İKİ GELİNİN HATIRALARI
136
jyabilecek bir erkeğe vereceğim . O erkeğin duygulan «da, tıpkı benim kiler gibi olm asa bile, benim kiler ka dar yüksek olm alıdır.
Kendim i olduğumdan büyük
gösterm ek istem iyorum , çünkü benim m eziyet diye ikabul ettiğim huylann, birer kusur sayılacak taraf tan da vardır, ama bende o huylar olm asaydı, doğzrusu çok esef ederdim. Titreyerek, her kelim ede bana bir kere bakarak: — Beni köleliğe kabul ettiniz, şim di de sevme m e müsaade ediyorsunuz, dedi; arzu ettiğim den de büyük bir saadete erdim . — Bence, dedim, sizin nasibiniz benimkinden Üs tü n ; ben de sizin erdiğiniz saadete erm ek isterim , .sizin elinizdedir bu. — Şimdi teşekkür etm ek sırası bana geldi, dedi B en, sadık bir âşığa düşeni bilirim . Size, sevginize Ââyık olduğumu ispat etm em lâzım, beni istediğiniz İcadar denemek hakkınızdır. Umduğunuz gibi bulmaz sanız beni atı verirsiniz. —
Beni sevdiğinizi biliyorum , dedim.
Şim dilik
(Bu “ şim dilik” sözüne kıym et verdiğim i zalim ce belli -ettim )
şim dilik herkesten üstünsünüz bence; zaten
bu akşam buraya gelebilm eniz de bunun içindir. Sonra konuşarak ağaçlar altında biraz dolaştık; itira f ederim
ki benim İspanyol, ilk heyecanı geç
tik ten sonra, bana tutkusunu değil, şefkatini belir terek kadere boyun eğmenin hakikî belâgatine erdi: benim
için beslediği hisleri, T an n ’ya olan aşkı ile
m ukayese ediyordu. Zaten pek ince olan fikirlerine başka bir kıym et veren sesi, o tâ yüreğe işleyen sesi bülbülün
yanık
feryadını
andırıyordu.
Bağırmadan,