COUSIN PONS
25
mim kırpmak istediğinizi «iğreniyor; çünkü böyle şey leri yetiştirm eyi üzerine vazife edinen insanlar var d ır!...” sözünü, manalı bir şekilde sıkıştırdı cümlesine. İki duraklama arasına sıkıştırılan bu boz titretti, Madame Cibot’yu,
aklından
hemen
Fraisier’nin bu
gammazlığı edeceği fik ri geçti. — Sevgili
m üşterim , on dakika içinde Monsieur
Pillerault’yu, sizi kapıcılıktan
çıkarm aya razı edebi
lirler; pilinizi pırtınızı toplamanız için de en fazla iki saat verirler size... Savaş tanrıçası Bellone gibi ayaklan üstünde di kilen Madame C ibot: — V ız gelir bana! dedi... O zaman ben de iki efendim in yanında vekilharç olarak kalırdım !... — Böyle yaptığınızı görünce, size bir tuzak ku rarlar, bir sabah uyandığınızda, esaslı bir suçla siz de kocanız da kendinizi zindanda bulurdunuz... Kapıcı kadın: — Beni h a ! Kimsenin
meteliğine el uzatmamış
olan beni, zindana atacaklar ha? Diye bağırdı ve beş dakika söylendi durdu. Fraisier, kendine bir övme konçertosu çalan bu büyük ar tisti gözden geçirdi. Avukatın soğuk, alaycı bir hali vard ı; delici gözleri Madame Cibot’yu sivri bir kama gibi delip geçiyordu;
içinden
gülüyor, kuru perukası
kım ıldıyordu yavaş yavaş. Bu hali ile Robespierre’i170 andırıyordu;
yalnız,
fransızlann
Sylla’sı171 demek
olan Robespierre’in şiir yazdığı çağdaki halini... 170 R obespierre: Fransız ihtilâl günlerinin ateşli hatiplerinden. 171 Sylla: Romalı diktatör.