I.Bergman: Büyülü Fener

Page 239

Ameliyat başarılıydı. Tüm yaşamım boyunca Tanrıyla eza dolu, coşkusuz bir ilişkim oldu. İnanç ve inanç eksikliği, suç, ceza, bağışlanma ve reddedilme; bunların tümü benim için in­ kar edilemez gerçekliklerdi. Dualarım acı, yalvarma, inanç, nefret ve umutsuzluk kokuyordu. Tanrı konuştu. Tanrı hiç­ bir şey demedi. Tanrım benden yüz çevirme! Bu ameliyatta yiten saatler bana sakinleştirici bir mesaj verdi: Sen amaçsız doğdun, anlamsız yaşıyorsun, yaşamın kendi anlamı vardır. Öldüğün zaman yokolacaksın, varlıktan hiçliğe geçeceksin. Bizim giderek artan kaprisli atomlarımı­ zın arasında bir Tanrının varlığına gerek yok. Bu içgörü, acıyı ve heyecanı yüreklilikle yokeden belli bir güvence getirdi, öte yandan manevi yaşamımı hiçbir zaman inkar etmedim.

Örebro'dan döndüğüm zaman kırkbir derece ateşim vardı ve hemen hemen bilinçsizdim. Doktorum iki yanlı zatürre oldu­ ğumu söyledi. Antibiyotiklerle yüklenmiş olarak yatakta ka­ lıp oyun okudum. Yavaş yavaş ayaklandım ama tümüyle iyileşmemiştim, ha­ la ateşim vardı ve birkaç gün daha düşmedi. Sonunda birkaç test için Sophiahemmet Hastanesine yatırıldım. Odam par­ ka, tepedeki san papaz evine ve kara figürlerin tabutlarla ya da tabutsuz girip çıktıkları hastane kilisesine bakıyordu. Birinci kareye geri dönmüştüm. Ölümün yaklaştığı söylentilerini dağıtmak için elimden geldiğince sık tiyatroya gidiyordum. Oysa daha da kötüleşmiş­ tim ve baş dönmesi nöbetleri içindeydim. Sakince durup göz­ lerimi odanın bir noktasına dikmek zorunda kalıyordum. Ha­ reket edersem duvarlar ve eşyalar üstüme yıkılıyor gibi olu­ yor ve kusuyordum. Yaşlı bir adam gibi görünüyordum, bir bacağımı öbürünün üzerine dikkatle atıyor, kapı tokmakları­ na tutunuyor ve yavaş konuşuyordum.

226


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.