Kent Konseyleri Sempozyumu Bildiri Kitabı

Page 226

bir sivil toplum alanı, güçlü sivil toplum kuruluşlarını da beraberinde getirecektir. Bu bağlamda, sivil toplumun ve demokratik bir sistemin lokomotifleri olan sivil toplum kuruluşlarının vatandaşların taleplerinin devlete iletilmesi ve devletin uygulamak istediği politikaların ise vatandaşlara aktarılmasında köprü vazifesi gördükleri söylenilebilir. Ayrıca, sivil toplum kuruluşlarının bir ülkede demokrasinin kurumsallaşması noktasında önemli roller üstlendikleri söylenilebilir. Temsili demokrasilerin yerini artık katılımcı demokrasiler almaya başlamıştır. Bilindiği gibi temsili demokrasilerde halk siyasal karar alma sürecinde ve yönetim sürecinde aktif bir şekilde rol alamamaktadır. Vatandaşlar sadece 4–5 yılda bir yapılan seçimler vasıtasıyla oy kullanarak siyasal karar alma sürecine katılmakta ve sorunların çözümünü seçmiş olduğu temsilcilerden beklemektedir. Katılımcı demokrasiyle birlikte, sivil toplum kavramı da tartışmaya açılmıştır. Bununla birlikte, temsili demokrasideki pasif vatandaşlık olgusu, katılımcı demokrasiyle birlikte aktif vatandaşlığa dönüşmüştür. Artık vatandaşlar üye oldukları sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla taleplerini hükümete iletebilmektedirler. Bunun yanında, toplum sadece kendini ilgilendiren konularda değil aynı zamanda çevresindeki sorunların çözümüne de katkıda bulunma çabası içine girmiştir. Katılımcı demokrasi; halkın yönetsel ve siyasal karar alma sürecine sadece seçimler yoluyla değil, aracı gruplar yoluyla da katılması gerektiğini savunmaktadır. Katılımcı demokrasinin uygulama araçları olarak kabul edilen kent konseylerinin sivil toplum kuruluşları gibi devlet ile vatandaş arasında aracı işlevi göreceği söylenilebilir. Diğer taraftan, vatandaşların yönetim sürecine katılımında hem sivil toplum kuruluşlarının hem de kent konseylerinin önemli bir işlev gördüğü ama yinede vatandaş katılımının bu sivil oluşumlara istenilen düzeyde olmadığı da iddia edilebilecek bir tespittir. Kent konseyleri, sivil toplum kuruluşlarının, kamu ve özel sektör kesiminin temsilcilerinin birlikte temsil edildiği ve farklı aktörler arasında ortak bir işbirliğinin sağlanabildiği yapılar olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda Türkiye’de hayata geçirilen kent konseylerinde ve konsey bünyesinde oluşturulan meclisler ve çalışma gruplarında görev yapacak üyelerin bir kısmının kendi ilgi alanlarına göre farklı sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşması bu durumun göstergesi olarak değerlendirilebilir. Oluşturulacak meclislerle, kentte aynı ilgi alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının 214


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.