Adabelen dergi #29

Page 67

ADABELEN EÐÝTÝM-KÜLTÜR-SANAT-AKTÜALÝTE

gelen göçmenler vardý. Dýramalý Hatice diye Roman bir haným vardý ve çok iyi dayre çalardý, onu da rahmetle andýk. Her taraf yemyeºil, bakýna bakýna yolumuza devam ettik. Pravuºta Kavºaðý'ndan döndük, yolumuzun üstünde KINALI Köyü vardý. Benim anne tarafýmýn lakabý KINACILAR olduðu için acaba buradan mý geliyor diye bu köyü de gezelim dedik. Bir kahvehanenin önünde durduk. Birkaç kiºi vardý kahvehanede, ikisi tavla oynuyordu. Baºlarýna dikilip seyretmeye baºladým. Bizim gibi normal tavla oynuyorlardý. Arkadaºlarý çaðýrdý, bizim Türk olduðumuzu anlayýnca sevindiler ve hep beraber fotoðraf çektirdik. Onlar da mübadillermiº. Çat pat Türkçe biliyorlardý. Bir bayan bize nasýl yardým edeceðini ºaºýrmýº vaziyette saða sola bir ºeyler söylüyordu, size ne ikram edeyim diyordu. Biz zamanýmýz az kaldýðýndan bu daveti kabul edemedik. Sonra adýnýn Vasil olduðunu söyleyen ve çok iyi Türkçe bilen biri geldi. Kýnalý Köyü'nün muhtarýymýþ. Nereyi görmek istiyorsunuz, sizi gezdireyim dedi. Köyün arka taraflarýna doðru çýktýk; terk edilmiþ, duvarlarý yýkýlmýþ, kayrak taþlarla yapýlmýþ hatta çatýlarý da kayrak taþlarla kaplanmýþ eski evler gördük. Bir tane onarýlmýþ, nispeten iyi durumda olan bir ev gösterdiler, o da Ramazan'ýn eviymiþ. Ramazan kim bilmiyoruz. Oradan Pravuºta'ya geldik, nahiyemizmiº. ªehrin içine girdik, sokaklar bomboº sanki tipik bir Anadolu kasabasý, cumbalý kafesli evleri hiç yýkmamýºlar. Herhalde mali durumu iyi olmayanlar kullanýyor. Sokaklarda bizden baºka kimse yoktu desem yalan olmaz. Bir evden bay ve bayan çýktý, bizim Türk olduðumuzu konuºmalarýmýzdan anlamýº olacak ki, bay "hoºgeldiniz" dedi. Biz de hemen siz de mi mübadilsiniz diye sorduk. "O benim karý, Sökeli, biz her yýl Söke'ye gider, Dalmaçya'ya uðrarýz. Çünkü bizimkiler oradan gelmiºler, oralara selam" dedi. Buradan ayrýlarak þehrin içine doðru, tuvalet ihtiyacýmýzý gidermek için gittik, çünkü umumi tuvalet yok, her iþyerinde wc var ama alýþ veriþ yapmadan kullanamýyorsunuz. Rehberimiz yöreyi ve onlarýn dilini çok iyi bildiði için anlaþma konusunda hiç sýkýntý çekmedik. Börekçide birkaç çeºit börek vardý. Biz domuz yaðý ile piºirmiºlerdir diye tereddüt ettik. Fakat adam domuz yaðý kullandýðý börekleri gösterdi. Biz de gönül

rahatlýðý ile diðerlerinden yedik. Tekrar tekrar etrafa bakýndýk. ªapºal Ýbrahim buradan gelmiº, evi hangisi acaba? Sonra yola devamla Devekýran'a dönen köprüden geçtik. Elim ayaðým titremeye baþladý. Biz büyük ceviz aðaçlarý, büyük dutlar, büyük avlu duvarlý, büyük porta kapýlý evler düþleri ile geldiðimiz yer, maalesef ve maalesef birkaç yýkýntýlýktan baþka bir þey deðildi. Her taraf keçi aðýlýydý. Sadece giriþte yinekayrak taþlarla yapýlmýþ, tamir edilmiþ bir ev var o da kiminse torunlarý gelmiþ, tamir etmiþler ve öyle býrakmýþlar. Daðdan inen dereler kurumuþ. Derenin etrafýndaki çalýlar dereyi kapatmýþ. Hemen derenin yanýna indim, sýrtüstü yere yattým ve dedeme "biz geldik, hepinizin ruhlarý þad olsun Allah hepinize rahmet etsin" diye daðlara doðru baðýrdým. Yýkýntýlýklarýn aralarýnda kalmýþ defne yapraklarýndan kopardým. Herhalde o zamandan kalmýþtýr diye çakýl taþlarý aldým dereden. Baktým ki hakikaten sadece ben deðil hepimiz þok olmuþtuk, nerdeydik, hani anlatýlanlar, hani o parmak kalýnlýðýnda taneli üzümler? Hepimizin gözleri yaþlý ayrýldýk. Köyden çýkarken bir çobana rastladýk, çoban Türkçe biliyordu. Ne oldu buralara böyle dedim. O da bilmiyordu. Herhalde buralarda gömü aramýþlar dedim. Güldü ve herhalde dedi. Bunun üzerine ben de, "Benim dedem çok zenginmiþ anlattýðýna göre, iki çömlek altýn gömmüþ evin avlusuna, bulabilir miyiz o evi" dedim. Güldü "bu durumda imkânsýz" dedi. Buradaki sürü sahipleri çok zenginmiþ dedi. Bu köyün devamý nereye kadar gidiyor, oralara gidebilir miyiz dedim. "Gitseniz de bir þey göremezsiniz" dedi. "Aðýl ve köpekler var" dedi. Köyümüzden ayrýlýrken az ileride yapýlmýþ, köye þöyle bir göz attýk. Köy bakýmsýz, tozlu topraklý sokakta top koþturan çocuklar gördük. Köyümüzün yeni adý MELÝSA olmuþ. Devekýran'ýn az ilerisinde adýný bilemediðimiz bir köy ve onun da 500 metre ilerisinde ISTIRLI (ESÝRLÝ) Köyü var. O da babaannemin köyüymüþ. Bu köylerin konumu ortada... Çayý olan bir ova ve ovanýn iki tarafýndaki daðlarýn eteklerinde köyler var. Devekýran'dan çýktýk, moraller bozuk olarak yola devam ettik. Bu arada Avni, Somokol ve Leftere'ye de uðradýk. Kayda deðer bir þeyler yoktu. Sadece Somokol'dan bir aile vardý Didim'de. Somokol da denize yakýn bir yer.(Sürecek)

-67-


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.