Honore de balzac otuzunda kadın vahdet gultekin

Page 163

154

ALTIN KALEM - KLAStK ROMANLAR

gitti. Kadıncağız birden durgun, ner’deyse üzgün bir hal almıştı. Sevgili çocuğun cıvıldayışı da genç adamın son öpüşlerine kanştı. Sonra, adam arabasına binip, ka­ dın da, gözleri arabanın ardından kalkan toz bulutunda, kulağı tekerlek seslerinde, dikilip kalınca, oğlan köprü­ nün oraya, ablasının yanma koştu. Gümüş gibi çınlayan bir sesle ona şöyle dediğini işittim: — “ Niye gelip gülegüle demedin benim o şeker am­ cama?” Helene, kardeşini o tepeciğin yamacında görünce, alev alev korkunç bir bakışla ona şöyle baktı, öfkeyle it­ ti. Charles dik yamaçtan aşağı kaydı, ayağı köklere do­ lanınca hızla duvarın keskin taşlarına doğru fırladı. Alnı taşlara çarptı. Çocukcağız, kanlar içinde, çayın ça­ murlu sularına yuvarlandı. O güzelim sarışın kafasının altında suyun kabarık bir dalgası kara kara bin m ız­ rağa ayrıldı. Yavrucuğun keskin çığlıklarını işittim. Çok geçme­ den, haykırışları çamurun içinde boğuldu kaldı; çocuk da, suya gömülen bir taşın sesi gibi boğuk bir ses çı­ kararak, kayboldu giti. Şimşek bile bu düşüşten daha hızlı olamaz. Aniden, kalktım, keçiyolundan aşağı indim. Helene, şaşırıp kalmış, keskin çığlıklar atıyordu: — “ Anne! Anne!” Anne or’daydı, benim yammda. Kuş gibi uçup gel­ mişti. Ne yazık ki çocuğun gömüldüğü yeri tam olarak ne onun gözleri kestirebilirdi, ne benim gözlerim. O ka­ ra sular geniş bir alan üzerinde kaynaşıp duruyordu. Bievre in yatağı, o kesimde, on karış çamurla kaplıdır. Çocuk ölecekti orada, sağlam; kimse kurtaramazdı. Pa­ zar günü, o saatte herşey uykudaydı. Bi&vre’de ne ka­ yık vardır, ne de balıkçı. Bu pis kokulu çavın derinliğini


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.