balıkları satmaya başladık. Hollanda’nın hemen hemen her semtinde pazarda balık sattık. Daha sonra işyeri açarak bayrağı bir yönü ile gençlere daha doğrusu oğluma devrettim. Bizler gençlere fırsat vermez isek geleceğini göremezler. O düşünce ile iki oğlumda şuanda yetiştiler. Kendileri de balık üzerine iyi bir bilgiye

sahipler. Bizde aslında aile olarak balıkla özdeşleşmişiz. Rotterdam’ın çok yoğun bir bölgesinde, Zuid bölgesinde böyle bir yeri açmakla aslında hayalim de gerçekleşmiş oldu. Hollandalılar da bu duruma çok sevindiler. Ben Hollandalıların yanında çalışarak dürüst olarak çalıştım. Aslında Anadolu Türk yemekleri ile Hollanda’nın deniz ürünlerini balık konsepti ile birleştirdik. Daha doğrusu Anadolu damak tadı ile Hollanda deniz ürünleri ile birleştirdik.” dedi. Son olarak Lahey Din Hizmetleri Müşavir Vekili Dr. Yusuf Acar’ın okuduğu duaları ile kurdeleler kesildi. Gelen misafirlere sunulan ikramlarla ve ayak üstü yapılan sohbetlerle program devam etti. Doğuş Haber Merkezi

Açılış programı, Heemskerk eski imamlarından Faruk Özer tarafından okunan Kur’an-ı Kerim ile yapıldı. Ayrıca okunan ayetlerin hem Türkçe hem Hollandaca meali de okundu. Daha sonra kürsüye gelen Ulu Camii Başkanı Sefer Koza misafirlere açılışa katılımlarından dolayı Türkçe ve Hollandaca hitap ederek teşekkür etti. Daha sonra kürsüye gelen belediye başkan yardımcısı Aad Schoorl ise ‘bu bina sadece sizler için değil tüm Heemskerk için bir kazanımdır’ dedi. Schoorl, binanın camii fonksiyonu yanında mahalleye de hizmet verecek olan sosyal bir kurum olmasından da ayrıca mutluluk duyduğunu belirtti ve yerel bir sanatçının yapmış olduğu Heemskerk şehir haritasını camiye hediye etti.

Ardından Millî Görüş Kuzey Hollanda Bölge Başkanı Oktay Dalmaz “beklenen gün geldi diyerek” söz alarak katılımcılara bölge adına hitap etti.

Bölge Başkanından sonra Kiliseler platformu adına kürsüye gelen yönetici Gert Dammes, ‘sizlerle tanışmış olmaktan çok memnunum, birbirimizle daha sık görüşerek birbirimizi daha iyi tanımalı ve aramızda köprüler kurmalıyız’ dedi. Camii’nin müteahhidi olan Fas asıllı Mohammed Teghlaoui, ‘Camii’nin kredi almadan kendi gücü ile binayı yapması ayrıca takdire şayan bir durumdur’ dedi ve beraber çalıştıkları belediye, camii yönetimi ve üyelerine teşekkür etti. Son olarak kürsüye gelen İslam Toplumu Millî Görüş Başkanı Kemal Ergün açılışa katılan misafirlere hitap etti. Ergün konuşmasında Camii’nin başka Müslümanlara ve özellikle de Hollandalılara da iyiliğin, güzelliğin, doğruluğun, adaletin ve kardeşliğin temsilcisi olmasını temenni etti ve caminin şehirdeki barış ve sağduyuya katkıda bulunacağına inandığını belirtti.

Selamlama konuşmalarından sonra kurdeleler kesilerek camii hizmete açıldı ve bina katılımcılara tanıtıldı. Hollanda’nın başkenti Amsterdama 30 kilometre uzaklıkta bulunan yaklaşık bin Türkün yaşadığı Heemskerk’te temelden inşaatı gerçekleştirilen Ulu Camide ilk Cuma namazını Millî Görüş Kuzey Hollanda Bölge İrşad Başkanı Ali Kartal kıldırdı.


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

04 haber 28 nieuws

Gündem

“Çocuğum okulda kendisi olabilirse, kendi kimliğiyle kabul görürse, kendini güven içinde hissederek daha başarılı olur”

Tanıtım

“Bu negatif politik atmosferde çocuklarımıza hediyemiz olsun”

Hengelo şehir meydanına Türk çeşmesi yapıldı

İslam ilkokullarındaki kalite yükselişi sürüyor

H

er yıl Hollanda genelinde binlerce ilkokul son sınıf öğrencisinin katıldığı CITO seviye tesbit sınavı sonuçları Mayıs ayında açıklandı. Bu sınavda alınan sonuçlara göre öğrenciler VWO, HAVO ya da VMBO gibi çeşitli seviyelerdeki okullara gönderiliyorlar. Geçen yıl Rotterdam İslam okulu NOEN CİTO sınavında 2 öğrencisinin, Al-Ghazali ise 1 öğrencisinin 550 tam puan almasıyla büyük bir başarıya imza atmıştı. Bu yıl da Dordrecht’te bulunan ve SIPOR’ a bağlı olarak eğitim veren İKRA adlı İslam ilkokulu öğrencisi Ajmen Nasser 550 tam puan alarak okulunun adını duyurdu. Ajmen’in elde ettiği başarı, İbn-i Sina’da düzenlenen bir törenle kutlandı.Kutlamada, SIPOR Müdürü Cihan Gerdan, IKRA Okul Müdürü Semi Salem, Ajmen Nasser ve aiilesi hazır bulundular. Her yıl 550 tam puan alan öğrencilere bir ödül töreni düzenleyen SIPOR Müdürü Cihan Gerdan: “Geçen yıl da 3 öğrencimiz bu puanı tutturmuştu, bu başarıyı hafızalara kazımak, çocukların ufkunu açmak ve motive etmek için madalya ile ödüllendiriyoruz” diyen Cihan Gerdan, bu yıl da 550 tam puan tutturan öğrenciye ve ailesine özel bir başarı madalyası, hediye çeki ve birer buket çiçek takdim etti. İKRA İslam ilkokulu, SİPOR (Stichting Islamitisch Primair Onderwijs Rijnmond) yönetimine bağlı olan 4 okuldan bir tanesi. SİPOR müdürü Cihan Gerdan “Son yıllarda okullarımızın başarısı CİTO sınavında da kendini göstermeye başladı. Daha önceki yıllarda benzer okullarla aynı seviyede sonuçlar alırken şimdi benzer okullardan daha iyi bir seviyedeyiz. Eğitim kalitesinin yükselmesi elbette velilerin de dikkatini çekiyor. Bu yüzden son beş yıl içinde okullarımızda okuyan öğrenci sayısı 1435’den 1628’e yükseldi. 200’e yakın da bekleme listesinde olan talebemiz var” dedi. Cihan Gerdan yaptığı değerlendirmede “Bize taş duvarlar değil, geleceği kucaklayacak beyinler lazım. Bütün uğraşımız bu yöndedir. Çocuklarımız burada kendilerini evlerinde hissediyorlar. 550 puan alarak iyi bir eğitim alma fırsatı yakalayan bu öğrencimiz gittikleri okullarda inançlarının gereğini yaşadıklarından dolayı sürekli

sorgulanacaklar. Bu durum onların içine kapanmasına ve özgüvenlerini yitirmesine sebep olacaktır. Aileleri olarak onları bu zorlu yolculukta destekleyecek ve yalnız bırakmayacaksınız. Bu okullarda bu gibi durumu yaşamadıkları için kendilerine olan güvenleri tamdı. Bu yüzden başarılı idiler. Bunun devamını sizler veliler olarak sağlayacak ve onların yanında olduğunuz onlara hissettireceksiniz. Çocuklarımıza, geçmişleriyle gelecekleri arasında bir köprü kurmaya çalışıyoruz. Onları, kendi tarihiyle, kültürüyle, sanatıyla ve değerleriyle buluşturarak geleceğe hazırlıyoruz. Buradan mezun olanlar bizim bu alanda elçilerimiz olarak dünyanın her bir yanına yayılacaklardır. Buna inanıyoruz. Onlar kendi kimliklerinden, kendi değerlerinden asla utanmayacaklar, o güzellikleri gizlemeyecekler ve tüm dünya insanlarıyla o güzellikleri paylaşacaklardır” ifadelerini kullandı. Gerdan, öğrenci sayısının yükselmesiyle okul binasının yetersiz kaldığını ve bu yüzden okullarının yeni binaya taşınması ya da yeni sınıflar eklenmesi aşamasında olduklarını belirtti. Özellikle Feijenoord Bölgesinde yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını ve okulları o bölgenin ihtiyacını karşılayacak hâle getirmek için Belediye yönetimi ile görüşme hâlinde olduklarını söyleyen Gerdan, hedeflerinin yeni okullar açmak olduğunu da açıkladı. Ajmen’in ailesi eğitim kalitesinin yanında kimlik eğitiminin de kendileri için önemli olduğunu söyledi. Baba Nasser, “Çocuğum okulda kendisi olabilirse, kendi kimliğiyle kabul görürse kendini güven içinde hissederek daha başarılı olur. Benim için en önemli kriter de bu zaten. Çocuğun eğitiminde aile çok önemli ama pek çok bilgiyi okuldan alıyor. Doğru bir eğitim almazsa sonuç olumsuz olur. Evimiz okula uzak olmasına rağmen İslam okullarında aldığı eğitimi önemsediğimiz için bu mesafeyi sorun yapmıyoruz.” dedi.

Ajmen’in araştırmacı ruhuna dikkat çeken baba Nasser, ona yapması gerekenleri hatırlatmamıza gerek yok, o çok disiplinli ne yapması gerektiğini bilen ve çalışkan biri. Tarihe olan ilgisi ve o konudaki bilgisi nedeniyle okullar arası düzenlenen yarışmalarda derecesi var” dedi. İslam okulları hakkında halkımızda çok fazla bilinçsizlik olduğunu vurgulayan Gerdan, bir çok insanın okula velilerin fazladan para ödediğini ya da okulun yatılı okul olduğunu zannettiklerini söylüyor. Hollanda devletinin bir okulu olduğunu, çocukların normal eğitim aldıklarını ve yerli okulların, kendi okullarının verdiği eğitimi kendilerine model olarak almaya başladıklarını ve söyleyen Gerdan, diğer okullara giden binlerce çocuğun da kendi kimliğiyle birlikte kaliteli eğitim alması için gayret edeceğini bildiriyor. Önümüzdeki 5 yıl için 3 hedefi olduğunu söyleyen Gerdan, bunların büyümenin yanı sıra excellent (mükemmel) okul olmak ve Avicenna ortaokulu ile bütünleşerek eğitimin devamlılığını sağlamak olduğunu belirtti. Al-Ghazali, İbn-i Sina, İkra ve Noen adlı okullar SİPOR yönetimi altında eğitim vermekte. Doğuş Haber Merkezi

K

entin istasyon meydanına yapılan çeşmedeki 4 adet musluktan sürekli içilebilir su akıyor. Türk Çeşmesi Hengelo-Yozgat Vakfı girişimi ile işadamları ve vatandaşların maddi katkıları ile gerçekleştirildi. Hengelo Belediyesi’nin altyapı masraflarını karşıladığı çeşmenin açılışına T.C. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan ve Hengelo Belediye Başkanı Sander Schelberg beraber katılarak, açılışı gerçekleştirdiler. Yapılan konuşmalarda su kültürünün farklı kültürdeki yerine işaret edildi. Büyükelçi Arslan, belediye yetkililerine istasyon meydanının tahsis edilmesinden dolayı teşekkür etti. Bir çok kez Türkiye’ye gittiğini ifade eden Hengelo Belediye Başkanı Schelberg ise “Uzun sürmesine rağmen sarf edilen çabalar sonucu Türkiye’nin tüm meydanlarında gördüğümüz türden bir çeşmenin olması sevindirici” dedi.

Hengelo-Yozgat Vakfı Başkanı Ayhan Coşkunsu, katkılarından ve ilgilerinden dolayı vatandaşlara teşekkür etti. Coşkunsu ayrıca konuşmasında Yozgat’ta bir parkta Hollanda yel değirmeni olduğunu da belirtti. 2006-2014 Yılları arasında Hengelo’da Belediye Meclis Üyeliği yapan Burhanettin Carlak’ın girişimleri ile Hengelo ve Yozgat arasında belediyecilik alanında başlatılan çalışmalar kapsamında karşılıklı olarak heyetler ziyaretlerde bulunulmuştu. Carlak, “Çeşme ile ilgili olarak vakıf yönetimindeki arkadaşlarla istişare ederek dönemin belediye başkanı sayın Yusuf Başer’le çeşme fikrimi paylaşmıştım. Hep birlikte ve vakıf yöneticilerinin fedakarlıkları ile projelendirilip hayalimizin gerçekleştirilmiş olmasından dolayı çok mutluyum. Özellikle bu mevcut negatif politik atmosferde çocuklarımıza hediyemiz olsun” dedi.

Hollanda Kayserililer Vakfı iftarı

Bir yıl önce kurulan ve bugüne kadar yaptığı çalışmalarla göz dolduran Hollanda Kayserililer Vakfı’nın düzenlediği iftar programına yoğun bir katılım oldu. Başkan Hasan Tekten, siyasiler ve Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız birer selamlama konuşması yaptılar.


mozaik 29 mozaïek

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

Gündem

Fotoğraflarla Hollanda gündemi...

Heyet, Hollanda’da açılan boşanma davalarının en kısa zamanda Türkiye’de tanınanacağının müjdesini verdi...

Avrupa’da boşananlara müjde! Amersfoort ekibi turnuva birincisi

HDV Selimiye Camii ve TVV’nin organize ettikleri kermes ve HDV Geleneksel Futbol Turnuvasının 20’ncisi Enschede’de düzenlendi. Amersfoort ekibi turnuva şampiyonu oldu. Hollanda Mehteranın verdiği konser kermese katılanlar tarafından ilgi ve coşkuyla takip edildi.

Avrupa’da boşanan çiftlerin mahkeme kararının Türkiye’de tanınması için çalışmaların son aşamaya geldiği açıklandı.

T

BMM “Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu” üyelerinden oluşan bir heyet, Alt Komisyon Başkanı Tülay Kaynarca başkanlığında Hollanda’da incelemelerde bulundu.

her türlü ayrımcılık, şiddet vb. konularda ilgili başvuruları incelediklerini; çeşitli istişareler gerçekleştirdiklerini ifade ettiler.

Almanya ve Fransa’nın ardından Hollanda’ya geçen ve T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu’nda bir gurup Türk vatandaşı ve STK temsilcileri ile bir araya gelen heyet, Hollanda’daki durum hakkında bilgi aldı, çalışmaları hakkında bilgi verdi.

CHP Hollanda Birliği üyeleri ve UETD Hollanda temsilcilerinin de hazır bulunduğu istişare toplantısında Hollanda’da yaşayan Türklerin sorunları dile getirildi. Aile içinde kadına şiddet ve ayrımcılığın yanı sıra iş piyasasında kadınlara uygulanan ayrımcılığın masaya yatırıldığı toplantıda, eğitimin önemi ve uyum konusunda yaşananlar dile getirildi.

Milletvekilleri Tülay Kaynarca, Nuri Okutan, Sibel Özdemir, Salih Çetinkaya, Ayşe Şule Köseoğlu, Ertuğrul Soysal, ve uzman Nezihe Fazilet’ten oluşan TBMM heyeti, geldikleri Hollanda’da ve diğer ülkelerde kadın erkek fırsat eşitliğine ilişkin uygulamaların incelenmesi, denetlenmesi, ulusal ve uluslararası gelişmelerin izlenmesinin yanı sıra hak ihlalleri ve kadına yönelik

Heyet Başkanı Tülay Kaynarca, tüm dilek ve önerilerin hassasiyetle incelenerek rapor hâlinde gerekli mercilere sunulacağını ifade ettiği konuşmasında, “Geçmiş hükümetlerimiz, Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarını yakından takip ederek çözüm noktasında ciddi adımlar atmıştır. Seçme seçilme hakkının verilmesi, askerlik vb. konularda olduğu

gibi burada dile getirilen sorunlar hakkında da gerekli yasalar çıkartılacaktır” dedi. Heyete, Hollanda’da boşanma davalarının Türkiye’de henüz tanınmadığı, boşanan çiftlerin Türkiye’de bir kere daha dava açmak zorunda kaldıkları, bu durumunda insanları maddî manevî bir kez daha zora soktuğu hatırlatılması üzerine Heyet Başkanı, Tülay Kaynarca, “Bu konuda çalışmalar son aşamasına gelmiştir. En kısa zamanda TBMM’de konu ile ilgili yasa çıkacaktır.” dedi. Heyete ve Hollanda Türk temsilcilerinin ev sahipliği yapan, T.C. Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız da çalışmaları için TBMM heyetine ve katılımcılara teşekkür konuşmasında, sorunların birlikte istişare ederek çözüleceğini söyledi ve bu ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Haber Merkezi

«

Delft Sultan Ahmet Camii kermesine yoğun ilgi

Delft’te uzun yıllardır bölge insanına dinî, millî, sosyal ve kültürel alanda hizmet götüren Sultan Ahmet Camii, düzenlediği ve iki gün süren büyük bir kermesle yerli-yabancı pek çok insanı bir araya getirdi. Hollanda Mehteranın verdiği konser büyük beğeni topladı.

Karaman bürokrasisinin Hollanda gezisi

Karaman Vali Yardımcısı Erkan Karahan, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Servet Türegün, Huzurevi Müdürü Abidin Sever, Çocuk Evleri Müdürü Mustafa Penbe, Sosyolog Ali Gizli ve Ahmet Nizam Sarı, Sosyal Danışman Latif Demirel, Mehmet Turmus, Cansu Bayrak bir dizi temaslarda bulunmak üzere Hollanda’ya geldiler.

HDV Aile Seminerleri devam ediyor HDV Kadın ve Aile Komisyonunun organize ettiği Aile Seminerinin beşincisi 3 Haziran 2016, cuma günü Bergen op Zoom şehrinde bulunan HDV Ulu camiinde gerçekleştirildi. Psikolojik Sosyal Danışman Esma Küçük tarafından verilen seminerde, ergenlik süresinde neler yaşandığı ve ne gibi tedbirler alınması gerektiği hakkında bilgiler verildi.yeni “İnsan hayatında ergenlik dönemi 10-22 yaşları arasında çeşitli periyotlar halinde yaşanır ve farklı psikolojik özelliklere sahiptir. Bu farklılıklar ve psikolojik özellikler anne ve babalar tarafından mutlaka bilinmesi gereklidir diyen Esma Küçük , bu nedenle anne ve babaların ergenlik dönemi ve psikolojisi ile ilgili kitap okumaları gerektiğini ifade etti. Yaklaşık iki saat süren seminer sonunda ailelerin sorularını da cevaplandıran Esma Küçük, ergen

dünyasına dair önemli tavsiyelerde bulundu. Sorunların çözümünde gençlerin fikirlerinin alınmasını, onlarla açık ve net konuşulmasını, gençlere sorumluluk duygusunun verilmesini ve onlara güvenilmesi gerektiğini vurguladı. Seminere katılan anneler seminerin çok faydalı olduğunu, çocuklar ile daha bilinçli ve daha yakın ilişkinin önemini anladığını, buna benzer seminerlerin devamını beklediklerini belirterek anneler adına teşekkürlerini ifade etti. Aile seminerlerine tatilden sonra Eylül ayından itibaren ‘Ergenliği Anlamak’ konulu aile seminerler zinciri Hollanda’nın değişik şehirlerinde devam edecek.

Avrupa’nın ilki, ilk mezunlarını verdi

4 yıllık eğitimin ardından 72 öğrenci, Avrupa’nın ilk imam hatip lisesi olan Belçika İbn-i Sina Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldu. Okulun ilk mezunları için bahçede yapılan törene öğrencilerin ailelerinin yanı sıra Türkiye’nin Brüksel Büyükelçiliğinden yetkililer de katıldı..

Kermeste bölge insanları kaynaştılar

Rotterdam Gültepe Camii’in düzenlediği kermes bölge halkının buluşmasına ve kaynaşmasına vesile oldu. Cafer Vural’ın başkanlığında hizmetlerini yürüten Rotterdam Gültepe Camii Gençlik Teşkilatı’nın katkılarıyla düzenlenen kermeste, Hollanda Mehteran da bir konser verdi.


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

04 haber 30 nieuws

Toplum

Fethin 562’nci yıldönümü Veenendaal’da kutlandı İnsanımız iyiye, güzele, doğruya talib... Onları verirsen alır...

Rotterdam-Zuid bölgesinde 40 yıla yakındır bölge insanına dinî, millî, sosyal ve kültürel alanda hizmet veren Kocatepe Camii geçen yıl başlattığı hatimle teravih namazı kıldırmayı bu yıl da devam ettiriyor. Cami din görevlisi Abdullah Dursun’un başlattığı bu hayırlı uygulama büyük kabul görüyor. Henüz 19 yaşında olan hafız Yunus Emre Koçak’a da bu hayırlı hizmette görev veren Abdullah Dursun Hoca, vaaz-ı nasihatlerde de kendisine yardımcı olan Erdoğan Çavuşoğlu Hoca ile manevî atmosferi bol ramazanlar yaşatıyorlar. Abdullah Hoca, hatimle teravih kıldıracağını söylediğinde, cemaatin azalacağı uyarılarını dikkate almamış, güzel, önemli bir çığır açmış ve aksine cemaatin arttığını, büyük bir teveccühle cemaatin camiyi doldurduğunu memnunluk duyarak izliyor.

Veenendaal Cemiyetinin düzenlediği programla, İstanbul’un fethinin 562. yıldönümü coşkuyla kutlandı. Programa, bölge halkının yanı sıra, IGMG Gezici Hatibi, Hac ve Umre sorumlusu Abdürrahim Güçlü, Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan, HDV Camii Başkanı Seyhan Akyüz, Cami imamı Osman Kılıçoğlu, Ede Milli Görüş Camii Başkanı Behçet Ali Şeker, İbrahim Turgut da katıldılar. Behçet Ali Şeker tarafından sunulan program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Selamlama konuşması için kürsüye gelen konuşmacılar, fethin yeni bir çağa kapı araladığına dikkat çektiler. Günün hatibi Abdürrahim Güçlü’nün konuşmasının ardından Hollanda Mehteran ekibi bir konser verdi.

Huzur Sofrası, Kur’an Ziyafeti ve İftar programı... Milli Görüş Arnhem Ayasofya Cemiyeti’nin Westervoort Maksim düğün salonunda organize ettiği Huzur Sofrası Kur’an ziyafeti ve iftar programına katılan ilahiyatçı yazar Sebahattin Uçar, Hafız Ahmet Kaya, imam Sabri Gökçe, Hafız Ahmed Emin Batman, Hafız Eliskan Arifullah Karayiğit, Doçent Drs. Bahattin Budak iftar öncesi Kur’anı Kerim tilaveti yaptılar. Güzel sesleri ile salondaki iftara katılanları büyülediler. Yaptıkları konuşmalarda, yurtdışında bulunduğumuz ülkelerde vatanımıza, bayrağımıza, dinimize, dilimize, kültürümüze, örf ve adetlerimize sahip çıkacak eğitime önem vererek önemli yerlerde görev alacak gençlerin yetiştirilmesi gerektiği vurgusu yapıldı. Arnhem Ayasofya Camisi’nin yenilenmesi için yapılan yardım kampanyasında üzerinde Kur’anı Kerim’den ayetler yazılı tablo açık arttırma ile satışı yapıldı. Verenigd Arnhem

HDV Camileri Din Görevlileri toplandı Lahey Din Hizmetleri Müşavir Vekili Dr. Yusuf Acar, Hollanda Diyanet Vakfına bağlı camilerde görev yapan din görevlileri ile 2016 Yılı Ramazan Ayı öncesi toplantı yaptı. HDV Soest Fatih Camii konferans salonunda yapılan toplantıya, Lahey Din Hizmetleri Müşavir Vekili ve Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Yusuf Acar ile Rotterdam ve Deventer Ataşelikleri çalışma bölgesinde görev yapan resmî, geçici ve fahrî olmak üzere bütün din görevlileri katıldı.

partisinden belediye meclis üyesi Kürşat Bal 1200 avro son teklifi vererek tablonun sahibi oldu. Akşam ezanının okunmasından sonra iftara katılanlar birlikte yemek yediler.

Açılış konuşması için davetlilere seslenen Veenendaal Cemiyeti Başkanı İsmail Şentürk özetle şunlara değindi: “Bize cennet vatanımızı kanlarıyla sulayarak teslim eden yüce ecdadımızı anmak ve anlamak için buradayız diyerek programın önemine dikkat çeken İsmail Şentürk yaptığı selamlama konuşmasında özetle şunlara değindi: “Fetih öyle çok basit bir olay değildir. Fetih, yola çıkmadan yapılır ve mutlaka her fethin bir arka planı vardır. Fetih önce kalpleri fethetmekle başlar. Öncelikle, fetheden Fatihlerin nasıl olduğuna bakmak lazım. Fatih Sultân Mehmed’i ‘fatih’ yapan Akşemseddin ve Molla Gürani Hocalari vardi. Onlar, önce ahlak ve maneviyat olması gerektiğini çok iyi biliyorlardı. Onu âdeta ilmek ilmek islediler ve Fatih Sultân Mehmed’e din adamlarına nasıl saygılı olunacağını da bizzat bizlere göstermiştir. Fatih Sultân Mehmed’in bir tek hedefi vardı; o da yüceler yücesi Peygamberimizin müjdesi ile müjdelenmek...Çünkü Fatih Sultân Mehmed çok iyi biliyordu ki, hayat, iman ve cihaddan ibaretti. ‘İman varsa imkân da vardır’ dedi ve çok zor olan fetih eylemini gerçekleştirmek için yola çıktı. Kadın veya erkek olsun, sohbetlerimizde telefonumuzun, arabamızın, markasını değil de, İslam’ı, onun aziz Peygamberini, O’nun yüce davasını ve çağrısını konuşursak bizlerde mutlaka bir yerleri fethetmeye başlarız. En azından bir gönlü. Masum bir yüreği. Veya içimizdeki İstanbul’u fethederiz”

Askerlik için 1000 Euro nasıl ödenecek?

Dövizle askerlik bedelinin 1000 Euroya düşürülmesinin ardından ödeme konusunda da değişiklikler oldu. Nasıl ve ne şekilde ödeneceği konusunda T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu bir duyuru yayınladı.Dövizle Askerlik yapacak yurt dışındaki yükümlüler 1000 Euroluk askerlik bedelini yükümlülerin kendileri ödemeleri konusunda yayınlanan duyuru şöyle: Başkonsolosluğumuza başvurarak dövizle askerlik hizmetinden yararlanabileceklerini tespit ettiren vatandaşlarımız, 1.000 Euro’luk bedeli, başvuru sırasında, Milli Savunma Bakanlığınca belirlenmiş hesaplara kendileri tarafından havale etmeleri gerekmekte olup, Başkonsolosluğumuzda nakit veya banka kartı ile ödeme yapılamamaktadır. İşlem için gerekli belgeler ve randevu almak için www.konsolosluk.gov.tr


doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

samenleving

cemiyet 31

TÜRK GÜNÜ’NDE BÜYÜK COŞKU YAŞANDI

STRATEJİK DÜŞÜNCE VE İNOVASYON DERNEĞİ KURULDU

Arnhem şehrinde faaliyetlerini sürdüren Hoca Ahmed Yesevi Kültür ve Eğitim Merkezi’nin geleneksel olarak her yıl düzenlediği Türk Festivali yürüyüşüne bu yıl da yoğun ilgi gösterildi. Şehir Tiyatrosu park alanında toplanan vatandaşlarımız, Mehter Takımı eşliğinde Türkiyem Camii’nde bulunan festival alanına geldiler. Etkinlikte bir konuşma yapan Hoca Ahmed Yesevi Kültür ve Eğitim Merkezi Başkanı İbrahim Günay, “Bulunduğumuz ülkelerde asimile olmadan uyum içerisinde yaşamalıyız. Türklüğümüze, dinimize, dilimize ve vatanımıza sahip çıkmalıyız. Türk’ün tek düşmanı cehaletin ta kendisidir. Cehaleti yenmek için eğitime önem vermeliyiz, okumalıyız, bilim ve tekniğe önem vererek araştırmalar yapmalıyız. Önemli yerlerde görevler almalıyız. Geçmişini bilmeyen geleceğini göremez. Avrupa’da birlik beraberlik içerisinde kucaklaşmalıyız” ifadesini kullandı. TURK GUNU’NDE BUYUK COSKU4Hollanda Türk Federasyonu Genel Başkanı Murat Gedik, tarihe sahip çıkılması gerektiğini belirterek, “Türk tarihi bir bütündür. Derin ve zengin bir tarihe sahibiz. Kardeş kavgalarını bugünlere taşımamalıyız. Çanakkale ruhunu bile bitirmek istiyorlar. Türk’ün ruhu orada yatmaktadır. Her gencin Çanakkale’yi ziyaret etmesini istiyorum. Tarihimizi iyi öğrenip bunlara sahip çıkmalıyız. Çanakkale’de her kesimden şehit yatmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türk tarihini bütün olarak görürdü. Atatürk’ün izinde yürüyoruz onu çok iyi anlamalıyız. Avrupa’da yaşayan Türkler vatanına daha çok sahip çıkıyor” diye konuştu. Sanatçı Osman Öztunç’un sevilen şarkılarla renk kattığı programa Türkiye’nin Deventer Başkonsolosu Zafer Ateş de katıldı.

Hollanda’da daha çok dış politika, ekonomi ve toplumsal konularda hizmet vermek üzere Stratejik Düşünce ve İnovasyon Derneği kuruldu. Merkezi Lahey’de bulunan derneğin tanıtım programına Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Şahin ve uzman Dr. Levent Yılmaz’ın yanı sıra Türkiye’nin Amsterdam Başkonsolosu Tolga Orkun ile Rotterdam Muavin Konsolosu Ulvi Darendeli’nin de aralarında olduğu davetliler katıldı. Dernekle ilgili bilgi veren Başkan Saadet Koral, çalışmalarının daha çok AB ülkeleri ile Türkiye arasında olacağını söyledi. Terör, savaşlar, göçmenler ve İslamofobi gibi uluslararası alanda baş gösteren sorunlara çözüm bulmaya çalışmanın vicdani bir görev olduğuna işaret eden Koral, “Derneğimiz bu tür insanlık sorunlarının anavatanımız olan Türkiye ile yaşadığımız AB’ye etkilerini tartışmayı, durum tespiti yapmayı ve öngörülerde bulunmayı hedefliyor. Bu bağlamda AB-Türkiye ilişkilerinde karşılaşılacak sorunlar konusunda çalışma ve projeler geliştirmeyi de hedefliyoruz” dedi. SDE Başkan Yardımcısı Şahin ise Afganistan ve Pakistan’dan başlayarak Fas’a kadar olan bölgede farklı biçimlerde terörün hakim olduğunu belirterek, Türkiye’nin bu kapsamda güvenliğini sağlamak için büyük çaba harcadığını söyledi. Söz konusu bölgedeki çoğu ülkenin devlet olma vasıflarını önemli oranda yitirdiğine işaret eden Şahin, burada devletlerin yerini terör örgütlerinin almaya başladığını dile getirdi. Krizlerin hiç bitmediği coğrafyada bulunan Türkiye’nin terörle mücadele ederek siyasal ve sosyal bütünlüğünü sağlaması gerektiğine vurgu yapan Şahin, Türkiye’nin bu kapsamda terör yoluyla Ortadoğu’da yeni bir siyasal coğrafya oluşturmaya çalışanlara karşı çıktığını ifade etti. Levent Yılmaz da Türkiye’nin orta boy devletten süper devlet olmaya doğru yol aldığını belirterek, bu yükselişin birilerini rahatsız ettiğini söyledi.

ABOUTALEB: “ERASMUS DA SURİYELİ MÜLTECİYDİ”

UETD HOLLANDA’DA GÖREV DEĞİŞİMİ YAPILDI

‘Wat Rotterdam NIDA partisinin 16 Haziran Perşembe günü Rotterdam Esselam Camii salonunda verdiği iftara beklenenin üzerinde katılım oldu.

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Hollanda Şubesi Başkanlığı’na Turan Atmaca seçildi. Atmaca, düzenlenen 3. Olağan Genel Kurulu’nda görevi eski Başkan Mehmet Salih Kaya’dan devraldı. Türkiye’den AK Parti Temsilcisi İslam Kanıtoğlu ve UETD Genel Merkez Teşkilatlanma Başkanı Köksal Kuş’un yanı sıra üyelerin katıldığı programda konuşan Atmaca, Türk toplumunun Hollanda’da daha iyi noktalara gelmesi için ellerinden gelen çabayı göstereceklerini söyledi. 2005 yılında kurulan UETD’nin ana amaçlarından birisinin Avrupalı Türklerin siyasal, sosyal ve kültürel gelişimine katkı sağlamak olduğuna işaret eden Atmaca, bu kapsamda diğer sivil toplum kuruluşlarıyla da işbirliğine açık olacakları mesajı verdi. Avrupa’daki Türklerin sayısının bazı AB üyesi ülkelerin nüfuslarından daha çok olduğunu hatırlatan Atmaca, “Hem Avrupalı devletlere, hükümetlere ve milletlere hem de Türkiye Cumhuriyeti devletine ve hükümetine dönük siyasi lobi faaliyetleri yapmak istiyoruz. Bulunduğumuz toplumlarda asimile olmadan entegrasyonu sağlayarak ve çift kültürümüzü koruyarak yaşam sürmek istiyoruz. Hollanda’daki vatandaşlarımızın sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik açıdan daha da başarılı olmaları için bütün gücümüzle çalışacağız. Sorunları, ihtiyaçları bilimsel bir yaklaşımla tespit ederek çözüm önerileri bulmaya çalışacağız. Şimdi devir gönülleri fethetme devridir. Avrupa’da ve bulunduğumuz her yerde gönülleri fethetmeliyiz” diye konuştu. Atmaca, özellikle gençler ve kadınlara yönelik çalışmalara ağırlık vereceklerini de dile getirdi. AK Parti Temsilcisi İslam Kanıtoğlu da kurulduğu tarihten bu yana her seçimde güçlenerek çıkan AK Parti’nin başarısının temelinde halkla ve STK’larla kurduğu işbirliği ve yaptığı istişarelerin olduğunu söyledi.

İftarda Rotterdam Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız ve çok sayıda partili, din adamı ve STK temsilcisi katıldı. Parti başkanı Nourdin El Quali ile yardımcısı Aydın Peksert tüm misafirlerle ayrı ayrı ilgilendiler. Aboutaleb yaptığı konuşmada önce mülteci sorununa dikkat çekti. Aboutaleb, Erasmus’un da bir mülteci olduğunu söyledi. Ailesinin Akdeniz havzasında Suriye, İtalya ve Yunanistan üçgeninde mülteci hayatı yaşadığını dile getirerek, 500 yıl sonra fazla bir şeyin değişmediğini; yine Suriye, İtalya, Yunanistan üçgeninde sorunun aynen devam ettiğinin altını çizdi. Aboutaleb son zamanlarda artan hoşgörüsüzlüğe de değinerek buna bir son verilmesinin vaktini çoktan geldiğine işaret ederek artık toleransa ihtiyaç duyulmamalı onun yerine ‘aynen kabul etme’ yani ‘acceptatie’ yerleşsin diye konuştu. Din adamları da insanlığın bir anadan ve bir babadan geldiğine vurgu yaparak ayrıştıran değil birleştiren yönlerimizi araştırmalıyız yönünde vurgulamalar yaptılar. Bir imam da şöyle bir tespitte bulundu. “Camiye girerken ayakkabını çıkaracaksın, Sinagoga girerken kep giyeceksin Kilisliye girerken de şapkanı çıkaracaksın” diyerek her dinin saygı değer olduğunun altını çizdi.


Ramazan ve Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin (sıla-i rahim) yaparak dönmenizi diliyoruz...


“Mânen temizlenenlerin ebediyen Adn Cennetinde kalacakları müjdeleniyor”

Hikmet Pınarı Hüseyin Kerim Ece kerimece@hotmail.com

2-Tezkiye. ‘Tezkiye’nin aslı ‘ze-ke-ye/ zekâ’ fiilidir. Bu da sözlükte artmak, fazlalaşmak, çoğalmak, bereketlenmek demektir. Aynı kökten gelen ‘zekkâ’(masdarı tezkiye); artırmak, fazlalaştırmak,

Çeşitli sebeplerle kirlenen nefisleri ve kalpleri temizlemek, arındırmak (tezkiye etmek); böylece Hakikati ve doğruyu görmelerini, anlamalarını sağlamak gerekir. Fıkıhta maddî ve manevî temizlikten (tahâretten) bahsedilir. İslâm maddî temizliği emrettiği gibi, kalp ve nefis temizliğini de emretmiştir. Kur’an’ın ‘tezkiye’ dediği temizlik de budur. Kur’an nefislerin/kalplerin tezkiye edilmesinden (arındırılmasından) bahsettiğine göre onların kirlenmesi de söz konusudur. Nefsini arıtan kurtulur. Nitekim Kur’an şöyle diyor: “Nefse ve onu düzgün

onun daha saf, helâl olmasını sağlar, hem de nefsini hırs ve tamahtan, açgözlülük ve dünya malı sevgisinden, aşırı tutkulardan arındırır. 3- Günahlardan ve münkerden (kötü işlerden) sakınma. Kirlenen nefisler ve yürekler ancak insana günah kazandıran işleri terk etmekle mümkün olur. Bir hadiste şöyle buyuruluyor: “Bir kul günah işlediği zaman kalbinde siyah bir leke meydana gelir. Eğer o kul günahı terk edip bağışlanmayı dilerse, bu leke kaybolur. Şayet tövbe etmez ve günah işlemeye devam ederse, o zaman bu siyah nokta büyüyerek onun bütün kalbini kaplar. İşte Allah’ın “Doğrusu şudur ki, yapıp ettikleri kalplerini kaplayıp paslandırmıştır.” (Mutaffifin 83/14) âyetinde ifade edilen “pas tutma ve karartma budur.” (Tirmizî, Tefsîr/73 no: 3334) 4- Kalbi kin, haset, gıybet, başkalarına haksız düşmanlık besleme, dünyaya aşırı tutkunluk, hırs ve tamah’tan arındırma. Zira bütün bunlar nefsi/kalbi karartan manevî kirlerdir. 5- Çok Kur’an okuma, dua, zikir, tesbih yapma. Her dua, her tesbih; yani içinde Sübhânellah geçen cümleler birer zikirdir. Zikir Allah’ı bir şekilde anmak, unutmaksızın hatırlamaktır. Bütün bunlar da nefsi arındırır, Müslümanı Allah’a yaklaştırır. 6- Tefekkür; yani ölümü ve âhireti düşünme. Nereden geldik, nereye gidiyoruz, bu hayatın ve varlığın anlamı nedir diye düşünmek, ölümü sık sık hatırlamak, âhireti ve orada olacakları tefekkür etmek nefsi tezkiye eder. 7- Hata ve günahlara tevbe ve

Allah’ın arındırması yanında insanın kendi iradesiyle nefsini mânevî kirlerden arındırması önemli olduğundan bahseden bir âyette; “Kim arınırsa kendi yararına arınmış olur” deniyor. (Fâtır 35/18) Tezkiye ibadeti, diğer ibadetler gibi kişiseldir. Kimse kimsenin günahından sorumlu olmadığı gibi, kimse kimsenin yerine arınma olayını yapamaz. Mânen temizlenenlerin ebediyen Adn Cennetinde kalacakları müjdeleniyor. (Tâhâ 20/76) -Arınmanın imkânları: Müslüman nefsini nasıl tezkiye edebilir? Bunun imkânları nelerdir? İşte bir kaç yol: 1- İslam dışı inançlardan uzak durma. Şirk (Allah’a ortak koşma), küfür (inkârcılık), sapık düşüncelerden kalbi, İslam dışı hüküm ve kanaatlerden zihni ve duyguları uzak tutma, onu temizlemedir. 2- Allah yolunda verme (infak etme). Bir âyette şöyle deniyor: “Arınmak için malını hayra veren en takvalı (korkupsakınan) kimse Cehennemden uzak tutulacaktır.” (Leyl 92/1718) Öyleyse Allah (cc) yolunda yapılan infak; zekât, fıtır sadakası, teberru, bağış, sadaka, hediye ve benzeri bütün harcamalar nefsi tezkiye eder. İlginçtir, zekât ile tezkiye aynı kökten gelir. Zekât arınmak için verme, malı vererek arıtma, temizleme demektir. Zekât veren Müslüman hem malını temizler,

istiğfar etme. İnsan hata yapar, günah işleyebilir. Her günah da kalbi/nefsi kirletir. Bir hadise göre en iyi hata yapanlar tevbe edenlerdir. (Tirmizi, Kıyamet/49 no: 2499. İbni Mace, Zühd/30 no:4251) Tevbe günaha pişman olup vazgeçmek, istiğfar da günahların affını istemektir. Her ikisi de sık sık yapılmalı ki nefis tezkiye olsun. 8- Sâlih ameller işleme. İslam’ın emrettiği, Müslümana sevap kazandıracak, Allah’ın razı olacağı işler sâlih ameldir, yani ibadettir. Nefis ancak sâlih amel işlenerek tezkiye edilir. 9- Ramazan ve oruç. Nefsi tezkiye etmenin, kalbi temizlemenin en güzel imkanlarından biri de Ramazan’dır. Ramazan arınma mevsimidir. Nefsi karartan tortulardan, manevî yüklerden, yüreği kirlerden kurtulabilmenin fırsatıdır. Bu ay ibadetleri, zikri, duayı, tefekkürü, ölümü ve âhireti düşünmeyi, Kur’an okumayı ve Kur’an’la bilinçlenmeyi, Allah yolunda vermeyi artırmanın zamanıdır. Oruç insan nefsini terbiye ve tezkiye eder, Allah’a yaklaştırır, günahlara karşı korur, onu ölüme ve sonsuz bayrama hazırlar. Ramazan’ı arınma (tezkiye olma) fırsatı bilmeli ve nefsi tezkiye etme çabasını artırmalı. Zira Kur’an’a göre sonuçta ancak nefsini/kalbini tezkiye edenler kurtulacak. (Özür. Geçen sayımızda H.K. Ece’ye ait “Boşanmayı Önleyecek Tedbierler” başlıklı yazıda başlığın altındaki ve 1. maddedeki cümle “Müslüman eşler evlerini ‘daru’sselam-dünyada esenlik yurdu’ yapmamalı” şeklinde çıktı. Son kelime “yapmalı” olmalıydı. Bu yanlışlığı düzeltir okuyuculardan özür dileriz.” ◄◄

Ramazan ve Bayram’ınızı tebrik ediyor, iyi bir izin (sıla-i rahim) yaparak dönmenizi diliyoruz... De Stichting Islamitisch Primair Onderwijs Rijnmond

iz : R TL Telev

yo

Postadres: Postbus 51188, 3007 GD Rotterdam Bezoekadres: Zegenstraat 120, Rotterdam T. (010) - 495 15 80

Al-Ghazali

Van Lennepstraat 17 3027 SP Rotterdam Tel. (010) - 415 21 67 Fax (010) - 262 45 35 E-mail directiealghazali@gmail.com www.al-ghazali.nl

Ibn-iSina

Zegenstraat 120 3082 XZ Rotterdam Tel. (010) - 428 25 90 Fax (010) - 428 20 91 E-mail adurmus@sipor.nl www.ibn-i-sina.nl

Ikra

Spirea 3 3317 JP Dordrecht Tel. (078) - 639 01 51 Fax (078) - 639 04 21 E-mail ikra@sipor.nl www.ikra.nl

Noen

Paradijsplein 1 3034 SL Rotterdam Tel (010) 240 94 46 Fax (010) 240 99 53 E-mail info.noen@sipor.nl www.ibsnoen.nl

“İslam okulları Cito’da en başarılı, en iyiler”

nu

si

Namaz kılmak isteyen için abdesti ve cünüp olanın gusül yapmasını emreden, su bulamayanlara teyemmüm kolaylığı sağlayan âyetin sonunda şöyle deniyor. “...Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.” (Mâide 5/6) Âyetin başında cünüplükten yıkanmayı anlatan tahâret maddî temizliği ifade ettiği gibi, manevî temizliği de anlatır. Zira cünüplüğün ve abdestsizliğin bir de manevî kirlilik boyutu vardır. O kirin giderilmesi de gusül ve vudu’(abdest) adı verilen tahâret ile mümkündür.

Yine aynı kökten gelen ‘zekât’; sözlükte; bereket, fazlalık, temizlik, ıslah olma hâli. Bir şeyin hâlis ve pak olması, bir şeyin özü. Kişinin şer’an kendi malından onu temizlemek üzere verdiği belli bir pay, yani bilinen zekât ibadeti. (İbni Manzur, Lisânu’l Arab 7/46) Kur’an’da daha çok manevî saflaştırma, temizleme, arındırma anlamında kullanılıyor. Esasen insan dünyaya tertemiz bir fıtratla (yaratılışla) gelir. Âkil-bâliğ olduktan sonra kendi yaptıklarına ve tercihlerine bağlı olarak ya bu temiz fıtratı aynen korur, ya da onu kirletir. Ancak insan kalbi veya nefsi zamanla kirlenir, üzerini pislik kaplar, katılaşır ve taş kesilir (Bakara 2/74), hatta paslanır. (Mutaffifin 83/14). Kir içinde kalan kalp doğruları göremez, Hakikati kavrayamaz.

bir biçimde şekillendirene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. Onu kirleten kimse de ziyana uğramıştır.” (Şems 90/7-10. Bir benzeri: A’la 87/14-15)

n i ve r site

1- Tathîr. ‘Tahâret’ kökünden gelen ‘tathîr’; temizlemek, paklamak demektir. Kur’an’da bir âyette ‘tathîr’ olarak, bunun fiil hâli ‘tahhara’ ise yedi âyette geçmektedir. Bunlar hem maddî temizlik (tahâret), hem de manevî temizlik (arınma) anlamında kullanılıyor. (Mesela bakınız: Âli İmran 3/42. Tevbe 9/103. Mâide 5/41. Enfal 8/11. Ahzâb 33/33. Müdessir 74/45. Hac 22/26 gibi)

temizlemek (tezkiye etmek), arındırmak (pak etmek), kendini düzeltmek, malının zekâtını vermek demektir. (el-İsfahânî, R. el-Müfredât, s: 313. İbni Manzur, Lisânu’l Arab 7/46. Cevherî, İ. b. Hammad, es-Sıhah, 6/332)

amazan oruç ayı olmanın yanında bir de arınma (tezkiye) ayıdır. Kur’an’da arınmayı anlatan iki kavram var: Tathîr ve tezkiye.

tri

ch

SAKINMA, ARINMA VE KURTULUŞ AYI RAMAZAN R

cu

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

ş tır t m a s o n u

yaşam ve inanç 33 leven en religie

doğuş aylık gazete/maandblad,

a ra

ve M a as


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

04 haber 34 nieuws

Gündem

“Ümmet Bilinci’halkasının genişlemesi adına 6 yıl önce Hasene’yi kurduk. Bu altı yıl içerisinde, 100 milyonun üzerinde bir yardımı 20 milyon ihtiyaç sahibine ulaştırdık”

Hasene’nin geleneksel iftar programı Hasene Hollanda iftar programı için bu yıl da Amsterdam’da ‘De Koning Party & Events’ salonunu tercih etti. Hasene gönüllü ve destekçilerinin büyük ilgi gösterdiği iftar programı görkemli geçti.

S

unuculuğunu Hasene Hollanda temsilcilerinden Hüseyin Karataş’ın yaptığı programın açılış Kur’an-ı Kerim ile başladı. Açılış Kur’an-ı Kerim’inden sonra kürsüye gelen Hasene Hollanda Genel Başkanı Mehmet Yaramış şunları söyledi: “Değerli Hasene gönüllüleri hepinizi hürmetle ve sevgi ile selamlıyorum. Yunus Emre şöyle diyor, ‘Bir hastaya vardın ise, Bir içim su verdin ise, Yarın anda karşı gele hak şarabı içmiş gibi’. Ey hayır yayanlar, hayra destek olanlar! Sevgili Hasene gönüldaşları hepiniz iftarımıza hoş geldiniz. Ramazan ayı bereket ayı, hayır ayı, dayanışma ayı ve Kur’an ayı. Hasene olarak yüz ülkeye kumanya gönderildi. Türkiye’de 35 ilimizde kumanyalarımız dağıtıldı. Geçen sene Sierra Leone’ye gittiğimizde zor şartlar altında görev yaptık. Balta girmemiş ormanların içerisinde yolculuk yaptık. Sizlerin bize emanet ettiklerinizi ihtiyaç sahiplerine teslim ettik.” Kuzey Hollanda Bölge başkanı Oktay Dalmaz ise konuşmasında

şunları kaydetti: “Hasene’nin değerli destekçi ve gönüldaşları! İftarımız hayırlı ve mübarek olsun. yapacağınız iş ne olursa olsun önce organize olmak zorundasınız. Organize olursanız insanlar size güvenirler, güç oluşturursunuz, yapacağınız iş bereket oluşturur. Organize olmak demek biraraya gelmek demektir, bir araya gelmek te rahmete vesiledir” Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Çok kıymetli Hasene derneğimizin temsilcileri, gönüllüleri, cemiyetlerimizin sosyal hizmetler başkanları kıymetli hazirun hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum. Dualarımızın kabul olduğu şu saatlerde Yüce Rabbim dualarımızı kabul etsin tuttuğumuz oruçlarımız kabul etsin. İnfak kampanyamıza katkılarınızdan dolayı Rabbim sizlerden razı olsun. Hasene derneğimiz Ramazan’a girmeden önce 80 binin üzerinde kumanya topladı, 250 gözlemcinin gözetiminde Türkiye başta olmak

Matem mitingi Hollanda’nın Den Haag şehrinde bulunan Rusya elçiliği önünde, Kırım Tatar kardeşlerimizin davasına sahip çıkan, Türk, Tatar, Nogay, Azerbaycan Türkü ve Ahıska Türkleri ile Ukraynalılar protesto gösterisi yaptılar Hollanda Kırım Vakfının organize ettiği mitingde, gerek 1944 yılında yapılan sürgün ve soykırım, gerekse 2 yıl önce Putin Rusya’sı tarafından yapılan Kırımı işgal ve

ilhak çeşitli sloganlar ile elçilik önünde dile getirilerek, başta Batı Avrupa olmak üzere, özellikle Rusya ya sesimizi duyurmak için haykırdık. Miting esnasında başta Kırım Millî Marşı “Ant Etkenmen” ile Eurovision birincisi Jamala’nın şarkısı “1944” orada bulunanlar ve elçilikteki çalışanlara dinlettirildi. Ayrıca Batı Avrupa da yapılan tek Matem Mitingi olarak da tarihteki yerini aldı...

üzere muhtelif İslam ülkesinde, fakir, fukara, dul, yetim olmak üzere kardeşlerimizin sofralarına sizlerin kumanyası inmiş oldu. Cenab-ı Allah sizlerden razı olsun.” Amsterdam Mevlana Camii Dar’ül Furkan öğrencileri “Daha Kur’an ne desin” adlı bir şiir seslendirdiler. Küçük kızların okuduğu bu şiir salondaki katılımcıları duygulandırdı ve büyük alkış aldı. İftarda bir selamlama konuşması yapan Genel Merkez Sosyal Hizmetler Başkanı Mustafa Uyanık ise şunları söyledi: “Bir iddiamız vardı. Bu da dünyayı değiştirme iddiası idi. Nasıl yapacaktık bunu? İyilik ve güzelliği yayarak. 6 yıl önce Hasene’yi kurduk. Bu altı yıl içerisinde, 100 milyonun üzerinde bir yardımı 20 milyon ihtiyaç sahibine ulaştırdık. Bu yardımlar bir kurban eti değildi, bir kumanya değildi, bir ümmet kaynaşmasıydı. Savaşta uzvunu kaybeden bir kardeşimize bir ortopedi desteği idi, bir yetimin başını okşama idi.

Gündem

Çocuklar bilgilerini yarıştırdılar

Şubeler arası bilgi yarışması yapıldı Hollanda İslam Federasyonun geleneksel hâle getirerek düzenlemiş olduğu “Şubeler Yarışıyor” Bilgi Yarışması Leiden şehrinde yapıldı.

Y

arışmaya, Rotterdam Ayasofya, Rotterdam Birlik, Rotterdam İskender Paşa, Rotterdam Ravza,Tilburg, Leiden, Öss, Dördrecht, Arnhem, Ulft, Den Haağ, Ede, Schiedam Merkez, Leerdam, Veenendaal, Uden, Eindhoven cemiyetleri talebeleri katıldılar. Rotterdam Ayasofya bölgeler Kur’an-ı Kerim birincisi Doğan Ayhan, programın açılışını o güzel sesi ile yaptı ve bir Kur’an ziyafeti verdi. Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan ve Bölge Eğitim Başkanı İsmail Kızılırmak hem selamlama hem de değerlendirme konuşmalarıyla bu gibi faaliyetlerin önemine değindiler. Medeni cesaret gösterip yarışmaya katılan bütün çocukları birinci ilan eden Erdoğan, bu gülleri yetiştiren anne babaları, onları eğitin hocalarını tebrik ederek, teşekkürlerini sundu. Yarışma akışı içerisinde İsmail Güven söylediği ilahilerle salon atmosferini renklendirdi. Zorlu geçen bir yarışma sonunda dereceye şu isimler girdi: Birinci kategori…

Birinci, Ömer Faruk İnan (Leiden Fatih) İkinci, Şevval Tümer (Schiedam Merkez) Üçüncü, Musab Akdoğan (Mimar Sinan Den Haag) İkinci kategori… Birinci, Berkay Köroğlu (Rotterdam İskender Paşa) İkinci, Şuheda Bilgin (Schiedam Merkez) Üçüncü, E. Nisa Meldagül(Tilburg)

Susturamadılar, susmayacağız! Denk Partisi Başkanı, milletvekili Selçuk Öztürk, gazetelerde çıkan haberler üzerine Son Haber’e konuştu. Şirketlerine yapılan haksız saldırılar karşısında Hollanda Adaletine güvendiğini söyleyen Selçuk Öztürk, yapacağı basın açıklamasından önce önemli değerlendirmelerde bulundu.. Öztürk, “Bildiğiniz gibi önce PvdA’da milletvekili olduğumuz dönemde çeşitli konularda susturulmaya çalışıldık. Zaten PvDA’dan ayrılma sebeplerimizin başında bu geliyor” diyen Öztürk, DENK Partisi’ni kurmalarının ardından önce Meclise, ardından da Medya’nın kendilerini susturmaya çalıştığını fakat başarılı olamadıklarını söyledi. “Biz bu durumu, yani

susturulmaya çalışıldığımızı bir buçuk yıldır söylüyoruz. Bu yeni bir şey değil. Fakat PvdA’da susturamadılar, ayrıldık DENK’i kurduk. Mecliste susturmaya çalıştılar olmadı, medya sistematik olarak üzerimize geldi yılmadık, hep dik durduk ve insanlar için doğru olanı söyledik. Konuşma dediler konuştuk, konuşmaya devam edeceğiz” diyen Selçuk Öztürk şimdi de şirketleri aracılığı ile kendilerine bir saldırı olduğunu söyledi. Öztürk açıklamasında, “Biz şahıs ve parti olarak ayrımcılık ve ırkçılık konusunu gündeme taşıdık ve gündem de tutuyoruz. Seçmenlerimiz ve DENK Partisi olarak bunu da birlik ve beraberlik içinde aşacağız. Hollanda bir hukuk devletidir ve bizim Hollanda adaletine güvenimiz tamdır” dedi.


nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

Dil, din ve kültüre uygun hizmet...

“Hizmetlerimiz sadece Arnhme’le sınırlı değildir; Hollanda’nın her yerine hizmet vermekteyiz”

“Hamilelik ve loğusalık döneminde yanınızdayız”

Bir süre önce kayboldukları bildirilen 17 yaşındaki Esme Acar ile 31 yaşındaki Ali Yılmaz için endişeli bekleyiş sürüyor. 22 Mayıs 2016 tarihinden beri kendinden haber alınamayan Ali Yılmaz ile Esme Acar’dan henüz bir haber yok.Polis bültenleri ve sosyal medya aracılığı ile aranan iki Hollandalı Türkün yakınları başta olmak üzere Hollandalı Türklerin endişeli bekleyişleri sürüyor.Hollanda’nın Amersfoort şehrinde oturan ve geçen hafta son Almelo’da görüldüğü belirtilen Esme Acar, Vlaardingen’den Ali Yılmaz hakkında bilgiler şöyle:

Arhnhem‘de bir yıldan beri Hollanda ve Türk toplumuna hamilelik ve loğusalık dönemi bakımı alanında hizmet sunan Roza Kraamzorg, 4 Haziran 2016 tarihinde bir yıl aradan sonra resmî açılışını gerçekleştirdi.

Y

oğun ve seçkin bir davetli topluluğunun katıldığı açılış törenine TOV İşadamları Derneği Başkanı Aziz Zeyrek, Verenigd Arngem Partisinden Kürşat Bal, Şifa Acupunctuur sahibi Abdullah Akkurt, Raqam & Mediqal sahibi Bedreddin Budak. Deventer Başkonsolosluğunu temsilen Ticari Ataşe Hasan Önol katıldı. İşletmeciliğini iki kadın girişimcinin yaptığı Roza Kraamzorg hakkında Nazan Yazılıtaş ve Emel Badur’la

Kısa haber

Kayıplardan hâlâ ses yok!

Roza Kraamzorg sahibeleri Nazan Yazılıtaş ve Emel Badur:

tanıtım 35 introduction

doğuş aylık gazete/maandblad

Esme Acar: Geçtiğimiz salı gününden beri kayıp. 11-09-1998 doğumlu olan Esme Acar 1.67 boyunda. Üzerinde siyah-beyaz çizgili bir kot ceket ve siyah yırtık model bir pantolan olduğu belirtiliyor. Ayrıca Esme Acar’ın mavi NİKE marka bir ayakkabı giydiği ve elinde siyah bir el çantası olduğuna dikkat çekiliyor. En son Almelo’da görüldü.

ayaküstü kısa söyleşi gerçekleştirdik. Özellikle toplumumuz açısından büyük bir eksikliği gideren, büyük bir açığı kapatan ve büyük bir ihtiyacı karşılayan bu önemli hizmeti sunanlarla yaptığımız sohbeti ilgiyle okuyacağınızı ve istifade edeceğinizi umuyoruz… Roza Korramzorg’dan bahseder misiniz, nasıl oluştu? Hollanda’da yaşayan Türk genç girişimcileri olarak bu noktaya çok emek vererek geldik. Hizmet verdiğimiz

Ali Yılmaz: 22 Mayıs tarihinden beri kayıp 31 yaşında, 1.90 boyunda Koyu kahve rengi saçlı, en son Hollanda’nın Vlaardingen şehrinde görüldü.Üzerinde koyu mavi renkli ve çizgili Adidas marka eşofman olduğu belirtilen Ali Yılmaz’ın Hollandaca bilmediği, Türkçe ve Almanca konuştuğu bilgilerinin yanı sıra, Ali Yılmaz’ın Almanya’ya gitmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Görenlerin en yakın polis merkezine ya da 08006070 nolu telefona (ücretsiz) bilgi vermeleri isteniyor.

Ramazan ve Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin (sıla-i rahim) yaparak dönmenizi diliyoruz...

alanı ticari olarak değil, tamamen hizmet alanı olarak görmekteyiz ve en verimli olabileceğimiz şekilde kalitemizi yüksek tutmaya çalışıyoruz. Bu alanda insanlarımızın hayli sıkıntılı olduğunu gözlemledik. Bu alanda verilen hizmetlerin yeterli olmadığını, dil, din ve kültürel anlamda yaşanan sorunların çözümüne dönük bir adım atılması gerektiğini düşünerek yola çıktık. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle ne kadar haklı bir karar verdiğimizi görüyoruz. İnsanlarımızın bu alanda biriken sorunlarına uzman kadromuz ile çözüm bulmaya, yardım olmaya çalışıyoruz. Bizler, Nazan Yazılıtaş (27) ve Emel Badur (29) Arnhem’de Kraamzorg Roza olarak bir seneden beri hem Türk topluluğuna hem Hollanda topluluğuna hizmet vermekteyiz. Özellikle bu hizmetimiz dili yeterli olmayan Türk aileleri için mükemmel bir imkândır. Kurumumuzda, alanında uzman olan16 eleman çalışmakta ve çoğunluğu Türk kökenlidir. Hizmetimizin en yüksek kalitede olabilmesi için aynı sektörde hizmet veren diğer kurumlardan farkımız, elemanlarımıza bu iş ile alakalı bilmeleri gereken bütün bilgileri en iyi şekilde alabilmeleri için eğitim kurslarına yönlendirdik. Ayrıca bunu bütçe olarak tamamını Kraamzorg Roza karşıladı. Ne tür hizmetler sunuyorsunuz? - Doğum anında asistanlık - Doğum sonrası anne ve bebek bakımı - Kültür, din ve dil konusunda kolaylık - Hamilelikte ve doğum sonrası profesyonel bilgilendirme - Emzirmede sertifikalı elemanlar...

Hollanda’da hazırlanıyor Almanya’nın sözde Ermeni soykırım tasarısını kabul etmesinin ardından şimdi de soykırım tasarısı Hollanda gündeminde. Alınan bilgilere göre Hollanda’da bulunan siyasi gençlik örgütlerinin tamamı Hollanda Başbakanı Mark Rutte’ya Türklerin Ermenilere soykırım yaptığını kabul edilmesini istedikleri yönünde çağrıda bulundular. Oppositie Gençlik Kolları’nın Facebook sayfasında paylaştığı bilgilerde, kendilerinin de sözde ermeni soykırımını kabul eden bildiriyi imzalamaları istendiği ancak bunu kabul etmedikleri yer alıyor. Kısa bir açıklama yapan Oppositie, bu tür konuların tarihçiler tarafından değerlendirilmesi gerektiğini ve siyasilerin soykırım gibi ciddi konularda karar verme yetkilerinin olmadığını düşündüklerini ve bu nedenle başvuruyu imzalamadıklarını belirtti. Yapılan çalışmanın Hollandalı Türkler ile Ermenileri birleştirici bir çalışma olmadığına değinen Oppositie, birlik beraberliği korumak için adil olmak gerektiğini savundu.


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

04 haber 36 nieuws

toplum

Her zaman birleştiren, buluşturan iftar sofraları, ramazan ayı boyu çeşitli mekânlarda

NIF iftarı yo

Hollanda İslam Federasyonu (NIF) 12 Haziranda verdiği geleneksel iftar sofrasında çok sayıda üst düzey kurum ve kuruluş temsilcilerini bir araya getirdi.

V

erilen iftar davetine, Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, DENK partisi eş başkanları Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk, NIDA partisinden Aydın Peksert, IGMG Başkan Yardımcısı ve Eğitim Başkanı Abdulhalim İnam, Kuzey Hollanda Millî Görüş Başkanı Oktay Dalmaz, Hollanda Hasene Başkanı Mehmet Yaramış, HDV Başkan Vekili Yusuf Acar, SİPOR Başkanı Cihan Gerdan, SPIOR Başkanı Mehmet Akbulut, HOTİAD adına İlhan Döne, EUBA Başkanı Hasan Aras, MÜSİAD adına Gülali Alkılıç, ve çok sayıda İşadamı ve esnaf, federasyon üyeleri, cami başkanları ve imamları aileleriyle birlikte katıldılar.

“Bu ayın feyzinden istifade edelim”

İftar programında kısa selamlama konuşmaları yapıldı. Ev sahibi sıfatıyla ilk olarak NIF Başkanı Mehmet Erdoğan konuştu. Erdoğan özetle şunlara değindi: “Peygamber Efendimiz ramazan ayını bize tarif ederken onun ilk on

gününün mağfiret, ortasının rahmet ve son on gününün ise cehennem azabından kurtuluş ve cennetin kapılarının sonuna dek açıldığını ve cehennem kapılarının da kapatıldığını, şeytanların da bu ayda bağlı tutulduğunu bildirmektedir. Dolayısıyla ramazan ayı ümmete adanmış, âdeta altın tepside sunulmuş çok değerli bir hediyedir. O vakit Müslümanlar olarak bu ayı bedeni ve malî ibadetlerimizi yerine getirerek en güzel şekilde değerlendirmeliyiz. Rahmetin oluk oluk akarak müminleri kuşattığı bu mevsimde, verimli ve kalıcı güzellikleri elde etmeyi becermek lazımdır. Ramazan ayı müminleri eğiten mektep konumundadır. Bu ayda gönülleri fethederek oralara girmek gerekir. Yüce Kur’an’ımızın ilk ayetlerinin bu ayda

inmiş olması da bu aya ayrı bir değer katmaktadır. Dolayısıyla bu ayda bol bol kuran okuyup mukabelelere katılarak Allah’ın rızasını almaya çalışmalıyız. Ve tabi ki, bin aydan daha hayırlı olduğu bize bildirilen Kadir Gecesi’nin de bu ayda gizlenmiş olması bizi ramazan boyu ibadet ederek o güzel geceyi bulmaya zorlamalı. Ramazan ayı içinde bile savaşların içinde bulunan mağdur Müslüman kardeşlerimize de dua etmeliyiz.Yüce rabbimiz bizlere bu dünyada hayırlı bir şekilde yaşamayı, hayırlı bir şekilde de ahirete intikal etmeyi nasip eylesin. İmanla yaşamayı, imanla göçmeyi nasip eylesin. Yaşadığımız bu Avrupa’da, Hollanda’da nesillerimizi imanlı eylesin. Camilerimizi, teşki-

latlarımızı Müslüman nesillerle doldursun.” “Dayanışma ve birlik ruhuna ihtiyacımız var”

Daha sonra Rotterdam Başkonsolosu Sadi Ayyıldız söz alarak şöyle konuştu. “Bu gün burada Türk toplumunun değerli temsilcileriyle, böyle bir iftar


toplum 37

samenleving

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

toplumun ileri gelenlerinbi bir araya getirmeye devam ediyor...

ğun bir katılımla gerçekleşti

programında birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Gördüğümüz kadarıyla geçmişi 1981 yılına kadar giden Millî Görüşün ya da resmî adıyla Hollanda İslam Federasyonun buradaki Türk insanının dinî ve kültürel kimliklerini korumaları yönünde gösterdikleri gayreti takdirle karşıladığımı belirtmek isterim. Bu konuda katkıda bulunan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Ramazan bizim her yıl beklediğimiz dinimizin bir önemli bir unsurudur. Bize düşen bu güzel fırsatı en iyi en güzel şekilde değerlendirmektir. Ne mutlu bunu yapabilenlere. Tutulan orucun yememek, içmemek gibi bir maddî, bir de manevî yönü vardır. Belki de daha da önemlisi manevî yönünü idrak edebilmektir. Toplumumuzu zehirleyen tüm kötü alışkanlıklardan, gıybetten, fitneden, yalandan hırsızlıktan kul hakkı yemekten uzak durulması temennimizdir tabi ki. Önemli olan bu manevîyatı daha derin bir şekilde hissedebilmektir. Hem kişisel hem de Hollanda’da bulunan Türk toplumu bazında, daha geniş manada tüm Müslümanların her ramazandan ramazana ne durumda olduğunu bir analizden geçirmek, bir muhakemeye tabi tutmak belki de bizi bazı noktalarda daha kararlı ve belli bir şekilde gitmemize neden olacaktır. Ben bu anlamda Hollanda Türk toplumunun hem ramazanı en güzel şekilde idrak edeceğine hem de geçmişten geleceğe giden yolda hangi noktada olduğunu en güzel şekilde değerlendireceğine inanıyorum. Toplumun en fakir ve yardıma muhtaç kesimlerini de unutmamamız lazım. Ramazan ayında inşallah bu dayanışma ve birlik ruhunun daha da güçlenerek gelişmesini temenni

ediyorum. Bu ayın hem buradaki toplumumuza hem de Türkiye’deki tüm kardeşlerimize ve dünyadaki tüm Müslüman kardeşlerimize hayırlı olması diliyorum. Allah tuttuğunuz oruçlarınız kabul etsin.” “Birliğimize sahip çıkalım”

Ardından son bir yılda adından sık sık söz ettiren; mecliste Müslümanlara yönelik saldırılara karşı kalkan olmaya çalışan Türk kökenli millet vekili, DENK partisinin eş başkanlarından Tunahan Kuzu söz alarak kısa bir selamlama konuşması yaptı. Hollanda parlamentosu milletvekili Kuzu, Türk toplumunun birlik ve beraberliğine saldırılar yapıldığını bunun bozulmak istendiğine vurgu yaparak “Sizden tek isteğim var. Bu birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenlere sakın fırsat vermeyin” çağrısında bulundu. “Bu birliğimizi ortaya koyma zamanımız gel de geçti bile” diyen Kuzu şunları ifade etti: “Geçtiğimiz son 15 yıla baktığımız zaman siyasi arenada birlik ve beraberliğin istenilen şekilde gerçekleşmediğini görmekteyiz. Bu konuda herkes elini vicdanına koyarak meseleyi değerlendirsin. Eğer ki, bu gün burada bu şekilde oturduğumuz gibi birlik ve beraberliğimizi koruyabilirsek, bizi bölüp parçalamak isteyen güçler, medya

kuruluşları bunu asla başaramayacaklar. Bu nedenle bizler bu birlik ve beraberliğimizi korumak için eskisinden daha çok bir araya gelerek omuz omuza vermemiz gerekiyor.” “Birliğin yolu teşkilattan geçer”

Kuzey Hollanda Millî Görüş Başkanı Oktay Dalmaz da konuşmasında, “Birlik beraberlik olmamız lazım. Doğrudur. Birliğin beraberliğin yolu teşkilatlanmadan geçer. Fertler kendi başlarına ne kadar birlik türküleri çağırsalar da birlik oluşturamazlar. Teşkilat olmak lazım diyorum” dedi. “Biz yüce bir medeniyetin temsilcisiyiz”

IGMG Başkan Yardımcısı ve eğitim Başkanı Abdulhalim İnam öncelikle tüm hazirun ve bu iftar programının hazırlanmasında emeği geçen herkesi selamlayarak Genel Başkan Kemal Ergün’ün selmalarını iletti.

İnam şöyle konuştu. “Ramazanın önem ve anlamıyla alakalı birçok şey söylemek mümkündür. Zaten birçoğu da ifade edildi. Bu ramazana ulaşmak isteyenler ulaştılar. Ama bunun gelecek yıla garantisi yok. O nedenle bu kavuşmayı bir ganimet, bir nimet bilip en iyi şekilde değerlendirmek lazım. Camilerimizdeki namaz, mukabele ve teravih gibi ibadetlere katılarak birlik ve beraberlimizi sokaklarda olduğu gibi camilerde de göstermemiz lazım. Artık biz buralıyız. Buralar bizim vatanlarımız, bu vatanlarda da bu kültürlerimizi yaşatmalıyız. Kumanya çalışması ümmetin birliğini ve beraberliğini gösteren çok önemli bir faaliyettir. Arkadaşlarımız birlik ve beraberlikten bahsettiler. Şunu unutmayalım. Farklı kulvarlarda çalışıyor olabiliriz. Fark STK’larda görev almış olabiliriz. Ama biz her halükârda bir ülkenin vatandaşlarıyız. Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlarıyız. Ve ülkemizin burada temsilcisi olduğumuzu da asla ve asla unutmamalıyız. Biz yüce bir medeniyetin temsilcisi-

yiz. Bu medeniyete layık insanlar olarak bu toplumda dini ve manevîyatı temsil ettiğimiz de unutmadan birlik ve beraberlik içerisinde bu ramazanı geçirdiğimiz gibi ramazandan sonra da bu çalışmaları devam ettirmeliyiz.” Program ezanın ardından birlikte açılan iftarla devam etti. Yemek duasını Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz yaptı. Ardından akşam namazına geçildi. Namazdan sonra misafirler bir müddet daha kendi aralarında hem çay içip hem de sohbet ettiler.

Haber- Fotoğraflar: Adnan Şahin/Schiedam


maandblad/aylık gazete doğuş nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

04 bizim sayfa 38 ons pagina

Tebrik Taziye Şifa dileği - Taziye... Anatolia Nuts Üretim Sorumlusu Sevgili Mikail Yılmaz’ın kıymetli ağabeyi Nevzat Yılmaz genç yaşta vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. Rabbim, Peygamberimize komşu, mekânını cennet eylesin. .

bulunmaktayız. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı ve sabır dileriz - Taziye... Hollanda Mehteran okuyucularından Sevgili Hüseyin Çınar’ın değerli eşi, Yusuf, Ferhat ve Namia’nın kıymetli valideleri, Birgül Çınar’ın vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız.Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı ve sabır dileriz - Şifa dileği... Rotterdam Versaar Başkanı Sevgili Cihangir Demir’in rahatsızlığı nedeniyle bir ameliyat geçirdiğini duyduk. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz. Arnhem sakinlerinden Sevgili İbrahim Çiftçi’’nin rahatsızlığı nedeniyle bir ameliyat geçirdiğini duyduk. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.

- Taziye... Rotterdam Ayasofya Camii cemaatinden Sevgili İzzet Arıöz’ün vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. Rabbim, Peygamberimize komşu, mekânını cennet eylesin.

- Tebrik... Utrecht Türk İşadamları Derneği Başkanı Sevgili Ömer Soner’in kızı Merve ile, İmdat Akdemir’in oğlu Servet, düzenlenen düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Merve ile Servet’i kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz. Rahmetli Hacı ve Aytül Coşkun’un kerimesi Gözde ile Muzaffer ve Bedriye Öztürk’ün mahdumu Erkan 04 Haziran Cumartesi günü düzenlenen düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Gözde ile Erkan’ı kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz. Kayserililer Vakfı yöneticilerinden Sevgili Mevlüt ve Hanım Gürcü’nün kerimesi Ünzile ile Hikmet ve Menekşe Meral’in mahdumu Recep 28 Mayıs Cumartesi günü düzenlenen düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Ünzile ile Recep’i kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

- Taziye... Rotterdam Kocatepe Camii üyelerinden Sevgili Ali Eren’in vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. Rabbim, Peygamberimize komşu, mekânını cennet eylesin.

- Tebrik Hoş geldin bebek! Yaşama sırası sende!.. Hollanda İslam Federasyonu Gençlik Teşkilatı birimlerinden Sevgili Mustafa ve Meryem Aktalan çiftinin Ömer Taha ve Muhammed Fatih adını verdikleri ikiz evlatları dünyaya geldi. Genç çifti tebrik ediyor, minik Ömer Taha ve Muhammed Fatih’e (30 Mayıs 2016)dünyamıza hoş geldin diyor, sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyoruz...

B.T.H Bemiddeling Wolphaertsbocht 285 3083 MP ROTTERDAM Tel:010-4954875 - Mob: 0641362096 email:bthgroup@gmail.com Onze zalen: SCHALMEI - Krabbendijkestraat 520 3084 LP Rotterdam MARGRIET HAL- Nieuwe Damlaan 5 3119 KA Schiedam

- Tebrik Hoş geldin bebek! Yaşama sırası sende!.. Hollanda İslam Federasyonu Tanıtım Sorumlusu ve Regenboog Sanat Merkezi Vakfı Koordinatörü Sevgili Sezer ve Ayşe Değmez çiftinin Tarık Zeyd adını verdikleri nur topu gibi bir erkek evlâdı dünyaya geldi. Genç çifti tebrik ediyor, minik Tarık Zeyd’e (11 Haziran) dünyamıza hoş geldin diyor, sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyoruz...

- Taziye... Eindhoven Yunus Emre Cemiyet Başkanı Ali Yılmaz’ın kayınbabasının vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz. Rabbim, Peygamberimize komşu, mekânını cennet eylesin. - Taziye... Ridderkerk sakinlerinden Sevgili Deniz Kader’in kıymetli validesi, Hulüsi Kılıç, Gökhan Bayhan ve Ceyhun Kökipek’in kayınvalideleri Yurdagül Kader’in vefatını üzüntüyle öğrenmiş

Colofon Doğuş is een maandelijks informatieblad in het Turks en af en toe Nederlands o.a. kunst, cultuur, politiek, educatie, wetenschap, literatuur en filosofie. Uitgever/Sahibi Stichting Dogus/Doğuş Vakfı Hoofdredacteur/ Yayın Yönetmeni Mehmet Erdoğan Eindredacteur/Yazı İşleri Müdürü Doğukan Ergin Art Directeurs/Görsel Düzenleme Ali Alemdar Advertenties/İlan- Reklam Servisi dogus@dogus.nl Mob. 06-43 85 74 32 Afdeling Nieuws en Tips/Haber Dairesi M. Şahin Abonnement / Abone Servisi dogus@dogus.nl Yayın Kurulu/ Redactie Raad Adnan Şahin, Ergün Madak, Havva Koç, Mehmet Şükrü Oflaz, Esra Yılmazer, Zeynel Abidin Kılıç, Sezer Değmez Oplage/Tiraj 8.000 Verspreiding/Dağıtım Alanı Landelijk/Hollanda Geneli adres Strevelsweg 700 unit 413, 3083 AS Rotterdam tel. (010) 471 68 47 fax (010) 471 95 13 / Mob. 06-43 85 74 32 e-mail dogus@dogus.nl website www.dogus.nl Met dank aan InterAjans.nl, SONHABER.nl, M.Ali Topcu, B. Doğan Ingezonden artikelen vallen niet onder de redactionele verantwoordelijkheid. Alle auteursrechten van deze uitgave worden uitdrukkelijk voorbehouden. Druk/Baskı Wegener

- Tebrik... Hoş geldin bebek! Yaşama sırası sende!.. Sevgili Emre ve Derya Ayıran çiftinin Mihrimah adını verdikleri nur topu gibi bir kız evlâdı dünyaya geldi. Genç çifti tebrik ediyor, minik Mihrimah’a dünyamıza hoş geldin diyor, sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyoruz... - Tebrik... Hoş geldin bebek! Yaşama sırası sende!.. Birlik Gençlik Teşkilatı üyelerinden Sevgili Zeynel ve Şeyma Öztürk çiftinin Ömer Alp adını verdikleri nur topu gibi erkek evlâdı dünyaya geldi. Genç çifti tebrik ediyor, minik Ömer Alp’e dünyamıza hoş geldin diyor, sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyoruz...

Koenendelseweg 1 5222 BG ‘s-Hertogenbosch Tel.: +31(0)73 6220025 Fax: +31(0)73 6220054 www.sws-simtronic.com info@sws-simtronic.com

Abone


bilmece-bulmaca 39 puzzels - raadsels

doğuş aylık gazete/maandblad

nr. 215-216 Haziran/Temmuz/Juni/Juli 2016

Bulmaca

Hazırlayan: Mücahid Çeçen Soldan sağa: - Üflemeli bir çalgı * Sinirlilik .2- Çevrelerine göre çukurda kalmış, geniş veya dar düzlük * Toplumu oluşturan en küçük topluluk * Çözümleme. 3- Emeksiz getirim * Nurdan yaratıldığına inanılan varlıklar * Kir, pis. 4-Kalayın simgesi * Casus * Mevki, kat, yer * Kısaca metre. 5- Cet, soy * Uranyumun simgesi * Duyuru yoluyla * Bir nota. 6- Az görünen, görülmedik * Kısa zaman parçası * Kalsiyumun simgesi * Azotun simgesi. 7- Japonya halkından olan kimse * Aksama, aksaklık, bozulma * 8- Potasyumun simgesi * Kuzu sesi * Argonun simgesi * Bir nota * Dolaylı anlatım. 9- Hükümdar olan ata anlamında bir erkek ismi * İzin vermek, onaylamak. 10- Sert, katı, sağlam * Göğüs * Vücudun deri boşluklarından dışarı çıkan kukulu sıvı * Bir nota. 11-Beyaz renk * Atın yavrusu * Bir müzik parçasındaki bölümlerin hızı * Emmekten emir. 12- (Tersi) isim * Üzüntü, dert, keder * Bir nota * Bir nota * Argonun simgesi. 13- Asmaktan emir * Kişi * Lezzet * *Tersi) para saklanan çelik dolap. 14- Kalp * İlk çağlardaki uygarlıklarla ilgili olan *(Tersi)Türk parası.15- Uzak * Valide * Bir uzak doğu sporu. Yukarıdan aşağıya: 1- Deniz haydudu, deniz hırsızı * Kendine özgü kuralları olan, zorba kimse. 2- Üstünlük, kazanma * Kuranda bir sure. 3- Doğu Anadolu’da bir ilimiz * Nezir * Radyumun simgesi. 4- Argonun simgesi * Uzaklık işaret eder * Çok ince, parlak bir kumaş * Yakıt olarak kullanılan hayvan dışkısı. 5- Bir nota * Savunma amaçlı bir uzak doğu sporu * Başkalarının sırtından geçinen . 6- Dolaylı anlatım * Bencillik * Argonun simgesi . 7- Açıktan * Azotun simgesi * Kısaca metre * Kısa zaman parçası. 8-Su taşkını * Bir nota * Bir besin maddesi * (Tersi) yemin. 9- Argonun simgesi * (Tersi) eski dilde mektup * Er, onbaşı ve çavuşlardan oluşan askerlere verilen genel ad. 10- Hükümet işlerinden birini yürütmek için, Cumhurbaşkanının onayı ile seçilen vekil * Matematikle ilgili. 11- Hayvan barınağı * (Tersi) ulamak *Üç ayların başlangıcı olan ay * (Tersi) beyaz. 12- Yalan söyleyen kimse * Hoş koku * Alfabemizin yirmi birinci harfi. 13- Acı, üzüntü, dert, keder * Kararlılık * Gece yürüyüşü anlamına gelen Kur’an’da bir sure. 14- İstek dışı kas hareketi * Kükürdün simgesi * Gündelikli çalışan işçi * Üstün zıttı. 15- Taban, döşeme, yer * Tayin etmek * Aynştaynyumun simgesi.

Tren, gemi, uçak biletleri, araç kiralama tatil ve seyahatlerinizde kalite ve güvenin adresi...

Goeman Borgesiusstraat 20 7604 XH Almelo Tel. 0546 - 43 34 49 Fax: 0546 - 43 34 49 E-mail info@sarayreizen.nl www.sarayreizen.nl

a Almelo’d

SARAY REIZEN


Üye kaydınızı www.yenicınar.nl üzerinden online olarak yapabilirsiniz

! z a k m ç a a lac eli k a e o ed y n üy b a p m ı . a l m . ı d . a ı n kat u r k s d u ’ l a ı b r o y r , a r e lç yaş n ilk 0 Eu n 25 içi 3 e G 0- er ece 2 nçl ad s e g

Ramazan ve Bayramınızı tebrik ediyor, iyi bir izin (sıla-i rahim) yaparak dönmenizi diliyoruz...


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.