Dogu Gazetesi Sayı: 188

Page 1

Türkçe ve Hollandaca aylık enformasyon gazetesi / Maandelijks informatieblad in het Turks en Nederlands

Şubat/Februari 2014 yıl/jaar 15 sayı/editie 188

ınızı k k a h y O mutlakıan kullanS 28 >>

eit t i t n e d i De ing l r e e l n a v g staat hooen rev h c s e g n a a bij ons >> P 11

e-mail: dogus@dogus.nl www.dogus.nl

ve MÜSİAyDıllık 20 m birik8i- 09

BALCI REIZEN TRAVEL AGENCY

>> S 0

Tel. 040 - 286 81 44

Türk Hava Yolları yetkili bilet satış acentası

E-mail info@balcireizen.nl www.balcireizen.nl

Mal varlığı araştırılamaz!

S 29

>> Bu tür araştırmalar özel hayatın gizliliğini ihlal etmektedir. TCK’nın ilgili kanunlarınca suçtur.

Müjde... Müjde... Müjde!

Bizim Tandarts-West açıldı. Bundan böyle sizinle aynı dili konuşuyoruz.

Grote Visserijstraat 35, 3026 CB Rotterdam T. (010) - 846 65 39 www.tandarts-west.nl E-mail: info@tandarts-west.nl www.jeugdtandarts-west.nl E-mail: info@jeugdtandarts-west.nl

HANGİ BİRLİK VE BERABERLİKTEN BAHSEDİYORUZ?

S 27

DE LEVENDE KORAN, VERLANGEN NAAR MEKKA

S 09

SORUNLU TOPLUM DEĞİL, SORUMLU TOPLUMUZ…

S 07

KUR’AN AÇISINDAN KARDEŞLİK

HAVADAN SUDAN ŞEYLER…

S 36

S 02


redactie

02 yayın odası Editörden

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

adnan@dogus.nl

Adnan Şahin

Havadan Sudan Şeyler… Değerli dostlar, hepinizi saygı sevgi ve muhabbetle selamlıyorum. Öncelikle yine dopdolu bir Doğuş’la karşınızda olmaktan duyduğum mutluluğu belirtmek isterim. Aslında bu sayıda sizlerle A2 ve A9 üzerinden havaalanına gidenlerin pek çoğunun kapısını çalan yüksek hız cezaları ile ilgili bir paylaşımda bulunacaktım. Hatta o konuda yazacaklarımı da yazmıştım ancak son anda onu bu ay yayımlamaktan vaz geçtim. Okurlarımız arasında bu ceza ağına düşenler varsa, bu yazı aracılığı ile onlara da bir çağrı yapmak istiyorum: Lütfen bu konuda hikâyenizi bizimle paylaşın gelecek sayılarımızda onlara da yer verelim. Elbette daha başka konularda da yaşadığınız ilginç hikâyelerinizi her zaman bizimle paylaşabilirsiniz. Bir diğer konuda şöyle… Gazetemizi baskıya hazırladığımız günlerde sıkça bir araya geldiğimiz sevgili grafikerimiz Osman Akın, yazıları sayfalara yerleştirirken birazda şaka yollu şu teklifte bulundu: ”Abi bu ay sen köşende ne yazacaksın? Ne olur biraz hafif, latif ve neşeli şeylerden bahset. Yeteri kadar ciddi konularda yazılarımız var. Hepsi ağır ve ciddi şeyler. Sen biraz havadan-sudan, güneşten çiçekten, börtü böcekten, baharda, gezip tozmaktan filan bahset” diyerek fikrini beyan etti. Sevgili Osman’a hak vermemek elde değil doğrusu. Gerçekten de Doğuş olarak magazin yayıncılığı yapmıyoruz. Her zaman ciddi konularda yazılar, haberler yayınlayarak insanlarımızın istifadesine sunuyoruz. Ve bu böyle de devam edecek. Osman’ın şöyle bir hakkı var... Esasen benim yazdıklarım, bir salonda yapılmak üzere olan dolu dolu bir programı sunmaya çalışan bir sunucunun yaptığından farklı değil. Marifetli bir sunucu duruşuyla, anlatımıyla, bakışıyla o programı daha da ilginç gösterebilir. Daha da önemlisi insanları programın atmosferine sokabilir. Hatta sokmalı. İnsanlar salona girişte olduğu gibi, gazete sayfaları arasında dolaşırken de neşelenmeli, enerji almalı, keyif duymalıdır diye düşünüyorum… Hadi o vakit başlayalım. Önce havadan-sudan biraz bahsedelim… Bu gün 31 Ocak 2014 yani takvim yapraklarının verilerine göre esasında kara kışın tam ortasındayız. Ancak gel gör ki, bugün o kadar güzel bir hava var ki, çık sokağa resmen gömlekle dolaş; en azından Oss’ta öyle bir hava vardı. Bu yıl Hollanda’da kar gören oldu mu? Ben görmedim şahsen. Bundan sonra da karın yağıp yağmayacağı biraz şüpheli. Maalesef karla birlikte

yaşanan bir kültürü ihya edemedik bu yıl. Yani o keyifli ortamlarda ‘Arabaşı’ yutamadık bu yıl. Sanırım pek çoğumuz biliyoruz Arabaşı yemeğini. Bilmeyenlere çok kısa tarif edelim: Önce, tavuk veya hindi suyundan yapılan, içinde bol miktarda göğüs eti bulunan çorba hazırlanır. Ardından da, o çorbayla yutulacak olan hamur hazırlanır. Kaynamış suya yavaş yavaş öğütülerek dökülen hamur, katı bir hale gelene dek uzun süre pişirilir ve tepsilere dökülür. Soğutulduktan sonra tahta veya metal kaşıklarla hamur boğazdan geçecek büyüklükte kesilerek çorba tasına daldırılıp ıslatıldıktan sonra yutulur. Bunu bilmeyenler başlangıçta hamurunu çiğneme gibi bir hataya düşseler de zamanla alışıyorlar. Kar yağışıyla birlikte yapılan ve topluca bir araya gelinip ‘yutulan’ geleneksel bir yemektir. Hemşeri dernekleri bunu son zamanlarda sık sık ‘bir araya gelme vesilesi olarak’ yapmaktalar. Çok da güzel oluyor. Bu güzel gelenek, bilhassa iç Anadolu’muzdan gelenlerde ağırlıkla görülmektedir. Eee, kar yağmayınca tepsiye dökülen hamur soğumayacağı için Arabaşı da yapılamıyor maalesef. Kısaca havalar mevsim normallerinin çok çok üzerinde seyrediyor bu yıl. Aynı şekilde ülkemizde de böyle. Barajlarımızdaki içme suyu seviyeleri korkutucu seviyelere düştü. Öte taraftan tarladaki ekinin çok acilen yağmura ihtiyacı olduğunu duyuyoruz. Çiftçilerimizin bu konudaki çok endişeli seslenişlerini duymaktayız. Allah, ‘yağdıracağı bol rahmetiyle çiftçilerimizin yüzlerini güldürsün’ diye onlara dua edelim. Türkiye’deki diğer gündeme girmek istemiyorum. Sadece bu Cuma imamın hutbede yaptığı “Yarabbi! Bizi birbirimize düşürmek isteyenlere fırsat verme” şeklindeki duaya ‘Amin!’ demekle yetinmek istiyorum. Hollanda gündemi ile devam edecek olursak. 19 Mart yerel seçimleri yaklaştı ve siyasi arenada hareketlilikler devam ediyor. Bu konuda gazetemizde değişik seslerden görüş ve düşünceler bulabilirsiniz. Hollanda Hukukçular Birliği düzenledikleri bir basın toplantısında, ödenek alan vatandaşlarımız hakkında belediyelerin yapmaya çalıştığı mal varlığı araştırmasının dayanaksız olduğunu savundular. Bu konuda yazılanları da okumanızı salık veririz. Kapatılan İslam lisesinin öğrencilerinin şuan itibariyle bulundukları Opperd okulu müdürünü ziyaret ederek İslam okulunun ve Müslüman öğrencilerin geleceği ile ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik. İlgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Bu seferlik bu kadarla yetineceğim umarım hem sizler hem de sevgili Osman yazılanları beğenir. Osman kardeşimiz aynı zamanda gazetemizde son dört sayıdır yer verdiğimiz ve ilgiyle takip ettiğinizi umduğumuz “Evrenin Derinliklerine Yolculuk” adlı ilginç bilgiler içeren yazı dizisinin de editörüdür. Gelecek sayımızda yeniden görüşmek dileği ile hepinizi Allah’a emanet ediyoruz… Sağlıcakla kalın...

Dost buluşmaları Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri

“Haklarmız siste olarak birer bir geri alınıyor” 19 Mart yerel seçimleri yaklaştıkça adaylar da görücüye çıkmaya, kendilerini ve parti programlarını tanıtmaya başladılar. Pek çok spekülasyonların altında yapılacak olan seçimlerle alakalı, işin uzmanlarından görüş almaya çalıştık. Uzun yıllar siyasetin içerisinde bulunan ve şuan HTİKDF Sekreteri ve Basın Sözcüsü olan Göksel Soyugüzel’in görüşleri, ortalığı toz-duman haline çeviren iddiaları çürütecek ve yeni bir boyut kazandıracak cinsten. Konuyla alakalı yapılan söyleşi, seçmen olarak bizim tavrımızı da belirleyecek ve sandığa gidip gitmeme tercihimizi etkileyecek türden. ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz...

T

ürk kökenli adayların sırf para için bu işi yaptıkları söyleniyor.... Hayır, herkesi aynı kefeye koymamak gerek. Bu fedakârlığa, insanlara hizmet etmek ve onların sözcüsü olmak için katlamanlar var elbette. Tabi ki para için yapanlar var bunu anlamak çok basit. Yıllardır mecliste görev yapan meclis üyelerinin yapmış olduğu çalışmalara bakılırsa iyi anlaşılır neler yaptıkları. Sözüm ona bir zamanlar Y. adlı bir gazeteci, insanları bir gazeteye abone etmek için asılsız haber yazmıştı; şimdi ona soruyorum: “Yalaklık yaptığın kişileri şimdiye kadar takip et araştır, bir gazeteci olarak kimler bu görevi para için yapıyormuş, o zaman iyi anlarsın.” Siyaseti kendine meslek edinmiş arkadaşlar var. Bunlar siyaset yapar tabi ki. Hiç kimse hayrına bunu yapmaz. Devletin öngördüğü bir ödeneği vardır; çalışmasının karşılığında onu hak eder ve hakkıyla alır. Türk kökenli siyasetçilerin hizmetten çok kendi gruplarına zarar verdikleri söyleniyor... Evet, bazı siyasetçiler mecliste yabancıları ilgilendiren herhangi bir konu gündeme geldiğinde maalesef halkın istediği gibi değil de partinin veya koalisyonun istediği doğrultuda tavır alıyorlar. Hatta mecliste, Türk kökenli bir iki milletvekilinin neler yaptığı meydanda, tabi onların seçmenleri başka. Bir de öylesi insanların yapmış olduğu siyaset, Hollandalıların istediği türden bir siyasettir. Yani, tabir-i caizse bir istihbarat örgüt üyesi gibi çalışıyorlar.

Amsterdam ve Rotterdam’da bulunan semt belediyelerin sırf Türkleri yönetime dahil etmemek için kaldırıldığı söyleniyor... Evet, bu soruya aynen katılıyorum. Neden derseniz, size bir örnek vereyim: Yıllar önce Hollanda Meclisi, ‘belediye başkanlarını halk seçsin, atanmasın’ diye karar aldı ama maalesef Senato’dan geçmedi. Neden geçmedi biliyor musunuz? Hollanda’nın 4 büyük şehri, La Hey, Amsterdam, Rotterdam ve Utrecht’in belediye başkanları büyük bir ihtimalle yabancı olacaktı. Bunu da Senato’da engelleyen PvdA oldu. ‘Rotterdam ve Amsterdam’daki semt belediyelerini yabancılar yönetmesin’ diye bir girişimdi bu. Feijenoord buna güzel bir örnektir. Başkan Türk, yardımcısı Türk, meclis üyelerinin yarıdan fazlası yabancı; bunu çekemediler ve birileri bunu engellemeye çalıştı ve ortalığı iyice karıştırdılar. Türk insanı siyasilere küs ve kırgın olduğu için sandığa gitmiyor. Seçime katılım oranı her geçen düşmekte. Ne partilerden ne de Türk kökenli adaylardan hiçbir beklentisi kalmayan Türk toplumu şaşkın bir halde… İki şeyi yani, yerel ve ülkesel siyaseti birbirinden iyice ayırmak lazım. Halkın küs ve kırgın olduğu aslında hükûmetin almış olduğu kararlardan geliyor. Bir ekonomik kriz aldı başını gidiyor, Allah sonumuzu hayır etsin. Bu kriz ortamında, ‘bir zenginin benim zenginliğim yüzde şu kadar azaldı’ dediğini duydunuz mu? Tam aksine. Olan ne olduysa gariban ve çalışan vatandaşa oldu. Alım gücü azaldı, millet geçim sıkıntısıyla mücadele

ediyor. Yerel siyasete gelince, bazen vatandaşımızın da kişisel bir beklentisi oluyor, bu çözülmeyince veya olmayınca oy vermek istemiyor. Ayrıca, eski bir siyasetçi olarak şu önemli mevzuyu dile getirmek istiyorum: Hiç bir parti, seçmenin istediği gibi olmaz, olamaz. Kısmen partinin programı ona cazip gelir ve ona göre oy verir. Örneğin yaşlı birisi, partilerin programına şöyle bir bakar, ‘bu partinin yaşlılar için programı nedir, neler yapmak istiyor?’ ona göre seçim yapar. Evde öğrencisi olan bir aile, partinin eğitim programına bakar, hangisinin programı daha iyi, ona göre karar verir; oy kullanır. Yani hiç bir parti mükemmel değildir. Hem siyasi, hem iktisadi hem toplumsal olarak Hollanda kan kaybediyor... Hükûmet bir kaç yıldır ekonomik krizle mücadele ediyor ve kurtarmak için gereken imkânları kullanıyorlar. Fakat kullandıkları imkânlar ürettikleri fikirler verimli olsaydı, ekonomide biraz kıpırdanma olurdu. Devletin şuan tek yapmış olduğu şey, kısıtlamadır. Yeter artık! Kısıtlaya kısıtlaya kemeri sonuna kadar sıktık. Bankaların, yatırımcının önünü açması lazım, destek olması lazım. Kredi vermekte çok zorlanıyorlar. Devlet teşvik etmeli, maalesef bunu yapmıyorlar. Başta, yabancı gençlerde işsizlik aldı başını gidiyor. Buna en kısa zamanda bir çözüm bulanması lazım. Diplomalı gençlerimiz iş bulamıyor ve çok zorlanıyorlar. Devletin yanı sıra, Türk işadamları derneklerimiz gençlerimizi teşvik etmelidirler. Yeri geldiği zaman ‘Hollanda’da 20 bin girişimcimiz var’ diye öğünmesini çok


agenda

gündem 03

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Kısa haber

Federasyonu Genel Sekreteri Göksel Soyugüzel:

ematik er

iyi biliriz. Öyleyse iş başa düşüyor. İş pazarında ayrımcılığın önlenmesi lazım. Defalarca ispatlanmasına rağmen devlet önlem almakta çok zayıf kalıyor. Siyasi yönden çokkültürlü bir ülke olan Hollanda, aşırı sağcı partilerin ve sağ liberallerin Müslümanlara karşı olan politikaları nedeniyle diğer Müslüman ülkelerle olan ilişkilerde kan kaybediyor, zarara uğruyor. Göçün 50. yılındayız. Bizleri hala kabullenemeyenler var, bu zihniyetin artık değişmesi lazım. İktidar partilerin popülist söylemleri ve birbirleri için verdikleri tavizler ırkçı partileri büyütüyor ve göçmenlerin

haklarını ellerinden alıyor... Evet bu bir ülkesel konu. İki zıt görüşlü partinin kurmuş olduğu koalisyon ve birbirlerinin seçim programından vermiş oldukları tavizler var. Diğer muhalefet partilerinin maskarası oldular. Neymiş efendim ‘ülkeyi krizden kurtarmak için bu partilere ihtiyaç varmış’, neler yaptıkları görüldü. Bundan sonra da ne olacağı meçhul. Şuan her şey diken üstünde. Büyük bir ihtimalle belediye meclisi seçimlerinin sonucu koalisyonun kaderini belirleyecektir. Irkçı partilere karşı devletin önlem alması lazım. Bu böyle devam edemez; burası demokrasi ülkesi. Ama PVV gibi bir partinin Müslümanları hedef

Anayasaya uygunluk denetimi isteniyor

alarak siyaset yapması, kişileri radikalleştiriyor. Ondan sonra da, ‘radikal Müslümanlar var’ diye feryat ediyorlar. Yahu bunu devlet kendisi yaptırıyor. Hollanda parlamentosunun almış olduğu karara bakın: Allah’a küfretmek suç sayılmıyor. Haklar verilmiş, ama haklar, sistematik bir şekilde teker teker geri alınıyor. Bu koalisyon, yabancılar aleyhine en az dört kararın altına imza atmıştır. İşte tüm bu gelişmeler ışığında 19 Martta Hollanda seçimlere gidiyor. Siz bu meseleyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Öyle veya böyle, bizler artık yerel veya ülkesel bütün karar mekanizmalarında

yer almamız lazım. Vatandaş olarak oyumuzu mutlaka kullanalım. Kimse de küsüp ‘kullanmayacağım’ demesin sakın. Sizler oyunuzu kullanmadığınız zaman bizlere karşı olan partiler daha da güçleniyor. Buna çok dikkat etmemiz gerekir. Oy kullanmak vatandaşlık hakkıdır. Verilen bu hakkı değerlendirin. Oy verecek misiniz, partiyi mi, adayı mı destekleyeceksiniz? Evet kesinlikle oyumu kullanacağım, bulunduğum şehirde şahsa oy kullanacağım. Doğuş Haber Merkezi

«

Yargı Konseyi Başkanı Frits Bakker, hakimlerin yasalar ile uluslararası anlaşmaların anayasaya uygunluğunu denetleyebilmeleri gerektiğini söyledi. Bakker, bazı yetkilerin Avrupa Birliği’ne devredilmesine karşı Alman vatandaşları Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilirlerken, Hollanda vatandaşlarının herhangi bir girişimde bulunamadıklarını kaydetti. Hakimlerin Anayasa’nın 120. maddesine göre yasaların anayasaya uygunluğunu denetleme yetkileri bulunmadığı ifade edildi. GL (Yeşil Sol) eski lideri Femke Halsema’nın 2002 yılında hakimlere bu yetkinin verilmesi konusunda sunduğu yasa teklifi 2004 yılında Temsilciler Meclisi ve 2008 yılında da Senato tarafından kabul edilmişti. Konsey Başkanı Frits Bakker, terör suçu işleyen çift uyruklu kişilerin Hollanda vatandaşlığının iptal edilmesi planına da tepki gösterdi. Bakker, çift uyruklu olmayanların Hollanda vatandaşlıkları iptal edilerek cezalandırılamayacaklarına işaret ederek, “Eski vatandaşlıklarından çıkmaları mümkün olmayan insanlar böylece vatandaşlıktan atılarak da cezalandırılacaklar. Ancak bu, her Hollanda vatandaşının yargı önünde eşit olduğu belirtilen Anayasa’ya aykırı” dedi.


nieuws

04 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Rol model gençlerin meslek seçimi

Da Vinci studenten in gesprek met rolmodellen over “Mijn keuze!” Dordtrecht’te düzenlenen ve Da Vinci öğrencilerinin katıldığı, gençlerin geleceklerini ilgilendiren meslek seçimi hakkında konuştukları program hayli ses getirdi. Samimi ve gizemli bir atmosferde geçen programın teması “Benim seçimim” idi. Organizatör, gecenin sunucusu ve Proje lideri Nilüfer Sönmezer, geceyi şu sözlerle açtı: “Batılı olmayan gençler hakkında olumsuz olarak çok sık konuşuluyor ve konuşuldu. Bugün rol modeli olan o gençlerin, sizleri bile geride bırakan başarı hikâyelerini dinleyeceğiz” Intiem en vertrouwelijk was de sfeer van de thema-avond ‘Mijn keuze!’ op het Da Vinci College Nilüfer Sönmezer projectleider Interculturalisatie, organisator en presentator van de avond, opende met de woorden ‘Er wordt veel over het wel en wee van niet-westerse jongeren gepraat. Vaak over jullie hoofden.

Nilüfer Sönmezer projectleider Interculturalisatie, organisator en presentator van de avond, opende met de woorden ‘Er wordt veel over het wel en wee van niet-westerse jongeren gepraat. Vaak over jullie hoofden. Vanavond gaan we met jullie in gesprek en we horen verhalen van rolmodellen met een niet-westerse achtergrond... Vanavond gaan we met jullie in gesprek en we horen verhalen van rolmodellen met een nietwesterse achtergrond, zij zijn jullie voorgegaan’. Onvoorstelbare vraag Deze uitnodiging werd door de jongeren en de aanwezige rolmodellen

na een prikkelde opening door Han van Gorkom opgepakt. Han van Gorkom is directeur onderwijs aan het Da Vinci College. Meneer Sarıer, eigenaar van een advocatenkantoor in Dordrecht, was het met Van Gorkom eens. Hij bevestigde dat succes behaald wordt door hard werken, kennis en ervaring. Ook het nodige doorzettingsvermogen is een belangrijke eigenschap. Ook Sarıer had tegen vooroordelen moeten opboksen. Hij vertelde dat hij tijdens een sollicitatiegesprek geconfronteerd werd met de vraag of hij voldoende Nederlands kon lezen en schrijven terwijl hij al zijn rechtenstudie had voltooid. Dat zo’n vraag wordt gesteld is onvoorstelbaar!! Je staat niet alleen Met hier en daar een nuanceverschil herkenden alle aanwezigen met een niet-westers achtergrond de belemmeringen die je tegenkomt tijdens, studie en werk. Er ligt zeker een rol voor de ouders, maar deze is beperkt. De meeste ouders willen dat hun kinderen het beter hebben dan zijzelf hebben ervaren. Ouders vinden dus daarom dat hun kinderen moeten gaan leren, maar zij kunnen hen meestal niet voldoende adviseren. De avond zou een verhaal kunnen worden van een verloren generatie. Maar door het enthousiasme van de rolmodellen en de kritisch positieve houding van de studenten werden er realistische en haalbare tips gegeven;” Kies wat je leuk vindt, maar in een sector waar werk is. Kijk om je heen, ga netwerken en steun zoeken bij mensen die je kunnen adviseren en een duwtje in de rug kunnen geven. Je kunt je bewegen tussen twee of meer culturen. Dat is een verrijking en een extraatje voor een werkgever.” Geloof in jezelf Volgens ondernemer Bahattin Güler zijn de tips van de bijeenkomst nuttig, maar is het allerbelangrijkste te weten wat je zelf wilt. Özlem Yurtkap, studente hbo verpleegkundige, heeft altijd geweten dat ze in de zorg wilde en dat is haar gelukt. Zij heeft van jongs af aan haar roeping gevolgd en haar omgeving is met haar meegegroeid. Van hen krijgt ze nu veel steun en begrip. Ze kreeg een warm applaus uit de zaal. Han van Gorkom gaf op zijn beurt ‘een chapeau’ voor iedereen die zich heeft ingezet om deze bijeenkomst mogelijk te maken. De opkomst was groot en de discussie was scherp en leerzaam. “ Wij zien als Da Vinci College ook dat niet-westerse jongeren soms lastiger aan een stage komen of uitvallen,” zegt van Gorkom. We willen daar als school iets aan doen, zeker omdat de arbeidsmarkt roept om geschoold personeel. Er zijn kansen genoeg in bepaalde sectoren’. Uit de vele wijze woorden blijkt dat deze bijeenkomst geen eindpunt maar een begin is. Iedereen is het er over eens dat een ontmoeting met rolmodellen inspireert en stimuleert tot het maken van een eigen keuze en het geloof in jezelf.

Özel haber

Tuna Mezbahası Müdürü Ömer Korucu:

“Amacımız Müs hizmettir” Tuna Mezbahası Müdürü Ömer Korucu ve marketing yürütücüsü Bayram Kanık, Hollanda İslam Federasyonu Rotterdam merkez ofisinde, NIF Başkanı Mehmet Erdoğan ve Doğuş Gazetesi Genel Yayın sorumlusu Adnan Şahin ile görüştüler.

U

zun zamandır helal kesim hizmeti sunarak vatandaşlarımızın et ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli ölçüde payı olan Tuna kesimhanesinin yeni kuşak yöneticileri, kesimhanenin tanıtımı yönünde çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu çerçevede, Sivil Toplum Kuruluşlarının en güçlülerinden biri olan Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan’ı ziyaret ederek bir süre görüştüler. Hizmet çemberimizi genişletmek istiyoruz Helal et konusuna çok hassasiyet gösteren kurumların başında gelen Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Erdoğan bu ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Tuna kesimhanesi müdürü Ömer Koruyucu Hollanda İslam Federasyonu’na bağlı birçok camiye zaten et verdiklerini belirterek bu çemberin daha da genişletilmesinin ve kapsamlı hale getirilmesinin kendilerini memnun edeceğini ifade etti. Müslümanların boğazından yüzde yüz helal etin geçmesine vesile olunduğundan dolayı herkesin hanesine

sevap yazılacağının altını çizen Koruyucu, isteyenlerin istedikleri her an gelerek hem bir kahve içebileceğini hem helal etin kesilişini yerinde görebileceklerini söyledi. Ömer Koruyucu “Başka yerlerde çat kapı girip nasıl kesiliyor diye soramazsınız. Önceden randevu almanız gerekir. Tabi randevu alındığı zaman da o kesimhanenin size neyi göstereceğini önceden kendisi belirlemiş oluyor. Bu ne kadar gerçeği yansıtır, bunu Müslümanların sağduyusuna bırakıyoruz” dedi. Başkan Erdoğan kendilerini ziyaret eden heyetten Tuna Mezbahası hakkında geniş bilgi isteyerek bu bilgiyi hem federasyon yürütme kurulu üyeleri ile hem de şube başkanlarıyla paylaşabileceğini belirtti. Kuruluş amacımız Müslümanlara hizmettir Heyet daha sonra Doğuş Gazetesini ziyaret ederek Genel Yayın sorumlusu Adnan Şahin ile görüştü. Koruyucu, sorularımız üzerine Tuna kesimhanesi ve helal kesim konusunda şunları dile getirdi: “Bu gün, Hollanda İslam Federasyonunu ziyaretimiz, tanışmak

maksatlı idi. İyi bir görüşme oldu. Mezbahamız hakkında bilgiler verdik. Bunu sizinle de paylaşmak isterim. Tuna mezbahası 1997 yılında Hollanda İslam Merkezi Vakfı tarafından Druten’de kurulmuştur. Kuruluş amacı, Müslüman müşterisine helal et temin edebilmekti. O dönemlerde helal kesim yapabilen bir iki mezbaha vardı. Onun dışında insanlarımız çiftlik ahırlarında, bahçelerde, şurada burada sağlıksız ve yasak yerlerde hayvan alıp kesiyorlardı. Daha sonra bu tür kesimler sıkı kontroller sonucu imkânsız hale gelince insanlarımız helal et kesen yerlerin arayışı içine girdiler. O dönemde biz vakıf olarak bu açığı kapatmak amacıyla Druten’de böyle bir yer açtık. Buna insanlarımız teveccüh etti ve biz burada yaklaşık 14 yıl hizmet verdik. Daha sonra burası bize küçük gelmeye başlayınca Arnhem yakınlarında bulunan Elst’te yeni bir yer alarak oraya taşındık. Yaklaşık 5 yıldır da orada hizmet veriyoruz. Tuna Mezbahası olarak biz daha çok kaliteli, etlik dana, koyun ve kuzu kesmekteyiz. Asıl amacımız tüm Müslümanlara hizmet vermektir elbette. Ancak


het leven

yaşam 05

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

lümanlara

şuan ağırlıklı olarak Türk müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Gerçekten hakiki helal et arayan müşteriler gelip bizi buluyorlar. Biz Tuna olarak gerek camiler olsun gerekse Türk kasaplar vasıtasıyla olsun helal eti insanlarımıza ulaştırmaya çalışıyoruz. Bizi diğer mezbahalardan ayıran en önemli özelliğimiz; biz etlerimizin tamamını İslami usule uygun olarak kesmekteyiz. Bu, bakanlık nezdinde de böyle bilinmektedir. Ve bakanlık bu konuda bizi örnek mezbaha olarak, bilhassa dışarıdan gelen müşterilere tanıtmaktadır. Bu da bizim için şereftir, gurur verici bir durumdur elbette. Helal et neden pahalıdır? Bazı nedenlerden ötürü “helal et” biraz daha pahalıya mal olabiliyor. Şöyle ki, helal kesilen hayvandan akan kan oranı vurularak kesilen hayvandan akan kanın hemen hemen 5 katı kadardır. Bu tüketici için sağlıklı

bir durum. Ancak bu kanı biriktirmek ve ilgili merkeze teslim etmek zorunluluğu vardır ve bu da hayli pahalı bir işlemdir. Bir başka durum ise helal kesim yapan yerler bıçak vurduktan sonra hayvanın tamamen ölmesi için bir müddet beklemek zorunda. Bu da zaman kaybı demektir. Oysa hayvanları vurarak kesenler aynı zaman zarfında daha çok kesim yapabiliyorlar. Bütün bunlar mali hesaplara vurulduğunda kilo başında 1 Euro’ya varan ilave maliyet getiriyor. Böylece elimizde olmayan nedenlerden dolayı az da olsa helal etin fiyatı biraz farklı oluyor. Camilere özel indirim Camilere haftanın belirli günlerinde özel servislerimiz oluyor. Haftanın bir günü mutlaka camilere uğruyoruz. Camilere özel fiyatlarımız var. Ayrıca umuma hizmet verdikleri için de yüzde 5 özel indirim uyguluyoruz. Herkes midesine inenden kendi

Groothandel in levensmiddelen Industrieweg 171, 3044 AS Rotterdam Tel. (010) - 810 40 23 Fax (010) - 465 00 76 Mob. 06-41 37 06 26 E-mail info@ozpas.nl www.ozpas.nl

sorumludur Son olarak şu konuya dikkat çekmek isterim. Helal kavramı son zamanlarda fıkhi bir kavram olmanın ötesinde bir marka olarak kullanılmaya başlandı. Amsterdam’da dönerciler üzerinde yapılan bir araştırma sonucuna göre her on dönerciden dokuzunda helal olmayan ete rastlanmıştır. Oysa buralarda satılan bu etler “helal” diye satılıyor. Biz elbette müşteriyi bilinçlendirmeye çalışıyoruz ancak müşterinin kendisinin çok büyük sorumluluğu var. Tüketicinin mutlaka ne yediğine dikkat etmesi gerekiyor. Sonuçta bu, kendi boğazından geçip kendi midesine iniyor. Kısacası her şey göründüğü gibi olamayabiliyor. O yüzden insanımız, yüzde yüz helal olarak kesildiğini bildiği yerden etini alsın diyorum.” Adnan Şahin

«

Yabancıların çocuk parası düşürülmeyecek Amsterdam Mahkemesi, Hollanda’nın AB dışına gönderilen çocuk paralarında yaptığı yüzde 40 oranındaki kısıtlamayı durdurdu. Türk, Faslı ve Mısırlı ailelerin açtığı davada Amsterdam Mahkemesi, Fas’taki çocukların parasının iki ülke arasındaki özel bir anlaşmadan dolayı düşürülemeyeceği kararını verdi. Mahkemeye başvuran Türklerde eşlerin ikisinin de Türkiye’de ikamet ediyor olması nedeniyle çocuk paralarının düşürülebileceği belirtildi. Hollanda’da ikamet eden ve çocukları kendi ülkelerinde yaşayan Mısırlı aile ise itirazında haklı bulundu. Amsterdam Mahkemesi, Mısırlı ailelerin çocuklarının geçimi için ülkelerine göndermek zorunda olduk-

ları para miktarının düşürülmediğine işaret ederek, bu durumda çocuk parasının da düşürülemeyeceği kararını verildi. AB dışındaki ülkelerde hayatın daha ucuz olduğunu öne süren Hollanda hükümeti, bu ülkelerdeki ço-

cuklar için ödenen çocuk paralarını 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yüzde 40 oranında düşürmüştü. Sosyal İşler Bakanı Lodewijk Asscher, 5 milyon euro tasarruf yapılması hedeflenen yabancıların çocuk parasındaki kısıtlama ile ilgili mahkeme kararına itiraz etmeyi düşündüğünü açıkladı. Mahkeme daha önce de Türkiye ve Fas’a gönderilen dul ve yetim maaşlarında kesinti yapılamayacağı kararını vermişti. Bakan Asscher, 7 milyon euro tasarruf yapılması hedeflenen bu kesintiyle ilgili karara da itiraz etmişti.


facebook.com/yilmazfinance

Tarih şahittir, zor zamanlarda sadece güçlüler ayakta kalır.

Yılmaz Finans, 23 yılı aşkın bir süredir iyi günde, kötü günde verdiği sözlerin arkasında durdu. Günümüzde ise şubeleri, altyapısı ve müşteri odaklı hizmeti ile saygı gören kalıcı bir finansal danışmanlık şirketi arıyorsanız bizi takip edin: facebook.com/yilmazfinance sayfamızı beğenin, 12 mayıs’ta Google Nexus tablet çekilişine katılın.

078 6551655 yilmaz.nl info@yilmaz.nl yilmazfinance

Rotterdam Arnhem Dordrecht

Sigorta Finansal planlama Şahsi kredi Konut kredisi Emeklilik

• • • • •


uitzicht

panorama 07

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Gündem

Ayna

Demokratlar 66 iddialı geliyor...

Havva Koç

Oyunu ver, sesini duyur” Rotterdam anakent ve Feijenoord ilçe belediyesinden olmak üzere 2 Türk kökenli siyasetçiye listelerinde yer veren Sosyal Liberal D66 (Demokratlar 66), 19 Mart yerel seçimlerinde Reyhan Cephe’yi, Rotterdam Anakent Belediyesine 9. sıradan; Fatih Elbay’ı ise Feijenoord İlçesine 2. sıradan aday olarak gösterdi.

E

lbay ve Cephe düzenledikleri basın toplantısında kendilerini tanıttılar, neden aday olduklarını, hedeflerini açıkladılar. Kayseri doğumlu olan ve 8 yaşında Hollanda’ya gelen Reyhan Cephe, eğitimini Hollanda’da Erasmus Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra Hollanda Çalışma Bakanlığında uluslararası projelerde görevli memur olarak çalışmakta. Bir buçuk sene önce siyasete atıldığını söyleyen Cephe, “Bizim birinci hedefimiz eğitim seviyesinin yükseltilmesidir. Dünyada rekabetin yolu iyi eğitimden geçer. Bu yüzden ben ve partimin önem verdiği birinci konu eğitimdir” dedi. Şu anda Rotterdam Anakent Belediyesinde D66 partisinin 4 üyesi olduğunu belirten Cephe, yapılan araştırmalarda partisinin hızla yükseldiğini, 19 Mart seçimlerinde 9 meclis üyesi çıkarmayı hedeflediklerini vurguladı. Feijenood ilçesi meclisine D66 partisinin ikinci sırdan adayı Fatih

Elbay’ın asıl mesleği yeminli mali müşavirlik. Aslen Yozgatlı olan Fatih Elbay konuşmasında, siyasete girmekteki amacının bir sonraki nesillere hizmet etmek olduğunu vurguladığı. “Bizden öncekiler vazifelerini yaptılar. Toplumda gördüğümüz aksaklıkların eğitimle en asgariye indirmek için eğitim şart. Biz seçmenlere yerine getireceğimiz sözler vermeyeceğiz. Sadece seçimden seçime, seçmenlerinin gördüğü politikacılardan değil, her zaman yanlarında olduğumuzu göstereceğiz. Şu anda mevcut yönetimler, eğitimden kısıtlama yapma yoluna gidiyor. Bunu engelleyeceğiz” dedi. Elbay konuşmasında özetle şunlara değindi: “Yapacağımız şudur, oluşan ön yargıyı yıkmak zorundayız. Türk kökenli siyasilerin, sadece Türkler tarafından seçilen ve azınlıkların, yabancıların sorunları ile ilgilenen siyasiler imajını yıkıp, başta ilçeye ve Hollanda’ya hizmet eden insanlar olduğunu göstermek zorundayız. Gençler arasındaki işsizlik her geçen gün büyümekte, okulu bırakan

gençlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. ‘Okusam ne olacak, yine aynı parayı alacağım’ mantığının yıkılması gerekir. Kapı kapı dolaşarak kendimizi tanıtacağız, oy vermenin önemini anlatacağız. Biz çatışan, karalayan değil, diyalog halinde sorunların çözümünden yana olacağız. Benim siyasi görüşüme en uygun parti olduğu için D66 Partisini seçtim. Şöyle ki, bizler insanların eğitimle bir yerlere geleceğine, sorunları çözeceğine inanıyoruz. Örnek olarak ilk nesil olan dedemle benim durumu verebilirim. D66 ufku açık ve büyüyen bir siyasi partidir” Cephe ve Elbay, seçilmeleri halinde özellikle dar gelirlilerle zenginler arasındaki farkı kapatmak için çalışacaklarını ifade ettiler ve Türk vatandaşlarına şu şekilde seslendiler: İnsanları elinden tutup zorla sandığa götüremeyiz. O halde diyoruz ki: “Oyunu ver, sesini duyur; eleştirmeye hakkın olsun” Haber Merkezi

«

“Ekonomilerdeki sorunlar Avrupa’yı etkilemez” Euro Bölgesi yavaş yavaş krizden çıkarken, piyasalarda Arjantin ve Türkiye gibi ülkelerle ilgili endişeler artıyor. Bu konu hakkında bir açıklama yapan Dijsselbloem, bu ülkelerin Euro Bölgesi’ni etkilemeyeceğini kaydetti. Eurogroup Başkanı Jeroen Dijsselbloem, Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerden kaynaklanan endişelerin, Euro Bölgesi’ndeki ekonomik iyileşmeyi fazla etkilemeyeceğini olmayacağını söyledi. 18 Euro Bölgesi ülkesinin maliye bakanlarından oluşan Eurogroup’un başkanı ve Hollanda Maliye Bakanı Dijsselbloem, kou ile ilgili olarak yap-

tığı açıklamada, ‘Bunların oldukça farklı, ayrı konular olduğunu düşünüyorum. Gelişmekte olan ekonomilerdeki risklerin Euro Bölgesi’ne sıçrayacağını sanmıyorum” ifadesini kullandı. Dijsselbloem’un yanı sıra İspanya Ekonomi Bakanı Luis de Guindos da gelişmekte olan ülkelerle ilgili endişelerin büyütülmemesi gerektiğini vurgularken, “Arjantin özel bir vaka. İspanyol şirketlerin riske açıklığı çok daha düşük” şeklinde konuştu.

kochavva@live.nl

Arjantin pesosu geçtiğimiz hafta iki gün içinde yüzde 14 değer kaybı yaşamıştı öte yandan Ruble de ciddi düşüş kaydetmişti. Türkiye Merkez Bankası da liranın düşüşüyle ilgili olarak Salı akşamı olağanüstü toplandı ve faizleri artırdığı açıkladı. Hollanda Turizm ve Kongreler Bürosu yabancı turist sayısının bu yıl da yüzde 2 oranında artmasını bekliyor. Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’den gelecek turist sayısında artış olacağı tahmin ediliyor.

Sorunlu toplum değil, sorumlu toplumuz…

görevdir. Güç birliği yaparak Hollanda’yı yaşanır bir yer haline getirip sorunları daha aza indirme noktasında bizler de sorumluyuz. Bu yüzden oyumuzu kullanırken ince eleyip, sık dokumak zorundayız.

2014 yılını seçim yılı ilan etsek sanırım isabetli bir tespit yapmış oluruz. Bu yıl dünyanın birçok yerinde seçimler yapılacak. Hollanda’da, Mart ayında yerel, Mayıs ayında da Avrupa Parlamentosu seçimleri bizleri bekliyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Önümüzdeki günlerde camilerde, derneklerde ve kurumlarda bol bol siyasilerin yüzlerini göreceğiz ve kendilerinden bol bol vaatler dinleyeceğiz. Tabi aynı zamanda sıkıntılarımızı, endişelerimizi de dile getirme fırsatımız olacak.

Sizden oyunuzu talep eden şahsı ne kadar tanıyorsunuz? Hedefleri neler? Geçmişte olduğu gibi yıllarca camiye, derneğe, kurumlara uğramayıp, selamı sabahı olmayan, seçim zamanı yaklaştığında ha bire boy gösteren adaylardan uzak durmalıyız. Bu güne kadar bu tür siyasetçilerin ne gibi faydasını gördük ki? Ölçüp biçin, sonra yeni adaylarla eski adayları teraziye koyup tartın ve sonra bakın bakalım hangisinin bilgisi, kabiliyeti, karakteri, ehil oluşu daha ağır basacak? İnsanların olduğu yerde ihtiyaçlar olduğu gibi sıkıntılar da mevcuttur. Bu ihtiyaçları ve sıkıntıları giderebilmek ve en aza indirebilmek için de çalışmalar yapılması gerekir. Bu çalışmaları herkes yapamayacağına göre, bu tür işlerde görevlendirilebilecek insanların ehil olması gerekir. Hollanda’da doğmuş, burada eğitimini tamamlamış, buranın suyu ile hamuru yoğrulmuş ve aynı zamanda İslam dinini tanıyan, bilen ve yaşayan siyasetçi kardeşlerimize büyük görevler düşüyor. Bizlerin sorunlarını bildikleri için çözüme ulaştırmak ve ihtiyaçlarımızı gidermek onlar için biraz daha kolay olacaktır şüphesiz. Bu yüzden diyorum ki; geçmişte kendilerinden verim alamadığımız siyasetçilerin üzerinde fazla durmadan, yeni, aktif, çiçeği burnunda siyasetçilerimize fırsat vermeliyiz.

Elbette geçtiğimiz yıllarda seçim sonrası bir daha bizlere uğramayan, verdiği sözleri hatırlamayan, hiçbir şekilde azınlığın istek ve şikâyetlerini duymayan, duyurmayan ve duyuramayan siyasetçileri de göreceğiz. Belki bunları sorgulama fırsatı dahi bulabiliriz. Ya da onları görmemezlikten gelip, yeni adaylarla daha fazla vakit geçirebiliriz. Bazılarını tenzih ederim ama bu zamana kadar seçilen birçok aday maalesef halkın kendilerinden beklediği şeyler yerine, partilerinin onlardan istediklerini yaptılar. Bu tür durumlardan da ders çıkartmalıyız diye düşünüyorum. Seçimlere bizzat dahil olmak; toplumda varlığını gösterebilmenin, “ben de burada yaşıyorum, ben de varım” diyebilmenin bir göstergesidir. Kendi düşüncenize,

Güç birliği yaparak Hollanda’yı yaşanır bir yer haline getirip sorunları daha aza indirme noktasında bizler de sorumluyuz. Bu yüzden oyumuzu kullanırken ince eleyip, sık dokumak zorundayız. Sizden oyunuzu talep eden şahsı ne kadar tanıyorsunuz? Hedefleri neler? Camiye, derneğe, kurumlara uğramayan biri mi? yaşam tarzınıza en uygun olanı, sizin için en doğru olanı, yaşadığınız ülke ve toplum için en güzel hizmeti yapacağına inandığınız insanı öne çıkartmak, onu belirlemektir. Bu doğrultuda, yaşam tarzınıza ve normlarınıza uygun olanı desteklemek ve önünüze sunulan kişiler arasından en uygun seçimi yapmak ayrı bir

Oy vereceğimiz siyasilerimizin partilerinde ağırlığı olması için mutlaka tercih oylarını kullanalım. Bizlerin taleplerini gerekli mercilere ulaştırması ve gerekli işlemleri yapması, gayret göstermesi adına adaylarımızı seçerken sağlam karakterli olanları tercih edelim. Müslüman asıllı onca siyasimiz olduğu halde çoğu haklarımıza kısıtlamalar getirildi. Bu yüzden elimizdeki haklar daha çok kısıtlanmadan, inancımızı rahat bir şekilde yaşamak istiyorsak mutlaka organize olarak sandığa gitmeliyiz. Oy kullanma hakkı olan tüm Müslümanların oyunu kullanması yönünde çalışmalar yapmalı, onları oy kullanmaya teşvik etmeliyiz. Geleceğimize yön verecek ve geleceğimizin şekillenmesine etki edecek seçimlerde oyumuzu kullanırken dikkat etmeli ve bulunduğumuz şehirdeki kurum ve kuruluşlarla ortak hareket içerisinde olmalıyız. Hollanda’daki varlığımızı hissettirmeli ve artık bu toplumda “biz de varız!”, “bu toplumun sorunlarına bizler de çözüm üretmek istiyoruz” diyebilmeliyiz. Sorunlu toplum değil, sorunu çözebilecek sorumluluğa sahip toplumlar yetiştirebilme temennisi ile…


nieuws

08 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Halil Yanar

Spor yapan çocuklar daha sosyal oluyor! Geçenlerde bir dostum oğluyla yaşadığı bir olayı anlattı... Çok üzülmüş, anlatırken olayı âdeta yeniden yaşıyor, gözleri doluyordu. Olay, sadece tüketime dayalı yaşadığımız şu dönemde evlatlarımıza tam olarak veremediğimiz paylaşma duygusuyla alakalıydı. “Oğlum” dedi “Geçenlerde mutfağa girip kendisine bir meyve tabağı hazırladı. Salona gelince ‘ne güzel hazırlamışsın bir de ben tadına bakayım’ deyip bir adet üsteki meyveden aldım. Bizim çocuk bunun üzerine bana kızdı, homurdandı ve ‘bunu ben kendime hazırladım, niye alıyorsun’ diye bağırdı ve odasına gitti, tabağı da götürmedi. Ben koltukta çocuğumun bu hareketi üzerine yığılıp kaldım. Defalarca kendi kendime sordum ‘nasıl olurda benim oğlum böyle olur, ben ki elinde olanı paylaşan, insanları mutlu etmeyi seven bir adamken, benim oğlum nasıl bu kadar asosyal olabiliyor diye” Olayı dinledikten sonra dostuma ‘oğlunun daha önce takım sporlarıyla uğraşıp uğraşmadığını’ sordum. Cevap malumunuz olduğu üzere ‘hayır’ oldu. Küçükken birkaç bireysel sporla uğraşan delikanlı hiçbir takım sporu yapmamış. Bu çocuk için biraz geç ama, siz değerli anne ve babalar çocuğunuzun daha sosyal, paylaşımcı, etrafındakilerle iyi ilişkiler kuran bir evlat olarak yetişmesini istiyorsanız, hangisi olduğu önemli değil ama onun istek ve yeteneğine göre mutlaka bir takım sporuna katılmasını ve devam etmesini sağlayın. Kendisi oyun içerisinde, golü atacakken ya da sayıyı yapacakken, arkadaşına pas vererek egolarını yenmeyi küçük yaşta öğrenenler için, ilerideki paylaşım-

Güncel

cılığını pek kaygı etmemek gerek. İçine kapanık çocukların arkadaşlarıyla maçı kazanmak için yaptığı etkili konuşmalar, evde hiçbir şeyini toplamayan, dağınık olan çocuğun soyunma odasında kendi kullandığı takım malzemelerini derli toplu toparlaması, gelecekte onun, sosyalleşmesinde büyük rol oynayacaktır. Yoğun uğraşlarla evde başaramadığınız bazı şeyleri, takım arkadaşından görüp uygulaması zamanla sizi de şaşırtacaktır. Unutulmamalı ki çocukların birbirinden kapıp öğrendikleri şeyler bazen anne babadan daha etkili olabiliyor. Etrafımdan sürekli duyarım; “çocuk şöyle olsun, falan spora yazdırdım, ben şunu çok severim o da öyle olsun” diye. Değerli veliler, unutmayınız ki sporun çocuğun üzerinde olumlu etki yapabilmesinin iki temel yolu vardır: Birincisi, çocuğun yetenekleri, ikincisi de, arzuladığı spor branşıdır. Yani yetenek ve istek yoksa ne yapsanız nafile, işe yaramaz. O yüzden çocuğunuza bir spor seçerken mutlaka onun fikrini alın, isteğini sorun, deneme zamanı verin, olmazsa zorlamayın, başka spora yönlendirin. Şimdiden serzenişlerinizi duyar gibiyim: “İyi diyorsun da, zaten çocuk bir spora gidiyor, hangi bütçeyle bir de takım sporuna gönderiyim, her tarafta kriz var” diyorsanız, aylık gelir seviyesi düşük olan aileler ‘www. jeugdsportfonds.nl’ internet adresinden bilgi alabilir ve çocuklarının bütün sportif masraflarını bu kurum aracılığıyla karşılayabilirler. Geleceğimizin teminatı göz nuru evlatlarımız için bazen biraz daha ilgi ve alaka gerekiyor. Bazı yöntemler her çocukta aynı sonuçları vermeyebilir. O yüzden çocuğunuzun gelişiminde sporun katkısını da arkanıza alırsanız inanın daha sosyal ve sağlıklı nesiller gelecekte bizimle beraber olacaktır. Yüce Mevla’dan bizleri evlatlarımızla imtihan etmemesini diliyor ve hepinize sağlıklı ve sportif günler temenni ediyorum.

T.C. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan:

“İnsani ilişkilerim ticaretimizi destekleyecekti MÜSİAD Hollanda’nın (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) Rotterdam kentinde 20’nci yılı münasebetiyle verdiği yeni yıl resepsiyonunda çeşitli kurum ve kuruluşlardan temsilciler ile iş dünyası bir araya geldi.

T

ürkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan, Hollanda Türkiye bir önceki büyükelçisi Jan-Paul Dirkse, Rotterdam başkonsolosu Togan Oral, Deventer Başkonsolosu Yunus Belet, Tunahan Kuzu, Rotterdam belediyesi encümen azası Hamit Karakuş, Türkiye’den MÜSİAD Yurt dışı teşkilatlanma başkanı Namık Alper Esen, HOTIAD ve HOGIAF başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, Hollanda’da bulunan sivil toplum kuruluşları başkanlarından Türk İslam Kültür Dernekleri başkanı Arif Yakışır, Hollanda İslam Federasyonu başkanı Mehmet Erdoğan resepsiyonda hazır bulundular. MÜSİAD Hollanda’da bir ilktir Kısa süre önce göreve gelen MÜSİAD Hollanda Başkan Ali Bekdur kısa bir

selamlama konuşması yaptı. Bekdur, daha önce Hollanda’da başkanlık yapmış olan Gülali Alkılıç, Mehmet Akbulut ve Sinan Tosun’a çiçek vererek teşekkür etti. Bekdur özetle şöyle konuştu. “MÜSİAD Hollanda bu yıl 20’inci yılını kutlayacak.1994 yılında Hollanda’da kurulan ilk Türk kökenli işverenler derneği olan MÜSİAD bu konuda bir ilke imza atmıştır. Bu gün Hollanda’da bulunan birçok işadamımızın bir MÜSİAD dostu oldukları şahsen malumumdur. Kurulduğu günden bu güne büyük MÜSİAD ailesi olarak bir çok işadamımıza hem yurtiçi hem yurtdışı ticari fırsat ve iş birliği imkânları sunmuştur. Bunun örnekleri MÜSİAD üyeleri arasında mevcuttur. MÜSİAD ailesi olarak benimsediğimiz ticari ahlak sayesinde bu iş fırsatlarını başarıya dönüştürmekte önemli katkı-

sı bulunmaktadır. Birlikten kuvvet doğar inancını taşıyan işadamları olarak işadamlarımızı bir araya getirmeye çalışıyoruz. Üyelerimizi yatırım imkân ve fırsatları konusunda ve de dikkat edilmesi gereken hususlar ile ilgili vaktinde ve doğru bir şekilde bilgilendirmek önemli hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Bir sivil toplum kuruluşu olarak tabii ki tek gayemiz ticari hacimleri artırmak değil. Hukuktan felsefeye, sanattan teknolojiye dek her alanda yarınlarla yenilikleri buluşturmayı hedefliyoruz. Üyelerimizi devamlı olarak ziyaret etmekteyiz, diğer üyelerimizle tanıştırmak ve birebir iş fırsatlarını görüşmekteyiz. Mayıs ayı başında Fas’ın Marakeş kentinde organize edilecek İnternational Business Forum’a katılım sağlayacağız. Sizleri de aramızda görmek isteriz. Yine Ma-

Mutlu bir çocukluk depresyon riskini arttırıyor Hollanda’da depresyonla ilgili yapılan iki araştırmadan ilginç sonuçlar çıktı. Yayımlanan araştırmaya göre depresyon ölüm riskini arttırıyor. Groningen Akademi UMCG’nin araştırmasında da mutlu bir çocukluğun ileri yaşta depresyona yakalanma olasılığını yükselttiği sonucuna varıldı. Amsterdam VU Üniversitesi 1,8 milyon kişiyi kapsayan 300’e yakın bilimsel araştırmayı incelendi. İlk araştırmada 135 bin kişinin depresyondan yakındığı ve bu gruptan kişilerin ikinci araştırmaya kadar ölmüş olma olasılığının depresyon rahatsızlığı bulunmayanlara göre1,5 misli fazla olduğu saptandı. İntihar vakalarına depresif insanlarda

daha sık rastlanmasına rağmen, intihar edenlerin sayısının bu araştırmada çok düşük olduğu ve bu nedenle de ölüm riskinin artmasının nedeni olarak görülemeyeceği kaydedildi.

dan, Groningen Akademi Hastanesi UMCG’nin araştırmasında da mutlu bir çocukluğun ileri yaşta stresten kaynaklanan depresyon riskini arttırdığı sonucuna varıldı.

Depresif insanlarda sigara kullanma alışkanlığına daha sık rastlandığı, bu kişilerin daha fazla alkol tükettikleri, genellikle yeterince hareket etmedikleri ve sağlıklı beslenmedikleri ifade edildi. Araştırmacılar, ölüm riskinin yükselmesinde bu faktörlerin önemli rol oynadığı görüşündeler. Öte yan-

Stresin depresyonun en önemli nedenleri arasında bulunduğu ifade edildi. Mutsuz bir çocukluğun ise stres kaynaklı depresyon olasılığını azalttığı belirlendi. Bu çocukların strese çok küçük yaşta alıştıkları ve böylece ileri yaşta stresle daha iyi baş edebildikleri kaydedildi.


actualiteit

aktüalite 09

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Analiz

Ergün Madak

Hekimoğlu İsmail, De Levende Koran, Verlangen Naar Mekka

miz

ir”

ergunmadak@hotmail.com

yıs ayında, MÜSİAD Hollanda’nın 20. ve Türklerin Hollanda’ya gelmelerinin 50. yılını kutlayacağız. Bu arada güncel konular ile ilgili paneller organize etmekte ve üyelerimizi periyodik olarak hazırlanan bültenlerle bilgilendirmekteyiz. Yılsonunda organize edilecek olan MÜSİAD Fuarında tüm MÜSİAD ailesi ile birlikte İstanbul’da buluşacağız.” “Ekonominin dinamosu işverenlerdir” MÜSİAD Hollanda’nın merkezindeki davette bir konuşma yapan Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan, ülkede bulunan 18 bin dolayındaki Türk kökenli işverenin hem Hollanda’ya hem de Türkiye’ye ekonomik açıdan önemli katkı sağladığını vurguladı. İşverenlere girişimcilik alalında her türlü des-

teği vermeye hazır olduklarını anlatan Büyükelçi Arslan, “50 yıldır Hollanda’da ikamet eden Türkler önemli başarılara imza atmıştır. Güçlü bir ülke ve sağlam bir demokrasinin ancak güçlü bir ekonomiyle mümkün olabileceğini vurgulamak istiyorum. Ekonomilerin güçlü olması kendiliğinden olacak bir şey değildir. Ekonominin dinamosu işverenlerdir. Onların başarısı ülkemize aş olarak, iş olarak, nüfus olarak döner” ifadesini kullandı. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Deventer Başkonsolosu Yunus Belet ile Turgut Torunoğulları’nın da bulunduğu resepsiyonda MÜSİAD Yurtdışı Teşkilatlanma Komisyonu Başkanı Alper Esen, 1990 yılında 5 işverenin çabalarıyla kurulan derneğin bugün 7 bin üyeye ulaştığını 2 milyon kişiye istihdam sağlayan bir büyüklüğe

ulaşıldığını kaydetti. Esen, “Dünya ve ülke gündemini yakından takip ediyoruz. Dünya genelindeki açılımlarımız devam ediyor. Şu anda 69 ülkede ve 13 noktada örgütlenmemizi tamamladık. MÜSİAD için öncelik hüsnüniyet, samimiyet, ciddiyet ve iyi niyet gelmektedir” diye konuştu. Biz milletimizin yanındayız, ülkemizin yanındayız Hollanda’nın Türkiye eski büyükelçisi Jan-Paul Dirkse kısa bir selamlama konuşması yaptı. MÜSİAD’ın, genç girişimcilerin istifade edebilecekleri çok somut bir oluşum olduğuna işaret eden Drikse “MÜSİAD gibi bir kurum olduktan sonra artık bilgiye ulaşmak çok zor olmayacaktır” şeklinde konuştu Adnan Şahin Rotterdam

«

Yeni sosyal yardım yasası konusunda anlaştılar

Geçenlerde Hekimoğlu İsmail hakkında yazılan, ‘Derdini Seven Adam’ (Işık Yayınları, Ömer Taner Ekinci, İstanbul 2013) kitabını okudum. Önce yakınları, sonra arkadaşları ve en sonunda da kendisinin düşüncelerinin işlendiği, Hekimoğlu’nu biraz daha yakından tanımak isteyenler için yazılmış hoş bir kitap. Hekimoğlu ismi ile tanışmam, 1986 ya da 1987 yılında Ankara Hacı Bayram’da bir kitapçının, ‘yasak kitap’ diye bana tavsiye etmesiyle, Minyeli Abdullah kitabını satın alarak olmuştu. Kitabı okuyan hemen herkeste hangi etkiyi bıraktıysa bende de aynı etkiyi bırakmıştı. Derdini Seven Adam’da, depolitize olmuş bir insan portresi çizi(li)yordu hoca için ve şöyle diyordu: “Kim çağırırsa çağırsın, Nurcusu, Süleymancısı vs. hep konferanslara gittim, hiç bir zaman ayırım yapmadım.” Pozisyon itibariyle Nurculara daha yakın duran Hekimoğlu, bunu herhalde gençlik yıllarından beri okuduğu, okuttuğu Said Nursi Risaleleri’ne borçlu. Ama dünyasını yalnızca risaleleri okuyarak daraltmamış, perspektifi geniş tutmaya çok özen göstermiş, hatta Büyük Doğu yıllarında, Necip Fazıl Kısakürek’le çalışmış, derginin ABD temsilciliğini bile yapmış. Pratikte bir Müslüman nasıl yaşamalı, zengin olursa bu zenginliği nasıl gönül zenginliğine dönüştürmeli diye merak ediyorsanız eğer, bu kitabı okumalısınız. Kitabı okuduktan sonra, Türkiye’deki son olaylarla ilgili tutumunu da merak etmedim değil açıkçası ve Zaman Gazetesi’ndeki köşesinde bu olaylar üzerine neler yazdığını okudum. Ahmed Şahin Hoca’nın ‘Muhabbed Asrı’ kitabı da şu sıralar elimde olduğu için, onun makalelerine de göz atma ihtiyacı hissettim.

Koalisyon ortakları (VVD) ve (PvdA) ile muhalefetteki partilerden (D66), Hıristiyan Birlik (CU) ve (SGP) arasında yeni sosyal yardım ve yasaları konularında uzlaştılar.

Tahminlerim beni yanıltmadı. Her ikisi de, Kur’an ahlakına, İslam’ın pratiğe yansıtılmasına, fedakârlığa önem verdiklerinden olsa gerek, o kadar makul ve yapıcı şeyler söylüyorlardı ki, ferahlamış olarak gönlümün onlara biraz daha aktığını hissettim. Tek üzüldüğüm, yangına körükle gidenlerin avaz avaz bağırmaları, Kur’an ve itidal çizgisine çekmeye çalışan Hekimoğlu gibi yapıcı Müslümanların ise, seslerinin bir türlü duyulmaması.

Ödenekliler, maaşlarının karşılığında bir hizmet sunacaklar Koalisyon ortaklarının planlarını gerçekleştirebilmeleri için parlamentonun üst kanadını oluşturan Senato’da bu partilerin desteğine ihtiyaçları var. Partiler arasında sağlanan anlaşmaya göre sosyal ödenekliler, maaşlarının karşılığında bir hizmet sunmak zorunda olacaklar ve bu hizmetin ne olacağına yerel yönetimler karar verecekler. Sosyal ödenek başvurusunda bulunanların 4 hafta bekletilmeleri planından vazgeçildi ve 5 yaş altı çocuğu

Kur’an Ocak ayında De Levende Koran yayınlandı. De Levende Koran, yönetim kurulunda benim de olduğum Stichting Lezen Leven’in inisiyatifiyle, maddi-manevi uzun emeklerle, öncelikle Hollandaca Kur’an, sonrasında da Hollanda’daki Müslümanların okuma, konuşma, tartışma ve gelişme ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş bir vakıf. Hollanda’daki bazı marjinal grupların, siyasi başarı elde etmek için, Müslümanları hedef haline getirerek, ortalığa Fitna saçtıkları

olan kadınlar daha önce planlandığı gibi iş aramak zorunda olmayacaklar. Masraflarını bir başkası ile paylaşanlara düşük ödenek verilecek Anlaşma, sosyal ödenek koşullarının daha da ağırlaştırılmasını öngörüyor. Ödenek başvurusunda bulunanlar Hollandaca bilmek ve iş mülakatlarına uygun kıyafetle gitmek zorunda olacaklar. Kira ve mutfak masraflarını bir başkası ile paylaşanlara daha düşük bir ödenek verilecek. Bu kural yaşlılık maaşı (AOW) alanlar için de

geçerli olacak. Kurallara uymayanlar, ödenekleri düşürülerek cezalandırılacaklar. Malulen emekli maaşı (Wajong) alan 240 bin genç yeniden sağlık kontrolünden geçecek ve haklarında çalışabilir kararı verilenlere asgari ücretin yüzde 75’i yerine yüzde 70’i üzerinden bir maaş verilecek. Bu gençler böylece sosyal ödeneğe mahkum edilmeyecekler. 2 milyar euroluk tasarruf öngören değişikliklerin 1 Ocak 2015 tarihinde yürürlüğe girmesi hedefleniyor.

dönemlerde, Müslümanlar ‘onlara inat, ortaya güzel eserler çıkarmalı’ niyetiyle yola çıkmış bir kaç gönül insanın girişimi Stichting Lezen Leven. İnşallah devamı da gelecek. De Levende Koran, Stichting Lezen-Leven ve Rotterdam İslam Üniversitesi’nin işbirliği ile basıldı. Cep ve büyük boy olarak temin edilebilen Kur’an’ın en büyük özelliği, bazı ayetlerin hemen altında açıklamalarının olması, böylelikle daha anlaşılır hale gelerek kendini diğer Hollandaca meallerden kolaylıkla ayırabiliyor. Kur’an için asıl önemli olan anlayabilmek, ama De Levende Koran’da görsel estetiğe de önem verilerek ortaya güzel bir eser çıktığını söyleyebiliriz. (Kitabı temin etmek isteyenler lezenleven.nl web adresine başvurabilirler. Bir de multimedya bölümüne göz atmanızı da tavsiye ederim.) Burada asıl önemli sorun, Kur’an’ın genel olarak dünya çapında gereken ilgiyi görüp görmediği. Satırları yazdığım şu sıralarda, PVV’den ayrılan, İslam’ı seçen Arnoud van Doorn’un, Den Haag Belediyesi Meclis Üyeleri’ne, Kur’an hediye ettiği haberi ile karşılaştım ve çok mutlu oldum. Çağımızda Kur’an’ın temin edilmesi artık bir sorun değil. Sesli, görüntülü, kitap halinde ya da pc/cep telefonu için edinilmesi o kadar çok kolaylaştı ki. Artık bu noktadan bir üst boyuta geçmenin zamanı çoktan geldi de geçiyor: Yaşadığım bölgede, bundan 3 yıl önce bir kaç arkadaşla, Kur’an Tefsiri üzerine çalışmaya başlamıştık. Kur’an’ın iniş sırasına göre okumaya başlayacak, yani Mekke’de inen ayetlerle, sonra Medine ayetleriyle bitirecektik. Ortalama haftada 30 ayet kadar işleyerek, 3/2’lik kısmını bitirmek üzereyiz. Aynı çalışmanın bayanlar ayağı da bizimle beraber başladılar. Amacımız; son ayetleri umrede, Mescid-i Nebevi ya da Haram’da işleyerek kapanışı Allah nasip ederse kutsal topraklarda yapmak. Bu metodu şu ana kadar başarıyla uyguladık. Umarım bu satırları okuyan herkese bir fikir verir ve başlamaya vesile olur. Verlangen Naar Mekka Şu an, Leiden’daki Volkenkunde Müzesi’nde, Verlangen naar Mekka sergileniyor. Serginin bahçesinde, Faslılara ait bir bedevi çadırı da kurulmuş. İçerisine girip nane çayı içip, zeytin ve Fas tatlılarının tadına bakabilirsiniz. Müzede, İngiltere’de yaşayan İranlı birisinin özel koleksiyonunun parçaları sergilenmekte. Britisch Museum ile ortaklaşa düzenlenmiş olan erginin gizemini daha da fazla dağıtmayayım. Müzeden yanınızda bir rehber olursa çok daha etkileyici olacağını da ekleyeyim. Sergiyi 9 Mart 2014’e kadar gezebilirsiniz. http://verlangennaarmekka. volkenkunde.nl/nl/verlangennaar-mekka-de-reis-van-depelgrim


nieuws

10 haber Fotoğraflarla Hollanda gündemi...

Hasan Eker’e doçentlik unvanı

Erasmus Üniversitesi’nde görev yapan ve PvdA tarafından Rotterdam Anakent Belediye Meclisi’ne 11’inci sıradan aday gösterilen Dr. Hasan Eker doçentlik unvanı kazandı. Eker’in karın fıtığı konusunda yaptığı araştırmanın savunması dokuz profesörden oluşan jüri tarafından oybirliği ile başarılı bulundu.

Birlik, hoşgörü ve dayanışma vurgusu

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Dosya

Schooldirecteur Richard Troost van De

Een school wa en KWALITEIT nummer 1 staa

Rotterdam Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, yeni yıl resepsiyonunda yaptığı konuşmada, birlik, beraberlik ve dayanışma vurgusunda bulundu. Yalnız yaşayan bir kadının ölüsünün 10 yıl sonra evinde bulunması olayına değinerek, “Yaşanan bu durum son derece üzüntü verici” dedi.

“Bu toplum ve geleceğimiz için yüksek tahsilli Müslümanların yetişmelerini arzu ediyoruz. Bunu da ancak velilerin katkısı, işbirliği ve destekleriyle başarabiliriz. Anne ve babalar, bize inansınlar ve güvensinler...”

“Tarımın ekonomiye katkısı büyük”

Tarımın Hollanda ekonomisine önemli katkı sağladığını belirten Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı Sharon Dijksma, sebze, meyve, sütlü ürünler ve et ihracatında geçtiğimiz yıl yüzde 5 oranında artış kaydedildiğini açıkladı. Bu ürünlerin ihracatı 79 milyar euroya yükseldi.

Dalyan, Zoover ödülünü kazandı

Hollanda merkezli tatil yorumları sitesi Zoover’in anketinde Dalyan, “Avrupa’nın en iyi deniz, kum ve güneş tatili” kategorisinde birinci oldu. İki yıl önce de aynı kategoride birinci olan Dalyan’ın ‘Zoover 2014 yılı Ödülü’, düzenlenen törende Lahey Turizm Müşaviri Enis Tataroğlu’na verildi.

CDA, KOBİ’lere destek istiyor

Hıristiyan Demokratlar (CDA), KOBİ’lere ekstra maddi yardım sağlanmasını istiyorlar. CDA lideri Sybrand Buma, ‘orta ve küçük ölçekli işletmelerin yeniden Hollanda ekonomisinin motoru olmaları gerektiğini ve çok sayıda işletmenin ise destek sağlanmaması durumunda iflas edeceğini’ ifade etti.

İ

bn Ghaldoun İslam Ortaokulunun iflas bildiriminin ardından oluşturulan yeni yönetim, 1 Kasım tarihinde okulun idaresini ele alarak eğitime kaldıkları yerden devam ediyorlar. “De Opperd” adı verilen okul müdürü Richard Troost ile bir görüşme yaptık. 3 aylık dönemi değerlendirdik ve önümüzdeki sezonda veli ve talebeleri nelerin beklediğini sorduk. Okulun eğitim kalitesini arttırmak için uğraştıklarını dile getiren Troost, talebelerin okul içi aldığı eğitim ve öğretimde değişikliğe gidilmediğini, derslere ve toplantılara Kur’an ile başlandığını ve İslam’ın ilkelerinin okulda uygulandığına dikkat çekti. Öğretmenlerin yüzde 60’ının değiştiğine vurgu yapan Troots, sezon sonunda okulun İslami bir yönetime devredileceğini ifade etti. Sohbet sırasında müdüre eşlik eden ve okulda matematik öğretmeni olarak görev yapan Mehmet Öztürk, okulun şuan ki gidişatından memnun olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “De Opperd, Hollanda’nın tek İslami ortaokuludur. Rakibi yoktur. Müslüman bir anne ve babanın çocuğunu bu okula yazdırma gibi bir sorumluluğu vardır. Eğitimdeki kalitenin yanı sıra öğrencinin kimlik kazanımı bizim için çok önemlidir. Biz, ne imam ne de cami içi eğitimi vermiyoruz. İstenilen düzeyde kaliteli bir eğitim vermeyi amaçlıyor ve bu yönde gece gündüz çalışıyoruz. Bu toplum ve geleceğimiz için yüksek tahsilli Müslümanların yetişmelerini arzu ediyoruz. Bunu da ancak velilerin katkısı, işbirliği ve destekleriyle başarabiliriz. Bundan dolayıdır ki, anne ve babaların bize inanacaklarına, güveneceklerine ve bizi destekleyeceklerine inanıyoruz. Şimdilik adımız De Opperd. Önümüzdeki sezon adımız değişecektir. Bu konuda teklifi olan varsa, bilmek isteriz. Sonuç olarak; KİMLİK ve KALİTEDE 1 numara

olacak okul için el ele vermeli, bu süreci lehimize çevirmeliyiz” Interview met de schooldirecteur Richard Troost over de enige Islamitische Voortgezet Onderwijs in Nederland: De Opperd. Wie is Richard Troost? Richard is de directeur ad interim van de Opperd, tot augustus 2014 is het zijn taak om er een goed lopende school van te maken. Hiervoor heeft hij op verschillende scholen als directeur gewerkt. Veel ouders zijn onrustig na het faillissement van Ibn Ghaldoun. Hoe is de situatie op dit moment eigenlijk? Wij zijn 1 november gestart met de school “De Opperd”. De school is daarvoor een paar weken dicht geweest. Toen Ibn Ghaldoun failliet ging was de inspectie niet tevreden met de school, de kwaliteit van het onderwijs was niet op het gewenste niveau. Ibn Ghaldoun had een slechte naam gekregen. De examenfraude was precies op een moment dat de school al veel in de publiciteit stond. De staatssecretaris heeft dan ook besloten om de school niet meer te bekostigen. Dit besluit was wel genomen, maar zeshonderd leerlingen moesten nog wel onderwijs krijgen. De Rotterdamse schoolbesturen hebben in samenwerking iets bedacht, voor de leerlingen die recht hadden op onderwijs. Een nieuwe islamitische school voor voortgezet onderwijs die niets te maken heeft met het oude Ibn Ghaldoun was de oplossing. Een nieuwe school met betere docenten. Ruim zestig procent van het docententeam van de Opperd is vernieuwd. Er is een nieuwe stichting opgericht, zodat we ook met een nieuwe begroting van start konden. Zo zijn wij per 1 november

2013 begonnen met een nieuwe naam, nieuwe leraren en een nieuwe managementteam. Eerst hebben wij met zijn allen hard gewerkt om de basis van een school op te zetten, met lopende lessen, passende lesroosters en zonder tussenuren etc. Dit hebben wij voor de wintervakantie op orde gekregen. Na de wintervakantie zijn wij als school bezig geweest om het onderwijs te verbeteren. Wij proberen ook de ouders er bij te betrekken doormiddel van een ouderraad en de MR. Ouders maken zich zorgen over twee punten. Ten eerste vragen ze zich af of het nog een islamitische school is en ten tweede zijn ze onrustig over de kwaliteit van de school. Ten eerste, wij zijn een Islamitische school. Daarover hoeven de ouders zich geen zorgen te maken. De uitgangspunten van de Islam wordt hier gehanteerd. We houden ons aan de kledingvoorschriften. Elke les en elke vergadering begint met een recitatie. De jongens en meisjes krijgen apart gymles. Bepaalde onderwerpen bij het vak biologie worden met respect benaderd. Verder zijn wij terughoudend in het muziek onderwijs. De Opperd heeft ook een identiteitscommissie, die kijkt naar onze identiteit. Maar wij zijn


interview

söyleşi 11

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Kısa haberler

Opperd

arin IDENTITEIT op at!

“Bu kanser ilacını zenginler için geliştirdik” Bayer firmasının Hollandalı CEO’su Marijn Dekkers’ın bir konferansta yeni kanser ilacıyla ilgili ifadeleri şok meydana getirdi. Dekkers’in geçtiğimiz aralık ayında yaptığı konuşmadaki şok yaratan sözleri, haftalık Amerikan dergisi Business Week’in buna son sayısında yer vermesiyle duyuldu. Hindistan hükümetinin Nexavar adlı kanser ilacının patentsiz üretimine izin vermesine tepki gösteren Dekkers, bunun aslında “hırsızlık” olduğunu ileri sürdü ve “Doğruyu konuşalım, biz bu ürünü Hindistan pazarı için geliştirmedik. Bu ürünü doğrusunu söylemek gerekirse batıdaki bunu alabilecek maddi güce sahip insanlar için geliştirdik” ifadesinde bulundu. Bayer firmasının Nexavar için hasta başına yılda 67 bin dolar talep ettiği öğrenildi. Hindistan’da üretilen ilacın ise 177 dolara satıldığı belirtildi. Hindistan yasalarına göre yurt dışında üretilen çok pahalı olan ilaçlar, Hindistan’da patentsiz üretilebiliyor.

“İş pazarı dışındaki yaş ayrımcılığı önlensin”

Avrupa Konseyi bünyesindeki Avrupa Sosyal Haklar Komitesi tarafından hazırlanan raporda, Hollanda’nın iş pazarı dışındaki yaş ayrımcılığını önlemesi gerektiği belirtildi.

een school en we moeten binnen de inspectie ook hoog scoren. Het onderwijs moet goed vorm krijgen en wij moeten ons houden aan de gestelde regels van de inspectie. De leraren zitten in verschillende werkgroepen om samen te zorgen voor een kwalitatief goede school en om kwalitatief goed onderwijs aan de leerlingen te bieden. Wat gaat er in de toekomst gebeuren met De Opperd? Je kunt zeggen dat de Rotterdamse scholen, de school hebben gered. Wat nu vreemd lijkt is dat een Islamitische school onder een Christelijke scholengemeenschap valt. Maar wij moeten dankbaar zijn, omdat de scholen ons op dit moment erg ondersteunen. Maar dit zal niet lang plaatsvinden, na de zomervakantie zal de school overdragen worden aan een Islamitische bestuur. Wat ook kan gebeuren is dat de school onder de paraplu van SIPOR wordt geplaatst. Zo kan je een doorlopende leerlijn hebben binnen het islamitische onderwijs. Dit lijkt ons een goed idee. Hoe ervaren de leerlingen De Opperd? De leerlingen hebben het zwaar gehad met de aandacht van de pers.

Met de start van de Opperd waren sommige leerlingen teleurgesteld, omdat zij sommige leraren niet meer terug zagen. Voor de nieuwe leraren was het een klus om zich te bewijzen. Sommige leerlingen hebben de docenten getest, hoe ver ze bij een leraar konden gaan. Het huidige docententeam zal tot de zomer aanblijven. Op dit moment komt de rust terug in de school en er zijn minder tussenuren voor de leerlingen. Wat ik in de wandelgangen hoor, is dat de leerlingen tevreden zijn. De leerlingen voelen zich thuis binnen de school. Binnenkort al er onder de leerlingen een tevredenheidsonderzoek uitgevoerd worden. Wat voor ervaringen heeft Mehmet (wiskunde leraar) met de Opperd? Mehmet is een nieuwe docent voor de leerlingen van De Opperd. Hij heeft zijn vaste baan als docent elders opgezegd en is per 1 november begonnen bij de Opperd. Hij heeft geen enkele seconde spijt gehad van zij overstap, integendeel! Hij geeft aan dat wij de enige school zijn voor Islamitische Voortgezet Onderwijs in Nederland waarin de lessen met Koranrecitaties starten. Hij werkt vaak over maar heeft het erg naar zijn zin! De leerlingen inspireren hem erg en de leerlingen zijn dankbaar

dat zij de lessen snappen en dat zij een Islamitische achtergrond hebben. Door de goede sfeer voelt hij zich hier enorm thuis. Mehmet is vaak emotioneel als een leerling een Soerah reciteert. De Opperd is de enige school voor Islamitische Voortgezet Onderwijs in Nederland. Maar ook willen wij met zijn allen de beste school van Nederland zijn. Hij heeft het vertrouwen erin dat dit met de medewerking van leerlingen, docenten en ouders zal lukken. Wat kunt u zeggen aan de ouders die twijfelen over de toekomst van De Opperd? Er is een oud spreekwoord ‘vertrouwen komt te voet en gaat te paard.’ Het is makkelijker om iemands vertrouwen te schaden, dan te verkrijgen. Dat is nu aan de hand. Om er samen iets goed van te maken nodig ik ouders uit om deel te nemen in de Ouderraad en de MR. Ik ga ook met Marokkaanse en Turkse docenten (onder andere Mehmet) moskeeën langs om de vragen te beantwoorden. Bestuursleden van verschillende verenigingen en stichtingen kunnen ook bij ons op bezoek komen om een kijkje te nemen en antwoorden te krijgen op hun vragen.

Wat Mehmet nog heeft toe te voegen: Ik sluit mij aan wat Richard heeft verteld. Net heb ik kort gezegd dat ik erg tevreden ben met de Opperd. Kortom wil ik als samenvattend de volgende kwijt: De Opperd is de enige school voor Islamitische Voortgezet Onderwijs in Nederland. Wij hebben geen concurrentie. Een moslim moeder/vader moet zich verantwoordelijk voelen om zijn kind bij op ons school in te schrijven. De identiteit staat hoog aangeschreven bij ons, maar wij zijn geen moskee. Wij zullen geen Imams opleiden. Daarnaast streven wij er naar, om de kwaliteit op het juiste niveau te brengen. We willen in de toekomst hoog opgeleide islamitische mensen in ons samenleving hebben. Dit kunnen wij alleen met de samenwerking van ouders bereiken. Dus ik hoop dat de ouders ons zullen vertrouwen en ons ondersteunen. Op dit moment heet de school de Opperd. Maar het komende schooljaar zullen wij starten met een nieuwe naam. Als iemand een leuke naam heeft, laat het ons weten! Afsluitend: Een school waarbij de IDENTITEIT en de KWALITEIT op nummer 1 staan! Adnan Şahin Rotterdam

«

Üye ülkelerde sosyal güvence konulu raporda, Hollanda’nın iş pazarında yaş ayrımcılığını 2004 yılında yasakladığı, ancak bunun yaşlıların dışlanmalarının önlenmesi konusunda yeterli olmadığı vurgulandı. Hollanda’da yaşlıların örneğin sosyal güvencede ve sağlık hizmetlerinde ayrımcılığa uğramamalarını sağlayacak yasaların bulunmadığı eleştirisi yapıldı. Hollanda vatandaşlığı bulunmayan yabancıların da, emekli maaşı (AOW) dışındaki prim ödedikleri sosyal güvenceden yararlanmaya devam edebileceklerinin güvencesinin bulunmadığı ifade edildi.

Weekers istifa etti Maliye Bakanlığı Müsteşarı Frans Weekers görevinden istifa etti. Yaklaşık 100 bin kişinin kira, sağlık ve çocuk yardımı gibi vergi daireleri tarafından ödenen katkıları aylardır alamadığı ortaya çıkmıştı. Tüm yardımların tek hesap numarasına havale edilmesi kararı alınması ve bu numaraların kontrolü ile uğraşılması, gecikmeye neden olarak gösterilmişti. Yapılan oturumda Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk, vergi dairelerindeki gecikmelerden Müsteşar Weekers’i sorumlu tuttu. Weekers’in yaşanan sorunlardan geç haberdar olduğu ve sorun hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı belirtildi. Muhalefetteki partilerin güvensizlik önergesi sunmaya hazırladıklarını bildirmeleri üzerine Weekers görevi bıraktığını açıkladı.


VANUIT ONS GELOOF,

IN ONZE STAD, ONZE OPROEP,

JOUW STEM: 1 9

M A A R T

Twitter.com/nidarotterdam Facebook.com/nidarotterdam

2 0 1 4

DONEER € 1,50 SMS NIDA AAN 3010

W W W. N I D A R OT T E R D A M . N L


Gündem

ekonomi 13 Pusula

Uygulama, uluslararası anlaşmalara aykırı...

İhmal edilen bir risk: ‘Hastalık’ Rahatsızlık sebebiyle gelir kaybı. Değerli okurlar, geçtiğimiz yıllarda Hollanda devleti malulen emeklilik konusunda sorumluluğu işveren ve işçilere yükleyen yeni uygulamaları yürürlüğe koydu. Çoğu vatandaşın, kulaktan dolma veya eskiden kalma bilgilerden hareketle bu konuyu önemsemediğini görüyoruz. Malulen emeklilik durumunda olanlar, hala eski gelirinin yüzde 70’ini alacağını sanmaktalar; bu kural değişti.

Liberaller (VVD) ve Sosyal Demokratlardan (PvdA) oluşan koalisyon, sosyal ödeneğe Hollandaca bilme şartı getirmek istiyor. Sosyal İşler ve İstihdam Bakanlığı Müsteşarı Jetta Klijnsma, koalisyon protokolünde de yer alan bu maddeyi Volkskrant’ın haberine göre biraz yumuşatacak.

K

lijnsma’nın Hollandaca konuşmayı yeterli bulduğu, koalisyon protokolünde ise Hollandacanın çok iyi şekilde öğrenilmesi gerektiğinin yer aldığı belirtildi. AB vatandaşları ile Hollanda vatandaşları için de geçerli olması hedeflenen Hollandacayı çok iyi şekilde bilme zorunluluğunun uluslararası anlaşmalara aykırı olduğu ifade edildi. Dil bilmeyenlerin kursa gönderileceği ve diplomalarını alamayanların ödeneğinin bir süreliğine durdurulacağı öğrenildi. Bu konudaki tasarının yakında Bakanlar Kurulu’nda görüşülmesi bekleniyor. İşsiz sayısı 668 bine çıktı İstatistik Bürosu Aralık 2013 işsizlik rakamlarını açıkladı. İşsizlik oranı çalışabilen nüfusun yüzde 8,2’sinden (Kasım 2013) yüzde 8,5’ine yükseldi. İşsiz sayısı geçtiğimiz yılın son ayında 15 bin kişi ile artarak 668 bine ulaştı. 2013 yılında işsiz sayısında yaklaşık 100 bin kişilik artış kaydedildi. İşsizler arasında 25 yaş altı gençler

başı çektiler. İşsizlik oranı, Türklerin de dahil edildiği “batılı olmayan” diye tanımlanan yabancılar arasında Hollandalılara göre çok yüksek. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun kriterlerine göre ise Hollanda’daki işsizlik oranı Aralık 2013’te yüzde 6,9’dan (Kasım 2013) yüzde 7’ye yükseldi. İşten çıkarıldığı için işsizlik maaşı (WW) alanların sayısı bir yıl öncesine göre yüzde 28,7, bir ay öncesine göre de yüzde 4,5 oranında arttı. İşsizlikten en çok taşımacılık, tarım ve balıkçılık sektörleri ile refah kuruluşlarının çalışanları etkilendi. Hollanda’da iflas rekoru Hollanda’da geçtiğimiz yıl iflas rekoru kırıldı. İflaslar bir yıl öncesine göre yüzde 10 oranında artarak 12 bini aştı. İstatistik Bürosu, bunun kayıtların tutulduğu 1951 yılından bu yana kaydedilen en yüksek rakam olduğunu belirtti. İflası açıklanan işletme sayısında yüzde 12 oranında artış yaşandı. İflas eden işletme sayısı böylece 8 binin üstüne çıktı. 2013 yılının ikinci yarısında iflaslar, birinci

yarıdaki iflasların gerisinde kaldı. Alım gücünde artış bekleniyor Bütçe Bilgilendirme Enstitüsü Nibud, bu yıl halkın alım gücünde artış bekliyor. Temel sağlık sigortası primleri ve enflasyon oranının beklenenin altında kalmasının, ayrıca gelir vergisi oranının birinci basamakta düşürülmesinin alım gücü üzerinde olumlu etki yapacağı düşünülüyor. Yapılan hesaplamalara göre bu yıl hem çalışanların, hem de sosyal ödeneklilerin alım gücü yükselme gösterecek. Yaşlılar ile tek gelirli ailelerin alım gücünde ise düşüş yaşanacak. Yıllık geliri 50 bin euronun üzerinde olan çalışanların alım gücünde de az da olsa bir düşüş bekleniyor. Nibud’a göre, yıllık brüt gelirleri 30 bin ve 20 bin euro olan çift gelirli çocuksuz ailelerin alım gücü ayda 93 euroluk bir artış gösterecek. Yalnız yaşayan sosyal ödeneklilerin alım gücü ise ayda 7 euro artacak. Haber Merkezi

oaslan@yilmaz.nl

Osman Aslan

Dil bilmeyene ödenek yok

financieel

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

«

Devlet, sorumluluğunu ilk olarak WAZ (Wet Arbeidsongeschiktheidsverzekering zelfstandigen/işverenler için malulen emeklilik sigortası kanunu) kanununu iptal ederek azalttı. Daha sonra işverenlere işçilerinin hastalanmaları durumunda 2 yıllık maaş ödeme zorunluluğu getirildi. Ardından da, WAO (Wet Arbeidsongeschiktheidsverzekering) yerine WIA (Wet werk en inkomen naar arbeidsvermogen) kanununun getirilmesiyle hastalıktan ziyade kişinin rahatsızlıklarına rağmen yapabileceği işlerde kazanabileceği miktara göre malulen emeklilik geliri belirlenmeye çalışıldı ve yeni yasa, çalışmayı teşvik edecek bir duruma getirildi. Buna rağmen işveren ve işçilerin bu konuya gerekli ilgiyi göstermediklerini görüyoruz. Hastalık durumundaki vatandaşlar eşlerinin geliriyle de geçinebileceklerini düşünüyorlar. Araştırmalar, ayrılma durumlarının uzun süreli hastalık ve bunun neticesinde gelir kaybını da arttırdığını göstermekte. Birçok kişi de hastalanacağına ihtimal vermeyerek bir sigorta yaptırmayı bile düşünmüyor. Bu durumlarda genelde kişinin, etrafındaki bir tanıdığının malulen emekli olması ve gelir kaybı yaşaması veya işyerinin kapanması ile sigorta yaptırdığına şahitlik ediyoruz. İşadamları hastalık durumunda gelir ve kâr kaybı yaşarlar. Borçların

ödenmesinde sıkıntılar doğar. Müşteriler, kontrat şartları yerine getirilmediğinden şikâyet eder ve müşteri kaybı olur. İşadamı olarak hastalık durumunda ancak sosyal gelir (bijstand) için başvurabilirsiniz. Bu ödenekten yararlanabilmek için malvarlığınızın fazla olmaması gerekir. Mal varlığı hesaplanırken, paranızın yanı sıra araçlarınıza ve evinizin değerine de bakılır. İstatistiklere göre, hastalık durumunda her üç işadamından birinin işyeri iflas etmekte. İşverenler için risklerden biri de işyeri için çok önemli olan bir elemanının hasta kalmasıdır. Bu durumlarda işyeri için gelir kaybı yaşanabilir. Ayrıca işveren sigorta yaptırmışsa, şirketinin ve UWV’nin primlerinde artış olur. İşçiler de ilk iki yıl eski gelirlerinin en az yüzde 70’ini alırlar. Fakat maaş dışındaki birçok ekstradan mahrum kalırlar. Örnek olarak şunları verebiliriz: Emeklilik primleri, işyeri arabası, telefon, öğrenim masrafları, mesai ödemeleri ve kâr payı. İlk iki seneden sonra 4 tip WIA ödemesinden biri yapılır. Bu da gelirlerinin büyük oranda kaybı anlamına gelebilir. Bazı durumlarda da malulen emeklilik geliri minimum gelirin sadece belli bir oranında ödenir. Önlemler… Hastalık, işveren, işadamı veya işçi olarak sizi finansal anlamda olumsuz olarak en fazla etkileyen durumlardan biridir. Doğru önlemlerle bu riskler azaltılır. Bu tip sigortaların çok pahalı olduğunu sıklıkla duyuyoruz. Bu da seçilen opsiyonlara bağlı. Bu tip sigortaları, çok opsiyonları olan bir araç olarak görün. Opsiyonları kendiniz seçebildiğiniz için primi de etkileyebiliyorsunuz. İletişim: 078-6551655

Agis sigorta şirketi tarih oluyor Sağlık sigortası şirketleri Agis ve Zilveren Kruis önümüzdeki yıl birleşerek çalışmalarına Zilveren Kruis adı altında devam edecekler. 115 yabancı firma şube açtı Amsterdam Metropolitan Bölgesi’nde geçtiğimiz yıl toplam 115 yabancı firma şube açtı. Yapılan açıklamada, yeni işletmelerin 1727 kişiye istihdam sağladıkları belirtildi. Yabancı firmalarda Kuzey Amerika 44 işletme ile başı çekti. Elektrikli otomobil üreten Tesla Motors ile Calvin Klein ve Tommy Hilfiger markalarının sahibi PVH modaevi bu işletmelerin arasında yer aldılar. Amsterdam Inbusiness, sağlık sektörünün ve tıbbi cihaz üreticilerinin başkente ilgilerinin arttığını

belirledi. Almere, Haarlemmermeer ve Amstelveen’i de kapsayan Metropolitan Bölgesi’ne bu sektörlerden toplam 12 işletmenin yerleştiği bildirildi. 2012 yılında Amsterdam ve civarındaki yerleşim bölgelerinde 126 yabancı firma şube açmıştı. Başkentte şu an yaklaşık 2500 yabancı firma bulunuyor ve bu işletmelerde 140 bin kişi çalışıyor. Turist sayısında rekor kırıldı Tatil için Hollanda’ya gelen yabancı turist sayısında geçtiğimiz yıl yeni

bir rekor kırıldı. Hollanda Turizm ve Kongreler Bürosu (NBTC), yabancı turist sayısının yüzde 4 oranında artarak 12,7 milyona ulaştığını bildirdi. Havaların sıcak ve güneşli geçmesi ve Devlet Müzesi’nin halka tekrar açılması turistlerin Hollanda’ya ilgisini arttırdı. Almanlar ilk sırada yer alırken, turist sayısı yüzde 8’lik artışla 3,5 milyona yükseldi. Rusya’dan gelenler yüzde 20’lik artışla 200 bine, Çin’den gelenler yüzde 18’lik artışla 225 bine ulaştı.Yabancı turist sayısının bu yıl da yüzde 2 oranında artmasını bekliyor.

Oz&Er FOOD B.V.

Rooseveltstraat 39 2321 BL Leiden

E-mail info@ozener.com Tel. +31(0)71 - 589 09 99 Fax +31(0)71 - 589 20 26 www.ozener.com


nieuws

14 haber Kalemdâr

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

oflaz-aliya@hotmail.nl

Mehmet Şükrü OFLAZ

Seçimde adayım Köroğlu’ Dünya üzerinde olup bitenleri anlamak için ne yapmalıyız? “Alçak/ düşük” olan bu dünyaya düşen insan ne yapmalı ki, kendisini muhafaza edeceği bir alan inşa etsin. Şu anda yaşadığımız hayat bütün argümanlarıyla birlikte bir tiyatrodan mı ibaret? Oyun ne, oyuncular kimler, senaryo kime ait? Mücerred bir varlık olarak insandan bahsedemeyeceğimizi, insanın doğduğu kültür ortamının bir ortalaması olduğunu bilmemiz gerekir. Dolayısıyla bir şey hakkında konum belirlerken bunu sahip olduğumuz verilere ve kazanımlara göre yapıyoruz. Dünyadayız, nefes alıp veriyoruz, geldiğimiz ve gideceğimiz bir yer var. İkisi arasında ki zaman dilimine “hayat” diyoruz. Bu dünya hayatı bize “meta” olarak ifade ediliyor Kitap ise bizi hayırlı olan diriliş gününe, ahirete dikkat kesilmeye, agah olmaya davet ediyor. Girizgâhı, sözü bir yere getirmek için yazdım. Her ne kadar söz, istediğim yere gelmek istemese de. Bu ülkede yaşıyoruz. Bu ülkede niye yaşıyoruz? Belli olan bir sona, sadece beşer yanımızı tatmin için yaşayarak yürümek, varoluşumuzun tersyüz edilmesidir. Adanmışlık, bir ülküye bağlılık ve onun uğrunda “yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül veren, sabırlı ve azimli, lakin gösterişsiz ve nümayişsiz ...” yaşayarak insan tarafımızı tahkim edebiliriz. Mesuliyet, dağları un ufak etmiş, mesuliyeti beşer değil, insan kabul etmiştir. Bizimde bu hakikatin farkında olarak, burada yapacaklarımız bu mesuliyetle örtüşmelidir. Siyaset tam burada önemli bir kurum. Siyaset dediğimiz zaman şu anda anlaşılanlar, tam bir curcuna. Zaten siyaset denildiğinde insanlarımızın aklına ilk gelen şeyler, savruluşumuzun ne kadar büyük olduğunu da gösteriyor. Dolayısıyla bu müktesebatla ortaya çıkacak hareketlilik sınırlı ve sathi kalacaktır. Popüler reaksiyonlarla oluşturulacak şey politikadır ve bu bize stadyumları hatırlatmalıdır. Siyaset ise fütüvveti, beraberinde ahlakı (hikmeti) gündemimize getirecektir. Mesela Kınalızade Ali Efendi Ahlak-ı Alai’ de ameli hikmeti üçe ayırır ve üçüncüsünü “Hudud-u Siyasat” olarak belirler. Devlet ahlakından bahseden ilme ise “İlmu tedbiri’lmedine” diyerek kayıt altına alır. Siyaset, hudud, ilim, tedbir, Medine... Şimdi bu kavramların şu anda bu ülkede yaşayan bizlerin hayatında neye karşılık geldiği incelikle tetkik edilmelidir. Bunları ele alacak ve bu ülke gündemine çıkaracak mecal ve müktesebat bizi tedirgin etmelidir. Tedirgin olan uyanık kalır. Popüler olanın, çabuk tüketilenin rağbet gördüğü, çabuk tüketilmeye direnen değerlerin dışlandığı günümüzde, bu ülkede siyasete atılmaya yeltenenlerin, ellerinde olan şey nedir? Kendilerini ifade ederken ve vücuda getirmeye çabalayacakları siyaset dilinin dayanakları nelerdir? Önceliklerini belirleyen amiller nelerdir ve hedef kitlenin (cemaat mi, kütle mi, kitle mi demeli) hedefe konulmasını göze alabilecek kuşatıcı okuma kabiliyetleri var mıdır? Bu soruları, şu

anki duruma göre, hamasi bulabiliriz. Ama belirleyici, sürükleyici ve değer üreten bir konuma evrilmesi gereken bir toplumdan ve kültürel arka plandan bahsediyoruz. Siyaset alanında ortaya konulacak tavır ve bu tavrın ifadesini bulacağı dil, kendi misyonunu üzerimize yapıştırılmış oryantalist yaklaşımlardan itinayla uzak tutabilmelidir. Tabi bu yaklaşımlar karşı taraf olarak konumlandırdıklarımızdan ziyade, kendi içimizden olmamalıdır. Temsil ettiğimiz kültürün inşa ettiği siyasi müktesebat, savruk, tarihten ve bugünden kopuk, reaksiyoner bir mahiyette değildir. Veya günümüz iğdiş edilmiş insan aklının ve vicdanının çerçevesini çizdiği politik anlayışlara, kendimizi doğrulatmak, son/uçsuz bir çaba olarak kalacaktır. Kültürel müktesebatımızı ve bu ülkede şöyle veya böyle elli yıllık varlığımızın getirilerini, yeni siyasi tavrın hareket noktası olarak karara bağlamamız gerekiyor. Modern dünyanın meydan okumalarına anlamlı bir cevap vermek zorundayız. İnsanlar uykudayken kendi dünyalarında yaşarlar. Ama uyandıklarında herkesin tek bir dünyada yaşadığını fark ederler. Bu meydan okumaya, cephe ilişkisi içinde cevap yetiştirmek sağlıklı bir tanıma/tanışma tavrı değildir. Kültürümüzün, irfanımızın açacağı yolda yürümeyi tercih etmeliyiz. Bunun için mütecehhiz olmalıyız. “Pabucunu dama atmak” deyimi, bizim geleneğimizde iktisadi bir tavrın sonucunu ifade ediyordu. “Adalet mülkün temelidir” sözü siyasi tavrın en müşahhas özetiydi. “Dünya ahiretin tarlasıdır.” hadisi, ferdi hayatımızın mihenk noktasını gösteriyordu. Şimdi bütün bunlar bugün “gelenek” kavramıyla beraber tarihin tozlu raflarında unutulmuştur. “Bildiğin kadar güçlüsün” kabulünün karşısında “Bildiğin kadar insansın” vardı. Bu iki kabul farklı iki varlık anlayışını ifade ediyordu. Şimdi ise herkes bir şekilde güçlülerin belirlediği, genel kabullerin anaforunda rahatının bozulmasını istememektedir. Bizler toplum olarak, genel kabullere teslimiyetimiz sebebiyle, ümit olmaklığımızı yitirmek üzereyiz. Herkes Bolu Beyi’nin yanında saf tutmanın sağladığı avantajları, makam, para ve ikbal olarak kendi lehine değerlendiriyor. Ekonomik olarak buradaki varlığımızın temelini ahlaki olarak besleyemediğimiz için, insanların ümidi olacak bir yaşam biçimi ortaya koyamadık. Politik alanda katkımız, kendimize oryantalist eleştiri, dışa karşı ise te’vilci bir anlayışla yapmaya çalışıyoruz. Merkezden yani camiden, tekkeden, dergahtan ve ticaretten yukarıya doğru ilerleyen, ilerlerken ıslah ve ihya eden bir yapıyı vücuda getiremedik. Her seçim döneminde ortaya çıkan ve tekrar edilen bir hareketlilik var. Bunu sorgulayarak aşmalıyız. Biz buradayız ve varız. Biz kimiz ve burada ne işimiz var ? Artık kendimize gelmeliyiz. Kendimize gelmeyi kabul ediyorsak şayet, biz başka yerde kendimiz başka yerdeyiz demektir. Bizlerden oy talep edenlerin, biz ile kendimiz arasında var olan engelleri bertaraf etmeleri gerekiyor. Bunu yapacak olanların Köroğlu olmayı göze almaları gerekiyor. Acaba sözü ve aşkı olan bir Köroğlu var mıdır aramızda, bunu bilemiyorum. Ama Bolu Beyi Köroğlu’nun gelmesini istemiyor.

Güncel

Araştırmalar, İslam okullarını “en iyiler”

Kaliteli eğitim Sina’da verilir 1988 yılında Rotterdam Spangen’da açılan Al-Gazali ile 1989 Charlois’ta eğitime başlayan Ibn-i Sina okullarının birleşmesi sonucunda SIPOR adlı çatı organı kuruldu. Disiplinli, planlı ve kaliteli bir çalışmanın sonunda 2004 yılında Dortrecht’te IKRA, 2005 yılında da Rotterdam’da NOEN adlı okullar hizmete başladılar. Bu dört okulun eğitim gören 1200 civarında talebesi ve 125 personeli var. SIPOR’a bağlı olan bu okullar bugüne kadar seviye testlerinde (Cito-toets) hep Hollanda ortalamasının üzerinde bir sonuç alarak kendisini ispat etmiştir. Bu okullardan biri olan Ibn-i Sina’da eğitim doludizgin devam ediyor...

D

eğerli okurlar yeni eğitim ve öğrenim sezonun başlamasından buyana 5 ay geçti. Hollanda basını, İslam karşıtı olan her şeyi büyüterek kamuoyuna duyurmakta. Bizlere de bu manada büyük görev ve sorumlulukların düştüğü inancındayız. Bu inançla, her sayımızda İslam’ın mümessilliğini yapmaya çalışan kurum ve kişileri yaptıkları güzel hizmet ve çalışmalarıyla gündeme getirmek ve kamuoyuna tanıtmak istiyoruz. Bu sayıda hem Ibni- Sina hem de ismi değiştirilerek Opperd olan İslam ortaokulu Ibn Ghaldoun’u ziyaret ettik, çalışmalarını yakından gözlemledik. Ziyaretimiz sırasında Ibn-i Sina okulunda eğitime dolu dizgin ve kaliteden ödün verilmeden devam edildiğini gördük. Okulun öğrenci

mevcudunun şuanda tam olarak 400 öğrenciye ulaştığını söyleyen okul müdürü Alaattin Durmuş okul hakkında özetle şunları söyledi: “Öğrenci sayımız velilerin bize olan büyük güvenin bir neticesi ve aynı zamanda okulumuzun kalitesini göstermektedir. Okulumuza öğrenci kayıtları devam etmektedir. Kaliteli bir eğitimin yanı sıra, öz bilinçli, kimlik ve kişilik sahibi bireylerin de yetiştirilmesi için özel bir çaba sarf eden okul yönetimi ve öğretmenleri tabir-i caizse gecesini gündüzüne katmaktalar. Hollanda’da yapılan son araştırmaların, İslam ilkokullarındaki başarının her geçen gün arttığını ortaya koymakta. Bu araştırma raporları, okul idaresi olarak bizlere ve okulda görev yapan öğretmenlere ek bir yük yükledi. Bütün personel, bu kalite çıtasını yükseltmenin gayreti

içerisindeler.” Eğitim dışı faaliyetler… Her zaman olduğu gibi geçtiğimiz günlerde de Ibn-i Sina öğrencileri okul sonrası pek çok faaliyetleri birlikte gerçekleştirdiler. Bunların arasında yeni oluşturulan ilahi grubu ve tiyatro grubunu, tekvando çalışmalarını, İngilizce, matematik gibi özel ders alma faaliyetlerin sayabiliriz. Aynı zamanda, okuldaki kalitenin artmasıyla beraber, okul ziyaretçi akınına uğramakta. Aralık ayında ünlü sanatçı Maher Zain okulu ziyaret etmiş, çocuklarla hoşça vakit geçirmiş ve okul hakkında bilgi almıştır. 8. grup öğrencilerinin 12 hafta boyunca takip ettikleri “İslam ve Bilim projesi” bu ay sonu itibariyle düzenlenecek olan bir kapanış programıyla son bulacaktır.


agenda

gündem 15

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

olarak belirledi

Kısa haberler

Ibn-i

KOBİ’lere kredi Sigorta şirketleri, orta ve küçük ölçekli işletmelere kredi verecekler. Sigorta Şirketleri Birliği bunun için 30 milyon euroluk bir bütçe ayırdı. Yenilikçiliğe ağırlık veren ve kredi bulmakta zorluk çeken işletmelere 150 bin euroya kadar kredi sağlanabilecek. Sigorta Şirketleri Birliği bu çalışmasında bağımsız bir kuruluş olan Qredits ile işbirliği yapacak. 5 yıl önce kurulan Qredits, yeni girişimcilere ve işletmelere kredi sağlayabiliyor, ayrıca danışmanlık hizmetleri de sunuyor. Sigorta şirketleri Achmea, Aegon, ASR, De Goudse, Delta Lloyd, Generali, Nationale-Nederlanden, SNS Reaal en VvAA tarafından zor durumdaki işletmelere Qredits üzerinden sağlanacak kredi, 7 yıl içinde geri ödenmek zorunda olacak. Orta ve küçük ölçekli işletmelere kredi için bu yıl bir bütçe daha ayrılacağı belirtildi. Sigorta şirketleri KOBİ’lere toplam 170 milyon euro yatırım yapmak istiyorlar. Sigorta şirketlerinin gelirlerinin önemli bir bölümünü Hollanda ekonomisine yatırdıklarına işaret eden Sigorta Şirketleri Birliği Genel Müdürü Richard Weurding, “Gelecek vadeden işletmeler planları üzerinde çalışmaya devam edebilecekler ve bu da ülke ekonomisi üzerinde olumlu etki yaratacak. Sigorta şirketleri uzun vadeli, kâr getirecek ve güvenli yatırım arayışında oldukları için bu çalışma sektöre çok uygun” ifadesinde bulundu.

Başarılı olan öğrenciler hediyelerle ödüllendirilecek ve düzenlenecek olan programda okul yöneticileri tarafından takdim edilecektir. Bu bilgileri bizlerle paylaşan okul müdürü Alaattin Durmuş, son olarak şunları söyledi: “Bildiğiniz gibi 11, 12 ve 14 Şubat’ta 8. Gruplar için CITO seviye tespit sınavları yapılacaktır. İbn-i Sina personeli adına bütün öğrencilerimize başarılar dileriz. Öğrencilerime ve öğretmenlerimize olan güvenimiz tamdır. Bu güven sonucu her sene olduğu gibi bu sene de öğrencilerimizden İnşallah, Hollanda ortalamasının üzerinde bir sonuç bekliyoruz.” Bizler de bu temennilere katılıyor, SIPOR bünyesinde eğitim veren okulların bu

Tüketici ilk kez rahatlamaya başlıyor

kaliteden ödüne vermeden yoluna devam edeceğine inanıyor ve onların bu başarılarını sizlere duyurmaya devam edeceğimizi bir kez daha yineliyoruz. Ibn-i Sina’da ikinci bayram coşkusu Geçtiğimiz haftalarda Ibn-i Sina İslam okulunda yine görülmemiş bir bayram kutlaması düzenlendi.

Kutlama dolayısıyla okula getirilen bir deve çocukların ilgi odağını oluşturdu. Hac farizasının bütün ana aktiviteleri çocuklar tarafından okulda gerçekleştirildi. Şimdiden Safa ile

Merve arası yürüyüşü gerçekleştiren öğrenciler unutamayacakları bir gün geçirdiler. Okul yönetimi kutlama dolayısıyla aileler tarafından tebrik edildi.

Amsterdam’dan Kayseri’ye direkt uçuş başlatıyor Avrupa ile Türkiye arasında haftada 700 yakın direkt uçuş gerçekleştiren SunExpress bu yaz sezonuyla beraber Amsterdam ile Kayseri arasında direkt uçmaya başlıyor. SunExpress Amsterdam’dan Kayseri’ye direkt uçuş başlatıyor Avrupa ile Türkiye arasında haftada 700 yakın direkt uçuş gerçekleştiren SunExpress bu yaz sezonuyla beraber Amsterdam ile Kayseri arasında direkt uçmaya başlıyor. Türk Havayolları ile Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, bu yaz sezonuyla beraber Hollanda’nın başkenti Amsterdam’dan Kayseri’ye haftada bir direkt uçuş gerçekleştirecek. Uzun zamandır İzmir-Amsterdam uçuşları gerçekleştiren SunExpress, Kayseri

uçuşları ile hem Hollanda’daki Türk vatandaşlarını hem de Kapadokya ve çevresi için turist taşımayı hedefliyor. Amsterdam’dan Kayseri’ye ilk uçuşunu 8 Nisan’da gerçekleştirecek olan SunExpress Amsterdam-Kayseri uçuşlarını her hafta Salı sabah gerçekleştirecek. Yaz sezonu tarifesini satışa açan SunExpress Amsterdam-Kayseri uçuşlarını da tek yön 95.99 €’dan satışa açtı. Bu yeni Amsterdam-Kayseri hattıyla İzmir- Amsterdam hattını desteklemeyi ve Türkiye ile Hollanda arasındaki

trafiği artırmayı amaçlayan SunExpress, yaz sezonuyla beraber İzmirAmsterdam arasındaki sefer sayının da haftada 2’den, Salı, Perşembe, Cumartesi ve Pazar günleri olmak üzere haftada 4’e çıkaracak. SunExpress Ticaret Direktörü Andreas Thams, SunExpress olarak İzmir ve Amsterdam arasında yaşadıkları iyi deneyimden sonra Amsterdam ile Kayseri arasında direkt uçuş gerçekleştirmeye karar verdiklerini belirterek, “Hollanda ile Türkiye arasında aldığımız olumlu sonuçlardan sonra

bu iki ülke arasındaki uçuş ağımızı genişletme kararı aldık. İzmir bizim Türkiye’deki aktarma merkezimiz. İzmir üzerinden hem Türkiye’de hem de Avrupa’da birçok noktaya bağlantı veriyoruz. Yeni hattımız Amsterdam-Kayseri direkt uçuşlarımız da bize daha esnek bir uçuş ağı imkanı sunacak. Bir dünya mirası olan Kapadokya bir turist cenneti. Bu uçuşla hem Hollanda’da yaşayan Türk vatandaşlarını hem de turist taşımayı hedefliyoruz” dedi.

Uzun süredir özellikle dayanıklı ev aletleri veya elektronik eşyalar gibi büyük masraf oluşturan harcamalardan kaçınan tüketici ilk kez geçtiğimiz kasım ayında biraz olsun rahatlamaya başladı. Merkezi İstatistik Bürosu (CBS) verilerine göre tüketici uzun süredir ilk kez geçtiğimiz kasım ayında harcamalar konusunda biraz olsun rahatlamaya başladı. CBS açıklamasına göre yaklaşık son 2,5 yıldır ilk kez 2013 yılı Kasım ayında tüketici harcamaları bir yıl önceki değerlerle kıyaslandığında yüzde 0,2 artış gösterdi. CBS’ye göre bu gelişme daha çok dayanıklı tüketim malları ve bir yıldan daha uzun süreli olarak kullanılabilen malların satışından yaşandı. Bir diğer etken ise bir yıl önceye göre geçen yıl kasım ayında görülen araç satışlarında ve giyim ile ayakkabı satışlarında oldu.

Yeni madeni paralar dolaşıma çıktı Üzerinde Kral Willem-Alexander’ın portresi bulunan yeni madeni paralar bugün dolaşıma çıktı. Utrecht’te dün düzenlenen törene Kral Willem-Alexander, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Frans Weekers ve tasarımcı Erwin Olaf da katıldı. Madeni paralar 1, 2, 5, 10, 20 ve 50 eurocent ile 1 ve 2 eurodan oluşuyor. 1 ve 2 eurocentler yalnızca koleksiyoncular için basılıyor. Eski madeni paralar da kullanılmaya devam edecek.


Tren, gemi, uçak biletleri, araç kiralama tatil ve seyahatlerinizde kalite ve güvenin adresi...

Goeman Borgesiusstraat 20 7604 XH Almelo Tel. 0546 - 43 34 49 Fax: 0546 - 43 34 49 E-mail info@sarayreizen.nl www.sarayreizen.nl

Administratie Jaarrekeningen Belastingen Bedrijfadviezen Loonadministratie Interim oplossingen

a Almelo’d

SARAY REIZEN

Leemansweg 2, 6827 BX Arnhem T. (085) - 600 47 47 info@raqam.nl www.raqam.nl


politiek

politika 17

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Siyaset

CDA adayı Turan Yazır:

CDA Dordrecht adayı Şahin Seme:

“Görev alma vaktimiz gelmiştir”

“Çalmadık kapı bırakmayacağız… “ Yerel seçimlerine az bir sürenin kalması, seçim arenasını hareketlendirmeye başladı. Rotterdam anakent ve ilçe meclis üyeliği için 6 Türk kökenli adaya listesinde yer veren CDA Rotterdam, Hollanda’daki Türk basın mensupları ile bir araya geldiler. CDA’nın (Hristiyan Demokratlar Partisi) Avrupa Parlamento‘suna (AP) 16. sıradan aday olan Alaattin Erdal’ın yönettiği toplantıda, Turan Yazır (Rotterdam Ana Kent 4. sırdan aday) ve Feijonoord ilçesi için Liste başı olan Nafis Koçak, basın mensuplarının sorularını cevapladılar.

Şahin Seme Kimdir? Kayseri İmam-Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra Hollanda’ya gelen Şahin Seme daha sonra Rotterdam’da Türkçe öğretmenliğini ve bilgisayar bölümünü bitirdi ve 1999 yılında Da Vinci College’de göreve başladı. Hollanda’ya gelir gelmez Dordrecht Aksa Camisi’nde görev aldı ve çeşitli görevlerde bulundu. Daha sonra Dordrecht’ te kurulan bütün cami ve dernekleri içinde barındıran “Dordrecht Türk Platformu” sekreterliğini yaptı.

2

010 yılında yapılan yerel seçimlerde aldığı 453 tercih oylarıyla CDA’dan Dordrecht meclis üyeliğine seçilen ve halen meclis üyeliği yapan Şahin Seme, önümüzdeki 19 Mart 2014’te yapılacak olan yerel seçimlerde CDA’dan 7. sıradan tekrar aday. Neden siyaset?. Bir büyüğümüz şöyle diyor: “Siyaset üç şey için yapılır; vizyon, misyon, komisyon.” Ben bir vizyonu ve misyonu olan bir insanım ve amacım kendi kimliğim ve kişiliğime bağlı kalarak gurbette yaşayan insanımıza bir ensar-muhacir anlayışıyla yaşadığımız toplumla uyum içinde en güzel hizmeti sunmaktır. Bizler Hollanda da misafir değil artık ev sahibiyiz. Artık Hollanda da her alanda hak ettiğimiz ve ehil olduğumuz alanlarda görev alma zamanımız gelmiştir. Bizlerin bir görevden kaçmak gibi bir lüksü yok.

Aktif bir Müslüman olarak hiçbir ayırım yapmadan Dordrecht’te yaşayan bütün topluma aynı yakınlıkta olacak, adil ve güvenilir bir siyasetçi olarak vazife yapmaya çalıştım ve bundan sonrada aynı anlayış içerisinde hareket edeceğim. Neden CDA? CDA, Hollanda’nın en köklü partisidir. Yöneticilik vasfını bünyesinde barındıran, bilgi ve beceriye önem veren bir partidir. Aday gösterirken yaşlıların bilgi ve tecrübesinden, gençlerin heyecan ve azminden yararlanmak istedik. Bu amaçla her meslekten ve yaştan insanları listede seçilebilecek yerlere koyduk. Bir Müslüman olarak ibadetlerimi yerine getirmede hiç bir sıkıntı yaşamadım ve toplantılarda Kur’an’dan ve Sünnet’ten sunumlar yaparak birbirimizi tanımaya çalıştık. İslami derneklere ve İslami okullara yakın olan bir parti ve birbirimizi

inançlı insanlar olarak anlamakta zorlanmıyoruz. Okurlarımıza mesajınızı alabilir miyiz? Son olarak şunu söylemek isterim: “Partilerin listesine girmek pek kolay değil. Hollandalılar sizde bir gelecek görmüyorsa listeye koymaz. Tekrar seçilirsem bu yeni dönemde yine halkımızın yanında olacağım, onların sorunlarını dinleyeceğim ve onları en güzel şekilde temsil etmeye çalışacağım. Bütün vatandaşlarımızın 19 Mart 2014’te yapılacak olan seçimlerde oylarını kullanmasını istiyorum. Benim bu seçimde sloganım şu: ‘Gelin birlikte yaşayalım, birlikte çalışalım, birbirimize sahip çıkalım ve başarı hepimizin olsun.’ Bilgi için halkımız www.cdadordrecht.nl sitesine bakabilir. Doğuş Haber Merkezi

«

Arnoud van Doorn mecliste Kur’an-ı Kerim dağıtıyor Özgürlük Partisi(PVV)’den ayrılarak Müslümanlığı seçen Arnoud van Doorn, Den Haag Belediye Meclisi’nin tüm üyelerine Kur’an-ı Kerim hediye etti. Hollanda’da bir süre önce ülke genelinde başlatılan ücretsiz Hollandaca Kur’an-ı Kerim dağıtma kampanyasına Arnoud van Doorn’da katkıda bulunuyor. Meclis oturumundan önce PVV’liler dahil tüm üyelere Kur’an-ı Kerim dağıtan Van Doorn, basına yaptığı açıklamasından, bu etkinliğin insanların İslam ve Müslümanları daha iyi tanımaları için yapıldığını ve Belediye Başkanı Jozias Van Aartsen’da içinde bulunduğu bir çok kişiden olumlu tepkiler aldığını kaydetti.

Van Doorn, Belediye meclisinde bile bazen bilgi eksikliğine şahit olduğunu, halkın İslam hakkında sınırlı bilgiye sahip olduğunu belirtirken, “Bu konularda eksik bilgimizle konuşuyoruz çoğunlukla. Hollandaca Kur’an-ı Kerim dağıtarak bir anlamda İslam’la ilgili bilgi eksikliğini gidermeyi, açığı kapatmayı istedik. Umarım hedefimize ulaşırız” dedi. Başkanlığını Jacop van der Blom’un yaptığı ve sonradan İslam dinini seçenlerin içinde bulunduğu “Müslü-

manlığı Keşfet” adlı dernek tarafından başlatılan bu etkinlikte daha öncede Hollanda Kral Willem Alexander ve ve Kraliçe Maxima’ya Kuran gönderilmişti.

19 Mart 2014 tarihinde yapılacak yerel seçimlerde Rotterdam ve ilçelerinde CDA’dan 6 Türk kökenli adayın rakipleri ile yarışacağını ifade eden Erdal, Türk seçmenlere sandığa gitmeleri için çağırıda bulundu. Rotterdam Anakent Meclis üyeliğine CDA’nın 4’ncü sıra adayı Turan Yazır konuşmasında, önceki dönemlerde Feijenoord ilçesinde yaptıklarının, bundan sonra yapacaklarının teminatı olduğunu vurguladı. Daha önce Feijenoord ilçesinde Belediye Başkan Yardımcılığı yapan Yazır, partisinin kendisini Rotterdam Anakent Belediyesinden aday gösterdiğini belirterek, “Seçilecek bir yerdeyim fakat yine de seçmenlerimizden ve vatandaşlarımızdan sandığa gitmelerini özelikle rica ediyorum” dedi. Seçim kampanyasına start verdiklerini ifade eden Yazır, “düzenli olarak basın mensupları ile bir araya gelerek kampanyamız ve gelişmeler hakkında bilgi vermek istiyoruz” şeklinde konuştu. Nasıl bir kampanya yürütü-

leceği konusunda sorulan bir soruya Yazır, “Kapı kapı dolaşacağız, çalmadık kapı bırakmayacağız. Kendimizi tanıtıp, yapacaklarımızı anlatacağız” diyerek cevap verdi. Yazır bir başka soru üzerine de seçilmesi halinde yürüteceği çalışmalarını, “İşsizlik, Eğitim, Yoksulluk ve fakirlikle mücadele ve Girişimcilerin desteklenmesi” olarak 4 ana başlık altında topladı. Feijenoord Belediye Başkan Yardımcılığı döneminde başlattığı işsizlikle mücadele projesi olan ‘Feijenoord Werkt’ ile 350 gence iş imkânı sağlandığına değinen Yazır, seçilmesi halinde bu projesini diğer ilçelerde de uygulayacağını söyledi. “Engelleri kaldıracağız, ulaşılmayan biri olmayacağız” CDA partisinin Feijenoord ilçesinde liste başı olarak seçimlerde yarışacak olan Nafis Koçak, kısaca kendisini tanıttıktan sonra “Ben ağabeylerim kadar siyasetin içinde uzun yıllardır bulunmuyorum. 3 yıl önce siyasete atıldım. Partimin beni birinci sıradan aday göstermesi onur verici. Bölge belediyeleri ve komisyonlar vatandaş ile Anakent arasında bir köprüdür” dedi.

İlçemizde genç oy potansiyelinin yaşlılardan çok fazla olduğunu belirten Koçak, “Fakat maalesef gençlerimizin siyasete ilgisi az. Seçim kampanyamız süresince gençlere yönelik çalışmalar ve oluşumlar için çaba sarf edip, onları sandığa götürmenin yollarını arayıp bulmak zorundayız. Çünkü gençler bu konuda pasif kalıyor” şeklinde konuştu.

Nilüfer Sönmezer (PvdA)

Halka hizmet, Hakk’a hizmettir Hollanda’da Mart ayında yapılacak yerel seçim yarışına katılacak olan Türk kökenli adaylar partileri tarafından hazırlanan listelerde yer almaya başladılar. Çok sayıda yurttaşımızın yaşadığı Güney Hollanda Eyaleti’nin Dordrecht kentinde İşçi Partisi (PvdA) hazırladığı 21 kişilik listenin 2’inci sırasında Nilüfer Sönmezer’e yer verdi. İşçi Partisi’nin şu anki sandalye sayısı dikkate alındığında yeni dönemde Dordrecht Belediye Meclisi’nde görev

yapmasına kesin gözle bakılan Nilüfer Sönmezer “İkinci sıradan aday gösterilmem benim için büyük sürpriz oldu. Seçilirsem partimin programı doğrultusunda Dordrecht için hizmet etmeye çaba göstereceğim” şeklinde konuştu.


nieuws

18 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Emre Ünver - IOT Başkanı

Yerel seçimlerinde hedef, rekor katılım olmalı! 19 Mart 2014 tarihinde yapılacak belediye meclisi seçimlerine aktif şekilde katılmak, demokratik bir hakkın kullanımı, kamu yönetimlerinde yer alma bilinç ve sorumluluğunun gelişmesi, yaşadığımız çevreyle ilgili kararların alınmasında söz sahibi olabilmek, varlığımızı hissettirerek ciddiye alınması ve sorunlarımızın çözümlerini takip etmek açısından çok önemlidir. Hollanda’da merkezi hükümetin giderek artan oranda yetkilerini devretmesi nedeniyle, yerel yönetimlerin başta gençlik ve bakım hizmetleri olmak üzere, bir çok sorun alanındaki rolü daha da önem kazanmaktadır. Seçimler öncesinde bazı bölgelerde Türk kökenli politikacılarla ilgili oluşturulmak istenen olumsuz havayı kasıtlı, haksız ve politikanın geniş toplumsal kesimlere yaygınlaşmasını önlemek amaçlı olduğunu düşünüyorum.

Siyasi partiler yabancı ve İslam karşıtı popülist partilere oy kaybı korkusuyla göçmenleri de kendilerinden uzaklaştırmak yerine, kendi politikalarını, sorunların gerçek nedenlerini ve çözüm önerilerini halka anlatarak güven tazelemelidirler. Bu anlayışla tüm toplumsal kesimleri kucaklayıcı politikalara öncelik vermelidirler. Her toplumsal kesim sorunlarına sahip çıkacak, çıkarlarını savunduğuna inandığı parti programını destekleyen adayları kendi temsilcisi olarak seçer. Seçimlerin temelinde yatan bu olgu, herkes açısından aynıdır. Bu nedenle belli bir etnik grup temsilcilerinin sadece içinden çıktığı grubun çıkarlarını savunduğu iddiası gerçekler ile bağdaşmıyor. Kaldı ki, söz konusu kamuoyu algılarına temel oluşturan araştırmalar da bu bulguyu doğrularken, bilakis sadece bir etnik grup üyelerinin kendi grubu-

Güncel

nun çıkarı için çalışıyorlarmış gibi bir hava yaratılması olsa olsa bazı kesimleri politikadan uzaklaştırmayı amaçlar. Brabant’lı çiftçiler de bu kaygılarla siyasi tercihlerini belirler, girişimciler ve göçmenler de aynı şekilde oy kullanır. Seçilen adaylar da üyesi oldukları partinin politikaları kapsamında temsil ettiği grubun çıkarlarını savunmak için ellerinden geleni yaparlar. Bundan daha doğal bir şey olamaz. ‘Yerel politikaya katılanlar bunu para için yapıyorlar‘ şeklindeki iddianın anlaşılması zordur. Bunu toplumun dar gelirli kesimlerinin de politikaya katılımının sağlanması doğrultusunda olumlu bir gelişme olarak görmek yerine, ısrarla olumsuz yansıtılması ise saçma olduğu kadar siyaset yapmak anlayışına terstir. Dar gelirli insanların yaşadıkları sorunları siyasete taşımaları güzel bir katılım örneğidir. Diğer taraftan sanki birileri para için siyaset yapıyor da diğerleri bu işi bedavaya mı yapıyorlar yoksa aldıkları maaşı belediye kasasına iade mi ediyorlar? Bu ne seviyesiz bir suçlamadır! Elbette Hollanda’ya gelişinin üzerinden henüz 50 yıl geçmiş ve 28 yıldır yerel düzeyde politika yapma deneyimine sahip bir grubun üyeleri olarak bazen Hollanda’da siyaset sanatının inceliklerini bilemeyebiliriz. Burada bize düşen görev, içinde yaşadığımız toplumun bu alandaki hassasiyetlerine elimizden geldiğince özen göstermektir. Bu konuda bizler de mevcut siyasi partiler içinde daha etkin sorumluluklar alarak, kendimizi her yönüyle geliştirmeliyiz. Bir siyasetçi olarak değişik toplumsal konularda görüş ve çözüm önerilerimizi daha sık kamuoyu ile paylaşarak, çözümlerin takipçisi olduğumuz algısını pekiştirmeliyiz. Entegrasyonla ilgili sorunlar kadar, çevre koruma ve düzenleme, yeşil alanların oluşumu, belediye hizmetlerinin iyileştirilmesi, halkla yakın ilişkiler kurarak, katılımının sağlanması gibi konularda aktif yer almalıyız. Bazı konularda yanlış algı ve anlayış söz konusu olduğunda siyasi partilere düşen görev ise, belli bir grubu karalayarak dışlama yerine eksikliklerin üzerine giderek onları eğitilmelerine yardımcı olmaktır. Siyasi partiler yabancı ve İslam karşıtı popülist partilere oy kaybı korkusuyla göçmenleri de kendilerinden uzaklaştırmak yerine, kendi politikalarını, sorunların gerçek nedenlerini ve çözüm önerilerini halka anlatarak güven tazelemelidirler. Bu anlayışla tüm toplumsal kesimleri kucaklayıcı politikalara öncelik vermelidirler. Buna karşılık göçmenler olarak bize düşen de, yaratılmak istenen olumsuzluklara rağmen, ısrarla seçim hakkını en iyi şekilde kullanarak sorumluluk almaktır. Bunun yolu da aktif şekilde seçimlere katılmak sesimizi duyurmak, istemlerimizi her platformda dile getirmekten geçer. Gelin hep birlikte, demokrasiye sahip çıkarak 2014 yerel yönetim seçimlerinde Türklerin katılımını doruğa çıkaralım, sözhakkımızı kullanalım, varlığımızı hissettirelim.

Bursa Vali Yardımcısı Samet Ercoşkun:

“Bursa’ya gelen ziyadesiyle mem Yeni bir yıla hazırlanırken, birçok kişinin aklında oluşan sorulardan bir tanesi de, yapılacak yasal değişikliklerden cebimizin ne kadar etkileneceğidir. Yeni yılla birlikte hem vergi sisteminde hem de yasal düzenlemelerde değişiklikler olacak. Peki bu değişiklikler cebimizi ne kadar etkileyecek. Cebimizi etkileyecek yasal düzenlemeler ana başlıklar altında şu şekilde özetlemek mümkün…

İ

ki yıldır Utrecht turizm fuarına katılarak, tarihi kentimiz Bursa’nın sayısız güzelliklerini Hollandalılara kendi insanımıza tanıtmaya çalışan Bursa vali yardımcısı Samet Ercoşkun ekibi ile görüştük. Ercoşkun fuarın son gününde gazetemize bir değerlendirmede bulundu. Geçen yıl 12 kişilik Hollandalı Türk gazeteciler gurubunu Bursa’da konuk edip ağırlayan ve onlara Bursa’nın görülmeye değer çok güzel ve ünik turistik köşelerini gezdirip tanıtan Ercoşkun, gösterdiği bu büyük konukseverlik sayesinde Hollanda’da sıkı dostluk bağı oluşturmayı da başarmış bir vatanperver insan. Artık ondan bahsederken “Değerli dostumuz” diyoruz… Ercoşkun gazetemize Utrecht fuarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu. “Hollanda gibi kültür turizmine, kış turizmine ve termal turizmine oldukça önem veren bir ülkenin potansiyelinin varlığını biz Bursa olarak işin doğrusu geçen yıl fark etmiş olduk. Bunun Bursa için ne kadar hayati önem arz ettiğini geçen yıl ilk defa katıldığımız

Utrecht turizm fuarında gördük. Bu çalışmamız sonrasında ortaya çıkan dostluklar, basın mensupları ve tur operatörleri ile yaptığımız gezilerle Hollanda’da bir alt yapı oluşturmuş olduk. Tabi ilk defa girmiş olduğumuz bir pazarın avantajlarının yanı sıra sıkıntıları da vardı. Biz bunları hep fırsata dönüştürmeye çalıştık. Farklı turlar farklı destinasyonlar arayanlar için bir alternatif olarak Bursa’nın önemli bir merkez olduğunu anlatmaya çalıştık. Bu kapsamda da Önemli mesafe aldığımızı düşünüyoruz. Yine geçen sene bizim Türklerin yoğun olarak katıldığı Mültifestijn etkinliğine kalabalık bir ekiple katılmaya gayret ettik. Orada da yine Bursa’mızın varlığından bahsettirmiş olduk. Bütün bunları bir kazanç olarak görüyoruz. Bunu da yine Utrecht fuarına katılmakla biraz daha öteye taşımanın gayreti içinde olduk. Yine yakın zaman içinde, yaklaşık on beş gün kadar önce termal turizmde medikal turizmde oldukça önemli bir alt yapıya sahip olan Bursa’nın kendini ifade etmesi için ve Hollanda’dan

yurt dışına çıkan hastalara Bursa olarak ev sahipliği yapabiliriz noktasında kendimizi tanıtmak üzere Agis sigorta şirketini davet ettik. Agis bu anlamda yurt dışına yani Türkiye’ye yılda 45 bin hasta gönderen bir sigorta şirketi. Bu 45 bin kişiye biz derdimizi nasıl anlatırız. Agis’le bu bağlamda iş birliği içinde olma yollarına baktık. Bu alan kapsamlıdır. Bu konuda sağlık turizmi sektörlerimizin temsilcileri ile Agis’i bir araya getirdik ve güzel görüşmeler oldu. Bunların Uzun vadede Bursa adına çok güzel sonuçlanacağını umuyoruz. Termal, sağlık, kültür ve kış turizminin hepsinde var olduğumuzu en iyi şekilde anlatmaya çalıştık. Bunların herhalde yakın zamanda olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız diye düşünüyorum.” Her gelişinizde değişik turizm sektör temsilcileri ile geliyorsunuz. Bursa’mızda çeşit oldukça fazla galiba? “Takdir edersiniz ki, uzun yıllar değişik medeniyetlere başkentlik yapmış bir şehirden bir kentten bahsediyoruz. Var olan kültürlerin tamamını buraya

n e l a t e b 1 = n ale = 1 betalen 2h halen > Merkez Schiedamseweg 116 - 118 3025 AH Rotterdam-West Tel. 010 476 41 83 > Şube I Bijerlandselaan 176 3074 BJ Rotterdam-Zuid Tel. 010 419 61 73 > Şube II Dr. Orhan Maltepe Cad. No. 18/E Pendik-İstanbul Tel. 0090 216 390 80 82


dossier

dosya 19

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Uğur Arısoy BATİM Başkanı

Hollanda seçime gidiyor, Türkler ne yapıyor?

mnun döner”

taşımamız zaten mümkün değil. Ama biz çarpıcı olanları veyahut gittiğimiz ülkelere hitap edenleri seçmeye çalışıyoruz. Geçen yıl ilk katılmamız aynı zamanda bir sontaj çalışması oldu. Biz buradan yola çıkarak bu sene özellikle kültür ağırlıklı, el sanatları ağırlıklı canlı performansa dayalı sanatların temsilcilerinin buraya taşınmasına yardımcı olmaya çalıştık.” Sanırım çalışmalarınız sadece Hollan-

dalılara yönelik değildir. Kendi insanlarımızın da Bursa’da gidip görmeleri gereken pek çok değer vardır herhalde? Onlara ne söylemek istersiniz? “Kesinlikle. Bu kapsamda sadece şunu diyebilirim. Hollandalıların en çok Türkiye’yi tercih ettikleri Antalya Muğla yöresi ve onun dışında İstanbul. İster İstanbul’a gelsin ister Antalya’ya gelsin, geldikleri turların bir gününü hiç değilse farklı destinasyonu

görmek maksadıyla Bursa’yı tercih etsinler. Bursa ne tavsiye edeni mahcup edecektir ne de tercih edeni. Gelenler ziyadesiyle memnun kalacaklardır bunu söyleyebilirim. Ayrıca size ve sizin şahsınızda bize, tanıtımımızda yardımcı olan bütün basın mensuplarımıza teşekkür ediyorum.” Adnan Şahin -Utrecht

Hollanda’da 19 mart 2014 de Belediye seçimleri yapılacak. Hemen hemen her partiden Türk kökenli vatandaşımız, gencimiz, meclis encümenliği için adaylar. Sevinerek söylemeliyiz ki adayların tecrübe ve kaliteleri de her seçimde daha da iyiye gidiyor. Seçilen adayların (bazılarının) bu işleri para için yaptığı söylense de gerçekten belediyelerde samimi bir şekilde hizmet eden arkadaşlarımız da var. Tecrübesiz veya kendi gruplarının çıkarları için hizmet edenler maalesef sadece kendi gruplarına değil tüm Türk toplumuna zarar veriyorlar. Bir imaj kaybı meydana geliyor ve Türk toplumu zan altında kalıyor. Semt belediyelerin kaldırılması bu belediyelerde Türklerin yoğun olmasından dolayı olduğunu düşünüyorum. Biz Türkler Hollanda’da hangi konu üzerinde başarılı ve ilgi duyduysak muhakkak belirli şartlar ve engellemeler getirilerek Hollanda’daki (ekonomik) büyüme hızımız kesilmek istenmiştir. Şunu da samimiyetle söylemek gerekirse Türk toplumu Hollanda’daki partilere küskünler. Hali hazırda hiçbir parti Türk toplumunu temsil etmiyor. Toplumumuz seçimlere gidip her hangi bir partinin seçimleri kazanmasından sonra Hollanda’daki Türk toplumunun faydasına işler yapacağına inanmıyor. Hollanda’da

tek partili ile hükümet kurulamayıp devamlı koalisyon olduğu için, koalisyon partilerinin ortak programları yapılıyor ve Hollanda’yı kalkındıracak, Türk toplumunun yararına olacak siyaseti maalesef göremiyoruz. Türk toplumundaki genç dinamik ve güçten faydalanılması Hollanda’da yaşayan insanların hayrına olacağına inanıyorum. Irkçı partilerin oy kazanması maalesef diğer partileri de sertleştiriyor, aşırı sağ veya sola kayıyor partiler. Bu da Hollanda’da yaşayan bizler için iyi bir sonuç vermiyor. Yıllardır uğraşıp kazandığımız haklar bir bir elimizden alınıyor. Elde ettiğimiz seçme ve seçilme hakkımızı da kaybetmemek için illa ki seçime gidip oy vereceğiz ve vermeliyiz. Parti önemli değil, önemli olan katılmak. Tercih yaparken partilerin programlarına bakıp ona göre adaylara oy vermeliyiz. Bence önemli olan, adayın Türk olması değil Hollanda’daki Türk toplumuna faydası olacak kişilere oy vermeli ama şayet kaliteli ve hizmetine güvenebileceğimiz Türk aday varsa onu seçmeliyiz. Hollanda’da yaşayan Türk toplumu olarak sadece kendi çıkarlarımızı değil tüm Hollanda’da yaşayan topluma faydası olacak siyaset geliştirmeli, bu amaca ulaşabilmek için gençlerimizi eğitmeli, partilerde tecrübe edinmeleri sağlanmalı ve zamanı gelince birleşip, birlik ve beraberlikte mecliste söz sahibi olabilecek sayıda encümene ulaşmalıyız. Biz inanıyoruz ki, Hollanda’nın geleceği bizim ellerimizde. Batı Avrupa Türk İslam Merkezi

Seçmenim sesi olmak...

«

DEURWAARDER VE INCASSOBUREAU’LARIYLA

BAŞINIZ DERTTE Mİ?

PA S

BURO

Juridisch / Financieel Advies

& Schuldhulpbemiddeling

A: Slinge 584 1. Kat. 3086 EX Rotterdam T-F: (010) – 737 06 76 M: info@buropas.com

W: www.buropas.com

Necat Kaya seçimlere kendi listesiyle katılacak Rotterdam’ın IJsselmonde İlçe Belediyesi’nde PvdA (İşçi Partisi) üyesi olarak 3 dönemdir görev yapan Necat Kaya, 19 Mart tarihinde yapılacak yerel seçimlerde kendi adını taşıyan liste ile seçime katılacağını duyurdu. 2002 yerel seçimlerinde olduğu gibi daha sonraki iki seçimde de adına kullanılan tercih oylarıyla Ijsselmonde İlçe Belediye Meclisi’ne girme başarısı gösteren Kaya, önümüzdeki seçimler için hazırlanan listeye partisi tarafından alınmaması üzerine siyaseti bırakmayı düşündüğünü ifade ederek, “Seçmenlerden gelen yoğun talep üzerine 19 Mart tarihindeki

seçim yarışına kendi adımı taşıyan liste ile girme yönünde karar aldım. Listemizde 5 aday bulunuyor. 22 Ocak tarihinde düzenlenecek basın toplantısıyla hem adaylarımızı tanıtacağız, hem de programımız hakkında detaylı bilgiler aktaracağız” dedi. Halkın isteği doğrultusunda seçimlere katılacaklarının altının çizen Necat Kaya, “Seçmenlerimizin sesi olmak istiyoruz. İlçede yaşayan sorunları, beklenti ve istemleri gündeme taşımaya çalışacağız. Üç dönemdir sergilediğim çaba ortada” diye konuştu. Necat Kaya, yabancılara yönelik ayrımcılığın önlenmesi konusunda 2007 yılında hazırladığı proje çerçevesinde ayrımcılığın her türünü yasaklayan anayasanın birinci maddesinin yer aldığı levhaların kentteki çeşitli kurum ve kuruluşlara asılmasını sağlamıştı. 2007 yılından bu yana 300 dolayında kurum ve kuruluşa bu levhalar asılmıştı.


nieuws

20 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Kısa haberler Ekonomi Vergi beyanı uyarısı Yaşlılar sendikası ANBO, üyelerini yıllık gelir vergisi beyannamesini yalnızca sertifikalı kişilere doldurtmaları konusunda uyardı. Bu konuda özellikle dikkat edilmesi gereken konunun e-devlet (DigiD) şifresinin başkalarına verilmemesi olduğu vurgulandı. ANBO Müdürü Liane den Haan, başkaları için vergi beyannamesini doldurma yetkisi bulunanların ve mali müşavirlerin, beyanı “üçüncü şahıslar e-devlet şifresi” ile yapabildiklerine işaret etti. Den Haan, “E-devlet şifresi, banka kartı şifresi gibi korunmalı” ifadesinde bulundu. Bazı sivil toplum kuruluşlarının insanlara vergi beyannamelerini doldurmada yardımcı olabildiklerini ve bunun için vergi dairesinden izin aldıklarını belirten ANBO Müdürü, izinli sivil toplum kuruluşlarının bu konuda denetlendiklerini kaydetti. Kredi başvuruları arttı ING, iş dünyasının kredi başvurularında artış kaydedildiğini bildirdi. Kredi isteyen işletme sayısında son birkaç ay içinde yaklaşık yüzde 15 oranında artış oldu. ING’nin Kurumsal Bankacılık Müdürü Annerie Vreugdenhil, iş dünyasının ekonomiye güveninin arttığını, buna bağlı olarak da yatırımlara ağırlık verilmeye başlandığını belirtti. Vreugdenhil, kredi başvurularında ihracat yapan firmaların başı çektiklerini kaydetti. ING’nin Kurumsal Bankacılık Müdürü, perakendecilerin, medyanın ve inşaat firmalarının ise krizin etkisinden halen kurtulamadıklarının gözlendiğini ifade etti. Büyük şehirlere 2 milyon euroluk maddi destek Eğitim Bakanı Jet Bussemaker, Amsterdam, Rotterdam, Lahey ve Utrecht belediyelerine, gençlerin okulu diploma almadan terk etmelerinin önlenmesi çalışmaları için 2 milyon euro ekstra maddi destek sağlanmasını kararlaştırdı. Büyük kentlerde 18 ve 19 yaşlarındaki gençlerin eğitiminin halen sorun yarattığına işaret eden Bakan Bussemaker, bu belediyelerin eğitim zorunluluğu yaşının 19’a yükseltilmesi planına, bunun pahalı olduğu ve hukuksal açıdan sorun yaratabileceği gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Bakan, okulun diplomasız terk edilmesi sorununun bu gruba yönelik çalışmalarla çözümlenebileceğini kaydetti. Okulu iş pazarına girebilmede asgari yeterlilik belgesi olarak kabul edilen bir diploma almadan terk eden öğrencilerin ülke ortalaması yüzde 5,6 olarak belirlenmişti. Büyük kentlerde ise oran düşüş kaydedilmesine rağmen yüzde 6,3 ile 6,9 arasında kalmıştı. Hollanda’nın notu AAA olarak onaylandı Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Hollanda’nın notunu AAA olarak onayladı. Fitch, üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu arasında yer alıyor. En büyüğü olan Standard & Poor’s (S&P) Hollanda’nın notunu geçtiğimiz Kasım ayında AAA’dan AA+’ya indirmişti. İkinci büyük kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s de Hollanda’nın

notunu Fitch gibi AAA olarak belirlemişti. Fitch’e göre Hollanda ekonomisi çok güçlü. Hollanda ekonomisinde önümüzdeki yıl yüzde 1 oranında bir büyüme bekleyen Fitch, halkın yüksek kredi borçlarının ise ekonomik gelişme üzerinde olumsuz etki yapabileceği görüşünde. Hollanda ekonomisinde 2015’te iyileşme bekleniyor Hollanda ekonomisinde 2015 yılından itibaren iyileşme bekleniyor. ABN Amro bankasının ekonomi dairesi tarafından hazırlanan raporda, sağlık, bakım ve eğitimin dışındaki tüm sektörlerde gelişme beklendiği yer aldı. Siyasi gelişmelerin ve hükümet politikalarının beklenen gelişmenin hızını düşürebileceği, ancak hem iş dünyası, hem de tüketici güveninde yavaş da olsa bir artış beklendiği ifade edildi. Raporda, perakende satışlarda bu yıl yüzde 2’lik düşüş beklendiği ve inşaat sektöründe de yüzde 1 oranında gerileme yaşanabileceği belirtildi. İhracatın Hollanda ekonomisinin motoru olmaya devam edeceği, ihracata bağlı olarak yatırımların da önemli bir artış göstereceği bildirildi. ABN Amro, 2015 yılında tüketici harcamalarının artmasını, tarım, sanayi, taşımacılık ve otomotiv sektörlerinde bu yıldan itibaren düzelme olmasını bekliyor. Bakım hizmetine 8,8 milyarlık bütçe Bakım hizmetlerinin sorumluluğunu 2015 yılından itibaren üstlenmek zorunda olacak belediyelere, bu yeni çalışmaları için 3,9 milyar euroluk bütçe sağlanacak. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı

Martin van Rijn, Yeni Toplumsal Destek Yasası (Wmo) tasarısını meclise sundu. Belediyeler, bakım hizmetlerine ayrılan mevcut bütçe ile birlikte 8,8 milyar euroluk bir bütçeye sahip olacaklar. Yeni yasa, uzun süreli bakım ve toplumsal destek çalışmalarının önemli bir bölümünün belediyeler ile sağlık sigortası şirketlerine aktarılmasını öngörüyor. Bakıma muhtaç insanların mümkün olduğunca kendi evlerinde yaşamaya devam edebilmelerini hedefleyen yasa tasarısına ana muhalefet partisi SP (Sosyalist Parti) ve PVV (Özgürlük Partisi) karşılar. GL (Yeşil Sol) de, bazı hizmetlerde yapılmak istenen kısıtlamaları eleştirdi. “Uçurum derinleşebilir” Hollanda’nın en büyük işçi sendikaları konfederasyonu FNV’nin Genel Başkanı Ton Heerts, ekonomik gelişmeler konusunda fazla iyimser olunmaması gerektiğine işaret ederek, çeşitli gruplar arasındaki uçurumun daha da derinleşmesi riski bulunduğunu söyledi. Yeni yıl mesajında ekonominin rakamlar ve beklentilerden ibaret olmadığına vurgu yapan Heerts, “İnsanlar unutulmamalı” ifadesinde bulundu. FNV Genel Başkanı, ekonomide beklenen düzelmeye rağmen bazılarını işsizlik başta olmak üzere çeşitli sorunların beklediğini, bu insanların sosyal açıdan da bir çıkmazın içine girebileceklerini kaydetti. Ton Heerts, “ayakta kalabilenler” ile “ekonomik büyümeden yararlanamayanlar” arasındaki uçurumun daha da derinleşebileceği uyarısını yaptı. Hükümetin, işsizlerin sosyal ödenek karşılığında çalışmaya zorlanmaları planına da dikkati çeken Heerts, “Si-

yasiler sanki insanların sosyal ödenek almaktan hoşlandıklarını düşünüyorlar. Sosyal ödenek insanlar için son çaredir ve bu böyle kalmalıdır” dedi. Pasaport harçlarına zam Hollanda pasaportu için şu an en fazla 50,35 euro olan harç, 18 yaş üstü kişiler için 9 Mart tarihinden itibaren 66,96 euroya yükseltilecek. Kimlik kartı için de en fazla 52,95 euro ödenecek. Kimlik kartlarında şu an 41,90 euro sınırı uygulanıyor. Harçların yükseltilmesiyle birlikte pasaport ve kimlik kartlarının süresi de 5 yıldan 10 yıla çıkarılacak. 18 yaş altı çocuk ve gençlerin kimlik kartına 9 Mart tarihinden itibaren 28,36 ödenecek. İçişleri Bakanı Ronald Plasterk tarafından konuyla ilgili olarak meclise gönderilen yazıda, kimlik kartları başvurularında parmak izi alınmasına 20 Ocak tarihinden itibaren son verileceği belirtildi. Pasaportlar için alınan parmak izi sayısı da 4’ten 2’ye indirilecek. Harçlar yükseltildi, mahkemeye başvuran azaldı Mahkeme harçlarının 2010 yılı sonunda yükseltilmesi, dava açanların sayısının düşmesine neden oldu.İstatistik Bürosu, 2010-2012 döneminde mahkemeye başvuranların sayısında yüzde 20 oranında bir düşüş yaşandığını açıkladı. Düşüşte 2010 yılında yükseltilen mahkeme harçlarının önemli rol oynadığının düşünüldüğü ifade edildi. Harçların yükseltilmesinin insanların hak arayışının önünde engel oluşturduğu belirtildi. Çocukların kaçırılmalarına karşı ekstra önlem alınacak Çocukların anne ya da baba tarafından yurt dışına kaçırılmalarına karşı ekstra önlem alınacak. Koalisyon ortağı Libe-

Rotterdam “Görülmeye değer şehirler” listesinde

Rotterdam, Rough Guide adlı seyahat kitabı tarafından hazırlanan “Görülmeye değer şehirler” listesinde yer aldı. 8’inci sırada yer alan liman kentinin, ‘De Rotterdam’ adlı otel, daireler, restoranlar, ofisler ve kafelerden oluşan ülkenin en büyük binasının yanı sıra ‘Markthal’ adlı yeni kapalı çarşısı ile de ilginç olduğu belirtildi. Birinci sıradaki Rio de Janeiro’yu (Brezilya), Saraybosna (Bosna-Hersek), Liverpool (İngiltere), Umea (İsveç), Marsilya (Fransa), Almatı (Kazakistan), Rotterdam (Hollanda), Glasgow (İskoçya) ve Portland (ABD) takip etti.

ral VVD’nin bu yöndeki planı hükümetin diğer ortağı Sosyal Demokrat PvdA tarafından destekleniyor. VVD milletvekili Foort van Oosten, özel kanallardan RTL’e yaptığı açıklamada, yurt dışına yerleşecek olan çocukların belediye kayıtlarının anne ve baba tarafından ortaklaşa sildirilebileceği belirtildi. Çocukların kaydı şu an anne ya da baba tarafından sildirilebiliyor. VVD ayrıca, çocukların velayetinin kimde bulunduğunu sınır kapılarında görev yapan memurların görebilmelerini istiyor. PvdA milletvekili Marith Rebel, çocukların anne ya da baba tarafından yurt dışına kaçırılmalarının önlenmesini sağlayabilecek planları destekleyeceklerini kaydetti.

Toplumsal Ölüsü, yaptığı buluş sayesinde bulundu Theo van Duijn adlı sanatçının ölüsü, 2012 yılında yaptığı bir buluş sayesinde bulundu. Yalnız yaşayan ressam, 2012 yılında geçirdiği kalp krizi sonrası komşularını hayatta olduğu konusunda bilgilendirmek için bir sistem geliştirmişti. Haftanın her gününün ilk harfinin bulunduğu dört köşe levhalar hazırlayıp bunları sırasıyla penceresine koyan Eindhovenli sanatçı, levhanın değişmediğini fark eden bir komşusu tarafından evinde ölü olarak bulundu. Theo van Duijn, yalnız insanların evlerinde aylar, hatta yıllar sonra ölü bulunmaları sorununun harf sistemi ile çözümleneceği görüşündeydi. Geliştirdiği ve başkalarının da kullanacakları-


maandoverzicht

aya bakış 21

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Anma

nı umduğu sistem, ölüsünün hemen bulunmasını sağladı. Hollanda “sessiz” asfalt geliştiriyor Hollanda Karayolları, gürültü kirliliğinin önlenmesi amacıyla “sessiz” asfalt çalışmaları başlattı. Delft Teknik Üniversitesi, Uygulamalı Bilimsel Araştırmalar Enstitüsü TNO ve çeşitli mimarlık büroları ile ortaklaşa sürdürülen çalışma ile trafiğin neden olduğu gürültü kirliliğine yakın gelecekte son verilmesi hedefleniyor. Geliştirilen “sessiz” asfalt, gözenekli elastik malzemeler, küçük taşlar ve yapıştırıcının bulunduğu bir karışımdan oluşuyor. Yeni asfaltın gürültüde ortalama 10 desibellik bir düşüş sağlayacağı ve ömrünün 7 yıl olacağı bildirildi. Yetişkinler hayatlarından memnun Hollanda’daki yetişkinlerin çoğunluğu hayatından memnun. İstatistik Bürosu’nun araştırması, yetişkinlerin en çok işlerinden, evlerinden ve ilişkilerinden memnun olduklarını, ayrıca yeterince boş zamanları olduğunu düşündüklerini ortaya koydu. Hayatlarından çok memnun olanlarda 65 yaş üstü kişiler başı çektiler. 2012 yılına ait verileri inceleyen İstatistik Bürosu, insanların en çok maddi durumlarından hoşnut olmadıklarını saptadı. Yetişkinlerin yaklaşık yüzde 50’si evinden memnun olduğunu belirtirken, boş zamanını yeterli bulanlara da en çok 65 yaş üstü emeklilerde rastlandı. Belediyeler plana karşı Belediyeler, hükümetin yeni Toplumsal Destek Yasası’na (WMO) karşı tavır aldılar. Lahey’de düzenlenen basın toplantısında Belediyeler Birliği Başkanı Annemarie Jorritsma, 403 belediyeden 300’ünün katıldığı toplantıda üyelerin ancak yüzde 33’ünün Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Martin van Rijn’in planına yeşil ışık yaktığını söyledi. Uzun süreli bakım ve toplumsal destek çalışmalarının önemli bir bölümünün belediyeler ile sağlık sigortası şirketlerine aktarılmasını öngören yeni yasa ile bakıma muhtaç insanların mümkün olduğunca kendi evlerinde yaşamaya devam edebilmeleri hedefleniyor. Yeni yasa ile harcamalarda 1,5 milyar euro tasarruf yapılmak isteniyor. Yeni yasaya karşı çıkan belediyeler, kişisel bakımın belediyeler yerine sağlık sigortası şirketlerine aktarılacak olmasına tepki gösteriyorlar. Yerel yönetimler bakım hizmetlerinde koordinasyon sıkıntısı yaşanabileceğine ve bundan hizmet alanların olumsuz etkilenebileceklerine dikkati çekiyorlar. Yeni planların belediyelerin çok büyük maddi sorunlar yaşamalarına da yol açabileceği kaydediliyor. 400 çocuğu taciz etmiş Amsterdam’da 40 yaşındaki bir şüpheli, 400 çocuğu web kamerası ile taciz etmek suçundan yargılanacak. Amsterdam Savcılığı tarafından yapılan açıklamada, adamın 12-14 yaş grubundaki çocuklara cinsel tacizde bulunmak suçundan yargılanacağı belirtildi. 6 ay önce yakalanan Michel S. adlı şüpheli hakkında, süren soruşturma nedeniyle daha önce açıklama yapılmadığı bildirildi. Adamın çocuk-

larla fiziksel teması olmadığı, ancak Hollanda’nın yanı sıra Belçika, İspanya ve ABD’den de çocukları taciz ettiği düşünülüyor. Savcılık, şüphelinin sohbet odalarında çocuklarla sahte isimler kullanarak temasa geçtiğinin belirlendiğini kaydetti. Bir bankada çalıştığı belirtilen sapığın, işvereni tarafından açığa alındığı öğrenildi. Bir yılda 150 bin yeni girişimci Hollanda’da yeni girişimci sayısı geçtiğimiz yıl yüzde 13 oranında artarak 150 bine yükseldi. Ticaret Odaları Birliği verilerini kaynak olarak gösteren yayın kurumu NOS, krizin kendi iş yerini açan ya da serbest çalışmaya başlayanların sayısının artmasına neden olduğunu kaydetti. Yeni girişimcilerin yaklaşık yüzde 94’ünün personel çalıştırmadığı bildirildi. 150 bin yeni girişimcinin yüzde 63’ü hizmet sektöründe aktif. İnşaat sektörüne ise ilginin azaldığı belirlendi. İnşaat sektöründe aktif olan yeni girişimci sayısı yüzde 20’den (2007) yüzde 9’a düştü. “En az açlık Hollanda’da” Kalkınma yardımları konusunda çalışma yapan bir sivil toplum kuruluşu olan Oxfam Novib’in araştırmasına göre Hollanda, açlığa en az rastlanan ülke. Yeterli ve dengeli beslenme endeksinde Hollanda’yı, Fransa, İsviçre, Danimarka, İsveç, Avusturya ve Belçika takip etti. Yemen, Madagaskar, Etiyopya, Angola ve Çad sonuncu oldular. Araştırmada gıda ürünlerinin yeterliliğine, bol çeşit olup olmadığına, fiyatlara ve kaliteye dikkat edildi. İngiltere ve ABD’nin üst sıralarda yer almalarında, yüksek gıda fiyatları ile aşırı kilolu insan sayısının çok fazla olmasının rol oynadığı belirtildi. İnsanların temiz suya kolaylıkla ulaşıp ulaşamadıklarının da incelendiği araştırmada diyabet hastaları ve aşırı kilo sorunu olanların sayıları da dikkate alındı. Oxfam Novib tarafından hazırlanan raporda, beslenme konusunda ülkeler arasında büyük farklılıklar bulunduğu belirtildi. Raporda, dünyada yeterince gıda ürünü bulunduğu, ancak bunların dağıtımı ve paylaşımında sıkıntılar yaşandığı ifade edildi. Oxfam Novib, bundan dolayı dünyada her sekiz kişiden birinin yatağa aç girdiğini kaydetti.

Politika Seçmen kabineyi istemiyor Maurice de Hond’un araştırmasına göre seçmenlerin çoğunluğu, Liberaller (VVD) ile Sosyal Demokratlardan (PvdA) oluşan kabinenin genel seçimlerden sonra yeniden iktidara gelmesini istemiyor. Yayın kurumlarından VARA’nın De Rooie Haan (Kırmızı Horoz) adlı radyo programı tarafından yaptırılan araştırmada yüzde 74’lük grup, bu koalisyonu tekrar istemediğini söyledi. Ankete katılanların yüzde 13’ü bu koalisyondan memnun olduğunu ifade etti. Seçmenlerin yüzde 68’i Mark Rutte’yi yeniden başbakan olarak görmek istemiyor. Rutte’nin tekrar başba-

kan olmasını isteyenlerin oranı yüzde 19 olarak belirlendi. D66, AP seçimlerinin taslak listesini açıkladı Sosyal Liberal D66 (Demokratlar 66) Avrupa Parlamentosu için hazırladığı taslak listeyi açıkladı. Seçimlere Sophie In ‘t Veld önderliğinde katılacak olan D66 tarafından hazırlanan listede parti 10 kişiye önerilen isimler olarak yer verdi. Avrupa Parlamentosu’na D66’dan aday adayı olan Osman Biçen, Yasin Elmacı ve Abdurrauf Gülseven önerilen isimler arasında yer almadılar. Kesin liste D66 üyelerinin 30 Ocak tarihine kadar kullanabilecekleri oy ile belirlenecek. Adayların kesin listede yer alabilmeleri için kullanılan oyların en azından yarısına sahip olmaları gerekiyor.

Sağlık Kırmızı et kanser riskini arttırıyor Fazla kırmızı et tüketilmesinin bağırsak kanseri riskini önemli ölçüde arttırdığı saptandı. Belçika Yüksek Sağlık Konseyi tarafından yapılan araştırmaya göre, kişi başına haftada yarım kilodan fazla kırmızı et tüketilmesi kanser riskini arttırıyor. Kırmızı et tüketiminin haftada yarım kilonun altında kalması ise bağırsak kanseri riskini yüzde 10 ile 20 arasında azaltıyor. Tavuk ve hindi etinin bu miktara dahil olmadığı bildirildi. Kırmızı ette kanser riskinin HEM demirden dolayı arttığı belirtildi. Uzmanlardan enerji içeceği uyarısı Doktorlar, beslenme uzmanları ve diş hekimleri, enerji içeceği bağımlısı çocuk ve genç sayısının hızla arttığı uyarısını yapıyorlar. De Telegraaf’a açıklamalarda bulunan uzmanlar, enerji içeceklerinin kalp ritim bozukluklarına yol açabildiklerine vurgu yaptılar. Bu içeceklerin tamamen kimyasal ve sentetik karışımlardan oluştuğu, ayrıca hiçbir besin değeri bulunmadığı kaydedildi. Bir beslenme uzmanı, “Gençleri alkol kullanmaya yönlendirmek istemiyorum, ancak sağlığa votka bile enerji içeceği kadar zararlı değil” ifadesinde bulundu. Alkole 18 yaş sınırı getirilirken, enerji içeceklerinin çocuklara ve gençlere serbestçe satılabilmesi de eleştirildi. Uzmanlar, enerji içeceklerinin sağlık üzerindeki etkisinin araştırılması gerektiğini kaydettiler. Bir süre önce belediye sağlık daireleri yetkilileri de enerji içecekleri konusunda benzer uyarılar yapmışlardı. Koalisyon 46 sandalye kaybettiı Koalisyon ortakları Liberaller (VVD) ve Sosyal Demokratların (PvdA) toplam oy potansiyeli Maurice de Hond’un son anketine göre 79’dan 33 sandalyeye düştü. Bugün seçimler yapılsa Temsilciler Meclisi’ndeki 150 sandalyenin partilere dağılımı anket sonuçlarına göre şöyle olacak: VVD(-22) 19, PvdA(24) 14, PVV(+14) 29, SP(+9) 24, CDA(+5) 18, D66(+9) 21, CU(+2) 7, GL(+2) 6, SGP(+1) 4, PvdD(+2) 4, 50Plus(+1) 3, PP(+1) 1.

Bakü kurbanları anıldı Bakü katliamı sırasında yaşamını yitirenler Hollanda’da anıldı. Parlamento merkezi Lahey’deki Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği’nde düzenlenen anma törenine çeşitli kurum ve kuruluşlardan temsilcilerin yanı sıra çok sayıda Türk katıldı. 20 Ocak 1990 tarihinde Azatlık Meydanı’nda yaşananların anlatıldığı anma töreninde bir konuşma yapan Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği Başkanı İlhan Aşkın, katliamların Türk dünyasının yüreğinde bıraktığı acının hiçbir zaman unutulmayacağını belirterek, “Şehitlerimiz, hayatlarını özgür ve bağımsız Azerbaycan için verdiler. Allah bir daha bizlere böyle günler yaşatmasın” ifadesini kullandı. 20 Ocak’ın Azerbaycan halkının tarihinde, yalnızca ağıt ve acı ile hatırlanacak gün olmadığına dikkati çeken Aşkın, “20 Ocak halkımızın şan ve şeref günüdür. O gün caddeleri boyamış al şehit kanları bir anlamda milli ülkümüzün uyanan güneşinin kırmızı

şafağını simgeliyordu. Halkımız o gün üstüne saldıran dehşet verici kâbusa, Sovyet ordusunun korkunç saldırısına karşı göğüs germeyi, kendi kimliğini ve metanetini korumayı başardı. 20 Ocak Azerbaycan’ın istiklal yolunun ilk şehitlik zirvesiydi” diye konuştu. Bakü kurbanları Hollanda’nın Rotterdam kentinde de anıldı. Hollanda Azerbaycan Hemreylik Cemiyeti tarafından düzenlenen anma törenine de yoğun katılım oldu. Hollanda Azerbaycan Hemreylik Cemiyeti Başkanı Elsever Mammadov anma töreninin açılışında yaptığı konuşmada, Azerbaycan’ın bağımsızlığında 20 Ocak tarihinin önemine dikkati çekti. Benelüks Azerbaycanlılar Kongresi (BAK) Başkanı Sahil Gasymov yaşanan katliamları Hollanda toplumuna iyi anlatabilmek için yeni bir çalışma içinde olduklarını söyledi. Gasylov, 20 Ocak’ın Azerbaycan’ın bağımsızlık günü olarak da görülmesi gerektiğine vurgu yaptı. Hollanda Türk Federasyonu (HTF) Genel Başkanı Murat Gedik, 20 Ocak tarihinde Rus tankları tarafından ezilenlerin kendilerinin birer parçası olduğunu belirterek, “Dertler bizim derdimiz, toylar bizim toyumuz. Her zaman soydaşlarımızın yanındayız” dedi.

Edelstaal’dan dev atılım!

Bacasız endüstride dev işbirliği Yaşanan ekonomik krize rağmen çeşitli alanlardaki yatırımlarını hız kesmeden sürdüren Edelstaal Group, dünya çapındaki dev isim Thomas Cook ile otelcilik sektöründe karşılıklı işbirliğini öngören anlaşma imzaladı. Dün sona eren Uluslararası Utrecht Turizm Fuarı’nda bir araya gelen Edelstaal Group Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları ile Thomas Cook müdürlerinden Joachim Seip ve İlhan Özmen uzun vadeli işbirliğini içeren metne imza koydular. Yapılacak işbirliği çerçevesinde Thomas Cook’a ait Sentido otelleri markası, Fethiye, Dalaman ve Marmaris bölgesinde geliştirilecek. Bacasız endüstride dev anlaşma Edelstaal Group Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları imza sonrası yaptığı konuşmasında “Bu anlaşma iki grup açısından büyük önem taşıdığı gibi, ülkenin bacasız endüstrisi olarak tanımlanan ve Türkiye ekonomisine ciddi katkı sağlayan turizm sektörü açısından da önemli. Atılan imzalarla Orka Hotels

ve Thomas Cook arasındaki ilişkiler pekiştirilirken, bundan sonraki süreçte gerçekleştirilecek ortak yatırımların önü de açılmış oldu. Thomas Cook ile geçmiş yıllarda yapılan işbirliğimizin büyüyerek devam etmesinden dolayı Edelstaal Group olarak çok mutluyuz” açıklamasında bulundu. Thomas Cook ile Fethiye, Dalaman ve Marmaris bölgesindeki işbirliğinin önümüzdeki süreçte tüm Türkiye geneline yayılacağı bilgisini veren Turgut Torunoğulları, Orka’nın tüm otellerine yüzde 80 doluluk garantisi verildiğini belirterek, yapılacak ortak yatırımların da 100 milyonlarca euroyu bulacağını kaydetti. Thomas Cook Müdürü Joachim Seip, “Orka ile işbirliğine imza atmaktan çok mutluyuz. Orka gelecekte Türkiye’nin en güçlü ve en büyük turizm kuruluşlarından biri olacak” diye konuştu. İstikrarlı büyüme stratejisi yürüten Edelstaal Group’un Hollanda’nın en büyük şirketlerinden VDL ile de Türkiye’de ortak yatırımları bulunuyor. Bünyesindeki Simtronic SWS aracılığıyla Hollanda başta olmak üzere Belçika, İngiltere, Avusturya, Danimarka, Norveç ve Fransa gibi çeşitli Avrupa ülkelerine mutfak ürünleri pazarlayan Edelstaal Group’un, Türkiye’de turizmin yanı sıra inşaat, sağlık, gıda gibi çeşitli sektörlerde yatırımları bulunuyor.


Spaanse polder ve Ijsselmonde şubelerimiz pazar günleri saat 13:00 - 17:00 arası açıktır. Acil durumlar için bize 06-543 110 96’dan ulaşabilirsiniz. Groothandel Zoetermeer Edisonstraat 125 2723 RT Zoetermeer Tel: 010-342 28 85

Spaanse Polder Linschotenstraat 74 3044 AW Rotterdam Tel: 010-485 43 30 Fax: 010-415 00 99

Delfshaven Nieuwe Binnenweg 421 3023 EM Rotterdam Tel: 010-276 30 04 Fax: 010-244 75 26

Afrikaanderplein Pretorialaan 50A 3072 EP Rotterdam Tel: 010-485 77 54 Fax: 010-486 50 33

Waalhaven Sluisjesdijk 86 3087 AJ Rotterdam Tel: 010-294 02 40 Fax: 010-429 99 40

Vlaardingen George Stephensonweg 19 3133 KJ Vlaardingen Tel: 010-434 60 14 Fax: 010-434 50 58

Ijsselmonde Ridderkerkstraat 41 3076 JT Rotterdam Tel: 010-291 74 68 Fax: 010-291 74 69

Kralingen Crooswijk Jonker Fransstraat 84-86 3031 AW Rotterdam Tel: 010-411 11 95 Fax: 010-411 98 00

Breda Boschstraat 110 4811 GK Breda Tel: 076-520 93 53 Fax: 076-514 98 23

Dordrecht Van Oldenbarneveltplein 14 3317 EP Dordrecht Tel: 078-651 52 53 Fax: 078-618 40 76

Schiedam Van Berckenrodestraat 17 3029 AT Rotterdam Tel: 010-473 47 46 Fax: 010-473 86 08

Ridderkerk Mandenmakerstraat 17B 2984 AS Ridderkerk Tel: 0180-48 77 88

aod

Auto Onderdelen Depot Nederland

Free-Parts

Yedek parça ithalatı ve BENELUX bölgesine dagıtımı


samenleving

cemiyet 23

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Toplum

Emrullah Akgündüz gazetecilerle buluştu

Cengiz Özdemir: “Hepimiz aynı gemideyiz”

Turizm Fuarı’nda Türkiye ilgi odağı oldu

Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği Basın Müşaviri Emrullah Akgündüz, Hollanda’da görev yapan Türk basın mensuplarıyla bir araya geldi. Simit Sarayı’nda düzenlenen toplantıya HaberTürk ve İnterAjans’ın yanı sıra Sabah, TRT, Anadolu Ajansı, Doğuş, Son Haber, Haber, Zaman, Ekin, Radyo Deniz, Hedef Medya ve Platform gibi yayın kurumlarının temsilcileri katıldılar. Sohbet toplantısında Hollanda’daki Türk basınının akreditasyon başta olmak üzere çeşitli alanlarda yaşadığı sıkıntılar dile getirildi. Sorunları dinleyen Basın Müşaviri Emrullah Akgündüz, basının yaşadığı sorunlara çözümler aranacağını kaydetti.

UETD Hollanda tarafından düzenlenen Amsterdam Tartışmaları’nda “4. Kuvvet Medya” ele alındı . Çeşitli kentlerden katılımın olduğu 27’nci buluşmaya konuşmacı olarak katılan Türkmedya Grup Başkanı Cengiz Özdemir, “Başka mahallelerin çıkarları için bahanelere sığınırsanız, bu millet bu oyuna gelmez” diyerek Türkiye’deki son gelişmelere ayna tuttu. Özdemir, “Manşetlerle siyasete yön vereceklerini düşünenler var. Türkiye artık eskisi gibi değil. Bugünün Türkiye’si bambaşka bir ülke. Elbirliği ile bu ülkeyi daha ileriye götürmek hepimizin görevidir” dedi.

Jaarbeurs kompleksinde düzenlenen Uluslararası Turizm Fuarı, 44. kez kapılarını açtı. Fuarda tur operatörleri, otel zincirleri, seyahat acenteleri ve turizm tanıtım bürolarının yanı sıra dünyanın dört bir yanından sektörle bağlantılı 1600 dolayında şirket stant açtı. Fuara katılan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, geçtiğimiz yıl Hollanda’dan Türkiye’ye 1 milyon 280 bin turistin geldiğini belirterek, önceki yıla göre yüzde 5 oranında artış olduğunu kaydetti. Arıcı, bu yıl yüzde 8 ila yüzde 13 arasında artış beklendiğini söyledi.

Hollanda’ya ‘birlik’ yansıması

Den Haag Türk İslam Vakfı, kongresini yaptı

Milletvekilinden HDV’ye Ziyaret

Amsterdam’da düzenlenen toplantıda Türkmen önderleri anıldı. Hollanda Türkmenleri Birliği tarafından düzenlenen programda, Kerkük’te Türkmen Cephesi’nin oluşturulması sonrası ortaya çıkan güç birliğinin diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Hollanda’ya da yansıdığı gözlendi. Programda, Irak Türkmen Cephesi (ITC) AB Brüksel Temsilcisi Hassan Aydınlı, Hollanda Türkmenleri Birliği Genel Başkanı Eşref Kerküklü, Hollanda Türkmenleri Birliği Danışma Kurulu Başkanı Halil Otrakçı ve Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Genel Başkanı Oğuzhan Kılıç, birer konuşma gerçekleştirdiler.

Hollanda Türk Federasyon’a bağlı Den Haag Türk İslam Kültür Vakfı 23. olağan kongresi birlik ve beraberlik içerisinde gerçekleştirildi. Kongreye başta, H.T.F. Genel Başkanı Murat Gedik olmak üzere, H.T.F. icra kurulu üyeleri ile kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. Kongreyi, Divan Başkanlığına seçilen H.T.F. Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Bahtiyar yönetti. Üyeliklerine is H.T.F. Genel Sekreteri Erim Uğurlu ve Genel Muhasibi Sadettin Şimşek getirildiler. Katılan üyelerin oy birliği ile başkanlığa tekrar Tahsin Çetinkaya seçildi.

Çalışma ziyareti için Hollanda’da bulunan Ak Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Erdoğan Hollanda Diyanet Vakfını ziyaret etti.La Hey’de gerçekleşen ziyarette Milletvekili Erdoğan’la birlikte UETD Rotterdam teşkilatından, Ramazan Emirdoğan, Dursun Paksoy ve UETD Amsterdam teşkilatından Süleyman Macit de HDV’ye geldi. Milletvekili Mehmet Erdoğan ile birlikte gelen heyet Başkan Prof. Dr. Mustafa Ünver tarafından karşılandı. HDV Başkanı tarafından kendisine Hollanda Diyanet Vakfı’nın faaliyetleri hakkında bilgi verildi. HDV Başkanı ayrıca Milletvekiline bir Ebru tablosu hediye etti.

Türk Federasyon’dan Van der Laan’a ziyaret

NIF Kadınlar Kolu Teşkilatları toplandı

Bekir Cebeci: “Anayasa bizi unutmasın”

Hollanda siyasetinin önde gelen simalarından ve bir döHollanda siyasetinin önde gelen simalarından ve bir dönem bakanlık görevinde bulunup 2010 yılından itibaren Amsterdam belediye başkanlığı görevini yürüten Eberhard van der Laan’ı Hollanda Türk Federasyon adına Genel Gaşkan Murat Gedik ve Genel Sekreter Erim Uğurlu ziyaret ettiler. Eberhard van der Laan, ziyaretten duyduğu dile getirildi. Bu ikinci ziyarette özellikle Türk insanının sorunları yüzeysel olarak görüşüldü ve Amsterdam Belediyesi ile Hollanda Türk Federasyon’un ortaklaş olarak topluma katkı konusunda neler yapılabileceği tartışıldı.

Kur’an tilavetiyle başlayan toplantı Özlem Tunç’un yoklama almasıyla devam etti. SKT Başkanı M. Ünver’in selamlama konuşmasının ardından B.K.T Başkanı Nejla Erdoğan bir selamlama konuşması gerçekleştirdi. Toplantıda söz alan İrşad Başkanı M. Bilgin, Sosyal Hizmetler Başkanı S. Bozkurt, Süleyman Yılmaz, Bölge Sosyal Hizmetler Başkanı Bilal Yanık, Çocuk Kulübü ve Anasınıfı Başkanları K. Gökmen ve S. Küçük, G.M Eğitim Başkanı H. Yazıcı, K.G.T Başkanı E. Yılmazer kendi birimleriyle alakalı birer konuşma ve sunum gerçekleştirdiler.

Türk Danışma ve Eğitim Vakfı (SİOT) Başkanı Bekir Cebeci, Anayasa Değişikliği Komisyonu ve başbakanlık başta olmak üzere çeşitli komisyonlara sunduğu “Hiç kimse doğuştan kazandığı vatandaşlıktan çıkartılamaz” önerisini, Ankara’da gündeme alınması umuduyla AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi) Adıyaman milletvekili Mehmet Erdoğan’a sundu. Hollanda’ya gelen Erdoğan ile buluşan Bekir Cebeci, ilkokullarda verilen anadili derslerinin durdurulmasının çocuklarımız açısından ciddi bir kayıp olduğunu belirterek, bu derslerin bütçesinin Türkiye tarafından karşılanması gerektiğini kaydetti.


introductie

24 tanıtım

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

AP Adayı Kaya Turan Koçak:

NIF Bölge Gençlik Başkanı Erkan Turan :

“CDA, esnafa 600 milyonluk ek teşvik istiyor” Avrupa Parlamentosu seçimlerine CDA’dan 6. sıradan aday gösterilen Kaya Turan Koçak, CDA lideri Sybrand Buma’nın ekonominin motoru durumundaki esnaflara (MKB-Bedrijven) 600 milyon avroluk teşvik istediğini belirtti. Hollanda’nın köklü bankalarından Rabobank’ta 17 yıldır yöneticilik yapmakta olan Kaya Turan Koçak, iş dünyası ile bir çok ortak çalışmalarının olduğunu belirterek, küçük ve orta ölçekli esnafları ekonominin motoru olarak nitelendirdi. Kaya Turan Koçak: “Rabobank Genel Merkezindeki görevim gereği 10 yıldır esnaflarla çok yakın ilişkilerim var. Bu girişimcilerle günlük temas halindeydim ve onların yaşadıklarının yakın şahidiyim. Son yıllarda etkisini iyice hissettiren ekonomik

Kaya Turan Koçak, “CDA olarak küçük ve orta ölçekli esnafı desteklemek için 600 milyon euro değerinde bir teşvik bütçesi ayrılması gerektiğine inanıyoruz. Rabobank Genel Merkezindeki görevim gereği 10 yıldır girişimcilerle çok yakın ilişkilerim oldu. Bu girişimcilerle günlük temashalindeydim ve onların yaşadıklarının yakın şahidiydim. Son yıllarda etkisini iyice hissettiren ekonomik krizinden dolayı pek çok esnaf zor durumda. Hollanda ekonomisini canlı tutan ve motoru olan KOBİ’lere teşvik yapılmalıdır...

krizinden dolayı pek çok esnaf zor durumda. Partimizin siyasi lideri Sybrand Buma, Hollanda ekonomisini canlı tutan ve motoru olan KOBİ’lere (MKB-Bedrijven) teşvik yapılması için öneri sundu. Ben bu teşvik önerisinin gerekliliğine inanıyor ve destekliyorum” şeklinde konuştu. Bu zamana kadar ekonomik krizle mücadele için büyük şirketlere özel imtiyazlar sağlandığını belirten Kaya Turan Koçak, “Kaynakların artık küçük işletmelere aktarılmasının zamanı geldi. Büyük şirketler de elbette zorluklarla karşılaşıyorlar. Hükümette olduğumuz dönemlerde bu şirketlere de destek verdik. Alınan önlemler ve sahip oldukları geniş imkânlar sayesinde bu şirketler ayakta kalmakta, kendilerini kurtarabilmekteler. Fakat küçük ve orta ölçekli girişimciler bu geniş imkânlara sahip olmadıkları için iflas ediyor ve kayboluyorlar. Bu da Hollanda ekonomisinin canlanmasına engel oluyor. Artık bu soruna kalıcı bir çözüm bulmalı ve bu gidişatı engellemeliyiz. Ekonominin bel kemiği olan küçük ve orta ölçekli girişimcilere destek çıkmalıyız. Türk girişimcilerimizin kahir ekseriyetini küçük ve orta ölçekli girişimciler oluşturduğu için bu destekten onlarda faydalanacaklardır” dedi. Geçtiğimiz yılın istatistiklerinden örnekler veren Koçak, “Maalesef her ay yaklaşık 1000 esnaf iflas bildirimi yaptı. Almanya gibi komşu ülkelerde ekonominin daha çok canlı olduğunu görmekteyiz. Hollanda olarak bizde ekonomimizi canlandırmamız lazım. Ekonomi alanda bu olumsuz gelişmeler aynı zamanda sosyal alanda da büyük yaralar açtı” dedi. Parti olarak esnafların vergi yükünün azaltılmasını savunduklarını belirten Koçak, “Önerilerimiz arasında 50 personele kadar işçi çalıştıran küçük ve orta ölçekli esnafların kazançtan ödedikleri vergiyi yüzde 50 indirmeyi düşünüyoruz. Bununla birlikte, küçük ve orta ölçekli esnafların işçi alabilmelerini teşvik etmek için, işe alacakları ilk 3 işçinin vergi oranını üç yıl boyunca indirmek istiyoruz ”dedi. Seçildiği takdirde ferdi olarak 4 ana tema üzerinde yoğunlaşacağını belirten CDA’lı Koçak, bunların başında girişimcilerimizin Brüksel’deki sesi olmak en önemli önceliğim” dedi. Üzerinde çalıştığı diğer ağırlıklı konuları da şu başlıklar altında sıraladı: Gençlerin gelecek perspektiflerinin sağlamlaşması ve güvenlerinin sağlanması, istihdam ve medeniyetler arası ittifak çalışmaları. Konuya hâkim olup sizden birisi olan mutlaka sizi Mecliste iyi temsil eder. Her 5 yılda yapılan, yetkisi ve günlük hayatımızdaki etkisi her geçen gün artan Avrupa Parlamentosu seçimleri Hollanda’da 22 Mayıs tarihinde yapılacak. Toplam 751 sandalye için, AB’ye üye olan ülke vatandaşları oy kullanacak. Nüfus oranına göre sandalye dağılımı yapılırken, Hollanda’ya düşen toplam sandalye sayısı 26’dır. Son anketlere göre CDA oy oranını giderek arttırıyor.

“Gençlerimiz, bu davayı daha da ileri taşıyacaklar”

NIF’e bağlı gençlik yöneticileri iki günlük kampta buluşarak geleceğe daha emin adımlarla yürümenin yollarını aradılar.

M

ennorode kamp merkezinde bir araya gelen Hollanda İslam Federasyonu Gençlik Teşkilatı üyeleri hem kendi aralarında tanışıp yarıştılar hem de değişik uzman konuşmacıları dinleyerek geleceğe yönelik hayat bilgileri edindiler. 75 gencin katıldığı kampa, Şube Gençlik Başkanlarının yanı sıra Şube Tanıtma, Şube Sekreterlik, Şube Sosyal Hizmetler ve Teşkilatlanma Başkanları davet edildi. Bölge gençlik yürütme kurulu üyeleri kendi birimlerine sunumlar yaparak ilgili birimler hakkında bilgilendirdiler. Kampın ilk günü Kuzey Hollanda Millî Görüş İrşat Başkanı Hüseyin Bündar ve Hollanda İslam Federasyonu Başkan Yardımcısı Dr. Bahri Bulut birer sunum yaptılar. Aynı gün NIF Başkanı Mehmet Erdoğan da gençlere hitap ederek onları çalışmalarında motive etti. İkinci gün ise 8 yıl önce İslam’ı seçen, Jeroen Schilder adlı bir genç, İslamfobia konulu bir sunum yaptı. Jeroen Schilder’ın sosyal alanda hayli aktif bir kişi olduğu belirtildi. Nur yüzlü bir gençlik var etrafımızda… Kampta gençlerle birlikte olan Bölge Gençlik Başkanı Erkan Turan kampla ilgili bizlerle şu bilgileri paylaştı: “Hamdolsun bu seferki kampımıza bölge BYK’sı ile birlikte toplam 75 gencimiz katıldı. Katılımın bir önceki kampımıza nazaran biraz düşük ol-

duğunu tespit ettik. Ancak bu sefer de gençlerimizin kapasitesinin hayli yüksek olduğunu görmek bizi ziyadesiyle memnun etti. Oldukça kontrollü, dinleyen, soran, sorgulayan, kısacası ayakları yere basan bir gençliğin yetiştiğini görmek gerçekten bizi heyecanlandırıyor. Yaptığımız fikir üretme toplantılarında (workshoplarda) gençliğin içinde bulunduğu sorunları masaya yatırdık. Ve gördük ki, gerçekten gençlerimiz bu konularda çözüm üretecek donanım ve bilgiye kavuşmuş. Bu da bizi bu davanın daha ilerlere taşınacağı yönünde ümitlendiriyor. Yani görünen o ki, bu gençlik bu davayı daha ileriye taşıyacaktır. Bu seferki kampımızın amacı “içinde bulunduğumuz bu çalışmaları yapıyoruz ama işin neresindeyiz” sorusuna cevap aramaktı. Özellikle içinde bulunduğumuz manevi erimelerin yaşandığı bu süreçte gençlerimize biraz daha kendi benliklerinin, kendi köklerinin ne olduğunu anlatmaya çalıştık. Konuşmacı iki hocamız, gençlerimize peygamberin izinde örnek bir gençliğin nasıl olabileceğini anlattılar. Ayrıca birimler kendi aralarında çalışarak daha sağlıklı bir iletişimin nasıl yapacaklarını konuştular. Bu kampta önemle vurgu yaptığımız diğer bir konu da, Müslümanların ahlaklı olması meselesi idi. Dıştan gelişen olaylar bizleri etkilememeli. Birlik ve dirlik içinde olma-

lıyız. Birbirimizi uyarmalıyız. Kur’an ve sünnete hakkıyla uymak yolunda daha fazla gayret etmeliyiz. Dünyada gelişen olayların çok iyi izlenmesi gerekiyor. Tüm yaşanan ahlaksızlıklara rağmen Müslümanın, güzel ahlaklı, vicdan ve merhamet sahibi olması gerektiğini anlattık. Ahlakını kaybedenlere de bir umut olması gerektiğini gençlerimize tembih ettik”.

Gençlerde büyük cevherler olduğunu bu kampta bir kez daha keşfettik Esasen gençlerimiz kendilerini Türkçe olarak ifade etmekte zorlanıyorlar. Hollandacaya geçtiklerinde durum derhal çok farlı bir hal alıyor. Asıl yetenek ve kapasitelerini işte o zaman anlayabiliyorsunuz. Bu kampta çok kaliteli ve kapasiteli gençlerimizin olduğunu gözlemledik. Gençlerimiz bizden Cuma hutbelerinin Hollandaca olarak da okunmasını talep ediyorlar. Yani söylenenleri anlamak ve yaşamak istiyorlar. Normal Türkçe hutbelerin önünde veya sonunda bir gencin aynı hutbeyi Hollandaca olarak okumasını istiyorlar. Bu bazı büyük kentlerde uzun zamandır yapılmaktadır. Hamdolsun, bakıldığında camilerimizde yüzleri ışıklı tertemiz genlerimiz saf tutmaktalar. Bunlara gereken ilgi ve alakayı göstermek hepimizin vazifesi olmalıdır”. Haber-Fotoğraf: Adnan Şahin

Bölge Gençlik Başkanı Erkan Turan:

“Bu seferki kampımızın amacı “içinde bulunduğumuz bu çalışmaları yapıyoruz ama işin neresindeyiz” sorusuna cevap aramaktı. Özellikle içinde bulunduğumuz manevi erimelerin yaşandığı bu süreçte gençlerimize biraz daha kendi benliklerinin, kendi köklerinin ne olduğunu anlatmaya çalıştık.“


nieuws

haber 25

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Camilerimizi tanıyalım (4) Ayasofya Camii Başkanı Hakkı Özkan:

“Camimizin imarı için bir tuğla da siz koyun”

Rotterdam Ayasofya Camiimiz, 1990 yılında bölge insanımızın dini, milli, sosyal, kültürel ve eğitim alanındaki ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş ve açılışı, Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız tarafından yapılmıştır. O dönemin yöneticilerini, arkalarında böyle bir külliye bırakmalarından dolayı hep hayır ve minnetle anıyoruz.

C

amii’nin künyesi ve adı nedir? Ayasofya Camii’miz, Hollanda İslam Federasyonuna bağlı IGMG Teşkilatlarının Rotterdam’daki şubelerinden biridir. Yapı bakımından vakıf olup, bünyesinde Ana Yönetim, Gençlik, Kadınlar, Kadınlar Gençlik ve Çocuk Kulübü olmak üzere 5 teşkilattan oluşmaktadır. Her bir teşkilat, kendi içinde birimlerini oluşturmuş, dinî, millî, sosyal, kültürel alanlarda birçok faaliyette bulunmaktadır. Açık ve kapalı alanı kaç metrekaredir? Vakfımız, 1250 m2’lik tamamı kapalı alandır. Halkımızın gönül huzuru ile ibadetini yapabileceği 800 kişilik mescidimiz, 3 adet çalışma odası, orta derecede bir marketimiz, 6 derslik sınıflarımız, çok amaçlı kullanılan orta dereceli bir salonumuz, cemaatimizin ve gençlerimizin bir arada kaynaşabilecekleri 2 adet çay lokalimiz, berber hanemiz bulunmaktadır. Camii de eğitim gören çocuk sayısı ne kadardır? Vakıf olarak sunduğumuz birçok hizmet içerisinde eğitime öncelik veriyoruz. Zira sorunlarımızın temel kaynağını eğitimsizlik oluşturmaktadır. Bu sebeple eğitmediğiniz bir toplumdan bir şey bekleyemezsiniz. Bunun için de yönetime geldiğimiz günden itibaren eğitimi önemsedik. Önce sınıf sistemi tesis ettik. Ders hocalarını branşlarına göre düzenleyerek, beraberinde müdürlük oluşturduk. Eğitimde kaliteyi artırıcı unsurları dikkate alarak eğitim komisyonu ile birlikte, dijital sisteme geçerek her sınıfa göre değişik ders modelleri oluşturduk. Uzman bir kadroyla eğitim çalışmalarımız sürüyor. Veli, çocuğunun: “6 ay içerisinde, hem kişisel gelişim hem de buradan almış olduğu eğitim noktasında bir gelişme ya da farklılık göreceklerinin” bilincinde. Ve bugüne kadar verilmiş olan eğitimden hem çocuklar hem de veliler oldukça memnunlar. Bu kaliteyi arttırarak devam ettireceğiz inşallah. Disiplinli ve gayretli çalışmalarından dolayı emeği geçen bütün eğit-

Ayasofya Camii Başkanı Hakkı Özkan kimdir?

1962 Giresun doğumlu. 1979 yılından beri Hollanda’da yaşamakta. Çeşitli lisan ve meslek eğitiminden sonra bir metal firmasında işe başlar. 2009’dan beri boru çizim işinde çalışan Hakkı Özkan, 1997 yılından beridir aktif olarak Millî Görüş teşkilatları bünyesinde üye ve yöneticilik yapar. 2011 yılından itibaren Rotterdam Ayasofya Camii Başkanlığını yürüten Hakkı Özkan evli ve Yüksek Okul öğrencisi olan 3 kız çocuk babasıdır.

men kardeşlerime teşekkür ediyorum. Camii’nin ilk din görevlisi kimdi? Camimizin bugüne kadar irşad hizmetleri birçok değerli hoca efendi tarafından yürütüldü. Yakın dönemde Hakkın rahmetine kavuşan Selman Çelik Hocaefendi camimizin ilk din görevlisidir. Kendisine Allah’tan rahmet diliyor ve hizmetlerinin Allah katında makbul olmasını temenni ediyorum.

ve Kumbara Sorumlusu Ahmet Yıldız, İnşaat komisyonu Başkanı Yusuf Baloğlu, Gençlik Teşkilatı Bşk. Fatih Meral, Kadınlar Teşkilatı Bşk. Esma Taner, Kadın Gençlik Teşkilatı Bşk. Feyza Baloğlu. Bu toplumun bağrında yetişen ve gönüllü hizmet kadrosu ile cemiyetimizin yarınlara sağlıklı bir şekilde kavuşturulması arzusu ile çalışmalarımızı yürütmekteyiz.

Camii’nin şu anki din görevlisi kimdir? Camimizde şu an Kayseri İslam Enstitüsü mezunu ayrıca İslam Tarihi Yüksek Lisans mezunu resmi din görevlimiz Osman Koç Hoca’mızdır.

Camiinin restore edilmesiyle alakalı proje çalışmalarınız nelerdir? Bizim şu anda başlattığımız çalışma, aslında yeni bir proje olmayıp, 10 yıl öncesine dayanan bir çalışmadır. Binamızın eski oluşu sebebiyle temelinde oluşan yıpranmanın onarımı için, Genel Merkez, Bölgemiz ve cemaatimizle yaptığımız istişareler sonunda, böyle bir projenin başlatılması kararı alındı.

Camii’nin ilk başkanı ve kurucuları kimlerdi? Camimizin ilk cemiyet başkanı Mehmet Kaçmaz ağabeyimizdir. Daha sonra hizmet yarışı durmaksızın devam etmiş ve sırasıyla Mustafa Atabey, Ali Demir, İhsan Baytekin, Bayram Başalan gibi toplumumuzun içinden bu davaya gönül vermiş birçok ağabeyimiz bu hayırlı kervanda emek ve hizmet vermişlerdir. Allah Teâlâ cümlesinden razı olsun ve hizmetlerini kabul eylesin. Camii’nin son başkan ve yönetimi kimlerden oluşmaktadır? 2011 yılından beridir cemaatimizin teveccühleri ve yönetimdeki kardeşlerimin özverili gayretleri ile cemiyet hizmetlerini gönüllü olarak yürütüyoruz. Yönetimin kimlerden oluştuğuna gelince: Başkan Hakkı Özkan, Bşk. Yardımcısı ve Muhasip Pevil Orak, Dış İlişkiler Başkanı ve gönüllüler sorumlusu Numan Talas, Eğitim Bşk. Muammer Metin, Daimi Üyeler Sorumlusu Recep Toker, Ticari İşler sorumlusu Doğan Güler, Sekreter Mustafa Yılmaz, Teşkilatlanma Bşk. Mükremin Küçükyazı, Hac-Umre ve Lokal Sorumlusu Hamdi Özer, Halkla İlişkiler ve stajyerler sorumlusu Osman Kılıç, BasınYayın ve 24 aylık inşaat üye sorumlusu Mustafa Gülmüş, Sosyal Hizmetler Bşk. Sabri Batı, Tanıtma Bşk. Mustafa Yaldır, İrşad Bşk. Osman Koç, İdari İşler Bşk. Fahri Yaman, İnşaat Muhasebe Sorumlusu Ahmet Tekin, İnşaat Proje Sorumlusu Murat Demir, Esnaf

Üç-beş yıllık geçici bir onarım yerine, bu bina önümüzdeki 50-60 yılda gelecek olan nesle daha iyi nasıl hizmet eder diye düşünülerek yola çıkıldı. Hem fiziki yönden güçlendirelim, hem de 7’den 70’e herkesin ihtiyacını karşılayabilecek bir külliye oluşturalım istedik. Tamamlandığında bir cazibe merkezi olarak bölge insanımızın sürekli bulunmak isteyeceği bir projeyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Kadınlar, genç erkekler, genç kızlar, çocuklar ve yetişkinlerimizin, kısacası her yaş ve her cinsin kendini evinde hissedeceği bir yapı oluşturmayı amaçlıyoruz. Maddi anlamda çok büyük bir yatırım yapıyoruz. İleride kullanım sıkıntısı olmaması için her şeyi ince eleyip sık dokuyoruz. Cami bünyesinde çalışma ortamları, ders lokalleri, oyun ve eğitim bölümleri, anasınıfları, kreşler gibi olması gereken her şeyi planladık. Ve bu plan, cemaatimizin görüş ve düşüncelerini bildirmeleri için, projemiz aylarca lokalde asılı kaldı. Plânladığımız gibi yürürse, 2014 mart ayı içerisinde inşaata başlayacağız ve eğer şu anki üye çalışmamız beklediğimiz gibi gelişirse en geç iki yıl içerisinde camimizi hizmete açmış olacağız inşallah. Biz de buradan hareketle projemiz sonuçlanana kadar geçecek olan 2 yıllık süreyi değerlendirelim istedik ve “Camimizin imarın-

da bir tuğlada siz koyun” sloganıyla üyelik çalışması başlattık. Ekonomik sıkıntıyı da göz önünde bulundurarak “Camimize sadece 2 yıl üye olmaları için ve her ay bütçenize, durumunuza göre belli bir aidatı cami hesap numarasına vekalet yoluyla havale edin, bu bizim ve sizin için en güzeli en hayırlısıdır” diyoruz. Rotterdam’ın en güzel yerlerinden biri olan bu külliyede sizin de katkınız olsun. Yapılacak olan camideki her türlü hayırlı işin sevabı bir şekilde sizin hem dünya da hem de ahirette karşınıza çıkacak ve dünya durduğu müddetçe de adınız hep dua ile, hayır ile anılacaktır. Toplu form almak ve bu çalışmanın içerisinde bulunmak isteyenler aşağıdaki numaralardan bizlere ulaşabilirler. Afişimizdeki banka hesap numarasını yardım için kullanabilirler. Yapmış olduğunuz faaliyetler hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Vakfımızca birçok birim faaliyeti yürütmekteyiz ancak kısaca belirtmek gerekirse; birisi idari, diğeri de sosyal içerikli iki türlü hizmet ve faaliyet yürütülmektedir. İdari anlamda yürütülen faaliyetlerimiz ana başlıklar halinde şöyledir: Eğitim aktiviteleri, irşad hizmetleri, sosyal hizmetler, tanıtma hizmetleri, muhasebe hizmetleri, gençlik hizmetleri, kadınlar teşkilatı hizmetleri, kadınlar gençliği hizmetleridir. Sosyal aktiviteler bağlamında ise; yürütülen hizmetleri şöyle zikredebiliriz: Rehberlik hizmetleri, rehberlik kursları, eğitim kursları, aktif vatandaşlık diye özetleyebiliriz. Vakfımız, -hizmeti baş tacı edinen bir anlayışla- yöneticisi, eğitimcisi ve üyeleri ile ülke şartlarına uyumlu, içinde yaşadığı ülkenin mühim bir kurumu olma yolunda, belli bir gaye ile, tutarlı ve bilinçli olarak varlık ortaya koymaya çalışmaktadır. Sadece Türklere yönelik mi faaliyet yapılıyor? Ağırlıklı olarak faaliyetlerimiz Türk kökenli vatandaşlarımıza yönelik olmakla birlikte, genel olarak ihtiyaç ölçüsünde içinde yaşadığımız bölge halkına hizmetler sunmaktayız.

Şu anda çevrede oturan Hollandalılarla ilişkiler nasıl, sizlere bakış açıları nasıl? Bölge sakinleri, kurum, kuruluş ve belediye ile olan münasebetimiz oldukça iyi. Çevremize karşı misafirperverliğimizi en iyi düzeyde sergilemeye çalışıyoruz. Kadın ve Gençlik teşkilatınız ne tür etkinlikler, faaliyetler yapıyorlar? Cemiyetimizde hem Kadınlar, Gençlik ve Kadınlar Gençlik ile birlikte Çocuk Kulübü teşkilatları mevcuttur. Her bir kurum kendi içerisinde oluşturduğu birimlerle, kendi alanında hizmetler yürütmekte ve bölge insanına eğitimde, sosyal aktivitelerde öncülük, yönlendirme ve ev sahipliği yapmaktadırlar. Türk toplumunun öncelikli ve en büyük sorunu nedir ve çözüme dönük ne tür önerileriniz ve uygulamalarınız var? Şu an en çok dikkat çeken sorun küresel krizdir. Bu krizden Hollanda’nın yeterince payını aldığını görüyoruz. Zira alım gücü her geçen gün düşmekte ve halkımız da bundan etkilenmektedir. Bunu bir sorun olarak görüyor ve sorunu Hollanda devletinin çözeceğine inanıyorum. Siyasilerden de gençlerin işsizlik sorununa ivedilikle çözüm bulmalarını ve eğitimde kısıtlamalara gitmemelerini istiyor ve bekliyoruz. Bu kısıtlamaların, gençlerin geleceği acısından iyi sonuç doğuracağına inanmıyorum. Diğer kurum ve kuruluşlarla ilişkileriniz nasıl, olması gerektiğine inanıyor musunuz? Bizler burada cemaatimize hizmet ettiğimiz gibi diğer kurum ve kuruluşlarla da dinî-millî meselelerde ortak hareket etmeye gayret ediyoruz. Amacımız bu noktada gelecekte Hollanda’ya daha faydalı bireyler yetiştirmektir. Diğer kuruluşlarla bu yöndeki ilişkilerimiz gayet sıcak bir atmosferde devam etmektedir. Öncelikle camiamıza ve tüm insanlığa sağlık, huzur temenni ediyor, 2014 yılının huzur ve barış yılı olmasını, savaş, zulüm ve katliamların durduğu bir yıl olmasını diliyorum.


nieuws

26 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Bekir Cebeci

Güncel

Doğruluk ve dürüstlük, fazilettir...

bir şekilde yer aldı. Tebrikler Salih Türker. Doğruluğa ve dürüstlüğe çok güzel bir örnek sundunuz. Böylece de yabancı düşmanlığına ve İslam karşıtlığına da çok güzel bir cevap verdiniz. Çünkü İslam “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol,(11-112)” diyor.

Doğruluk; dürüstlüktür, etiktir, erdemdir, fazilettir ve güvenilir olmaktır.

Doğruluk kılavuzu 2003 tarihinde Güney Hollanda Eyalet Milletvekili seçildiğimde Meclis Başkanımız, herkese “Siyasette Doğruluk Kılavuzu” isimli 60 sayfalık bir kitap gönderdi. Kitabın daha ilk cümlesi şöyle başlıyordu: “Politikacı, vatandaşın güveninin kazanması için uzman ve doğru olmak zorundadır.” Siyasetçi olarak hediye almanız bile kurala bağlanmıştır. 50 avronun üstündeki hediyeleri Meclis Başkanlığına teslim etmelisiniz. Bu demektir ki, siyasette konuların uzmanı olmanın yanında dürüstlük de aranan önemli bir kriterdir. Ben buna üçüncü bir kriter daha eklemek isterim; o da içinde yaşadığın ülkenin dilini ve de İngilizce’yi de çok iyi bilmek. Çünkü siyasetçiler artık dünyanın her yerinde tercümansız iletişim kurabilmelidirler.

Siyasette doğruluk; demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne inanıp bunların gereğini yerine getirmektir. Doğru siyaset, doğru devlet yönetimi ancak dürüst siyasetçilerin, dürüst vatandaşların sayesinde gerçekleşebilir. Öyleyse insanımızın doğru ve dürüst olması çok büyük önem kazanıyor. Geliniz şimdi bu konuda çok özgün bir örneği birlikte okuyalım. Hollanda’da, 6 Aralık 2013 tarihinde doğruluk ve dürüstlüğe güzel bir örnek yaşandı: Salih Türker

Geliniz şimdi bu konuda çok özgün bir örneği birlikte okuyalım... Hollanda’da, 6 Aralık 2013 tarihinde doğruluk ve dürüstlüğe güzel bir örnek yaşandı: Salih Türker isimli bir vatandaşımız, bankadan gidip parasını aldı. Eve geldi. Parayı tekrar saydı. Bir de ne görsün? Banka yanlışlıkla kendisine 20 bin avro fazla ödemiş. Hemen bankaya gidip 20 bin avroyu geri verdi. Bu olay Hollanda basınında çok güzel bir şekilde yer aldı. Tebrikler Salih Türker... isimli bir vatandaşımız, bankadan gidip parasını aldı. Eve geldi. Parayı tekrar saydı. Bir de ne görsün? Banka yanlışlıkla kendisine 20 bin avro fazla ödemiş. Hemen bankaya gidip 20 bin avroyu geri verdi. Bu olay anında Hollanda basınında çok güzel

Hollanda siyasetinde doğruluk Hollanda siyasetinde doğruluk, siyasete güvenin anahtarıdır. Doğruluk kurallarına uymayan siyasetçiler, giderler. Ki, çok gidenler olmuştur. Liberal Demokrat (VVD) Partisi, 23 Mayıs 2013’de doğruluk ve dürüstlük bilincini koruyup geliştirmek ve artırmak için bir “Daimi Doğruluk Komisyonu” kurdu. Sonuç: Yolsuzluk ve rüşvet işlerinde adı geçen milletvekili, bakan, belediye başkanı görevinden hemen ayrılmak durumundadır. VVD lideri ve Başbakan Sayın Rutte: “Liberal VVD partisi olarak doğruluk ve dürüstlük konusunda çok iyi örnek olmak durumundayız,” diyor. Sosyal Demokrat (PvdA) Partisi de bir “Daimi Doğruluk Komisyonu” kurdu. Bu konuda, 9 Aralık 2013 tarihli Hollanda basınından şunları okuyoruz: “Doğruluk ve dürüstlük sosyal demokratların şeref kodudur. Sosyal demokrasiye güveni, inancı, saygıyı artırmak için siyasette doğruluk, dürüstlük, hizmet, açıklık, saygınlık ve katılımcılık temel değerler olarak alınmaktadır.” Hıristiyan Demokrat (CDA) Partisi de 9 Ekim 2009 tarihinde siyasette doğruluğu, güveni, denetimi hesap verilebilirliği programına almıştır.

IGMG Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı

“Biz, Avrupa’da dört başı mamu kuruluşuz” Hollanda İslam Federasyonu, her ay düzenli olarak gerçekleştirdiği Cemiyet Başkanları toplantısını bu kez Schiedan El Furkan İslam Okulu binasında gerçekleştirdi. Aynı gün Şube Sosyal Hizmetler ve Eğitim Başkanları da Schiedam Merkez Camii’nde bir araya geldiler.

H

er iki toplantının da Genel Merkezden davetlileri vardı. Teşkilatlanma Başkanı Süleyman Yılmaz, Bilal Yanık’ın başkanlığında bir araya gelen Şube Sosyal Hizmetler Başkanlarına, Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı ve MYK üyesi Mehmet Ateş Şube Başkanlarına, İsmail Kızılırmak ise Şubeler Eğitim Başkanlarına hitap ettiler. Bölge Sosyal Hizmetler Başkanı Bilal Yanık toplantıyla alakalı şunları dile getirdi: “2014 çalışma sezonunun ilk genişletilmiş Sosyal Hizmetler birim toplantısını gerçekleştiriyoruz. Şubelerimizin ilgili bütün birim başkanları buraya geldiler. Kendilerine hem birimleri ile ilgili hem de hizmet kampanyası çalışmaları ile ilgili bilgilendirmeler yapıldı. Bu hizmet kampanyası çalışmasıyla, 2012 yılından

beri Avrupa’daki eğitim kurumları, yatılı yurtları, hafızlık okulları ve benzeri eğitim müesseselerini desteklemeyi amaçlıyoruz. Bugün bu çalışmanın nasıl yürütüleceğine dair bilgiler verildi, çalışmanın eylem planı anlatıldı.” Güney Hollanda Millî Görüş Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan başkanlara bölgenin çalışmaları hakkında bilgi verdi ve şube başkanlarından şubeleri ile ilgili bilgiler aldı. Başkan, yoğun katılımdan duyduğu memnunluğu dile getirdi ve başkanlara teşekkür etti. Genel Merkez misafiri Mehmet Ateş ise, Millî Görüşün yapısını ele alan bir konuşma gerçekleştirdi. Avrupa’da tüm kurumları mevcut olan ‘dört başı mamur’ tek teşkilatın Millî Görüş Teşkilatları olduğunu söyleyen Ateş, böyle bir teşkilatta hizmet etmemizi nasip ettiği için Allah’a şükredelim, diye

konuştu. Daha önceleri Düsseldorf ve Nürnberg bölgelerinde başkanlık yaptığını belirten Ateş bu tür toplantılarda yaşanan heyecanı çok iyi bildiğini söyledi. Bölgelerin sürekli büyüme kaydettiğini belirten Ateş, bu bağlamda binalarında haliyle dar gelmeye başladığını ve yeni yerlerin alınması icap ettiğini dile getirdi. Bunun belli külfet ve problemler getirdiğini söyleyen Ateş “Ben inanıyorum ki, on yıl sonra bu sorunlar tamamen bitecektir. Çünkü içinde yaşadığı ülkenin dilini ve yasalarını çok iyi bilen yeni nesiller yetişiyor” dedi.

“Irkçılık tehlikesine karşı ortaklaşa tavır alınız!” Toplantının Sürpriz konuşmacısı ise, Berlin’de bir eğitim çalışmasına katılan Ekonomik ve Sosyal Araştırma-

Bu yazıyı hazırlarken Hollanda’da kısa adı BİOS olan İçişleri Bakanlığına bağlı “Doğruluk ve Dürüstlük İdeallerini Koruyup Geliştirmek” isimli bir kurumun olduğunu öğrendim. Bu duruma çok sevindim. Çünkü vatandaş devlet katında kendine doğru ve dürüst bir muamele yapılmadığında bu kurum nezdinde hakkını arayabilecektir. Ne kadar güzel bir durum. Öyle değil mi? Bekir Cebeci Güney-Hollanda Eyalet Eski Milletvekili (Hollanda) Türk Danışma ve Eğitim Vakfı (SİOT) Başkanı E-mail: info@bekircebeci.com


meningen

görüşler 27

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Dostça

Mehmet Ateş:

Murat Kurt

Hangi birlik ve beraberlikten bahsediyoruz? Ancak lafta her şey! Yok efendim neymiş, ‘Hollanda’da Türkler’in birlik olması gerekiyormuş, bir araya gelmeleri gerekiyormuş.’

r tek

Ahlaki konularda bile bir mutabakat sağlayamayan bir topluluk, Allah aşkına nasıl birlik olabilir? Gözler körleşmiş, sanki takım tutarcasına partizanca hareketler çoğalmış. Başkası yaparsa kötü, kendin yaparsın iyi?! O çalsın yanlış olsun, sen çal, vardır bir bildiği olsun. O yapsın zina olsun, bas kasetleri piyasaya, sen zina yap kaset çıkarsa mahremiyetime girdi olsun. Hani adalet, nerede şimdi? Başkasına layık görülmeyen nasıl olur da sana layık oluyor. Hele birde Müslümanlık taslamak var ya. İnsanın imanı zayıf olsa, hak dine inan düşman olmamak elde değil, tövbe haşa!.

lar Merkezi (ESAM) Genel Sekreteri Prof. Dr. Arif Ersoy idi. Hollanda İslam Federasyonu Cemiyet Başkanları toplantısına katılarak bir seminer veren Ersoy, Avrupa’daki çalışmaları hakkında da bilgi verdi ve 40 yıl önce gelip gördüğü insanlarla bir süre sohbet etti. Ersoy, Hollanda’ya geliş nedenini gazetemize şu şekilde açıkladı. “İnsanlarımız yarım yüzyıldır bu ülkelerde yaşamaktalar. Ben ilk defa 1973 yılında gelmiştim. O zaman insanlarımız buranın dilini bilmiyorlardı. Zamanla buranın dilini, yaşamını, kültürünü öğrendiler ve bu ülkeye faydalı olmak için dernekler kurdular. Bu derneklerden birisi Hollanda İslam Federasyonu’dur. Hollanda İslam Fe-

derasyonu Hollanda devletine, milletine faydalı olmak için gece gündüz çalışan bir kuruluştur. Bu kuruluşun bugün burada eğitim programı var. Berlin’e bir program için gelmiştik. Bu eğitim programına da katıldık. Ve bu eğitim programında yöneticilere şunu söyledim: Bu ülkeye artık yerleştiniz burası sizin ülkeniz. ‘Bundan böyle Hollanda’ya daha fazla nasıl faydalı olabiliriz, yardımlaşma ve dayanışma bilincini nasıl geliştiririz, ırkçılık tehlikesine karşı ortaklaşa nasıl tavır alırız?’ bu ve buna benzer konularla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Arkadaşlarımızın geldiği eğitim seviyesi, bilgi düzeyi beni son derece mutlu etti. Ben onlarla bu ülkede, bu

ülkenin vatandaşları olarak, bu ülkede yaşayanlar olarak çalışmalarında, iş yerlerinde başarılar diliyor ve saygılar sunuyorum. Avrupa’da birkaç eğitim programına katılan Arif Ersoy daha sonra Arnavutluk’a gitmek üzere Hollanda’dan ayrıldı. Toplantının son bölümünde Başkan Mehmet Erdoğan yaptığı değerlendirme konuşmasında, yaklaşan yerel seçimlerde siyasilere eşit konumda durmaları yönünde başkanlara tavsiyede bulunurken insanlarımızın sandığa gitmelerini teşvik etmelerini istedi.

Doğuş Haber Merkezi

«

Kazalarda ölenlerin sayısı 500’e düşürülecek Altyapı Bakanı Melanie Schultz, trafik kazalarında ölenlerin sayısının 2020 yılına kadar 500’e düşürülmesi hedefinin arkasında durduğunu bildirdi. Kaza kurbanlarının sayısının 500’ün, yaralananların sayısının da 10 bin 600’ün altında kalması hedefi için geçtiğimiz yıl “karmaşık bir mesele” ifadesini kullanan Bakan Schultz, meclisteki oturumda hedefe ulaşmanın kolay olmayacağını, ancak yine de bu hedefin arkasında durduğunu söyledi. Trafikte güvenliğin arttırılması çalışmalarını belediyeler ve eyaletler ile birlikte yürüteceğini belirten Altyapı Bakanı, belediyelerden bisiklet sürücülerinin güvenliğinin arttırılmasını sağlayacak plan hazırla-

muratgedik@muratgedik.nl

malarını istediğini ifade etti. Hollanda taşımacılık ve lojistik firmaları birliği TLN yetkilileri, özellikle karayollarında büyük sorunların yaşandığına dikkati çektiler. Ölümlü trafik kazalarının yüzde 25’inin bu yollarda meydana geldiği belirtildi. Gidişli-gelişli yollardan bazılarının yeterince geniş olmaması kazaların önemli nedenleri arasında gösterildi. Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk geçtiğimiz yıl Bakan Schultz’dan 2020 yılı hedefini gerçekleştirmek için çalışma yapmasını istemişti.

Daha fikirler medeni bir biçimde tartışılamazken, hangi birlik ve beraberlikten bahsedebileceğiz. Ondan sonra çıkıp ‘nerede Türk lobisi?’ diye bağırıp çağırıyoruz. Yok efendim, STK’lar iş yapmıyor, kapalı kutular, çağa uygun değil. Vallaha ben hepsini kabul ediyorum, gelin tartışalım STK’ları diyorum, kimseden çıt yok. Herkes her şeyi iyi biliyor. Medyamıza zaten dokunulamaz çünkü her şeyi bilir, ancak olumsuz eleştiri yapar. Ama iğneyi kendine batırmayı hiç aklına getirmez, gerek görmez. İlim yuvalarımız mı, onlar zaten siyasete batmış gitmişler, ilmin ‘i’sini göremiyoruz. Âdeta siyasi parti uzantıları gibiler... Lafın kısası şu: “Hollanda’da Türk toplumu arasında tehlike zilleri çalıyor!” Bu da kimsenin umurunda değil, yeter ki kervanı yürüsün, gerisi önemli değil, zihniyeti hâkim. Ankara’da bir siyasi kargaşa oluyor, hop buralar geriliyor; siyasilerin pislikleri ortaya çıkıyor ondan sonra ta buralarda avukatlık yapılıyor. Bir “Gezi olayını” kazasız belasız onca gerilime rağmen atlatmışken şimdi daha da büyük bir gerilim. Türkiye Cumhuriyetini yönetenler bunca yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık olayını yargıya bıraksa, inanın hem kazanır hem bu millet bu kadar gerilmez. Biri çıkıyor “hırsız” diyor, öbürü “yok komplo” diyor. Ya Allah aşkına hırsızlığın komplosu olur mu? Neyse, bak bende daldım bu konuya gidiyorum. Ya bırakalım bu işlere hiç girmeyelim ya da medenice tartışalım. İş şirke kadar gitmekte, kimseden birleştirici bir yaklaşım yok. Allah’ın sıfatları bile insanoğluna yükleniyor, ey cemaati müslimin, biz nereye gidiyoruz? Bakın yakında Hollanda’da yerel seçimler var, Avrupa Parlamentosu seçimi var, elimizden alınan haklar var, biz neyin peşindeyiz Allah aşkına? Tehlike zilleri “Gezi olayları” ile başladı, biraz durmuştu, fakat bir iki aydır sessizce bir gerilim söz konusu. Ankara’da patlak veren son olaylar iyice fitili yaktı artık, bomba patlamak üzere.

Özellikle sanal aleme bir girip bakalım. Bir kaç dakika Face’de gezmek bile gerçekleri göz önüne sermeye yetiyor. Aşağılayıcı sözler, hakaretler, belden aşağı vurmalar almış başını gidiyor. Fakat asıl tehlike Devlet’e bağlı olan kurumların siyasetin içine çekilmesinde yatmakta. Son haftalarda bu açıkça görülmekte ve toplum arasında sessizce tepkiler yayılmakta. Almış olduğum duyumlar maalesef bunları kanıtlamaktadır. Özellikle camilerimiz âdeta siyasi iktidarın avukatlığını yapar hale gelmiş durumda. Bu konuya “dur” denmezse yarın kimse olacak büyük bir kargaşanın önüne geçemez ve makam sahipleri bunun vebalini taşıyamazlar. Her kurumun siyasi bir yaklaşımı olabilir, fakat Devlet kurumlarının asla olamaz. Hele camilerin hiç olamaz. Camiler ibadet yerleridir ve bu asli görevinden uzaklaştırılmamalıdır. Geçenlerde bir camide siyasi katılımın olduğu bir ortamda bir gazeteci saldırıya uğruyor. Yok efendim neymiş, yetkililer bu durumu kınıyorlarmış. Efendiler! Tedbiri alırsanız, kınamalara gerek kalmaz. Herkesin bir siyasi görüşü olabilir, bu bir haktır. Hatta hem Türkiye siyaseti hem de Hollanda siyaseti ile açıktan aktif bir biçimde uğraşabilirsiniz; fakat haddinizi bileceksiniz. 21. asırda halen medeni bir tartışma yapılamıyorsa susacaksınız. Susacaksınız ki sizi adam zannedecekler. Devletin kurumlarına siyaseti sokmayacaksınız, bu hem kuruma hem de milletin Türk Devlet’ine var olan saygısını sarsar. Gerçi dün o Devlet’e küfredenler bugün devletçi oldular ya, o da bir ayrı omurgasızlık. Olan Türk toplumuna oluyor! O kadar birlik ve beraberliğe ihtiyacımız varken, elde olan azı da kaybetmek üzereyiz. Şu son hadiseler göstermektedir ki buralarda görev yapan devlet kurumları kendilerine öncelikle bir çeki düzen vermeliler. Bunun yanında bütün STK’lar ve Türk basını sorumluluklarını yerine getirmelidirler. Bakın yarın buralarda Türkiye için sandıklar kurulacak, dikkat edilmezse çok kötü hadiseler cereyan edebilir. Edebilir ne, edecektir. İşte o zaman da ortalığı karıştıranlar, menfaatleri icabı partizanca hareket edenler bir kenara çekilirler ve bu toplum kendi içinde uğraşır durur. Toplumumuzda mankurt adayı insan çoktur, yarın olabilecekleri siz hesaplayın. Bir başbakanın Hollanda ziyaretini bile eline yüzüne bulaştırabilen toplumdan, ancak olumsuzluk çıkar, benden söylemesi. Birileri usta olacak diye bu millet her zaman çırak kalmayı hak etmiyor. Holiganlık yapılacaksa onun yeri bellidir; ya meydanlardır, ya da stadyumlardır; toplumun müşterek kullandığı yerler, ya da ibadethaneler değildir. Allah sonumuzu hayretsin (amin).


nieuws

28 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

“Avrupa toplumunun bir parçasıyız” Millî Görüş Teşkilatları hizmet içi eğitim çalışması için bir araya geldiler

“Bu gidişatı oylarınızla değiştirin!” Kuzey ve Güney Hollanda Millî Görüş Bölge Teşkilatları, belli bir aradan sonra geleneksel hale getirdikleri bir toplantı ile bir araya geldiler. İki bölgenin yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra, Teşkilat Başkanları ve Teşkilat Muhasiplerinin katıldığı toplantıya IGMG Teşkilatlarından da geniş bir katılım oldu.

K

ısır tartışmalarla öldürülecek zamanımız yoktur Gün boyu süren toplantıda birçok mesele, Genel Merkezden gelen misafirlerle birlikte masaya yatırıldı. Kadınlar ve Kadınlar Gençlik Teşkilatı ise ayrı salonlarda planlanmış olan Şube Birim Toplantılarını icra ettiler. Kuzey Hollanda bölge binasında gerçekleşen toplantı Hüseyin Bündar’ın okuduğu Kur’an-ı Kerîm ile başladı. Üç bölümden oluşan toplantının amaçlarından biri de, şube muhasip ve yöneticilerine bir ders niteliğinde olup, hesapların düzgün yapılmasını, kayıtların doğru alınmasını sağlamaktı. İki bölgenin ortaklaşa yapacağı toplantı öncesi Kuzey Hollanda Bölgesi, kendi çalışma takviminde yer alan Şube Başkanları Toplantısını gerçekleştirdi. Bölge Teşkilatlanma Başkanı Ahmet Duran’ın yaptığı yoklamadan sonra, açılış konuşması için katılımcılara hitap eden Kuzey Hollanda Bölge Başkanı Oktay Dalmaz özetle şunları söyledi: “Değerli başkanlarım, bugün, düne göre daha çok çalışmalıyız ve birlik ve beraberliğimizi korumalıyız. İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatları olarak, camilerimizde günlük siyasi tartışmalardan uzak durulsun istiyoruz. Yapılacak bu tartışmalar cemaatimizin kamplaşmasına sebep olacaktır. Birliğimizi korumak zorundayız, zira; yapacak çok

işimiz var. Millî Görüş’ün bir marka olarak korunması gerektiğine inanıyoruz. Bu birlik ve beraberliğimizin korunması için camilerimizde, gerek Hollanda’nın gerekse Türkiye’nin siyasi partileri ile ilgili hassas davranmamız gerekmektedir. Bu bizim almamız gereken bir tedbirdir. Şubelerimizde birtakım sıkıntıların oluşmasına müsaade etmemeliyiz. Hafızlık ile alakalı önemli bir hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bölgemize bağlı 5 cemiyetimizde hafızlık çalışmamız devam ediyor. Her şubede bu çalışmanın olması güzel bir şey, ancak altyapısı oluşmadan açılacak hafızlık kursunun da akamete uğramasından endişe ediyoruz. Bu da bizim var olan heyecanımızın tükenmesine sebep olur. Ayrıca hafızlık kursu, ayrıcalıklı bir eğitimdir. Herkesin hemen yapabileceği bir eğitim değildir. Bundan dolayıdır ki; kamuoyundaki olumlu imajımızın zedelenmesini istemiyoruz. Netice itibariyle, teşkilatlarımızda ancak şartlar uygun hale geldiğinde hafızlık kursu açmak istiyoruz” ‘Ölmeden önce kendinizi hesaba çekiniz’ buyruluyor… Daha sonra iki bölgenin müşterek toplantısına geçildi. Buradaki selamlama konuşmasında Başkan Oktay Dalmaz özetle şunları söyledi: “Bölge olarak ev sahibi olmaktan şeref duyuyoruz. Değerli başkanlarım, bugün Şube Baş-

NIF Başkanı Mehmet Erdoğan:

“Bildiğiniz gibi 19 Mart tarihinde yerel seçimler olacaktır. Bu seçimler hakkında cemaatimizi ve tabanımızı iyi bilgilendirmeliyiz. İnsanımızın sandık başına gitmesini ve oy kullanmasını teşvik etmeliyiz. Bütün partilere eşit mesafede olmalıyız.”

KHMG Başkanı Oktay Dalmaz:

“Hem içinde yaşadığımız ülkenin hukukuna karşı mali sorumluluklarımızı bilmemiz gerekiyor, hem de bundan daha önemlisi biz dinî bir teşkilatız, her şeyden önce Müslümanız. Hem bu dünyada hem de ahirette hesabımızın net olması bizim temel ilkelerimizdendir. ‘Ölmeden önce kendinizi hesaba çekiniz’ buyruluyor. Muhasebe, teşkilatlarımızın ayakta kalmasını temin eden maddi gücüdür, aynı zamanda da en yumuşak karnıdır. “

kanlarımıza ve Şube Muhasebe Birim Başkanlarımıza, muhasebe konusunda birim eğitimi verilecektir. Bu çok önemli bir çalışmadır. Sunumların çok dikkatli bir şekilde not tutularak dinlenmesini önemle istirham ediyorum. Hem içinde yaşadığımız ülkenin hukukuna karşı mali sorumluluklarımızı bilmemiz gerekiyor, hem de bundan daha önemlisi biz dinî bir teşkilatız, her şeyden önce Müslümanız. Hem bu dünyada hem de ahirette hesabımızın net olması bizim temel ilkelerimizdendir. ‘Ölmeden önce kendinizi hesaba çekiniz’ buyruluyor. Muhasebe, teşkilatlarımızın ayakta kalmasını temin eden maddi gücüdür, aynı zamanda da en yumuşak karnıdır. Çok dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur. Onun için, Şube Başkanlarımızın ve Şube Muhasebe Birim Başkanlarımızın bu konuda gerekli hassasiyeti gösterdiklerine ve göstereceklerine inanıyorum. Ben bir iki temenni ile sözlerimi bitirmek istiyorum: İki bölge olarak bazı ortak çalışmalar yapabileceğimize inanıyorum. Mesela; eğitim alanında bir yüksekokul ve bir kolej çalışması yapabiliriz. Hollanda’nın merkezi sayılabilecek Utrecht’te bu çalışmayı başlatabiliriz. Mülkiyet alımlarında birbirimize destek olabiliriz. Bu durum aynı zamanda, kamuoyunun bizden beklentilerine verilecek en müsbet cevap da olacaktır. Katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.” “Sandık başına gitmeli ve oyumuzu kullanmalıyız” Ardından kürsüye gelen Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan konuşmasında şunlara değindi: “Kıymetli kardeşlerim, Güney Hollanda bölgemiz adına hepinizi selamlıyorum. Sezon başından buyana teşkilat olarak düzenlediğimiz ve çok önem verdiğimiz Ehl-i Sünnet ve aile içi eğitim seminerlerimiz devam etmektedir. Buraya gereken hassasiyeti göstererek katılım sağlamanızı özellikle rica ediyorum. Bildiğiniz gibi 19 Mart tarihinde yerel seçimler olacaktır. Bu seçimler hakkında cemaatimizi ve tabanımızı iyi bilgilendirmeliyiz. İnsanımızın sandık

başına gitmesini ve oy kullanmasını teşvik etmeliyiz. Bütün partilere eşit mesafede olmalıyız. Umre ve Hac kampanyamız devam etmekte, Şubat ve Nisan ayı umreleri için tabanımızı gerektiği şekilde bilgilendirmeliyiz. Şube başkanları olarak gençlerimizi Umreye teşvik etmenizi, maddi ve manevi katkıda bulunmanızı bekliyoruz. ‘Önden Gidenler’ programı çerçevesinde üç paket programı uygulayacağız ve büyüklerimizi bu programlarla anmış olacağız” “Avrupa toplumunun bir parçasıyız” IGMG Başkanı Kemal Ergun ve MYK üyelerinin selam ve dualarını ileterek konuşmasına başlayan Mali İşler Başkanı Hakki Çiftçi ise özetle şunları söyledi: “Müslümanlar olarak en güçlü silahımız duadır. Birbirimize dua edelim. Bugün burada önemli bir toplantı için bir araya geldik. Cemiyetlerimizde verilen hizmetlerimizde lokomotif gücünü üstlenen başkanlarımızla, muhasiplerimizle ve idarecilerimizle bir araya gelmiş bulunmaktayız. İşçi olarak geldiğimiz Avrupa’da bir süre misafir olarak kaldık. Aile birleşimleri ile göçmen toplum konumuna geçtik; üçüncü ve dördüncü nesilden evlatlarımızı da burada yetiştirmekle artık Avrupa’da Müslüman azınlık konumuna geçmiş olduk. Müslümanlar olarak Av-

rupa toplumunun da bir parçası olduk. Azınlık olarak yaşamak, azınlık olarak kültürümüzü, geleneklerimizi, inancımızı akidemizi nesiller boyu aktarabilmiş olmak, geçmişte bizim yaşadığımız ve ihtisas sahibi olduğumuz bir konu değil. Artık farklı bir medeniyetin farklı bir kültürün de etki alanı içerisinde yaşamaya, bu topraklarda varlık mücadelesi vermeye beraberce başlamış olduk. Ancak, yüzyıllar boyu azınlık olarak yaşamış buna rağmen kendi kimlik ve inancını muhafaza etmiş topluluklar da var elbette. Biz ise henüz bu sürecin başında bulunmaktayız. Bu süreci iyi değerlendirmeli, kimlik ve inancımızın muhafazası için ter dökmeliyiz. Acı bedeller ödememek için canla, başla çalışmalıyız.”

Geleceğe dönük çalışmalar… Moladan sonra, Kuzey Hollanda Bölgesi Sekreteri ve Resmi İşler sorumlusu Fatih Demirkan, Genel Merkez Muhasebe birim Başkanı İbrahim Yüksel, Soest Cemiyeti Muhasibi Numan Akyüz, Hasene Başkan yardımcısı Zeki Toprak, Genel Başkan Yardımcısı Ali Bozkurt, Mehmet Yaramış kendi birimleri ile alakalı birer sunum gerçekleştirdiler. 2013’te satın alınan camii ve öğrenci yurtlarının tanıtıldığı bir sinevizyon gösteriminin ardından dilek, temenni ve dua ile toplantı sona erdi Recep Soysal-Adnan Şahin

IGMG Malî İşler Başkanı Hakki Çiftçi:

“Ancak, yüzyıllar boyu azınlık olarak yaşamış buna rağmen kendi kimlik ve inancını muhafaza etmiş topluluklar da var elbette. Biz ise henüz bu sürecin başında bulunmaktayız. Bu süreci iyi değerlendirmeli, kimlik ve inancımızın muhafazası için ter dökmeliyiz. Acı bedeller ödememek için canla, başla çalışmalıyız”.


juridisch

hukuk 29

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Doğuş okuruz

Hollanda Türk Hukukçular Birliği Başkanı Ejder Köse:

“Belediyeler mal varlığınızı araştıramaz!”

Hollanda Türk Hukukçular Birliği (THB) Başkanı avukat Ejder Köse, Hollanda makamlarının bu ülkeden sosyal ödenek alan Türk vatandaşlarının yurt dışındaki mal varlıklarını araştırmada son yıllarda yasal olmayan yollara başvurduğunu belirterek, bu durumun büyük mağduriyetlere yol açtığını söyledi.

H

ollanda Türk Hukukçular Birliği (THB) Başkanı Ejder Köse, Ali Durmuş ve Rasim Küçükünal’ın da katıldığı toplantıda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Köse “Hollandalı makamlar araştırmayı kolaylaştırmak için vatandaşlarımızdan T.C. kimlik numaralarını bile istiyor, oysa bunu isteme hakları olmadığı gibi vatandaşlarımızın da verme zorunluluğu yok” dedi. Kendilerine ulaşan şikâyet sayısında son dönemlerde büyük artış olduğunu belirten Köse, sorunun özellikle birinci nesil Türkleri daha çok mağdur ettiğini anlattı. Köse, Hollanda makamlarının T.C. kimlik numarası vasıtasıyla Türkiye’deki mal varlıklarını kolaylıkla öğrenebildiğini dile getirdi. Bunun yanı sıra aynı makamların Türkçe bilen görevlileri Türkiye’ye göndererek ilgili kuruluşlarda kişilerin mal varlıklarını kolayca öğrenebildiğine de vurgu yapan Köse, “Türkiye’nin bu bilgileri kolayca vermemesi lazım. Bu konuyla ilgili Brüksel’de Başbakan Yardımcısı Sayın Emrullah İşler’le de görüştüm. Türkiye’nin bu konuda bir düzenleme yaparak bilgilerin kolay paylaşımını engelleyeceğine inanıyorum” dedi. Vatandaşları, hukuksuz bir şekilde yapılan araştırmaların durdurulması için hem Hollanda’da hem de Türkiye’de dava açmaya çağıran Köse, bu davalar sonucunda araştırma yapan kişi

ve kurumların cezalandırılabileceğini aktardı. Evlere yapılan ani ziyaretler THB üyesi avukat Rasim Küçükünal da Hollanda Sosyal Sigortalar Kurumu’nun Türkleri “riskli grup” olarak tanımlayarak, araştırmaları daha çok bu kesim üzerinde yoğunlaştırdığını söyledi. Küçükünal Hollandalı memurların Türk vatandaşlarının evlerine ani ziyaretler yaparak kendilerinden TC kimlik numaraları ve nüfus cüzdanlarını istediğini tespit ettiklerine de dikkat çekti. Avukat Küçükünal, şöyle konuştu: “Hollanda Sosyal Sigortalar Kurumu 2012 yılında haksız 12 milyon sosyal ödenek verildiğini tespit etmiş, bunun 9 milyonun Türkler tarafından alındığını iddia ediyor. O yüzden araştırmalarını bu kesim üzerine yoğunlaştırmış. Bu rakamın doğru olup olmadığı bir yana belli bir grubu suçlu gibi gösterip özel araştırmaya tabi tutmak kabul edilemez. Memurlar ne evleri ziyaret edebilir ne de T.C. numarası isteyebilir.” Özel araştırma deniliyor fakat… Büyük belediyelerin birçoğunun mal tespiti konusunda Türk vatandaşlarına yönelik özel araştırmalar başlattığına değinen Ali Durmuş, bu araştırmaların daha çok Hollanda’nın Türkiye’deki Çalışma Ataşelikleri ya da onların görevlendirdiği hukuk büroları

aracılığıyla yapıldığını söyledi. Durmuş “Büyük şehirlerde ise mal varlığı tesbitinde yeni başlatılan bir uygulama: Yurt Dışı Suç Duyurusu. Belediyeler 28 günden fazla yurt dışında kalan, 50 yaşın üzerindeki tüm etnik kökenli vatandaşları taramaya alıyorlar. Bu taramaya göre ayrım yapılmadan bütün yabancı kökenli vatandaşlar hakkında suç duyurusunda bulunuluyor. Örneğin Türk kökenli bir vatandaş, 50 yaş üzerinde ve yılda 28 günden fazla Türkiye’de ikamet ediyorsa, Hollanda’daki belediye Türkiye’ye suç duyurusunda bulunuyor. Söz konusu vatandaşın, mal varlığının olup olmadığının araştırılması isteniyor” derken, Türkiye’de görev yapan memurların, uluslararası anlaşmalara aykırı olması nedeniyle bu tarz taleplere yardımcı olmadıklarını belirtti. Bu araştırmaların genellikle T.C. kimlik numarası üzerinden yürütüldüğüne dikkat çeken Durmuş, buna rağmen yetkililerden alınan bilgiye göre Hollanda’nın Türkiye’deki Çalışma Ataşeliğinin memurları veya onların Türkiye’de görevlendirdiği Hukuk Büroları aracılığı ile, tıpkı bir casus gibi Tapu Kadastro ve diğer devlet ve özel kurumlarda, bankalar dahil, bu kişilere ait araştırma yaptıklarını da vurguladı. Hak ihlali ve sonuç Durmuş sözlerine şöyle devam etti: “Hollanda belediyeleri ve diğer makamlar tarafından yürütülen malvarlığı araştırmaları somut bir suç şüphesine dayanmadığı gibi, aksine sadece etnik kökene bakılarak, tüm uluslararası anlaşmalara aykırı olarak etnik temele dayanan bir ayrımcılık faaliyetidir. Dolayısıyla Hollanda makamları tarafından Türkiye’de ki yetkililer yanlış bilgilendirilip onlardan bilgi talep ediliyor. Hollanda ayağıyla ilgili olarak, avukat ve hukukçularımız farklı mahkemelere başvurarak, eşgüdümlü şekilde hukuk sürecini başlatmışlardır. Hollanda yargısı konuya ciddiyetle eğilmektedir. Bu tür araştırmalar özel hayatın gizliliğini ihlal etmektedir. Bireylerin kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi, TCK’nın ilgili kanunlarınca suçtur.”

Gorinchem’de Can Market önündeyiz...

Gorinchem küçük ama şirin bir şehir. Can Süpermarket, kendi alanında verdiği hizmet ile bu şehrin âdeta yükünü tek başına omuzlarında taşıyor. Kaliteli, bol çeşit ve uygun fiyatlı alışverişin merkezi haline gelen Can Market, Doğuş’un dağıtım noktalarından birini oluşturmakta.

Apeldoorn nere, Rotterdam nere?..

5 yıldır Bölge insanına, düğün, nişan, kına ve gece kıyafetleri pazarlayan Mine Mode, yüzde 50’ye varan indirimlerle ve aşırı zengin ürün yelpazesiyle müşterilerini bekliyor. Gazetemiz okurlarından olan Mine Mode sahibi dostumuzu dağıtım sonrası dükkân önünde böyle görüntüledik. Mine Mode’nın ürünlerini www.minemode.nl adlı siteden görebilirsiniz.

“Seçimler hayırlı olsun”

Gorinchem Belediyesi Meclis Üyesi İlhan Tekir’i, Aksu Eethuis çıkışında Doğuş’la yakaladık. Gorinchem’de 5 yıldır helal ürünlerle halka hizmet veren İlhan Tekir, insanlarımızı sandığa gitmeye ve hakları olan oylarını kullanmalarını istiyor. Bu olumsuz gididşattan şikâyet etmemek için sandığa sesimizin yansıması gerektiğini söylüyor...

Rotterdam Oleander caddesinin pazarı

“Doğuş okumak ayrıcalıktır” diyor, Gülşehir Manavı çalışanımız. Müşterilerinin çantalarına gönül rahatlığı ile Doğuş bıraktığını ifade eden arakdaşımız, bu kültür hizmetinin daha nice 15 yılları görmesi dileğinde bulundu. Hollanda gündemini Doğuş’la takip edildiğini ifade eden kardeşimize bol kazanç ve bereketler diliyoruz.

Doğuş her yerde, her daim okunuyor...

Gorinchem’de bir market önünde yine bir Doğuş okuru objektiflere böyle yakalandı. Doğuş’un dağıtımıyla birebir ilgilenen market sahibi arkadaşımız, bu güzel hizmetin devam etmesi dileğinde bulunuyor. Bizler de kendilerine bizim bu gönüllü hizmetimize gönül verdiklerinden dolayı kazançlarında bol bereketler diliyoruz...


wetenschap

30 bilim

G

ezegenleri niçin araştırıyoruz? Hatta, neden astronomiyle ilgileniyoruz? Tür olarak uzun süre var olmak istiyorsak bir gün Dünya’dan ötelere açılmak zorundayız. Dışarda neler olduğunu, Evren’in doğasını bilmemiz gerekiyor. Bunun için yabancı dünyaları inceliyoruz. Gazetemiz Doğuş’ta yazı dizisi olarak devam eden Evrenin Merkezine Yolculuğun 4. bölümünde Venüs gezegenini mercek altına alıyoruz. Venüs, bizim Güneş Sistemi’ndeki 6. büyük gezegendir. En yakındayken bile Dünya’dan 42 milyon km uzaklıktadır. Bir Venüs yılı 225 Dünya gününe eşittir. Ve eğer Dünya’da 68 kilo iseniz Venüs’te 61 kilo gelirsiniz. Venüs... Antik Romalılar onu gördüğünde o hâkim mevcudiyetiyle büyülenmişlerdi. Gezegene yüce aşk ve güzellik tanrıçalarının adını verdiler. Gökyüzünde öyle güzel bir duruşu var ki bağlantıyı kurmak zor olmasa gerek. Bileşiminin benzerliği, kütleçekimi, yoğunluğu ve büyüklüğü sebebiyle, Venüs’e uzun zamandır gezegenimizin kız kardeşi gözüyle bakıIıyor. Venüs ve Dünya birçok bakımdan neredeyse ikizdir. Boyutları hemen hemen aynıdır. Venüs Dünya’dan biraz daha küçüktür. Dünya, standart büyüklükte bir basketbol topuysa Venüs futbol topudur. Azıcık daha küçük. Venüs Dünya’ya en yakın gezegendir. Uzunca bir zaman gerçekten bir ikiz gezegen olduğu düşünüldü. Bilim insanları çağlar boyunca; bu ikizin Dünya gibi derin okyanuslarla, bereketli yağmur ormanlarıyla kaplı olduğunu ve akıllı yaşamın tutunabileceği bir iklime sahip olabileceğini düşündüler. Uzay çağından önce insanlar, Venüs’ün Dünya’ya çok benziyor olabileceğini düşünüyorlardı. Fakat çelişki o ki, Venüs’e gidip keşif yapmaya başladıktan sonra koşulların orada çok farklı olduğunu gördük. Venüs’ün, Dünya için egzotik bir kızkardeşten ziyade habis bir ikiz olduğu ortaya çıktı. Bunlar, kütlesel bakımdan birbirine benzeyen fakat çok farklı istikamette evrimleşmiş iki gezegen. Bu da, gezegensel evrimi anlama konusunda ilginç bir problem teşkil ediyor. Kontrollü bir deney gibi düşünün bu iki benzer gezegeni alıp 4 milyar yıI kendi hâllerine bırakın. Venüs niçin farklı bir gezegen? Venüs meteorların vahşi saldırılarına uğramış. Bir tanesi öyle güçlüymüş ki bazı bilim insanları, gezegenin dönüş yönünü tersine çevirmiş olabileceğini düşünüyor. Venüs’ün dönüş hızı çok düşüktür. “Ters Dönüş” dediğimiz bir dönüşü vardır. Dolayısıyla diğer tüm gezegenlerin dönüş yönüne kıyasla ters yöne dönüyor. Bu “ters dönüş” yüzünden Güneş, batıdan doğup doğudan batıyor. Ve Venüs’ün günleri uzundur. Bir gün doğumundan diğerine kadar geçen süre yaklaşık 8 Dünya ayıdır. Ancak Venüs’ü bu kadar çekilmez kıIan yörüngesel düzeni ve uzun günleri değildir. Kısmen, tehlikeli iklîmidir. 480º C yüzey sıcaklığıyla Venüs Güneş Sistemi’nin en sıcak gezegenidir. Oraya giden gezginlerin seyahatleri anında biterdi. Her şey birkaç saniye içinde olurdu. Belki de saniyesinde ölürlerdi. Kavrulup giderlerdi. Uzay elbiseniz olmadan Venüs zemininde oturan bir astronotsanız deriniz gevrekleşir ve fırında bir hindi gibi pişersiniz. Bir farkla ki; çok daha hızlı. Bu acımasız ısı dal-

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

gasını, “Sera Etkisi” denen bir süreç yaratıyor. Bu, Dünya’nın iklîmini kontrol altında tutup onu yaşanıIır kılanla aynı süreçtir. Venüs’e daha yakından bakınca, bu ortak özelliğin nasıI hem bir yaşam döngüsü, hem de bir ölüm döngüsü olabildiğini görüyoruz. Bugünlerde Dünyamızın sıcaklığı yükseliyor. Ve bilim insanları bunun ardındaki muhtemel sebebi Venüs’te buldu. Gezegendeki kontrolsüz sera etkisi Küresel ısınma denilen şey, sürekli artmakta olan sera gazlarının bir sonucudur. Bu yüzden sıcaklık yükseldikçe yükseliyor. Venüs’e baktığımızda aynen şöyle denildi “İşte! Burada aynı şey oluyor.” 1990’larda Macellan Uzay Aracı fırlatıIdıktan sonra gezegen gözlemcileri, Dünya’da durumun ne kadar kötüleşebileceğini kestirebilmek için gözlerini Venüs’e diktiler. Uzay araştırmaları bize Dünya ve çevresiyle ilgili çok şey öğretti. Gerçekte bugünlerde herkesin küresel ısınmayla adını andığı “sera etkisi” Venüs’te keşfedildi. Venüs’e dair öğrenilenler Dünya’daki sera etkisinin aslında ne kadar hassas olduğunu gösterdi. Venüs her zaman bu kadar sıcak değildi. Tarihinin ilk dönemlerinde yüzeyinin Dünya’ya daha çok benzediği düşünülüyor. “Kontrolsüz Sera Etkisi” dediğimiz olay yüzünden okyanuslarını kaybetmiş. Yani Venüs, bir gezegende en kötü durum senaryosunun küresel değişikliklere yol açabileceğine bir ör-

ları; bilgisayarlı Genel Çevrim Modeli, kısaca GÇM ile Venüs’teki sera gazlarının miktarına bakarak Dünya’daki sıcaklık artışlarını hesaplamayı başardı. Peki, Venüs’teki sera etkisi tam olarak nasıI işliyor? Gezegeni nasıI bu kadar ısıtıyor? Venüs’teki sera gazları Güneş ısısını tam olarak hapsetmiyor ama bu ısının kaçma hızını büyük ölçüde azaltıyor. Sera etkisi, hangi gezegende olursa olsun yüzey sıcaklığının artması durumudur. Bunun sebebi atmosferdeki gazların bir yandan güneş ışığını içeri alırken diğer yandan ısıyı hapsetmesidir. Venüs’te bizler için ölümcül olan sera gazları Dünya’daki yaşam için vazgeçilmezdir. Sera etkisi olmasaydı ortalama sıcaklık sıfırın çok altında olur okyanuslar tamamen ya da neredeyse tamamen donardı. Yeryüzü’nde yaşamın olup olmayacağı bilinmezdi. Ne kadar sıcak olduğundan söz ediyoruz. Peki neden bu kadar sıcak? Cevap, atmosferinin bileşimiyle ilgili. Atmosferi neredeyse tamamen karbondioksitten oluşuyor. Karbondioksit ya da CO2 Venüs atmosferinin %95’ini oluşturuyor. Böyle yüksek miktardaki gaz, çok daha fazla ısı hapseder. Bu da, güçIü bir sera etkisine ve dolayısıyla yüksek sıcaklığa yol açar. Venüs, işte bu yüzden bu kadar sıcak ve küresel ısınmaya uç bir örnektir. Venüs’te volkanlar CO2 ve diğer gazların doğal kaynağıdır. Yüzeyin altındaki atomal bileşikler, volkanik aktivite sü-

solmuş gazlar serbest kalıp baloncuklar hâlinde dışarı çıkıyor. Venüs’te daha fazla etkin volkan vardır. Bu da, sıcaklığı arttıran daha fazla gaz, demektir. Dolayısıyla tüm o CO2 Venüs atmosferinde birikerek sıcaklığı arttırdıkça arttırıyor. Venüs’ün soğuk cephesi Dünya’nın ikizini korkutucu kıIan yalnızca 480º C’lik sıcaklık değildir. Kavurucu Venüs zemininin 50 km üzerinde 480º C sıcaklığı soğuk cephe gibi bırakan bir kargaşa var. Anlık şokların 28.000º C’ye ulaşabildiği elektriksel düzensizlik. Her kıvıIcım, 100 milyon voltluk elektrik içeriyor. Dünya’da da Venüs’te de elektrik yükü bir kıvıIcım oluşturacak kadar biriktiğinde şimşek çakar. Her yıI Yeryüzü’ne çarpan yıIdırım sayısı ortalama 3.1 milyardır. Venüs’te yere çarpan yıIdırımların sayısı ise sıfırdır. Venüs’teki atmosfer basıncı Dünya’dakinden 90 kat daha büyüktür. Çünkü gazlardan oluşan atmosferi daha ağırdır. Venüs yıIdırımının katı zemine çarpmasını engelleyen ve onu bulutlarda hapseden de budur. O aşırı yoğun havada yıIdırımın geçemeyeceği kadar fazla direnç var. YıIdırımın buluttan buluta boşalarak deşarj olması çok daha kolaydır. Görünümün dışında Venüs’ün bulutlarının Dünya’ya benzer yanı yok gibidir. Hatta, bulutları oluşturan ana bileşenler insan etini yakacak kadar toksiktir. Dünya’dan sabah

sıtıcı bulutlarla örtülü olduğu görüldü. Güneş ışığının %80’i gezegeni örten bulutlardan geri yansıyor. Ancak bulutlarında bile “gezegenimizin ikizi” dediğimiz Venüs, belalı bir tabiat sergiliyor. Venüs bulutlarının sülfürik asitten oluştuğunu biliyoruz. Yani akü asidinden. Sülfürik asit, yüzeydeki volkanlardan çıkan sülfür dioksitten geliyor. Tıpkı sera gazı kuzeni karbondioksit ya da CO2 gibi sülfür dioksit de gaz basıncı ile volkanik bacalardan yüzeye itiliyor. Gezegenin yüzey şekli Yerbilimciler, Venüs’teki volkan sayısının Dünya’daki 1.500 civarından çok daha fazla olduğunu düşünüyor. Bazı tahminler, Venüs yüzeyindeki volkanik etkinliğin 100 bin ilâ 1 milyon civarı olabileceğini öngörüyor. Bu kadar çok volkan, Venüs yüzeyinin %70’inin volkanik kayadan oluşmasına yol açmış. Tıpkı Kilauea topolojisinin büyük kısmını oluşturduğu gibi. Lav soğuyup sert kayaya dönüştüğünde zemin katılaşıyor. Dünya’daki kayalar, diğer gezegenlerdeki kayaları anlayabilmek için sahip olduğumuz en iyi örnek. Venüs düzlüklerine en çok benzeyen bazaltik kayaçlardır. Bazalt, Venüs ve İç Güneş Sistemi’nin genelindeki en yaygın volkanik kaya türüdür. Donan mineraller, cam ve küçük kristallere dönüşüyor. Lavın bir volkandan akarkenki görüntüsünden bütünüyle farklı. Lav, etkin biçimde yüzeyde akarken akkor hâIdedir ve sıklıkla kırmızı görünür. Üst yüzeyi ça-

Venüs yüzeyinde çekilmiş ilk orjinal fotoğraf

İnsanoğlu, dünya’dan 42 milyon km uzaklıktaki Venüs yüzeyini, ilk kez Sovyetler Birliği’nin Venera 9 adlı uzay aracı sayesinde gördü. Atmosfer basıncı o kadar yoğundu ki, ilk 3 Sovyet uzay aracını ezmişti. Ruslar yüzeydeki sıcaklığın 500 dereceye yakın olduğunu bu şekilde öğrenmiş oldular. 1975’te, yeniden denediler ve uzay araçlarını kamerayla donattılar. Yüzeyin bir fotoğrafını çekip göndermeye yetecek kadar uzun dayanabileceğini umuyorlardı. İnişten saniyeler sonra, sinyaller Venera 9’un sistemlerinin sağlam olduğunu gösteriyordu. Yüzeydeki sıcaklığın bir fırının sıcaklığından daha fazla olduğunu tarihi bu fotoğrafla kanıtlamış oldular. nektir. Tehlikede olmak için Dünya’yı Venüsleştirmeye gerek yok. O tarafa biraz meyillenmek yeterli olur. Ve şu anda o yöne meyillenmiş durumdayız. Ancak Venüs’ü incelemenin gerçek değeri iklim modellerimizi sınamamıza elverişli olmasından geliyor. Bilim insan-

resince yanıp CO2 oluşturuyor. Eriyik kaya ya da magmanın sıcaklığından kaynaklanan basınç gazı doğuruyor. Yüzeye doğru yükselip magma bileşiğinin bulunduğu haznede zirveye ulaşıyor. Magmaya gelince basınç azalıyor. Bu etkiyle, yüksek basınç altında hap-

ve akşamları Venüs’ü bir yıIdız gibi parıIdarken görebilirsiniz. Kesinlikle diğer cisimlerden farklı. Gökyüzünde çok parlak olmasının sebebi yalnızca bize en yakın gezegen olması değil aynı zamanda en yansıtıcı gezegen olmasıdır. Venüs’ün tamamen bu parlak ve yan-

bucak parlak gümüş rengine dönüşür ve birkaç hafta gibi bir sürede lav gibi siyahlaşır. 8 km’lik yüksekliğiyle Maat Mons Venüs’teki en büyük volkandır. Venüs’teki yüzey katmanlarına baktığınızda, muhtemelen bazalt bileşimli ve hepsi de nispeten siyah olan üstüste


wetenschap

bilim 31

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Evrenin merkezine yolculuk (4) - Venüs geçmiş volkanik kayaç katmanları görürsünüz. Muhtemelen rengi kırmızıya çalan oksitleşmiş demirden dolayı bir miktar renk de görürsünüz. Bazaltik lav akıntıları genellikle elinizi kesecek kadar camsı olur. Çok keskin olabilmektedirler. Sertleşince cama dönüşme eğilimindedirler. Ve Venüs’te gökyüzü Venüs’ün yoğun bulut örtüsü dik güneş ışınlarının büyük kısmını dağıtır. Gündüzleri Venüs yüzeyi, Dünya’dan çok daha karanlık olur. Ayrıca, ışık öylesine etkin biçimde dağıImıştır ki gölgenizi kaybedersiniz. Yüzeydeki her şey eşit miktarda aydınlatıIdığı için ve atmosferin bileşimi sebebiyle baktığınız her şeyde turuncu ton hakimdir. Venüs’ün göklerinde, kanyonların yanısıra sarp sıradağlar da yükselir. Gezegen’deki en yüksek nokta Maxwell Montes’tır. Maxwell yaklaşık 10.600 m yüksekliğe sahiptir. Bu da onu Everest’ten ya da Dünya’daki herhangi bir dağdan hatırı sayıIır biçimde üstün kıIıyor. Everest’in yüksekliği yaklaşık 8.500 m’dir. Yani bu net biçimde Dünya’daki her şeyden daha büyüktür. Venüs topolojisi Colorado Nehri’nin 250 milyon yıIı aşkın bir süre aşındırdığı muazzam bir yarık. Colorado Plâtosu milyonlarca yıI önce yükseldiğinde suya, kayaları kanyon boyunca aşındıracak enerjiyi vermiş oldu. Venüs’teki engin kanyonlar da erozyonla oluşmuş olabilir. Ama bir nehrin marifetiyle değil. Volkanik sistemler, akışmazken olmasa da çok

geçemez. Antik Romalılar, volkanlardan asit bulutlarından yıIdırımlardan toksik havadan ve şu kavurucu sıcaktan haberdar olsalardı, gezegenimizin habis ikizine muhtemelen güzellik ve aşk tanrıçaları dışında bir şeyin ismini verirlerdi. Burada bir ironi olduğu bir gerçek. Çünkü Yunanlılar ve Romalılar Venüs’teki koşullardan haberdar değildi. Venüs’ü ilk Ruslar keşfetti Sovyetler Birliği Venüs’e gitmek üzere gezegenler arası robotik bir uzay aracı taşıyan uzay roketini fırlattı. Amerikalılar tüm çabalarını Mars üzerine yoğunlaştırırken Ruslar Venüs’e yöneldiler. Ama Venüs kolay bir hedef değildi. Yüzeyi kalın bir bulut örtüsü tarafından saklanıyordu ve bu dingin dış yüzeyin altındaki koşullar cehennem gibiydi. Atmosfer basıncı şimdiden 3 Sovyet uzay aracını ezmişti. Ruslar yüzeydeki sıcaklığın 500 dereceye yakın olduğunu bu şekilde öğrenmiş oldular. 1975’te, yeniden denediler ve uzay araçlarını kamerayla donattılar. Yüzeyin bir fotoğrafını çekip göndermeye yetecek kadar uzun dayanabileceğini umuyorlardı. İnişten saniyeler sonra, sinyaller Venera 9’un sistemlerinin sağlam olduğunu gösteriyordu. Yüzeydeki sıcaklık bir fırının sıcaklığından daha fazlaydı. Araç resimleri gönderene kadar dayanabilecek miydi? Kamera bazı kayaların bulanık görüntülerini çekmişti. Bu Venüs’ün yüzeyine ait ilk görüntüydü. Ama bu sadece boşuna umutlandıran bir anlık bakıştı. Sonraki araçlarıyla, Ruslar daha fazlasını bulmayı umut ettiler. İnişte tüm sistemler tamam sinyali verdi ama yüzeye ait hiçbir görüntü yoktu. Ama Venera batmamıştı. Yüzeydeki yoğun sıcaklık kameranın mercek kapağını eritmişti. 3 yıI sonra, başka bir çift araç Venüs’e gitti. Bu sefer yerdeki lavla dolu bir parçanın çok güzel resimlerini çektiler. Ama araç Venüslü bir taş parçası örneği almaya çalıştığında o mercek kapağı onları yakaladı. Venera 13 ve Venera 14’ün yüzeyin mekanik ve elektriksel özelliklerini ölçmek için özel aletleri vardı. Bir kol yüzeye bu aleti koyup ölçüm yapıyordu. Ve Venera 13 bunu kusursuz bir şekilde yaptı ama kapağı yakaladı. Araçlar gezegenin yüzeyinde en fazla 1-2 saat dayanabiliyorlardı. Gelen ilk resimler Venüs’ün Dünya’yla pek çok benzerliği olduğunu gösterdi. Büyük sıradağlar vardı bazıları neredeyse Himalayalarla aynıydı. Dünya’da gördüklerimize benzeyen uzun faylar vardı. Volkanlar, bir sürü volkan, kimisi Dünya’dakilerden çok daha büyük, kimisi küçük volkanlar vardı. Ama sonra yabancı bir manzara ortaya çıktı. Büyük dairesel şekiller vardı. Büyük derken yaklaşık 250-300 kilometre genişliğinde.

akışkan olduğunda erozyona sebep olabilir. Madde suyun yaptığına benzer şekilde aşınabilir. Büyük Kanyon, Colorado nehir sisteminin yalnızca bir parçasıdır. Colorado nehir sistemine bir bütün hâlinde baktığınızda dahi, Venüs’teki en uzun kanalın yanından

Sırtlar tarafından çevrilmişlerdi, yüksektiler, dağ gibiydiler ve yüzeylerinin her yerinde volkanlar varmış gibi duruyordu. “Bunlar nedir? NasıI oluşmuş olabilirler?” İnsan oğlu böyle bir şeyi daha once hiç görmemişti. 3 boyutlu görüntüler, her çatlaktan lav püskürten devasa kabarcıkları ortaya çıkardı. Ve Venüs’ün yüzeyi kanallarla kesilmiş gibi görünüyordu. Gezegenin yüzeyinde ilerleyen uzun nehirlere benziyorlardı ama Venüs’teki yüksek sıcaklık nedeniyle, bu kanalları suyun oluşturmasına imkan yoktu. O kanallar lavlar tarafından oluşturulmuş olmalıydı.

Gözlemelere benzeyen başka volkanik cisimler de vardı. Çok dik kenarları ve dümdüz tepeleri vardı. Ve aynen birisi yüzeyin üstüne bir avuç gözleme atmış gibi görünüyordu. Ezilmiş böceklere, kenelere benzeyen başka tür volkanlar vardı. Nereye baksanız bir volkanik kütle görüyordunuz, tamamen küçük bir volkan, garip bir kanal. Volkanizm her yerde hakimdi ve bu insanın hiç hazır olmadığı bir durumdu. Parlaklık Bir alt gezegen olması nedeniyle Venüs’ün yeryüzünden izlenebilir parlaklığı iki değişkenin ilişkisi ile belirlenir: Evre - Görünür çap (dolaylı olarak Yer’e uzaklık) Venüs Yer’e en yakın konumda iken dünyaya dönük yüzünün tümüyle karanlıkta kalması, aydınlanan yüzünün tamamının görülebildiği ‘dolun’ evresinde ise, en uzak dolayısıyla en küçük görünür boyutta olması nedeniyle yeterince parlak değildir. Gezegenin gözlemciye en fazla ışık gönderebildiği konumu, görünür aydınlık yüzeyin en fazla olduğu % 30 aydınlık (hilal ile yarım evre arası) evresidir. Gözlem koşulları Venüs, Güneş çevresinde yaklaşık 224 gün süren dolanma süresine karşın yörüngesinin Yer yörüngesine yakınlığı nedeniyle 584 gün gibi uzun bir kavuşum dönemine sahiptir, gökyüzündeki görünür hareketini tamamlaması bir buçuk yılı geçer. Bir alt gezegen olması nedeniyle ile her zaman Güneş’e yakın konumdadır ve gözlenmesi için en uygun saatler sabah gün doğumundan önce ya da akşam gün batımından sonradır. ‘Sabah yıldızı’ ve ‘akşam yıldızı’ adları bu nedenle verilmiştir. -4,4 kadir derecesine varabilen parlaklığı ile en parlak yıldızlardan ve diğer tüm gezegenlerden çok daha ışıklıdır ve Güneş ve Ay’dan sonra gökyüzünün en parlak cismidir. Bu nedenle güneş ışınlarının Venüs’ün görülmesine izin vermediği alt ve üst kavuşum dönemleri dışında yılın büyük bir kısmında rahatlıkla izlenir. Venüs’ün Güneş geçişleri Venüs yaklaşık 20 ayda bir alt kavuşum konumundan geçtiği halde, yörüngesinin tutulum düzlemine 3,39 derecelik bir açı yapması nedeniyle güneş diskinin önünden geçişi nadiren gerçekleşir. Venüs yörüngesinin tutulum düzlemini kestiği noktalar, yani yörüngenin çıkış ve iniş düğümleri ile Güneş ve Yer’in düz bir çizgi üzerinde yer almasını gerektiren bu durum yaklaşık her yüzyılda 2 kez, 8 yıl aralıklı çiftler şeklinde gözlenir. (1761-1769, 1874-1882, 2004-2012, 2117-2125 gibi). Tüm geçişler, düğümlerin Yer yörüngesindeki izdüşümlerine denk gelen Haziran ve Aralık ayları içinde olur. Daha yakından incelendiğinde geçişlerin düzenlerinin 243 yıllık bir döngü içerisinde yinelendiği dikkati çeker. İçinde bulunduğumuz binyılda, bu döngü 113,5-8-121,5-8 yıllık aralıklar şeklinde tekrarlanmaktadır. Venüs’ün geçişi, Güneş diski üzerinde küçük bir siyah beneğin ilerlemesi şeklinde izlenir ve en fazla 7 saat kadar sürer. Venüs, Dünyaya yörüngesi itibariyle ortalama mesafe olarak en yakın gezegendir. Yer’den gözlendiğinde en parlak gezegendir. Yüzey sıcaklığı en yüksek gezegendir. Yer benzeri gezegenler arasında en yoğun atmosfere sahip olanıdır. En çok uzay aracı gönderilen ve üzerinde en çok sayıda insan yapımı

Venüs, Güneş Sistemimizin 6. büyük gezegenidir. En yakındayken bile Dünya’dan 42 milyon km uzaklıktadır.

Kavurucu Venüs zemininin 50 km üzerinde 480º C sıcaklığın aksine yukarda soğuk bir cephe var.

Yüzeyi 480º C sıcak olan Venüs’e indirilmesi başarılan Sovyetler Birliği’nin Venera 9 adlı uzay aracı

Venüs Dünya’dan biraz daha küçüktür. Dünya, bir basketbol topuysa Venüs futbol topudur.

Gezegen’deki en yüksek nokta Maxwell Montes’tır. Maxwell yaklaşık 10.600 m yüksekliğe sahiptir.

Venüs’ yüzey olarak %70’i volkanik kayadan oluşuyor. Tıpkı Havaii’deki Kilauea yanardağı topolojisi gibi.

Venüs’te Güneş, batıdan doğup doğudan batıyor. Bir gün doğumu ile batışı 8 Dünya ayı ile eşittir.

Bazı tahminler, Venüs yüzeyindeki volkanik etkinliğin 100 bin ilâ 1 milyon civarı olabileceğini öngörüyor.

araç bulunan gezegendir ve ekseni etrafında ters döner. Merkür’e oranla çok daha yüksek uzanımlara (en uygun koşullarda 48°) çıkabildiği için gün içinde izlenebildiği süre de daha uzundur ve uygun dönemlerde akşam gün battıktan sonra veya sabah gün doğmadan önce 4 saat kadar ufkun üzerinde kalabilir. En parlak dönemlerinde güneş ufkun üzerinde iken bile görülmesi mümkündür, hatta alışkın gözler gün ortası saatlerinde dahi Venüs’ü yakalayabilir. Aysız gecelerde, kent ışıklarından yeterince uzaklaşılabilirse, insan gözünün Venüs ışığının çevreye verdiği aydınlığı hissedebildiği ve yarattığı gölgelerin farkedilebildiği de söylenir. Tam güneş tutulmaları çok kısa süre için de olsa, Venüs’ün güneşe çok yakın konumda olduğu kavuşum dönemleri civarında bile gezegenin gün ortasında çıplak gözle izlenebilmesine olanak sağlar. 1999 tam güneş tutulması sırasında bu durum gerçekleşmiştir. Evreler Bir dürbün ile izlendiğinde Venüs’ün Ay gibi evreleri olduğu görülür. Gezegenin Güneş’in arkasında ve yeryüzüne en uzak durumda olduğu üst kavuşum anında, görünen yüzeyinin tümü aydınlandığından ışıklı bir daire şeklinde ‘dolun’ evresi söz konusudur. Bu aynı zamanda uzaklık nedeniyle Venüs’ün görünür çapının en az olduğu dönemdir. En yüksek uzanım anında gezegen bir yarım daire şeklinde görülür. Güneş ile Yer arasında kaldığı dönemlerde ise karanlık yüzünü göstererek bir ‘hilal’ şekli alır. Hilalin en ince

olduğu dönemler gezegenin dünyaya en yakın olduğu ve görünür çapının en büyük olduğu dönemlerdir, ancak bu esnada güneş ışınları gezegenin görülmesini engeller. Venüs atmosferi Gündüz-gece çizgisi üzerinde kalan Venüs atmosferinin güneş ışınları ile aydınlanması, gezegenin evresinin beklenenden daha büyük olarak algılanmasına neden olur. Venüs’ün herhangi bir dönemde Güneş’le yaptığı açıya dayanarak hesaplanan evre ile gözlenen evresi arasındaki bu ‘faz kayması’ bazen 3 günü bulur ve Schröter etkisi olarak adlandırılır. Venüs’ün karanlık yüzünün yeryüzüne dönük olduğu alt kavuşum anında, arkadan aydınlanan atmosferin, ortası karanlık bir halka şeklinde görülebildiği saptanmıştır. Yine alt kavuşum anına yakın günlerde gezegenin karanlık yüzünde çok hafif bir aydınlanma hissedilebilir. ‘Küllenmiş ışık’ adı verilen bu olay, 1640’lardan bu yana bilinmektedir. Bugüne dek çok değişik açıklamalar getirilmiş olmasına rağmen nedeni bilinmeyen bu atmosfer aydınlanmasının, elektriksel etkinliklerle veya kutup ışıklarına benzer bir mekanizma ile ortaya çıkabileceği öne sürülmüştür. Venüs atmosferi gaz küreler gibi diferansiyel dönme (Kutup ve Eşlek-ekvator- bölgelerinin farklı hızlarda dönmesi) gösterir. Venüs’ün atmosferinde sürekli olarak devam eden asit yağmurları yağmaktadır’.


nieuws

32 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Yeni mağazamızda çok özel fiyatlar

Güncel

Hasene’nin, 2010’dan bu güne kadar çeşitli

Su kuyusu ba yükselen dua Hollanda Hasene Yardım Derneği Başkanı Mehmet Yaramış, daha önce açılmış ancak bir şekilde çalışmaz duruma gelmiş kuyuların bakım, onarım ve denetimi için Benin’e gitti. Yaklaşık on gün Benin’in Kotonou kentinde iki kişilik ekiple çalışmalarını yaparak dönen Yaramış’tan, sizler adına izlenimlerini aldık.

B

enin izlenimleri: “Hasene Yardım Derneğimiz, Genel Merkezin kurban çalışmalarından sonra su kuyularına yönelik yoğun bir çalışma içine girdi. Hasene’nin, 2010’dan bu güne kadar çeşitli ülkelerde 1000’e yakın su kuyusu çalışması oldu. Benin’de ise toplam 10 kuyu çalışması yapılmış. Bu kuyuların zaman zaman bakım, onarım ve denetimleri ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Son olarak 2013’de yapılan denetleme raporunda, Benin’deki bu kuyulardan bazılarının çeşitli nedenlerden dolayı kullanılamadığı tespit edilmiş. Bu çerçevede ben ve Fransa’dan Sedat Aydoğan kardeşim oraya gidip bu kuyuların tekrar çalışmasını sağlamak üzere görevlendirildik. Hem onları tekrar çalışır hale getirdik

499,-

299,-

hem de bize verilen akika ve adak kurbanlarını vardı onları orada kesip ihtiyaç sahiplerine dağıttık. Ayrıca genel merkezimizin verdiği bir miktar nakdi yardımı da, bilhassa yetimlere eğitim veren resmi bir ilkokula teslim ettik”. Fotoğrafların diliyle Benin… “Benin; Nijerya, Nijer, Burkina Faso ve Togo’nun arasında yer alan ve Kuzey Atlas Okyanusu kıyısı olan bir ülke. Yüzölçümü, Hollanda’nın üç katı kadar. Başkenti Porto Novo olan ülkenin en büyük ticaret kenti Kotonou. Ülke nüfusun yüzde 27’sini ve Katolikler yüzde 24’nü Müslümanlar geriye kalan kısmını da çeşitli etnik kökenlere ait küçük dini guruplar teşkil ediyor. Halk genellikle İslam

ve Hristiyan geleneklerine göre yaşamakta. Kotonou’da 48 büyük cami bulunmakta. Uluslararası İslam Merkezi’nin Camii’nde, Cuma günleri 50 bin kişi aynı anda namaz kılmakta.

Su kuyuları en merkezi noktalarda açılıyor Ekvatora yakın sıcak bir ülke olan Benin’de, kuraklıktan dolayı büyük bir fakirlik hüküm sürmekte. Su kuyuları hayati önem taşımakta ve çok stratejik olarak, olabildiğince çok insanın istifade edebileceği noktalarda açılmaktadır. Zira Benin’de suya ulaşmak demek 10 ila 20 kilometre mesafe kat etmek demektir. Esasen çeşitli noktalarda başka kurum ve kuruluşlar tarafından da zaman zaman su kuyularının açılmış olduğunu öğrendik.

1099,-

849,-

Avukatlar dul ve yetimlerin haklarını savundular Türk avukatlar Ejder Köse, Ali Durmuş, Tuğba Harmankaya ve Pınar Çelikkal, Danıştay’daki davada dul ve yetimlerin haklarını savundular

AFRA TAPIJT & MEUBELHUIS

Zwart Janstraat 79 81, 3035 AM Rotterdam Tel.: (010) - 285 74 64

Gorinchem Interieurhuis

Westwagenstraat 82, 4201 HJ Gorinchem Tel.: 010-2857464

Avukatlar, Hollanda’nın Türkiye’de ikamet eden hak sahiplerine ödediği Geride Kalanlar Ödeneği’nde (Anw) yaptığı yüzde 40 oranındaki kesinti nedeniyle açtıkları davayı kazanmışlar, ancak Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Lodewijk Asscher Amsterdam Mahkemesi’nin 22 Ağustos 2013 tarihli kararına itiraz etmişti. 11 kişi adına açılan davada Amsterdam Mahkemesi, dul ve yetim maaşlarında yüzde 40 oranında kesinti yapılmasının AB-Türkiye Ortaklık Konseyi’nin sosyal güvenlik ile ilgili

3/80 sayılı kararının 6.maddesine aykırı olduğunu belirtmişti. Mahkeme, Türk vatandaşlarının sosyal güvenlikte AB vatandaşları ile eşit haklara sahip olduklarını ifade etmişti. Geride kalanlar ödeneği adı altında yapılan ödeme, Hollanda hükümeti tarafından alınan karar çerçevesinde Türkiye’de yaşam standartlarının daha düşük olduğu gerekçesiyle 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yüzde 40 oranında düşürülmüştü. Başlatılan duruşmada avukatlar Ejder Köse, Ali Durmuş, Tuğba Harmanka-

ya ve Pınar Çelikkal, savunmalarını koordineli bir şekilde yaptılar ve Türkiye’ye gönderilen Geride Kalanlar Ödeneği’nde (Anw) yapılan kesintinin AB-Türkiye Ortaklık Hukuku’na aykırı olduğunu yinelediler. Danıştay kararını 6 hafta sonra açıklayacak. Avukatlar duruşma sonrası yaptıkları açıklamada, “Bu davayı yüzde 89 tekrar kazanırız. Davanın Avrupa Birliği Adalet Divanı’na sevk edilmesi ihtimali yüzde 10. Danıştay’dan yüzde 1 olumsuz karar çıkar” dediler.


het leven

yaşam 33

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Kısa haberler

ülkelerde 1000’e yakın su kuyusu çalışması oldu.

aşında alar

Ancak bölge insanları kuyuların bölgenin coğrafi yapısına uygun olarak açılmadığından bir müddet sonra kullanılamaz duruma düştüğünü söylüyorlar. Hasene’nin açtığı kuyular, bu olumsuzluklar göz önüne bulundurularak daha kalıcı olması için en uygun şekilde tasarlanmış. İç duvarları taşlarla örülerek olası bir deprem, toprak kayması veyahut aşırı yağıştan çabuk etkilenmemeleri sağlanmış. Etkilenseler bile en azından bu kuyuların her zaman yerleri belli olacağından yeniden açılması ve tamir edilmesinin daha kolay olacağı hesaba katılmış. Kuyuların bir kısmı jeneratör ile bir kısmı ise elle çalışıyor. Kuyularımız genellikle cami avlularında açılmış olup çevrede bulunan Hristiyan veya başka dinlere mensup insanların da

Seçmenin seçimlere ilgisi yok Hollanda’da 19 Mart tarihinde yapılacak olan belediye meclisi seçimlerine katılımın yüzde 50’nin altında olabileceği belirtiliyor. Maurice de Hond’un araştırmasına göre katılım, 4 yıl önceki seçimlerden daha düşük olacak. 2006 seçimlerinde yüzde 59 olan oran, 2010’da yüzde 54’e düşmüştü. Maurice de Hond, katılımın bu kez yüzde 50’nin de altında kalabileceğini kaydetti. Koalisyon ortakları Liberaller (VVD) ve Sosyal Demokratlar (PvdA) ile muhalefetteki Hıristiyan Demokratların (CDA) oy potansiyellerinin 4 yıl öncesine göre daha düşük olacağı tahmin ediliyor. Bu partilerin oy oranları yüzde 15 civarında kalmıştı. Yerel partiler ise oyların yüzde 24’ünü almışlardı. Maurice de Hond tarafından yapılan anketin sonuçlarına göre bu partilerin oy oranı yüzde 12 civarında kalacak ve yerel partilerin oy oranı yüzde 25’in üzerinde olacak.

Seçimlere tehditler nedeniyle katılamayacak

gelip buralardan su alabilmeleri sağlanmıştır. Pek çok özel ve devlet eliyle yapılmış kuyulardan insanlar ancak para karşılığı su alabilmekteler. Hasene’nin açtığı kuyulardan, insanlar kesinlikle hiçbir ücret talep ödemeden su almaktalar. Kuyulardan daha çok kadınlar istifade etmekteler. Anaerkil bir ülke olan Benin’de kadınlar erkekleri yönetmekteler. Su kuyularını tekrar açtıkları yerlerde, yöresel, folklorik etkinliklerle karşıladık. Bilhassa kadınların ve çocukların attıkları se-

vinç çığlıkları görülmeye değerdi. Çok duygulu ve anlamlı olduğunu bir karşılamaydı. Elbette en önemlisi onların bu kuyuları açtıranlara yaptıkları gönül dolusu dualardır. Bunu her fırsat-

ta yapıyorlar. Sanırım böylece bizim içinde maksat hâsıl olmuş oluyor” Adnan Şahin Rotterdam

«

Gençler diplomanın önemini anlamaya başladılar Artan işsizlik, gençlerin diplomanın önemini daha iyi anlamalarını sağladı. Okulu iş pazarına girebilmede yeterlilik belgesi olarak kabul edilen bir diploma almadan terk eden genç sayısı azaldı. Hollanda Eğitim Bakanlığı’nın henüz kesin olmayan rakamlarına göre 2013 yılında 8 bin 300 kişilik azalma ile 27 bin 950’ye düştü. Düşüşte belediye ve okullar ile diğer ilgililer arasında daha iyi koordinasyon sağlanması önemli rol oynadı. Ayrıca, kayıt sisteminin iyileştirilmesi ve bazı gençlerin listede haksız yere yer almalarının önlenmesi de rakamların daha sağlıklı olmasını sağladı. Eğitim Bakanı Jet Bussemaker, okulu diplomasız terk eden öğrenci sayısında kaydedilen düşüşten memnuniyet duyduğunu açıkladı.

Bakan Bussemaker, “Bu güzel sonuca, okullar ve belediyelerin çabaları ile ulaşıldı. Elbette hiçbir öğrenci okuldan diplomasız ayrılmamalı. Bugün elde ettiğimiz bu sonuç, okullar ve belediyeler arasında sıkı bir işbirliğinin son derece olumlu olabildiğini gösteriyor” dedi. 2001-2002 eğitim döneminde okulu diploma almadan terk eden genç sayısı 71 bin idi. Alınan önlemler sayısının 2013 yılında 27 bin 950’ye düşmesini sağladı. Araştırmalar, diplomasız gençlerin daha çabuk suça yöneldiklerini, daha sık

işsiz kaldıklarını ve hastalandıklarını ortaya koyuyor. Gençlerin en azından bir mbo-2 (meslek lisesi 2.düzey) diplomasına sahip olmaları hedefleniyor. Gençlerin hedefi “mutlu bir aile” Hollanda’daki gençler “mutlu bir aileyi”, kariyer ve paradan daha önemli buluyorlar. Yapılan araştırmada geleceğe yönelik hedefleri sorulan gençlerin hemen, hemen yarısı, “mutlu bir aile” yanıtını verdi. Araştırma 12-29 yaş grubundan 618 kişi arasında yapıldı. Gençler, mutlu bir ailenin yanı

sıra hoşlanacakları bir işte çalışmayı da önemli bulduklarını belirttiler. Gençlerin ancak yüzde 22’si tercihini kariyerden yana kullandı. Yüzde 12’lik grup zenginliği önemli bulurken, yüzde 3 de şöhret olmak istediğini ifade etti. Ankete katılan gençler yaşamlarına 10 üzerinden 7,6 puan verdiler. Aile ve arkadaşların gençler için son derece önemli olduğu belirlendi. Gençlerin yüzde 45’i, ailesi ya da arkadaşları ile zaman geçirdiğinde kendini daha mutlu hissettiğini söyledi.

Müslümanlar partisi PvdE (Birlik Partisi) liste başı adayına yönelik tehditler nedeniyle Zwijndrecht’te seçimlere katılmama kararı verdi. Mart ayında yapılacak belediye meclisi seçimlerine katılmaya hazırlanan partinin Zwijndrecht’teki lideri Mohamed el Bachiri, hem kendisine, hem de ailesine yönelik ciddi tehditler aldığını belirterek, adaylıktan vazgeçtiğini açıkladı. El Bachiri polise suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi. Geert Wilders’in siyasi oluşumu PVV’den (Özgürlük Partisi) ayrılıp Müslüman olan Arnoud van Doorn’un da içinde yer aldığı parti, yerel seçimlere Amsterdam ve Lahey’de katılacak.

Binlerce aile yardım alamıyor Yaklaşık yüz bin ailenin aylardır kira, sağlık ya da çocuk yardımı alamadığı anlaşıldı. Ödemelerdeki aksama, bazı vergi dairesi çalışanlarının durumu anonim olarak özel kanallardan RTL’e bildirmeleri üzerine ortaya çıktı. Muhalefetteki partilerden D66 (Demokratlar 66), GL (Yeşil Sol) ve CDA (Hıristiyan Demokratlar), aksamaların neden kaynaklandığı, ne zaman ve nasıl giderileceği konularında Maliye Bakanlığı Müsteşarı Frans Weekers’a soru önergesi sundular. Müsteşar Weekers, yardımlarda yolsuzlukların önlenmesi için ödemelerin tek bir hesap numarasına yapılmaya başlandığını ve vergi dairelerinin banka hesap numaralarının kontrolü ile uğraştıklarını söylemişti. Weekers, hesap numaraları konusunda bilgi istenen yaklaşık 125 bin kişinin talep edilen bilgiyi vermediğini ya da enformasyon talebine gerektiği gibi reaksiyon göstermediğini ifade etmişti. Muhalefetteki partiler Maliye Bakanlığı Müsteşarı Frans Weekers’dan sorunun biran önce çözümlenmesini istiyorlar.


nieuws

34 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Siyaset arenasında yeni bir ses yankılanıyor...

19 Mart yerel seçimlerine katılacak olan NIDA Partisi kurucuları, düzenledikleri bir panelle kendilerini tanıttılar.

Müslümanların NIDA’sı kendini tanıttı

Nijmegen Üniversitesi din ve siyaset dengeleme uzmanı Dr. Markha Valenta bir konuşma yaparak bilhassa 11 Eylül’den sonra Hollanda’da yaşanan büyük değişimi özetlemeye çalıştı. 11 Eylül’den sonra sırf İslam’ı kötülemeyi kendine hedef edinip ‘anti-islam’ olarak ortaya çıkan partilerin sayısının arttığını ve bunların önemli ölçüde güç kazandıklarının ve medyanın büyük desteğini aldıklarının altını çizdi.

R

otterdam’da siyaseti etkilemek için yola çıkan Müslümanların NIDA’sı (Çağrı anlamında) ilk kez görücüye çıkarak kendini tanıttı 19 Mart yerel seçimlerine katılacak olan Müslümanların kurduğu NIDA Partisinin kurucuları Rotterdam Mevlana Camii lokalinde bir panel düzenleyerek kuruluşuna ilişkin açıklamalarda bulundular. Rotterdam’da düzenlenen programda partinin genel çizgisi anlatılmaya çalışıldı. Parti liste başına Fas kökenli Nourdin El Quali yerleştirilirken, ikinci ve dördüncü sıradaki isimler Türk kökenli Aydın Peksert ve Rabia Orhan’dan oluşmakta. Parti başkanı Fas kökenli Muhammed Talbi program açılışında kısa bir konuşma yaparak katılımcılara teşekkür etti ve sözü panel üyelerine bıraktı. “Irkçı siyaset yapılıyor” Nijmegen Üniversitesi din ve siyaset

dengeleme uzmanı Dr. Markha Valenta bir konuşma yaparak bilhassa 11 Eylül’den sonra Hollanda’da yaşanan büyük değişimi özetlemeye çalıştı. Valenta, 11 Eylül’den sonra sırf İslam’ı kötülemeyi kendine hedef edinip ‘anti-islam’ olarak ortaya çıkan partilerin sayısının arttığını ve bunların önemli ölçüde güç kazandıklarının ve medyanın büyük desteğini aldıklarının altını çizdi. İslam’ın, Avrupa’da yayıldığını ve zayıflayan Yahudi ve Hristiyan değerlerini yerle bir edeceğini dillendirerek etrafa korku salan partilerin böylece oylarını daha da artırdıklarına işaret eden Markha Valenta, işin bununla kalmayıp yerleşik partilere de sirayet etiğini, onlarında bu anti -İslam eğilimine doğrudan veya dolaylı olarak destek verdiklerini belirtti. Bunun en belirgin örneğinin helal kesim tartışmaları sırasında yaşandığını hatırlattı. Tartışmanın başında seçmenlerinin isteği doğrultusunda helal kesime tamam diyen İşçi Partisi (PvdA) ve Sos-

“Herhangi bir beklenti içinde olmadık” 2005 yılından bu yana, kısa adı UETD olan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği Hollanda Bölgesi’nin başkanlığını yürüten Veyis Güngör bu görevi yeni başkan Mehmet Salih Kaya’ya bıraktı.

müz fazla eskidi, aslında bu görevi bir yıl önce bırakmam daha uygun olurdu. Bu tür görevler ister istemez insanı yıpratıyor; kurumlar baki, insanlar fani” ifadelerini kullandı.

8 yıldır Başkanı olduğu UETD Hollanda olarak, genel Merkez’inde önüne geçen bir çok çalışmaya imza atan Veyis Güngör, Amsterdam Meram Restoranda bu sabah basın mensupları ile bir araya geldiği toplantıda, “Bayrağı teslim etme zamanı geldi” dedi. Sorulan bir soru üzerine, “ Evet, zaman zaman düşünüyorum, yüzü-

Hollanda Türk basın mensuplarına hitaben konuşmasında Güngör, “ Biz bu göreve gelirken, makam mevki, yada başka bir beklenti içinde değildik olmadık da. 2005 yılının Kasım ayından bugüne kadar amaçlarımız ve hedeflerimizden taviz vermeden UETD Hollanda

NIDA, insanlarımızın sorunlarını meclise taşıyacaktır

Aydın Peksert, Rotterdam ve Rotterdamlılar için hayır dualar yaparak sözlerini şu şekilde tamamladı. “Hayatın önemli köşe taşı olan aileyi güçlendireceğiz, çocukların başta eğitim olmak üzere her türlü ihtiyacına eşitlik ilkesi çerçevesinde cevap vereceğiz. Akraba ilişkilerinin geliştirilmesini önemsiyoruz.”

yal Liberaller’in (D66 daha sonra bu savunmadan vaz geçişlerini bu eğilimden etkilenmiş olmalarının belirgin bir örneği olduğunu ifade etti. Dr. Markha Valenta Hollanda’nın, millî ombudsmanın yeni yayınlanan raporuna göre çok kısa bir süre içinde Avrupa’da ırkçı siyasetin yapıldığı ilk ülkeler arasında yerini aldığını hatırlattı. Ayrıca, 2012 genel seçimi parti programlarına bakıldığında pek çok kez insan hak ve özgürlüklerin yok sayılmış olduğunun görüleceğinin altını çizdi. Burada ironik bir durumun olduğuna dikkat çeken Valenta, “neden böyle yapıyorsunuz?” diye sorduğunuzda, onlar da bunları ‘güya, insan haklarını ve hukuk devletini korumak adına yaptıklarını söylemekteler’ diye konuştu. Diğer siyasi partilerin temsilcilerinin de bulunduğu salonda oluşturulan bir panelde değişik kesimlerin genç kuşaklarından tanınmış simalar yer alarak parti hakkında düşüncelerini dile geolarak, yaşadığımız ülkelerde etkin bireyler olmanın yanı sıra katılımı ön plana çıkaran, Avrupa’ya katkıda bulunmaya inanan bir düşünceyi tanıtmak için çalıştık. UETD Hollanda, bir Avrupa siyasi hareketi olup, hiç şüphesiz öncelikle Avrupa’daki Türk toplumuna hizmet etmeyi hedefledi” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önerisi ile Brüksel’de 2005 yılında temeli atılan UETD’yi, Avrupalı Türkler ve Türkiye için tarihi bir fırsat olarak değerlendiren Veyis Güngör, bu çerçevede geride kalan 8 yıllık dönem içende ‘siyasi katılım ve sorumluluk’, ‘ortak çalışma ve diyalog’, ‘AB-Türkiye ilişkileri’, ‘yalnızlık ve yoksullukla mücadele’, ‘sivil toplum ve demokrasi’, ‘Konya kriterleri’ ve ‘sosyal sorumlu girişimcilik ve ahilik sistemi’ gibi başlıklar altında çok sayıda çalışma yürütüldüğünü vurguladı. Yorulmak bilmeden, geceli gündüzlü çalışarak yılda ortalama 75 etkinliğe imza attıklarını ifade eden Güngör, bu etkinlikleri yaparken topluma ve

tirdiler. Weblijvenhier.nl haber portalı Genel Yayın Yönetmeni Abdelkarim El Fassi’ni yönettiği panele El Nisa Kadınlar Derneği Başkan Yardımcısı Alia Azzouzi, Pakistanlılar Cami Gençlik Komisyonu Başkanı Mohammed Qasim Hussein, Iraklı Öğrenciler Birliği Başkanı AminMousaoui, NİF Üniversiteliler eski Başkanı Halil İbrahim Karaaslan katıldılar. Akraba ilişkilerinin geliştirilmesini önemsiyoruz.” Katılımcılar çeşitli konularda görüş beyan ederlerken ayrıca kuruculara yol gösteren bir dizi tavsiyelerde bulundular. Listede ikinci sırada yer alan Aydın Peksert kürsüde ‘esselamüaleyküm’ diye selamlama yaptıktan sonra selamın tercümesini yaparak özetle şunlara değindi: “Bu bildiğimiz ‘selam’ ama biraz ilave ve ayrıcalığı var tıpkı bizim partimiz gibi. Bu ayrıcalık ve ilaveler ki, onlar tamda Rotterdam’ın ihtiyaç duyduğu ve yerleşik partilerde göreüyelerine yük olmamaya çalıştıklarını söyledi. UETD’yi Hollanda olarak yaptıkları çalışmaların, Hollanda’daki Türk toplumunun takdiri ile karşılık bulduğunu kaydeden Güngör, başkanlık görevini devretmesindeki asıl gerekçeyi, yorgunluk, yüz eskimesi ve Avrupa’nın her yerinde olduğu gibi UETD Hollanda’nın da yeniden yapılanması şeklinde üç başlık altında anlattı. UETD Hollanda’nın görevi devralan yeni yönetimine başarılar dileyen Güngör’ün konuşması sırasında zaman zaman duygulandığı ve gözlerinin nemlendiği görüldü. “Yaptığımız faaliyetlerin geniş kitlelere ulaşmasında emeği geçen basın mensuplarına, hakkımız varsa helal olsun, sizler de hakkınızı helal edin” diye konuşmasını bitiren Güngör, bundan sonra Amsterdam Türkevi Araştırmalar Merkezi olarak yapacakları çalışmalar hakkında da bilgi verdi.

mediğimiz şeylerdir. Mevcut partiler aldıkları oyların hakkını veremiyorlar ve kendilerine oy verenlere sahip çıkmıyorlar. Babalarımız bu kente ve bu ülkeye çok şey verdiler ama maalesef onlar zor durumda bırakıldılar. Hollanda ve özellikle Rotterdam belediyesi insanı merkeze alamamakta ve sürekli betona yatırım yapılmaktadır. İnsanlar artık bu durumdan bezdiler ve artık insana yatırım yapmanın zamanı gelmiştir. NIDA, Rotterdam’lıları çok iyi dinleyecek, onların sorunlarını ciddiye alacak, meclise taşıyacaktır. Fark edilmeyen ya da dikkate alınmayan ortada dolaşan isimsiz kabiliyetlere daha geniş imkânlar sunacak ve kendilerini geliştirmelerini sağlayacaktır. Hayatın önemli köşe taşı olan aileyi güçlendireceğiz, çocukların başta eğitim olmak üzere her türlü ihtiyacına eşitlik ilkesi çerçevesinde cevap vereceğiz. Akraba ilişkilerinin geliştirilmesini önemsiyoruz.” Aydın Peksert, Rotterdam ve Rotterdamlılar için hayır dualar yaparak sözlerini tamamladı. Son olarak söz alan listenin birinci ismi Nourdin El Quali panelde konuşulanları çok iyi dinlediğini kritikleri daha samimi ve faydalı bulduğunu ve tam da onlara ihtiyaçları olduğunu dolayısıyla mutlaka değerlendireceğini belirterek başladı sözlerine. Büyük sözler söylerken çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Nourdin El Quali, bugünün kendisi için tarihi bir gün olduğunu, zira ilham bahçesi olan Rotterdam’ın pırlantası bu güzel caminin içinde Rotterdam’a has ve Kur’an’dan ilham alan siyasi bir partinin kuruluşuna şahit olunduğunu söyledi. Çok çeşitli kökenlerden gelen insanların Rotterdam’da layık oldukları şekilde yer edinmelerinin öneminin altını çizen Nourdin El Quali, “Rotterdam’da yaşayan Müslümanlar olarak her birimiz güzel dinimizin pozitif gücünün temsilcileri olmalıyız. Kentteki bütün insanlar için üzerimize düşen sorumluluğu almalıyız. Katkımızı söz ve icraatımızla, bilgi ve becerimizle ortaya koymalıyız. Biz almaya değil, vermeye geliyoruz. Biz Rotterdamlı’yız ve Müslümanız elhamdülillah. Ve böyle de kalmayı istiyoruz” şeklinde konuştu.

Adnan Şahin - Rotterdam


samenleving

cemiyet 35

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Aşkı muhabbet...

Engelli vatandaşlara kolaylık sağlayacak düzenleme...

Konsolosluktan vatandaşlara kolaylık

Amsterdam’a başkonsolosluk açılması sürecinin başlatılması ve sonlandırmasına önemli katkıları olduğunu belirten Togan Oral, bu yıl içinde başkentte başkonsolosluğun açılmasıyla birlikte hizmetlerin arzu edilen düzeye ulaşacağını söyledi.

“Çocukları mahkûm etmeyelim”

mız ama bazen bir şey sormak isterken sorguluyoruz işte problem de buradadır” diye konuştu. Yaylamaz, sevmenin aile içi iletişimde çok önemli olduğunun altını kalın çizgilerle çizerken mutlu olmanın yolunun sevmekten geçtiğini söyledi.

Serdar Tuncer ve Selahattin Yaylamaz’ın sahne aldığı Aşk-ı Muhabbet programı Vlaardingen ve Uden kentlerinde gönülleri hoş etti. Yaklaşık iki ay kadar önce Hollanda’da Millî Görüş Teşkilatlarının düzenlediği bir programda yer alan Selahattin Yaylamaz, kısa sürede insanımızın beğeni ve sempatisini kazandı. Ve iki ay sonra yeniden davet edilen Yaylamaz bu kez yine çok sevilen bir başka gönül insanı Serdar Tuncer’le birlikte Hollanda’ya gelerek gönülleri hoş ettiler. Yaylamaz ve Tuncer’in Vlaardingen ve Uden kentlerinde yaptıkları

Sevmek, sevmek, sevmek… Kısa bir aranın ardından Serdar Tuncer sahne aldı. Onu hep önemli salon veya televizyon programlarını şiir tadında sunarken, biraz mahcup ama oldukça efendi duruşu ve yürekleri titreten güzellikte şiir okuyuşuyla tanırız. Bu kez bir sunucu değil bir şair olarak karşımızda idi. Bu kez sunuculuk yaptığı sıralarda anlatmak isteyip de zamansızlık yüzünden bitiremediği menkıbelerini, okumak isteyip de okuyamadığı o tadına doyulmaz güzel şiirlerini okumak için buradaydı. Kısaca yarım kalan ne varsa onları tamamlamak için sahnedeydi, karşımızdaydı. Onu sevenler böyle bir ortamı elbette kaçırmayacaklardı ve öyle de oldu. Uden ve çevresinde yaşayan “güzele hasret” pek çok gönüldaş aynı salonda bir araya geldiler. Nezih bir ortamda bir araya gelerek eğlenmenin güzel örneğini yaşayan Müslümanlar bazen tarihin derinliklerine gidip gelerek bilgi tazelediler. Bazen de aşkın kendi dilinden dökülen duygulu bir şiirin büyüsüne kapılıp Ukba’nın yamaçlarında dolaştılar. Kısaca Serdar Tuncer de Yaylamaz gibi hem düşündürdü hem de tebessüm ettirdi. Bu programa ayrı bir değer ve güzellik katan bir başka boyut ise programın Millî Görüş’e bağlı Uden Süleymaniye Camii yönetimi ile Hollanda Diyanet Vakfımıza bağlı Selimiye Camii yöneticilerinin birlikte organize etmiş olmalarıydı.

organizasyon olmayacak. Gümrük kapılarında da oy kullanımına devam edilecek” dedi.

Konsolosluktan vatandaşlara kolaylık Öte yandan, Rotterdam Başkonsolosluğu’nun girişinde engelli vatandaşların binaya daha kolay girmelerini sağlayacak düzenleme yapıldı. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, yeni düzenlemenin engelli vatandaşların yanı sıra Başkonsolosluğa çocuk arabası ile gelecek annelere de büyük kolaylık sağladığını kaydetti.

R

otterdam Başkonsolosu Togan Oral, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir ilke imza atarak, ‘üç ailemden biri’ dediği, Hollanda’da görev yapan Türk basınından temsilciler ile kahvaltıda buluştu. Başkonsolos Oral, basının toplumun sorunlarının yanı sıra beklenti ve istemlerinin gündeme taşınması ile bilgilendirilmesi konusunda önemli görev üstlendiğini söyledi. Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerinin 400.yıl dönümünün kutlandığı 2012 yılında görkemli tablolar ortaya konduğunu belirterek, etkinliklere Hollanda toplumunda da arzu edilen ilgi ve alakanın gösterildiğini anlatan Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, “Kutlamalarda ortaya konan ilgi Türkiye-Hollanda arasındaki bağların ve buradaki toplumumuza duyulan memnuniyetin seviyesinin de göstergesidir” ifadesinde bulundu. Bir süre önce Konsolosluğa terfi eden Aslin Savran’ın da katılığı toplantıda ülkede yaşayan Türk toplumunun 10 yıl öncesine göre büyük gelişme gösterdiğinin altını çizen Başkonsolos Oral, yüksek öğrenim gören Türk kızlarının oranında yüzde 10’luk sıçrama olduğunu ifade ederek, toplumun genelinde başarılı tablolar ortaya kon-

duğunu kaydetti. Amsterdam’a başkonsolosluk açılması sürecinin başlatılması ve sonlandırmasına önemli katkıları olduğunu belirten Togan Oral, bu yıl içinde başkentte başkonsolosluğun hizmete girmesiyle hizmetlerin arzu edilen düzeye ulaşacağını söyledi. Konuşmasının bir bölümünde seçimlere değinen Rotterdam Başkonsolosu Oral, STK’ların Türk toplumunun önümüzdeki mart ayında yapılacak yerel seçimlere katılımı yükseltme yönünde çaba sarf etmeleri gerektiğini ifade ederek, Türkiye’de yapılacak seçimlere yönelik hazırlıkların da yoğun bir şekilde sürdürüldüğünü anlattı. Türkiye’nin yurtdışındaki en çok seçmeninin Rotterdam Başkonsolosluğu’nun hizmet verdiği bölgede yaşadığına dikkati çeken Togan Oral, vatandaşların oy kullanabilecekleri uygun bir yer bulunmasına yönelik çalışmaların sürdürüldüğünü belirterek, oy kullanma işleminin önlerinde herhangi bir örnek olmadığı için kendileri açısında da büyük önem taşıdığını kaydetti. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, “Nüfus cüzdanı olan vatandaşlarımız seçimlerde oy kullanabilecekler. İşin en önemli boyutu güvenlik. Bu nedenle kolay bir

Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle Hollanda’daki Türk gazeteciler ile bir araya gelen Başkonsolos Togan Oral ve Konsolos Aslin Savran, toplantı sonrası engelli rampasının açılışını yaptılar. Başkonsolos Oral, bina önündeki alanın belediyenin sorumluluğu altında bulunduğuna işaret ederek, başkonsolosluğun bina girişinin engelliler için zemin seviyesinden doğrudan erişime uygun hale getirilmesi için yoğun çaba sarf ettiklerini anlattı. Rotterdam Başkonsolosu, belediye yetkililerinin de düzenlemenin gerçekleştirilmesi için ellerinden ge-

leni yaptıklarını kaydetti. Rotterdam Başkonsolosluğu’nun hemen karşısında engelliler için iki park yerinin tesis edilmesi de, vatandaşlar arasında memnuniyet meydana getirdi. InterAjans.nl

programlar yoğun ilgi gördü. Aile içi iletişimin en ince ve en can alıcı noktalarına değinen Yaylamaz, daha çok insanların kendi kendileriyle yüzleşmelerinin gerektiğinin altını çizdi. Çocukları dar kalıplara mahkûm etmeyelim Sahnede gösterdiği hem fiziki hem de zihni yönden enerjik performansıyla salondakilerin dikkatlerini sürekli kendi üzerinde tutabilen Yaylamaz, bazen bir çizim bazen de kısa bir filim desteğinde ilginç sunumlar yaptı. Çocuk yetiştirilirken bazen hiç farkında olmadan âdeta bir robot yetiştirildiğine işaret eden Yaylamaz, bunu şöyle bir örnekle açıkladı; “Öğretmen çocuğa bir resim yapacağız diyor. Çocuk heyecanlanıyor, seviniyor.. Ancak öğretmen çocuğun aynı zamanda o resmi hem nasıl yapacağını, hangi renklere boyayacağını belirliyor. Oysa çocuk kendi istediği gibi bir resim yapmayı daha çok istiyor. Ama sonuçta öğretmenin istediği gibi bir resim yapıyor… Ne var ki bu çocuk ileriki yaşlarında kendisinden bir resim yapması istediğinde, apışıp kalıyor. Ne yapacağını ve nasıl yapacağını bilemiyor. Kısaca kendisine öğretilen kalıbın dışına çıkıp kendi fantezisini, kendi hayal gücünü kullanmasını bilemiyor. Bildiği tek resim modeli öğretmenin kendisine tarif ettiği tek model olarak kalıyor” Yaylamaz, çeşitli görsel örneklerle gençlere çocuk yetiştirme konusunda ve aile içi iletişimde çok faydalı ipuçları verdi. Hiç kimsenin başkasını sorgulama hakkının bulunmadığını belirten Yaylamaz, sormak ile sorgulamak birbirine karıştırılmamalı diyor, “Bu, çoğu kez karıştırılıyor. Sormak hakkı-

Kur’an tilaveti ile başlayan program yine Kur’an ve dua ile son buldu.

“Öğretmen çocuğa bir resim yapacağız diyor. Çocuk heyecanlanıyor seviniyor.. Ancak öğretmen çocuğun aynı zamanda o resmi hem nasıl yapacağını, hangi renklere boyayacağını belirliyor. Oysa çocuk kendi istediği gibi bir resim yapmayı daha çok istiyor. Ama sonuçta öğretmenin istediği gibi bir resim yapıyor…


leven en religie

36 yaşam ve inanç Hikmet Pınarı Hüseyin Kerim Ece kerimece@hotmail.com

Kur’an’da, ‘kardeş-ahi’ kelimesi, tekil ve çoğul, eril ve dişil olarak 96 âyette geçiyor. Bunların bir kaçı hariç diğerleri bildiğimiz kardeş veya kız kardeş anlamındadır. Bununla birlikte Kur’an din kardeşliğini, Müslümanların birbirlerine karşı konumlarını, birbirlerine karşı görevlerini ve ilişkilerini yine kardeş (ahi) kavramı ile belirliyor. Allah (cc) bütün Müslümanların iman açısından kardeş ilan ediyor. Ya da kardeş gibi olduklarını, ilişkilerinde kardeş gibi olmaları gerektiğini söylüyor. Kur’an Müslümanlar arasındaki kardeşlikle ilgili üç tane kelime kullanıyor. Bunlar: Ahi, (ehh), bıtane ve veli. Bunları farklı âyetlerde, farklı formlarda, ya da farklı konular bağlamında buluyoruz. Mesela; “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz.” (Hucurât 49/10) Din açısından kardeşliğin destansı örneğini Muhâcir ve Ensar göstermişti. Kur’an onu hatırlatıp mü’minlerin böyle kardeş olmalarını tavsiye ediyor. “ALLAH’ın ipine topluca sımsıkı sarılın; ayrılığa düşmeyin. ALLAH’ın size olan nimetini anım-

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Kur’an açısından kardeşlik sayın. Siz birbirinize düşmanlar idiniz de kalplerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeşler oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi ondan kurtardı...” (Âli İmran 3/103) Kur’an gıybeti ölü kardeşin etini yemek kadar çirkin buluyor. (Hucurât 49/12) Buradaki kardeş (ahi) kelimesinin din kardeşi manasında kullanıldığı açıktır. Müslümanlarla savaşanlar eğer tevbe ederler, hallerini düzeltirlerse dinde Müslümanların dinde kardeşleri olurlar. (Tevbe 9/11) Allah (cc) yetimlerin mü’minlerin dinde kardeşleri olduğunu söylüyor: (Bakara 2/220) Evlatlıklar de gerçek çocuk değil dinde kardeştir. (Ahzab 33/5) Bıtâne, Kur’an’da bir âyette geçiyor. Manası sırdaş, müttefik, kişinin sırlarını paylaşabileceği yakını, dostu demektir. Kur’an İslâm düşmanlarını sırdaş edinmeyi yasaklıyor: “Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş (bıtane) edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler....” (Âli İmran 3/118) Kur’an’daki “Müslümanlar birbirlerinin velisidir” vurgusu da kardeşliğe işaret ediyor. Mü’minler arasındaki

velilik (dostluk) bağının, karındaş bağından daha güçlü olduğunu söylemeliyiz. Çünkü veli; seven, dost, arkadaş, sırdaş, yardımcı manalarına geldiği gibi, koruyup kollayan, ihtiyacını gideren, onunla müttefik olan, destek olan gibi anlamlara da gelir. Veli olmak, veli olunan üzerinde hak ve yetki sahibi olmayı gerektirir. Velâyetin özünde bu vardır. Yalnız bu veli edinilen üzerinde bir baskı ve hükmetme değil, aksine her açıdan onun iyiliği için çalışma, onun için gerekli yardımı yapma yetkisidir. Mü’minin mü’mine veli oluşu tıpkı bir anne-babanın çocuğuna veli oluşu gibidir. İnkârcıların bir kısmı diğerlerinin dostudur. (Enfal 8/73) Buna karşın mü’minler de birbirlerinin dostlarıdır. “Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir (dostları, yardımcılarıdır). Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resulüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azizdir, hikmet sahibidir.” (Tevbe 9/71) Kur’an iman edenlere bu manada inkârcılarla velilik bağı kurmayı yasaklıyor: “Müminler, müminleri bırakıp da kafirleri veli (dost) edinmesinler. Kim bunu yaparsa,

artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur...” (Âli İmran 3/28 Bir benzeri: Nisa 4/89, 139, 144. Maide 5/51) Kardeşlik konusunda olduğu gibi velilik (dostluk) konusunda da en güzel örnek Muhâcir ve Ensar idi (Enfal 8/72) Dinde kardeşliğin bir takım gerekleri ve sonuçları vardır. Onların bir kısmını Peygamber (sav) şöyle açıklıyor: “Müslüman, Müslümanın kardeşidir...” (Buhârî, Mezâlim/3. Müslim, Birr/58. Bir benzeri: Tirmizî, Birr/18) “Birbirinize buğz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir Müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helâl olmaz.” (Buhârî, Edeb/57, 58. Müslim, Birr/28) “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah da o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”

Camilerimizin dikkatine! Cemaatiniz için ideal bir külliyat… Bu fırsatı kaçırmayın!.. ı Kur’anKerim i! hediyel

1000 YILIN TEMEL ESERİ MEBSÛT –SERAHSî

Delilleriyle ve Hükümleriyle İslam Fıkhı 31 ciltlik muhteşem eser adrese teslim…

Prof. Dr. Cevat Akşit

başkanlığında bir ekip tarafından Türkçe’ye kazandırılan 31 ciltlik bu önemli esere mutlaka sahip olmalısınız…

(Buhârî, Mezâlim/3. Müslim, Birr/58) “Sizden biri kendisi için arzu ettiğini (mü’min) kardeşi için de arzu etmedikçe (hakkıyla) iman etmiş olmaz.” (Buhârî, Îmân 7. Müslim, Îmân 71-72; Tirmizî, Kıyâmet 59; Nesâî, Îmân 19, 33)) “(Gerçek) Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların zarar görmediği kimsedir.” (Buhârî, Îmân/4, 5) Peygamber (sav) Müslümanlar arasındaki velilik (velayet) bağını şöyle açıklıyor: “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhârî, Edeb/27. Müslim, Birr/66) Müslümanlar din kardeşleri hakkında iyiniyetlidirler. Onlara düşmanlık yapmazlar, zarar vermemeye çalışırlar, onların aleyhine düşmanlarıyla işbirliği yapmazlar, onlar hakkında hep hayır dilerler ve zaman zaman onlar için şöyle dua ederler: “...Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin.” (Haşr 59/10) ◄◄

€ 249

€ 179,İsteme adresi Stichting Doğuş Strevelsweg 700 unit 413 3083 AS Rotterdam mob. 06-43 85 74 32 e-posta: dogus@dogus.nl


Umre 2014

Gönüllerin Yolculuğu Mart/Ni san Mayıs/H aziran Ramaza n Yaz

• Üniversitelilere ve 25 yaş altı gençlere özel fiyatlar...

• 55 yaş üstü emeklilere özel fiyatlar...

• Çocuklu ailelere eğitmenler eşliğinde kreş hizmetleri...

• Almanca rehberlik eşliğinde müstakil kafile...

Federatie Milli Görüs Noord Nederland Jan Rebelstraat 8 1069 CB Amsterdam T 0206182986 M 0614409055 k.hollanda@igmgreisen.com

Nederlandse Islamitische Federatie Strevelsweg 700 U-413 3083 AS Rotterdam T 0681034353 M 0681034353 hacc@nifonline.nl

Türkiye Temsilciliği | Hennes Tour T +90 332 3515055 (Konya) T +90 212 6355593 (İstanbul) info@hennestour.com

igmgreisen www.igmgreisen.com


ons pagina

38 bizim sayfa

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Sergi Tebrik Taziye Şifa dileği Ressam Latife Uğur 6. sergisini açtı Çeşitli konu ve boyutlardan oluşan tablolar 15 Ocak ile 15 Mart tarihleri arasında sergilenecektir. Sergi ziyaret adresi: Wijkcentrum Groene loper, Het Rooyeplein, Voorburg.

Etkinlikler

Taziye Hollanda-Arnhem Ayasofya Cemiyeti(NIF) önceki başkanlarından Sevgili Adem Bal'ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, bütün aile, eş-dost tanıdıklara sabr-ı cemil ve başsağlığı diliyoruz… Hollanda İslam Federasyonu Yönetim Kurulu

Brabant Kadınlar Gençlik Teşkilatları Oss’ta buluştular

Güney Hollanda Kadınlar Gençlik Teşkilatına mensup Brabant şubelerinden, Tilburg, Eindhoven, Oss ve Uden, Oss şubesinde, idareci 30 genç kızın katılımı ile bir toplantı gerçekleştirildi. G.H.K.G. Teşkilatı Başkanı Esra Yılmazer buluşmalarının anlam ve öneminden bahsetti. Tilburg Saliha, Uden Isra, Oss Aksa, Eindhoven Mevlana KGT’leri yapmış oldukları faaliyetler hakkında sunum yaptılar. Toplantı, değerlendirme konuşmalarıyla sona erdi.

Zuidergracht 47/6, 3763 LS Soest T/F (030) - 699 34 33 Mob. 06 19 202 699

Torku Hollanda’ya

tat katacak

Türkiye’nin sevilen markası TORKU şimdi Hollanda’da. Marketinizden ısrarla isteyiniz…

Taziye Abonelerimizden ve Rotterdam Birlik Camii eski idarecilerinden ve Osmanlı Garage Tamirhanesi sahibi Sevgili Mustafa Adsalmış'ın babasının vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, bütün aile, eş-dost tanıdıklara sabr-ı cemil ve başsağlığı diliyoruz. Şifa dileği Abonelerimizden Birlik Camii Eğitim eski Başkanlarından ve Afra Tapijt/Meubel sahibi Sevgili Adnan Mutlu’nun kıymetli validesinin ciddi bir rahatsızlık geçirdiği haberini aldık. Hastamıza acil ve hayırlı şifalar diliyor, sevenlerine geçmiş olsun diyoruz.

Leiden Fatih Vakfı’ndan Sıra Gecesi

Geleneksel hale getirilen Sıra Gecesi programı yine yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Yayın Yönetmenimiz Adnan Şahin’in sazı ve sözüyle renk kattığı geceye İşçi Partili milletvekili Tunahan Kuzu, bölgenin sevilen işadamlarından Durmuş Doğan, vakfın üyeleri ve bölge insanı katıldı. Şark Köşesi halinde hazırlanan ortamın sıcaklığı ve türkülerin yanıklığı herkesi etkiliyordu. Acılı çiğköftelerle, yanık ses eşliğinde içli türkülerle hoş bir akşam geçiren Leiden Fatih Vakfı cemaati, bu tür etkinliklerin sıkça yapılması dileği programdan ayrıldılar.

Soğutucu dolaplarınıza CAM KAPI takalım, % 60`a varan enerji tasarrufu sağlayın

ULU IMPEX tarafından Hollanda ve Belçika’da bölge bayilikleri verilecektir.

Süpermarket, Elektronik ve Tekstil mağazaları, Döner dükkanları için aradığınız tüm malzemelerin gerçek adresi. Servis garantisi ile Metal raflar / Ahşap raflar - Vitrinler / Vitrin tezgahları - Pasta / Ekmek reyonları - Duvar soğutucuları - Freezer / Meşrubat dolapları Soğutucu Meyve, Sebze dolapları - Et dolapları ve Kasap malzemeleri - Barkodlu elektronik kasa sistemi - Her iş yerine uygun Teraziler / Kasalar Döner ve mutfak ekipmanları - Klimalar, motor ve motor grupları - Soğuk ve derin dondurucular

Mob. 06-30 35 60 40 info@aclass.nl www.aclass.nl

Uitgever/Sahibi Stichting Dogus/Doğuş Vakfı Hoofdredacteur/ Yayın Yönetmeni Adnan Şahin Eindredacteur/Yazı İşleri Müdürü Zeynel Abidin Kılıç Art Directeur/Görsel Düzenleme Osman Akın Advertenties/İlan- Reklam Servisi dogus@dogus.nl Mob. 06-43 85 74 32 Afdeling Nieuws en Tips/Haber Dairesi Doğukan Ergin Abonnement / Abone Servisi dogus@dogus.nl Oplage/Tiraj 8.000 Verspreiding/Dağıtım Alanı Landelijk/Hollanda Geneli adres Strevelsweg 700 unit 413, 3083 AS Rotterdam tel. (010) 471 68 47 fax (010) 471 95 13 / Mob. 06-43 85 74 32 e-mail dogus@dogus.nl website www.dogus.nl Met dank aan: InterAjans.nl, SONHABER.nl, M.Ali Topcu Ingezonden artikelen vallen niet onder de redactionele verantwoordelijkheid. Alle auteursrechten van deze uitgave worden uitdrukkelijk voorbehouden. Druk/Baskı Wegener

MACHTIGINGSKAART

Doğuş is een maandelijks informatieblad in het Turks en af en toe Nederlands o.a. kunst, cultuur, politiek, educatie, wetenschap, literatuur en filosofie.

Abone Ondergetekende verleent hierbij tot wederopzegging aan de STICHTING DOGUS (Dogus) om van zijn/haar hierondergenoemde (giro-)rekening het bedrag af te schrijven voor jaarlijksabonnement maandblad Dogus. (Abonesi olduğum Doğuş gazetesi için, bağlı olduğu Doğuş Vakfı'na aşağıda belirtilen abone ücretin banka hesap numaramdan çekilmesi için yetki vererek bu formu imzalıyorum. Tenzij ik mijn abonnement schriftelijk opzeg, zal mijn abonnement automatisch 1 jaar verlengd zijn en de kosten hiervan van mijn bank of girorekening afgeschreven worden. (Aboneliğim yazılı olarak iptal edilmediği sürece, abone sürem 1 yıl otomatik olarak uzatılmış olur.

Over te schrijven / stortingsbedrag: € (abone ücreti)

2 9 ,-

Giro of bankrekening: (banka numarası)

Naam en Voorletters: (Adınız ve Soyadınız)........................................................................................................................ Adres:................................................................................ Geb. datum: (Doğum tarihi)........................................ Telefoon:..........................................................................

Colofon

Bu formu doldurduktan sonra mektup zarfına Postcode: (Posta kodu)............................................................ uygun pulu yapıştırıp posta ile aşağıdaki adresimize Woonplaats: (Şehir).................................................................. gönderiniz: Maandblad Dogus afd. abonnementen Datum: (Tarih)............................................................................ Strevelsweg 700 unit 413 3083 AS Rotterdam

E-mail:............................................................................... Handtekening: (İmza)..............................................................


puzzels - raadsels

bilmece - bulmaca 39

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Çengel bulmaca

Hazırlayan: Mücahid Çeçen

Hiç olamaz ---------------Sayı

Nikel simge

Cilt ---------------Peygamber

Genişlik ---------------Azot

Valide ---------------Pamuk

Eksik değil ---------------Genişlik

Karbon ---------------Döteryum

Afrika'da bir ülke ---------------Son

T

Argon ---------------Gezi yeri

Genişlik

Duman ---------------Sıkıntı

K

Uyarlayıcı ---------------Saf dışı edilmek

Rüzgar ---------------Geri

K M A N I S İ S A H I B A R A Y E N A T A S A A R T L A C A K O R N Ş A N A M A H A L A K I N N E K E R A M A

Küçük şehir ---------------Tar'f

Telefon lakırdısı

Eğreti yapı ---------------At yavrusu

T

Övme ---------------Şiir

Hollanda patates kızartması

Azot ---------------Asmak emir

Tok değil ---------------Kısa zaman

Genişlik ---------------Görmeyen

Temiz ---------------Azot

Beyaz ---------------Kur'an'da bir bölüm

Radyum ---------------Soğuk

Azot ---------------Potasyum

Topallamak ---------------4. halife

Duman kiri

Eski dilde su

Uçurum ---------------Cetvel

Uzaklık ---------------Bor simge

Bir tür cetvel

Bir nota

P

Son ---------------Radyum

K Nota ---------------Uzaklık

Yaşlık ---------------Krom

T

Telefon lakırdısı ---------------Başlık

Kırmızı ---------------Gümüş

Sure ---------------Parazit

Kükürt ---------------Yırtıcı kuş

Sürme ---------------Kıvılcım

Beyaz ---------------Argon

El içi

Argon ---------------Uzuv

Soy ---------------Uygun bulma

Ateş ---------------Oksijen

O

Azot ---------------Çok güzel

İnşaat ---------------Kesici alet

İtriyum ---------------Nota

K Babanın kardeşi ---------------İçtinap

S

Bağırsaklar ---------------Oksijen

Ulaşmış ---------------Kötü

Azot ---------------Bir

T Resimdeki lider

Asmak ---------------Ayakkabı

Hollanda'da nehir ---------------Radyum

Asker ---------------Argon

Yük taşıyan kimse

H

A İ M L A M A L A R M M A K A S E N A A M T A L T H İ R E T A L N E M E T M İ N İ A S D T İ Y E M A A K A N M A K A İ L M A A S A T E L A L

Karışık renk ---------------Metre

Önder ---------------Avrupa'da bir ırk

A A K Y E E B C E A T T A V K A S S İ U Y E E T N K K A F F E A S

Beyaz ---------------Kamer

Askeri birlik ---------------Gözlem evi

Milimetre ---------------Kötü

Kumaş ---------------Bir hesap

Göz rengi ---------------Harf

Kuş ---------------Koşucu

Trityum ---------------Utanma duygusu

Karbon simge

Genişlik ---------------Cüretkar

Eski gelenek ---------------Haberleşme

Radyum ---------------Ölümden sonra istenilen

Kıvam ---------------Metre

Meyve kurusu ---------------Yemek deposu

Metre ---------------Azot

Ku'ran da bölüm ---------------İçilen şey

Üstünlük ---------------Hayvan

Kesin olmayan haber ---------------Tut

Eski dilde su ---------------Sermaye

Emmek ---------------Genişlik

Et yiyen ---------------Beyaz

Damarda olan ---------------Süre

Erbap ---------------Hayvan barınağı

Potasyum ---------------Potasyum

Geleceği bilme iddiası ---------------Taşkın

Başlık ---------------Nota

Anadolu yiğidi ---------------Argon

Amerika'da bir eyalet

K İ R E T A L A A B İ E L N İ U R K R A F E K B U R E Y A T U M M A C İ L U S T T I H İ N E S N A K A

R N İ N O M İ N E L E M L F A A T A M A Ş A E H A L A Y Z L A A A İ L K İ F A M A T A A K A L A A A F R A Ş S A A M A N D A N A K A R Azot ---------------Avrupa'da bir nehir

Sürme ---------------Radyum

Yazıt

Aylık gelir

Acı ---------------Az sıcak

Uzuv ---------------Aydınlık

Oksijen

Oksijen ---------------Minarel yağ

Cerahat ---------------Göz rengi

Nota ---------------Ajans

Cet ---------------Minaredeki ışık

Dolaylı anlatım ---------------Terek

Bir harf ---------------Uzuv

Bir harf ---------------Çok değil

Babanın kardeşi ---------------Ölçü

Bereket ---------------Sarraf

İlgi

Genel kü

1- Antalya’nın nın adı nedir? 2- Bir tiyatro o her birine ne a 3- Otomobille 4- İlk büyük T ğunu kim kurm 5- İnsan vücud şekerini azaltıc 6- Çanakkale mizin şehit olm adıyla geçen k 7- Septe boğa 8- Sinemada b kamera karşısı ketlerin tümün 9- Hartum, ha 10- İlk Türk ka 11- Vurun kah 12- 1946 yılın valinde verilen

Bir harf ---------------Kırmızı

Ajans ---------------Yapma, etme

Baryum ---------------Uyma

Birinci ---------------Dolaylı anlatım

Argon ---------------Ağaç kırıntısı

Donuk ---------------Kıymetli maden

doğuş aylık gazete/maandb nr. 187 - 2013

Çengel Geçen bulmaca sayının ç

Masal dağı

Ajans ---------------Ayrı turma

Beyaz ---------------Argon

Karışık ---------------Utanma

Bağışlama ---------------İdam

Yülüme ---------------Helyum

Kısa zaman

Kükürt ---------------Kara parçası

Yardım ---------------Argon

Cahil ---------------Potasyum

Argon ---------------Valide

Bir harf

Gelir getiren mülk

Asmak ---------------Fotoğraftaki idam edilen Başbakan

A

Küçük birlik ---------------Askeri

İ L H İ T R S İ L A K A B L İ D O T E T A S İ S A K R İ A L A N A M A A D K A O N

Karar ---------------Erbap

E

Seyrü sefer ---------------Nota

Bulamaç ---------------Yapıt

Bir nota ---------------Yürekli

Kifayet ---------------Oksijen

Doktor ---------------Biçimlemek

Sarık sarma ---------------Uzaklık

İtriyum ---------------Yoğurt içecek

Sürme ---------------Kırmızı

Tayin ---------------Cahil

Zaman ---------------Hazır

Hakkı gözetme

Kanmış ---------------Oksijen

A Y R A N

Puan ---------------Dolaylı

İ M A

Karatede derece

Azot simge

*

*

*

Sudoku Geçen sayının cevapları

*

* *

* * *

4 9 7 1 5 6 3 8 2

1 3 6 2 7 8 5 9 4

8 2 5 3 9 4 6 1 7

5 6 4 7 2 1 9 3 8

3 1 8 4 6 9 7 2 5

9 7 2 8 3 5 4 6 1

2 8 9 5 4 3 1 7 6

7 4 3 6 1 2 8 5 9

6 5 1 9 8 7 2 4 3

1 8 4 9 7 5 3 6 2

9 3 7 2 4 6 1 5 8

5 6 2 1 3 8 7 9 4

4 2 9 6 1 7 5 8 3

3 1 5 4 8 9 2 7 6

8 7 6 5 2 3 9 4 1

6 5 3 8 9 2 4 1 7

2 4 8 7 5 1 6 3 9

7 9 1 3 6 4 8 2 5

5 8 6 4 2 9 1 3 7

3 9 4 7 1 6 8 5 2

7 2 1 5 8 3 4 9 6

8 1 7 2 4 5 3 6 9

9 5 2 6 3 8 7 1 4

6 4 3 1 9 7 2 8 5

4 3 5 8 6 2 9 7 1

1 7 9 3 5 4 6 2 8

2 6 8 9 7 1 5 4 3

*

**

3 1 8 7 3

6 1 3 6

9 7

7 5 3 2 8

3 8 5 1 6

3 7

6 4

9 5

8 7

9 2 3

7

8

* * *

9 8

5 3

1

9 8 4 2 6 5 3 1 7

6 1 5 7 3 9 8 4 2

8 6 1 5 2 3 4 7 9

4 2 3 6 9 7 1 5 8

7 5 9 8 1 4 6 2 3

1 4 3 2 8 9 7 5 6

9 7 2 5 6 1 8 4 3

2 9 4 8 1 7 6 3 5

8 5 1 3 2 6 9 7 4

3 6 7 4 9 5 1 2 8

7 3 9 6 5 8 4 1 2

4 2 8 1 7 3 5 6 9

5 1 6 9 4 2 3 8 7

6 5 2 1 3 4 7 9 8 4 8 6 9 2 3 5 1 7 8 4 9 2 6 5 3 7 1

3 9 4 7 1 2 6 8 5

8 5 1 5 4 3 2 7 9

7 6 2 9 6 8 3 1 4

9 8 3 1 7 6 5 4 2

1 2 5 3 8 4 7 9 6

4 7 6 2 5 9 1 3 8

4 1 8

9

7

1 6

1

2 7

1 4

8 9

8 5 6

2 3

7

7 3 8

3

5

6

4 6 9

9

3

5

3

9

4 1

2 1

5 6 9

1 5

9

1 8 3

2 1

7

8

4 8 9

7

5

4 8

Fotoğraftaki ölümü şüpheli T.C. Cumhurbaşkanı

7 5 4 1 2 9 8 3 6 9 8 2 5 4 7 6 1 3 2 9 8 3 6 1 4 7 5

6 1 9 3 5 8 4 7 2 7 3 4 2 6 1 8 9 5 1 4 6 5 8 7 9 2 3

2 4 8 7 9 1 6 3 5 3 2 7 5 8 9 4 1 6 8 5 4 1 7 3 9 6 2

5 9 3 8 4 6 7 1 2 6 5 1 2 3 4 9 7 8 3 6 7 4 2 9 1 8 5

7 1 6 3 2 5 8 4 9 9 8 4 1 6 7 5 3 2 2 9 1 6 5 8 4 7 3

*

4 5 9 1 8 7 3 6 2 8 9 4 7 3 5 2 1 6 5 2 1 6 7 8 9 4 3

2 6 8 4 3 9 1 5 7 7 2 1 6 9 4 3 8 5 8 7 3 9 4 2 5 1 6

7 3 1 2 5 6 9 8 4 3 6 5 1 2 8 4 9 7 6 4 9 5 1 3 8 7 2

*** * * *

5

9

3

3

7

2 4

7

3

2 4

4 5 7

5 6

6

1

1 6

9

4

2 3 8 6 7 4 5 9 1 1 6 5 9 8 3 7 4 2 3 5 7 4 2 9 8 1 6

8

2

9

6

8

7 8

3 4

3 7

6

7 7

2

7 1

8

7

9

5 1

1

6

5

4 8

6 8 5 7 3 4 2 9 1

8 9

6

7

7 6 4

3 7 2 1 4 8 5 9 6

*** * *

5

5 2 1 9 3 4 7 8 6 4 9 3 8 5 7 6 1 2 2 7 9 3 6 8 1 4 5

**

* *

---

D A N

Geçen sayının cevapları

Geçen sayının cevapları

---

Nikel ---------------Sayı

Nota ---------------Durgun

A L A Y

Sudoku

Sudoku

Nota ---------------Kırmızı

Çengel Geçen bulmaca sayının çözümü

Yapma, etme ---------------Şal

Yağlı su ---------------Paramız

Bir ölçek ---------------Yavru yapan

Kısa zaman parçası

Yavaş ---------------İnanç

p

bilmece -

2

Başıboş ---------------Potasyum

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 187 - 2013

Hollanda plakası ---------------Boru sesi

Yemek emir ---------------Utanma

Tehlikeli ---------------Askeri birlik

Argon ---------------Asker

Azot ---------------Esmek emir

İdoyun simgesi

Dolaylı anlatım ---------------Hayvan

Uzaklık ---------------Usta

Paye ---------------Kuşatma

Elemekten emir

Büyük anne ---------------Kötü

At ayakkabısı

Bir ---------------Ne kadar

Dil ---------------Tokat

Kıt bulunma ---------------Besin

Bir nota ---------------Sevap

Bir nota ---------------Argon

Yüksek okul ---------------Yazı tuşları

Yazınsal ---------------Hayvan

Argon ---------------Göz rengi

Harf ---------------En fazla

Bahçe

Sinirli ---------------Geç karşıtı

Kalın kumaş

İyot ---------------Obje

Kumaş ---------------İsim

Argon ---------------İtriyum

Samimi olma durumu

Hadise ---------------Söz

Azot ---------------İsyan eden

Sunma

Karbon ---------------Görmeyen

Sodyum ---------------Zaman ölçer

Düzlük ---------------İbadethane

Genel Kültür Sorularının Doğru Cevapları 01- İSVEÇ – 02- HİROŞİMA – 03- İSTANBU – 0490- 05- SERTAP ERENER – 06- ZEKİ ÜNGÖR -07ABDULLAH GÜL – 08- CANNES – 09- TEMA – 10MİMAR SİNAN – 11- İSVİÇRE – 12- KEMAL SUNAL –13- SOFYA – 14- ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI – 15- SELİMİYE –

Resimdeki lider ---------------Yükselme

Adele ---------------Tören

01 - Nobel ödülleri hangi ülkede verilmektedir? 02 - İlk atom bombası hangi şehre atılmıştır? 03 - 2010 Kültür Başkenti seçilen ilimiz hangisidir? 04 - Türkiye’nin uluslar arası telefon kodu aşağıdakilerden hangisidir? 05 - 2003 Eurovision yarışmasında birinci olan sanatçımız kimdir? 06 - İstiklal Marş’ımızın bestecisi kimdir? 07 - Şuanda görev yapmakta olan cumhurbaşkanımızın ismi nedir? 08 - Altın Palmiye Sinema Ödülü hangi film festivalinde verilmektedir? 09 - Türkiye’de erozyonla mücadele amacıyla kurulan vakfın kısa adı nedir? 10 - Türk tarihinin en ünlü mimarı kimdir? 11 - Türk Medeni Kanunu hangi ülkenin medeni kanunundan esinlenerek hazırlanmıştır? 12 - Hababam Sınıfı filminde ‘İnek Şaban’ karakterini canlandıran sanatçı kimdir? 13 - Bulgaristan’ın başkenti neresidir? 14 - Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü hangi bakanlığımıza bağlıdır 15 - Mimar Sinan’ın ustalık dönemi eseri sayılan Edirne’deki eserinin adı nedir?

Argon ---------------Yazıt

Meyve ---------------Kısa zaman

Gerçek değil ---------------Uzunluk ölçüsü

Genel kültür...

Zirai alan ---------------Hatıra

Kısa zaman

Şifa ---------------Japonya'nın başkenti

Beddua ---------------Soylu

Baston

Nebat ---------------Yakıcı

pları 4- Teoman arık 8- Rol Edip Adıvar

Uzaklık ---------------Takım, kabile


YENI HAT_ROTTERDAM_TR_27.8x39.8cm.ai

1

1/29/14

4:22 PM


Türkçe ve Hollandaca aylık enformasyon gazetesi / Maandelijks informatieblad in het Turks en Nederlands

Şubat/Februari 2014 yıl/jaar 15 sayı/editie 188

ınızı k k a h y O mutlakıan kullanS 28 >>

eit t i t n e d i De ing l r e e l n a v g staat hooen rev h c s e g n a a bij ons >> P 11

e-mail: dogus@dogus.nl www.dogus.nl

ve MÜSİAyDıllık 20 m birik8i- 09

BALCI REIZEN TRAVEL AGENCY

>> S 0

Tel. 040 - 286 81 44

Türk Hava Yolları yetkili bilet satış acentası

E-mail info@balcireizen.nl www.balcireizen.nl

Mal varlığı araştırılamaz!

S 29

>> Bu tür araştırmalar özel hayatın gizliliğini ihlal etmektedir. TCK’nın ilgili kanunlarınca suçtur.

Müjde... Müjde... Müjde!

Bizim Tandarts-West açıldı. Bundan böyle sizinle aynı dili konuşuyoruz.

Grote Visserijstraat 35, 3026 CB Rotterdam T. (010) - 846 65 39 www.tandarts-west.nl E-mail: info@tandarts-west.nl www.jeugdtandarts-west.nl E-mail: info@jeugdtandarts-west.nl

HANGİ BİRLİK VE BERABERLİKTEN BAHSEDİYORUZ?

S 27

DE LEVENDE KORAN, VERLANGEN NAAR MEKKA

S 09

SORUNLU TOPLUM DEĞİL, SORUMLU TOPLUMUZ…

S 07

KUR’AN AÇISINDAN KARDEŞLİK

HAVADAN SUDAN ŞEYLER…

S 36

S 02


redactie

02 yayın odası Editörden

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

adnan@dogus.nl

Adnan Şahin

Havadan Sudan Şeyler… Değerli dostlar, hepinizi saygı sevgi ve muhabbetle selamlıyorum. Öncelikle yine dopdolu bir Doğuş’la karşınızda olmaktan duyduğum mutluluğu belirtmek isterim. Aslında bu sayıda sizlerle A2 ve A9 üzerinden havaalanına gidenlerin pek çoğunun kapısını çalan yüksek hız cezaları ile ilgili bir paylaşımda bulunacaktım. Hatta o konuda yazacaklarımı da yazmıştım ancak son anda onu bu ay yayımlamaktan vaz geçtim. Okurlarımız arasında bu ceza ağına düşenler varsa, bu yazı aracılığı ile onlara da bir çağrı yapmak istiyorum: Lütfen bu konuda hikâyenizi bizimle paylaşın gelecek sayılarımızda onlara da yer verelim. Elbette daha başka konularda da yaşadığınız ilginç hikâyelerinizi her zaman bizimle paylaşabilirsiniz. Bir diğer konuda şöyle… Gazetemizi baskıya hazırladığımız günlerde sıkça bir araya geldiğimiz sevgili grafikerimiz Osman Akın, yazıları sayfalara yerleştirirken birazda şaka yollu şu teklifte bulundu: ”Abi bu ay sen köşende ne yazacaksın? Ne olur biraz hafif, latif ve neşeli şeylerden bahset. Yeteri kadar ciddi konularda yazılarımız var. Hepsi ağır ve ciddi şeyler. Sen biraz havadan-sudan, güneşten çiçekten, börtü böcekten, baharda, gezip tozmaktan filan bahset” diyerek fikrini beyan etti. Sevgili Osman’a hak vermemek elde değil doğrusu. Gerçekten de Doğuş olarak magazin yayıncılığı yapmıyoruz. Her zaman ciddi konularda yazılar, haberler yayınlayarak insanlarımızın istifadesine sunuyoruz. Ve bu böyle de devam edecek. Osman’ın şöyle bir hakkı var... Esasen benim yazdıklarım, bir salonda yapılmak üzere olan dolu dolu bir programı sunmaya çalışan bir sunucunun yaptığından farklı değil. Marifetli bir sunucu duruşuyla, anlatımıyla, bakışıyla o programı daha da ilginç gösterebilir. Daha da önemlisi insanları programın atmosferine sokabilir. Hatta sokmalı. İnsanlar salona girişte olduğu gibi, gazete sayfaları arasında dolaşırken de neşelenmeli, enerji almalı, keyif duymalıdır diye düşünüyorum… Hadi o vakit başlayalım. Önce havadan-sudan biraz bahsedelim… Bu gün 31 Ocak 2014 yani takvim yapraklarının verilerine göre esasında kara kışın tam ortasındayız. Ancak gel gör ki, bugün o kadar güzel bir hava var ki, çık sokağa resmen gömlekle dolaş; en azından Oss’ta öyle bir hava vardı. Bu yıl Hollanda’da kar gören oldu mu? Ben görmedim şahsen. Bundan sonra da karın yağıp yağmayacağı biraz şüpheli. Maalesef karla birlikte

yaşanan bir kültürü ihya edemedik bu yıl. Yani o keyifli ortamlarda ‘Arabaşı’ yutamadık bu yıl. Sanırım pek çoğumuz biliyoruz Arabaşı yemeğini. Bilmeyenlere çok kısa tarif edelim: Önce, tavuk veya hindi suyundan yapılan, içinde bol miktarda göğüs eti bulunan çorba hazırlanır. Ardından da, o çorbayla yutulacak olan hamur hazırlanır. Kaynamış suya yavaş yavaş öğütülerek dökülen hamur, katı bir hale gelene dek uzun süre pişirilir ve tepsilere dökülür. Soğutulduktan sonra tahta veya metal kaşıklarla hamur boğazdan geçecek büyüklükte kesilerek çorba tasına daldırılıp ıslatıldıktan sonra yutulur. Bunu bilmeyenler başlangıçta hamurunu çiğneme gibi bir hataya düşseler de zamanla alışıyorlar. Kar yağışıyla birlikte yapılan ve topluca bir araya gelinip ‘yutulan’ geleneksel bir yemektir. Hemşeri dernekleri bunu son zamanlarda sık sık ‘bir araya gelme vesilesi olarak’ yapmaktalar. Çok da güzel oluyor. Bu güzel gelenek, bilhassa iç Anadolu’muzdan gelenlerde ağırlıkla görülmektedir. Eee, kar yağmayınca tepsiye dökülen hamur soğumayacağı için Arabaşı da yapılamıyor maalesef. Kısaca havalar mevsim normallerinin çok çok üzerinde seyrediyor bu yıl. Aynı şekilde ülkemizde de böyle. Barajlarımızdaki içme suyu seviyeleri korkutucu seviyelere düştü. Öte taraftan tarladaki ekinin çok acilen yağmura ihtiyacı olduğunu duyuyoruz. Çiftçilerimizin bu konudaki çok endişeli seslenişlerini duymaktayız. Allah, ‘yağdıracağı bol rahmetiyle çiftçilerimizin yüzlerini güldürsün’ diye onlara dua edelim. Türkiye’deki diğer gündeme girmek istemiyorum. Sadece bu Cuma imamın hutbede yaptığı “Yarabbi! Bizi birbirimize düşürmek isteyenlere fırsat verme” şeklindeki duaya ‘Amin!’ demekle yetinmek istiyorum. Hollanda gündemi ile devam edecek olursak. 19 Mart yerel seçimleri yaklaştı ve siyasi arenada hareketlilikler devam ediyor. Bu konuda gazetemizde değişik seslerden görüş ve düşünceler bulabilirsiniz. Hollanda Hukukçular Birliği düzenledikleri bir basın toplantısında, ödenek alan vatandaşlarımız hakkında belediyelerin yapmaya çalıştığı mal varlığı araştırmasının dayanaksız olduğunu savundular. Bu konuda yazılanları da okumanızı salık veririz. Kapatılan İslam lisesinin öğrencilerinin şuan itibariyle bulundukları Opperd okulu müdürünü ziyaret ederek İslam okulunun ve Müslüman öğrencilerin geleceği ile ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik. İlgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Bu seferlik bu kadarla yetineceğim umarım hem sizler hem de sevgili Osman yazılanları beğenir. Osman kardeşimiz aynı zamanda gazetemizde son dört sayıdır yer verdiğimiz ve ilgiyle takip ettiğinizi umduğumuz “Evrenin Derinliklerine Yolculuk” adlı ilginç bilgiler içeren yazı dizisinin de editörüdür. Gelecek sayımızda yeniden görüşmek dileği ile hepinizi Allah’a emanet ediyoruz… Sağlıcakla kalın...

Dost buluşmaları Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri

“Haklarmız siste olarak birer bir geri alınıyor” 19 Mart yerel seçimleri yaklaştıkça adaylar da görücüye çıkmaya, kendilerini ve parti programlarını tanıtmaya başladılar. Pek çok spekülasyonların altında yapılacak olan seçimlerle alakalı, işin uzmanlarından görüş almaya çalıştık. Uzun yıllar siyasetin içerisinde bulunan ve şuan HTİKDF Sekreteri ve Basın Sözcüsü olan Göksel Soyugüzel’in görüşleri, ortalığı toz-duman haline çeviren iddiaları çürütecek ve yeni bir boyut kazandıracak cinsten. Konuyla alakalı yapılan söyleşi, seçmen olarak bizim tavrımızı da belirleyecek ve sandığa gidip gitmeme tercihimizi etkileyecek türden. ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz...

T

ürk kökenli adayların sırf para için bu işi yaptıkları söyleniyor.... Hayır, herkesi aynı kefeye koymamak gerek. Bu fedakârlığa, insanlara hizmet etmek ve onların sözcüsü olmak için katlamanlar var elbette. Tabi ki para için yapanlar var bunu anlamak çok basit. Yıllardır mecliste görev yapan meclis üyelerinin yapmış olduğu çalışmalara bakılırsa iyi anlaşılır neler yaptıkları. Sözüm ona bir zamanlar Y. adlı bir gazeteci, insanları bir gazeteye abone etmek için asılsız haber yazmıştı; şimdi ona soruyorum: “Yalaklık yaptığın kişileri şimdiye kadar takip et araştır, bir gazeteci olarak kimler bu görevi para için yapıyormuş, o zaman iyi anlarsın.” Siyaseti kendine meslek edinmiş arkadaşlar var. Bunlar siyaset yapar tabi ki. Hiç kimse hayrına bunu yapmaz. Devletin öngördüğü bir ödeneği vardır; çalışmasının karşılığında onu hak eder ve hakkıyla alır. Türk kökenli siyasetçilerin hizmetten çok kendi gruplarına zarar verdikleri söyleniyor... Evet, bazı siyasetçiler mecliste yabancıları ilgilendiren herhangi bir konu gündeme geldiğinde maalesef halkın istediği gibi değil de partinin veya koalisyonun istediği doğrultuda tavır alıyorlar. Hatta mecliste, Türk kökenli bir iki milletvekilinin neler yaptığı meydanda, tabi onların seçmenleri başka. Bir de öylesi insanların yapmış olduğu siyaset, Hollandalıların istediği türden bir siyasettir. Yani, tabir-i caizse bir istihbarat örgüt üyesi gibi çalışıyorlar.

Amsterdam ve Rotterdam’da bulunan semt belediyelerin sırf Türkleri yönetime dahil etmemek için kaldırıldığı söyleniyor... Evet, bu soruya aynen katılıyorum. Neden derseniz, size bir örnek vereyim: Yıllar önce Hollanda Meclisi, ‘belediye başkanlarını halk seçsin, atanmasın’ diye karar aldı ama maalesef Senato’dan geçmedi. Neden geçmedi biliyor musunuz? Hollanda’nın 4 büyük şehri, La Hey, Amsterdam, Rotterdam ve Utrecht’in belediye başkanları büyük bir ihtimalle yabancı olacaktı. Bunu da Senato’da engelleyen PvdA oldu. ‘Rotterdam ve Amsterdam’daki semt belediyelerini yabancılar yönetmesin’ diye bir girişimdi bu. Feijenoord buna güzel bir örnektir. Başkan Türk, yardımcısı Türk, meclis üyelerinin yarıdan fazlası yabancı; bunu çekemediler ve birileri bunu engellemeye çalıştı ve ortalığı iyice karıştırdılar. Türk insanı siyasilere küs ve kırgın olduğu için sandığa gitmiyor. Seçime katılım oranı her geçen düşmekte. Ne partilerden ne de Türk kökenli adaylardan hiçbir beklentisi kalmayan Türk toplumu şaşkın bir halde… İki şeyi yani, yerel ve ülkesel siyaseti birbirinden iyice ayırmak lazım. Halkın küs ve kırgın olduğu aslında hükûmetin almış olduğu kararlardan geliyor. Bir ekonomik kriz aldı başını gidiyor, Allah sonumuzu hayır etsin. Bu kriz ortamında, ‘bir zenginin benim zenginliğim yüzde şu kadar azaldı’ dediğini duydunuz mu? Tam aksine. Olan ne olduysa gariban ve çalışan vatandaşa oldu. Alım gücü azaldı, millet geçim sıkıntısıyla mücadele

ediyor. Yerel siyasete gelince, bazen vatandaşımızın da kişisel bir beklentisi oluyor, bu çözülmeyince veya olmayınca oy vermek istemiyor. Ayrıca, eski bir siyasetçi olarak şu önemli mevzuyu dile getirmek istiyorum: Hiç bir parti, seçmenin istediği gibi olmaz, olamaz. Kısmen partinin programı ona cazip gelir ve ona göre oy verir. Örneğin yaşlı birisi, partilerin programına şöyle bir bakar, ‘bu partinin yaşlılar için programı nedir, neler yapmak istiyor?’ ona göre seçim yapar. Evde öğrencisi olan bir aile, partinin eğitim programına bakar, hangisinin programı daha iyi, ona göre karar verir; oy kullanır. Yani hiç bir parti mükemmel değildir. Hem siyasi, hem iktisadi hem toplumsal olarak Hollanda kan kaybediyor... Hükûmet bir kaç yıldır ekonomik krizle mücadele ediyor ve kurtarmak için gereken imkânları kullanıyorlar. Fakat kullandıkları imkânlar ürettikleri fikirler verimli olsaydı, ekonomide biraz kıpırdanma olurdu. Devletin şuan tek yapmış olduğu şey, kısıtlamadır. Yeter artık! Kısıtlaya kısıtlaya kemeri sonuna kadar sıktık. Bankaların, yatırımcının önünü açması lazım, destek olması lazım. Kredi vermekte çok zorlanıyorlar. Devlet teşvik etmeli, maalesef bunu yapmıyorlar. Başta, yabancı gençlerde işsizlik aldı başını gidiyor. Buna en kısa zamanda bir çözüm bulanması lazım. Diplomalı gençlerimiz iş bulamıyor ve çok zorlanıyorlar. Devletin yanı sıra, Türk işadamları derneklerimiz gençlerimizi teşvik etmelidirler. Yeri geldiği zaman ‘Hollanda’da 20 bin girişimcimiz var’ diye öğünmesini çok


agenda

gündem 03

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Kısa haber

Federasyonu Genel Sekreteri Göksel Soyugüzel:

ematik er

iyi biliriz. Öyleyse iş başa düşüyor. İş pazarında ayrımcılığın önlenmesi lazım. Defalarca ispatlanmasına rağmen devlet önlem almakta çok zayıf kalıyor. Siyasi yönden çokkültürlü bir ülke olan Hollanda, aşırı sağcı partilerin ve sağ liberallerin Müslümanlara karşı olan politikaları nedeniyle diğer Müslüman ülkelerle olan ilişkilerde kan kaybediyor, zarara uğruyor. Göçün 50. yılındayız. Bizleri hala kabullenemeyenler var, bu zihniyetin artık değişmesi lazım. İktidar partilerin popülist söylemleri ve birbirleri için verdikleri tavizler ırkçı partileri büyütüyor ve göçmenlerin

haklarını ellerinden alıyor... Evet bu bir ülkesel konu. İki zıt görüşlü partinin kurmuş olduğu koalisyon ve birbirlerinin seçim programından vermiş oldukları tavizler var. Diğer muhalefet partilerinin maskarası oldular. Neymiş efendim ‘ülkeyi krizden kurtarmak için bu partilere ihtiyaç varmış’, neler yaptıkları görüldü. Bundan sonra da ne olacağı meçhul. Şuan her şey diken üstünde. Büyük bir ihtimalle belediye meclisi seçimlerinin sonucu koalisyonun kaderini belirleyecektir. Irkçı partilere karşı devletin önlem alması lazım. Bu böyle devam edemez; burası demokrasi ülkesi. Ama PVV gibi bir partinin Müslümanları hedef

Anayasaya uygunluk denetimi isteniyor

alarak siyaset yapması, kişileri radikalleştiriyor. Ondan sonra da, ‘radikal Müslümanlar var’ diye feryat ediyorlar. Yahu bunu devlet kendisi yaptırıyor. Hollanda parlamentosunun almış olduğu karara bakın: Allah’a küfretmek suç sayılmıyor. Haklar verilmiş, ama haklar, sistematik bir şekilde teker teker geri alınıyor. Bu koalisyon, yabancılar aleyhine en az dört kararın altına imza atmıştır. İşte tüm bu gelişmeler ışığında 19 Martta Hollanda seçimlere gidiyor. Siz bu meseleyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Öyle veya böyle, bizler artık yerel veya ülkesel bütün karar mekanizmalarında

yer almamız lazım. Vatandaş olarak oyumuzu mutlaka kullanalım. Kimse de küsüp ‘kullanmayacağım’ demesin sakın. Sizler oyunuzu kullanmadığınız zaman bizlere karşı olan partiler daha da güçleniyor. Buna çok dikkat etmemiz gerekir. Oy kullanmak vatandaşlık hakkıdır. Verilen bu hakkı değerlendirin. Oy verecek misiniz, partiyi mi, adayı mı destekleyeceksiniz? Evet kesinlikle oyumu kullanacağım, bulunduğum şehirde şahsa oy kullanacağım. Doğuş Haber Merkezi

«

Yargı Konseyi Başkanı Frits Bakker, hakimlerin yasalar ile uluslararası anlaşmaların anayasaya uygunluğunu denetleyebilmeleri gerektiğini söyledi. Bakker, bazı yetkilerin Avrupa Birliği’ne devredilmesine karşı Alman vatandaşları Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilirlerken, Hollanda vatandaşlarının herhangi bir girişimde bulunamadıklarını kaydetti. Hakimlerin Anayasa’nın 120. maddesine göre yasaların anayasaya uygunluğunu denetleme yetkileri bulunmadığı ifade edildi. GL (Yeşil Sol) eski lideri Femke Halsema’nın 2002 yılında hakimlere bu yetkinin verilmesi konusunda sunduğu yasa teklifi 2004 yılında Temsilciler Meclisi ve 2008 yılında da Senato tarafından kabul edilmişti. Konsey Başkanı Frits Bakker, terör suçu işleyen çift uyruklu kişilerin Hollanda vatandaşlığının iptal edilmesi planına da tepki gösterdi. Bakker, çift uyruklu olmayanların Hollanda vatandaşlıkları iptal edilerek cezalandırılamayacaklarına işaret ederek, “Eski vatandaşlıklarından çıkmaları mümkün olmayan insanlar böylece vatandaşlıktan atılarak da cezalandırılacaklar. Ancak bu, her Hollanda vatandaşının yargı önünde eşit olduğu belirtilen Anayasa’ya aykırı” dedi.


nieuws

04 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Rol model gençlerin meslek seçimi

Da Vinci studenten in gesprek met rolmodellen over “Mijn keuze!” Dordtrecht’te düzenlenen ve Da Vinci öğrencilerinin katıldığı, gençlerin geleceklerini ilgilendiren meslek seçimi hakkında konuştukları program hayli ses getirdi. Samimi ve gizemli bir atmosferde geçen programın teması “Benim seçimim” idi. Organizatör, gecenin sunucusu ve Proje lideri Nilüfer Sönmezer, geceyi şu sözlerle açtı: “Batılı olmayan gençler hakkında olumsuz olarak çok sık konuşuluyor ve konuşuldu. Bugün rol modeli olan o gençlerin, sizleri bile geride bırakan başarı hikâyelerini dinleyeceğiz” Intiem en vertrouwelijk was de sfeer van de thema-avond ‘Mijn keuze!’ op het Da Vinci College Nilüfer Sönmezer projectleider Interculturalisatie, organisator en presentator van de avond, opende met de woorden ‘Er wordt veel over het wel en wee van niet-westerse jongeren gepraat. Vaak over jullie hoofden.

Nilüfer Sönmezer projectleider Interculturalisatie, organisator en presentator van de avond, opende met de woorden ‘Er wordt veel over het wel en wee van niet-westerse jongeren gepraat. Vaak over jullie hoofden. Vanavond gaan we met jullie in gesprek en we horen verhalen van rolmodellen met een niet-westerse achtergrond... Vanavond gaan we met jullie in gesprek en we horen verhalen van rolmodellen met een nietwesterse achtergrond, zij zijn jullie voorgegaan’. Onvoorstelbare vraag Deze uitnodiging werd door de jongeren en de aanwezige rolmodellen

na een prikkelde opening door Han van Gorkom opgepakt. Han van Gorkom is directeur onderwijs aan het Da Vinci College. Meneer Sarıer, eigenaar van een advocatenkantoor in Dordrecht, was het met Van Gorkom eens. Hij bevestigde dat succes behaald wordt door hard werken, kennis en ervaring. Ook het nodige doorzettingsvermogen is een belangrijke eigenschap. Ook Sarıer had tegen vooroordelen moeten opboksen. Hij vertelde dat hij tijdens een sollicitatiegesprek geconfronteerd werd met de vraag of hij voldoende Nederlands kon lezen en schrijven terwijl hij al zijn rechtenstudie had voltooid. Dat zo’n vraag wordt gesteld is onvoorstelbaar!! Je staat niet alleen Met hier en daar een nuanceverschil herkenden alle aanwezigen met een niet-westers achtergrond de belemmeringen die je tegenkomt tijdens, studie en werk. Er ligt zeker een rol voor de ouders, maar deze is beperkt. De meeste ouders willen dat hun kinderen het beter hebben dan zijzelf hebben ervaren. Ouders vinden dus daarom dat hun kinderen moeten gaan leren, maar zij kunnen hen meestal niet voldoende adviseren. De avond zou een verhaal kunnen worden van een verloren generatie. Maar door het enthousiasme van de rolmodellen en de kritisch positieve houding van de studenten werden er realistische en haalbare tips gegeven;” Kies wat je leuk vindt, maar in een sector waar werk is. Kijk om je heen, ga netwerken en steun zoeken bij mensen die je kunnen adviseren en een duwtje in de rug kunnen geven. Je kunt je bewegen tussen twee of meer culturen. Dat is een verrijking en een extraatje voor een werkgever.” Geloof in jezelf Volgens ondernemer Bahattin Güler zijn de tips van de bijeenkomst nuttig, maar is het allerbelangrijkste te weten wat je zelf wilt. Özlem Yurtkap, studente hbo verpleegkundige, heeft altijd geweten dat ze in de zorg wilde en dat is haar gelukt. Zij heeft van jongs af aan haar roeping gevolgd en haar omgeving is met haar meegegroeid. Van hen krijgt ze nu veel steun en begrip. Ze kreeg een warm applaus uit de zaal. Han van Gorkom gaf op zijn beurt ‘een chapeau’ voor iedereen die zich heeft ingezet om deze bijeenkomst mogelijk te maken. De opkomst was groot en de discussie was scherp en leerzaam. “ Wij zien als Da Vinci College ook dat niet-westerse jongeren soms lastiger aan een stage komen of uitvallen,” zegt van Gorkom. We willen daar als school iets aan doen, zeker omdat de arbeidsmarkt roept om geschoold personeel. Er zijn kansen genoeg in bepaalde sectoren’. Uit de vele wijze woorden blijkt dat deze bijeenkomst geen eindpunt maar een begin is. Iedereen is het er over eens dat een ontmoeting met rolmodellen inspireert en stimuleert tot het maken van een eigen keuze en het geloof in jezelf.

Özel haber

Tuna Mezbahası Müdürü Ömer Korucu:

“Amacımız Müs hizmettir” Tuna Mezbahası Müdürü Ömer Korucu ve marketing yürütücüsü Bayram Kanık, Hollanda İslam Federasyonu Rotterdam merkez ofisinde, NIF Başkanı Mehmet Erdoğan ve Doğuş Gazetesi Genel Yayın sorumlusu Adnan Şahin ile görüştüler.

U

zun zamandır helal kesim hizmeti sunarak vatandaşlarımızın et ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli ölçüde payı olan Tuna kesimhanesinin yeni kuşak yöneticileri, kesimhanenin tanıtımı yönünde çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu çerçevede, Sivil Toplum Kuruluşlarının en güçlülerinden biri olan Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan’ı ziyaret ederek bir süre görüştüler. Hizmet çemberimizi genişletmek istiyoruz Helal et konusuna çok hassasiyet gösteren kurumların başında gelen Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Erdoğan bu ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Tuna kesimhanesi müdürü Ömer Koruyucu Hollanda İslam Federasyonu’na bağlı birçok camiye zaten et verdiklerini belirterek bu çemberin daha da genişletilmesinin ve kapsamlı hale getirilmesinin kendilerini memnun edeceğini ifade etti. Müslümanların boğazından yüzde yüz helal etin geçmesine vesile olunduğundan dolayı herkesin hanesine

sevap yazılacağının altını çizen Koruyucu, isteyenlerin istedikleri her an gelerek hem bir kahve içebileceğini hem helal etin kesilişini yerinde görebileceklerini söyledi. Ömer Koruyucu “Başka yerlerde çat kapı girip nasıl kesiliyor diye soramazsınız. Önceden randevu almanız gerekir. Tabi randevu alındığı zaman da o kesimhanenin size neyi göstereceğini önceden kendisi belirlemiş oluyor. Bu ne kadar gerçeği yansıtır, bunu Müslümanların sağduyusuna bırakıyoruz” dedi. Başkan Erdoğan kendilerini ziyaret eden heyetten Tuna Mezbahası hakkında geniş bilgi isteyerek bu bilgiyi hem federasyon yürütme kurulu üyeleri ile hem de şube başkanlarıyla paylaşabileceğini belirtti. Kuruluş amacımız Müslümanlara hizmettir Heyet daha sonra Doğuş Gazetesini ziyaret ederek Genel Yayın sorumlusu Adnan Şahin ile görüştü. Koruyucu, sorularımız üzerine Tuna kesimhanesi ve helal kesim konusunda şunları dile getirdi: “Bu gün, Hollanda İslam Federasyonunu ziyaretimiz, tanışmak

maksatlı idi. İyi bir görüşme oldu. Mezbahamız hakkında bilgiler verdik. Bunu sizinle de paylaşmak isterim. Tuna mezbahası 1997 yılında Hollanda İslam Merkezi Vakfı tarafından Druten’de kurulmuştur. Kuruluş amacı, Müslüman müşterisine helal et temin edebilmekti. O dönemlerde helal kesim yapabilen bir iki mezbaha vardı. Onun dışında insanlarımız çiftlik ahırlarında, bahçelerde, şurada burada sağlıksız ve yasak yerlerde hayvan alıp kesiyorlardı. Daha sonra bu tür kesimler sıkı kontroller sonucu imkânsız hale gelince insanlarımız helal et kesen yerlerin arayışı içine girdiler. O dönemde biz vakıf olarak bu açığı kapatmak amacıyla Druten’de böyle bir yer açtık. Buna insanlarımız teveccüh etti ve biz burada yaklaşık 14 yıl hizmet verdik. Daha sonra burası bize küçük gelmeye başlayınca Arnhem yakınlarında bulunan Elst’te yeni bir yer alarak oraya taşındık. Yaklaşık 5 yıldır da orada hizmet veriyoruz. Tuna Mezbahası olarak biz daha çok kaliteli, etlik dana, koyun ve kuzu kesmekteyiz. Asıl amacımız tüm Müslümanlara hizmet vermektir elbette. Ancak


het leven

yaşam 05

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

lümanlara

şuan ağırlıklı olarak Türk müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Gerçekten hakiki helal et arayan müşteriler gelip bizi buluyorlar. Biz Tuna olarak gerek camiler olsun gerekse Türk kasaplar vasıtasıyla olsun helal eti insanlarımıza ulaştırmaya çalışıyoruz. Bizi diğer mezbahalardan ayıran en önemli özelliğimiz; biz etlerimizin tamamını İslami usule uygun olarak kesmekteyiz. Bu, bakanlık nezdinde de böyle bilinmektedir. Ve bakanlık bu konuda bizi örnek mezbaha olarak, bilhassa dışarıdan gelen müşterilere tanıtmaktadır. Bu da bizim için şereftir, gurur verici bir durumdur elbette. Helal et neden pahalıdır? Bazı nedenlerden ötürü “helal et” biraz daha pahalıya mal olabiliyor. Şöyle ki, helal kesilen hayvandan akan kan oranı vurularak kesilen hayvandan akan kanın hemen hemen 5 katı kadardır. Bu tüketici için sağlıklı

bir durum. Ancak bu kanı biriktirmek ve ilgili merkeze teslim etmek zorunluluğu vardır ve bu da hayli pahalı bir işlemdir. Bir başka durum ise helal kesim yapan yerler bıçak vurduktan sonra hayvanın tamamen ölmesi için bir müddet beklemek zorunda. Bu da zaman kaybı demektir. Oysa hayvanları vurarak kesenler aynı zaman zarfında daha çok kesim yapabiliyorlar. Bütün bunlar mali hesaplara vurulduğunda kilo başında 1 Euro’ya varan ilave maliyet getiriyor. Böylece elimizde olmayan nedenlerden dolayı az da olsa helal etin fiyatı biraz farklı oluyor. Camilere özel indirim Camilere haftanın belirli günlerinde özel servislerimiz oluyor. Haftanın bir günü mutlaka camilere uğruyoruz. Camilere özel fiyatlarımız var. Ayrıca umuma hizmet verdikleri için de yüzde 5 özel indirim uyguluyoruz. Herkes midesine inenden kendi

Groothandel in levensmiddelen Industrieweg 171, 3044 AS Rotterdam Tel. (010) - 810 40 23 Fax (010) - 465 00 76 Mob. 06-41 37 06 26 E-mail info@ozpas.nl www.ozpas.nl

sorumludur Son olarak şu konuya dikkat çekmek isterim. Helal kavramı son zamanlarda fıkhi bir kavram olmanın ötesinde bir marka olarak kullanılmaya başlandı. Amsterdam’da dönerciler üzerinde yapılan bir araştırma sonucuna göre her on dönerciden dokuzunda helal olmayan ete rastlanmıştır. Oysa buralarda satılan bu etler “helal” diye satılıyor. Biz elbette müşteriyi bilinçlendirmeye çalışıyoruz ancak müşterinin kendisinin çok büyük sorumluluğu var. Tüketicinin mutlaka ne yediğine dikkat etmesi gerekiyor. Sonuçta bu, kendi boğazından geçip kendi midesine iniyor. Kısacası her şey göründüğü gibi olamayabiliyor. O yüzden insanımız, yüzde yüz helal olarak kesildiğini bildiği yerden etini alsın diyorum.” Adnan Şahin

«

Yabancıların çocuk parası düşürülmeyecek Amsterdam Mahkemesi, Hollanda’nın AB dışına gönderilen çocuk paralarında yaptığı yüzde 40 oranındaki kısıtlamayı durdurdu. Türk, Faslı ve Mısırlı ailelerin açtığı davada Amsterdam Mahkemesi, Fas’taki çocukların parasının iki ülke arasındaki özel bir anlaşmadan dolayı düşürülemeyeceği kararını verdi. Mahkemeye başvuran Türklerde eşlerin ikisinin de Türkiye’de ikamet ediyor olması nedeniyle çocuk paralarının düşürülebileceği belirtildi. Hollanda’da ikamet eden ve çocukları kendi ülkelerinde yaşayan Mısırlı aile ise itirazında haklı bulundu. Amsterdam Mahkemesi, Mısırlı ailelerin çocuklarının geçimi için ülkelerine göndermek zorunda olduk-

ları para miktarının düşürülmediğine işaret ederek, bu durumda çocuk parasının da düşürülemeyeceği kararını verildi. AB dışındaki ülkelerde hayatın daha ucuz olduğunu öne süren Hollanda hükümeti, bu ülkelerdeki ço-

cuklar için ödenen çocuk paralarını 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yüzde 40 oranında düşürmüştü. Sosyal İşler Bakanı Lodewijk Asscher, 5 milyon euro tasarruf yapılması hedeflenen yabancıların çocuk parasındaki kısıtlama ile ilgili mahkeme kararına itiraz etmeyi düşündüğünü açıkladı. Mahkeme daha önce de Türkiye ve Fas’a gönderilen dul ve yetim maaşlarında kesinti yapılamayacağı kararını vermişti. Bakan Asscher, 7 milyon euro tasarruf yapılması hedeflenen bu kesintiyle ilgili karara da itiraz etmişti.


facebook.com/yilmazfinance

Tarih şahittir, zor zamanlarda sadece güçlüler ayakta kalır.

Yılmaz Finans, 23 yılı aşkın bir süredir iyi günde, kötü günde verdiği sözlerin arkasında durdu. Günümüzde ise şubeleri, altyapısı ve müşteri odaklı hizmeti ile saygı gören kalıcı bir finansal danışmanlık şirketi arıyorsanız bizi takip edin: facebook.com/yilmazfinance sayfamızı beğenin, 12 mayıs’ta Google Nexus tablet çekilişine katılın.

078 6551655 yilmaz.nl info@yilmaz.nl yilmazfinance

Rotterdam Arnhem Dordrecht

Sigorta Finansal planlama Şahsi kredi Konut kredisi Emeklilik

• • • • •


uitzicht

panorama 07

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Gündem

Ayna

Demokratlar 66 iddialı geliyor...

Havva Koç

Oyunu ver, sesini duyur” Rotterdam anakent ve Feijenoord ilçe belediyesinden olmak üzere 2 Türk kökenli siyasetçiye listelerinde yer veren Sosyal Liberal D66 (Demokratlar 66), 19 Mart yerel seçimlerinde Reyhan Cephe’yi, Rotterdam Anakent Belediyesine 9. sıradan; Fatih Elbay’ı ise Feijenoord İlçesine 2. sıradan aday olarak gösterdi.

E

lbay ve Cephe düzenledikleri basın toplantısında kendilerini tanıttılar, neden aday olduklarını, hedeflerini açıkladılar. Kayseri doğumlu olan ve 8 yaşında Hollanda’ya gelen Reyhan Cephe, eğitimini Hollanda’da Erasmus Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra Hollanda Çalışma Bakanlığında uluslararası projelerde görevli memur olarak çalışmakta. Bir buçuk sene önce siyasete atıldığını söyleyen Cephe, “Bizim birinci hedefimiz eğitim seviyesinin yükseltilmesidir. Dünyada rekabetin yolu iyi eğitimden geçer. Bu yüzden ben ve partimin önem verdiği birinci konu eğitimdir” dedi. Şu anda Rotterdam Anakent Belediyesinde D66 partisinin 4 üyesi olduğunu belirten Cephe, yapılan araştırmalarda partisinin hızla yükseldiğini, 19 Mart seçimlerinde 9 meclis üyesi çıkarmayı hedeflediklerini vurguladı. Feijenood ilçesi meclisine D66 partisinin ikinci sırdan adayı Fatih

Elbay’ın asıl mesleği yeminli mali müşavirlik. Aslen Yozgatlı olan Fatih Elbay konuşmasında, siyasete girmekteki amacının bir sonraki nesillere hizmet etmek olduğunu vurguladığı. “Bizden öncekiler vazifelerini yaptılar. Toplumda gördüğümüz aksaklıkların eğitimle en asgariye indirmek için eğitim şart. Biz seçmenlere yerine getireceğimiz sözler vermeyeceğiz. Sadece seçimden seçime, seçmenlerinin gördüğü politikacılardan değil, her zaman yanlarında olduğumuzu göstereceğiz. Şu anda mevcut yönetimler, eğitimden kısıtlama yapma yoluna gidiyor. Bunu engelleyeceğiz” dedi. Elbay konuşmasında özetle şunlara değindi: “Yapacağımız şudur, oluşan ön yargıyı yıkmak zorundayız. Türk kökenli siyasilerin, sadece Türkler tarafından seçilen ve azınlıkların, yabancıların sorunları ile ilgilenen siyasiler imajını yıkıp, başta ilçeye ve Hollanda’ya hizmet eden insanlar olduğunu göstermek zorundayız. Gençler arasındaki işsizlik her geçen gün büyümekte, okulu bırakan

gençlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. ‘Okusam ne olacak, yine aynı parayı alacağım’ mantığının yıkılması gerekir. Kapı kapı dolaşarak kendimizi tanıtacağız, oy vermenin önemini anlatacağız. Biz çatışan, karalayan değil, diyalog halinde sorunların çözümünden yana olacağız. Benim siyasi görüşüme en uygun parti olduğu için D66 Partisini seçtim. Şöyle ki, bizler insanların eğitimle bir yerlere geleceğine, sorunları çözeceğine inanıyoruz. Örnek olarak ilk nesil olan dedemle benim durumu verebilirim. D66 ufku açık ve büyüyen bir siyasi partidir” Cephe ve Elbay, seçilmeleri halinde özellikle dar gelirlilerle zenginler arasındaki farkı kapatmak için çalışacaklarını ifade ettiler ve Türk vatandaşlarına şu şekilde seslendiler: İnsanları elinden tutup zorla sandığa götüremeyiz. O halde diyoruz ki: “Oyunu ver, sesini duyur; eleştirmeye hakkın olsun” Haber Merkezi

«

“Ekonomilerdeki sorunlar Avrupa’yı etkilemez” Euro Bölgesi yavaş yavaş krizden çıkarken, piyasalarda Arjantin ve Türkiye gibi ülkelerle ilgili endişeler artıyor. Bu konu hakkında bir açıklama yapan Dijsselbloem, bu ülkelerin Euro Bölgesi’ni etkilemeyeceğini kaydetti. Eurogroup Başkanı Jeroen Dijsselbloem, Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerden kaynaklanan endişelerin, Euro Bölgesi’ndeki ekonomik iyileşmeyi fazla etkilemeyeceğini olmayacağını söyledi. 18 Euro Bölgesi ülkesinin maliye bakanlarından oluşan Eurogroup’un başkanı ve Hollanda Maliye Bakanı Dijsselbloem, kou ile ilgili olarak yap-

tığı açıklamada, ‘Bunların oldukça farklı, ayrı konular olduğunu düşünüyorum. Gelişmekte olan ekonomilerdeki risklerin Euro Bölgesi’ne sıçrayacağını sanmıyorum” ifadesini kullandı. Dijsselbloem’un yanı sıra İspanya Ekonomi Bakanı Luis de Guindos da gelişmekte olan ülkelerle ilgili endişelerin büyütülmemesi gerektiğini vurgularken, “Arjantin özel bir vaka. İspanyol şirketlerin riske açıklığı çok daha düşük” şeklinde konuştu.

kochavva@live.nl

Arjantin pesosu geçtiğimiz hafta iki gün içinde yüzde 14 değer kaybı yaşamıştı öte yandan Ruble de ciddi düşüş kaydetmişti. Türkiye Merkez Bankası da liranın düşüşüyle ilgili olarak Salı akşamı olağanüstü toplandı ve faizleri artırdığı açıkladı. Hollanda Turizm ve Kongreler Bürosu yabancı turist sayısının bu yıl da yüzde 2 oranında artmasını bekliyor. Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’den gelecek turist sayısında artış olacağı tahmin ediliyor.

Sorunlu toplum değil, sorumlu toplumuz…

görevdir. Güç birliği yaparak Hollanda’yı yaşanır bir yer haline getirip sorunları daha aza indirme noktasında bizler de sorumluyuz. Bu yüzden oyumuzu kullanırken ince eleyip, sık dokumak zorundayız.

2014 yılını seçim yılı ilan etsek sanırım isabetli bir tespit yapmış oluruz. Bu yıl dünyanın birçok yerinde seçimler yapılacak. Hollanda’da, Mart ayında yerel, Mayıs ayında da Avrupa Parlamentosu seçimleri bizleri bekliyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Önümüzdeki günlerde camilerde, derneklerde ve kurumlarda bol bol siyasilerin yüzlerini göreceğiz ve kendilerinden bol bol vaatler dinleyeceğiz. Tabi aynı zamanda sıkıntılarımızı, endişelerimizi de dile getirme fırsatımız olacak.

Sizden oyunuzu talep eden şahsı ne kadar tanıyorsunuz? Hedefleri neler? Geçmişte olduğu gibi yıllarca camiye, derneğe, kurumlara uğramayıp, selamı sabahı olmayan, seçim zamanı yaklaştığında ha bire boy gösteren adaylardan uzak durmalıyız. Bu güne kadar bu tür siyasetçilerin ne gibi faydasını gördük ki? Ölçüp biçin, sonra yeni adaylarla eski adayları teraziye koyup tartın ve sonra bakın bakalım hangisinin bilgisi, kabiliyeti, karakteri, ehil oluşu daha ağır basacak? İnsanların olduğu yerde ihtiyaçlar olduğu gibi sıkıntılar da mevcuttur. Bu ihtiyaçları ve sıkıntıları giderebilmek ve en aza indirebilmek için de çalışmalar yapılması gerekir. Bu çalışmaları herkes yapamayacağına göre, bu tür işlerde görevlendirilebilecek insanların ehil olması gerekir. Hollanda’da doğmuş, burada eğitimini tamamlamış, buranın suyu ile hamuru yoğrulmuş ve aynı zamanda İslam dinini tanıyan, bilen ve yaşayan siyasetçi kardeşlerimize büyük görevler düşüyor. Bizlerin sorunlarını bildikleri için çözüme ulaştırmak ve ihtiyaçlarımızı gidermek onlar için biraz daha kolay olacaktır şüphesiz. Bu yüzden diyorum ki; geçmişte kendilerinden verim alamadığımız siyasetçilerin üzerinde fazla durmadan, yeni, aktif, çiçeği burnunda siyasetçilerimize fırsat vermeliyiz.

Elbette geçtiğimiz yıllarda seçim sonrası bir daha bizlere uğramayan, verdiği sözleri hatırlamayan, hiçbir şekilde azınlığın istek ve şikâyetlerini duymayan, duyurmayan ve duyuramayan siyasetçileri de göreceğiz. Belki bunları sorgulama fırsatı dahi bulabiliriz. Ya da onları görmemezlikten gelip, yeni adaylarla daha fazla vakit geçirebiliriz. Bazılarını tenzih ederim ama bu zamana kadar seçilen birçok aday maalesef halkın kendilerinden beklediği şeyler yerine, partilerinin onlardan istediklerini yaptılar. Bu tür durumlardan da ders çıkartmalıyız diye düşünüyorum. Seçimlere bizzat dahil olmak; toplumda varlığını gösterebilmenin, “ben de burada yaşıyorum, ben de varım” diyebilmenin bir göstergesidir. Kendi düşüncenize,

Güç birliği yaparak Hollanda’yı yaşanır bir yer haline getirip sorunları daha aza indirme noktasında bizler de sorumluyuz. Bu yüzden oyumuzu kullanırken ince eleyip, sık dokumak zorundayız. Sizden oyunuzu talep eden şahsı ne kadar tanıyorsunuz? Hedefleri neler? Camiye, derneğe, kurumlara uğramayan biri mi? yaşam tarzınıza en uygun olanı, sizin için en doğru olanı, yaşadığınız ülke ve toplum için en güzel hizmeti yapacağına inandığınız insanı öne çıkartmak, onu belirlemektir. Bu doğrultuda, yaşam tarzınıza ve normlarınıza uygun olanı desteklemek ve önünüze sunulan kişiler arasından en uygun seçimi yapmak ayrı bir

Oy vereceğimiz siyasilerimizin partilerinde ağırlığı olması için mutlaka tercih oylarını kullanalım. Bizlerin taleplerini gerekli mercilere ulaştırması ve gerekli işlemleri yapması, gayret göstermesi adına adaylarımızı seçerken sağlam karakterli olanları tercih edelim. Müslüman asıllı onca siyasimiz olduğu halde çoğu haklarımıza kısıtlamalar getirildi. Bu yüzden elimizdeki haklar daha çok kısıtlanmadan, inancımızı rahat bir şekilde yaşamak istiyorsak mutlaka organize olarak sandığa gitmeliyiz. Oy kullanma hakkı olan tüm Müslümanların oyunu kullanması yönünde çalışmalar yapmalı, onları oy kullanmaya teşvik etmeliyiz. Geleceğimize yön verecek ve geleceğimizin şekillenmesine etki edecek seçimlerde oyumuzu kullanırken dikkat etmeli ve bulunduğumuz şehirdeki kurum ve kuruluşlarla ortak hareket içerisinde olmalıyız. Hollanda’daki varlığımızı hissettirmeli ve artık bu toplumda “biz de varız!”, “bu toplumun sorunlarına bizler de çözüm üretmek istiyoruz” diyebilmeliyiz. Sorunlu toplum değil, sorunu çözebilecek sorumluluğa sahip toplumlar yetiştirebilme temennisi ile…


nieuws

08 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Halil Yanar

Spor yapan çocuklar daha sosyal oluyor! Geçenlerde bir dostum oğluyla yaşadığı bir olayı anlattı... Çok üzülmüş, anlatırken olayı âdeta yeniden yaşıyor, gözleri doluyordu. Olay, sadece tüketime dayalı yaşadığımız şu dönemde evlatlarımıza tam olarak veremediğimiz paylaşma duygusuyla alakalıydı. “Oğlum” dedi “Geçenlerde mutfağa girip kendisine bir meyve tabağı hazırladı. Salona gelince ‘ne güzel hazırlamışsın bir de ben tadına bakayım’ deyip bir adet üsteki meyveden aldım. Bizim çocuk bunun üzerine bana kızdı, homurdandı ve ‘bunu ben kendime hazırladım, niye alıyorsun’ diye bağırdı ve odasına gitti, tabağı da götürmedi. Ben koltukta çocuğumun bu hareketi üzerine yığılıp kaldım. Defalarca kendi kendime sordum ‘nasıl olurda benim oğlum böyle olur, ben ki elinde olanı paylaşan, insanları mutlu etmeyi seven bir adamken, benim oğlum nasıl bu kadar asosyal olabiliyor diye” Olayı dinledikten sonra dostuma ‘oğlunun daha önce takım sporlarıyla uğraşıp uğraşmadığını’ sordum. Cevap malumunuz olduğu üzere ‘hayır’ oldu. Küçükken birkaç bireysel sporla uğraşan delikanlı hiçbir takım sporu yapmamış. Bu çocuk için biraz geç ama, siz değerli anne ve babalar çocuğunuzun daha sosyal, paylaşımcı, etrafındakilerle iyi ilişkiler kuran bir evlat olarak yetişmesini istiyorsanız, hangisi olduğu önemli değil ama onun istek ve yeteneğine göre mutlaka bir takım sporuna katılmasını ve devam etmesini sağlayın. Kendisi oyun içerisinde, golü atacakken ya da sayıyı yapacakken, arkadaşına pas vererek egolarını yenmeyi küçük yaşta öğrenenler için, ilerideki paylaşım-

Güncel

cılığını pek kaygı etmemek gerek. İçine kapanık çocukların arkadaşlarıyla maçı kazanmak için yaptığı etkili konuşmalar, evde hiçbir şeyini toplamayan, dağınık olan çocuğun soyunma odasında kendi kullandığı takım malzemelerini derli toplu toparlaması, gelecekte onun, sosyalleşmesinde büyük rol oynayacaktır. Yoğun uğraşlarla evde başaramadığınız bazı şeyleri, takım arkadaşından görüp uygulaması zamanla sizi de şaşırtacaktır. Unutulmamalı ki çocukların birbirinden kapıp öğrendikleri şeyler bazen anne babadan daha etkili olabiliyor. Etrafımdan sürekli duyarım; “çocuk şöyle olsun, falan spora yazdırdım, ben şunu çok severim o da öyle olsun” diye. Değerli veliler, unutmayınız ki sporun çocuğun üzerinde olumlu etki yapabilmesinin iki temel yolu vardır: Birincisi, çocuğun yetenekleri, ikincisi de, arzuladığı spor branşıdır. Yani yetenek ve istek yoksa ne yapsanız nafile, işe yaramaz. O yüzden çocuğunuza bir spor seçerken mutlaka onun fikrini alın, isteğini sorun, deneme zamanı verin, olmazsa zorlamayın, başka spora yönlendirin. Şimdiden serzenişlerinizi duyar gibiyim: “İyi diyorsun da, zaten çocuk bir spora gidiyor, hangi bütçeyle bir de takım sporuna gönderiyim, her tarafta kriz var” diyorsanız, aylık gelir seviyesi düşük olan aileler ‘www. jeugdsportfonds.nl’ internet adresinden bilgi alabilir ve çocuklarının bütün sportif masraflarını bu kurum aracılığıyla karşılayabilirler. Geleceğimizin teminatı göz nuru evlatlarımız için bazen biraz daha ilgi ve alaka gerekiyor. Bazı yöntemler her çocukta aynı sonuçları vermeyebilir. O yüzden çocuğunuzun gelişiminde sporun katkısını da arkanıza alırsanız inanın daha sosyal ve sağlıklı nesiller gelecekte bizimle beraber olacaktır. Yüce Mevla’dan bizleri evlatlarımızla imtihan etmemesini diliyor ve hepinize sağlıklı ve sportif günler temenni ediyorum.

T.C. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan:

“İnsani ilişkilerim ticaretimizi destekleyecekti MÜSİAD Hollanda’nın (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) Rotterdam kentinde 20’nci yılı münasebetiyle verdiği yeni yıl resepsiyonunda çeşitli kurum ve kuruluşlardan temsilciler ile iş dünyası bir araya geldi.

T

ürkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan, Hollanda Türkiye bir önceki büyükelçisi Jan-Paul Dirkse, Rotterdam başkonsolosu Togan Oral, Deventer Başkonsolosu Yunus Belet, Tunahan Kuzu, Rotterdam belediyesi encümen azası Hamit Karakuş, Türkiye’den MÜSİAD Yurt dışı teşkilatlanma başkanı Namık Alper Esen, HOTIAD ve HOGIAF başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, Hollanda’da bulunan sivil toplum kuruluşları başkanlarından Türk İslam Kültür Dernekleri başkanı Arif Yakışır, Hollanda İslam Federasyonu başkanı Mehmet Erdoğan resepsiyonda hazır bulundular. MÜSİAD Hollanda’da bir ilktir Kısa süre önce göreve gelen MÜSİAD Hollanda Başkan Ali Bekdur kısa bir

selamlama konuşması yaptı. Bekdur, daha önce Hollanda’da başkanlık yapmış olan Gülali Alkılıç, Mehmet Akbulut ve Sinan Tosun’a çiçek vererek teşekkür etti. Bekdur özetle şöyle konuştu. “MÜSİAD Hollanda bu yıl 20’inci yılını kutlayacak.1994 yılında Hollanda’da kurulan ilk Türk kökenli işverenler derneği olan MÜSİAD bu konuda bir ilke imza atmıştır. Bu gün Hollanda’da bulunan birçok işadamımızın bir MÜSİAD dostu oldukları şahsen malumumdur. Kurulduğu günden bu güne büyük MÜSİAD ailesi olarak bir çok işadamımıza hem yurtiçi hem yurtdışı ticari fırsat ve iş birliği imkânları sunmuştur. Bunun örnekleri MÜSİAD üyeleri arasında mevcuttur. MÜSİAD ailesi olarak benimsediğimiz ticari ahlak sayesinde bu iş fırsatlarını başarıya dönüştürmekte önemli katkı-

sı bulunmaktadır. Birlikten kuvvet doğar inancını taşıyan işadamları olarak işadamlarımızı bir araya getirmeye çalışıyoruz. Üyelerimizi yatırım imkân ve fırsatları konusunda ve de dikkat edilmesi gereken hususlar ile ilgili vaktinde ve doğru bir şekilde bilgilendirmek önemli hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Bir sivil toplum kuruluşu olarak tabii ki tek gayemiz ticari hacimleri artırmak değil. Hukuktan felsefeye, sanattan teknolojiye dek her alanda yarınlarla yenilikleri buluşturmayı hedefliyoruz. Üyelerimizi devamlı olarak ziyaret etmekteyiz, diğer üyelerimizle tanıştırmak ve birebir iş fırsatlarını görüşmekteyiz. Mayıs ayı başında Fas’ın Marakeş kentinde organize edilecek İnternational Business Forum’a katılım sağlayacağız. Sizleri de aramızda görmek isteriz. Yine Ma-

Mutlu bir çocukluk depresyon riskini arttırıyor Hollanda’da depresyonla ilgili yapılan iki araştırmadan ilginç sonuçlar çıktı. Yayımlanan araştırmaya göre depresyon ölüm riskini arttırıyor. Groningen Akademi UMCG’nin araştırmasında da mutlu bir çocukluğun ileri yaşta depresyona yakalanma olasılığını yükselttiği sonucuna varıldı. Amsterdam VU Üniversitesi 1,8 milyon kişiyi kapsayan 300’e yakın bilimsel araştırmayı incelendi. İlk araştırmada 135 bin kişinin depresyondan yakındığı ve bu gruptan kişilerin ikinci araştırmaya kadar ölmüş olma olasılığının depresyon rahatsızlığı bulunmayanlara göre1,5 misli fazla olduğu saptandı. İntihar vakalarına depresif insanlarda

daha sık rastlanmasına rağmen, intihar edenlerin sayısının bu araştırmada çok düşük olduğu ve bu nedenle de ölüm riskinin artmasının nedeni olarak görülemeyeceği kaydedildi.

dan, Groningen Akademi Hastanesi UMCG’nin araştırmasında da mutlu bir çocukluğun ileri yaşta stresten kaynaklanan depresyon riskini arttırdığı sonucuna varıldı.

Depresif insanlarda sigara kullanma alışkanlığına daha sık rastlandığı, bu kişilerin daha fazla alkol tükettikleri, genellikle yeterince hareket etmedikleri ve sağlıklı beslenmedikleri ifade edildi. Araştırmacılar, ölüm riskinin yükselmesinde bu faktörlerin önemli rol oynadığı görüşündeler. Öte yan-

Stresin depresyonun en önemli nedenleri arasında bulunduğu ifade edildi. Mutsuz bir çocukluğun ise stres kaynaklı depresyon olasılığını azalttığı belirlendi. Bu çocukların strese çok küçük yaşta alıştıkları ve böylece ileri yaşta stresle daha iyi baş edebildikleri kaydedildi.


actualiteit

aktüalite 09

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Analiz

Ergün Madak

Hekimoğlu İsmail, De Levende Koran, Verlangen Naar Mekka

miz

ir”

ergunmadak@hotmail.com

yıs ayında, MÜSİAD Hollanda’nın 20. ve Türklerin Hollanda’ya gelmelerinin 50. yılını kutlayacağız. Bu arada güncel konular ile ilgili paneller organize etmekte ve üyelerimizi periyodik olarak hazırlanan bültenlerle bilgilendirmekteyiz. Yılsonunda organize edilecek olan MÜSİAD Fuarında tüm MÜSİAD ailesi ile birlikte İstanbul’da buluşacağız.” “Ekonominin dinamosu işverenlerdir” MÜSİAD Hollanda’nın merkezindeki davette bir konuşma yapan Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan, ülkede bulunan 18 bin dolayındaki Türk kökenli işverenin hem Hollanda’ya hem de Türkiye’ye ekonomik açıdan önemli katkı sağladığını vurguladı. İşverenlere girişimcilik alalında her türlü des-

teği vermeye hazır olduklarını anlatan Büyükelçi Arslan, “50 yıldır Hollanda’da ikamet eden Türkler önemli başarılara imza atmıştır. Güçlü bir ülke ve sağlam bir demokrasinin ancak güçlü bir ekonomiyle mümkün olabileceğini vurgulamak istiyorum. Ekonomilerin güçlü olması kendiliğinden olacak bir şey değildir. Ekonominin dinamosu işverenlerdir. Onların başarısı ülkemize aş olarak, iş olarak, nüfus olarak döner” ifadesini kullandı. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Deventer Başkonsolosu Yunus Belet ile Turgut Torunoğulları’nın da bulunduğu resepsiyonda MÜSİAD Yurtdışı Teşkilatlanma Komisyonu Başkanı Alper Esen, 1990 yılında 5 işverenin çabalarıyla kurulan derneğin bugün 7 bin üyeye ulaştığını 2 milyon kişiye istihdam sağlayan bir büyüklüğe

ulaşıldığını kaydetti. Esen, “Dünya ve ülke gündemini yakından takip ediyoruz. Dünya genelindeki açılımlarımız devam ediyor. Şu anda 69 ülkede ve 13 noktada örgütlenmemizi tamamladık. MÜSİAD için öncelik hüsnüniyet, samimiyet, ciddiyet ve iyi niyet gelmektedir” diye konuştu. Biz milletimizin yanındayız, ülkemizin yanındayız Hollanda’nın Türkiye eski büyükelçisi Jan-Paul Dirkse kısa bir selamlama konuşması yaptı. MÜSİAD’ın, genç girişimcilerin istifade edebilecekleri çok somut bir oluşum olduğuna işaret eden Drikse “MÜSİAD gibi bir kurum olduktan sonra artık bilgiye ulaşmak çok zor olmayacaktır” şeklinde konuştu Adnan Şahin Rotterdam

«

Yeni sosyal yardım yasası konusunda anlaştılar

Geçenlerde Hekimoğlu İsmail hakkında yazılan, ‘Derdini Seven Adam’ (Işık Yayınları, Ömer Taner Ekinci, İstanbul 2013) kitabını okudum. Önce yakınları, sonra arkadaşları ve en sonunda da kendisinin düşüncelerinin işlendiği, Hekimoğlu’nu biraz daha yakından tanımak isteyenler için yazılmış hoş bir kitap. Hekimoğlu ismi ile tanışmam, 1986 ya da 1987 yılında Ankara Hacı Bayram’da bir kitapçının, ‘yasak kitap’ diye bana tavsiye etmesiyle, Minyeli Abdullah kitabını satın alarak olmuştu. Kitabı okuyan hemen herkeste hangi etkiyi bıraktıysa bende de aynı etkiyi bırakmıştı. Derdini Seven Adam’da, depolitize olmuş bir insan portresi çizi(li)yordu hoca için ve şöyle diyordu: “Kim çağırırsa çağırsın, Nurcusu, Süleymancısı vs. hep konferanslara gittim, hiç bir zaman ayırım yapmadım.” Pozisyon itibariyle Nurculara daha yakın duran Hekimoğlu, bunu herhalde gençlik yıllarından beri okuduğu, okuttuğu Said Nursi Risaleleri’ne borçlu. Ama dünyasını yalnızca risaleleri okuyarak daraltmamış, perspektifi geniş tutmaya çok özen göstermiş, hatta Büyük Doğu yıllarında, Necip Fazıl Kısakürek’le çalışmış, derginin ABD temsilciliğini bile yapmış. Pratikte bir Müslüman nasıl yaşamalı, zengin olursa bu zenginliği nasıl gönül zenginliğine dönüştürmeli diye merak ediyorsanız eğer, bu kitabı okumalısınız. Kitabı okuduktan sonra, Türkiye’deki son olaylarla ilgili tutumunu da merak etmedim değil açıkçası ve Zaman Gazetesi’ndeki köşesinde bu olaylar üzerine neler yazdığını okudum. Ahmed Şahin Hoca’nın ‘Muhabbed Asrı’ kitabı da şu sıralar elimde olduğu için, onun makalelerine de göz atma ihtiyacı hissettim.

Koalisyon ortakları (VVD) ve (PvdA) ile muhalefetteki partilerden (D66), Hıristiyan Birlik (CU) ve (SGP) arasında yeni sosyal yardım ve yasaları konularında uzlaştılar.

Tahminlerim beni yanıltmadı. Her ikisi de, Kur’an ahlakına, İslam’ın pratiğe yansıtılmasına, fedakârlığa önem verdiklerinden olsa gerek, o kadar makul ve yapıcı şeyler söylüyorlardı ki, ferahlamış olarak gönlümün onlara biraz daha aktığını hissettim. Tek üzüldüğüm, yangına körükle gidenlerin avaz avaz bağırmaları, Kur’an ve itidal çizgisine çekmeye çalışan Hekimoğlu gibi yapıcı Müslümanların ise, seslerinin bir türlü duyulmaması.

Ödenekliler, maaşlarının karşılığında bir hizmet sunacaklar Koalisyon ortaklarının planlarını gerçekleştirebilmeleri için parlamentonun üst kanadını oluşturan Senato’da bu partilerin desteğine ihtiyaçları var. Partiler arasında sağlanan anlaşmaya göre sosyal ödenekliler, maaşlarının karşılığında bir hizmet sunmak zorunda olacaklar ve bu hizmetin ne olacağına yerel yönetimler karar verecekler. Sosyal ödenek başvurusunda bulunanların 4 hafta bekletilmeleri planından vazgeçildi ve 5 yaş altı çocuğu

Kur’an Ocak ayında De Levende Koran yayınlandı. De Levende Koran, yönetim kurulunda benim de olduğum Stichting Lezen Leven’in inisiyatifiyle, maddi-manevi uzun emeklerle, öncelikle Hollandaca Kur’an, sonrasında da Hollanda’daki Müslümanların okuma, konuşma, tartışma ve gelişme ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş bir vakıf. Hollanda’daki bazı marjinal grupların, siyasi başarı elde etmek için, Müslümanları hedef haline getirerek, ortalığa Fitna saçtıkları

olan kadınlar daha önce planlandığı gibi iş aramak zorunda olmayacaklar. Masraflarını bir başkası ile paylaşanlara düşük ödenek verilecek Anlaşma, sosyal ödenek koşullarının daha da ağırlaştırılmasını öngörüyor. Ödenek başvurusunda bulunanlar Hollandaca bilmek ve iş mülakatlarına uygun kıyafetle gitmek zorunda olacaklar. Kira ve mutfak masraflarını bir başkası ile paylaşanlara daha düşük bir ödenek verilecek. Bu kural yaşlılık maaşı (AOW) alanlar için de

geçerli olacak. Kurallara uymayanlar, ödenekleri düşürülerek cezalandırılacaklar. Malulen emekli maaşı (Wajong) alan 240 bin genç yeniden sağlık kontrolünden geçecek ve haklarında çalışabilir kararı verilenlere asgari ücretin yüzde 75’i yerine yüzde 70’i üzerinden bir maaş verilecek. Bu gençler böylece sosyal ödeneğe mahkum edilmeyecekler. 2 milyar euroluk tasarruf öngören değişikliklerin 1 Ocak 2015 tarihinde yürürlüğe girmesi hedefleniyor.

dönemlerde, Müslümanlar ‘onlara inat, ortaya güzel eserler çıkarmalı’ niyetiyle yola çıkmış bir kaç gönül insanın girişimi Stichting Lezen Leven. İnşallah devamı da gelecek. De Levende Koran, Stichting Lezen-Leven ve Rotterdam İslam Üniversitesi’nin işbirliği ile basıldı. Cep ve büyük boy olarak temin edilebilen Kur’an’ın en büyük özelliği, bazı ayetlerin hemen altında açıklamalarının olması, böylelikle daha anlaşılır hale gelerek kendini diğer Hollandaca meallerden kolaylıkla ayırabiliyor. Kur’an için asıl önemli olan anlayabilmek, ama De Levende Koran’da görsel estetiğe de önem verilerek ortaya güzel bir eser çıktığını söyleyebiliriz. (Kitabı temin etmek isteyenler lezenleven.nl web adresine başvurabilirler. Bir de multimedya bölümüne göz atmanızı da tavsiye ederim.) Burada asıl önemli sorun, Kur’an’ın genel olarak dünya çapında gereken ilgiyi görüp görmediği. Satırları yazdığım şu sıralarda, PVV’den ayrılan, İslam’ı seçen Arnoud van Doorn’un, Den Haag Belediyesi Meclis Üyeleri’ne, Kur’an hediye ettiği haberi ile karşılaştım ve çok mutlu oldum. Çağımızda Kur’an’ın temin edilmesi artık bir sorun değil. Sesli, görüntülü, kitap halinde ya da pc/cep telefonu için edinilmesi o kadar çok kolaylaştı ki. Artık bu noktadan bir üst boyuta geçmenin zamanı çoktan geldi de geçiyor: Yaşadığım bölgede, bundan 3 yıl önce bir kaç arkadaşla, Kur’an Tefsiri üzerine çalışmaya başlamıştık. Kur’an’ın iniş sırasına göre okumaya başlayacak, yani Mekke’de inen ayetlerle, sonra Medine ayetleriyle bitirecektik. Ortalama haftada 30 ayet kadar işleyerek, 3/2’lik kısmını bitirmek üzereyiz. Aynı çalışmanın bayanlar ayağı da bizimle beraber başladılar. Amacımız; son ayetleri umrede, Mescid-i Nebevi ya da Haram’da işleyerek kapanışı Allah nasip ederse kutsal topraklarda yapmak. Bu metodu şu ana kadar başarıyla uyguladık. Umarım bu satırları okuyan herkese bir fikir verir ve başlamaya vesile olur. Verlangen Naar Mekka Şu an, Leiden’daki Volkenkunde Müzesi’nde, Verlangen naar Mekka sergileniyor. Serginin bahçesinde, Faslılara ait bir bedevi çadırı da kurulmuş. İçerisine girip nane çayı içip, zeytin ve Fas tatlılarının tadına bakabilirsiniz. Müzede, İngiltere’de yaşayan İranlı birisinin özel koleksiyonunun parçaları sergilenmekte. Britisch Museum ile ortaklaşa düzenlenmiş olan erginin gizemini daha da fazla dağıtmayayım. Müzeden yanınızda bir rehber olursa çok daha etkileyici olacağını da ekleyeyim. Sergiyi 9 Mart 2014’e kadar gezebilirsiniz. http://verlangennaarmekka. volkenkunde.nl/nl/verlangennaar-mekka-de-reis-van-depelgrim


nieuws

10 haber Fotoğraflarla Hollanda gündemi...

Hasan Eker’e doçentlik unvanı

Erasmus Üniversitesi’nde görev yapan ve PvdA tarafından Rotterdam Anakent Belediye Meclisi’ne 11’inci sıradan aday gösterilen Dr. Hasan Eker doçentlik unvanı kazandı. Eker’in karın fıtığı konusunda yaptığı araştırmanın savunması dokuz profesörden oluşan jüri tarafından oybirliği ile başarılı bulundu.

Birlik, hoşgörü ve dayanışma vurgusu

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Dosya

Schooldirecteur Richard Troost van De

Een school wa en KWALITEIT nummer 1 staa

Rotterdam Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, yeni yıl resepsiyonunda yaptığı konuşmada, birlik, beraberlik ve dayanışma vurgusunda bulundu. Yalnız yaşayan bir kadının ölüsünün 10 yıl sonra evinde bulunması olayına değinerek, “Yaşanan bu durum son derece üzüntü verici” dedi.

“Bu toplum ve geleceğimiz için yüksek tahsilli Müslümanların yetişmelerini arzu ediyoruz. Bunu da ancak velilerin katkısı, işbirliği ve destekleriyle başarabiliriz. Anne ve babalar, bize inansınlar ve güvensinler...”

“Tarımın ekonomiye katkısı büyük”

Tarımın Hollanda ekonomisine önemli katkı sağladığını belirten Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı Sharon Dijksma, sebze, meyve, sütlü ürünler ve et ihracatında geçtiğimiz yıl yüzde 5 oranında artış kaydedildiğini açıkladı. Bu ürünlerin ihracatı 79 milyar euroya yükseldi.

Dalyan, Zoover ödülünü kazandı

Hollanda merkezli tatil yorumları sitesi Zoover’in anketinde Dalyan, “Avrupa’nın en iyi deniz, kum ve güneş tatili” kategorisinde birinci oldu. İki yıl önce de aynı kategoride birinci olan Dalyan’ın ‘Zoover 2014 yılı Ödülü’, düzenlenen törende Lahey Turizm Müşaviri Enis Tataroğlu’na verildi.

CDA, KOBİ’lere destek istiyor

Hıristiyan Demokratlar (CDA), KOBİ’lere ekstra maddi yardım sağlanmasını istiyorlar. CDA lideri Sybrand Buma, ‘orta ve küçük ölçekli işletmelerin yeniden Hollanda ekonomisinin motoru olmaları gerektiğini ve çok sayıda işletmenin ise destek sağlanmaması durumunda iflas edeceğini’ ifade etti.

İ

bn Ghaldoun İslam Ortaokulunun iflas bildiriminin ardından oluşturulan yeni yönetim, 1 Kasım tarihinde okulun idaresini ele alarak eğitime kaldıkları yerden devam ediyorlar. “De Opperd” adı verilen okul müdürü Richard Troost ile bir görüşme yaptık. 3 aylık dönemi değerlendirdik ve önümüzdeki sezonda veli ve talebeleri nelerin beklediğini sorduk. Okulun eğitim kalitesini arttırmak için uğraştıklarını dile getiren Troost, talebelerin okul içi aldığı eğitim ve öğretimde değişikliğe gidilmediğini, derslere ve toplantılara Kur’an ile başlandığını ve İslam’ın ilkelerinin okulda uygulandığına dikkat çekti. Öğretmenlerin yüzde 60’ının değiştiğine vurgu yapan Troots, sezon sonunda okulun İslami bir yönetime devredileceğini ifade etti. Sohbet sırasında müdüre eşlik eden ve okulda matematik öğretmeni olarak görev yapan Mehmet Öztürk, okulun şuan ki gidişatından memnun olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “De Opperd, Hollanda’nın tek İslami ortaokuludur. Rakibi yoktur. Müslüman bir anne ve babanın çocuğunu bu okula yazdırma gibi bir sorumluluğu vardır. Eğitimdeki kalitenin yanı sıra öğrencinin kimlik kazanımı bizim için çok önemlidir. Biz, ne imam ne de cami içi eğitimi vermiyoruz. İstenilen düzeyde kaliteli bir eğitim vermeyi amaçlıyor ve bu yönde gece gündüz çalışıyoruz. Bu toplum ve geleceğimiz için yüksek tahsilli Müslümanların yetişmelerini arzu ediyoruz. Bunu da ancak velilerin katkısı, işbirliği ve destekleriyle başarabiliriz. Bundan dolayıdır ki, anne ve babaların bize inanacaklarına, güveneceklerine ve bizi destekleyeceklerine inanıyoruz. Şimdilik adımız De Opperd. Önümüzdeki sezon adımız değişecektir. Bu konuda teklifi olan varsa, bilmek isteriz. Sonuç olarak; KİMLİK ve KALİTEDE 1 numara

olacak okul için el ele vermeli, bu süreci lehimize çevirmeliyiz” Interview met de schooldirecteur Richard Troost over de enige Islamitische Voortgezet Onderwijs in Nederland: De Opperd. Wie is Richard Troost? Richard is de directeur ad interim van de Opperd, tot augustus 2014 is het zijn taak om er een goed lopende school van te maken. Hiervoor heeft hij op verschillende scholen als directeur gewerkt. Veel ouders zijn onrustig na het faillissement van Ibn Ghaldoun. Hoe is de situatie op dit moment eigenlijk? Wij zijn 1 november gestart met de school “De Opperd”. De school is daarvoor een paar weken dicht geweest. Toen Ibn Ghaldoun failliet ging was de inspectie niet tevreden met de school, de kwaliteit van het onderwijs was niet op het gewenste niveau. Ibn Ghaldoun had een slechte naam gekregen. De examenfraude was precies op een moment dat de school al veel in de publiciteit stond. De staatssecretaris heeft dan ook besloten om de school niet meer te bekostigen. Dit besluit was wel genomen, maar zeshonderd leerlingen moesten nog wel onderwijs krijgen. De Rotterdamse schoolbesturen hebben in samenwerking iets bedacht, voor de leerlingen die recht hadden op onderwijs. Een nieuwe islamitische school voor voortgezet onderwijs die niets te maken heeft met het oude Ibn Ghaldoun was de oplossing. Een nieuwe school met betere docenten. Ruim zestig procent van het docententeam van de Opperd is vernieuwd. Er is een nieuwe stichting opgericht, zodat we ook met een nieuwe begroting van start konden. Zo zijn wij per 1 november

2013 begonnen met een nieuwe naam, nieuwe leraren en een nieuwe managementteam. Eerst hebben wij met zijn allen hard gewerkt om de basis van een school op te zetten, met lopende lessen, passende lesroosters en zonder tussenuren etc. Dit hebben wij voor de wintervakantie op orde gekregen. Na de wintervakantie zijn wij als school bezig geweest om het onderwijs te verbeteren. Wij proberen ook de ouders er bij te betrekken doormiddel van een ouderraad en de MR. Ouders maken zich zorgen over twee punten. Ten eerste vragen ze zich af of het nog een islamitische school is en ten tweede zijn ze onrustig over de kwaliteit van de school. Ten eerste, wij zijn een Islamitische school. Daarover hoeven de ouders zich geen zorgen te maken. De uitgangspunten van de Islam wordt hier gehanteerd. We houden ons aan de kledingvoorschriften. Elke les en elke vergadering begint met een recitatie. De jongens en meisjes krijgen apart gymles. Bepaalde onderwerpen bij het vak biologie worden met respect benaderd. Verder zijn wij terughoudend in het muziek onderwijs. De Opperd heeft ook een identiteitscommissie, die kijkt naar onze identiteit. Maar wij zijn


interview

söyleşi 11

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Kısa haberler

Opperd

arin IDENTITEIT op at!

“Bu kanser ilacını zenginler için geliştirdik” Bayer firmasının Hollandalı CEO’su Marijn Dekkers’ın bir konferansta yeni kanser ilacıyla ilgili ifadeleri şok meydana getirdi. Dekkers’in geçtiğimiz aralık ayında yaptığı konuşmadaki şok yaratan sözleri, haftalık Amerikan dergisi Business Week’in buna son sayısında yer vermesiyle duyuldu. Hindistan hükümetinin Nexavar adlı kanser ilacının patentsiz üretimine izin vermesine tepki gösteren Dekkers, bunun aslında “hırsızlık” olduğunu ileri sürdü ve “Doğruyu konuşalım, biz bu ürünü Hindistan pazarı için geliştirmedik. Bu ürünü doğrusunu söylemek gerekirse batıdaki bunu alabilecek maddi güce sahip insanlar için geliştirdik” ifadesinde bulundu. Bayer firmasının Nexavar için hasta başına yılda 67 bin dolar talep ettiği öğrenildi. Hindistan’da üretilen ilacın ise 177 dolara satıldığı belirtildi. Hindistan yasalarına göre yurt dışında üretilen çok pahalı olan ilaçlar, Hindistan’da patentsiz üretilebiliyor.

“İş pazarı dışındaki yaş ayrımcılığı önlensin”

Avrupa Konseyi bünyesindeki Avrupa Sosyal Haklar Komitesi tarafından hazırlanan raporda, Hollanda’nın iş pazarı dışındaki yaş ayrımcılığını önlemesi gerektiği belirtildi.

een school en we moeten binnen de inspectie ook hoog scoren. Het onderwijs moet goed vorm krijgen en wij moeten ons houden aan de gestelde regels van de inspectie. De leraren zitten in verschillende werkgroepen om samen te zorgen voor een kwalitatief goede school en om kwalitatief goed onderwijs aan de leerlingen te bieden. Wat gaat er in de toekomst gebeuren met De Opperd? Je kunt zeggen dat de Rotterdamse scholen, de school hebben gered. Wat nu vreemd lijkt is dat een Islamitische school onder een Christelijke scholengemeenschap valt. Maar wij moeten dankbaar zijn, omdat de scholen ons op dit moment erg ondersteunen. Maar dit zal niet lang plaatsvinden, na de zomervakantie zal de school overdragen worden aan een Islamitische bestuur. Wat ook kan gebeuren is dat de school onder de paraplu van SIPOR wordt geplaatst. Zo kan je een doorlopende leerlijn hebben binnen het islamitische onderwijs. Dit lijkt ons een goed idee. Hoe ervaren de leerlingen De Opperd? De leerlingen hebben het zwaar gehad met de aandacht van de pers.

Met de start van de Opperd waren sommige leerlingen teleurgesteld, omdat zij sommige leraren niet meer terug zagen. Voor de nieuwe leraren was het een klus om zich te bewijzen. Sommige leerlingen hebben de docenten getest, hoe ver ze bij een leraar konden gaan. Het huidige docententeam zal tot de zomer aanblijven. Op dit moment komt de rust terug in de school en er zijn minder tussenuren voor de leerlingen. Wat ik in de wandelgangen hoor, is dat de leerlingen tevreden zijn. De leerlingen voelen zich thuis binnen de school. Binnenkort al er onder de leerlingen een tevredenheidsonderzoek uitgevoerd worden. Wat voor ervaringen heeft Mehmet (wiskunde leraar) met de Opperd? Mehmet is een nieuwe docent voor de leerlingen van De Opperd. Hij heeft zijn vaste baan als docent elders opgezegd en is per 1 november begonnen bij de Opperd. Hij heeft geen enkele seconde spijt gehad van zij overstap, integendeel! Hij geeft aan dat wij de enige school zijn voor Islamitische Voortgezet Onderwijs in Nederland waarin de lessen met Koranrecitaties starten. Hij werkt vaak over maar heeft het erg naar zijn zin! De leerlingen inspireren hem erg en de leerlingen zijn dankbaar

dat zij de lessen snappen en dat zij een Islamitische achtergrond hebben. Door de goede sfeer voelt hij zich hier enorm thuis. Mehmet is vaak emotioneel als een leerling een Soerah reciteert. De Opperd is de enige school voor Islamitische Voortgezet Onderwijs in Nederland. Maar ook willen wij met zijn allen de beste school van Nederland zijn. Hij heeft het vertrouwen erin dat dit met de medewerking van leerlingen, docenten en ouders zal lukken. Wat kunt u zeggen aan de ouders die twijfelen over de toekomst van De Opperd? Er is een oud spreekwoord ‘vertrouwen komt te voet en gaat te paard.’ Het is makkelijker om iemands vertrouwen te schaden, dan te verkrijgen. Dat is nu aan de hand. Om er samen iets goed van te maken nodig ik ouders uit om deel te nemen in de Ouderraad en de MR. Ik ga ook met Marokkaanse en Turkse docenten (onder andere Mehmet) moskeeën langs om de vragen te beantwoorden. Bestuursleden van verschillende verenigingen en stichtingen kunnen ook bij ons op bezoek komen om een kijkje te nemen en antwoorden te krijgen op hun vragen.

Wat Mehmet nog heeft toe te voegen: Ik sluit mij aan wat Richard heeft verteld. Net heb ik kort gezegd dat ik erg tevreden ben met de Opperd. Kortom wil ik als samenvattend de volgende kwijt: De Opperd is de enige school voor Islamitische Voortgezet Onderwijs in Nederland. Wij hebben geen concurrentie. Een moslim moeder/vader moet zich verantwoordelijk voelen om zijn kind bij op ons school in te schrijven. De identiteit staat hoog aangeschreven bij ons, maar wij zijn geen moskee. Wij zullen geen Imams opleiden. Daarnaast streven wij er naar, om de kwaliteit op het juiste niveau te brengen. We willen in de toekomst hoog opgeleide islamitische mensen in ons samenleving hebben. Dit kunnen wij alleen met de samenwerking van ouders bereiken. Dus ik hoop dat de ouders ons zullen vertrouwen en ons ondersteunen. Op dit moment heet de school de Opperd. Maar het komende schooljaar zullen wij starten met een nieuwe naam. Als iemand een leuke naam heeft, laat het ons weten! Afsluitend: Een school waarbij de IDENTITEIT en de KWALITEIT op nummer 1 staan! Adnan Şahin Rotterdam

«

Üye ülkelerde sosyal güvence konulu raporda, Hollanda’nın iş pazarında yaş ayrımcılığını 2004 yılında yasakladığı, ancak bunun yaşlıların dışlanmalarının önlenmesi konusunda yeterli olmadığı vurgulandı. Hollanda’da yaşlıların örneğin sosyal güvencede ve sağlık hizmetlerinde ayrımcılığa uğramamalarını sağlayacak yasaların bulunmadığı eleştirisi yapıldı. Hollanda vatandaşlığı bulunmayan yabancıların da, emekli maaşı (AOW) dışındaki prim ödedikleri sosyal güvenceden yararlanmaya devam edebileceklerinin güvencesinin bulunmadığı ifade edildi.

Weekers istifa etti Maliye Bakanlığı Müsteşarı Frans Weekers görevinden istifa etti. Yaklaşık 100 bin kişinin kira, sağlık ve çocuk yardımı gibi vergi daireleri tarafından ödenen katkıları aylardır alamadığı ortaya çıkmıştı. Tüm yardımların tek hesap numarasına havale edilmesi kararı alınması ve bu numaraların kontrolü ile uğraşılması, gecikmeye neden olarak gösterilmişti. Yapılan oturumda Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk, vergi dairelerindeki gecikmelerden Müsteşar Weekers’i sorumlu tuttu. Weekers’in yaşanan sorunlardan geç haberdar olduğu ve sorun hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı belirtildi. Muhalefetteki partilerin güvensizlik önergesi sunmaya hazırladıklarını bildirmeleri üzerine Weekers görevi bıraktığını açıkladı.


VANUIT ONS GELOOF,

IN ONZE STAD, ONZE OPROEP,

JOUW STEM: 1 9

M A A R T

Twitter.com/nidarotterdam Facebook.com/nidarotterdam

2 0 1 4

DONEER € 1,50 SMS NIDA AAN 3010

W W W. N I D A R OT T E R D A M . N L


Gündem

ekonomi 13 Pusula

Uygulama, uluslararası anlaşmalara aykırı...

İhmal edilen bir risk: ‘Hastalık’ Rahatsızlık sebebiyle gelir kaybı. Değerli okurlar, geçtiğimiz yıllarda Hollanda devleti malulen emeklilik konusunda sorumluluğu işveren ve işçilere yükleyen yeni uygulamaları yürürlüğe koydu. Çoğu vatandaşın, kulaktan dolma veya eskiden kalma bilgilerden hareketle bu konuyu önemsemediğini görüyoruz. Malulen emeklilik durumunda olanlar, hala eski gelirinin yüzde 70’ini alacağını sanmaktalar; bu kural değişti.

Liberaller (VVD) ve Sosyal Demokratlardan (PvdA) oluşan koalisyon, sosyal ödeneğe Hollandaca bilme şartı getirmek istiyor. Sosyal İşler ve İstihdam Bakanlığı Müsteşarı Jetta Klijnsma, koalisyon protokolünde de yer alan bu maddeyi Volkskrant’ın haberine göre biraz yumuşatacak.

K

lijnsma’nın Hollandaca konuşmayı yeterli bulduğu, koalisyon protokolünde ise Hollandacanın çok iyi şekilde öğrenilmesi gerektiğinin yer aldığı belirtildi. AB vatandaşları ile Hollanda vatandaşları için de geçerli olması hedeflenen Hollandacayı çok iyi şekilde bilme zorunluluğunun uluslararası anlaşmalara aykırı olduğu ifade edildi. Dil bilmeyenlerin kursa gönderileceği ve diplomalarını alamayanların ödeneğinin bir süreliğine durdurulacağı öğrenildi. Bu konudaki tasarının yakında Bakanlar Kurulu’nda görüşülmesi bekleniyor. İşsiz sayısı 668 bine çıktı İstatistik Bürosu Aralık 2013 işsizlik rakamlarını açıkladı. İşsizlik oranı çalışabilen nüfusun yüzde 8,2’sinden (Kasım 2013) yüzde 8,5’ine yükseldi. İşsiz sayısı geçtiğimiz yılın son ayında 15 bin kişi ile artarak 668 bine ulaştı. 2013 yılında işsiz sayısında yaklaşık 100 bin kişilik artış kaydedildi. İşsizler arasında 25 yaş altı gençler

başı çektiler. İşsizlik oranı, Türklerin de dahil edildiği “batılı olmayan” diye tanımlanan yabancılar arasında Hollandalılara göre çok yüksek. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun kriterlerine göre ise Hollanda’daki işsizlik oranı Aralık 2013’te yüzde 6,9’dan (Kasım 2013) yüzde 7’ye yükseldi. İşten çıkarıldığı için işsizlik maaşı (WW) alanların sayısı bir yıl öncesine göre yüzde 28,7, bir ay öncesine göre de yüzde 4,5 oranında arttı. İşsizlikten en çok taşımacılık, tarım ve balıkçılık sektörleri ile refah kuruluşlarının çalışanları etkilendi. Hollanda’da iflas rekoru Hollanda’da geçtiğimiz yıl iflas rekoru kırıldı. İflaslar bir yıl öncesine göre yüzde 10 oranında artarak 12 bini aştı. İstatistik Bürosu, bunun kayıtların tutulduğu 1951 yılından bu yana kaydedilen en yüksek rakam olduğunu belirtti. İflası açıklanan işletme sayısında yüzde 12 oranında artış yaşandı. İflas eden işletme sayısı böylece 8 binin üstüne çıktı. 2013 yılının ikinci yarısında iflaslar, birinci

yarıdaki iflasların gerisinde kaldı. Alım gücünde artış bekleniyor Bütçe Bilgilendirme Enstitüsü Nibud, bu yıl halkın alım gücünde artış bekliyor. Temel sağlık sigortası primleri ve enflasyon oranının beklenenin altında kalmasının, ayrıca gelir vergisi oranının birinci basamakta düşürülmesinin alım gücü üzerinde olumlu etki yapacağı düşünülüyor. Yapılan hesaplamalara göre bu yıl hem çalışanların, hem de sosyal ödeneklilerin alım gücü yükselme gösterecek. Yaşlılar ile tek gelirli ailelerin alım gücünde ise düşüş yaşanacak. Yıllık geliri 50 bin euronun üzerinde olan çalışanların alım gücünde de az da olsa bir düşüş bekleniyor. Nibud’a göre, yıllık brüt gelirleri 30 bin ve 20 bin euro olan çift gelirli çocuksuz ailelerin alım gücü ayda 93 euroluk bir artış gösterecek. Yalnız yaşayan sosyal ödeneklilerin alım gücü ise ayda 7 euro artacak. Haber Merkezi

oaslan@yilmaz.nl

Osman Aslan

Dil bilmeyene ödenek yok

financieel

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

«

Devlet, sorumluluğunu ilk olarak WAZ (Wet Arbeidsongeschiktheidsverzekering zelfstandigen/işverenler için malulen emeklilik sigortası kanunu) kanununu iptal ederek azalttı. Daha sonra işverenlere işçilerinin hastalanmaları durumunda 2 yıllık maaş ödeme zorunluluğu getirildi. Ardından da, WAO (Wet Arbeidsongeschiktheidsverzekering) yerine WIA (Wet werk en inkomen naar arbeidsvermogen) kanununun getirilmesiyle hastalıktan ziyade kişinin rahatsızlıklarına rağmen yapabileceği işlerde kazanabileceği miktara göre malulen emeklilik geliri belirlenmeye çalışıldı ve yeni yasa, çalışmayı teşvik edecek bir duruma getirildi. Buna rağmen işveren ve işçilerin bu konuya gerekli ilgiyi göstermediklerini görüyoruz. Hastalık durumundaki vatandaşlar eşlerinin geliriyle de geçinebileceklerini düşünüyorlar. Araştırmalar, ayrılma durumlarının uzun süreli hastalık ve bunun neticesinde gelir kaybını da arttırdığını göstermekte. Birçok kişi de hastalanacağına ihtimal vermeyerek bir sigorta yaptırmayı bile düşünmüyor. Bu durumlarda genelde kişinin, etrafındaki bir tanıdığının malulen emekli olması ve gelir kaybı yaşaması veya işyerinin kapanması ile sigorta yaptırdığına şahitlik ediyoruz. İşadamları hastalık durumunda gelir ve kâr kaybı yaşarlar. Borçların

ödenmesinde sıkıntılar doğar. Müşteriler, kontrat şartları yerine getirilmediğinden şikâyet eder ve müşteri kaybı olur. İşadamı olarak hastalık durumunda ancak sosyal gelir (bijstand) için başvurabilirsiniz. Bu ödenekten yararlanabilmek için malvarlığınızın fazla olmaması gerekir. Mal varlığı hesaplanırken, paranızın yanı sıra araçlarınıza ve evinizin değerine de bakılır. İstatistiklere göre, hastalık durumunda her üç işadamından birinin işyeri iflas etmekte. İşverenler için risklerden biri de işyeri için çok önemli olan bir elemanının hasta kalmasıdır. Bu durumlarda işyeri için gelir kaybı yaşanabilir. Ayrıca işveren sigorta yaptırmışsa, şirketinin ve UWV’nin primlerinde artış olur. İşçiler de ilk iki yıl eski gelirlerinin en az yüzde 70’ini alırlar. Fakat maaş dışındaki birçok ekstradan mahrum kalırlar. Örnek olarak şunları verebiliriz: Emeklilik primleri, işyeri arabası, telefon, öğrenim masrafları, mesai ödemeleri ve kâr payı. İlk iki seneden sonra 4 tip WIA ödemesinden biri yapılır. Bu da gelirlerinin büyük oranda kaybı anlamına gelebilir. Bazı durumlarda da malulen emeklilik geliri minimum gelirin sadece belli bir oranında ödenir. Önlemler… Hastalık, işveren, işadamı veya işçi olarak sizi finansal anlamda olumsuz olarak en fazla etkileyen durumlardan biridir. Doğru önlemlerle bu riskler azaltılır. Bu tip sigortaların çok pahalı olduğunu sıklıkla duyuyoruz. Bu da seçilen opsiyonlara bağlı. Bu tip sigortaları, çok opsiyonları olan bir araç olarak görün. Opsiyonları kendiniz seçebildiğiniz için primi de etkileyebiliyorsunuz. İletişim: 078-6551655

Agis sigorta şirketi tarih oluyor Sağlık sigortası şirketleri Agis ve Zilveren Kruis önümüzdeki yıl birleşerek çalışmalarına Zilveren Kruis adı altında devam edecekler. 115 yabancı firma şube açtı Amsterdam Metropolitan Bölgesi’nde geçtiğimiz yıl toplam 115 yabancı firma şube açtı. Yapılan açıklamada, yeni işletmelerin 1727 kişiye istihdam sağladıkları belirtildi. Yabancı firmalarda Kuzey Amerika 44 işletme ile başı çekti. Elektrikli otomobil üreten Tesla Motors ile Calvin Klein ve Tommy Hilfiger markalarının sahibi PVH modaevi bu işletmelerin arasında yer aldılar. Amsterdam Inbusiness, sağlık sektörünün ve tıbbi cihaz üreticilerinin başkente ilgilerinin arttığını

belirledi. Almere, Haarlemmermeer ve Amstelveen’i de kapsayan Metropolitan Bölgesi’ne bu sektörlerden toplam 12 işletmenin yerleştiği bildirildi. 2012 yılında Amsterdam ve civarındaki yerleşim bölgelerinde 126 yabancı firma şube açmıştı. Başkentte şu an yaklaşık 2500 yabancı firma bulunuyor ve bu işletmelerde 140 bin kişi çalışıyor. Turist sayısında rekor kırıldı Tatil için Hollanda’ya gelen yabancı turist sayısında geçtiğimiz yıl yeni

bir rekor kırıldı. Hollanda Turizm ve Kongreler Bürosu (NBTC), yabancı turist sayısının yüzde 4 oranında artarak 12,7 milyona ulaştığını bildirdi. Havaların sıcak ve güneşli geçmesi ve Devlet Müzesi’nin halka tekrar açılması turistlerin Hollanda’ya ilgisini arttırdı. Almanlar ilk sırada yer alırken, turist sayısı yüzde 8’lik artışla 3,5 milyona yükseldi. Rusya’dan gelenler yüzde 20’lik artışla 200 bine, Çin’den gelenler yüzde 18’lik artışla 225 bine ulaştı.Yabancı turist sayısının bu yıl da yüzde 2 oranında artmasını bekliyor.

Oz&Er FOOD B.V.

Rooseveltstraat 39 2321 BL Leiden

E-mail info@ozener.com Tel. +31(0)71 - 589 09 99 Fax +31(0)71 - 589 20 26 www.ozener.com


nieuws

14 haber Kalemdâr

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

oflaz-aliya@hotmail.nl

Mehmet Şükrü OFLAZ

Seçimde adayım Köroğlu’ Dünya üzerinde olup bitenleri anlamak için ne yapmalıyız? “Alçak/ düşük” olan bu dünyaya düşen insan ne yapmalı ki, kendisini muhafaza edeceği bir alan inşa etsin. Şu anda yaşadığımız hayat bütün argümanlarıyla birlikte bir tiyatrodan mı ibaret? Oyun ne, oyuncular kimler, senaryo kime ait? Mücerred bir varlık olarak insandan bahsedemeyeceğimizi, insanın doğduğu kültür ortamının bir ortalaması olduğunu bilmemiz gerekir. Dolayısıyla bir şey hakkında konum belirlerken bunu sahip olduğumuz verilere ve kazanımlara göre yapıyoruz. Dünyadayız, nefes alıp veriyoruz, geldiğimiz ve gideceğimiz bir yer var. İkisi arasında ki zaman dilimine “hayat” diyoruz. Bu dünya hayatı bize “meta” olarak ifade ediliyor Kitap ise bizi hayırlı olan diriliş gününe, ahirete dikkat kesilmeye, agah olmaya davet ediyor. Girizgâhı, sözü bir yere getirmek için yazdım. Her ne kadar söz, istediğim yere gelmek istemese de. Bu ülkede yaşıyoruz. Bu ülkede niye yaşıyoruz? Belli olan bir sona, sadece beşer yanımızı tatmin için yaşayarak yürümek, varoluşumuzun tersyüz edilmesidir. Adanmışlık, bir ülküye bağlılık ve onun uğrunda “yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül veren, sabırlı ve azimli, lakin gösterişsiz ve nümayişsiz ...” yaşayarak insan tarafımızı tahkim edebiliriz. Mesuliyet, dağları un ufak etmiş, mesuliyeti beşer değil, insan kabul etmiştir. Bizimde bu hakikatin farkında olarak, burada yapacaklarımız bu mesuliyetle örtüşmelidir. Siyaset tam burada önemli bir kurum. Siyaset dediğimiz zaman şu anda anlaşılanlar, tam bir curcuna. Zaten siyaset denildiğinde insanlarımızın aklına ilk gelen şeyler, savruluşumuzun ne kadar büyük olduğunu da gösteriyor. Dolayısıyla bu müktesebatla ortaya çıkacak hareketlilik sınırlı ve sathi kalacaktır. Popüler reaksiyonlarla oluşturulacak şey politikadır ve bu bize stadyumları hatırlatmalıdır. Siyaset ise fütüvveti, beraberinde ahlakı (hikmeti) gündemimize getirecektir. Mesela Kınalızade Ali Efendi Ahlak-ı Alai’ de ameli hikmeti üçe ayırır ve üçüncüsünü “Hudud-u Siyasat” olarak belirler. Devlet ahlakından bahseden ilme ise “İlmu tedbiri’lmedine” diyerek kayıt altına alır. Siyaset, hudud, ilim, tedbir, Medine... Şimdi bu kavramların şu anda bu ülkede yaşayan bizlerin hayatında neye karşılık geldiği incelikle tetkik edilmelidir. Bunları ele alacak ve bu ülke gündemine çıkaracak mecal ve müktesebat bizi tedirgin etmelidir. Tedirgin olan uyanık kalır. Popüler olanın, çabuk tüketilenin rağbet gördüğü, çabuk tüketilmeye direnen değerlerin dışlandığı günümüzde, bu ülkede siyasete atılmaya yeltenenlerin, ellerinde olan şey nedir? Kendilerini ifade ederken ve vücuda getirmeye çabalayacakları siyaset dilinin dayanakları nelerdir? Önceliklerini belirleyen amiller nelerdir ve hedef kitlenin (cemaat mi, kütle mi, kitle mi demeli) hedefe konulmasını göze alabilecek kuşatıcı okuma kabiliyetleri var mıdır? Bu soruları, şu

anki duruma göre, hamasi bulabiliriz. Ama belirleyici, sürükleyici ve değer üreten bir konuma evrilmesi gereken bir toplumdan ve kültürel arka plandan bahsediyoruz. Siyaset alanında ortaya konulacak tavır ve bu tavrın ifadesini bulacağı dil, kendi misyonunu üzerimize yapıştırılmış oryantalist yaklaşımlardan itinayla uzak tutabilmelidir. Tabi bu yaklaşımlar karşı taraf olarak konumlandırdıklarımızdan ziyade, kendi içimizden olmamalıdır. Temsil ettiğimiz kültürün inşa ettiği siyasi müktesebat, savruk, tarihten ve bugünden kopuk, reaksiyoner bir mahiyette değildir. Veya günümüz iğdiş edilmiş insan aklının ve vicdanının çerçevesini çizdiği politik anlayışlara, kendimizi doğrulatmak, son/uçsuz bir çaba olarak kalacaktır. Kültürel müktesebatımızı ve bu ülkede şöyle veya böyle elli yıllık varlığımızın getirilerini, yeni siyasi tavrın hareket noktası olarak karara bağlamamız gerekiyor. Modern dünyanın meydan okumalarına anlamlı bir cevap vermek zorundayız. İnsanlar uykudayken kendi dünyalarında yaşarlar. Ama uyandıklarında herkesin tek bir dünyada yaşadığını fark ederler. Bu meydan okumaya, cephe ilişkisi içinde cevap yetiştirmek sağlıklı bir tanıma/tanışma tavrı değildir. Kültürümüzün, irfanımızın açacağı yolda yürümeyi tercih etmeliyiz. Bunun için mütecehhiz olmalıyız. “Pabucunu dama atmak” deyimi, bizim geleneğimizde iktisadi bir tavrın sonucunu ifade ediyordu. “Adalet mülkün temelidir” sözü siyasi tavrın en müşahhas özetiydi. “Dünya ahiretin tarlasıdır.” hadisi, ferdi hayatımızın mihenk noktasını gösteriyordu. Şimdi bütün bunlar bugün “gelenek” kavramıyla beraber tarihin tozlu raflarında unutulmuştur. “Bildiğin kadar güçlüsün” kabulünün karşısında “Bildiğin kadar insansın” vardı. Bu iki kabul farklı iki varlık anlayışını ifade ediyordu. Şimdi ise herkes bir şekilde güçlülerin belirlediği, genel kabullerin anaforunda rahatının bozulmasını istememektedir. Bizler toplum olarak, genel kabullere teslimiyetimiz sebebiyle, ümit olmaklığımızı yitirmek üzereyiz. Herkes Bolu Beyi’nin yanında saf tutmanın sağladığı avantajları, makam, para ve ikbal olarak kendi lehine değerlendiriyor. Ekonomik olarak buradaki varlığımızın temelini ahlaki olarak besleyemediğimiz için, insanların ümidi olacak bir yaşam biçimi ortaya koyamadık. Politik alanda katkımız, kendimize oryantalist eleştiri, dışa karşı ise te’vilci bir anlayışla yapmaya çalışıyoruz. Merkezden yani camiden, tekkeden, dergahtan ve ticaretten yukarıya doğru ilerleyen, ilerlerken ıslah ve ihya eden bir yapıyı vücuda getiremedik. Her seçim döneminde ortaya çıkan ve tekrar edilen bir hareketlilik var. Bunu sorgulayarak aşmalıyız. Biz buradayız ve varız. Biz kimiz ve burada ne işimiz var ? Artık kendimize gelmeliyiz. Kendimize gelmeyi kabul ediyorsak şayet, biz başka yerde kendimiz başka yerdeyiz demektir. Bizlerden oy talep edenlerin, biz ile kendimiz arasında var olan engelleri bertaraf etmeleri gerekiyor. Bunu yapacak olanların Köroğlu olmayı göze almaları gerekiyor. Acaba sözü ve aşkı olan bir Köroğlu var mıdır aramızda, bunu bilemiyorum. Ama Bolu Beyi Köroğlu’nun gelmesini istemiyor.

Güncel

Araştırmalar, İslam okullarını “en iyiler”

Kaliteli eğitim Sina’da verilir 1988 yılında Rotterdam Spangen’da açılan Al-Gazali ile 1989 Charlois’ta eğitime başlayan Ibn-i Sina okullarının birleşmesi sonucunda SIPOR adlı çatı organı kuruldu. Disiplinli, planlı ve kaliteli bir çalışmanın sonunda 2004 yılında Dortrecht’te IKRA, 2005 yılında da Rotterdam’da NOEN adlı okullar hizmete başladılar. Bu dört okulun eğitim gören 1200 civarında talebesi ve 125 personeli var. SIPOR’a bağlı olan bu okullar bugüne kadar seviye testlerinde (Cito-toets) hep Hollanda ortalamasının üzerinde bir sonuç alarak kendisini ispat etmiştir. Bu okullardan biri olan Ibn-i Sina’da eğitim doludizgin devam ediyor...

D

eğerli okurlar yeni eğitim ve öğrenim sezonun başlamasından buyana 5 ay geçti. Hollanda basını, İslam karşıtı olan her şeyi büyüterek kamuoyuna duyurmakta. Bizlere de bu manada büyük görev ve sorumlulukların düştüğü inancındayız. Bu inançla, her sayımızda İslam’ın mümessilliğini yapmaya çalışan kurum ve kişileri yaptıkları güzel hizmet ve çalışmalarıyla gündeme getirmek ve kamuoyuna tanıtmak istiyoruz. Bu sayıda hem Ibni- Sina hem de ismi değiştirilerek Opperd olan İslam ortaokulu Ibn Ghaldoun’u ziyaret ettik, çalışmalarını yakından gözlemledik. Ziyaretimiz sırasında Ibn-i Sina okulunda eğitime dolu dizgin ve kaliteden ödün verilmeden devam edildiğini gördük. Okulun öğrenci

mevcudunun şuanda tam olarak 400 öğrenciye ulaştığını söyleyen okul müdürü Alaattin Durmuş okul hakkında özetle şunları söyledi: “Öğrenci sayımız velilerin bize olan büyük güvenin bir neticesi ve aynı zamanda okulumuzun kalitesini göstermektedir. Okulumuza öğrenci kayıtları devam etmektedir. Kaliteli bir eğitimin yanı sıra, öz bilinçli, kimlik ve kişilik sahibi bireylerin de yetiştirilmesi için özel bir çaba sarf eden okul yönetimi ve öğretmenleri tabir-i caizse gecesini gündüzüne katmaktalar. Hollanda’da yapılan son araştırmaların, İslam ilkokullarındaki başarının her geçen gün arttığını ortaya koymakta. Bu araştırma raporları, okul idaresi olarak bizlere ve okulda görev yapan öğretmenlere ek bir yük yükledi. Bütün personel, bu kalite çıtasını yükseltmenin gayreti

içerisindeler.” Eğitim dışı faaliyetler… Her zaman olduğu gibi geçtiğimiz günlerde de Ibn-i Sina öğrencileri okul sonrası pek çok faaliyetleri birlikte gerçekleştirdiler. Bunların arasında yeni oluşturulan ilahi grubu ve tiyatro grubunu, tekvando çalışmalarını, İngilizce, matematik gibi özel ders alma faaliyetlerin sayabiliriz. Aynı zamanda, okuldaki kalitenin artmasıyla beraber, okul ziyaretçi akınına uğramakta. Aralık ayında ünlü sanatçı Maher Zain okulu ziyaret etmiş, çocuklarla hoşça vakit geçirmiş ve okul hakkında bilgi almıştır. 8. grup öğrencilerinin 12 hafta boyunca takip ettikleri “İslam ve Bilim projesi” bu ay sonu itibariyle düzenlenecek olan bir kapanış programıyla son bulacaktır.


agenda

gündem 15

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

olarak belirledi

Kısa haberler

Ibn-i

KOBİ’lere kredi Sigorta şirketleri, orta ve küçük ölçekli işletmelere kredi verecekler. Sigorta Şirketleri Birliği bunun için 30 milyon euroluk bir bütçe ayırdı. Yenilikçiliğe ağırlık veren ve kredi bulmakta zorluk çeken işletmelere 150 bin euroya kadar kredi sağlanabilecek. Sigorta Şirketleri Birliği bu çalışmasında bağımsız bir kuruluş olan Qredits ile işbirliği yapacak. 5 yıl önce kurulan Qredits, yeni girişimcilere ve işletmelere kredi sağlayabiliyor, ayrıca danışmanlık hizmetleri de sunuyor. Sigorta şirketleri Achmea, Aegon, ASR, De Goudse, Delta Lloyd, Generali, Nationale-Nederlanden, SNS Reaal en VvAA tarafından zor durumdaki işletmelere Qredits üzerinden sağlanacak kredi, 7 yıl içinde geri ödenmek zorunda olacak. Orta ve küçük ölçekli işletmelere kredi için bu yıl bir bütçe daha ayrılacağı belirtildi. Sigorta şirketleri KOBİ’lere toplam 170 milyon euro yatırım yapmak istiyorlar. Sigorta şirketlerinin gelirlerinin önemli bir bölümünü Hollanda ekonomisine yatırdıklarına işaret eden Sigorta Şirketleri Birliği Genel Müdürü Richard Weurding, “Gelecek vadeden işletmeler planları üzerinde çalışmaya devam edebilecekler ve bu da ülke ekonomisi üzerinde olumlu etki yaratacak. Sigorta şirketleri uzun vadeli, kâr getirecek ve güvenli yatırım arayışında oldukları için bu çalışma sektöre çok uygun” ifadesinde bulundu.

Başarılı olan öğrenciler hediyelerle ödüllendirilecek ve düzenlenecek olan programda okul yöneticileri tarafından takdim edilecektir. Bu bilgileri bizlerle paylaşan okul müdürü Alaattin Durmuş, son olarak şunları söyledi: “Bildiğiniz gibi 11, 12 ve 14 Şubat’ta 8. Gruplar için CITO seviye tespit sınavları yapılacaktır. İbn-i Sina personeli adına bütün öğrencilerimize başarılar dileriz. Öğrencilerime ve öğretmenlerimize olan güvenimiz tamdır. Bu güven sonucu her sene olduğu gibi bu sene de öğrencilerimizden İnşallah, Hollanda ortalamasının üzerinde bir sonuç bekliyoruz.” Bizler de bu temennilere katılıyor, SIPOR bünyesinde eğitim veren okulların bu

Tüketici ilk kez rahatlamaya başlıyor

kaliteden ödüne vermeden yoluna devam edeceğine inanıyor ve onların bu başarılarını sizlere duyurmaya devam edeceğimizi bir kez daha yineliyoruz. Ibn-i Sina’da ikinci bayram coşkusu Geçtiğimiz haftalarda Ibn-i Sina İslam okulunda yine görülmemiş bir bayram kutlaması düzenlendi.

Kutlama dolayısıyla okula getirilen bir deve çocukların ilgi odağını oluşturdu. Hac farizasının bütün ana aktiviteleri çocuklar tarafından okulda gerçekleştirildi. Şimdiden Safa ile

Merve arası yürüyüşü gerçekleştiren öğrenciler unutamayacakları bir gün geçirdiler. Okul yönetimi kutlama dolayısıyla aileler tarafından tebrik edildi.

Amsterdam’dan Kayseri’ye direkt uçuş başlatıyor Avrupa ile Türkiye arasında haftada 700 yakın direkt uçuş gerçekleştiren SunExpress bu yaz sezonuyla beraber Amsterdam ile Kayseri arasında direkt uçmaya başlıyor. SunExpress Amsterdam’dan Kayseri’ye direkt uçuş başlatıyor Avrupa ile Türkiye arasında haftada 700 yakın direkt uçuş gerçekleştiren SunExpress bu yaz sezonuyla beraber Amsterdam ile Kayseri arasında direkt uçmaya başlıyor. Türk Havayolları ile Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, bu yaz sezonuyla beraber Hollanda’nın başkenti Amsterdam’dan Kayseri’ye haftada bir direkt uçuş gerçekleştirecek. Uzun zamandır İzmir-Amsterdam uçuşları gerçekleştiren SunExpress, Kayseri

uçuşları ile hem Hollanda’daki Türk vatandaşlarını hem de Kapadokya ve çevresi için turist taşımayı hedefliyor. Amsterdam’dan Kayseri’ye ilk uçuşunu 8 Nisan’da gerçekleştirecek olan SunExpress Amsterdam-Kayseri uçuşlarını her hafta Salı sabah gerçekleştirecek. Yaz sezonu tarifesini satışa açan SunExpress Amsterdam-Kayseri uçuşlarını da tek yön 95.99 €’dan satışa açtı. Bu yeni Amsterdam-Kayseri hattıyla İzmir- Amsterdam hattını desteklemeyi ve Türkiye ile Hollanda arasındaki

trafiği artırmayı amaçlayan SunExpress, yaz sezonuyla beraber İzmirAmsterdam arasındaki sefer sayının da haftada 2’den, Salı, Perşembe, Cumartesi ve Pazar günleri olmak üzere haftada 4’e çıkaracak. SunExpress Ticaret Direktörü Andreas Thams, SunExpress olarak İzmir ve Amsterdam arasında yaşadıkları iyi deneyimden sonra Amsterdam ile Kayseri arasında direkt uçuş gerçekleştirmeye karar verdiklerini belirterek, “Hollanda ile Türkiye arasında aldığımız olumlu sonuçlardan sonra

bu iki ülke arasındaki uçuş ağımızı genişletme kararı aldık. İzmir bizim Türkiye’deki aktarma merkezimiz. İzmir üzerinden hem Türkiye’de hem de Avrupa’da birçok noktaya bağlantı veriyoruz. Yeni hattımız Amsterdam-Kayseri direkt uçuşlarımız da bize daha esnek bir uçuş ağı imkanı sunacak. Bir dünya mirası olan Kapadokya bir turist cenneti. Bu uçuşla hem Hollanda’da yaşayan Türk vatandaşlarını hem de turist taşımayı hedefliyoruz” dedi.

Uzun süredir özellikle dayanıklı ev aletleri veya elektronik eşyalar gibi büyük masraf oluşturan harcamalardan kaçınan tüketici ilk kez geçtiğimiz kasım ayında biraz olsun rahatlamaya başladı. Merkezi İstatistik Bürosu (CBS) verilerine göre tüketici uzun süredir ilk kez geçtiğimiz kasım ayında harcamalar konusunda biraz olsun rahatlamaya başladı. CBS açıklamasına göre yaklaşık son 2,5 yıldır ilk kez 2013 yılı Kasım ayında tüketici harcamaları bir yıl önceki değerlerle kıyaslandığında yüzde 0,2 artış gösterdi. CBS’ye göre bu gelişme daha çok dayanıklı tüketim malları ve bir yıldan daha uzun süreli olarak kullanılabilen malların satışından yaşandı. Bir diğer etken ise bir yıl önceye göre geçen yıl kasım ayında görülen araç satışlarında ve giyim ile ayakkabı satışlarında oldu.

Yeni madeni paralar dolaşıma çıktı Üzerinde Kral Willem-Alexander’ın portresi bulunan yeni madeni paralar bugün dolaşıma çıktı. Utrecht’te dün düzenlenen törene Kral Willem-Alexander, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Frans Weekers ve tasarımcı Erwin Olaf da katıldı. Madeni paralar 1, 2, 5, 10, 20 ve 50 eurocent ile 1 ve 2 eurodan oluşuyor. 1 ve 2 eurocentler yalnızca koleksiyoncular için basılıyor. Eski madeni paralar da kullanılmaya devam edecek.


Tren, gemi, uçak biletleri, araç kiralama tatil ve seyahatlerinizde kalite ve güvenin adresi...

Goeman Borgesiusstraat 20 7604 XH Almelo Tel. 0546 - 43 34 49 Fax: 0546 - 43 34 49 E-mail info@sarayreizen.nl www.sarayreizen.nl

Administratie Jaarrekeningen Belastingen Bedrijfadviezen Loonadministratie Interim oplossingen

a Almelo’d

SARAY REIZEN

Leemansweg 2, 6827 BX Arnhem T. (085) - 600 47 47 info@raqam.nl www.raqam.nl


politiek

politika 17

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Siyaset

CDA adayı Turan Yazır:

CDA Dordrecht adayı Şahin Seme:

“Görev alma vaktimiz gelmiştir”

“Çalmadık kapı bırakmayacağız… “ Yerel seçimlerine az bir sürenin kalması, seçim arenasını hareketlendirmeye başladı. Rotterdam anakent ve ilçe meclis üyeliği için 6 Türk kökenli adaya listesinde yer veren CDA Rotterdam, Hollanda’daki Türk basın mensupları ile bir araya geldiler. CDA’nın (Hristiyan Demokratlar Partisi) Avrupa Parlamento‘suna (AP) 16. sıradan aday olan Alaattin Erdal’ın yönettiği toplantıda, Turan Yazır (Rotterdam Ana Kent 4. sırdan aday) ve Feijonoord ilçesi için Liste başı olan Nafis Koçak, basın mensuplarının sorularını cevapladılar.

Şahin Seme Kimdir? Kayseri İmam-Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra Hollanda’ya gelen Şahin Seme daha sonra Rotterdam’da Türkçe öğretmenliğini ve bilgisayar bölümünü bitirdi ve 1999 yılında Da Vinci College’de göreve başladı. Hollanda’ya gelir gelmez Dordrecht Aksa Camisi’nde görev aldı ve çeşitli görevlerde bulundu. Daha sonra Dordrecht’ te kurulan bütün cami ve dernekleri içinde barındıran “Dordrecht Türk Platformu” sekreterliğini yaptı.

2

010 yılında yapılan yerel seçimlerde aldığı 453 tercih oylarıyla CDA’dan Dordrecht meclis üyeliğine seçilen ve halen meclis üyeliği yapan Şahin Seme, önümüzdeki 19 Mart 2014’te yapılacak olan yerel seçimlerde CDA’dan 7. sıradan tekrar aday. Neden siyaset?. Bir büyüğümüz şöyle diyor: “Siyaset üç şey için yapılır; vizyon, misyon, komisyon.” Ben bir vizyonu ve misyonu olan bir insanım ve amacım kendi kimliğim ve kişiliğime bağlı kalarak gurbette yaşayan insanımıza bir ensar-muhacir anlayışıyla yaşadığımız toplumla uyum içinde en güzel hizmeti sunmaktır. Bizler Hollanda da misafir değil artık ev sahibiyiz. Artık Hollanda da her alanda hak ettiğimiz ve ehil olduğumuz alanlarda görev alma zamanımız gelmiştir. Bizlerin bir görevden kaçmak gibi bir lüksü yok.

Aktif bir Müslüman olarak hiçbir ayırım yapmadan Dordrecht’te yaşayan bütün topluma aynı yakınlıkta olacak, adil ve güvenilir bir siyasetçi olarak vazife yapmaya çalıştım ve bundan sonrada aynı anlayış içerisinde hareket edeceğim. Neden CDA? CDA, Hollanda’nın en köklü partisidir. Yöneticilik vasfını bünyesinde barındıran, bilgi ve beceriye önem veren bir partidir. Aday gösterirken yaşlıların bilgi ve tecrübesinden, gençlerin heyecan ve azminden yararlanmak istedik. Bu amaçla her meslekten ve yaştan insanları listede seçilebilecek yerlere koyduk. Bir Müslüman olarak ibadetlerimi yerine getirmede hiç bir sıkıntı yaşamadım ve toplantılarda Kur’an’dan ve Sünnet’ten sunumlar yaparak birbirimizi tanımaya çalıştık. İslami derneklere ve İslami okullara yakın olan bir parti ve birbirimizi

inançlı insanlar olarak anlamakta zorlanmıyoruz. Okurlarımıza mesajınızı alabilir miyiz? Son olarak şunu söylemek isterim: “Partilerin listesine girmek pek kolay değil. Hollandalılar sizde bir gelecek görmüyorsa listeye koymaz. Tekrar seçilirsem bu yeni dönemde yine halkımızın yanında olacağım, onların sorunlarını dinleyeceğim ve onları en güzel şekilde temsil etmeye çalışacağım. Bütün vatandaşlarımızın 19 Mart 2014’te yapılacak olan seçimlerde oylarını kullanmasını istiyorum. Benim bu seçimde sloganım şu: ‘Gelin birlikte yaşayalım, birlikte çalışalım, birbirimize sahip çıkalım ve başarı hepimizin olsun.’ Bilgi için halkımız www.cdadordrecht.nl sitesine bakabilir. Doğuş Haber Merkezi

«

Arnoud van Doorn mecliste Kur’an-ı Kerim dağıtıyor Özgürlük Partisi(PVV)’den ayrılarak Müslümanlığı seçen Arnoud van Doorn, Den Haag Belediye Meclisi’nin tüm üyelerine Kur’an-ı Kerim hediye etti. Hollanda’da bir süre önce ülke genelinde başlatılan ücretsiz Hollandaca Kur’an-ı Kerim dağıtma kampanyasına Arnoud van Doorn’da katkıda bulunuyor. Meclis oturumundan önce PVV’liler dahil tüm üyelere Kur’an-ı Kerim dağıtan Van Doorn, basına yaptığı açıklamasından, bu etkinliğin insanların İslam ve Müslümanları daha iyi tanımaları için yapıldığını ve Belediye Başkanı Jozias Van Aartsen’da içinde bulunduğu bir çok kişiden olumlu tepkiler aldığını kaydetti.

Van Doorn, Belediye meclisinde bile bazen bilgi eksikliğine şahit olduğunu, halkın İslam hakkında sınırlı bilgiye sahip olduğunu belirtirken, “Bu konularda eksik bilgimizle konuşuyoruz çoğunlukla. Hollandaca Kur’an-ı Kerim dağıtarak bir anlamda İslam’la ilgili bilgi eksikliğini gidermeyi, açığı kapatmayı istedik. Umarım hedefimize ulaşırız” dedi. Başkanlığını Jacop van der Blom’un yaptığı ve sonradan İslam dinini seçenlerin içinde bulunduğu “Müslü-

manlığı Keşfet” adlı dernek tarafından başlatılan bu etkinlikte daha öncede Hollanda Kral Willem Alexander ve ve Kraliçe Maxima’ya Kuran gönderilmişti.

19 Mart 2014 tarihinde yapılacak yerel seçimlerde Rotterdam ve ilçelerinde CDA’dan 6 Türk kökenli adayın rakipleri ile yarışacağını ifade eden Erdal, Türk seçmenlere sandığa gitmeleri için çağırıda bulundu. Rotterdam Anakent Meclis üyeliğine CDA’nın 4’ncü sıra adayı Turan Yazır konuşmasında, önceki dönemlerde Feijenoord ilçesinde yaptıklarının, bundan sonra yapacaklarının teminatı olduğunu vurguladı. Daha önce Feijenoord ilçesinde Belediye Başkan Yardımcılığı yapan Yazır, partisinin kendisini Rotterdam Anakent Belediyesinden aday gösterdiğini belirterek, “Seçilecek bir yerdeyim fakat yine de seçmenlerimizden ve vatandaşlarımızdan sandığa gitmelerini özelikle rica ediyorum” dedi. Seçim kampanyasına start verdiklerini ifade eden Yazır, “düzenli olarak basın mensupları ile bir araya gelerek kampanyamız ve gelişmeler hakkında bilgi vermek istiyoruz” şeklinde konuştu. Nasıl bir kampanya yürütü-

leceği konusunda sorulan bir soruya Yazır, “Kapı kapı dolaşacağız, çalmadık kapı bırakmayacağız. Kendimizi tanıtıp, yapacaklarımızı anlatacağız” diyerek cevap verdi. Yazır bir başka soru üzerine de seçilmesi halinde yürüteceği çalışmalarını, “İşsizlik, Eğitim, Yoksulluk ve fakirlikle mücadele ve Girişimcilerin desteklenmesi” olarak 4 ana başlık altında topladı. Feijenoord Belediye Başkan Yardımcılığı döneminde başlattığı işsizlikle mücadele projesi olan ‘Feijenoord Werkt’ ile 350 gence iş imkânı sağlandığına değinen Yazır, seçilmesi halinde bu projesini diğer ilçelerde de uygulayacağını söyledi. “Engelleri kaldıracağız, ulaşılmayan biri olmayacağız” CDA partisinin Feijenoord ilçesinde liste başı olarak seçimlerde yarışacak olan Nafis Koçak, kısaca kendisini tanıttıktan sonra “Ben ağabeylerim kadar siyasetin içinde uzun yıllardır bulunmuyorum. 3 yıl önce siyasete atıldım. Partimin beni birinci sıradan aday göstermesi onur verici. Bölge belediyeleri ve komisyonlar vatandaş ile Anakent arasında bir köprüdür” dedi.

İlçemizde genç oy potansiyelinin yaşlılardan çok fazla olduğunu belirten Koçak, “Fakat maalesef gençlerimizin siyasete ilgisi az. Seçim kampanyamız süresince gençlere yönelik çalışmalar ve oluşumlar için çaba sarf edip, onları sandığa götürmenin yollarını arayıp bulmak zorundayız. Çünkü gençler bu konuda pasif kalıyor” şeklinde konuştu.

Nilüfer Sönmezer (PvdA)

Halka hizmet, Hakk’a hizmettir Hollanda’da Mart ayında yapılacak yerel seçim yarışına katılacak olan Türk kökenli adaylar partileri tarafından hazırlanan listelerde yer almaya başladılar. Çok sayıda yurttaşımızın yaşadığı Güney Hollanda Eyaleti’nin Dordrecht kentinde İşçi Partisi (PvdA) hazırladığı 21 kişilik listenin 2’inci sırasında Nilüfer Sönmezer’e yer verdi. İşçi Partisi’nin şu anki sandalye sayısı dikkate alındığında yeni dönemde Dordrecht Belediye Meclisi’nde görev

yapmasına kesin gözle bakılan Nilüfer Sönmezer “İkinci sıradan aday gösterilmem benim için büyük sürpriz oldu. Seçilirsem partimin programı doğrultusunda Dordrecht için hizmet etmeye çaba göstereceğim” şeklinde konuştu.


nieuws

18 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Emre Ünver - IOT Başkanı

Yerel seçimlerinde hedef, rekor katılım olmalı! 19 Mart 2014 tarihinde yapılacak belediye meclisi seçimlerine aktif şekilde katılmak, demokratik bir hakkın kullanımı, kamu yönetimlerinde yer alma bilinç ve sorumluluğunun gelişmesi, yaşadığımız çevreyle ilgili kararların alınmasında söz sahibi olabilmek, varlığımızı hissettirerek ciddiye alınması ve sorunlarımızın çözümlerini takip etmek açısından çok önemlidir. Hollanda’da merkezi hükümetin giderek artan oranda yetkilerini devretmesi nedeniyle, yerel yönetimlerin başta gençlik ve bakım hizmetleri olmak üzere, bir çok sorun alanındaki rolü daha da önem kazanmaktadır. Seçimler öncesinde bazı bölgelerde Türk kökenli politikacılarla ilgili oluşturulmak istenen olumsuz havayı kasıtlı, haksız ve politikanın geniş toplumsal kesimlere yaygınlaşmasını önlemek amaçlı olduğunu düşünüyorum.

Siyasi partiler yabancı ve İslam karşıtı popülist partilere oy kaybı korkusuyla göçmenleri de kendilerinden uzaklaştırmak yerine, kendi politikalarını, sorunların gerçek nedenlerini ve çözüm önerilerini halka anlatarak güven tazelemelidirler. Bu anlayışla tüm toplumsal kesimleri kucaklayıcı politikalara öncelik vermelidirler. Her toplumsal kesim sorunlarına sahip çıkacak, çıkarlarını savunduğuna inandığı parti programını destekleyen adayları kendi temsilcisi olarak seçer. Seçimlerin temelinde yatan bu olgu, herkes açısından aynıdır. Bu nedenle belli bir etnik grup temsilcilerinin sadece içinden çıktığı grubun çıkarlarını savunduğu iddiası gerçekler ile bağdaşmıyor. Kaldı ki, söz konusu kamuoyu algılarına temel oluşturan araştırmalar da bu bulguyu doğrularken, bilakis sadece bir etnik grup üyelerinin kendi grubu-

Güncel

nun çıkarı için çalışıyorlarmış gibi bir hava yaratılması olsa olsa bazı kesimleri politikadan uzaklaştırmayı amaçlar. Brabant’lı çiftçiler de bu kaygılarla siyasi tercihlerini belirler, girişimciler ve göçmenler de aynı şekilde oy kullanır. Seçilen adaylar da üyesi oldukları partinin politikaları kapsamında temsil ettiği grubun çıkarlarını savunmak için ellerinden geleni yaparlar. Bundan daha doğal bir şey olamaz. ‘Yerel politikaya katılanlar bunu para için yapıyorlar‘ şeklindeki iddianın anlaşılması zordur. Bunu toplumun dar gelirli kesimlerinin de politikaya katılımının sağlanması doğrultusunda olumlu bir gelişme olarak görmek yerine, ısrarla olumsuz yansıtılması ise saçma olduğu kadar siyaset yapmak anlayışına terstir. Dar gelirli insanların yaşadıkları sorunları siyasete taşımaları güzel bir katılım örneğidir. Diğer taraftan sanki birileri para için siyaset yapıyor da diğerleri bu işi bedavaya mı yapıyorlar yoksa aldıkları maaşı belediye kasasına iade mi ediyorlar? Bu ne seviyesiz bir suçlamadır! Elbette Hollanda’ya gelişinin üzerinden henüz 50 yıl geçmiş ve 28 yıldır yerel düzeyde politika yapma deneyimine sahip bir grubun üyeleri olarak bazen Hollanda’da siyaset sanatının inceliklerini bilemeyebiliriz. Burada bize düşen görev, içinde yaşadığımız toplumun bu alandaki hassasiyetlerine elimizden geldiğince özen göstermektir. Bu konuda bizler de mevcut siyasi partiler içinde daha etkin sorumluluklar alarak, kendimizi her yönüyle geliştirmeliyiz. Bir siyasetçi olarak değişik toplumsal konularda görüş ve çözüm önerilerimizi daha sık kamuoyu ile paylaşarak, çözümlerin takipçisi olduğumuz algısını pekiştirmeliyiz. Entegrasyonla ilgili sorunlar kadar, çevre koruma ve düzenleme, yeşil alanların oluşumu, belediye hizmetlerinin iyileştirilmesi, halkla yakın ilişkiler kurarak, katılımının sağlanması gibi konularda aktif yer almalıyız. Bazı konularda yanlış algı ve anlayış söz konusu olduğunda siyasi partilere düşen görev ise, belli bir grubu karalayarak dışlama yerine eksikliklerin üzerine giderek onları eğitilmelerine yardımcı olmaktır. Siyasi partiler yabancı ve İslam karşıtı popülist partilere oy kaybı korkusuyla göçmenleri de kendilerinden uzaklaştırmak yerine, kendi politikalarını, sorunların gerçek nedenlerini ve çözüm önerilerini halka anlatarak güven tazelemelidirler. Bu anlayışla tüm toplumsal kesimleri kucaklayıcı politikalara öncelik vermelidirler. Buna karşılık göçmenler olarak bize düşen de, yaratılmak istenen olumsuzluklara rağmen, ısrarla seçim hakkını en iyi şekilde kullanarak sorumluluk almaktır. Bunun yolu da aktif şekilde seçimlere katılmak sesimizi duyurmak, istemlerimizi her platformda dile getirmekten geçer. Gelin hep birlikte, demokrasiye sahip çıkarak 2014 yerel yönetim seçimlerinde Türklerin katılımını doruğa çıkaralım, sözhakkımızı kullanalım, varlığımızı hissettirelim.

Bursa Vali Yardımcısı Samet Ercoşkun:

“Bursa’ya gelen ziyadesiyle mem Yeni bir yıla hazırlanırken, birçok kişinin aklında oluşan sorulardan bir tanesi de, yapılacak yasal değişikliklerden cebimizin ne kadar etkileneceğidir. Yeni yılla birlikte hem vergi sisteminde hem de yasal düzenlemelerde değişiklikler olacak. Peki bu değişiklikler cebimizi ne kadar etkileyecek. Cebimizi etkileyecek yasal düzenlemeler ana başlıklar altında şu şekilde özetlemek mümkün…

İ

ki yıldır Utrecht turizm fuarına katılarak, tarihi kentimiz Bursa’nın sayısız güzelliklerini Hollandalılara kendi insanımıza tanıtmaya çalışan Bursa vali yardımcısı Samet Ercoşkun ekibi ile görüştük. Ercoşkun fuarın son gününde gazetemize bir değerlendirmede bulundu. Geçen yıl 12 kişilik Hollandalı Türk gazeteciler gurubunu Bursa’da konuk edip ağırlayan ve onlara Bursa’nın görülmeye değer çok güzel ve ünik turistik köşelerini gezdirip tanıtan Ercoşkun, gösterdiği bu büyük konukseverlik sayesinde Hollanda’da sıkı dostluk bağı oluşturmayı da başarmış bir vatanperver insan. Artık ondan bahsederken “Değerli dostumuz” diyoruz… Ercoşkun gazetemize Utrecht fuarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu. “Hollanda gibi kültür turizmine, kış turizmine ve termal turizmine oldukça önem veren bir ülkenin potansiyelinin varlığını biz Bursa olarak işin doğrusu geçen yıl fark etmiş olduk. Bunun Bursa için ne kadar hayati önem arz ettiğini geçen yıl ilk defa katıldığımız

Utrecht turizm fuarında gördük. Bu çalışmamız sonrasında ortaya çıkan dostluklar, basın mensupları ve tur operatörleri ile yaptığımız gezilerle Hollanda’da bir alt yapı oluşturmuş olduk. Tabi ilk defa girmiş olduğumuz bir pazarın avantajlarının yanı sıra sıkıntıları da vardı. Biz bunları hep fırsata dönüştürmeye çalıştık. Farklı turlar farklı destinasyonlar arayanlar için bir alternatif olarak Bursa’nın önemli bir merkez olduğunu anlatmaya çalıştık. Bu kapsamda da Önemli mesafe aldığımızı düşünüyoruz. Yine geçen sene bizim Türklerin yoğun olarak katıldığı Mültifestijn etkinliğine kalabalık bir ekiple katılmaya gayret ettik. Orada da yine Bursa’mızın varlığından bahsettirmiş olduk. Bütün bunları bir kazanç olarak görüyoruz. Bunu da yine Utrecht fuarına katılmakla biraz daha öteye taşımanın gayreti içinde olduk. Yine yakın zaman içinde, yaklaşık on beş gün kadar önce termal turizmde medikal turizmde oldukça önemli bir alt yapıya sahip olan Bursa’nın kendini ifade etmesi için ve Hollanda’dan

yurt dışına çıkan hastalara Bursa olarak ev sahipliği yapabiliriz noktasında kendimizi tanıtmak üzere Agis sigorta şirketini davet ettik. Agis bu anlamda yurt dışına yani Türkiye’ye yılda 45 bin hasta gönderen bir sigorta şirketi. Bu 45 bin kişiye biz derdimizi nasıl anlatırız. Agis’le bu bağlamda iş birliği içinde olma yollarına baktık. Bu alan kapsamlıdır. Bu konuda sağlık turizmi sektörlerimizin temsilcileri ile Agis’i bir araya getirdik ve güzel görüşmeler oldu. Bunların Uzun vadede Bursa adına çok güzel sonuçlanacağını umuyoruz. Termal, sağlık, kültür ve kış turizminin hepsinde var olduğumuzu en iyi şekilde anlatmaya çalıştık. Bunların herhalde yakın zamanda olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız diye düşünüyorum.” Her gelişinizde değişik turizm sektör temsilcileri ile geliyorsunuz. Bursa’mızda çeşit oldukça fazla galiba? “Takdir edersiniz ki, uzun yıllar değişik medeniyetlere başkentlik yapmış bir şehirden bir kentten bahsediyoruz. Var olan kültürlerin tamamını buraya

n e l a t e b 1 = n ale = 1 betalen 2h halen > Merkez Schiedamseweg 116 - 118 3025 AH Rotterdam-West Tel. 010 476 41 83 > Şube I Bijerlandselaan 176 3074 BJ Rotterdam-Zuid Tel. 010 419 61 73 > Şube II Dr. Orhan Maltepe Cad. No. 18/E Pendik-İstanbul Tel. 0090 216 390 80 82


dossier

dosya 19

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Uğur Arısoy BATİM Başkanı

Hollanda seçime gidiyor, Türkler ne yapıyor?

mnun döner”

taşımamız zaten mümkün değil. Ama biz çarpıcı olanları veyahut gittiğimiz ülkelere hitap edenleri seçmeye çalışıyoruz. Geçen yıl ilk katılmamız aynı zamanda bir sontaj çalışması oldu. Biz buradan yola çıkarak bu sene özellikle kültür ağırlıklı, el sanatları ağırlıklı canlı performansa dayalı sanatların temsilcilerinin buraya taşınmasına yardımcı olmaya çalıştık.” Sanırım çalışmalarınız sadece Hollan-

dalılara yönelik değildir. Kendi insanlarımızın da Bursa’da gidip görmeleri gereken pek çok değer vardır herhalde? Onlara ne söylemek istersiniz? “Kesinlikle. Bu kapsamda sadece şunu diyebilirim. Hollandalıların en çok Türkiye’yi tercih ettikleri Antalya Muğla yöresi ve onun dışında İstanbul. İster İstanbul’a gelsin ister Antalya’ya gelsin, geldikleri turların bir gününü hiç değilse farklı destinasyonu

görmek maksadıyla Bursa’yı tercih etsinler. Bursa ne tavsiye edeni mahcup edecektir ne de tercih edeni. Gelenler ziyadesiyle memnun kalacaklardır bunu söyleyebilirim. Ayrıca size ve sizin şahsınızda bize, tanıtımımızda yardımcı olan bütün basın mensuplarımıza teşekkür ediyorum.” Adnan Şahin -Utrecht

Hollanda’da 19 mart 2014 de Belediye seçimleri yapılacak. Hemen hemen her partiden Türk kökenli vatandaşımız, gencimiz, meclis encümenliği için adaylar. Sevinerek söylemeliyiz ki adayların tecrübe ve kaliteleri de her seçimde daha da iyiye gidiyor. Seçilen adayların (bazılarının) bu işleri para için yaptığı söylense de gerçekten belediyelerde samimi bir şekilde hizmet eden arkadaşlarımız da var. Tecrübesiz veya kendi gruplarının çıkarları için hizmet edenler maalesef sadece kendi gruplarına değil tüm Türk toplumuna zarar veriyorlar. Bir imaj kaybı meydana geliyor ve Türk toplumu zan altında kalıyor. Semt belediyelerin kaldırılması bu belediyelerde Türklerin yoğun olmasından dolayı olduğunu düşünüyorum. Biz Türkler Hollanda’da hangi konu üzerinde başarılı ve ilgi duyduysak muhakkak belirli şartlar ve engellemeler getirilerek Hollanda’daki (ekonomik) büyüme hızımız kesilmek istenmiştir. Şunu da samimiyetle söylemek gerekirse Türk toplumu Hollanda’daki partilere küskünler. Hali hazırda hiçbir parti Türk toplumunu temsil etmiyor. Toplumumuz seçimlere gidip her hangi bir partinin seçimleri kazanmasından sonra Hollanda’daki Türk toplumunun faydasına işler yapacağına inanmıyor. Hollanda’da

tek partili ile hükümet kurulamayıp devamlı koalisyon olduğu için, koalisyon partilerinin ortak programları yapılıyor ve Hollanda’yı kalkındıracak, Türk toplumunun yararına olacak siyaseti maalesef göremiyoruz. Türk toplumundaki genç dinamik ve güçten faydalanılması Hollanda’da yaşayan insanların hayrına olacağına inanıyorum. Irkçı partilerin oy kazanması maalesef diğer partileri de sertleştiriyor, aşırı sağ veya sola kayıyor partiler. Bu da Hollanda’da yaşayan bizler için iyi bir sonuç vermiyor. Yıllardır uğraşıp kazandığımız haklar bir bir elimizden alınıyor. Elde ettiğimiz seçme ve seçilme hakkımızı da kaybetmemek için illa ki seçime gidip oy vereceğiz ve vermeliyiz. Parti önemli değil, önemli olan katılmak. Tercih yaparken partilerin programlarına bakıp ona göre adaylara oy vermeliyiz. Bence önemli olan, adayın Türk olması değil Hollanda’daki Türk toplumuna faydası olacak kişilere oy vermeli ama şayet kaliteli ve hizmetine güvenebileceğimiz Türk aday varsa onu seçmeliyiz. Hollanda’da yaşayan Türk toplumu olarak sadece kendi çıkarlarımızı değil tüm Hollanda’da yaşayan topluma faydası olacak siyaset geliştirmeli, bu amaca ulaşabilmek için gençlerimizi eğitmeli, partilerde tecrübe edinmeleri sağlanmalı ve zamanı gelince birleşip, birlik ve beraberlikte mecliste söz sahibi olabilecek sayıda encümene ulaşmalıyız. Biz inanıyoruz ki, Hollanda’nın geleceği bizim ellerimizde. Batı Avrupa Türk İslam Merkezi

Seçmenim sesi olmak...

«

DEURWAARDER VE INCASSOBUREAU’LARIYLA

BAŞINIZ DERTTE Mİ?

PA S

BURO

Juridisch / Financieel Advies

& Schuldhulpbemiddeling

A: Slinge 584 1. Kat. 3086 EX Rotterdam T-F: (010) – 737 06 76 M: info@buropas.com

W: www.buropas.com

Necat Kaya seçimlere kendi listesiyle katılacak Rotterdam’ın IJsselmonde İlçe Belediyesi’nde PvdA (İşçi Partisi) üyesi olarak 3 dönemdir görev yapan Necat Kaya, 19 Mart tarihinde yapılacak yerel seçimlerde kendi adını taşıyan liste ile seçime katılacağını duyurdu. 2002 yerel seçimlerinde olduğu gibi daha sonraki iki seçimde de adına kullanılan tercih oylarıyla Ijsselmonde İlçe Belediye Meclisi’ne girme başarısı gösteren Kaya, önümüzdeki seçimler için hazırlanan listeye partisi tarafından alınmaması üzerine siyaseti bırakmayı düşündüğünü ifade ederek, “Seçmenlerden gelen yoğun talep üzerine 19 Mart tarihindeki

seçim yarışına kendi adımı taşıyan liste ile girme yönünde karar aldım. Listemizde 5 aday bulunuyor. 22 Ocak tarihinde düzenlenecek basın toplantısıyla hem adaylarımızı tanıtacağız, hem de programımız hakkında detaylı bilgiler aktaracağız” dedi. Halkın isteği doğrultusunda seçimlere katılacaklarının altının çizen Necat Kaya, “Seçmenlerimizin sesi olmak istiyoruz. İlçede yaşayan sorunları, beklenti ve istemleri gündeme taşımaya çalışacağız. Üç dönemdir sergilediğim çaba ortada” diye konuştu. Necat Kaya, yabancılara yönelik ayrımcılığın önlenmesi konusunda 2007 yılında hazırladığı proje çerçevesinde ayrımcılığın her türünü yasaklayan anayasanın birinci maddesinin yer aldığı levhaların kentteki çeşitli kurum ve kuruluşlara asılmasını sağlamıştı. 2007 yılından bu yana 300 dolayında kurum ve kuruluşa bu levhalar asılmıştı.


nieuws

20 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Kısa haberler Ekonomi Vergi beyanı uyarısı Yaşlılar sendikası ANBO, üyelerini yıllık gelir vergisi beyannamesini yalnızca sertifikalı kişilere doldurtmaları konusunda uyardı. Bu konuda özellikle dikkat edilmesi gereken konunun e-devlet (DigiD) şifresinin başkalarına verilmemesi olduğu vurgulandı. ANBO Müdürü Liane den Haan, başkaları için vergi beyannamesini doldurma yetkisi bulunanların ve mali müşavirlerin, beyanı “üçüncü şahıslar e-devlet şifresi” ile yapabildiklerine işaret etti. Den Haan, “E-devlet şifresi, banka kartı şifresi gibi korunmalı” ifadesinde bulundu. Bazı sivil toplum kuruluşlarının insanlara vergi beyannamelerini doldurmada yardımcı olabildiklerini ve bunun için vergi dairesinden izin aldıklarını belirten ANBO Müdürü, izinli sivil toplum kuruluşlarının bu konuda denetlendiklerini kaydetti. Kredi başvuruları arttı ING, iş dünyasının kredi başvurularında artış kaydedildiğini bildirdi. Kredi isteyen işletme sayısında son birkaç ay içinde yaklaşık yüzde 15 oranında artış oldu. ING’nin Kurumsal Bankacılık Müdürü Annerie Vreugdenhil, iş dünyasının ekonomiye güveninin arttığını, buna bağlı olarak da yatırımlara ağırlık verilmeye başlandığını belirtti. Vreugdenhil, kredi başvurularında ihracat yapan firmaların başı çektiklerini kaydetti. ING’nin Kurumsal Bankacılık Müdürü, perakendecilerin, medyanın ve inşaat firmalarının ise krizin etkisinden halen kurtulamadıklarının gözlendiğini ifade etti. Büyük şehirlere 2 milyon euroluk maddi destek Eğitim Bakanı Jet Bussemaker, Amsterdam, Rotterdam, Lahey ve Utrecht belediyelerine, gençlerin okulu diploma almadan terk etmelerinin önlenmesi çalışmaları için 2 milyon euro ekstra maddi destek sağlanmasını kararlaştırdı. Büyük kentlerde 18 ve 19 yaşlarındaki gençlerin eğitiminin halen sorun yarattığına işaret eden Bakan Bussemaker, bu belediyelerin eğitim zorunluluğu yaşının 19’a yükseltilmesi planına, bunun pahalı olduğu ve hukuksal açıdan sorun yaratabileceği gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Bakan, okulun diplomasız terk edilmesi sorununun bu gruba yönelik çalışmalarla çözümlenebileceğini kaydetti. Okulu iş pazarına girebilmede asgari yeterlilik belgesi olarak kabul edilen bir diploma almadan terk eden öğrencilerin ülke ortalaması yüzde 5,6 olarak belirlenmişti. Büyük kentlerde ise oran düşüş kaydedilmesine rağmen yüzde 6,3 ile 6,9 arasında kalmıştı. Hollanda’nın notu AAA olarak onaylandı Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Hollanda’nın notunu AAA olarak onayladı. Fitch, üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu arasında yer alıyor. En büyüğü olan Standard & Poor’s (S&P) Hollanda’nın notunu geçtiğimiz Kasım ayında AAA’dan AA+’ya indirmişti. İkinci büyük kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s de Hollanda’nın

notunu Fitch gibi AAA olarak belirlemişti. Fitch’e göre Hollanda ekonomisi çok güçlü. Hollanda ekonomisinde önümüzdeki yıl yüzde 1 oranında bir büyüme bekleyen Fitch, halkın yüksek kredi borçlarının ise ekonomik gelişme üzerinde olumsuz etki yapabileceği görüşünde. Hollanda ekonomisinde 2015’te iyileşme bekleniyor Hollanda ekonomisinde 2015 yılından itibaren iyileşme bekleniyor. ABN Amro bankasının ekonomi dairesi tarafından hazırlanan raporda, sağlık, bakım ve eğitimin dışındaki tüm sektörlerde gelişme beklendiği yer aldı. Siyasi gelişmelerin ve hükümet politikalarının beklenen gelişmenin hızını düşürebileceği, ancak hem iş dünyası, hem de tüketici güveninde yavaş da olsa bir artış beklendiği ifade edildi. Raporda, perakende satışlarda bu yıl yüzde 2’lik düşüş beklendiği ve inşaat sektöründe de yüzde 1 oranında gerileme yaşanabileceği belirtildi. İhracatın Hollanda ekonomisinin motoru olmaya devam edeceği, ihracata bağlı olarak yatırımların da önemli bir artış göstereceği bildirildi. ABN Amro, 2015 yılında tüketici harcamalarının artmasını, tarım, sanayi, taşımacılık ve otomotiv sektörlerinde bu yıldan itibaren düzelme olmasını bekliyor. Bakım hizmetine 8,8 milyarlık bütçe Bakım hizmetlerinin sorumluluğunu 2015 yılından itibaren üstlenmek zorunda olacak belediyelere, bu yeni çalışmaları için 3,9 milyar euroluk bütçe sağlanacak. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı

Martin van Rijn, Yeni Toplumsal Destek Yasası (Wmo) tasarısını meclise sundu. Belediyeler, bakım hizmetlerine ayrılan mevcut bütçe ile birlikte 8,8 milyar euroluk bir bütçeye sahip olacaklar. Yeni yasa, uzun süreli bakım ve toplumsal destek çalışmalarının önemli bir bölümünün belediyeler ile sağlık sigortası şirketlerine aktarılmasını öngörüyor. Bakıma muhtaç insanların mümkün olduğunca kendi evlerinde yaşamaya devam edebilmelerini hedefleyen yasa tasarısına ana muhalefet partisi SP (Sosyalist Parti) ve PVV (Özgürlük Partisi) karşılar. GL (Yeşil Sol) de, bazı hizmetlerde yapılmak istenen kısıtlamaları eleştirdi. “Uçurum derinleşebilir” Hollanda’nın en büyük işçi sendikaları konfederasyonu FNV’nin Genel Başkanı Ton Heerts, ekonomik gelişmeler konusunda fazla iyimser olunmaması gerektiğine işaret ederek, çeşitli gruplar arasındaki uçurumun daha da derinleşmesi riski bulunduğunu söyledi. Yeni yıl mesajında ekonominin rakamlar ve beklentilerden ibaret olmadığına vurgu yapan Heerts, “İnsanlar unutulmamalı” ifadesinde bulundu. FNV Genel Başkanı, ekonomide beklenen düzelmeye rağmen bazılarını işsizlik başta olmak üzere çeşitli sorunların beklediğini, bu insanların sosyal açıdan da bir çıkmazın içine girebileceklerini kaydetti. Ton Heerts, “ayakta kalabilenler” ile “ekonomik büyümeden yararlanamayanlar” arasındaki uçurumun daha da derinleşebileceği uyarısını yaptı. Hükümetin, işsizlerin sosyal ödenek karşılığında çalışmaya zorlanmaları planına da dikkati çeken Heerts, “Si-

yasiler sanki insanların sosyal ödenek almaktan hoşlandıklarını düşünüyorlar. Sosyal ödenek insanlar için son çaredir ve bu böyle kalmalıdır” dedi. Pasaport harçlarına zam Hollanda pasaportu için şu an en fazla 50,35 euro olan harç, 18 yaş üstü kişiler için 9 Mart tarihinden itibaren 66,96 euroya yükseltilecek. Kimlik kartı için de en fazla 52,95 euro ödenecek. Kimlik kartlarında şu an 41,90 euro sınırı uygulanıyor. Harçların yükseltilmesiyle birlikte pasaport ve kimlik kartlarının süresi de 5 yıldan 10 yıla çıkarılacak. 18 yaş altı çocuk ve gençlerin kimlik kartına 9 Mart tarihinden itibaren 28,36 ödenecek. İçişleri Bakanı Ronald Plasterk tarafından konuyla ilgili olarak meclise gönderilen yazıda, kimlik kartları başvurularında parmak izi alınmasına 20 Ocak tarihinden itibaren son verileceği belirtildi. Pasaportlar için alınan parmak izi sayısı da 4’ten 2’ye indirilecek. Harçlar yükseltildi, mahkemeye başvuran azaldı Mahkeme harçlarının 2010 yılı sonunda yükseltilmesi, dava açanların sayısının düşmesine neden oldu.İstatistik Bürosu, 2010-2012 döneminde mahkemeye başvuranların sayısında yüzde 20 oranında bir düşüş yaşandığını açıkladı. Düşüşte 2010 yılında yükseltilen mahkeme harçlarının önemli rol oynadığının düşünüldüğü ifade edildi. Harçların yükseltilmesinin insanların hak arayışının önünde engel oluşturduğu belirtildi. Çocukların kaçırılmalarına karşı ekstra önlem alınacak Çocukların anne ya da baba tarafından yurt dışına kaçırılmalarına karşı ekstra önlem alınacak. Koalisyon ortağı Libe-

Rotterdam “Görülmeye değer şehirler” listesinde

Rotterdam, Rough Guide adlı seyahat kitabı tarafından hazırlanan “Görülmeye değer şehirler” listesinde yer aldı. 8’inci sırada yer alan liman kentinin, ‘De Rotterdam’ adlı otel, daireler, restoranlar, ofisler ve kafelerden oluşan ülkenin en büyük binasının yanı sıra ‘Markthal’ adlı yeni kapalı çarşısı ile de ilginç olduğu belirtildi. Birinci sıradaki Rio de Janeiro’yu (Brezilya), Saraybosna (Bosna-Hersek), Liverpool (İngiltere), Umea (İsveç), Marsilya (Fransa), Almatı (Kazakistan), Rotterdam (Hollanda), Glasgow (İskoçya) ve Portland (ABD) takip etti.

ral VVD’nin bu yöndeki planı hükümetin diğer ortağı Sosyal Demokrat PvdA tarafından destekleniyor. VVD milletvekili Foort van Oosten, özel kanallardan RTL’e yaptığı açıklamada, yurt dışına yerleşecek olan çocukların belediye kayıtlarının anne ve baba tarafından ortaklaşa sildirilebileceği belirtildi. Çocukların kaydı şu an anne ya da baba tarafından sildirilebiliyor. VVD ayrıca, çocukların velayetinin kimde bulunduğunu sınır kapılarında görev yapan memurların görebilmelerini istiyor. PvdA milletvekili Marith Rebel, çocukların anne ya da baba tarafından yurt dışına kaçırılmalarının önlenmesini sağlayabilecek planları destekleyeceklerini kaydetti.

Toplumsal Ölüsü, yaptığı buluş sayesinde bulundu Theo van Duijn adlı sanatçının ölüsü, 2012 yılında yaptığı bir buluş sayesinde bulundu. Yalnız yaşayan ressam, 2012 yılında geçirdiği kalp krizi sonrası komşularını hayatta olduğu konusunda bilgilendirmek için bir sistem geliştirmişti. Haftanın her gününün ilk harfinin bulunduğu dört köşe levhalar hazırlayıp bunları sırasıyla penceresine koyan Eindhovenli sanatçı, levhanın değişmediğini fark eden bir komşusu tarafından evinde ölü olarak bulundu. Theo van Duijn, yalnız insanların evlerinde aylar, hatta yıllar sonra ölü bulunmaları sorununun harf sistemi ile çözümleneceği görüşündeydi. Geliştirdiği ve başkalarının da kullanacakları-


maandoverzicht

aya bakış 21

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Anma

nı umduğu sistem, ölüsünün hemen bulunmasını sağladı. Hollanda “sessiz” asfalt geliştiriyor Hollanda Karayolları, gürültü kirliliğinin önlenmesi amacıyla “sessiz” asfalt çalışmaları başlattı. Delft Teknik Üniversitesi, Uygulamalı Bilimsel Araştırmalar Enstitüsü TNO ve çeşitli mimarlık büroları ile ortaklaşa sürdürülen çalışma ile trafiğin neden olduğu gürültü kirliliğine yakın gelecekte son verilmesi hedefleniyor. Geliştirilen “sessiz” asfalt, gözenekli elastik malzemeler, küçük taşlar ve yapıştırıcının bulunduğu bir karışımdan oluşuyor. Yeni asfaltın gürültüde ortalama 10 desibellik bir düşüş sağlayacağı ve ömrünün 7 yıl olacağı bildirildi. Yetişkinler hayatlarından memnun Hollanda’daki yetişkinlerin çoğunluğu hayatından memnun. İstatistik Bürosu’nun araştırması, yetişkinlerin en çok işlerinden, evlerinden ve ilişkilerinden memnun olduklarını, ayrıca yeterince boş zamanları olduğunu düşündüklerini ortaya koydu. Hayatlarından çok memnun olanlarda 65 yaş üstü kişiler başı çektiler. 2012 yılına ait verileri inceleyen İstatistik Bürosu, insanların en çok maddi durumlarından hoşnut olmadıklarını saptadı. Yetişkinlerin yaklaşık yüzde 50’si evinden memnun olduğunu belirtirken, boş zamanını yeterli bulanlara da en çok 65 yaş üstü emeklilerde rastlandı. Belediyeler plana karşı Belediyeler, hükümetin yeni Toplumsal Destek Yasası’na (WMO) karşı tavır aldılar. Lahey’de düzenlenen basın toplantısında Belediyeler Birliği Başkanı Annemarie Jorritsma, 403 belediyeden 300’ünün katıldığı toplantıda üyelerin ancak yüzde 33’ünün Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Martin van Rijn’in planına yeşil ışık yaktığını söyledi. Uzun süreli bakım ve toplumsal destek çalışmalarının önemli bir bölümünün belediyeler ile sağlık sigortası şirketlerine aktarılmasını öngören yeni yasa ile bakıma muhtaç insanların mümkün olduğunca kendi evlerinde yaşamaya devam edebilmeleri hedefleniyor. Yeni yasa ile harcamalarda 1,5 milyar euro tasarruf yapılmak isteniyor. Yeni yasaya karşı çıkan belediyeler, kişisel bakımın belediyeler yerine sağlık sigortası şirketlerine aktarılacak olmasına tepki gösteriyorlar. Yerel yönetimler bakım hizmetlerinde koordinasyon sıkıntısı yaşanabileceğine ve bundan hizmet alanların olumsuz etkilenebileceklerine dikkati çekiyorlar. Yeni planların belediyelerin çok büyük maddi sorunlar yaşamalarına da yol açabileceği kaydediliyor. 400 çocuğu taciz etmiş Amsterdam’da 40 yaşındaki bir şüpheli, 400 çocuğu web kamerası ile taciz etmek suçundan yargılanacak. Amsterdam Savcılığı tarafından yapılan açıklamada, adamın 12-14 yaş grubundaki çocuklara cinsel tacizde bulunmak suçundan yargılanacağı belirtildi. 6 ay önce yakalanan Michel S. adlı şüpheli hakkında, süren soruşturma nedeniyle daha önce açıklama yapılmadığı bildirildi. Adamın çocuk-

larla fiziksel teması olmadığı, ancak Hollanda’nın yanı sıra Belçika, İspanya ve ABD’den de çocukları taciz ettiği düşünülüyor. Savcılık, şüphelinin sohbet odalarında çocuklarla sahte isimler kullanarak temasa geçtiğinin belirlendiğini kaydetti. Bir bankada çalıştığı belirtilen sapığın, işvereni tarafından açığa alındığı öğrenildi. Bir yılda 150 bin yeni girişimci Hollanda’da yeni girişimci sayısı geçtiğimiz yıl yüzde 13 oranında artarak 150 bine yükseldi. Ticaret Odaları Birliği verilerini kaynak olarak gösteren yayın kurumu NOS, krizin kendi iş yerini açan ya da serbest çalışmaya başlayanların sayısının artmasına neden olduğunu kaydetti. Yeni girişimcilerin yaklaşık yüzde 94’ünün personel çalıştırmadığı bildirildi. 150 bin yeni girişimcinin yüzde 63’ü hizmet sektöründe aktif. İnşaat sektörüne ise ilginin azaldığı belirlendi. İnşaat sektöründe aktif olan yeni girişimci sayısı yüzde 20’den (2007) yüzde 9’a düştü. “En az açlık Hollanda’da” Kalkınma yardımları konusunda çalışma yapan bir sivil toplum kuruluşu olan Oxfam Novib’in araştırmasına göre Hollanda, açlığa en az rastlanan ülke. Yeterli ve dengeli beslenme endeksinde Hollanda’yı, Fransa, İsviçre, Danimarka, İsveç, Avusturya ve Belçika takip etti. Yemen, Madagaskar, Etiyopya, Angola ve Çad sonuncu oldular. Araştırmada gıda ürünlerinin yeterliliğine, bol çeşit olup olmadığına, fiyatlara ve kaliteye dikkat edildi. İngiltere ve ABD’nin üst sıralarda yer almalarında, yüksek gıda fiyatları ile aşırı kilolu insan sayısının çok fazla olmasının rol oynadığı belirtildi. İnsanların temiz suya kolaylıkla ulaşıp ulaşamadıklarının da incelendiği araştırmada diyabet hastaları ve aşırı kilo sorunu olanların sayıları da dikkate alındı. Oxfam Novib tarafından hazırlanan raporda, beslenme konusunda ülkeler arasında büyük farklılıklar bulunduğu belirtildi. Raporda, dünyada yeterince gıda ürünü bulunduğu, ancak bunların dağıtımı ve paylaşımında sıkıntılar yaşandığı ifade edildi. Oxfam Novib, bundan dolayı dünyada her sekiz kişiden birinin yatağa aç girdiğini kaydetti.

Politika Seçmen kabineyi istemiyor Maurice de Hond’un araştırmasına göre seçmenlerin çoğunluğu, Liberaller (VVD) ile Sosyal Demokratlardan (PvdA) oluşan kabinenin genel seçimlerden sonra yeniden iktidara gelmesini istemiyor. Yayın kurumlarından VARA’nın De Rooie Haan (Kırmızı Horoz) adlı radyo programı tarafından yaptırılan araştırmada yüzde 74’lük grup, bu koalisyonu tekrar istemediğini söyledi. Ankete katılanların yüzde 13’ü bu koalisyondan memnun olduğunu ifade etti. Seçmenlerin yüzde 68’i Mark Rutte’yi yeniden başbakan olarak görmek istemiyor. Rutte’nin tekrar başba-

kan olmasını isteyenlerin oranı yüzde 19 olarak belirlendi. D66, AP seçimlerinin taslak listesini açıkladı Sosyal Liberal D66 (Demokratlar 66) Avrupa Parlamentosu için hazırladığı taslak listeyi açıkladı. Seçimlere Sophie In ‘t Veld önderliğinde katılacak olan D66 tarafından hazırlanan listede parti 10 kişiye önerilen isimler olarak yer verdi. Avrupa Parlamentosu’na D66’dan aday adayı olan Osman Biçen, Yasin Elmacı ve Abdurrauf Gülseven önerilen isimler arasında yer almadılar. Kesin liste D66 üyelerinin 30 Ocak tarihine kadar kullanabilecekleri oy ile belirlenecek. Adayların kesin listede yer alabilmeleri için kullanılan oyların en azından yarısına sahip olmaları gerekiyor.

Sağlık Kırmızı et kanser riskini arttırıyor Fazla kırmızı et tüketilmesinin bağırsak kanseri riskini önemli ölçüde arttırdığı saptandı. Belçika Yüksek Sağlık Konseyi tarafından yapılan araştırmaya göre, kişi başına haftada yarım kilodan fazla kırmızı et tüketilmesi kanser riskini arttırıyor. Kırmızı et tüketiminin haftada yarım kilonun altında kalması ise bağırsak kanseri riskini yüzde 10 ile 20 arasında azaltıyor. Tavuk ve hindi etinin bu miktara dahil olmadığı bildirildi. Kırmızı ette kanser riskinin HEM demirden dolayı arttığı belirtildi. Uzmanlardan enerji içeceği uyarısı Doktorlar, beslenme uzmanları ve diş hekimleri, enerji içeceği bağımlısı çocuk ve genç sayısının hızla arttığı uyarısını yapıyorlar. De Telegraaf’a açıklamalarda bulunan uzmanlar, enerji içeceklerinin kalp ritim bozukluklarına yol açabildiklerine vurgu yaptılar. Bu içeceklerin tamamen kimyasal ve sentetik karışımlardan oluştuğu, ayrıca hiçbir besin değeri bulunmadığı kaydedildi. Bir beslenme uzmanı, “Gençleri alkol kullanmaya yönlendirmek istemiyorum, ancak sağlığa votka bile enerji içeceği kadar zararlı değil” ifadesinde bulundu. Alkole 18 yaş sınırı getirilirken, enerji içeceklerinin çocuklara ve gençlere serbestçe satılabilmesi de eleştirildi. Uzmanlar, enerji içeceklerinin sağlık üzerindeki etkisinin araştırılması gerektiğini kaydettiler. Bir süre önce belediye sağlık daireleri yetkilileri de enerji içecekleri konusunda benzer uyarılar yapmışlardı. Koalisyon 46 sandalye kaybettiı Koalisyon ortakları Liberaller (VVD) ve Sosyal Demokratların (PvdA) toplam oy potansiyeli Maurice de Hond’un son anketine göre 79’dan 33 sandalyeye düştü. Bugün seçimler yapılsa Temsilciler Meclisi’ndeki 150 sandalyenin partilere dağılımı anket sonuçlarına göre şöyle olacak: VVD(-22) 19, PvdA(24) 14, PVV(+14) 29, SP(+9) 24, CDA(+5) 18, D66(+9) 21, CU(+2) 7, GL(+2) 6, SGP(+1) 4, PvdD(+2) 4, 50Plus(+1) 3, PP(+1) 1.

Bakü kurbanları anıldı Bakü katliamı sırasında yaşamını yitirenler Hollanda’da anıldı. Parlamento merkezi Lahey’deki Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği’nde düzenlenen anma törenine çeşitli kurum ve kuruluşlardan temsilcilerin yanı sıra çok sayıda Türk katıldı. 20 Ocak 1990 tarihinde Azatlık Meydanı’nda yaşananların anlatıldığı anma töreninde bir konuşma yapan Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği Başkanı İlhan Aşkın, katliamların Türk dünyasının yüreğinde bıraktığı acının hiçbir zaman unutulmayacağını belirterek, “Şehitlerimiz, hayatlarını özgür ve bağımsız Azerbaycan için verdiler. Allah bir daha bizlere böyle günler yaşatmasın” ifadesini kullandı. 20 Ocak’ın Azerbaycan halkının tarihinde, yalnızca ağıt ve acı ile hatırlanacak gün olmadığına dikkati çeken Aşkın, “20 Ocak halkımızın şan ve şeref günüdür. O gün caddeleri boyamış al şehit kanları bir anlamda milli ülkümüzün uyanan güneşinin kırmızı

şafağını simgeliyordu. Halkımız o gün üstüne saldıran dehşet verici kâbusa, Sovyet ordusunun korkunç saldırısına karşı göğüs germeyi, kendi kimliğini ve metanetini korumayı başardı. 20 Ocak Azerbaycan’ın istiklal yolunun ilk şehitlik zirvesiydi” diye konuştu. Bakü kurbanları Hollanda’nın Rotterdam kentinde de anıldı. Hollanda Azerbaycan Hemreylik Cemiyeti tarafından düzenlenen anma törenine de yoğun katılım oldu. Hollanda Azerbaycan Hemreylik Cemiyeti Başkanı Elsever Mammadov anma töreninin açılışında yaptığı konuşmada, Azerbaycan’ın bağımsızlığında 20 Ocak tarihinin önemine dikkati çekti. Benelüks Azerbaycanlılar Kongresi (BAK) Başkanı Sahil Gasymov yaşanan katliamları Hollanda toplumuna iyi anlatabilmek için yeni bir çalışma içinde olduklarını söyledi. Gasylov, 20 Ocak’ın Azerbaycan’ın bağımsızlık günü olarak da görülmesi gerektiğine vurgu yaptı. Hollanda Türk Federasyonu (HTF) Genel Başkanı Murat Gedik, 20 Ocak tarihinde Rus tankları tarafından ezilenlerin kendilerinin birer parçası olduğunu belirterek, “Dertler bizim derdimiz, toylar bizim toyumuz. Her zaman soydaşlarımızın yanındayız” dedi.

Edelstaal’dan dev atılım!

Bacasız endüstride dev işbirliği Yaşanan ekonomik krize rağmen çeşitli alanlardaki yatırımlarını hız kesmeden sürdüren Edelstaal Group, dünya çapındaki dev isim Thomas Cook ile otelcilik sektöründe karşılıklı işbirliğini öngören anlaşma imzaladı. Dün sona eren Uluslararası Utrecht Turizm Fuarı’nda bir araya gelen Edelstaal Group Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları ile Thomas Cook müdürlerinden Joachim Seip ve İlhan Özmen uzun vadeli işbirliğini içeren metne imza koydular. Yapılacak işbirliği çerçevesinde Thomas Cook’a ait Sentido otelleri markası, Fethiye, Dalaman ve Marmaris bölgesinde geliştirilecek. Bacasız endüstride dev anlaşma Edelstaal Group Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları imza sonrası yaptığı konuşmasında “Bu anlaşma iki grup açısından büyük önem taşıdığı gibi, ülkenin bacasız endüstrisi olarak tanımlanan ve Türkiye ekonomisine ciddi katkı sağlayan turizm sektörü açısından da önemli. Atılan imzalarla Orka Hotels

ve Thomas Cook arasındaki ilişkiler pekiştirilirken, bundan sonraki süreçte gerçekleştirilecek ortak yatırımların önü de açılmış oldu. Thomas Cook ile geçmiş yıllarda yapılan işbirliğimizin büyüyerek devam etmesinden dolayı Edelstaal Group olarak çok mutluyuz” açıklamasında bulundu. Thomas Cook ile Fethiye, Dalaman ve Marmaris bölgesindeki işbirliğinin önümüzdeki süreçte tüm Türkiye geneline yayılacağı bilgisini veren Turgut Torunoğulları, Orka’nın tüm otellerine yüzde 80 doluluk garantisi verildiğini belirterek, yapılacak ortak yatırımların da 100 milyonlarca euroyu bulacağını kaydetti. Thomas Cook Müdürü Joachim Seip, “Orka ile işbirliğine imza atmaktan çok mutluyuz. Orka gelecekte Türkiye’nin en güçlü ve en büyük turizm kuruluşlarından biri olacak” diye konuştu. İstikrarlı büyüme stratejisi yürüten Edelstaal Group’un Hollanda’nın en büyük şirketlerinden VDL ile de Türkiye’de ortak yatırımları bulunuyor. Bünyesindeki Simtronic SWS aracılığıyla Hollanda başta olmak üzere Belçika, İngiltere, Avusturya, Danimarka, Norveç ve Fransa gibi çeşitli Avrupa ülkelerine mutfak ürünleri pazarlayan Edelstaal Group’un, Türkiye’de turizmin yanı sıra inşaat, sağlık, gıda gibi çeşitli sektörlerde yatırımları bulunuyor.


Spaanse polder ve Ijsselmonde şubelerimiz pazar günleri saat 13:00 - 17:00 arası açıktır. Acil durumlar için bize 06-543 110 96’dan ulaşabilirsiniz. Groothandel Zoetermeer Edisonstraat 125 2723 RT Zoetermeer Tel: 010-342 28 85

Spaanse Polder Linschotenstraat 74 3044 AW Rotterdam Tel: 010-485 43 30 Fax: 010-415 00 99

Delfshaven Nieuwe Binnenweg 421 3023 EM Rotterdam Tel: 010-276 30 04 Fax: 010-244 75 26

Afrikaanderplein Pretorialaan 50A 3072 EP Rotterdam Tel: 010-485 77 54 Fax: 010-486 50 33

Waalhaven Sluisjesdijk 86 3087 AJ Rotterdam Tel: 010-294 02 40 Fax: 010-429 99 40

Vlaardingen George Stephensonweg 19 3133 KJ Vlaardingen Tel: 010-434 60 14 Fax: 010-434 50 58

Ijsselmonde Ridderkerkstraat 41 3076 JT Rotterdam Tel: 010-291 74 68 Fax: 010-291 74 69

Kralingen Crooswijk Jonker Fransstraat 84-86 3031 AW Rotterdam Tel: 010-411 11 95 Fax: 010-411 98 00

Breda Boschstraat 110 4811 GK Breda Tel: 076-520 93 53 Fax: 076-514 98 23

Dordrecht Van Oldenbarneveltplein 14 3317 EP Dordrecht Tel: 078-651 52 53 Fax: 078-618 40 76

Schiedam Van Berckenrodestraat 17 3029 AT Rotterdam Tel: 010-473 47 46 Fax: 010-473 86 08

Ridderkerk Mandenmakerstraat 17B 2984 AS Ridderkerk Tel: 0180-48 77 88

aod

Auto Onderdelen Depot Nederland

Free-Parts

Yedek parça ithalatı ve BENELUX bölgesine dagıtımı


samenleving

cemiyet 23

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Toplum

Emrullah Akgündüz gazetecilerle buluştu

Cengiz Özdemir: “Hepimiz aynı gemideyiz”

Turizm Fuarı’nda Türkiye ilgi odağı oldu

Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği Basın Müşaviri Emrullah Akgündüz, Hollanda’da görev yapan Türk basın mensuplarıyla bir araya geldi. Simit Sarayı’nda düzenlenen toplantıya HaberTürk ve İnterAjans’ın yanı sıra Sabah, TRT, Anadolu Ajansı, Doğuş, Son Haber, Haber, Zaman, Ekin, Radyo Deniz, Hedef Medya ve Platform gibi yayın kurumlarının temsilcileri katıldılar. Sohbet toplantısında Hollanda’daki Türk basınının akreditasyon başta olmak üzere çeşitli alanlarda yaşadığı sıkıntılar dile getirildi. Sorunları dinleyen Basın Müşaviri Emrullah Akgündüz, basının yaşadığı sorunlara çözümler aranacağını kaydetti.

UETD Hollanda tarafından düzenlenen Amsterdam Tartışmaları’nda “4. Kuvvet Medya” ele alındı . Çeşitli kentlerden katılımın olduğu 27’nci buluşmaya konuşmacı olarak katılan Türkmedya Grup Başkanı Cengiz Özdemir, “Başka mahallelerin çıkarları için bahanelere sığınırsanız, bu millet bu oyuna gelmez” diyerek Türkiye’deki son gelişmelere ayna tuttu. Özdemir, “Manşetlerle siyasete yön vereceklerini düşünenler var. Türkiye artık eskisi gibi değil. Bugünün Türkiye’si bambaşka bir ülke. Elbirliği ile bu ülkeyi daha ileriye götürmek hepimizin görevidir” dedi.

Jaarbeurs kompleksinde düzenlenen Uluslararası Turizm Fuarı, 44. kez kapılarını açtı. Fuarda tur operatörleri, otel zincirleri, seyahat acenteleri ve turizm tanıtım bürolarının yanı sıra dünyanın dört bir yanından sektörle bağlantılı 1600 dolayında şirket stant açtı. Fuara katılan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, geçtiğimiz yıl Hollanda’dan Türkiye’ye 1 milyon 280 bin turistin geldiğini belirterek, önceki yıla göre yüzde 5 oranında artış olduğunu kaydetti. Arıcı, bu yıl yüzde 8 ila yüzde 13 arasında artış beklendiğini söyledi.

Hollanda’ya ‘birlik’ yansıması

Den Haag Türk İslam Vakfı, kongresini yaptı

Milletvekilinden HDV’ye Ziyaret

Amsterdam’da düzenlenen toplantıda Türkmen önderleri anıldı. Hollanda Türkmenleri Birliği tarafından düzenlenen programda, Kerkük’te Türkmen Cephesi’nin oluşturulması sonrası ortaya çıkan güç birliğinin diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Hollanda’ya da yansıdığı gözlendi. Programda, Irak Türkmen Cephesi (ITC) AB Brüksel Temsilcisi Hassan Aydınlı, Hollanda Türkmenleri Birliği Genel Başkanı Eşref Kerküklü, Hollanda Türkmenleri Birliği Danışma Kurulu Başkanı Halil Otrakçı ve Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Genel Başkanı Oğuzhan Kılıç, birer konuşma gerçekleştirdiler.

Hollanda Türk Federasyon’a bağlı Den Haag Türk İslam Kültür Vakfı 23. olağan kongresi birlik ve beraberlik içerisinde gerçekleştirildi. Kongreye başta, H.T.F. Genel Başkanı Murat Gedik olmak üzere, H.T.F. icra kurulu üyeleri ile kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. Kongreyi, Divan Başkanlığına seçilen H.T.F. Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Bahtiyar yönetti. Üyeliklerine is H.T.F. Genel Sekreteri Erim Uğurlu ve Genel Muhasibi Sadettin Şimşek getirildiler. Katılan üyelerin oy birliği ile başkanlığa tekrar Tahsin Çetinkaya seçildi.

Çalışma ziyareti için Hollanda’da bulunan Ak Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Erdoğan Hollanda Diyanet Vakfını ziyaret etti.La Hey’de gerçekleşen ziyarette Milletvekili Erdoğan’la birlikte UETD Rotterdam teşkilatından, Ramazan Emirdoğan, Dursun Paksoy ve UETD Amsterdam teşkilatından Süleyman Macit de HDV’ye geldi. Milletvekili Mehmet Erdoğan ile birlikte gelen heyet Başkan Prof. Dr. Mustafa Ünver tarafından karşılandı. HDV Başkanı tarafından kendisine Hollanda Diyanet Vakfı’nın faaliyetleri hakkında bilgi verildi. HDV Başkanı ayrıca Milletvekiline bir Ebru tablosu hediye etti.

Türk Federasyon’dan Van der Laan’a ziyaret

NIF Kadınlar Kolu Teşkilatları toplandı

Bekir Cebeci: “Anayasa bizi unutmasın”

Hollanda siyasetinin önde gelen simalarından ve bir döHollanda siyasetinin önde gelen simalarından ve bir dönem bakanlık görevinde bulunup 2010 yılından itibaren Amsterdam belediye başkanlığı görevini yürüten Eberhard van der Laan’ı Hollanda Türk Federasyon adına Genel Gaşkan Murat Gedik ve Genel Sekreter Erim Uğurlu ziyaret ettiler. Eberhard van der Laan, ziyaretten duyduğu dile getirildi. Bu ikinci ziyarette özellikle Türk insanının sorunları yüzeysel olarak görüşüldü ve Amsterdam Belediyesi ile Hollanda Türk Federasyon’un ortaklaş olarak topluma katkı konusunda neler yapılabileceği tartışıldı.

Kur’an tilavetiyle başlayan toplantı Özlem Tunç’un yoklama almasıyla devam etti. SKT Başkanı M. Ünver’in selamlama konuşmasının ardından B.K.T Başkanı Nejla Erdoğan bir selamlama konuşması gerçekleştirdi. Toplantıda söz alan İrşad Başkanı M. Bilgin, Sosyal Hizmetler Başkanı S. Bozkurt, Süleyman Yılmaz, Bölge Sosyal Hizmetler Başkanı Bilal Yanık, Çocuk Kulübü ve Anasınıfı Başkanları K. Gökmen ve S. Küçük, G.M Eğitim Başkanı H. Yazıcı, K.G.T Başkanı E. Yılmazer kendi birimleriyle alakalı birer konuşma ve sunum gerçekleştirdiler.

Türk Danışma ve Eğitim Vakfı (SİOT) Başkanı Bekir Cebeci, Anayasa Değişikliği Komisyonu ve başbakanlık başta olmak üzere çeşitli komisyonlara sunduğu “Hiç kimse doğuştan kazandığı vatandaşlıktan çıkartılamaz” önerisini, Ankara’da gündeme alınması umuduyla AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi) Adıyaman milletvekili Mehmet Erdoğan’a sundu. Hollanda’ya gelen Erdoğan ile buluşan Bekir Cebeci, ilkokullarda verilen anadili derslerinin durdurulmasının çocuklarımız açısından ciddi bir kayıp olduğunu belirterek, bu derslerin bütçesinin Türkiye tarafından karşılanması gerektiğini kaydetti.


introductie

24 tanıtım

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

AP Adayı Kaya Turan Koçak:

NIF Bölge Gençlik Başkanı Erkan Turan :

“CDA, esnafa 600 milyonluk ek teşvik istiyor” Avrupa Parlamentosu seçimlerine CDA’dan 6. sıradan aday gösterilen Kaya Turan Koçak, CDA lideri Sybrand Buma’nın ekonominin motoru durumundaki esnaflara (MKB-Bedrijven) 600 milyon avroluk teşvik istediğini belirtti. Hollanda’nın köklü bankalarından Rabobank’ta 17 yıldır yöneticilik yapmakta olan Kaya Turan Koçak, iş dünyası ile bir çok ortak çalışmalarının olduğunu belirterek, küçük ve orta ölçekli esnafları ekonominin motoru olarak nitelendirdi. Kaya Turan Koçak: “Rabobank Genel Merkezindeki görevim gereği 10 yıldır esnaflarla çok yakın ilişkilerim var. Bu girişimcilerle günlük temas halindeydim ve onların yaşadıklarının yakın şahidiyim. Son yıllarda etkisini iyice hissettiren ekonomik

Kaya Turan Koçak, “CDA olarak küçük ve orta ölçekli esnafı desteklemek için 600 milyon euro değerinde bir teşvik bütçesi ayrılması gerektiğine inanıyoruz. Rabobank Genel Merkezindeki görevim gereği 10 yıldır girişimcilerle çok yakın ilişkilerim oldu. Bu girişimcilerle günlük temashalindeydim ve onların yaşadıklarının yakın şahidiydim. Son yıllarda etkisini iyice hissettiren ekonomik krizinden dolayı pek çok esnaf zor durumda. Hollanda ekonomisini canlı tutan ve motoru olan KOBİ’lere teşvik yapılmalıdır...

krizinden dolayı pek çok esnaf zor durumda. Partimizin siyasi lideri Sybrand Buma, Hollanda ekonomisini canlı tutan ve motoru olan KOBİ’lere (MKB-Bedrijven) teşvik yapılması için öneri sundu. Ben bu teşvik önerisinin gerekliliğine inanıyor ve destekliyorum” şeklinde konuştu. Bu zamana kadar ekonomik krizle mücadele için büyük şirketlere özel imtiyazlar sağlandığını belirten Kaya Turan Koçak, “Kaynakların artık küçük işletmelere aktarılmasının zamanı geldi. Büyük şirketler de elbette zorluklarla karşılaşıyorlar. Hükümette olduğumuz dönemlerde bu şirketlere de destek verdik. Alınan önlemler ve sahip oldukları geniş imkânlar sayesinde bu şirketler ayakta kalmakta, kendilerini kurtarabilmekteler. Fakat küçük ve orta ölçekli girişimciler bu geniş imkânlara sahip olmadıkları için iflas ediyor ve kayboluyorlar. Bu da Hollanda ekonomisinin canlanmasına engel oluyor. Artık bu soruna kalıcı bir çözüm bulmalı ve bu gidişatı engellemeliyiz. Ekonominin bel kemiği olan küçük ve orta ölçekli girişimcilere destek çıkmalıyız. Türk girişimcilerimizin kahir ekseriyetini küçük ve orta ölçekli girişimciler oluşturduğu için bu destekten onlarda faydalanacaklardır” dedi. Geçtiğimiz yılın istatistiklerinden örnekler veren Koçak, “Maalesef her ay yaklaşık 1000 esnaf iflas bildirimi yaptı. Almanya gibi komşu ülkelerde ekonominin daha çok canlı olduğunu görmekteyiz. Hollanda olarak bizde ekonomimizi canlandırmamız lazım. Ekonomi alanda bu olumsuz gelişmeler aynı zamanda sosyal alanda da büyük yaralar açtı” dedi. Parti olarak esnafların vergi yükünün azaltılmasını savunduklarını belirten Koçak, “Önerilerimiz arasında 50 personele kadar işçi çalıştıran küçük ve orta ölçekli esnafların kazançtan ödedikleri vergiyi yüzde 50 indirmeyi düşünüyoruz. Bununla birlikte, küçük ve orta ölçekli esnafların işçi alabilmelerini teşvik etmek için, işe alacakları ilk 3 işçinin vergi oranını üç yıl boyunca indirmek istiyoruz ”dedi. Seçildiği takdirde ferdi olarak 4 ana tema üzerinde yoğunlaşacağını belirten CDA’lı Koçak, bunların başında girişimcilerimizin Brüksel’deki sesi olmak en önemli önceliğim” dedi. Üzerinde çalıştığı diğer ağırlıklı konuları da şu başlıklar altında sıraladı: Gençlerin gelecek perspektiflerinin sağlamlaşması ve güvenlerinin sağlanması, istihdam ve medeniyetler arası ittifak çalışmaları. Konuya hâkim olup sizden birisi olan mutlaka sizi Mecliste iyi temsil eder. Her 5 yılda yapılan, yetkisi ve günlük hayatımızdaki etkisi her geçen gün artan Avrupa Parlamentosu seçimleri Hollanda’da 22 Mayıs tarihinde yapılacak. Toplam 751 sandalye için, AB’ye üye olan ülke vatandaşları oy kullanacak. Nüfus oranına göre sandalye dağılımı yapılırken, Hollanda’ya düşen toplam sandalye sayısı 26’dır. Son anketlere göre CDA oy oranını giderek arttırıyor.

“Gençlerimiz, bu davayı daha da ileri taşıyacaklar”

NIF’e bağlı gençlik yöneticileri iki günlük kampta buluşarak geleceğe daha emin adımlarla yürümenin yollarını aradılar.

M

ennorode kamp merkezinde bir araya gelen Hollanda İslam Federasyonu Gençlik Teşkilatı üyeleri hem kendi aralarında tanışıp yarıştılar hem de değişik uzman konuşmacıları dinleyerek geleceğe yönelik hayat bilgileri edindiler. 75 gencin katıldığı kampa, Şube Gençlik Başkanlarının yanı sıra Şube Tanıtma, Şube Sekreterlik, Şube Sosyal Hizmetler ve Teşkilatlanma Başkanları davet edildi. Bölge gençlik yürütme kurulu üyeleri kendi birimlerine sunumlar yaparak ilgili birimler hakkında bilgilendirdiler. Kampın ilk günü Kuzey Hollanda Millî Görüş İrşat Başkanı Hüseyin Bündar ve Hollanda İslam Federasyonu Başkan Yardımcısı Dr. Bahri Bulut birer sunum yaptılar. Aynı gün NIF Başkanı Mehmet Erdoğan da gençlere hitap ederek onları çalışmalarında motive etti. İkinci gün ise 8 yıl önce İslam’ı seçen, Jeroen Schilder adlı bir genç, İslamfobia konulu bir sunum yaptı. Jeroen Schilder’ın sosyal alanda hayli aktif bir kişi olduğu belirtildi. Nur yüzlü bir gençlik var etrafımızda… Kampta gençlerle birlikte olan Bölge Gençlik Başkanı Erkan Turan kampla ilgili bizlerle şu bilgileri paylaştı: “Hamdolsun bu seferki kampımıza bölge BYK’sı ile birlikte toplam 75 gencimiz katıldı. Katılımın bir önceki kampımıza nazaran biraz düşük ol-

duğunu tespit ettik. Ancak bu sefer de gençlerimizin kapasitesinin hayli yüksek olduğunu görmek bizi ziyadesiyle memnun etti. Oldukça kontrollü, dinleyen, soran, sorgulayan, kısacası ayakları yere basan bir gençliğin yetiştiğini görmek gerçekten bizi heyecanlandırıyor. Yaptığımız fikir üretme toplantılarında (workshoplarda) gençliğin içinde bulunduğu sorunları masaya yatırdık. Ve gördük ki, gerçekten gençlerimiz bu konularda çözüm üretecek donanım ve bilgiye kavuşmuş. Bu da bizi bu davanın daha ilerlere taşınacağı yönünde ümitlendiriyor. Yani görünen o ki, bu gençlik bu davayı daha ileriye taşıyacaktır. Bu seferki kampımızın amacı “içinde bulunduğumuz bu çalışmaları yapıyoruz ama işin neresindeyiz” sorusuna cevap aramaktı. Özellikle içinde bulunduğumuz manevi erimelerin yaşandığı bu süreçte gençlerimize biraz daha kendi benliklerinin, kendi köklerinin ne olduğunu anlatmaya çalıştık. Konuşmacı iki hocamız, gençlerimize peygamberin izinde örnek bir gençliğin nasıl olabileceğini anlattılar. Ayrıca birimler kendi aralarında çalışarak daha sağlıklı bir iletişimin nasıl yapacaklarını konuştular. Bu kampta önemle vurgu yaptığımız diğer bir konu da, Müslümanların ahlaklı olması meselesi idi. Dıştan gelişen olaylar bizleri etkilememeli. Birlik ve dirlik içinde olma-

lıyız. Birbirimizi uyarmalıyız. Kur’an ve sünnete hakkıyla uymak yolunda daha fazla gayret etmeliyiz. Dünyada gelişen olayların çok iyi izlenmesi gerekiyor. Tüm yaşanan ahlaksızlıklara rağmen Müslümanın, güzel ahlaklı, vicdan ve merhamet sahibi olması gerektiğini anlattık. Ahlakını kaybedenlere de bir umut olması gerektiğini gençlerimize tembih ettik”.

Gençlerde büyük cevherler olduğunu bu kampta bir kez daha keşfettik Esasen gençlerimiz kendilerini Türkçe olarak ifade etmekte zorlanıyorlar. Hollandacaya geçtiklerinde durum derhal çok farlı bir hal alıyor. Asıl yetenek ve kapasitelerini işte o zaman anlayabiliyorsunuz. Bu kampta çok kaliteli ve kapasiteli gençlerimizin olduğunu gözlemledik. Gençlerimiz bizden Cuma hutbelerinin Hollandaca olarak da okunmasını talep ediyorlar. Yani söylenenleri anlamak ve yaşamak istiyorlar. Normal Türkçe hutbelerin önünde veya sonunda bir gencin aynı hutbeyi Hollandaca olarak okumasını istiyorlar. Bu bazı büyük kentlerde uzun zamandır yapılmaktadır. Hamdolsun, bakıldığında camilerimizde yüzleri ışıklı tertemiz genlerimiz saf tutmaktalar. Bunlara gereken ilgi ve alakayı göstermek hepimizin vazifesi olmalıdır”. Haber-Fotoğraf: Adnan Şahin

Bölge Gençlik Başkanı Erkan Turan:

“Bu seferki kampımızın amacı “içinde bulunduğumuz bu çalışmaları yapıyoruz ama işin neresindeyiz” sorusuna cevap aramaktı. Özellikle içinde bulunduğumuz manevi erimelerin yaşandığı bu süreçte gençlerimize biraz daha kendi benliklerinin, kendi köklerinin ne olduğunu anlatmaya çalıştık.“


nieuws

haber 25

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Camilerimizi tanıyalım (4) Ayasofya Camii Başkanı Hakkı Özkan:

“Camimizin imarı için bir tuğla da siz koyun”

Rotterdam Ayasofya Camiimiz, 1990 yılında bölge insanımızın dini, milli, sosyal, kültürel ve eğitim alanındaki ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş ve açılışı, Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız tarafından yapılmıştır. O dönemin yöneticilerini, arkalarında böyle bir külliye bırakmalarından dolayı hep hayır ve minnetle anıyoruz.

C

amii’nin künyesi ve adı nedir? Ayasofya Camii’miz, Hollanda İslam Federasyonuna bağlı IGMG Teşkilatlarının Rotterdam’daki şubelerinden biridir. Yapı bakımından vakıf olup, bünyesinde Ana Yönetim, Gençlik, Kadınlar, Kadınlar Gençlik ve Çocuk Kulübü olmak üzere 5 teşkilattan oluşmaktadır. Her bir teşkilat, kendi içinde birimlerini oluşturmuş, dinî, millî, sosyal, kültürel alanlarda birçok faaliyette bulunmaktadır. Açık ve kapalı alanı kaç metrekaredir? Vakfımız, 1250 m2’lik tamamı kapalı alandır. Halkımızın gönül huzuru ile ibadetini yapabileceği 800 kişilik mescidimiz, 3 adet çalışma odası, orta derecede bir marketimiz, 6 derslik sınıflarımız, çok amaçlı kullanılan orta dereceli bir salonumuz, cemaatimizin ve gençlerimizin bir arada kaynaşabilecekleri 2 adet çay lokalimiz, berber hanemiz bulunmaktadır. Camii de eğitim gören çocuk sayısı ne kadardır? Vakıf olarak sunduğumuz birçok hizmet içerisinde eğitime öncelik veriyoruz. Zira sorunlarımızın temel kaynağını eğitimsizlik oluşturmaktadır. Bu sebeple eğitmediğiniz bir toplumdan bir şey bekleyemezsiniz. Bunun için de yönetime geldiğimiz günden itibaren eğitimi önemsedik. Önce sınıf sistemi tesis ettik. Ders hocalarını branşlarına göre düzenleyerek, beraberinde müdürlük oluşturduk. Eğitimde kaliteyi artırıcı unsurları dikkate alarak eğitim komisyonu ile birlikte, dijital sisteme geçerek her sınıfa göre değişik ders modelleri oluşturduk. Uzman bir kadroyla eğitim çalışmalarımız sürüyor. Veli, çocuğunun: “6 ay içerisinde, hem kişisel gelişim hem de buradan almış olduğu eğitim noktasında bir gelişme ya da farklılık göreceklerinin” bilincinde. Ve bugüne kadar verilmiş olan eğitimden hem çocuklar hem de veliler oldukça memnunlar. Bu kaliteyi arttırarak devam ettireceğiz inşallah. Disiplinli ve gayretli çalışmalarından dolayı emeği geçen bütün eğit-

Ayasofya Camii Başkanı Hakkı Özkan kimdir?

1962 Giresun doğumlu. 1979 yılından beri Hollanda’da yaşamakta. Çeşitli lisan ve meslek eğitiminden sonra bir metal firmasında işe başlar. 2009’dan beri boru çizim işinde çalışan Hakkı Özkan, 1997 yılından beridir aktif olarak Millî Görüş teşkilatları bünyesinde üye ve yöneticilik yapar. 2011 yılından itibaren Rotterdam Ayasofya Camii Başkanlığını yürüten Hakkı Özkan evli ve Yüksek Okul öğrencisi olan 3 kız çocuk babasıdır.

men kardeşlerime teşekkür ediyorum. Camii’nin ilk din görevlisi kimdi? Camimizin bugüne kadar irşad hizmetleri birçok değerli hoca efendi tarafından yürütüldü. Yakın dönemde Hakkın rahmetine kavuşan Selman Çelik Hocaefendi camimizin ilk din görevlisidir. Kendisine Allah’tan rahmet diliyor ve hizmetlerinin Allah katında makbul olmasını temenni ediyorum.

ve Kumbara Sorumlusu Ahmet Yıldız, İnşaat komisyonu Başkanı Yusuf Baloğlu, Gençlik Teşkilatı Bşk. Fatih Meral, Kadınlar Teşkilatı Bşk. Esma Taner, Kadın Gençlik Teşkilatı Bşk. Feyza Baloğlu. Bu toplumun bağrında yetişen ve gönüllü hizmet kadrosu ile cemiyetimizin yarınlara sağlıklı bir şekilde kavuşturulması arzusu ile çalışmalarımızı yürütmekteyiz.

Camii’nin şu anki din görevlisi kimdir? Camimizde şu an Kayseri İslam Enstitüsü mezunu ayrıca İslam Tarihi Yüksek Lisans mezunu resmi din görevlimiz Osman Koç Hoca’mızdır.

Camiinin restore edilmesiyle alakalı proje çalışmalarınız nelerdir? Bizim şu anda başlattığımız çalışma, aslında yeni bir proje olmayıp, 10 yıl öncesine dayanan bir çalışmadır. Binamızın eski oluşu sebebiyle temelinde oluşan yıpranmanın onarımı için, Genel Merkez, Bölgemiz ve cemaatimizle yaptığımız istişareler sonunda, böyle bir projenin başlatılması kararı alındı.

Camii’nin ilk başkanı ve kurucuları kimlerdi? Camimizin ilk cemiyet başkanı Mehmet Kaçmaz ağabeyimizdir. Daha sonra hizmet yarışı durmaksızın devam etmiş ve sırasıyla Mustafa Atabey, Ali Demir, İhsan Baytekin, Bayram Başalan gibi toplumumuzun içinden bu davaya gönül vermiş birçok ağabeyimiz bu hayırlı kervanda emek ve hizmet vermişlerdir. Allah Teâlâ cümlesinden razı olsun ve hizmetlerini kabul eylesin. Camii’nin son başkan ve yönetimi kimlerden oluşmaktadır? 2011 yılından beridir cemaatimizin teveccühleri ve yönetimdeki kardeşlerimin özverili gayretleri ile cemiyet hizmetlerini gönüllü olarak yürütüyoruz. Yönetimin kimlerden oluştuğuna gelince: Başkan Hakkı Özkan, Bşk. Yardımcısı ve Muhasip Pevil Orak, Dış İlişkiler Başkanı ve gönüllüler sorumlusu Numan Talas, Eğitim Bşk. Muammer Metin, Daimi Üyeler Sorumlusu Recep Toker, Ticari İşler sorumlusu Doğan Güler, Sekreter Mustafa Yılmaz, Teşkilatlanma Bşk. Mükremin Küçükyazı, Hac-Umre ve Lokal Sorumlusu Hamdi Özer, Halkla İlişkiler ve stajyerler sorumlusu Osman Kılıç, BasınYayın ve 24 aylık inşaat üye sorumlusu Mustafa Gülmüş, Sosyal Hizmetler Bşk. Sabri Batı, Tanıtma Bşk. Mustafa Yaldır, İrşad Bşk. Osman Koç, İdari İşler Bşk. Fahri Yaman, İnşaat Muhasebe Sorumlusu Ahmet Tekin, İnşaat Proje Sorumlusu Murat Demir, Esnaf

Üç-beş yıllık geçici bir onarım yerine, bu bina önümüzdeki 50-60 yılda gelecek olan nesle daha iyi nasıl hizmet eder diye düşünülerek yola çıkıldı. Hem fiziki yönden güçlendirelim, hem de 7’den 70’e herkesin ihtiyacını karşılayabilecek bir külliye oluşturalım istedik. Tamamlandığında bir cazibe merkezi olarak bölge insanımızın sürekli bulunmak isteyeceği bir projeyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Kadınlar, genç erkekler, genç kızlar, çocuklar ve yetişkinlerimizin, kısacası her yaş ve her cinsin kendini evinde hissedeceği bir yapı oluşturmayı amaçlıyoruz. Maddi anlamda çok büyük bir yatırım yapıyoruz. İleride kullanım sıkıntısı olmaması için her şeyi ince eleyip sık dokuyoruz. Cami bünyesinde çalışma ortamları, ders lokalleri, oyun ve eğitim bölümleri, anasınıfları, kreşler gibi olması gereken her şeyi planladık. Ve bu plan, cemaatimizin görüş ve düşüncelerini bildirmeleri için, projemiz aylarca lokalde asılı kaldı. Plânladığımız gibi yürürse, 2014 mart ayı içerisinde inşaata başlayacağız ve eğer şu anki üye çalışmamız beklediğimiz gibi gelişirse en geç iki yıl içerisinde camimizi hizmete açmış olacağız inşallah. Biz de buradan hareketle projemiz sonuçlanana kadar geçecek olan 2 yıllık süreyi değerlendirelim istedik ve “Camimizin imarın-

da bir tuğlada siz koyun” sloganıyla üyelik çalışması başlattık. Ekonomik sıkıntıyı da göz önünde bulundurarak “Camimize sadece 2 yıl üye olmaları için ve her ay bütçenize, durumunuza göre belli bir aidatı cami hesap numarasına vekalet yoluyla havale edin, bu bizim ve sizin için en güzeli en hayırlısıdır” diyoruz. Rotterdam’ın en güzel yerlerinden biri olan bu külliyede sizin de katkınız olsun. Yapılacak olan camideki her türlü hayırlı işin sevabı bir şekilde sizin hem dünya da hem de ahirette karşınıza çıkacak ve dünya durduğu müddetçe de adınız hep dua ile, hayır ile anılacaktır. Toplu form almak ve bu çalışmanın içerisinde bulunmak isteyenler aşağıdaki numaralardan bizlere ulaşabilirler. Afişimizdeki banka hesap numarasını yardım için kullanabilirler. Yapmış olduğunuz faaliyetler hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Vakfımızca birçok birim faaliyeti yürütmekteyiz ancak kısaca belirtmek gerekirse; birisi idari, diğeri de sosyal içerikli iki türlü hizmet ve faaliyet yürütülmektedir. İdari anlamda yürütülen faaliyetlerimiz ana başlıklar halinde şöyledir: Eğitim aktiviteleri, irşad hizmetleri, sosyal hizmetler, tanıtma hizmetleri, muhasebe hizmetleri, gençlik hizmetleri, kadınlar teşkilatı hizmetleri, kadınlar gençliği hizmetleridir. Sosyal aktiviteler bağlamında ise; yürütülen hizmetleri şöyle zikredebiliriz: Rehberlik hizmetleri, rehberlik kursları, eğitim kursları, aktif vatandaşlık diye özetleyebiliriz. Vakfımız, -hizmeti baş tacı edinen bir anlayışla- yöneticisi, eğitimcisi ve üyeleri ile ülke şartlarına uyumlu, içinde yaşadığı ülkenin mühim bir kurumu olma yolunda, belli bir gaye ile, tutarlı ve bilinçli olarak varlık ortaya koymaya çalışmaktadır. Sadece Türklere yönelik mi faaliyet yapılıyor? Ağırlıklı olarak faaliyetlerimiz Türk kökenli vatandaşlarımıza yönelik olmakla birlikte, genel olarak ihtiyaç ölçüsünde içinde yaşadığımız bölge halkına hizmetler sunmaktayız.

Şu anda çevrede oturan Hollandalılarla ilişkiler nasıl, sizlere bakış açıları nasıl? Bölge sakinleri, kurum, kuruluş ve belediye ile olan münasebetimiz oldukça iyi. Çevremize karşı misafirperverliğimizi en iyi düzeyde sergilemeye çalışıyoruz. Kadın ve Gençlik teşkilatınız ne tür etkinlikler, faaliyetler yapıyorlar? Cemiyetimizde hem Kadınlar, Gençlik ve Kadınlar Gençlik ile birlikte Çocuk Kulübü teşkilatları mevcuttur. Her bir kurum kendi içerisinde oluşturduğu birimlerle, kendi alanında hizmetler yürütmekte ve bölge insanına eğitimde, sosyal aktivitelerde öncülük, yönlendirme ve ev sahipliği yapmaktadırlar. Türk toplumunun öncelikli ve en büyük sorunu nedir ve çözüme dönük ne tür önerileriniz ve uygulamalarınız var? Şu an en çok dikkat çeken sorun küresel krizdir. Bu krizden Hollanda’nın yeterince payını aldığını görüyoruz. Zira alım gücü her geçen gün düşmekte ve halkımız da bundan etkilenmektedir. Bunu bir sorun olarak görüyor ve sorunu Hollanda devletinin çözeceğine inanıyorum. Siyasilerden de gençlerin işsizlik sorununa ivedilikle çözüm bulmalarını ve eğitimde kısıtlamalara gitmemelerini istiyor ve bekliyoruz. Bu kısıtlamaların, gençlerin geleceği acısından iyi sonuç doğuracağına inanmıyorum. Diğer kurum ve kuruluşlarla ilişkileriniz nasıl, olması gerektiğine inanıyor musunuz? Bizler burada cemaatimize hizmet ettiğimiz gibi diğer kurum ve kuruluşlarla da dinî-millî meselelerde ortak hareket etmeye gayret ediyoruz. Amacımız bu noktada gelecekte Hollanda’ya daha faydalı bireyler yetiştirmektir. Diğer kuruluşlarla bu yöndeki ilişkilerimiz gayet sıcak bir atmosferde devam etmektedir. Öncelikle camiamıza ve tüm insanlığa sağlık, huzur temenni ediyor, 2014 yılının huzur ve barış yılı olmasını, savaş, zulüm ve katliamların durduğu bir yıl olmasını diliyorum.


nieuws

26 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Bekir Cebeci

Güncel

Doğruluk ve dürüstlük, fazilettir...

bir şekilde yer aldı. Tebrikler Salih Türker. Doğruluğa ve dürüstlüğe çok güzel bir örnek sundunuz. Böylece de yabancı düşmanlığına ve İslam karşıtlığına da çok güzel bir cevap verdiniz. Çünkü İslam “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol,(11-112)” diyor.

Doğruluk; dürüstlüktür, etiktir, erdemdir, fazilettir ve güvenilir olmaktır.

Doğruluk kılavuzu 2003 tarihinde Güney Hollanda Eyalet Milletvekili seçildiğimde Meclis Başkanımız, herkese “Siyasette Doğruluk Kılavuzu” isimli 60 sayfalık bir kitap gönderdi. Kitabın daha ilk cümlesi şöyle başlıyordu: “Politikacı, vatandaşın güveninin kazanması için uzman ve doğru olmak zorundadır.” Siyasetçi olarak hediye almanız bile kurala bağlanmıştır. 50 avronun üstündeki hediyeleri Meclis Başkanlığına teslim etmelisiniz. Bu demektir ki, siyasette konuların uzmanı olmanın yanında dürüstlük de aranan önemli bir kriterdir. Ben buna üçüncü bir kriter daha eklemek isterim; o da içinde yaşadığın ülkenin dilini ve de İngilizce’yi de çok iyi bilmek. Çünkü siyasetçiler artık dünyanın her yerinde tercümansız iletişim kurabilmelidirler.

Siyasette doğruluk; demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne inanıp bunların gereğini yerine getirmektir. Doğru siyaset, doğru devlet yönetimi ancak dürüst siyasetçilerin, dürüst vatandaşların sayesinde gerçekleşebilir. Öyleyse insanımızın doğru ve dürüst olması çok büyük önem kazanıyor. Geliniz şimdi bu konuda çok özgün bir örneği birlikte okuyalım. Hollanda’da, 6 Aralık 2013 tarihinde doğruluk ve dürüstlüğe güzel bir örnek yaşandı: Salih Türker

Geliniz şimdi bu konuda çok özgün bir örneği birlikte okuyalım... Hollanda’da, 6 Aralık 2013 tarihinde doğruluk ve dürüstlüğe güzel bir örnek yaşandı: Salih Türker isimli bir vatandaşımız, bankadan gidip parasını aldı. Eve geldi. Parayı tekrar saydı. Bir de ne görsün? Banka yanlışlıkla kendisine 20 bin avro fazla ödemiş. Hemen bankaya gidip 20 bin avroyu geri verdi. Bu olay Hollanda basınında çok güzel bir şekilde yer aldı. Tebrikler Salih Türker... isimli bir vatandaşımız, bankadan gidip parasını aldı. Eve geldi. Parayı tekrar saydı. Bir de ne görsün? Banka yanlışlıkla kendisine 20 bin avro fazla ödemiş. Hemen bankaya gidip 20 bin avroyu geri verdi. Bu olay anında Hollanda basınında çok güzel

Hollanda siyasetinde doğruluk Hollanda siyasetinde doğruluk, siyasete güvenin anahtarıdır. Doğruluk kurallarına uymayan siyasetçiler, giderler. Ki, çok gidenler olmuştur. Liberal Demokrat (VVD) Partisi, 23 Mayıs 2013’de doğruluk ve dürüstlük bilincini koruyup geliştirmek ve artırmak için bir “Daimi Doğruluk Komisyonu” kurdu. Sonuç: Yolsuzluk ve rüşvet işlerinde adı geçen milletvekili, bakan, belediye başkanı görevinden hemen ayrılmak durumundadır. VVD lideri ve Başbakan Sayın Rutte: “Liberal VVD partisi olarak doğruluk ve dürüstlük konusunda çok iyi örnek olmak durumundayız,” diyor. Sosyal Demokrat (PvdA) Partisi de bir “Daimi Doğruluk Komisyonu” kurdu. Bu konuda, 9 Aralık 2013 tarihli Hollanda basınından şunları okuyoruz: “Doğruluk ve dürüstlük sosyal demokratların şeref kodudur. Sosyal demokrasiye güveni, inancı, saygıyı artırmak için siyasette doğruluk, dürüstlük, hizmet, açıklık, saygınlık ve katılımcılık temel değerler olarak alınmaktadır.” Hıristiyan Demokrat (CDA) Partisi de 9 Ekim 2009 tarihinde siyasette doğruluğu, güveni, denetimi hesap verilebilirliği programına almıştır.

IGMG Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı

“Biz, Avrupa’da dört başı mamu kuruluşuz” Hollanda İslam Federasyonu, her ay düzenli olarak gerçekleştirdiği Cemiyet Başkanları toplantısını bu kez Schiedan El Furkan İslam Okulu binasında gerçekleştirdi. Aynı gün Şube Sosyal Hizmetler ve Eğitim Başkanları da Schiedam Merkez Camii’nde bir araya geldiler.

H

er iki toplantının da Genel Merkezden davetlileri vardı. Teşkilatlanma Başkanı Süleyman Yılmaz, Bilal Yanık’ın başkanlığında bir araya gelen Şube Sosyal Hizmetler Başkanlarına, Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı ve MYK üyesi Mehmet Ateş Şube Başkanlarına, İsmail Kızılırmak ise Şubeler Eğitim Başkanlarına hitap ettiler. Bölge Sosyal Hizmetler Başkanı Bilal Yanık toplantıyla alakalı şunları dile getirdi: “2014 çalışma sezonunun ilk genişletilmiş Sosyal Hizmetler birim toplantısını gerçekleştiriyoruz. Şubelerimizin ilgili bütün birim başkanları buraya geldiler. Kendilerine hem birimleri ile ilgili hem de hizmet kampanyası çalışmaları ile ilgili bilgilendirmeler yapıldı. Bu hizmet kampanyası çalışmasıyla, 2012 yılından

beri Avrupa’daki eğitim kurumları, yatılı yurtları, hafızlık okulları ve benzeri eğitim müesseselerini desteklemeyi amaçlıyoruz. Bugün bu çalışmanın nasıl yürütüleceğine dair bilgiler verildi, çalışmanın eylem planı anlatıldı.” Güney Hollanda Millî Görüş Bölge Başkanı Mehmet Erdoğan başkanlara bölgenin çalışmaları hakkında bilgi verdi ve şube başkanlarından şubeleri ile ilgili bilgiler aldı. Başkan, yoğun katılımdan duyduğu memnunluğu dile getirdi ve başkanlara teşekkür etti. Genel Merkez misafiri Mehmet Ateş ise, Millî Görüşün yapısını ele alan bir konuşma gerçekleştirdi. Avrupa’da tüm kurumları mevcut olan ‘dört başı mamur’ tek teşkilatın Millî Görüş Teşkilatları olduğunu söyleyen Ateş, böyle bir teşkilatta hizmet etmemizi nasip ettiği için Allah’a şükredelim, diye

konuştu. Daha önceleri Düsseldorf ve Nürnberg bölgelerinde başkanlık yaptığını belirten Ateş bu tür toplantılarda yaşanan heyecanı çok iyi bildiğini söyledi. Bölgelerin sürekli büyüme kaydettiğini belirten Ateş, bu bağlamda binalarında haliyle dar gelmeye başladığını ve yeni yerlerin alınması icap ettiğini dile getirdi. Bunun belli külfet ve problemler getirdiğini söyleyen Ateş “Ben inanıyorum ki, on yıl sonra bu sorunlar tamamen bitecektir. Çünkü içinde yaşadığı ülkenin dilini ve yasalarını çok iyi bilen yeni nesiller yetişiyor” dedi.

“Irkçılık tehlikesine karşı ortaklaşa tavır alınız!” Toplantının Sürpriz konuşmacısı ise, Berlin’de bir eğitim çalışmasına katılan Ekonomik ve Sosyal Araştırma-

Bu yazıyı hazırlarken Hollanda’da kısa adı BİOS olan İçişleri Bakanlığına bağlı “Doğruluk ve Dürüstlük İdeallerini Koruyup Geliştirmek” isimli bir kurumun olduğunu öğrendim. Bu duruma çok sevindim. Çünkü vatandaş devlet katında kendine doğru ve dürüst bir muamele yapılmadığında bu kurum nezdinde hakkını arayabilecektir. Ne kadar güzel bir durum. Öyle değil mi? Bekir Cebeci Güney-Hollanda Eyalet Eski Milletvekili (Hollanda) Türk Danışma ve Eğitim Vakfı (SİOT) Başkanı E-mail: info@bekircebeci.com


meningen

görüşler 27

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Dostça

Mehmet Ateş:

Murat Kurt

Hangi birlik ve beraberlikten bahsediyoruz? Ancak lafta her şey! Yok efendim neymiş, ‘Hollanda’da Türkler’in birlik olması gerekiyormuş, bir araya gelmeleri gerekiyormuş.’

r tek

Ahlaki konularda bile bir mutabakat sağlayamayan bir topluluk, Allah aşkına nasıl birlik olabilir? Gözler körleşmiş, sanki takım tutarcasına partizanca hareketler çoğalmış. Başkası yaparsa kötü, kendin yaparsın iyi?! O çalsın yanlış olsun, sen çal, vardır bir bildiği olsun. O yapsın zina olsun, bas kasetleri piyasaya, sen zina yap kaset çıkarsa mahremiyetime girdi olsun. Hani adalet, nerede şimdi? Başkasına layık görülmeyen nasıl olur da sana layık oluyor. Hele birde Müslümanlık taslamak var ya. İnsanın imanı zayıf olsa, hak dine inan düşman olmamak elde değil, tövbe haşa!.

lar Merkezi (ESAM) Genel Sekreteri Prof. Dr. Arif Ersoy idi. Hollanda İslam Federasyonu Cemiyet Başkanları toplantısına katılarak bir seminer veren Ersoy, Avrupa’daki çalışmaları hakkında da bilgi verdi ve 40 yıl önce gelip gördüğü insanlarla bir süre sohbet etti. Ersoy, Hollanda’ya geliş nedenini gazetemize şu şekilde açıkladı. “İnsanlarımız yarım yüzyıldır bu ülkelerde yaşamaktalar. Ben ilk defa 1973 yılında gelmiştim. O zaman insanlarımız buranın dilini bilmiyorlardı. Zamanla buranın dilini, yaşamını, kültürünü öğrendiler ve bu ülkeye faydalı olmak için dernekler kurdular. Bu derneklerden birisi Hollanda İslam Federasyonu’dur. Hollanda İslam Fe-

derasyonu Hollanda devletine, milletine faydalı olmak için gece gündüz çalışan bir kuruluştur. Bu kuruluşun bugün burada eğitim programı var. Berlin’e bir program için gelmiştik. Bu eğitim programına da katıldık. Ve bu eğitim programında yöneticilere şunu söyledim: Bu ülkeye artık yerleştiniz burası sizin ülkeniz. ‘Bundan böyle Hollanda’ya daha fazla nasıl faydalı olabiliriz, yardımlaşma ve dayanışma bilincini nasıl geliştiririz, ırkçılık tehlikesine karşı ortaklaşa nasıl tavır alırız?’ bu ve buna benzer konularla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Arkadaşlarımızın geldiği eğitim seviyesi, bilgi düzeyi beni son derece mutlu etti. Ben onlarla bu ülkede, bu

ülkenin vatandaşları olarak, bu ülkede yaşayanlar olarak çalışmalarında, iş yerlerinde başarılar diliyor ve saygılar sunuyorum. Avrupa’da birkaç eğitim programına katılan Arif Ersoy daha sonra Arnavutluk’a gitmek üzere Hollanda’dan ayrıldı. Toplantının son bölümünde Başkan Mehmet Erdoğan yaptığı değerlendirme konuşmasında, yaklaşan yerel seçimlerde siyasilere eşit konumda durmaları yönünde başkanlara tavsiyede bulunurken insanlarımızın sandığa gitmelerini teşvik etmelerini istedi.

Doğuş Haber Merkezi

«

Kazalarda ölenlerin sayısı 500’e düşürülecek Altyapı Bakanı Melanie Schultz, trafik kazalarında ölenlerin sayısının 2020 yılına kadar 500’e düşürülmesi hedefinin arkasında durduğunu bildirdi. Kaza kurbanlarının sayısının 500’ün, yaralananların sayısının da 10 bin 600’ün altında kalması hedefi için geçtiğimiz yıl “karmaşık bir mesele” ifadesini kullanan Bakan Schultz, meclisteki oturumda hedefe ulaşmanın kolay olmayacağını, ancak yine de bu hedefin arkasında durduğunu söyledi. Trafikte güvenliğin arttırılması çalışmalarını belediyeler ve eyaletler ile birlikte yürüteceğini belirten Altyapı Bakanı, belediyelerden bisiklet sürücülerinin güvenliğinin arttırılmasını sağlayacak plan hazırla-

muratgedik@muratgedik.nl

malarını istediğini ifade etti. Hollanda taşımacılık ve lojistik firmaları birliği TLN yetkilileri, özellikle karayollarında büyük sorunların yaşandığına dikkati çektiler. Ölümlü trafik kazalarının yüzde 25’inin bu yollarda meydana geldiği belirtildi. Gidişli-gelişli yollardan bazılarının yeterince geniş olmaması kazaların önemli nedenleri arasında gösterildi. Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk geçtiğimiz yıl Bakan Schultz’dan 2020 yılı hedefini gerçekleştirmek için çalışma yapmasını istemişti.

Daha fikirler medeni bir biçimde tartışılamazken, hangi birlik ve beraberlikten bahsedebileceğiz. Ondan sonra çıkıp ‘nerede Türk lobisi?’ diye bağırıp çağırıyoruz. Yok efendim, STK’lar iş yapmıyor, kapalı kutular, çağa uygun değil. Vallaha ben hepsini kabul ediyorum, gelin tartışalım STK’ları diyorum, kimseden çıt yok. Herkes her şeyi iyi biliyor. Medyamıza zaten dokunulamaz çünkü her şeyi bilir, ancak olumsuz eleştiri yapar. Ama iğneyi kendine batırmayı hiç aklına getirmez, gerek görmez. İlim yuvalarımız mı, onlar zaten siyasete batmış gitmişler, ilmin ‘i’sini göremiyoruz. Âdeta siyasi parti uzantıları gibiler... Lafın kısası şu: “Hollanda’da Türk toplumu arasında tehlike zilleri çalıyor!” Bu da kimsenin umurunda değil, yeter ki kervanı yürüsün, gerisi önemli değil, zihniyeti hâkim. Ankara’da bir siyasi kargaşa oluyor, hop buralar geriliyor; siyasilerin pislikleri ortaya çıkıyor ondan sonra ta buralarda avukatlık yapılıyor. Bir “Gezi olayını” kazasız belasız onca gerilime rağmen atlatmışken şimdi daha da büyük bir gerilim. Türkiye Cumhuriyetini yönetenler bunca yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık olayını yargıya bıraksa, inanın hem kazanır hem bu millet bu kadar gerilmez. Biri çıkıyor “hırsız” diyor, öbürü “yok komplo” diyor. Ya Allah aşkına hırsızlığın komplosu olur mu? Neyse, bak bende daldım bu konuya gidiyorum. Ya bırakalım bu işlere hiç girmeyelim ya da medenice tartışalım. İş şirke kadar gitmekte, kimseden birleştirici bir yaklaşım yok. Allah’ın sıfatları bile insanoğluna yükleniyor, ey cemaati müslimin, biz nereye gidiyoruz? Bakın yakında Hollanda’da yerel seçimler var, Avrupa Parlamentosu seçimi var, elimizden alınan haklar var, biz neyin peşindeyiz Allah aşkına? Tehlike zilleri “Gezi olayları” ile başladı, biraz durmuştu, fakat bir iki aydır sessizce bir gerilim söz konusu. Ankara’da patlak veren son olaylar iyice fitili yaktı artık, bomba patlamak üzere.

Özellikle sanal aleme bir girip bakalım. Bir kaç dakika Face’de gezmek bile gerçekleri göz önüne sermeye yetiyor. Aşağılayıcı sözler, hakaretler, belden aşağı vurmalar almış başını gidiyor. Fakat asıl tehlike Devlet’e bağlı olan kurumların siyasetin içine çekilmesinde yatmakta. Son haftalarda bu açıkça görülmekte ve toplum arasında sessizce tepkiler yayılmakta. Almış olduğum duyumlar maalesef bunları kanıtlamaktadır. Özellikle camilerimiz âdeta siyasi iktidarın avukatlığını yapar hale gelmiş durumda. Bu konuya “dur” denmezse yarın kimse olacak büyük bir kargaşanın önüne geçemez ve makam sahipleri bunun vebalini taşıyamazlar. Her kurumun siyasi bir yaklaşımı olabilir, fakat Devlet kurumlarının asla olamaz. Hele camilerin hiç olamaz. Camiler ibadet yerleridir ve bu asli görevinden uzaklaştırılmamalıdır. Geçenlerde bir camide siyasi katılımın olduğu bir ortamda bir gazeteci saldırıya uğruyor. Yok efendim neymiş, yetkililer bu durumu kınıyorlarmış. Efendiler! Tedbiri alırsanız, kınamalara gerek kalmaz. Herkesin bir siyasi görüşü olabilir, bu bir haktır. Hatta hem Türkiye siyaseti hem de Hollanda siyaseti ile açıktan aktif bir biçimde uğraşabilirsiniz; fakat haddinizi bileceksiniz. 21. asırda halen medeni bir tartışma yapılamıyorsa susacaksınız. Susacaksınız ki sizi adam zannedecekler. Devletin kurumlarına siyaseti sokmayacaksınız, bu hem kuruma hem de milletin Türk Devlet’ine var olan saygısını sarsar. Gerçi dün o Devlet’e küfredenler bugün devletçi oldular ya, o da bir ayrı omurgasızlık. Olan Türk toplumuna oluyor! O kadar birlik ve beraberliğe ihtiyacımız varken, elde olan azı da kaybetmek üzereyiz. Şu son hadiseler göstermektedir ki buralarda görev yapan devlet kurumları kendilerine öncelikle bir çeki düzen vermeliler. Bunun yanında bütün STK’lar ve Türk basını sorumluluklarını yerine getirmelidirler. Bakın yarın buralarda Türkiye için sandıklar kurulacak, dikkat edilmezse çok kötü hadiseler cereyan edebilir. Edebilir ne, edecektir. İşte o zaman da ortalığı karıştıranlar, menfaatleri icabı partizanca hareket edenler bir kenara çekilirler ve bu toplum kendi içinde uğraşır durur. Toplumumuzda mankurt adayı insan çoktur, yarın olabilecekleri siz hesaplayın. Bir başbakanın Hollanda ziyaretini bile eline yüzüne bulaştırabilen toplumdan, ancak olumsuzluk çıkar, benden söylemesi. Birileri usta olacak diye bu millet her zaman çırak kalmayı hak etmiyor. Holiganlık yapılacaksa onun yeri bellidir; ya meydanlardır, ya da stadyumlardır; toplumun müşterek kullandığı yerler, ya da ibadethaneler değildir. Allah sonumuzu hayretsin (amin).


nieuws

28 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

“Avrupa toplumunun bir parçasıyız” Millî Görüş Teşkilatları hizmet içi eğitim çalışması için bir araya geldiler

“Bu gidişatı oylarınızla değiştirin!” Kuzey ve Güney Hollanda Millî Görüş Bölge Teşkilatları, belli bir aradan sonra geleneksel hale getirdikleri bir toplantı ile bir araya geldiler. İki bölgenin yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra, Teşkilat Başkanları ve Teşkilat Muhasiplerinin katıldığı toplantıya IGMG Teşkilatlarından da geniş bir katılım oldu.

K

ısır tartışmalarla öldürülecek zamanımız yoktur Gün boyu süren toplantıda birçok mesele, Genel Merkezden gelen misafirlerle birlikte masaya yatırıldı. Kadınlar ve Kadınlar Gençlik Teşkilatı ise ayrı salonlarda planlanmış olan Şube Birim Toplantılarını icra ettiler. Kuzey Hollanda bölge binasında gerçekleşen toplantı Hüseyin Bündar’ın okuduğu Kur’an-ı Kerîm ile başladı. Üç bölümden oluşan toplantının amaçlarından biri de, şube muhasip ve yöneticilerine bir ders niteliğinde olup, hesapların düzgün yapılmasını, kayıtların doğru alınmasını sağlamaktı. İki bölgenin ortaklaşa yapacağı toplantı öncesi Kuzey Hollanda Bölgesi, kendi çalışma takviminde yer alan Şube Başkanları Toplantısını gerçekleştirdi. Bölge Teşkilatlanma Başkanı Ahmet Duran’ın yaptığı yoklamadan sonra, açılış konuşması için katılımcılara hitap eden Kuzey Hollanda Bölge Başkanı Oktay Dalmaz özetle şunları söyledi: “Değerli başkanlarım, bugün, düne göre daha çok çalışmalıyız ve birlik ve beraberliğimizi korumalıyız. İslam Toplumu Millî Görüş Teşkilatları olarak, camilerimizde günlük siyasi tartışmalardan uzak durulsun istiyoruz. Yapılacak bu tartışmalar cemaatimizin kamplaşmasına sebep olacaktır. Birliğimizi korumak zorundayız, zira; yapacak çok

işimiz var. Millî Görüş’ün bir marka olarak korunması gerektiğine inanıyoruz. Bu birlik ve beraberliğimizin korunması için camilerimizde, gerek Hollanda’nın gerekse Türkiye’nin siyasi partileri ile ilgili hassas davranmamız gerekmektedir. Bu bizim almamız gereken bir tedbirdir. Şubelerimizde birtakım sıkıntıların oluşmasına müsaade etmemeliyiz. Hafızlık ile alakalı önemli bir hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bölgemize bağlı 5 cemiyetimizde hafızlık çalışmamız devam ediyor. Her şubede bu çalışmanın olması güzel bir şey, ancak altyapısı oluşmadan açılacak hafızlık kursunun da akamete uğramasından endişe ediyoruz. Bu da bizim var olan heyecanımızın tükenmesine sebep olur. Ayrıca hafızlık kursu, ayrıcalıklı bir eğitimdir. Herkesin hemen yapabileceği bir eğitim değildir. Bundan dolayıdır ki; kamuoyundaki olumlu imajımızın zedelenmesini istemiyoruz. Netice itibariyle, teşkilatlarımızda ancak şartlar uygun hale geldiğinde hafızlık kursu açmak istiyoruz” ‘Ölmeden önce kendinizi hesaba çekiniz’ buyruluyor… Daha sonra iki bölgenin müşterek toplantısına geçildi. Buradaki selamlama konuşmasında Başkan Oktay Dalmaz özetle şunları söyledi: “Bölge olarak ev sahibi olmaktan şeref duyuyoruz. Değerli başkanlarım, bugün Şube Baş-

NIF Başkanı Mehmet Erdoğan:

“Bildiğiniz gibi 19 Mart tarihinde yerel seçimler olacaktır. Bu seçimler hakkında cemaatimizi ve tabanımızı iyi bilgilendirmeliyiz. İnsanımızın sandık başına gitmesini ve oy kullanmasını teşvik etmeliyiz. Bütün partilere eşit mesafede olmalıyız.”

KHMG Başkanı Oktay Dalmaz:

“Hem içinde yaşadığımız ülkenin hukukuna karşı mali sorumluluklarımızı bilmemiz gerekiyor, hem de bundan daha önemlisi biz dinî bir teşkilatız, her şeyden önce Müslümanız. Hem bu dünyada hem de ahirette hesabımızın net olması bizim temel ilkelerimizdendir. ‘Ölmeden önce kendinizi hesaba çekiniz’ buyruluyor. Muhasebe, teşkilatlarımızın ayakta kalmasını temin eden maddi gücüdür, aynı zamanda da en yumuşak karnıdır. “

kanlarımıza ve Şube Muhasebe Birim Başkanlarımıza, muhasebe konusunda birim eğitimi verilecektir. Bu çok önemli bir çalışmadır. Sunumların çok dikkatli bir şekilde not tutularak dinlenmesini önemle istirham ediyorum. Hem içinde yaşadığımız ülkenin hukukuna karşı mali sorumluluklarımızı bilmemiz gerekiyor, hem de bundan daha önemlisi biz dinî bir teşkilatız, her şeyden önce Müslümanız. Hem bu dünyada hem de ahirette hesabımızın net olması bizim temel ilkelerimizdendir. ‘Ölmeden önce kendinizi hesaba çekiniz’ buyruluyor. Muhasebe, teşkilatlarımızın ayakta kalmasını temin eden maddi gücüdür, aynı zamanda da en yumuşak karnıdır. Çok dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur. Onun için, Şube Başkanlarımızın ve Şube Muhasebe Birim Başkanlarımızın bu konuda gerekli hassasiyeti gösterdiklerine ve göstereceklerine inanıyorum. Ben bir iki temenni ile sözlerimi bitirmek istiyorum: İki bölge olarak bazı ortak çalışmalar yapabileceğimize inanıyorum. Mesela; eğitim alanında bir yüksekokul ve bir kolej çalışması yapabiliriz. Hollanda’nın merkezi sayılabilecek Utrecht’te bu çalışmayı başlatabiliriz. Mülkiyet alımlarında birbirimize destek olabiliriz. Bu durum aynı zamanda, kamuoyunun bizden beklentilerine verilecek en müsbet cevap da olacaktır. Katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.” “Sandık başına gitmeli ve oyumuzu kullanmalıyız” Ardından kürsüye gelen Hollanda İslam Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan konuşmasında şunlara değindi: “Kıymetli kardeşlerim, Güney Hollanda bölgemiz adına hepinizi selamlıyorum. Sezon başından buyana teşkilat olarak düzenlediğimiz ve çok önem verdiğimiz Ehl-i Sünnet ve aile içi eğitim seminerlerimiz devam etmektedir. Buraya gereken hassasiyeti göstererek katılım sağlamanızı özellikle rica ediyorum. Bildiğiniz gibi 19 Mart tarihinde yerel seçimler olacaktır. Bu seçimler hakkında cemaatimizi ve tabanımızı iyi bilgilendirmeliyiz. İnsanımızın sandık

başına gitmesini ve oy kullanmasını teşvik etmeliyiz. Bütün partilere eşit mesafede olmalıyız. Umre ve Hac kampanyamız devam etmekte, Şubat ve Nisan ayı umreleri için tabanımızı gerektiği şekilde bilgilendirmeliyiz. Şube başkanları olarak gençlerimizi Umreye teşvik etmenizi, maddi ve manevi katkıda bulunmanızı bekliyoruz. ‘Önden Gidenler’ programı çerçevesinde üç paket programı uygulayacağız ve büyüklerimizi bu programlarla anmış olacağız” “Avrupa toplumunun bir parçasıyız” IGMG Başkanı Kemal Ergun ve MYK üyelerinin selam ve dualarını ileterek konuşmasına başlayan Mali İşler Başkanı Hakki Çiftçi ise özetle şunları söyledi: “Müslümanlar olarak en güçlü silahımız duadır. Birbirimize dua edelim. Bugün burada önemli bir toplantı için bir araya geldik. Cemiyetlerimizde verilen hizmetlerimizde lokomotif gücünü üstlenen başkanlarımızla, muhasiplerimizle ve idarecilerimizle bir araya gelmiş bulunmaktayız. İşçi olarak geldiğimiz Avrupa’da bir süre misafir olarak kaldık. Aile birleşimleri ile göçmen toplum konumuna geçtik; üçüncü ve dördüncü nesilden evlatlarımızı da burada yetiştirmekle artık Avrupa’da Müslüman azınlık konumuna geçmiş olduk. Müslümanlar olarak Av-

rupa toplumunun da bir parçası olduk. Azınlık olarak yaşamak, azınlık olarak kültürümüzü, geleneklerimizi, inancımızı akidemizi nesiller boyu aktarabilmiş olmak, geçmişte bizim yaşadığımız ve ihtisas sahibi olduğumuz bir konu değil. Artık farklı bir medeniyetin farklı bir kültürün de etki alanı içerisinde yaşamaya, bu topraklarda varlık mücadelesi vermeye beraberce başlamış olduk. Ancak, yüzyıllar boyu azınlık olarak yaşamış buna rağmen kendi kimlik ve inancını muhafaza etmiş topluluklar da var elbette. Biz ise henüz bu sürecin başında bulunmaktayız. Bu süreci iyi değerlendirmeli, kimlik ve inancımızın muhafazası için ter dökmeliyiz. Acı bedeller ödememek için canla, başla çalışmalıyız.”

Geleceğe dönük çalışmalar… Moladan sonra, Kuzey Hollanda Bölgesi Sekreteri ve Resmi İşler sorumlusu Fatih Demirkan, Genel Merkez Muhasebe birim Başkanı İbrahim Yüksel, Soest Cemiyeti Muhasibi Numan Akyüz, Hasene Başkan yardımcısı Zeki Toprak, Genel Başkan Yardımcısı Ali Bozkurt, Mehmet Yaramış kendi birimleri ile alakalı birer sunum gerçekleştirdiler. 2013’te satın alınan camii ve öğrenci yurtlarının tanıtıldığı bir sinevizyon gösteriminin ardından dilek, temenni ve dua ile toplantı sona erdi Recep Soysal-Adnan Şahin

IGMG Malî İşler Başkanı Hakki Çiftçi:

“Ancak, yüzyıllar boyu azınlık olarak yaşamış buna rağmen kendi kimlik ve inancını muhafaza etmiş topluluklar da var elbette. Biz ise henüz bu sürecin başında bulunmaktayız. Bu süreci iyi değerlendirmeli, kimlik ve inancımızın muhafazası için ter dökmeliyiz. Acı bedeller ödememek için canla, başla çalışmalıyız”.


juridisch

hukuk 29

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Doğuş okuruz

Hollanda Türk Hukukçular Birliği Başkanı Ejder Köse:

“Belediyeler mal varlığınızı araştıramaz!”

Hollanda Türk Hukukçular Birliği (THB) Başkanı avukat Ejder Köse, Hollanda makamlarının bu ülkeden sosyal ödenek alan Türk vatandaşlarının yurt dışındaki mal varlıklarını araştırmada son yıllarda yasal olmayan yollara başvurduğunu belirterek, bu durumun büyük mağduriyetlere yol açtığını söyledi.

H

ollanda Türk Hukukçular Birliği (THB) Başkanı Ejder Köse, Ali Durmuş ve Rasim Küçükünal’ın da katıldığı toplantıda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Köse “Hollandalı makamlar araştırmayı kolaylaştırmak için vatandaşlarımızdan T.C. kimlik numaralarını bile istiyor, oysa bunu isteme hakları olmadığı gibi vatandaşlarımızın da verme zorunluluğu yok” dedi. Kendilerine ulaşan şikâyet sayısında son dönemlerde büyük artış olduğunu belirten Köse, sorunun özellikle birinci nesil Türkleri daha çok mağdur ettiğini anlattı. Köse, Hollanda makamlarının T.C. kimlik numarası vasıtasıyla Türkiye’deki mal varlıklarını kolaylıkla öğrenebildiğini dile getirdi. Bunun yanı sıra aynı makamların Türkçe bilen görevlileri Türkiye’ye göndererek ilgili kuruluşlarda kişilerin mal varlıklarını kolayca öğrenebildiğine de vurgu yapan Köse, “Türkiye’nin bu bilgileri kolayca vermemesi lazım. Bu konuyla ilgili Brüksel’de Başbakan Yardımcısı Sayın Emrullah İşler’le de görüştüm. Türkiye’nin bu konuda bir düzenleme yaparak bilgilerin kolay paylaşımını engelleyeceğine inanıyorum” dedi. Vatandaşları, hukuksuz bir şekilde yapılan araştırmaların durdurulması için hem Hollanda’da hem de Türkiye’de dava açmaya çağıran Köse, bu davalar sonucunda araştırma yapan kişi

ve kurumların cezalandırılabileceğini aktardı. Evlere yapılan ani ziyaretler THB üyesi avukat Rasim Küçükünal da Hollanda Sosyal Sigortalar Kurumu’nun Türkleri “riskli grup” olarak tanımlayarak, araştırmaları daha çok bu kesim üzerinde yoğunlaştırdığını söyledi. Küçükünal Hollandalı memurların Türk vatandaşlarının evlerine ani ziyaretler yaparak kendilerinden TC kimlik numaraları ve nüfus cüzdanlarını istediğini tespit ettiklerine de dikkat çekti. Avukat Küçükünal, şöyle konuştu: “Hollanda Sosyal Sigortalar Kurumu 2012 yılında haksız 12 milyon sosyal ödenek verildiğini tespit etmiş, bunun 9 milyonun Türkler tarafından alındığını iddia ediyor. O yüzden araştırmalarını bu kesim üzerine yoğunlaştırmış. Bu rakamın doğru olup olmadığı bir yana belli bir grubu suçlu gibi gösterip özel araştırmaya tabi tutmak kabul edilemez. Memurlar ne evleri ziyaret edebilir ne de T.C. numarası isteyebilir.” Özel araştırma deniliyor fakat… Büyük belediyelerin birçoğunun mal tespiti konusunda Türk vatandaşlarına yönelik özel araştırmalar başlattığına değinen Ali Durmuş, bu araştırmaların daha çok Hollanda’nın Türkiye’deki Çalışma Ataşelikleri ya da onların görevlendirdiği hukuk büroları

aracılığıyla yapıldığını söyledi. Durmuş “Büyük şehirlerde ise mal varlığı tesbitinde yeni başlatılan bir uygulama: Yurt Dışı Suç Duyurusu. Belediyeler 28 günden fazla yurt dışında kalan, 50 yaşın üzerindeki tüm etnik kökenli vatandaşları taramaya alıyorlar. Bu taramaya göre ayrım yapılmadan bütün yabancı kökenli vatandaşlar hakkında suç duyurusunda bulunuluyor. Örneğin Türk kökenli bir vatandaş, 50 yaş üzerinde ve yılda 28 günden fazla Türkiye’de ikamet ediyorsa, Hollanda’daki belediye Türkiye’ye suç duyurusunda bulunuyor. Söz konusu vatandaşın, mal varlığının olup olmadığının araştırılması isteniyor” derken, Türkiye’de görev yapan memurların, uluslararası anlaşmalara aykırı olması nedeniyle bu tarz taleplere yardımcı olmadıklarını belirtti. Bu araştırmaların genellikle T.C. kimlik numarası üzerinden yürütüldüğüne dikkat çeken Durmuş, buna rağmen yetkililerden alınan bilgiye göre Hollanda’nın Türkiye’deki Çalışma Ataşeliğinin memurları veya onların Türkiye’de görevlendirdiği Hukuk Büroları aracılığı ile, tıpkı bir casus gibi Tapu Kadastro ve diğer devlet ve özel kurumlarda, bankalar dahil, bu kişilere ait araştırma yaptıklarını da vurguladı. Hak ihlali ve sonuç Durmuş sözlerine şöyle devam etti: “Hollanda belediyeleri ve diğer makamlar tarafından yürütülen malvarlığı araştırmaları somut bir suç şüphesine dayanmadığı gibi, aksine sadece etnik kökene bakılarak, tüm uluslararası anlaşmalara aykırı olarak etnik temele dayanan bir ayrımcılık faaliyetidir. Dolayısıyla Hollanda makamları tarafından Türkiye’de ki yetkililer yanlış bilgilendirilip onlardan bilgi talep ediliyor. Hollanda ayağıyla ilgili olarak, avukat ve hukukçularımız farklı mahkemelere başvurarak, eşgüdümlü şekilde hukuk sürecini başlatmışlardır. Hollanda yargısı konuya ciddiyetle eğilmektedir. Bu tür araştırmalar özel hayatın gizliliğini ihlal etmektedir. Bireylerin kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi, TCK’nın ilgili kanunlarınca suçtur.”

Gorinchem’de Can Market önündeyiz...

Gorinchem küçük ama şirin bir şehir. Can Süpermarket, kendi alanında verdiği hizmet ile bu şehrin âdeta yükünü tek başına omuzlarında taşıyor. Kaliteli, bol çeşit ve uygun fiyatlı alışverişin merkezi haline gelen Can Market, Doğuş’un dağıtım noktalarından birini oluşturmakta.

Apeldoorn nere, Rotterdam nere?..

5 yıldır Bölge insanına, düğün, nişan, kına ve gece kıyafetleri pazarlayan Mine Mode, yüzde 50’ye varan indirimlerle ve aşırı zengin ürün yelpazesiyle müşterilerini bekliyor. Gazetemiz okurlarından olan Mine Mode sahibi dostumuzu dağıtım sonrası dükkân önünde böyle görüntüledik. Mine Mode’nın ürünlerini www.minemode.nl adlı siteden görebilirsiniz.

“Seçimler hayırlı olsun”

Gorinchem Belediyesi Meclis Üyesi İlhan Tekir’i, Aksu Eethuis çıkışında Doğuş’la yakaladık. Gorinchem’de 5 yıldır helal ürünlerle halka hizmet veren İlhan Tekir, insanlarımızı sandığa gitmeye ve hakları olan oylarını kullanmalarını istiyor. Bu olumsuz gididşattan şikâyet etmemek için sandığa sesimizin yansıması gerektiğini söylüyor...

Rotterdam Oleander caddesinin pazarı

“Doğuş okumak ayrıcalıktır” diyor, Gülşehir Manavı çalışanımız. Müşterilerinin çantalarına gönül rahatlığı ile Doğuş bıraktığını ifade eden arakdaşımız, bu kültür hizmetinin daha nice 15 yılları görmesi dileğinde bulundu. Hollanda gündemini Doğuş’la takip edildiğini ifade eden kardeşimize bol kazanç ve bereketler diliyoruz.

Doğuş her yerde, her daim okunuyor...

Gorinchem’de bir market önünde yine bir Doğuş okuru objektiflere böyle yakalandı. Doğuş’un dağıtımıyla birebir ilgilenen market sahibi arkadaşımız, bu güzel hizmetin devam etmesi dileğinde bulunuyor. Bizler de kendilerine bizim bu gönüllü hizmetimize gönül verdiklerinden dolayı kazançlarında bol bereketler diliyoruz...


wetenschap

30 bilim

G

ezegenleri niçin araştırıyoruz? Hatta, neden astronomiyle ilgileniyoruz? Tür olarak uzun süre var olmak istiyorsak bir gün Dünya’dan ötelere açılmak zorundayız. Dışarda neler olduğunu, Evren’in doğasını bilmemiz gerekiyor. Bunun için yabancı dünyaları inceliyoruz. Gazetemiz Doğuş’ta yazı dizisi olarak devam eden Evrenin Merkezine Yolculuğun 4. bölümünde Venüs gezegenini mercek altına alıyoruz. Venüs, bizim Güneş Sistemi’ndeki 6. büyük gezegendir. En yakındayken bile Dünya’dan 42 milyon km uzaklıktadır. Bir Venüs yılı 225 Dünya gününe eşittir. Ve eğer Dünya’da 68 kilo iseniz Venüs’te 61 kilo gelirsiniz. Venüs... Antik Romalılar onu gördüğünde o hâkim mevcudiyetiyle büyülenmişlerdi. Gezegene yüce aşk ve güzellik tanrıçalarının adını verdiler. Gökyüzünde öyle güzel bir duruşu var ki bağlantıyı kurmak zor olmasa gerek. Bileşiminin benzerliği, kütleçekimi, yoğunluğu ve büyüklüğü sebebiyle, Venüs’e uzun zamandır gezegenimizin kız kardeşi gözüyle bakıIıyor. Venüs ve Dünya birçok bakımdan neredeyse ikizdir. Boyutları hemen hemen aynıdır. Venüs Dünya’dan biraz daha küçüktür. Dünya, standart büyüklükte bir basketbol topuysa Venüs futbol topudur. Azıcık daha küçük. Venüs Dünya’ya en yakın gezegendir. Uzunca bir zaman gerçekten bir ikiz gezegen olduğu düşünüldü. Bilim insanları çağlar boyunca; bu ikizin Dünya gibi derin okyanuslarla, bereketli yağmur ormanlarıyla kaplı olduğunu ve akıllı yaşamın tutunabileceği bir iklime sahip olabileceğini düşündüler. Uzay çağından önce insanlar, Venüs’ün Dünya’ya çok benziyor olabileceğini düşünüyorlardı. Fakat çelişki o ki, Venüs’e gidip keşif yapmaya başladıktan sonra koşulların orada çok farklı olduğunu gördük. Venüs’ün, Dünya için egzotik bir kızkardeşten ziyade habis bir ikiz olduğu ortaya çıktı. Bunlar, kütlesel bakımdan birbirine benzeyen fakat çok farklı istikamette evrimleşmiş iki gezegen. Bu da, gezegensel evrimi anlama konusunda ilginç bir problem teşkil ediyor. Kontrollü bir deney gibi düşünün bu iki benzer gezegeni alıp 4 milyar yıI kendi hâllerine bırakın. Venüs niçin farklı bir gezegen? Venüs meteorların vahşi saldırılarına uğramış. Bir tanesi öyle güçlüymüş ki bazı bilim insanları, gezegenin dönüş yönünü tersine çevirmiş olabileceğini düşünüyor. Venüs’ün dönüş hızı çok düşüktür. “Ters Dönüş” dediğimiz bir dönüşü vardır. Dolayısıyla diğer tüm gezegenlerin dönüş yönüne kıyasla ters yöne dönüyor. Bu “ters dönüş” yüzünden Güneş, batıdan doğup doğudan batıyor. Ve Venüs’ün günleri uzundur. Bir gün doğumundan diğerine kadar geçen süre yaklaşık 8 Dünya ayıdır. Ancak Venüs’ü bu kadar çekilmez kıIan yörüngesel düzeni ve uzun günleri değildir. Kısmen, tehlikeli iklîmidir. 480º C yüzey sıcaklığıyla Venüs Güneş Sistemi’nin en sıcak gezegenidir. Oraya giden gezginlerin seyahatleri anında biterdi. Her şey birkaç saniye içinde olurdu. Belki de saniyesinde ölürlerdi. Kavrulup giderlerdi. Uzay elbiseniz olmadan Venüs zemininde oturan bir astronotsanız deriniz gevrekleşir ve fırında bir hindi gibi pişersiniz. Bir farkla ki; çok daha hızlı. Bu acımasız ısı dal-

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

gasını, “Sera Etkisi” denen bir süreç yaratıyor. Bu, Dünya’nın iklîmini kontrol altında tutup onu yaşanıIır kılanla aynı süreçtir. Venüs’e daha yakından bakınca, bu ortak özelliğin nasıI hem bir yaşam döngüsü, hem de bir ölüm döngüsü olabildiğini görüyoruz. Bugünlerde Dünyamızın sıcaklığı yükseliyor. Ve bilim insanları bunun ardındaki muhtemel sebebi Venüs’te buldu. Gezegendeki kontrolsüz sera etkisi Küresel ısınma denilen şey, sürekli artmakta olan sera gazlarının bir sonucudur. Bu yüzden sıcaklık yükseldikçe yükseliyor. Venüs’e baktığımızda aynen şöyle denildi “İşte! Burada aynı şey oluyor.” 1990’larda Macellan Uzay Aracı fırlatıIdıktan sonra gezegen gözlemcileri, Dünya’da durumun ne kadar kötüleşebileceğini kestirebilmek için gözlerini Venüs’e diktiler. Uzay araştırmaları bize Dünya ve çevresiyle ilgili çok şey öğretti. Gerçekte bugünlerde herkesin küresel ısınmayla adını andığı “sera etkisi” Venüs’te keşfedildi. Venüs’e dair öğrenilenler Dünya’daki sera etkisinin aslında ne kadar hassas olduğunu gösterdi. Venüs her zaman bu kadar sıcak değildi. Tarihinin ilk dönemlerinde yüzeyinin Dünya’ya daha çok benzediği düşünülüyor. “Kontrolsüz Sera Etkisi” dediğimiz olay yüzünden okyanuslarını kaybetmiş. Yani Venüs, bir gezegende en kötü durum senaryosunun küresel değişikliklere yol açabileceğine bir ör-

ları; bilgisayarlı Genel Çevrim Modeli, kısaca GÇM ile Venüs’teki sera gazlarının miktarına bakarak Dünya’daki sıcaklık artışlarını hesaplamayı başardı. Peki, Venüs’teki sera etkisi tam olarak nasıI işliyor? Gezegeni nasıI bu kadar ısıtıyor? Venüs’teki sera gazları Güneş ısısını tam olarak hapsetmiyor ama bu ısının kaçma hızını büyük ölçüde azaltıyor. Sera etkisi, hangi gezegende olursa olsun yüzey sıcaklığının artması durumudur. Bunun sebebi atmosferdeki gazların bir yandan güneş ışığını içeri alırken diğer yandan ısıyı hapsetmesidir. Venüs’te bizler için ölümcül olan sera gazları Dünya’daki yaşam için vazgeçilmezdir. Sera etkisi olmasaydı ortalama sıcaklık sıfırın çok altında olur okyanuslar tamamen ya da neredeyse tamamen donardı. Yeryüzü’nde yaşamın olup olmayacağı bilinmezdi. Ne kadar sıcak olduğundan söz ediyoruz. Peki neden bu kadar sıcak? Cevap, atmosferinin bileşimiyle ilgili. Atmosferi neredeyse tamamen karbondioksitten oluşuyor. Karbondioksit ya da CO2 Venüs atmosferinin %95’ini oluşturuyor. Böyle yüksek miktardaki gaz, çok daha fazla ısı hapseder. Bu da, güçIü bir sera etkisine ve dolayısıyla yüksek sıcaklığa yol açar. Venüs, işte bu yüzden bu kadar sıcak ve küresel ısınmaya uç bir örnektir. Venüs’te volkanlar CO2 ve diğer gazların doğal kaynağıdır. Yüzeyin altındaki atomal bileşikler, volkanik aktivite sü-

solmuş gazlar serbest kalıp baloncuklar hâlinde dışarı çıkıyor. Venüs’te daha fazla etkin volkan vardır. Bu da, sıcaklığı arttıran daha fazla gaz, demektir. Dolayısıyla tüm o CO2 Venüs atmosferinde birikerek sıcaklığı arttırdıkça arttırıyor. Venüs’ün soğuk cephesi Dünya’nın ikizini korkutucu kıIan yalnızca 480º C’lik sıcaklık değildir. Kavurucu Venüs zemininin 50 km üzerinde 480º C sıcaklığı soğuk cephe gibi bırakan bir kargaşa var. Anlık şokların 28.000º C’ye ulaşabildiği elektriksel düzensizlik. Her kıvıIcım, 100 milyon voltluk elektrik içeriyor. Dünya’da da Venüs’te de elektrik yükü bir kıvıIcım oluşturacak kadar biriktiğinde şimşek çakar. Her yıI Yeryüzü’ne çarpan yıIdırım sayısı ortalama 3.1 milyardır. Venüs’te yere çarpan yıIdırımların sayısı ise sıfırdır. Venüs’teki atmosfer basıncı Dünya’dakinden 90 kat daha büyüktür. Çünkü gazlardan oluşan atmosferi daha ağırdır. Venüs yıIdırımının katı zemine çarpmasını engelleyen ve onu bulutlarda hapseden de budur. O aşırı yoğun havada yıIdırımın geçemeyeceği kadar fazla direnç var. YıIdırımın buluttan buluta boşalarak deşarj olması çok daha kolaydır. Görünümün dışında Venüs’ün bulutlarının Dünya’ya benzer yanı yok gibidir. Hatta, bulutları oluşturan ana bileşenler insan etini yakacak kadar toksiktir. Dünya’dan sabah

sıtıcı bulutlarla örtülü olduğu görüldü. Güneş ışığının %80’i gezegeni örten bulutlardan geri yansıyor. Ancak bulutlarında bile “gezegenimizin ikizi” dediğimiz Venüs, belalı bir tabiat sergiliyor. Venüs bulutlarının sülfürik asitten oluştuğunu biliyoruz. Yani akü asidinden. Sülfürik asit, yüzeydeki volkanlardan çıkan sülfür dioksitten geliyor. Tıpkı sera gazı kuzeni karbondioksit ya da CO2 gibi sülfür dioksit de gaz basıncı ile volkanik bacalardan yüzeye itiliyor. Gezegenin yüzey şekli Yerbilimciler, Venüs’teki volkan sayısının Dünya’daki 1.500 civarından çok daha fazla olduğunu düşünüyor. Bazı tahminler, Venüs yüzeyindeki volkanik etkinliğin 100 bin ilâ 1 milyon civarı olabileceğini öngörüyor. Bu kadar çok volkan, Venüs yüzeyinin %70’inin volkanik kayadan oluşmasına yol açmış. Tıpkı Kilauea topolojisinin büyük kısmını oluşturduğu gibi. Lav soğuyup sert kayaya dönüştüğünde zemin katılaşıyor. Dünya’daki kayalar, diğer gezegenlerdeki kayaları anlayabilmek için sahip olduğumuz en iyi örnek. Venüs düzlüklerine en çok benzeyen bazaltik kayaçlardır. Bazalt, Venüs ve İç Güneş Sistemi’nin genelindeki en yaygın volkanik kaya türüdür. Donan mineraller, cam ve küçük kristallere dönüşüyor. Lavın bir volkandan akarkenki görüntüsünden bütünüyle farklı. Lav, etkin biçimde yüzeyde akarken akkor hâIdedir ve sıklıkla kırmızı görünür. Üst yüzeyi ça-

Venüs yüzeyinde çekilmiş ilk orjinal fotoğraf

İnsanoğlu, dünya’dan 42 milyon km uzaklıktaki Venüs yüzeyini, ilk kez Sovyetler Birliği’nin Venera 9 adlı uzay aracı sayesinde gördü. Atmosfer basıncı o kadar yoğundu ki, ilk 3 Sovyet uzay aracını ezmişti. Ruslar yüzeydeki sıcaklığın 500 dereceye yakın olduğunu bu şekilde öğrenmiş oldular. 1975’te, yeniden denediler ve uzay araçlarını kamerayla donattılar. Yüzeyin bir fotoğrafını çekip göndermeye yetecek kadar uzun dayanabileceğini umuyorlardı. İnişten saniyeler sonra, sinyaller Venera 9’un sistemlerinin sağlam olduğunu gösteriyordu. Yüzeydeki sıcaklığın bir fırının sıcaklığından daha fazla olduğunu tarihi bu fotoğrafla kanıtlamış oldular. nektir. Tehlikede olmak için Dünya’yı Venüsleştirmeye gerek yok. O tarafa biraz meyillenmek yeterli olur. Ve şu anda o yöne meyillenmiş durumdayız. Ancak Venüs’ü incelemenin gerçek değeri iklim modellerimizi sınamamıza elverişli olmasından geliyor. Bilim insan-

resince yanıp CO2 oluşturuyor. Eriyik kaya ya da magmanın sıcaklığından kaynaklanan basınç gazı doğuruyor. Yüzeye doğru yükselip magma bileşiğinin bulunduğu haznede zirveye ulaşıyor. Magmaya gelince basınç azalıyor. Bu etkiyle, yüksek basınç altında hap-

ve akşamları Venüs’ü bir yıIdız gibi parıIdarken görebilirsiniz. Kesinlikle diğer cisimlerden farklı. Gökyüzünde çok parlak olmasının sebebi yalnızca bize en yakın gezegen olması değil aynı zamanda en yansıtıcı gezegen olmasıdır. Venüs’ün tamamen bu parlak ve yan-

bucak parlak gümüş rengine dönüşür ve birkaç hafta gibi bir sürede lav gibi siyahlaşır. 8 km’lik yüksekliğiyle Maat Mons Venüs’teki en büyük volkandır. Venüs’teki yüzey katmanlarına baktığınızda, muhtemelen bazalt bileşimli ve hepsi de nispeten siyah olan üstüste


wetenschap

bilim 31

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Evrenin merkezine yolculuk (4) - Venüs geçmiş volkanik kayaç katmanları görürsünüz. Muhtemelen rengi kırmızıya çalan oksitleşmiş demirden dolayı bir miktar renk de görürsünüz. Bazaltik lav akıntıları genellikle elinizi kesecek kadar camsı olur. Çok keskin olabilmektedirler. Sertleşince cama dönüşme eğilimindedirler. Ve Venüs’te gökyüzü Venüs’ün yoğun bulut örtüsü dik güneş ışınlarının büyük kısmını dağıtır. Gündüzleri Venüs yüzeyi, Dünya’dan çok daha karanlık olur. Ayrıca, ışık öylesine etkin biçimde dağıImıştır ki gölgenizi kaybedersiniz. Yüzeydeki her şey eşit miktarda aydınlatıIdığı için ve atmosferin bileşimi sebebiyle baktığınız her şeyde turuncu ton hakimdir. Venüs’ün göklerinde, kanyonların yanısıra sarp sıradağlar da yükselir. Gezegen’deki en yüksek nokta Maxwell Montes’tır. Maxwell yaklaşık 10.600 m yüksekliğe sahiptir. Bu da onu Everest’ten ya da Dünya’daki herhangi bir dağdan hatırı sayıIır biçimde üstün kıIıyor. Everest’in yüksekliği yaklaşık 8.500 m’dir. Yani bu net biçimde Dünya’daki her şeyden daha büyüktür. Venüs topolojisi Colorado Nehri’nin 250 milyon yıIı aşkın bir süre aşındırdığı muazzam bir yarık. Colorado Plâtosu milyonlarca yıI önce yükseldiğinde suya, kayaları kanyon boyunca aşındıracak enerjiyi vermiş oldu. Venüs’teki engin kanyonlar da erozyonla oluşmuş olabilir. Ama bir nehrin marifetiyle değil. Volkanik sistemler, akışmazken olmasa da çok

geçemez. Antik Romalılar, volkanlardan asit bulutlarından yıIdırımlardan toksik havadan ve şu kavurucu sıcaktan haberdar olsalardı, gezegenimizin habis ikizine muhtemelen güzellik ve aşk tanrıçaları dışında bir şeyin ismini verirlerdi. Burada bir ironi olduğu bir gerçek. Çünkü Yunanlılar ve Romalılar Venüs’teki koşullardan haberdar değildi. Venüs’ü ilk Ruslar keşfetti Sovyetler Birliği Venüs’e gitmek üzere gezegenler arası robotik bir uzay aracı taşıyan uzay roketini fırlattı. Amerikalılar tüm çabalarını Mars üzerine yoğunlaştırırken Ruslar Venüs’e yöneldiler. Ama Venüs kolay bir hedef değildi. Yüzeyi kalın bir bulut örtüsü tarafından saklanıyordu ve bu dingin dış yüzeyin altındaki koşullar cehennem gibiydi. Atmosfer basıncı şimdiden 3 Sovyet uzay aracını ezmişti. Ruslar yüzeydeki sıcaklığın 500 dereceye yakın olduğunu bu şekilde öğrenmiş oldular. 1975’te, yeniden denediler ve uzay araçlarını kamerayla donattılar. Yüzeyin bir fotoğrafını çekip göndermeye yetecek kadar uzun dayanabileceğini umuyorlardı. İnişten saniyeler sonra, sinyaller Venera 9’un sistemlerinin sağlam olduğunu gösteriyordu. Yüzeydeki sıcaklık bir fırının sıcaklığından daha fazlaydı. Araç resimleri gönderene kadar dayanabilecek miydi? Kamera bazı kayaların bulanık görüntülerini çekmişti. Bu Venüs’ün yüzeyine ait ilk görüntüydü. Ama bu sadece boşuna umutlandıran bir anlık bakıştı. Sonraki araçlarıyla, Ruslar daha fazlasını bulmayı umut ettiler. İnişte tüm sistemler tamam sinyali verdi ama yüzeye ait hiçbir görüntü yoktu. Ama Venera batmamıştı. Yüzeydeki yoğun sıcaklık kameranın mercek kapağını eritmişti. 3 yıI sonra, başka bir çift araç Venüs’e gitti. Bu sefer yerdeki lavla dolu bir parçanın çok güzel resimlerini çektiler. Ama araç Venüslü bir taş parçası örneği almaya çalıştığında o mercek kapağı onları yakaladı. Venera 13 ve Venera 14’ün yüzeyin mekanik ve elektriksel özelliklerini ölçmek için özel aletleri vardı. Bir kol yüzeye bu aleti koyup ölçüm yapıyordu. Ve Venera 13 bunu kusursuz bir şekilde yaptı ama kapağı yakaladı. Araçlar gezegenin yüzeyinde en fazla 1-2 saat dayanabiliyorlardı. Gelen ilk resimler Venüs’ün Dünya’yla pek çok benzerliği olduğunu gösterdi. Büyük sıradağlar vardı bazıları neredeyse Himalayalarla aynıydı. Dünya’da gördüklerimize benzeyen uzun faylar vardı. Volkanlar, bir sürü volkan, kimisi Dünya’dakilerden çok daha büyük, kimisi küçük volkanlar vardı. Ama sonra yabancı bir manzara ortaya çıktı. Büyük dairesel şekiller vardı. Büyük derken yaklaşık 250-300 kilometre genişliğinde.

akışkan olduğunda erozyona sebep olabilir. Madde suyun yaptığına benzer şekilde aşınabilir. Büyük Kanyon, Colorado nehir sisteminin yalnızca bir parçasıdır. Colorado nehir sistemine bir bütün hâlinde baktığınızda dahi, Venüs’teki en uzun kanalın yanından

Sırtlar tarafından çevrilmişlerdi, yüksektiler, dağ gibiydiler ve yüzeylerinin her yerinde volkanlar varmış gibi duruyordu. “Bunlar nedir? NasıI oluşmuş olabilirler?” İnsan oğlu böyle bir şeyi daha once hiç görmemişti. 3 boyutlu görüntüler, her çatlaktan lav püskürten devasa kabarcıkları ortaya çıkardı. Ve Venüs’ün yüzeyi kanallarla kesilmiş gibi görünüyordu. Gezegenin yüzeyinde ilerleyen uzun nehirlere benziyorlardı ama Venüs’teki yüksek sıcaklık nedeniyle, bu kanalları suyun oluşturmasına imkan yoktu. O kanallar lavlar tarafından oluşturulmuş olmalıydı.

Gözlemelere benzeyen başka volkanik cisimler de vardı. Çok dik kenarları ve dümdüz tepeleri vardı. Ve aynen birisi yüzeyin üstüne bir avuç gözleme atmış gibi görünüyordu. Ezilmiş böceklere, kenelere benzeyen başka tür volkanlar vardı. Nereye baksanız bir volkanik kütle görüyordunuz, tamamen küçük bir volkan, garip bir kanal. Volkanizm her yerde hakimdi ve bu insanın hiç hazır olmadığı bir durumdu. Parlaklık Bir alt gezegen olması nedeniyle Venüs’ün yeryüzünden izlenebilir parlaklığı iki değişkenin ilişkisi ile belirlenir: Evre - Görünür çap (dolaylı olarak Yer’e uzaklık) Venüs Yer’e en yakın konumda iken dünyaya dönük yüzünün tümüyle karanlıkta kalması, aydınlanan yüzünün tamamının görülebildiği ‘dolun’ evresinde ise, en uzak dolayısıyla en küçük görünür boyutta olması nedeniyle yeterince parlak değildir. Gezegenin gözlemciye en fazla ışık gönderebildiği konumu, görünür aydınlık yüzeyin en fazla olduğu % 30 aydınlık (hilal ile yarım evre arası) evresidir. Gözlem koşulları Venüs, Güneş çevresinde yaklaşık 224 gün süren dolanma süresine karşın yörüngesinin Yer yörüngesine yakınlığı nedeniyle 584 gün gibi uzun bir kavuşum dönemine sahiptir, gökyüzündeki görünür hareketini tamamlaması bir buçuk yılı geçer. Bir alt gezegen olması nedeniyle ile her zaman Güneş’e yakın konumdadır ve gözlenmesi için en uygun saatler sabah gün doğumundan önce ya da akşam gün batımından sonradır. ‘Sabah yıldızı’ ve ‘akşam yıldızı’ adları bu nedenle verilmiştir. -4,4 kadir derecesine varabilen parlaklığı ile en parlak yıldızlardan ve diğer tüm gezegenlerden çok daha ışıklıdır ve Güneş ve Ay’dan sonra gökyüzünün en parlak cismidir. Bu nedenle güneş ışınlarının Venüs’ün görülmesine izin vermediği alt ve üst kavuşum dönemleri dışında yılın büyük bir kısmında rahatlıkla izlenir. Venüs’ün Güneş geçişleri Venüs yaklaşık 20 ayda bir alt kavuşum konumundan geçtiği halde, yörüngesinin tutulum düzlemine 3,39 derecelik bir açı yapması nedeniyle güneş diskinin önünden geçişi nadiren gerçekleşir. Venüs yörüngesinin tutulum düzlemini kestiği noktalar, yani yörüngenin çıkış ve iniş düğümleri ile Güneş ve Yer’in düz bir çizgi üzerinde yer almasını gerektiren bu durum yaklaşık her yüzyılda 2 kez, 8 yıl aralıklı çiftler şeklinde gözlenir. (1761-1769, 1874-1882, 2004-2012, 2117-2125 gibi). Tüm geçişler, düğümlerin Yer yörüngesindeki izdüşümlerine denk gelen Haziran ve Aralık ayları içinde olur. Daha yakından incelendiğinde geçişlerin düzenlerinin 243 yıllık bir döngü içerisinde yinelendiği dikkati çeker. İçinde bulunduğumuz binyılda, bu döngü 113,5-8-121,5-8 yıllık aralıklar şeklinde tekrarlanmaktadır. Venüs’ün geçişi, Güneş diski üzerinde küçük bir siyah beneğin ilerlemesi şeklinde izlenir ve en fazla 7 saat kadar sürer. Venüs, Dünyaya yörüngesi itibariyle ortalama mesafe olarak en yakın gezegendir. Yer’den gözlendiğinde en parlak gezegendir. Yüzey sıcaklığı en yüksek gezegendir. Yer benzeri gezegenler arasında en yoğun atmosfere sahip olanıdır. En çok uzay aracı gönderilen ve üzerinde en çok sayıda insan yapımı

Venüs, Güneş Sistemimizin 6. büyük gezegenidir. En yakındayken bile Dünya’dan 42 milyon km uzaklıktadır.

Kavurucu Venüs zemininin 50 km üzerinde 480º C sıcaklığın aksine yukarda soğuk bir cephe var.

Yüzeyi 480º C sıcak olan Venüs’e indirilmesi başarılan Sovyetler Birliği’nin Venera 9 adlı uzay aracı

Venüs Dünya’dan biraz daha küçüktür. Dünya, bir basketbol topuysa Venüs futbol topudur.

Gezegen’deki en yüksek nokta Maxwell Montes’tır. Maxwell yaklaşık 10.600 m yüksekliğe sahiptir.

Venüs’ yüzey olarak %70’i volkanik kayadan oluşuyor. Tıpkı Havaii’deki Kilauea yanardağı topolojisi gibi.

Venüs’te Güneş, batıdan doğup doğudan batıyor. Bir gün doğumu ile batışı 8 Dünya ayı ile eşittir.

Bazı tahminler, Venüs yüzeyindeki volkanik etkinliğin 100 bin ilâ 1 milyon civarı olabileceğini öngörüyor.

araç bulunan gezegendir ve ekseni etrafında ters döner. Merkür’e oranla çok daha yüksek uzanımlara (en uygun koşullarda 48°) çıkabildiği için gün içinde izlenebildiği süre de daha uzundur ve uygun dönemlerde akşam gün battıktan sonra veya sabah gün doğmadan önce 4 saat kadar ufkun üzerinde kalabilir. En parlak dönemlerinde güneş ufkun üzerinde iken bile görülmesi mümkündür, hatta alışkın gözler gün ortası saatlerinde dahi Venüs’ü yakalayabilir. Aysız gecelerde, kent ışıklarından yeterince uzaklaşılabilirse, insan gözünün Venüs ışığının çevreye verdiği aydınlığı hissedebildiği ve yarattığı gölgelerin farkedilebildiği de söylenir. Tam güneş tutulmaları çok kısa süre için de olsa, Venüs’ün güneşe çok yakın konumda olduğu kavuşum dönemleri civarında bile gezegenin gün ortasında çıplak gözle izlenebilmesine olanak sağlar. 1999 tam güneş tutulması sırasında bu durum gerçekleşmiştir. Evreler Bir dürbün ile izlendiğinde Venüs’ün Ay gibi evreleri olduğu görülür. Gezegenin Güneş’in arkasında ve yeryüzüne en uzak durumda olduğu üst kavuşum anında, görünen yüzeyinin tümü aydınlandığından ışıklı bir daire şeklinde ‘dolun’ evresi söz konusudur. Bu aynı zamanda uzaklık nedeniyle Venüs’ün görünür çapının en az olduğu dönemdir. En yüksek uzanım anında gezegen bir yarım daire şeklinde görülür. Güneş ile Yer arasında kaldığı dönemlerde ise karanlık yüzünü göstererek bir ‘hilal’ şekli alır. Hilalin en ince

olduğu dönemler gezegenin dünyaya en yakın olduğu ve görünür çapının en büyük olduğu dönemlerdir, ancak bu esnada güneş ışınları gezegenin görülmesini engeller. Venüs atmosferi Gündüz-gece çizgisi üzerinde kalan Venüs atmosferinin güneş ışınları ile aydınlanması, gezegenin evresinin beklenenden daha büyük olarak algılanmasına neden olur. Venüs’ün herhangi bir dönemde Güneş’le yaptığı açıya dayanarak hesaplanan evre ile gözlenen evresi arasındaki bu ‘faz kayması’ bazen 3 günü bulur ve Schröter etkisi olarak adlandırılır. Venüs’ün karanlık yüzünün yeryüzüne dönük olduğu alt kavuşum anında, arkadan aydınlanan atmosferin, ortası karanlık bir halka şeklinde görülebildiği saptanmıştır. Yine alt kavuşum anına yakın günlerde gezegenin karanlık yüzünde çok hafif bir aydınlanma hissedilebilir. ‘Küllenmiş ışık’ adı verilen bu olay, 1640’lardan bu yana bilinmektedir. Bugüne dek çok değişik açıklamalar getirilmiş olmasına rağmen nedeni bilinmeyen bu atmosfer aydınlanmasının, elektriksel etkinliklerle veya kutup ışıklarına benzer bir mekanizma ile ortaya çıkabileceği öne sürülmüştür. Venüs atmosferi gaz küreler gibi diferansiyel dönme (Kutup ve Eşlek-ekvator- bölgelerinin farklı hızlarda dönmesi) gösterir. Venüs’ün atmosferinde sürekli olarak devam eden asit yağmurları yağmaktadır’.


nieuws

32 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Yeni mağazamızda çok özel fiyatlar

Güncel

Hasene’nin, 2010’dan bu güne kadar çeşitli

Su kuyusu ba yükselen dua Hollanda Hasene Yardım Derneği Başkanı Mehmet Yaramış, daha önce açılmış ancak bir şekilde çalışmaz duruma gelmiş kuyuların bakım, onarım ve denetimi için Benin’e gitti. Yaklaşık on gün Benin’in Kotonou kentinde iki kişilik ekiple çalışmalarını yaparak dönen Yaramış’tan, sizler adına izlenimlerini aldık.

B

enin izlenimleri: “Hasene Yardım Derneğimiz, Genel Merkezin kurban çalışmalarından sonra su kuyularına yönelik yoğun bir çalışma içine girdi. Hasene’nin, 2010’dan bu güne kadar çeşitli ülkelerde 1000’e yakın su kuyusu çalışması oldu. Benin’de ise toplam 10 kuyu çalışması yapılmış. Bu kuyuların zaman zaman bakım, onarım ve denetimleri ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Son olarak 2013’de yapılan denetleme raporunda, Benin’deki bu kuyulardan bazılarının çeşitli nedenlerden dolayı kullanılamadığı tespit edilmiş. Bu çerçevede ben ve Fransa’dan Sedat Aydoğan kardeşim oraya gidip bu kuyuların tekrar çalışmasını sağlamak üzere görevlendirildik. Hem onları tekrar çalışır hale getirdik

499,-

299,-

hem de bize verilen akika ve adak kurbanlarını vardı onları orada kesip ihtiyaç sahiplerine dağıttık. Ayrıca genel merkezimizin verdiği bir miktar nakdi yardımı da, bilhassa yetimlere eğitim veren resmi bir ilkokula teslim ettik”. Fotoğrafların diliyle Benin… “Benin; Nijerya, Nijer, Burkina Faso ve Togo’nun arasında yer alan ve Kuzey Atlas Okyanusu kıyısı olan bir ülke. Yüzölçümü, Hollanda’nın üç katı kadar. Başkenti Porto Novo olan ülkenin en büyük ticaret kenti Kotonou. Ülke nüfusun yüzde 27’sini ve Katolikler yüzde 24’nü Müslümanlar geriye kalan kısmını da çeşitli etnik kökenlere ait küçük dini guruplar teşkil ediyor. Halk genellikle İslam

ve Hristiyan geleneklerine göre yaşamakta. Kotonou’da 48 büyük cami bulunmakta. Uluslararası İslam Merkezi’nin Camii’nde, Cuma günleri 50 bin kişi aynı anda namaz kılmakta.

Su kuyuları en merkezi noktalarda açılıyor Ekvatora yakın sıcak bir ülke olan Benin’de, kuraklıktan dolayı büyük bir fakirlik hüküm sürmekte. Su kuyuları hayati önem taşımakta ve çok stratejik olarak, olabildiğince çok insanın istifade edebileceği noktalarda açılmaktadır. Zira Benin’de suya ulaşmak demek 10 ila 20 kilometre mesafe kat etmek demektir. Esasen çeşitli noktalarda başka kurum ve kuruluşlar tarafından da zaman zaman su kuyularının açılmış olduğunu öğrendik.

1099,-

849,-

Avukatlar dul ve yetimlerin haklarını savundular Türk avukatlar Ejder Köse, Ali Durmuş, Tuğba Harmankaya ve Pınar Çelikkal, Danıştay’daki davada dul ve yetimlerin haklarını savundular

AFRA TAPIJT & MEUBELHUIS

Zwart Janstraat 79 81, 3035 AM Rotterdam Tel.: (010) - 285 74 64

Gorinchem Interieurhuis

Westwagenstraat 82, 4201 HJ Gorinchem Tel.: 010-2857464

Avukatlar, Hollanda’nın Türkiye’de ikamet eden hak sahiplerine ödediği Geride Kalanlar Ödeneği’nde (Anw) yaptığı yüzde 40 oranındaki kesinti nedeniyle açtıkları davayı kazanmışlar, ancak Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Lodewijk Asscher Amsterdam Mahkemesi’nin 22 Ağustos 2013 tarihli kararına itiraz etmişti. 11 kişi adına açılan davada Amsterdam Mahkemesi, dul ve yetim maaşlarında yüzde 40 oranında kesinti yapılmasının AB-Türkiye Ortaklık Konseyi’nin sosyal güvenlik ile ilgili

3/80 sayılı kararının 6.maddesine aykırı olduğunu belirtmişti. Mahkeme, Türk vatandaşlarının sosyal güvenlikte AB vatandaşları ile eşit haklara sahip olduklarını ifade etmişti. Geride kalanlar ödeneği adı altında yapılan ödeme, Hollanda hükümeti tarafından alınan karar çerçevesinde Türkiye’de yaşam standartlarının daha düşük olduğu gerekçesiyle 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yüzde 40 oranında düşürülmüştü. Başlatılan duruşmada avukatlar Ejder Köse, Ali Durmuş, Tuğba Harmanka-

ya ve Pınar Çelikkal, savunmalarını koordineli bir şekilde yaptılar ve Türkiye’ye gönderilen Geride Kalanlar Ödeneği’nde (Anw) yapılan kesintinin AB-Türkiye Ortaklık Hukuku’na aykırı olduğunu yinelediler. Danıştay kararını 6 hafta sonra açıklayacak. Avukatlar duruşma sonrası yaptıkları açıklamada, “Bu davayı yüzde 89 tekrar kazanırız. Davanın Avrupa Birliği Adalet Divanı’na sevk edilmesi ihtimali yüzde 10. Danıştay’dan yüzde 1 olumsuz karar çıkar” dediler.


het leven

yaşam 33

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Kısa haberler

ülkelerde 1000’e yakın su kuyusu çalışması oldu.

aşında alar

Ancak bölge insanları kuyuların bölgenin coğrafi yapısına uygun olarak açılmadığından bir müddet sonra kullanılamaz duruma düştüğünü söylüyorlar. Hasene’nin açtığı kuyular, bu olumsuzluklar göz önüne bulundurularak daha kalıcı olması için en uygun şekilde tasarlanmış. İç duvarları taşlarla örülerek olası bir deprem, toprak kayması veyahut aşırı yağıştan çabuk etkilenmemeleri sağlanmış. Etkilenseler bile en azından bu kuyuların her zaman yerleri belli olacağından yeniden açılması ve tamir edilmesinin daha kolay olacağı hesaba katılmış. Kuyuların bir kısmı jeneratör ile bir kısmı ise elle çalışıyor. Kuyularımız genellikle cami avlularında açılmış olup çevrede bulunan Hristiyan veya başka dinlere mensup insanların da

Seçmenin seçimlere ilgisi yok Hollanda’da 19 Mart tarihinde yapılacak olan belediye meclisi seçimlerine katılımın yüzde 50’nin altında olabileceği belirtiliyor. Maurice de Hond’un araştırmasına göre katılım, 4 yıl önceki seçimlerden daha düşük olacak. 2006 seçimlerinde yüzde 59 olan oran, 2010’da yüzde 54’e düşmüştü. Maurice de Hond, katılımın bu kez yüzde 50’nin de altında kalabileceğini kaydetti. Koalisyon ortakları Liberaller (VVD) ve Sosyal Demokratlar (PvdA) ile muhalefetteki Hıristiyan Demokratların (CDA) oy potansiyellerinin 4 yıl öncesine göre daha düşük olacağı tahmin ediliyor. Bu partilerin oy oranları yüzde 15 civarında kalmıştı. Yerel partiler ise oyların yüzde 24’ünü almışlardı. Maurice de Hond tarafından yapılan anketin sonuçlarına göre bu partilerin oy oranı yüzde 12 civarında kalacak ve yerel partilerin oy oranı yüzde 25’in üzerinde olacak.

Seçimlere tehditler nedeniyle katılamayacak

gelip buralardan su alabilmeleri sağlanmıştır. Pek çok özel ve devlet eliyle yapılmış kuyulardan insanlar ancak para karşılığı su alabilmekteler. Hasene’nin açtığı kuyulardan, insanlar kesinlikle hiçbir ücret talep ödemeden su almaktalar. Kuyulardan daha çok kadınlar istifade etmekteler. Anaerkil bir ülke olan Benin’de kadınlar erkekleri yönetmekteler. Su kuyularını tekrar açtıkları yerlerde, yöresel, folklorik etkinliklerle karşıladık. Bilhassa kadınların ve çocukların attıkları se-

vinç çığlıkları görülmeye değerdi. Çok duygulu ve anlamlı olduğunu bir karşılamaydı. Elbette en önemlisi onların bu kuyuları açtıranlara yaptıkları gönül dolusu dualardır. Bunu her fırsat-

ta yapıyorlar. Sanırım böylece bizim içinde maksat hâsıl olmuş oluyor” Adnan Şahin Rotterdam

«

Gençler diplomanın önemini anlamaya başladılar Artan işsizlik, gençlerin diplomanın önemini daha iyi anlamalarını sağladı. Okulu iş pazarına girebilmede yeterlilik belgesi olarak kabul edilen bir diploma almadan terk eden genç sayısı azaldı. Hollanda Eğitim Bakanlığı’nın henüz kesin olmayan rakamlarına göre 2013 yılında 8 bin 300 kişilik azalma ile 27 bin 950’ye düştü. Düşüşte belediye ve okullar ile diğer ilgililer arasında daha iyi koordinasyon sağlanması önemli rol oynadı. Ayrıca, kayıt sisteminin iyileştirilmesi ve bazı gençlerin listede haksız yere yer almalarının önlenmesi de rakamların daha sağlıklı olmasını sağladı. Eğitim Bakanı Jet Bussemaker, okulu diplomasız terk eden öğrenci sayısında kaydedilen düşüşten memnuniyet duyduğunu açıkladı.

Bakan Bussemaker, “Bu güzel sonuca, okullar ve belediyelerin çabaları ile ulaşıldı. Elbette hiçbir öğrenci okuldan diplomasız ayrılmamalı. Bugün elde ettiğimiz bu sonuç, okullar ve belediyeler arasında sıkı bir işbirliğinin son derece olumlu olabildiğini gösteriyor” dedi. 2001-2002 eğitim döneminde okulu diploma almadan terk eden genç sayısı 71 bin idi. Alınan önlemler sayısının 2013 yılında 27 bin 950’ye düşmesini sağladı. Araştırmalar, diplomasız gençlerin daha çabuk suça yöneldiklerini, daha sık

işsiz kaldıklarını ve hastalandıklarını ortaya koyuyor. Gençlerin en azından bir mbo-2 (meslek lisesi 2.düzey) diplomasına sahip olmaları hedefleniyor. Gençlerin hedefi “mutlu bir aile” Hollanda’daki gençler “mutlu bir aileyi”, kariyer ve paradan daha önemli buluyorlar. Yapılan araştırmada geleceğe yönelik hedefleri sorulan gençlerin hemen, hemen yarısı, “mutlu bir aile” yanıtını verdi. Araştırma 12-29 yaş grubundan 618 kişi arasında yapıldı. Gençler, mutlu bir ailenin yanı

sıra hoşlanacakları bir işte çalışmayı da önemli bulduklarını belirttiler. Gençlerin ancak yüzde 22’si tercihini kariyerden yana kullandı. Yüzde 12’lik grup zenginliği önemli bulurken, yüzde 3 de şöhret olmak istediğini ifade etti. Ankete katılan gençler yaşamlarına 10 üzerinden 7,6 puan verdiler. Aile ve arkadaşların gençler için son derece önemli olduğu belirlendi. Gençlerin yüzde 45’i, ailesi ya da arkadaşları ile zaman geçirdiğinde kendini daha mutlu hissettiğini söyledi.

Müslümanlar partisi PvdE (Birlik Partisi) liste başı adayına yönelik tehditler nedeniyle Zwijndrecht’te seçimlere katılmama kararı verdi. Mart ayında yapılacak belediye meclisi seçimlerine katılmaya hazırlanan partinin Zwijndrecht’teki lideri Mohamed el Bachiri, hem kendisine, hem de ailesine yönelik ciddi tehditler aldığını belirterek, adaylıktan vazgeçtiğini açıkladı. El Bachiri polise suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi. Geert Wilders’in siyasi oluşumu PVV’den (Özgürlük Partisi) ayrılıp Müslüman olan Arnoud van Doorn’un da içinde yer aldığı parti, yerel seçimlere Amsterdam ve Lahey’de katılacak.

Binlerce aile yardım alamıyor Yaklaşık yüz bin ailenin aylardır kira, sağlık ya da çocuk yardımı alamadığı anlaşıldı. Ödemelerdeki aksama, bazı vergi dairesi çalışanlarının durumu anonim olarak özel kanallardan RTL’e bildirmeleri üzerine ortaya çıktı. Muhalefetteki partilerden D66 (Demokratlar 66), GL (Yeşil Sol) ve CDA (Hıristiyan Demokratlar), aksamaların neden kaynaklandığı, ne zaman ve nasıl giderileceği konularında Maliye Bakanlığı Müsteşarı Frans Weekers’a soru önergesi sundular. Müsteşar Weekers, yardımlarda yolsuzlukların önlenmesi için ödemelerin tek bir hesap numarasına yapılmaya başlandığını ve vergi dairelerinin banka hesap numaralarının kontrolü ile uğraştıklarını söylemişti. Weekers, hesap numaraları konusunda bilgi istenen yaklaşık 125 bin kişinin talep edilen bilgiyi vermediğini ya da enformasyon talebine gerektiği gibi reaksiyon göstermediğini ifade etmişti. Muhalefetteki partiler Maliye Bakanlığı Müsteşarı Frans Weekers’dan sorunun biran önce çözümlenmesini istiyorlar.


nieuws

34 haber

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Siyaset arenasında yeni bir ses yankılanıyor...

19 Mart yerel seçimlerine katılacak olan NIDA Partisi kurucuları, düzenledikleri bir panelle kendilerini tanıttılar.

Müslümanların NIDA’sı kendini tanıttı

Nijmegen Üniversitesi din ve siyaset dengeleme uzmanı Dr. Markha Valenta bir konuşma yaparak bilhassa 11 Eylül’den sonra Hollanda’da yaşanan büyük değişimi özetlemeye çalıştı. 11 Eylül’den sonra sırf İslam’ı kötülemeyi kendine hedef edinip ‘anti-islam’ olarak ortaya çıkan partilerin sayısının arttığını ve bunların önemli ölçüde güç kazandıklarının ve medyanın büyük desteğini aldıklarının altını çizdi.

R

otterdam’da siyaseti etkilemek için yola çıkan Müslümanların NIDA’sı (Çağrı anlamında) ilk kez görücüye çıkarak kendini tanıttı 19 Mart yerel seçimlerine katılacak olan Müslümanların kurduğu NIDA Partisinin kurucuları Rotterdam Mevlana Camii lokalinde bir panel düzenleyerek kuruluşuna ilişkin açıklamalarda bulundular. Rotterdam’da düzenlenen programda partinin genel çizgisi anlatılmaya çalışıldı. Parti liste başına Fas kökenli Nourdin El Quali yerleştirilirken, ikinci ve dördüncü sıradaki isimler Türk kökenli Aydın Peksert ve Rabia Orhan’dan oluşmakta. Parti başkanı Fas kökenli Muhammed Talbi program açılışında kısa bir konuşma yaparak katılımcılara teşekkür etti ve sözü panel üyelerine bıraktı. “Irkçı siyaset yapılıyor” Nijmegen Üniversitesi din ve siyaset

dengeleme uzmanı Dr. Markha Valenta bir konuşma yaparak bilhassa 11 Eylül’den sonra Hollanda’da yaşanan büyük değişimi özetlemeye çalıştı. Valenta, 11 Eylül’den sonra sırf İslam’ı kötülemeyi kendine hedef edinip ‘anti-islam’ olarak ortaya çıkan partilerin sayısının arttığını ve bunların önemli ölçüde güç kazandıklarının ve medyanın büyük desteğini aldıklarının altını çizdi. İslam’ın, Avrupa’da yayıldığını ve zayıflayan Yahudi ve Hristiyan değerlerini yerle bir edeceğini dillendirerek etrafa korku salan partilerin böylece oylarını daha da artırdıklarına işaret eden Markha Valenta, işin bununla kalmayıp yerleşik partilere de sirayet etiğini, onlarında bu anti -İslam eğilimine doğrudan veya dolaylı olarak destek verdiklerini belirtti. Bunun en belirgin örneğinin helal kesim tartışmaları sırasında yaşandığını hatırlattı. Tartışmanın başında seçmenlerinin isteği doğrultusunda helal kesime tamam diyen İşçi Partisi (PvdA) ve Sos-

“Herhangi bir beklenti içinde olmadık” 2005 yılından bu yana, kısa adı UETD olan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği Hollanda Bölgesi’nin başkanlığını yürüten Veyis Güngör bu görevi yeni başkan Mehmet Salih Kaya’ya bıraktı.

müz fazla eskidi, aslında bu görevi bir yıl önce bırakmam daha uygun olurdu. Bu tür görevler ister istemez insanı yıpratıyor; kurumlar baki, insanlar fani” ifadelerini kullandı.

8 yıldır Başkanı olduğu UETD Hollanda olarak, genel Merkez’inde önüne geçen bir çok çalışmaya imza atan Veyis Güngör, Amsterdam Meram Restoranda bu sabah basın mensupları ile bir araya geldiği toplantıda, “Bayrağı teslim etme zamanı geldi” dedi. Sorulan bir soru üzerine, “ Evet, zaman zaman düşünüyorum, yüzü-

Hollanda Türk basın mensuplarına hitaben konuşmasında Güngör, “ Biz bu göreve gelirken, makam mevki, yada başka bir beklenti içinde değildik olmadık da. 2005 yılının Kasım ayından bugüne kadar amaçlarımız ve hedeflerimizden taviz vermeden UETD Hollanda

NIDA, insanlarımızın sorunlarını meclise taşıyacaktır

Aydın Peksert, Rotterdam ve Rotterdamlılar için hayır dualar yaparak sözlerini şu şekilde tamamladı. “Hayatın önemli köşe taşı olan aileyi güçlendireceğiz, çocukların başta eğitim olmak üzere her türlü ihtiyacına eşitlik ilkesi çerçevesinde cevap vereceğiz. Akraba ilişkilerinin geliştirilmesini önemsiyoruz.”

yal Liberaller’in (D66 daha sonra bu savunmadan vaz geçişlerini bu eğilimden etkilenmiş olmalarının belirgin bir örneği olduğunu ifade etti. Dr. Markha Valenta Hollanda’nın, millî ombudsmanın yeni yayınlanan raporuna göre çok kısa bir süre içinde Avrupa’da ırkçı siyasetin yapıldığı ilk ülkeler arasında yerini aldığını hatırlattı. Ayrıca, 2012 genel seçimi parti programlarına bakıldığında pek çok kez insan hak ve özgürlüklerin yok sayılmış olduğunun görüleceğinin altını çizdi. Burada ironik bir durumun olduğuna dikkat çeken Valenta, “neden böyle yapıyorsunuz?” diye sorduğunuzda, onlar da bunları ‘güya, insan haklarını ve hukuk devletini korumak adına yaptıklarını söylemekteler’ diye konuştu. Diğer siyasi partilerin temsilcilerinin de bulunduğu salonda oluşturulan bir panelde değişik kesimlerin genç kuşaklarından tanınmış simalar yer alarak parti hakkında düşüncelerini dile geolarak, yaşadığımız ülkelerde etkin bireyler olmanın yanı sıra katılımı ön plana çıkaran, Avrupa’ya katkıda bulunmaya inanan bir düşünceyi tanıtmak için çalıştık. UETD Hollanda, bir Avrupa siyasi hareketi olup, hiç şüphesiz öncelikle Avrupa’daki Türk toplumuna hizmet etmeyi hedefledi” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önerisi ile Brüksel’de 2005 yılında temeli atılan UETD’yi, Avrupalı Türkler ve Türkiye için tarihi bir fırsat olarak değerlendiren Veyis Güngör, bu çerçevede geride kalan 8 yıllık dönem içende ‘siyasi katılım ve sorumluluk’, ‘ortak çalışma ve diyalog’, ‘AB-Türkiye ilişkileri’, ‘yalnızlık ve yoksullukla mücadele’, ‘sivil toplum ve demokrasi’, ‘Konya kriterleri’ ve ‘sosyal sorumlu girişimcilik ve ahilik sistemi’ gibi başlıklar altında çok sayıda çalışma yürütüldüğünü vurguladı. Yorulmak bilmeden, geceli gündüzlü çalışarak yılda ortalama 75 etkinliğe imza attıklarını ifade eden Güngör, bu etkinlikleri yaparken topluma ve

tirdiler. Weblijvenhier.nl haber portalı Genel Yayın Yönetmeni Abdelkarim El Fassi’ni yönettiği panele El Nisa Kadınlar Derneği Başkan Yardımcısı Alia Azzouzi, Pakistanlılar Cami Gençlik Komisyonu Başkanı Mohammed Qasim Hussein, Iraklı Öğrenciler Birliği Başkanı AminMousaoui, NİF Üniversiteliler eski Başkanı Halil İbrahim Karaaslan katıldılar. Akraba ilişkilerinin geliştirilmesini önemsiyoruz.” Katılımcılar çeşitli konularda görüş beyan ederlerken ayrıca kuruculara yol gösteren bir dizi tavsiyelerde bulundular. Listede ikinci sırada yer alan Aydın Peksert kürsüde ‘esselamüaleyküm’ diye selamlama yaptıktan sonra selamın tercümesini yaparak özetle şunlara değindi: “Bu bildiğimiz ‘selam’ ama biraz ilave ve ayrıcalığı var tıpkı bizim partimiz gibi. Bu ayrıcalık ve ilaveler ki, onlar tamda Rotterdam’ın ihtiyaç duyduğu ve yerleşik partilerde göreüyelerine yük olmamaya çalıştıklarını söyledi. UETD’yi Hollanda olarak yaptıkları çalışmaların, Hollanda’daki Türk toplumunun takdiri ile karşılık bulduğunu kaydeden Güngör, başkanlık görevini devretmesindeki asıl gerekçeyi, yorgunluk, yüz eskimesi ve Avrupa’nın her yerinde olduğu gibi UETD Hollanda’nın da yeniden yapılanması şeklinde üç başlık altında anlattı. UETD Hollanda’nın görevi devralan yeni yönetimine başarılar dileyen Güngör’ün konuşması sırasında zaman zaman duygulandığı ve gözlerinin nemlendiği görüldü. “Yaptığımız faaliyetlerin geniş kitlelere ulaşmasında emeği geçen basın mensuplarına, hakkımız varsa helal olsun, sizler de hakkınızı helal edin” diye konuşmasını bitiren Güngör, bundan sonra Amsterdam Türkevi Araştırmalar Merkezi olarak yapacakları çalışmalar hakkında da bilgi verdi.

mediğimiz şeylerdir. Mevcut partiler aldıkları oyların hakkını veremiyorlar ve kendilerine oy verenlere sahip çıkmıyorlar. Babalarımız bu kente ve bu ülkeye çok şey verdiler ama maalesef onlar zor durumda bırakıldılar. Hollanda ve özellikle Rotterdam belediyesi insanı merkeze alamamakta ve sürekli betona yatırım yapılmaktadır. İnsanlar artık bu durumdan bezdiler ve artık insana yatırım yapmanın zamanı gelmiştir. NIDA, Rotterdam’lıları çok iyi dinleyecek, onların sorunlarını ciddiye alacak, meclise taşıyacaktır. Fark edilmeyen ya da dikkate alınmayan ortada dolaşan isimsiz kabiliyetlere daha geniş imkânlar sunacak ve kendilerini geliştirmelerini sağlayacaktır. Hayatın önemli köşe taşı olan aileyi güçlendireceğiz, çocukların başta eğitim olmak üzere her türlü ihtiyacına eşitlik ilkesi çerçevesinde cevap vereceğiz. Akraba ilişkilerinin geliştirilmesini önemsiyoruz.” Aydın Peksert, Rotterdam ve Rotterdamlılar için hayır dualar yaparak sözlerini tamamladı. Son olarak söz alan listenin birinci ismi Nourdin El Quali panelde konuşulanları çok iyi dinlediğini kritikleri daha samimi ve faydalı bulduğunu ve tam da onlara ihtiyaçları olduğunu dolayısıyla mutlaka değerlendireceğini belirterek başladı sözlerine. Büyük sözler söylerken çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Nourdin El Quali, bugünün kendisi için tarihi bir gün olduğunu, zira ilham bahçesi olan Rotterdam’ın pırlantası bu güzel caminin içinde Rotterdam’a has ve Kur’an’dan ilham alan siyasi bir partinin kuruluşuna şahit olunduğunu söyledi. Çok çeşitli kökenlerden gelen insanların Rotterdam’da layık oldukları şekilde yer edinmelerinin öneminin altını çizen Nourdin El Quali, “Rotterdam’da yaşayan Müslümanlar olarak her birimiz güzel dinimizin pozitif gücünün temsilcileri olmalıyız. Kentteki bütün insanlar için üzerimize düşen sorumluluğu almalıyız. Katkımızı söz ve icraatımızla, bilgi ve becerimizle ortaya koymalıyız. Biz almaya değil, vermeye geliyoruz. Biz Rotterdamlı’yız ve Müslümanız elhamdülillah. Ve böyle de kalmayı istiyoruz” şeklinde konuştu.

Adnan Şahin - Rotterdam


samenleving

cemiyet 35

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Aşkı muhabbet...

Engelli vatandaşlara kolaylık sağlayacak düzenleme...

Konsolosluktan vatandaşlara kolaylık

Amsterdam’a başkonsolosluk açılması sürecinin başlatılması ve sonlandırmasına önemli katkıları olduğunu belirten Togan Oral, bu yıl içinde başkentte başkonsolosluğun açılmasıyla birlikte hizmetlerin arzu edilen düzeye ulaşacağını söyledi.

“Çocukları mahkûm etmeyelim”

mız ama bazen bir şey sormak isterken sorguluyoruz işte problem de buradadır” diye konuştu. Yaylamaz, sevmenin aile içi iletişimde çok önemli olduğunun altını kalın çizgilerle çizerken mutlu olmanın yolunun sevmekten geçtiğini söyledi.

Serdar Tuncer ve Selahattin Yaylamaz’ın sahne aldığı Aşk-ı Muhabbet programı Vlaardingen ve Uden kentlerinde gönülleri hoş etti. Yaklaşık iki ay kadar önce Hollanda’da Millî Görüş Teşkilatlarının düzenlediği bir programda yer alan Selahattin Yaylamaz, kısa sürede insanımızın beğeni ve sempatisini kazandı. Ve iki ay sonra yeniden davet edilen Yaylamaz bu kez yine çok sevilen bir başka gönül insanı Serdar Tuncer’le birlikte Hollanda’ya gelerek gönülleri hoş ettiler. Yaylamaz ve Tuncer’in Vlaardingen ve Uden kentlerinde yaptıkları

Sevmek, sevmek, sevmek… Kısa bir aranın ardından Serdar Tuncer sahne aldı. Onu hep önemli salon veya televizyon programlarını şiir tadında sunarken, biraz mahcup ama oldukça efendi duruşu ve yürekleri titreten güzellikte şiir okuyuşuyla tanırız. Bu kez bir sunucu değil bir şair olarak karşımızda idi. Bu kez sunuculuk yaptığı sıralarda anlatmak isteyip de zamansızlık yüzünden bitiremediği menkıbelerini, okumak isteyip de okuyamadığı o tadına doyulmaz güzel şiirlerini okumak için buradaydı. Kısaca yarım kalan ne varsa onları tamamlamak için sahnedeydi, karşımızdaydı. Onu sevenler böyle bir ortamı elbette kaçırmayacaklardı ve öyle de oldu. Uden ve çevresinde yaşayan “güzele hasret” pek çok gönüldaş aynı salonda bir araya geldiler. Nezih bir ortamda bir araya gelerek eğlenmenin güzel örneğini yaşayan Müslümanlar bazen tarihin derinliklerine gidip gelerek bilgi tazelediler. Bazen de aşkın kendi dilinden dökülen duygulu bir şiirin büyüsüne kapılıp Ukba’nın yamaçlarında dolaştılar. Kısaca Serdar Tuncer de Yaylamaz gibi hem düşündürdü hem de tebessüm ettirdi. Bu programa ayrı bir değer ve güzellik katan bir başka boyut ise programın Millî Görüş’e bağlı Uden Süleymaniye Camii yönetimi ile Hollanda Diyanet Vakfımıza bağlı Selimiye Camii yöneticilerinin birlikte organize etmiş olmalarıydı.

organizasyon olmayacak. Gümrük kapılarında da oy kullanımına devam edilecek” dedi.

Konsolosluktan vatandaşlara kolaylık Öte yandan, Rotterdam Başkonsolosluğu’nun girişinde engelli vatandaşların binaya daha kolay girmelerini sağlayacak düzenleme yapıldı. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, yeni düzenlemenin engelli vatandaşların yanı sıra Başkonsolosluğa çocuk arabası ile gelecek annelere de büyük kolaylık sağladığını kaydetti.

R

otterdam Başkonsolosu Togan Oral, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir ilke imza atarak, ‘üç ailemden biri’ dediği, Hollanda’da görev yapan Türk basınından temsilciler ile kahvaltıda buluştu. Başkonsolos Oral, basının toplumun sorunlarının yanı sıra beklenti ve istemlerinin gündeme taşınması ile bilgilendirilmesi konusunda önemli görev üstlendiğini söyledi. Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerinin 400.yıl dönümünün kutlandığı 2012 yılında görkemli tablolar ortaya konduğunu belirterek, etkinliklere Hollanda toplumunda da arzu edilen ilgi ve alakanın gösterildiğini anlatan Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, “Kutlamalarda ortaya konan ilgi Türkiye-Hollanda arasındaki bağların ve buradaki toplumumuza duyulan memnuniyetin seviyesinin de göstergesidir” ifadesinde bulundu. Bir süre önce Konsolosluğa terfi eden Aslin Savran’ın da katılığı toplantıda ülkede yaşayan Türk toplumunun 10 yıl öncesine göre büyük gelişme gösterdiğinin altını çizen Başkonsolos Oral, yüksek öğrenim gören Türk kızlarının oranında yüzde 10’luk sıçrama olduğunu ifade ederek, toplumun genelinde başarılı tablolar ortaya kon-

duğunu kaydetti. Amsterdam’a başkonsolosluk açılması sürecinin başlatılması ve sonlandırmasına önemli katkıları olduğunu belirten Togan Oral, bu yıl içinde başkentte başkonsolosluğun hizmete girmesiyle hizmetlerin arzu edilen düzeye ulaşacağını söyledi. Konuşmasının bir bölümünde seçimlere değinen Rotterdam Başkonsolosu Oral, STK’ların Türk toplumunun önümüzdeki mart ayında yapılacak yerel seçimlere katılımı yükseltme yönünde çaba sarf etmeleri gerektiğini ifade ederek, Türkiye’de yapılacak seçimlere yönelik hazırlıkların da yoğun bir şekilde sürdürüldüğünü anlattı. Türkiye’nin yurtdışındaki en çok seçmeninin Rotterdam Başkonsolosluğu’nun hizmet verdiği bölgede yaşadığına dikkati çeken Togan Oral, vatandaşların oy kullanabilecekleri uygun bir yer bulunmasına yönelik çalışmaların sürdürüldüğünü belirterek, oy kullanma işleminin önlerinde herhangi bir örnek olmadığı için kendileri açısında da büyük önem taşıdığını kaydetti. Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, “Nüfus cüzdanı olan vatandaşlarımız seçimlerde oy kullanabilecekler. İşin en önemli boyutu güvenlik. Bu nedenle kolay bir

Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle Hollanda’daki Türk gazeteciler ile bir araya gelen Başkonsolos Togan Oral ve Konsolos Aslin Savran, toplantı sonrası engelli rampasının açılışını yaptılar. Başkonsolos Oral, bina önündeki alanın belediyenin sorumluluğu altında bulunduğuna işaret ederek, başkonsolosluğun bina girişinin engelliler için zemin seviyesinden doğrudan erişime uygun hale getirilmesi için yoğun çaba sarf ettiklerini anlattı. Rotterdam Başkonsolosu, belediye yetkililerinin de düzenlemenin gerçekleştirilmesi için ellerinden ge-

leni yaptıklarını kaydetti. Rotterdam Başkonsolosluğu’nun hemen karşısında engelliler için iki park yerinin tesis edilmesi de, vatandaşlar arasında memnuniyet meydana getirdi. InterAjans.nl

programlar yoğun ilgi gördü. Aile içi iletişimin en ince ve en can alıcı noktalarına değinen Yaylamaz, daha çok insanların kendi kendileriyle yüzleşmelerinin gerektiğinin altını çizdi. Çocukları dar kalıplara mahkûm etmeyelim Sahnede gösterdiği hem fiziki hem de zihni yönden enerjik performansıyla salondakilerin dikkatlerini sürekli kendi üzerinde tutabilen Yaylamaz, bazen bir çizim bazen de kısa bir filim desteğinde ilginç sunumlar yaptı. Çocuk yetiştirilirken bazen hiç farkında olmadan âdeta bir robot yetiştirildiğine işaret eden Yaylamaz, bunu şöyle bir örnekle açıkladı; “Öğretmen çocuğa bir resim yapacağız diyor. Çocuk heyecanlanıyor, seviniyor.. Ancak öğretmen çocuğun aynı zamanda o resmi hem nasıl yapacağını, hangi renklere boyayacağını belirliyor. Oysa çocuk kendi istediği gibi bir resim yapmayı daha çok istiyor. Ama sonuçta öğretmenin istediği gibi bir resim yapıyor… Ne var ki bu çocuk ileriki yaşlarında kendisinden bir resim yapması istediğinde, apışıp kalıyor. Ne yapacağını ve nasıl yapacağını bilemiyor. Kısaca kendisine öğretilen kalıbın dışına çıkıp kendi fantezisini, kendi hayal gücünü kullanmasını bilemiyor. Bildiği tek resim modeli öğretmenin kendisine tarif ettiği tek model olarak kalıyor” Yaylamaz, çeşitli görsel örneklerle gençlere çocuk yetiştirme konusunda ve aile içi iletişimde çok faydalı ipuçları verdi. Hiç kimsenin başkasını sorgulama hakkının bulunmadığını belirten Yaylamaz, sormak ile sorgulamak birbirine karıştırılmamalı diyor, “Bu, çoğu kez karıştırılıyor. Sormak hakkı-

Kur’an tilaveti ile başlayan program yine Kur’an ve dua ile son buldu.

“Öğretmen çocuğa bir resim yapacağız diyor. Çocuk heyecanlanıyor seviniyor.. Ancak öğretmen çocuğun aynı zamanda o resmi hem nasıl yapacağını, hangi renklere boyayacağını belirliyor. Oysa çocuk kendi istediği gibi bir resim yapmayı daha çok istiyor. Ama sonuçta öğretmenin istediği gibi bir resim yapıyor…


leven en religie

36 yaşam ve inanç Hikmet Pınarı Hüseyin Kerim Ece kerimece@hotmail.com

Kur’an’da, ‘kardeş-ahi’ kelimesi, tekil ve çoğul, eril ve dişil olarak 96 âyette geçiyor. Bunların bir kaçı hariç diğerleri bildiğimiz kardeş veya kız kardeş anlamındadır. Bununla birlikte Kur’an din kardeşliğini, Müslümanların birbirlerine karşı konumlarını, birbirlerine karşı görevlerini ve ilişkilerini yine kardeş (ahi) kavramı ile belirliyor. Allah (cc) bütün Müslümanların iman açısından kardeş ilan ediyor. Ya da kardeş gibi olduklarını, ilişkilerinde kardeş gibi olmaları gerektiğini söylüyor. Kur’an Müslümanlar arasındaki kardeşlikle ilgili üç tane kelime kullanıyor. Bunlar: Ahi, (ehh), bıtane ve veli. Bunları farklı âyetlerde, farklı formlarda, ya da farklı konular bağlamında buluyoruz. Mesela; “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz.” (Hucurât 49/10) Din açısından kardeşliğin destansı örneğini Muhâcir ve Ensar göstermişti. Kur’an onu hatırlatıp mü’minlerin böyle kardeş olmalarını tavsiye ediyor. “ALLAH’ın ipine topluca sımsıkı sarılın; ayrılığa düşmeyin. ALLAH’ın size olan nimetini anım-

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Kur’an açısından kardeşlik sayın. Siz birbirinize düşmanlar idiniz de kalplerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeşler oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi ondan kurtardı...” (Âli İmran 3/103) Kur’an gıybeti ölü kardeşin etini yemek kadar çirkin buluyor. (Hucurât 49/12) Buradaki kardeş (ahi) kelimesinin din kardeşi manasında kullanıldığı açıktır. Müslümanlarla savaşanlar eğer tevbe ederler, hallerini düzeltirlerse dinde Müslümanların dinde kardeşleri olurlar. (Tevbe 9/11) Allah (cc) yetimlerin mü’minlerin dinde kardeşleri olduğunu söylüyor: (Bakara 2/220) Evlatlıklar de gerçek çocuk değil dinde kardeştir. (Ahzab 33/5) Bıtâne, Kur’an’da bir âyette geçiyor. Manası sırdaş, müttefik, kişinin sırlarını paylaşabileceği yakını, dostu demektir. Kur’an İslâm düşmanlarını sırdaş edinmeyi yasaklıyor: “Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş (bıtane) edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler....” (Âli İmran 3/118) Kur’an’daki “Müslümanlar birbirlerinin velisidir” vurgusu da kardeşliğe işaret ediyor. Mü’minler arasındaki

velilik (dostluk) bağının, karındaş bağından daha güçlü olduğunu söylemeliyiz. Çünkü veli; seven, dost, arkadaş, sırdaş, yardımcı manalarına geldiği gibi, koruyup kollayan, ihtiyacını gideren, onunla müttefik olan, destek olan gibi anlamlara da gelir. Veli olmak, veli olunan üzerinde hak ve yetki sahibi olmayı gerektirir. Velâyetin özünde bu vardır. Yalnız bu veli edinilen üzerinde bir baskı ve hükmetme değil, aksine her açıdan onun iyiliği için çalışma, onun için gerekli yardımı yapma yetkisidir. Mü’minin mü’mine veli oluşu tıpkı bir anne-babanın çocuğuna veli oluşu gibidir. İnkârcıların bir kısmı diğerlerinin dostudur. (Enfal 8/73) Buna karşın mü’minler de birbirlerinin dostlarıdır. “Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir (dostları, yardımcılarıdır). Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resulüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azizdir, hikmet sahibidir.” (Tevbe 9/71) Kur’an iman edenlere bu manada inkârcılarla velilik bağı kurmayı yasaklıyor: “Müminler, müminleri bırakıp da kafirleri veli (dost) edinmesinler. Kim bunu yaparsa,

artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur...” (Âli İmran 3/28 Bir benzeri: Nisa 4/89, 139, 144. Maide 5/51) Kardeşlik konusunda olduğu gibi velilik (dostluk) konusunda da en güzel örnek Muhâcir ve Ensar idi (Enfal 8/72) Dinde kardeşliğin bir takım gerekleri ve sonuçları vardır. Onların bir kısmını Peygamber (sav) şöyle açıklıyor: “Müslüman, Müslümanın kardeşidir...” (Buhârî, Mezâlim/3. Müslim, Birr/58. Bir benzeri: Tirmizî, Birr/18) “Birbirinize buğz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir Müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helâl olmaz.” (Buhârî, Edeb/57, 58. Müslim, Birr/28) “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah da o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”

Camilerimizin dikkatine! Cemaatiniz için ideal bir külliyat… Bu fırsatı kaçırmayın!.. ı Kur’anKerim i! hediyel

1000 YILIN TEMEL ESERİ MEBSÛT –SERAHSî

Delilleriyle ve Hükümleriyle İslam Fıkhı 31 ciltlik muhteşem eser adrese teslim…

Prof. Dr. Cevat Akşit

başkanlığında bir ekip tarafından Türkçe’ye kazandırılan 31 ciltlik bu önemli esere mutlaka sahip olmalısınız…

(Buhârî, Mezâlim/3. Müslim, Birr/58) “Sizden biri kendisi için arzu ettiğini (mü’min) kardeşi için de arzu etmedikçe (hakkıyla) iman etmiş olmaz.” (Buhârî, Îmân 7. Müslim, Îmân 71-72; Tirmizî, Kıyâmet 59; Nesâî, Îmân 19, 33)) “(Gerçek) Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların zarar görmediği kimsedir.” (Buhârî, Îmân/4, 5) Peygamber (sav) Müslümanlar arasındaki velilik (velayet) bağını şöyle açıklıyor: “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhârî, Edeb/27. Müslim, Birr/66) Müslümanlar din kardeşleri hakkında iyiniyetlidirler. Onlara düşmanlık yapmazlar, zarar vermemeye çalışırlar, onların aleyhine düşmanlarıyla işbirliği yapmazlar, onlar hakkında hep hayır dilerler ve zaman zaman onlar için şöyle dua ederler: “...Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin.” (Haşr 59/10) ◄◄

€ 249

€ 179,İsteme adresi Stichting Doğuş Strevelsweg 700 unit 413 3083 AS Rotterdam mob. 06-43 85 74 32 e-posta: dogus@dogus.nl


Umre 2014

Gönüllerin Yolculuğu Mart/Ni san Mayıs/H aziran Ramaza n Yaz

• Üniversitelilere ve 25 yaş altı gençlere özel fiyatlar...

• 55 yaş üstü emeklilere özel fiyatlar...

• Çocuklu ailelere eğitmenler eşliğinde kreş hizmetleri...

• Almanca rehberlik eşliğinde müstakil kafile...

Federatie Milli Görüs Noord Nederland Jan Rebelstraat 8 1069 CB Amsterdam T 0206182986 M 0614409055 k.hollanda@igmgreisen.com

Nederlandse Islamitische Federatie Strevelsweg 700 U-413 3083 AS Rotterdam T 0681034353 M 0681034353 hacc@nifonline.nl

Türkiye Temsilciliği | Hennes Tour T +90 332 3515055 (Konya) T +90 212 6355593 (İstanbul) info@hennestour.com

igmgreisen www.igmgreisen.com


ons pagina

38 bizim sayfa

maandblad/aylık gazete doğuş nr. 188 - 2014

Sergi Tebrik Taziye Şifa dileği Ressam Latife Uğur 6. sergisini açtı Çeşitli konu ve boyutlardan oluşan tablolar 15 Ocak ile 15 Mart tarihleri arasında sergilenecektir. Sergi ziyaret adresi: Wijkcentrum Groene loper, Het Rooyeplein, Voorburg.

Etkinlikler

Taziye Hollanda-Arnhem Ayasofya Cemiyeti(NIF) önceki başkanlarından Sevgili Adem Bal'ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, bütün aile, eş-dost tanıdıklara sabr-ı cemil ve başsağlığı diliyoruz… Hollanda İslam Federasyonu Yönetim Kurulu

Brabant Kadınlar Gençlik Teşkilatları Oss’ta buluştular

Güney Hollanda Kadınlar Gençlik Teşkilatına mensup Brabant şubelerinden, Tilburg, Eindhoven, Oss ve Uden, Oss şubesinde, idareci 30 genç kızın katılımı ile bir toplantı gerçekleştirildi. G.H.K.G. Teşkilatı Başkanı Esra Yılmazer buluşmalarının anlam ve öneminden bahsetti. Tilburg Saliha, Uden Isra, Oss Aksa, Eindhoven Mevlana KGT’leri yapmış oldukları faaliyetler hakkında sunum yaptılar. Toplantı, değerlendirme konuşmalarıyla sona erdi.

Zuidergracht 47/6, 3763 LS Soest T/F (030) - 699 34 33 Mob. 06 19 202 699

Torku Hollanda’ya

tat katacak

Türkiye’nin sevilen markası TORKU şimdi Hollanda’da. Marketinizden ısrarla isteyiniz…

Taziye Abonelerimizden ve Rotterdam Birlik Camii eski idarecilerinden ve Osmanlı Garage Tamirhanesi sahibi Sevgili Mustafa Adsalmış'ın babasının vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah’tan rahmet, bütün aile, eş-dost tanıdıklara sabr-ı cemil ve başsağlığı diliyoruz. Şifa dileği Abonelerimizden Birlik Camii Eğitim eski Başkanlarından ve Afra Tapijt/Meubel sahibi Sevgili Adnan Mutlu’nun kıymetli validesinin ciddi bir rahatsızlık geçirdiği haberini aldık. Hastamıza acil ve hayırlı şifalar diliyor, sevenlerine geçmiş olsun diyoruz.

Leiden Fatih Vakfı’ndan Sıra Gecesi

Geleneksel hale getirilen Sıra Gecesi programı yine yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Yayın Yönetmenimiz Adnan Şahin’in sazı ve sözüyle renk kattığı geceye İşçi Partili milletvekili Tunahan Kuzu, bölgenin sevilen işadamlarından Durmuş Doğan, vakfın üyeleri ve bölge insanı katıldı. Şark Köşesi halinde hazırlanan ortamın sıcaklığı ve türkülerin yanıklığı herkesi etkiliyordu. Acılı çiğköftelerle, yanık ses eşliğinde içli türkülerle hoş bir akşam geçiren Leiden Fatih Vakfı cemaati, bu tür etkinliklerin sıkça yapılması dileği programdan ayrıldılar.

Soğutucu dolaplarınıza CAM KAPI takalım, % 60`a varan enerji tasarrufu sağlayın

ULU IMPEX tarafından Hollanda ve Belçika’da bölge bayilikleri verilecektir.

Süpermarket, Elektronik ve Tekstil mağazaları, Döner dükkanları için aradığınız tüm malzemelerin gerçek adresi. Servis garantisi ile Metal raflar / Ahşap raflar - Vitrinler / Vitrin tezgahları - Pasta / Ekmek reyonları - Duvar soğutucuları - Freezer / Meşrubat dolapları Soğutucu Meyve, Sebze dolapları - Et dolapları ve Kasap malzemeleri - Barkodlu elektronik kasa sistemi - Her iş yerine uygun Teraziler / Kasalar Döner ve mutfak ekipmanları - Klimalar, motor ve motor grupları - Soğuk ve derin dondurucular

Mob. 06-30 35 60 40 info@aclass.nl www.aclass.nl

Uitgever/Sahibi Stichting Dogus/Doğuş Vakfı Hoofdredacteur/ Yayın Yönetmeni Adnan Şahin Eindredacteur/Yazı İşleri Müdürü Zeynel Abidin Kılıç Art Directeur/Görsel Düzenleme Osman Akın Advertenties/İlan- Reklam Servisi dogus@dogus.nl Mob. 06-43 85 74 32 Afdeling Nieuws en Tips/Haber Dairesi Doğukan Ergin Abonnement / Abone Servisi dogus@dogus.nl Oplage/Tiraj 8.000 Verspreiding/Dağıtım Alanı Landelijk/Hollanda Geneli adres Strevelsweg 700 unit 413, 3083 AS Rotterdam tel. (010) 471 68 47 fax (010) 471 95 13 / Mob. 06-43 85 74 32 e-mail dogus@dogus.nl website www.dogus.nl Met dank aan: InterAjans.nl, SONHABER.nl, M.Ali Topcu Ingezonden artikelen vallen niet onder de redactionele verantwoordelijkheid. Alle auteursrechten van deze uitgave worden uitdrukkelijk voorbehouden. Druk/Baskı Wegener

MACHTIGINGSKAART

Doğuş is een maandelijks informatieblad in het Turks en af en toe Nederlands o.a. kunst, cultuur, politiek, educatie, wetenschap, literatuur en filosofie.

Abone Ondergetekende verleent hierbij tot wederopzegging aan de STICHTING DOGUS (Dogus) om van zijn/haar hierondergenoemde (giro-)rekening het bedrag af te schrijven voor jaarlijksabonnement maandblad Dogus. (Abonesi olduğum Doğuş gazetesi için, bağlı olduğu Doğuş Vakfı'na aşağıda belirtilen abone ücretin banka hesap numaramdan çekilmesi için yetki vererek bu formu imzalıyorum. Tenzij ik mijn abonnement schriftelijk opzeg, zal mijn abonnement automatisch 1 jaar verlengd zijn en de kosten hiervan van mijn bank of girorekening afgeschreven worden. (Aboneliğim yazılı olarak iptal edilmediği sürece, abone sürem 1 yıl otomatik olarak uzatılmış olur.

Over te schrijven / stortingsbedrag: € (abone ücreti)

2 9 ,-

Giro of bankrekening: (banka numarası)

Naam en Voorletters: (Adınız ve Soyadınız)........................................................................................................................ Adres:................................................................................ Geb. datum: (Doğum tarihi)........................................ Telefoon:..........................................................................

Colofon

Bu formu doldurduktan sonra mektup zarfına Postcode: (Posta kodu)............................................................ uygun pulu yapıştırıp posta ile aşağıdaki adresimize Woonplaats: (Şehir).................................................................. gönderiniz: Maandblad Dogus afd. abonnementen Datum: (Tarih)............................................................................ Strevelsweg 700 unit 413 3083 AS Rotterdam

E-mail:............................................................................... Handtekening: (İmza)..............................................................


puzzels - raadsels

bilmece - bulmaca 39

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 188 - 2014

Çengel bulmaca

Hazırlayan: Mücahid Çeçen

Hiç olamaz ---------------Sayı

Nikel simge

Cilt ---------------Peygamber

Genişlik ---------------Azot

Valide ---------------Pamuk

Eksik değil ---------------Genişlik

Karbon ---------------Döteryum

Afrika'da bir ülke ---------------Son

T

Argon ---------------Gezi yeri

Genişlik

Duman ---------------Sıkıntı

K

Uyarlayıcı ---------------Saf dışı edilmek

Rüzgar ---------------Geri

K M A N I S İ S A H I B A R A Y E N A T A S A A R T L A C A K O R N Ş A N A M A H A L A K I N N E K E R A M A

Küçük şehir ---------------Tar'f

Telefon lakırdısı

Eğreti yapı ---------------At yavrusu

T

Övme ---------------Şiir

Hollanda patates kızartması

Azot ---------------Asmak emir

Tok değil ---------------Kısa zaman

Genişlik ---------------Görmeyen

Temiz ---------------Azot

Beyaz ---------------Kur'an'da bir bölüm

Radyum ---------------Soğuk

Azot ---------------Potasyum

Topallamak ---------------4. halife

Duman kiri

Eski dilde su

Uçurum ---------------Cetvel

Uzaklık ---------------Bor simge

Bir tür cetvel

Bir nota

P

Son ---------------Radyum

K Nota ---------------Uzaklık

Yaşlık ---------------Krom

T

Telefon lakırdısı ---------------Başlık

Kırmızı ---------------Gümüş

Sure ---------------Parazit

Kükürt ---------------Yırtıcı kuş

Sürme ---------------Kıvılcım

Beyaz ---------------Argon

El içi

Argon ---------------Uzuv

Soy ---------------Uygun bulma

Ateş ---------------Oksijen

O

Azot ---------------Çok güzel

İnşaat ---------------Kesici alet

İtriyum ---------------Nota

K Babanın kardeşi ---------------İçtinap

S

Bağırsaklar ---------------Oksijen

Ulaşmış ---------------Kötü

Azot ---------------Bir

T Resimdeki lider

Asmak ---------------Ayakkabı

Hollanda'da nehir ---------------Radyum

Asker ---------------Argon

Yük taşıyan kimse

H

A İ M L A M A L A R M M A K A S E N A A M T A L T H İ R E T A L N E M E T M İ N İ A S D T İ Y E M A A K A N M A K A İ L M A A S A T E L A L

Karışık renk ---------------Metre

Önder ---------------Avrupa'da bir ırk

A A K Y E E B C E A T T A V K A S S İ U Y E E T N K K A F F E A S

Beyaz ---------------Kamer

Askeri birlik ---------------Gözlem evi

Milimetre ---------------Kötü

Kumaş ---------------Bir hesap

Göz rengi ---------------Harf

Kuş ---------------Koşucu

Trityum ---------------Utanma duygusu

Karbon simge

Genişlik ---------------Cüretkar

Eski gelenek ---------------Haberleşme

Radyum ---------------Ölümden sonra istenilen

Kıvam ---------------Metre

Meyve kurusu ---------------Yemek deposu

Metre ---------------Azot

Ku'ran da bölüm ---------------İçilen şey

Üstünlük ---------------Hayvan

Kesin olmayan haber ---------------Tut

Eski dilde su ---------------Sermaye

Emmek ---------------Genişlik

Et yiyen ---------------Beyaz

Damarda olan ---------------Süre

Erbap ---------------Hayvan barınağı

Potasyum ---------------Potasyum

Geleceği bilme iddiası ---------------Taşkın

Başlık ---------------Nota

Anadolu yiğidi ---------------Argon

Amerika'da bir eyalet

K İ R E T A L A A B İ E L N İ U R K R A F E K B U R E Y A T U M M A C İ L U S T T I H İ N E S N A K A

R N İ N O M İ N E L E M L F A A T A M A Ş A E H A L A Y Z L A A A İ L K İ F A M A T A A K A L A A A F R A Ş S A A M A N D A N A K A R Azot ---------------Avrupa'da bir nehir

Sürme ---------------Radyum

Yazıt

Aylık gelir

Acı ---------------Az sıcak

Uzuv ---------------Aydınlık

Oksijen

Oksijen ---------------Minarel yağ

Cerahat ---------------Göz rengi

Nota ---------------Ajans

Cet ---------------Minaredeki ışık

Dolaylı anlatım ---------------Terek

Bir harf ---------------Uzuv

Bir harf ---------------Çok değil

Babanın kardeşi ---------------Ölçü

Bereket ---------------Sarraf

İlgi

Genel kü

1- Antalya’nın nın adı nedir? 2- Bir tiyatro o her birine ne a 3- Otomobille 4- İlk büyük T ğunu kim kurm 5- İnsan vücud şekerini azaltıc 6- Çanakkale mizin şehit olm adıyla geçen k 7- Septe boğa 8- Sinemada b kamera karşısı ketlerin tümün 9- Hartum, ha 10- İlk Türk ka 11- Vurun kah 12- 1946 yılın valinde verilen

Bir harf ---------------Kırmızı

Ajans ---------------Yapma, etme

Baryum ---------------Uyma

Birinci ---------------Dolaylı anlatım

Argon ---------------Ağaç kırıntısı

Donuk ---------------Kıymetli maden

doğuş aylık gazete/maandb nr. 187 - 2013

Çengel Geçen bulmaca sayının ç

Masal dağı

Ajans ---------------Ayrı turma

Beyaz ---------------Argon

Karışık ---------------Utanma

Bağışlama ---------------İdam

Yülüme ---------------Helyum

Kısa zaman

Kükürt ---------------Kara parçası

Yardım ---------------Argon

Cahil ---------------Potasyum

Argon ---------------Valide

Bir harf

Gelir getiren mülk

Asmak ---------------Fotoğraftaki idam edilen Başbakan

A

Küçük birlik ---------------Askeri

İ L H İ T R S İ L A K A B L İ D O T E T A S İ S A K R İ A L A N A M A A D K A O N

Karar ---------------Erbap

E

Seyrü sefer ---------------Nota

Bulamaç ---------------Yapıt

Bir nota ---------------Yürekli

Kifayet ---------------Oksijen

Doktor ---------------Biçimlemek

Sarık sarma ---------------Uzaklık

İtriyum ---------------Yoğurt içecek

Sürme ---------------Kırmızı

Tayin ---------------Cahil

Zaman ---------------Hazır

Hakkı gözetme

Kanmış ---------------Oksijen

A Y R A N

Puan ---------------Dolaylı

İ M A

Karatede derece

Azot simge

*

*

*

Sudoku Geçen sayının cevapları

*

* *

* * *

4 9 7 1 5 6 3 8 2

1 3 6 2 7 8 5 9 4

8 2 5 3 9 4 6 1 7

5 6 4 7 2 1 9 3 8

3 1 8 4 6 9 7 2 5

9 7 2 8 3 5 4 6 1

2 8 9 5 4 3 1 7 6

7 4 3 6 1 2 8 5 9

6 5 1 9 8 7 2 4 3

1 8 4 9 7 5 3 6 2

9 3 7 2 4 6 1 5 8

5 6 2 1 3 8 7 9 4

4 2 9 6 1 7 5 8 3

3 1 5 4 8 9 2 7 6

8 7 6 5 2 3 9 4 1

6 5 3 8 9 2 4 1 7

2 4 8 7 5 1 6 3 9

7 9 1 3 6 4 8 2 5

5 8 6 4 2 9 1 3 7

3 9 4 7 1 6 8 5 2

7 2 1 5 8 3 4 9 6

8 1 7 2 4 5 3 6 9

9 5 2 6 3 8 7 1 4

6 4 3 1 9 7 2 8 5

4 3 5 8 6 2 9 7 1

1 7 9 3 5 4 6 2 8

2 6 8 9 7 1 5 4 3

*

**

3 1 8 7 3

6 1 3 6

9 7

7 5 3 2 8

3 8 5 1 6

3 7

6 4

9 5

8 7

9 2 3

7

8

* * *

9 8

5 3

1

9 8 4 2 6 5 3 1 7

6 1 5 7 3 9 8 4 2

8 6 1 5 2 3 4 7 9

4 2 3 6 9 7 1 5 8

7 5 9 8 1 4 6 2 3

1 4 3 2 8 9 7 5 6

9 7 2 5 6 1 8 4 3

2 9 4 8 1 7 6 3 5

8 5 1 3 2 6 9 7 4

3 6 7 4 9 5 1 2 8

7 3 9 6 5 8 4 1 2

4 2 8 1 7 3 5 6 9

5 1 6 9 4 2 3 8 7

6 5 2 1 3 4 7 9 8 4 8 6 9 2 3 5 1 7 8 4 9 2 6 5 3 7 1

3 9 4 7 1 2 6 8 5

8 5 1 5 4 3 2 7 9

7 6 2 9 6 8 3 1 4

9 8 3 1 7 6 5 4 2

1 2 5 3 8 4 7 9 6

4 7 6 2 5 9 1 3 8

4 1 8

9

7

1 6

1

2 7

1 4

8 9

8 5 6

2 3

7

7 3 8

3

5

6

4 6 9

9

3

5

3

9

4 1

2 1

5 6 9

1 5

9

1 8 3

2 1

7

8

4 8 9

7

5

4 8

Fotoğraftaki ölümü şüpheli T.C. Cumhurbaşkanı

7 5 4 1 2 9 8 3 6 9 8 2 5 4 7 6 1 3 2 9 8 3 6 1 4 7 5

6 1 9 3 5 8 4 7 2 7 3 4 2 6 1 8 9 5 1 4 6 5 8 7 9 2 3

2 4 8 7 9 1 6 3 5 3 2 7 5 8 9 4 1 6 8 5 4 1 7 3 9 6 2

5 9 3 8 4 6 7 1 2 6 5 1 2 3 4 9 7 8 3 6 7 4 2 9 1 8 5

7 1 6 3 2 5 8 4 9 9 8 4 1 6 7 5 3 2 2 9 1 6 5 8 4 7 3

*

4 5 9 1 8 7 3 6 2 8 9 4 7 3 5 2 1 6 5 2 1 6 7 8 9 4 3

2 6 8 4 3 9 1 5 7 7 2 1 6 9 4 3 8 5 8 7 3 9 4 2 5 1 6

7 3 1 2 5 6 9 8 4 3 6 5 1 2 8 4 9 7 6 4 9 5 1 3 8 7 2

*** * * *

5

9

3

3

7

2 4

7

3

2 4

4 5 7

5 6

6

1

1 6

9

4

2 3 8 6 7 4 5 9 1 1 6 5 9 8 3 7 4 2 3 5 7 4 2 9 8 1 6

8

2

9

6

8

7 8

3 4

3 7

6

7 7

2

7 1

8

7

9

5 1

1

6

5

4 8

6 8 5 7 3 4 2 9 1

8 9

6

7

7 6 4

3 7 2 1 4 8 5 9 6

*** * *

5

5 2 1 9 3 4 7 8 6 4 9 3 8 5 7 6 1 2 2 7 9 3 6 8 1 4 5

**

* *

---

D A N

Geçen sayının cevapları

Geçen sayının cevapları

---

Nikel ---------------Sayı

Nota ---------------Durgun

A L A Y

Sudoku

Sudoku

Nota ---------------Kırmızı

Çengel Geçen bulmaca sayının çözümü

Yapma, etme ---------------Şal

Yağlı su ---------------Paramız

Bir ölçek ---------------Yavru yapan

Kısa zaman parçası

Yavaş ---------------İnanç

p

bilmece -

2

Başıboş ---------------Potasyum

doğuş aylık gazete/maandblad nr. 187 - 2013

Hollanda plakası ---------------Boru sesi

Yemek emir ---------------Utanma

Tehlikeli ---------------Askeri birlik

Argon ---------------Asker

Azot ---------------Esmek emir

İdoyun simgesi

Dolaylı anlatım ---------------Hayvan

Uzaklık ---------------Usta

Paye ---------------Kuşatma

Elemekten emir

Büyük anne ---------------Kötü

At ayakkabısı

Bir ---------------Ne kadar

Dil ---------------Tokat

Kıt bulunma ---------------Besin

Bir nota ---------------Sevap

Bir nota ---------------Argon

Yüksek okul ---------------Yazı tuşları

Yazınsal ---------------Hayvan

Argon ---------------Göz rengi

Harf ---------------En fazla

Bahçe

Sinirli ---------------Geç karşıtı

Kalın kumaş

İyot ---------------Obje

Kumaş ---------------İsim

Argon ---------------İtriyum

Samimi olma durumu

Hadise ---------------Söz

Azot ---------------İsyan eden

Sunma

Karbon ---------------Görmeyen

Sodyum ---------------Zaman ölçer

Düzlük ---------------İbadethane

Genel Kültür Sorularının Doğru Cevapları 01- İSVEÇ – 02- HİROŞİMA – 03- İSTANBU – 0490- 05- SERTAP ERENER – 06- ZEKİ ÜNGÖR -07ABDULLAH GÜL – 08- CANNES – 09- TEMA – 10MİMAR SİNAN – 11- İSVİÇRE – 12- KEMAL SUNAL –13- SOFYA – 14- ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI – 15- SELİMİYE –

Resimdeki lider ---------------Yükselme

Adele ---------------Tören

01 - Nobel ödülleri hangi ülkede verilmektedir? 02 - İlk atom bombası hangi şehre atılmıştır? 03 - 2010 Kültür Başkenti seçilen ilimiz hangisidir? 04 - Türkiye’nin uluslar arası telefon kodu aşağıdakilerden hangisidir? 05 - 2003 Eurovision yarışmasında birinci olan sanatçımız kimdir? 06 - İstiklal Marş’ımızın bestecisi kimdir? 07 - Şuanda görev yapmakta olan cumhurbaşkanımızın ismi nedir? 08 - Altın Palmiye Sinema Ödülü hangi film festivalinde verilmektedir? 09 - Türkiye’de erozyonla mücadele amacıyla kurulan vakfın kısa adı nedir? 10 - Türk tarihinin en ünlü mimarı kimdir? 11 - Türk Medeni Kanunu hangi ülkenin medeni kanunundan esinlenerek hazırlanmıştır? 12 - Hababam Sınıfı filminde ‘İnek Şaban’ karakterini canlandıran sanatçı kimdir? 13 - Bulgaristan’ın başkenti neresidir? 14 - Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü hangi bakanlığımıza bağlıdır 15 - Mimar Sinan’ın ustalık dönemi eseri sayılan Edirne’deki eserinin adı nedir?

Argon ---------------Yazıt

Meyve ---------------Kısa zaman

Gerçek değil ---------------Uzunluk ölçüsü

Genel kültür...

Zirai alan ---------------Hatıra

Kısa zaman

Şifa ---------------Japonya'nın başkenti

Beddua ---------------Soylu

Baston

Nebat ---------------Yakıcı

pları 4- Teoman arık 8- Rol Edip Adıvar

Uzaklık ---------------Takım, kabile


YENI HAT_ROTTERDAM_TR_27.8x39.8cm.ai

1

1/29/14

4:22 PM


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.