Bursa'da Zaman Sayı:23

Page 17

Adnan Baştopçu

‘Savaşta babalar çocuklarını gömer, barışta çocuklar babalarını...’

Parmak uçlarında taşınan tabutlar Yakın tarihin en ağır trajedilerinden birinin farkında olmak, insanın insana, hem de bu çağda yaptığı kötülüğü yerinde görme duygusunun adı, Marş Mira!

Barış yürüyüşü, ‘Marş Mira’ya katılmak için gittiğimiz Bosna Hersek’te, 3 gün boyunca dere-tepe demeden yürürken patikalardan kıvrıla kıvrıla, ‘sivilde’ asla çıkmaya cesaret edemeyeceğim küçük çaplı dağlara tırmanırken ya da, hep Herodot’un bu anlamlı lafı vardı aklımda.

Niye geldik bu Ülke’ye ve niye ha babam de babam yürüyoruz böyle? Bundan tam 22 yıl önce, hem de yaşadığımız şu modern zamanlarda, hem de Avrupa’nın göbeğinde 8 bin 372 insan, sırf Sırp olmadıkları için, sırf 3 sene önce ülkelerinde yaptıkları referandumda ‘bağımsız bir ülke’ olma yolunda tercih yaptıkları için öldürüldüler.

Ne zaman yürüyüş bitti, anneleri ve babaları ‘yemyeşil ve olağandan çok küçük tabutların baş kısmını’ çocuk başı imiş gibi okşarken gördüm, bu kez, 4 yaşındaki Boşnak çocuğun, hem de ölmeden birkaç dakika önce annesine söylediği şu laf geldi, boğazıma düğümlendi:

Öldürenler ile ölenler arasında herhangi bir husumet yoktu. Bir alacak-verecek ilişkisi, bir namus meselesi ve/veya başka rövanş gerektirecek başka bir gerekçe.. Boşnak olmaları yeterliydi. Veya Sırp olmamaları.

‘Çocukları küçük kurşunlarla öldürürler değil mi anne?’ Hakan Aydın

BURSA’DA ZAMAN

| Temmuz 2017 | Sayı 23

15


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.