Manuganu (henüz) IOS platformuna çıkmadı. Ama Andoid’de yayınlandığı ilk günden beri ciddi bir ivme ile yükselmeye devam ediyor. Dünyanın birçok ülkesinden, çok değişik yaş gruplarından sevgi ve övgü mailleri alıyorum. Özellikle oyunu tek kişi geliştirdiğimi öğrenen insanların tepkisi görmeye veya okumaya değer. Tabi her zaman iyi şeyler söyleyenler olmuyor. Bazıları da çok sert ve olumsuz tepkiler verebiliyor. Herkesin beklentisini karşılamak çok zor. Elimden geldiğince bu kişilere de mesaj yazarak problemli kısmın ne olduğunu soruyorum, “neden “ sorusuna cevap bulmaya çalışıyorum. -Bildiğimiz üzere mobil oyun platformunda Türk imzası çok az ve kullanıcılar Türk yapımı oyun gördüklerinde şaşırmakta bazen de ön yargıyla yaklaşmaktalar.Bu durumu nasıl açıklayabilirsiniz? Önyargı. Evet. Bu sadece oyun sektörünün değil, yavaş yavaş ilerleme gösteren tüm alanların problemi aslında. Biz sadece bu kısma bakacak olursak, problemi şöyle açıklayabiliriz. Bu kişiler, sürecin nasıl işlediklerini tam olarak bilmiyorlar. Ve bugüne kadar da tüm örnekleri hep yurtdışından alıp oynayarak vakit geçirmişler. Tabi bu ürünler genelde dünya üzerindeki en pahalı ve büyük prodüksiyonlar olduğundan, beğeni kriterleri
hep yüksek oluyor. Bu yanıbaşlarında daha az parayla ve çok fazla özveri ile yapılmaya çalışan oyunlarla karşılaşınca, neden olumsuz ve sert eleştiri yaptıklarını açıklayan ilk kısım. Bir de kişisel tembellik ve başarısızlıklarının faturasını hep başkalarına çıkartan insanların, bitmiş bir işe karşı duydukları öfke var.” Ben yapamadıysam, o da yapamasın. Eğer tersi olursa, benim başarısızlığım ortaya çıkar” korkusu, bu öfkeyi tetikleyen en önemli duygu. Kendi adıma konuşmam gerekirse, hangi alanda olursa olsun, bazı işleri gördüğümde açık bir ifade ile , yapan kişileri kıskandığımı ve onların yerinde olmak istediğimi söylüyorum. Bana göre o gördüğüm benim olsaydı çok mutlu olabilirdim diyebilecek bir iş iken, onu yermenin bana kazandıracağı ne olabilir ki? Bu işten feyz almak ve beni daha ileri düşüncelere götürme şansı vermek çok daha doğru bir yaklaşım. Bırakalım başkaları da bize kendin anlatsın ve biz de onları o şekilde kabul edelim. Son olarak da, madem diğer konulara girdik, buna da girmezsek haksızlık olur gibi geldi. Bir gerçek var ki, zaten dünya da çok fazla geçmişi olmayan mobil oyun sektörünün, ülkemizde yavaş yavaş geliştiğini unutmamak gerekir. Düşünün ki bu röportajın cevaplarını veren ben, aslında
ne bir oyun tasarımcısı ne de bir oyun programcısıyım. Bir buçuk sene içerisinde yaptığım iki oyununum bile farkındalık yaratabildiği çoklukta oyun üretiliyor ülkemizde. -Bize vakit ayırdığınız için teşekkürler. Comm. Ailesi olarak çalışmalarınızda başarılar dileriz. Son olarak ilave etmek istediğiniz bir şeyler var mı? Her şey herkesin gönlünce olsun demek istiyorum. Bana vakit ayırdığınız için sizlere de teşekkür ederim.
65