Bursa'da Zaman Sayı:10

Page 81

ve harf adlarını a, ve, e, ünlüleri ile başlatarak ab, eb, ad, ed, ak, ek, at, et, vb. biçiminde söylemişlerdir.”

ANITLARLA İLGİLİ KISA BİLGİ Kuzey Moğolistan’da Orhon, Selenya ırmakları boyunda ve Güney Sibirya’da Yukarı Yenisey bölgesinde taş üzerine yazılmış çok sayıda Türkçe mezar ve anıt yazıtı bulunmaktadır. Genellikle Göktürk dönemine ait ve Türkçenin yazılı en eski ürünleri olarak bilinen yazıtlar arasında dil, yazı, yazım bakımından farklılıklar vardır. Çoğunlukla yüksek yerlerde uzun, yassı taşlar üzerine yazılmışlardır. Bazıları sonsuzluğu simgeleyen taştan kaplumbağalara ya da benzer altlıklara oturtulmuştur. En ünlüleri, Baykal gölünün güneyinde Orhon vadisinde, Koşo Çaydam gölü kıyısındaki Kültigin (732) ve Bilge Kağan(735) yazıtlarıyla, bunların doğusunda Tola nehrinin yukarı bölümünde Bayan (Bayn) Çokto yakınındaki Tonyukuk (725) yazıtıdır. Ayrıntılı ve uzun metinlerden oluşan bu üç yazıt, benzerleri arasında tarih, dil ve edebiyat değeri bakımından en önemlileridir. Yazıtlar, mezar üzerinde ya da ölünün anılmasını sağlayacak bir anıt biçiminde heykel ve tapınakla bir arada bulunmaktadır. İlhanlı tarihçi Cüveyni’nin Xlll. yüzyılda varlığından söz ettiği yazıtlarla ilgili bilgiler, Batı dünyasına ancak XVlll. yüzyılda ulaştı. Savaş esiri ve sürgün olarak 13 yıl boyunca Sibirya’da yaşamak zorunda kalan İsveçli Johann von Strahlenberg, Das Nord Und Ostiche Teil von Europa Und Asia (Asya ve Avrupa’nın Kuzey ve Doğu Yakası, 1730) adlı yapıtında Yenisey kıyılarındaki taş yazıtları konu edinmişti. İlk bulunan yazıt da, doğabilimci Daniel Gottlieb Messerchmidt’in varlığını haber verdiği Abakan’a dökülen Uybat ırmağı üzerindeki yazıttı. Ancak bunların hangi dilden olduğu bilinmiyordu. Rus N. M. Yadrintsev, Orhon ırmağı yakınında bulduğu yazıtların kopyalarını bilim dünyasına tanıttıktan sonra (1889), dünyanın ilgisi bu bölgeye çekildi. Ardından O.O.Heikel’in yönetiminde

Finli bir araştırma kurulu Inscriptions de I’Orkhon (Orhon yazıtları) (1892), W. Radiev başkanlığında Rus araştırma kurulu da Atlas der Altertümer der Mongolei (Moğol Eski Eserler Atlası) (1892) adlı yapıtları yayınladı. Bu yapıtlarda söz konusu eserlerin hem fotoğrafları hem de kopyaları yer almaktaydı. Bu metinler arasında yer alan Çince çevirinin de yardımıyla Danimarkalı Wilhelm Thomsen, o güne değin okunamayan Göktürk yazısını çözdü (1893).Thomsen, bu çalışmasında metinlerde en çok yinelenen sesli harfleri ve sözcükleri belirlemiş, böylece Tengri, Türk, Kültigin adlarını okuyarak bu sözcüklerdeki harfler yardımıyla alfabedeki 38 harfi saptamıştı. Onun Inscriptions de I’Orkhon Dechiffrices (Çözülmüş Orhon Yazıtları,1896) adlı yapıtı, Türkoloji tarihinde yeni bir dönemi başlattı. Böylece elde edilen malzemeyle Türk dili tarihi ve Türk tarihi birçok yönden aydınlanırken yazılı Türk edebiyatının tarihi de, bu en eski yapıtlarıyla zenginleşti. Kültigin yazıtını, Göktürk Kağanı İlteriş’in oğullarından Bilge Kağan, kardeşi Kültigin için diktirmişti. Bilge Kağan’ın yazıtı, Bilge Kağan için oğlu tarafından diktirildi. İki yazıtı da, Bilge Kağan’ın ve Kültigin’in “atısı” (yeğeni) olarak adlandırılan Yolluğ Tigin kaleme almıştı. Anlatı, Bilge Kağan’ın ağzından düzenlenmişti. Tarih olaylarını sıralayan, halka ve gelecek kuşaklara öğütler veren birçok bölümün, Bilge Kağan’ın söylemiş olduğu sözlerden derlenerek aktarıldığı kabul edilmektedir. Tonyukuk yazıtı ise, Bilge Kağan’ın veziri Tonyukuk tarafından diktirilmişti. Bu yazıtta da deneyimli bir devlet adamının içinde yaşadığı olaylar kendi ağzından dile getirilir. Bunlarda, Göktürk Kağanlığı’nın kuruluşu, Çin’e bağımlılık dönemi, İlteriş (Kutluk) Kağan’ın yönetiminde devletin yeniden kuruluşu anlatılır; komşu devletlerle ve milliyetlerle ilişkilerin nasıl düzenleneceği gösterilir; inançlar, yaşam,

gelenek ve göreneklerle ilgili ayrıntılar yansıtılır. Yazıtların anlatımı, Türkçenin Vlll. Yüzyılda gelişkin, etkileyici bir edebiyat dili durumuna geldiğini gösterir. Buradaki birçok kullanış biçimi, daha sonraki edebiyat ürünlerinde, örneğin Dede Korkut Hikayeleri’nde de yer alır. Birçok dil özelliği, Göktürkçe’ye dayanan Türkiye Türkçe’sinde aynen yaşar. Güney Sibirya’da, Yenisey ırmağının ve kollarının suladığı alanda, Kırgızların yaşadığı bölgede bulunan Yenisey yazıtları, 50’yi aşkın taştan oluşur. V. Yüzyıldan lX.’yüzyıla değin uzanan zamana ait bu kısa mezar yazıtlarında ölenin azından kısa yaşamı, ailesine, ulusuna bağlılığı yer alır. Bunlar, Orhon yazıtlarındakine göre daha az gelişmiş bir yazıyla yazılmıştır. Talas ırmağı kıyısındaki az sayıda kısa yazıt ise Batı Göktürkler’den kalmadır.

79


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.