HDV BULTEN SAYI 27

Page 29

HUTBE

Allah’ı Zikir Muhterem Müslümanlar!

A

llah (C.C) bütün mahlûkatına kendini tanıtmış ve onları daimi bir surette zikir ile vazifelendirdiğini Kur’an’da şöyle belirtmiştir: “Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O’nu tesbih eder. O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız.”1 Mahlûkatın en şereflisi olarak yarattığı insanoğlunun yaratılış gayesinin de Allah’ı bilmek ve zikretmek olduğunu şöyle bildirmiştir: “Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah aksam Rabbini zikret. Gafillerden olma.”2, “Kim de beni anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.”3 Muhterem Mü’minler! İnsan bedeni türâbidir, toprağa mensuptur. Yemek içmek gibi hususlarla insan hayvanî, ruh itibariyle nurânidir, Allah’a mensuptur. Beden işleri insanda galip olursa, insan Allahtan uzaklaşır. Fakat insanda ruhun işleri galip olursa, insan Allah’a yaklaşır, kalbi ve bedeni nurlanır. Kalbin hastalıkları Allah’ın zikriyle tedavi olur. “Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” 4 “Ey inananlar! Allah’ı çokça zikredin.”5 Zikir; üstün derecesi, güzel sonucu nedeniyle Allah katında amellerin en hayırlısıdır. Bu hususta Peygamberimiz: “Amellerinizin en hayırlısını, melikiniz katında en geçerli olanını, dereceleriniz içerisinde en yükseğini, sizin için altın ve gümüşü yığmaktan daha hayırlısını, düşmanla karşılaşıp onların boyunlarını vurmanızdan, onların da sizin boyunlarınızı vurmasından daha hayırlısını size bildireyim mi? “Allah’ı zikretmektir.”6 buyurmuştur. Değerli mü’minler! Zikir, dil, kalp ve beden ile olmak üzere üç çeşittir. Dil

ile zikir, Allah’ı güzel isimleriyle anmak, O’na hamdetmek, tespihte bulunmak, Kur’an okumak ve dua etmektir. Peygamberimiz: “Dilin hep Allah’ın zikriyle meşgul olsun.”7 , “Rabbini zikredenle zikretmeyenin farkı diriyle ölünün farkı gibidir.”8 buyurarak bu hususa dikkatimizi çekmiştir. Kalp ile zikir Allah’ı gönülden çıkarmamak ve O’nu tefekkür etmektir. Kuran’ı Kerim’de: “Allah’ı anmak hususunda kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun!”9 buyrulmuştur. Peygamberimiz de: “Her şeyin bir cilası vardır. Kalbin cilası da Allah’ı zikirdir.”10 buyurmuştur. Beden ile zikir ise vücudun bütün organlarıyla Allah’ın emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından sakınmaktır. “Ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah’ı zikredin.”11 Ayeti zikrin her hal ve durumda yapılabileceğini ifade etmektedir. Kul Allah’ı zikrederse Allah’da onu zikreder, buda kul için en büyük şereftir. Allah’ı zikretmek Gam ve kederi giderir. Sevinç getirir. Kalbi güçlendirir ve sabit kılar. Kalbi ve yüzü nurlandırır. Rızkın genişlemesine sebep olur. Allah’ı zikretmek, bilgi ve murakabeye yol açar. Allah onun tek sığınağı ve kalbinin kıblesi olur. Yüce Rabbimiz hepimizi şu mübarek günlerde O’nun murad ettiği gibi aşk ile zikreden ve öylece huzuruna giden kullardan eylesin.

1-İsra, 17/44

2-A’raf, 7/205

3-Ta-Ha, 20/125

4-Ra’d, 13/28

5-Ahzab, 33/41

6-Tirmizi, Deavat, 6; İbn Mace, Edeb, 53

7-Buhari, Deavat, 4

8-Buhari, Deavat, 6

9-Zümer, 39/22

10-Suyuti, 2, 362

11-Nisa, 4/103

Yunus Türkyılmaz

HDV Merkez Din Görevlisi HAZİRAN 2011 | SAYI 27 | 29


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.