Demir Kucukaydin - 11 Eylul Ve Politik Islam Uzerine - V-1

Page 48

bile daha geri bir dünyayı yansıtıyor olması, onun burjuvazinin ufkunu aşan bir program geliştirmesini olanaksız kılar. Proletarya bağımsız bir programla ve güç olarak çıkıp kendi arkasına takamadığı sürece, burjuvaziye karşı muhalefetini, onun ufku içinde ve en uzlaşmaz ve sert mücadele biçimleri altında ifade etmeye çalışır. Proletarya ise, genel ve tarihsel çıkarını ifade eden bir program etrafında bağımsız bir sınıf olarak ortaya çıkmadığı sürece hiç bir zaman modern toplumsal mücadelelerde ayrı bir üçüncü toplumsal güç olarak yer almaz. Onun alt tabakaları, küçük burjuva radikalliği, üst tabakaları ise burjuva reformizmine yönelir. Bu nedenle, modern toplumda iki temel eğilim bütün toplumsal çatışmalara damgasını vurur: küçük burjuvazinin radikalizmi, burjuvazinin reformizmi. Politik İslam da, bu iki temel eğilimden oluşur. Bir yanda ılımlı, daha ehli, diğer yanda daha radikal ve keskin İslam akımları arasındaki savaş, aslında, Burjuva reformizmi ile küçük burjuva radikalizmi arasındaki savaştan başka bir şey değildir. Küçük burjuva radikalizmi, ne kadar radikal ise, burjuvaziyle araya sınır çekmede o kadar mücadele biçimlerine, sembollere ilişkin aşırı biçimlere ağırlık verir. Böylece küçük burjuva ve burjuva sosyalizmlerinde de görülen tipik paradokslar ortaya çıkar ve radikallik kendini yıkan bir saçmalığa varır. * Politik İslam burjuva ve küçük burjuva tepkilerinin aracı olabilir ama, modern işçi sınıfının olamaz. Modern işçi sınıfı, sendikalar, partiler, fikir özgürlüğü, seçilmiş organlar olmadan var olup kendini ifade edemez. Bu nedenle politik İslam’ın yükselişi ile işçi hareketinin demoralizasyonu ve çöküşü arasında kopmaz bir bağ vardır. Politik İslam işçi hareketinin bütün savunma ve varoluş mekanizmalarını ret ve imha eder. Bu nedenle, işçi hareketini atomlarına ayrıştırıcı, bir özelliği vardır ve bu yanıyla faşizan bir karaktere de sahiptir. Politik İslam, aynı zamanda ezilenleri dinlere göre bölüp örgütleyerek, ezilenlerin direnişini de daraltıcı ve bölücü bir nitelik göstermektedir. Bu niteliği, başka dinlerden olanların genellikle ezen sınıflar veya uluslardan olması nedeniyle yeterince açığa çıkmamış olmakla birlikte, Türkiye’de Alevi’lere karşı görüldüğü gibi, kesinlikle baskıcı bir niteliğe sahiptir. Böylece Politik İslam, İşçiler, kadınlar, ezilen azınlıklar gibi, modern toplumda kendi konumuna benzer bir konumda bulunan ve demokratikleşme bakımından büyük destek olabilecek güçleri karşı tarafa iterek, sömürgeciliği ve baskı rejimlerini güçlendirir. * Kaynağa, gerçek İslam’a dönüş ideali, gerçekten sonuna kadar gider, kendi sonuçlarından korkmaz, bu araştırmayı politik konumları meşrulaştırmanın bir aracı olarak görmezse, sosyalizmle, Marksizm’le buluşma potansiyeli taşır. Hatta buna buluşma bile denemez, kendisi onu yeniden yaratır, kendisi o olur. Yani mantık sonuçlarına varmış politik İslam, Marksizm ve Sosyalizm olmak zorundadır. Çünkü İslam’ın bozulmamış halinin ne olduğu ve o bozulmanın niye gerçekleştiğinin ve mekanizmalarının anlaşılması, sınıflar savaşı ve tarihin maddeci kavranışıyla mümkün olabilir. Bu nedenle, saf teorik bakımdan, gerçek İslam’a dönüş hedefi, o İslam ve Tarihi 47


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.