countrylifesayi35

Page 31

Ödüllü çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Son dönemde sayıları gittikçe artan mimarlık ödüllerinin pek çoğu kerameti kendinden menkul ölçütler içeriyor. Dahası bu ödüllerin ezici bir çoğunluğu jüri tarafından yapıların kendilerini görerek ya da en azından ciddi bir biçimde dokümantasyonu yapılarak değil, iki fiyakalı fotoğrafa bakılarak veriliyor. Biz de son dönemde her yıl on beş-yirmi kadar uluslararası ödül alır olduk. İtiraf etmeliyim ki bu tür ödüllerin pek çoğuna hiç prim vermiyorum, hatta onları görmezden geliyorum desem yeridir.

Öte yandan içinde bulunduğumuz coğrafyada üretilen mimarlığın merkez ülkelerden farkedilme ve izlenmesi adına uluslararası ödüllerin faydasından söz edilebilir. Büyük bir hızla yaygınlaşan ve “piyasa” tarafından da aynı hızla tüketilen pek çok mimarlık ödülünün varlığından söz edilen bir iklimde, Aga Khan ödülünü bu ortamın dışında tutmak yanlış olmayacaktır. Zira seçim dönemindeki hassasiyet, jürinin, raportörlerin titiz ve ziyadesiyle ayrıntılı çalışmalarının yanı sıra; seçim için belirlenen ölçütlerin niteliği bu ayrışmayı anlamlı kılıyor. 2010 yılında İpekyol Fabrikası ile bu ödülü kazandığımız dönemde dört yüzden fazla proje aday olarak gösterilmişti. Bunların içinden seçilmiş olan beş öneri, yerel topluluklardaki yaşam kalitesinin arttırılmasına dönük ihtiyacı öne çıkartması ile çevresel, sosyal ve ekonomik mecralarda sürdürebilirliği destekleyerek, bağlamlarına karşı etik bir duyarlılık göstermiş olması gibi nedenlerle ödüllendirildi. Jüri, bu projelerin azimle birleşen ümidin, alçak gönüllükle tavlanan gururun ve çeşitlilikten ödün vermeyen birliğin hikayesini anlatmakta olduğunu savlamıştı. Ödül raporunda İpekyol Yapısı’nın bu genel tanımlamaya ek olarak, işverenin ticari menfaatine dönük işlevsel verimliliği hümanizm ile birleştirmekte olduğu vurgulanmaktaydı.

2011 yılında ise; Sancaklar Cami ve Antakya Müze Otel projeleriyle WAF (World Architecture Festival)’ta “highly commended” ödülünü, Yalova Raif Dinçkök Kültür Merkezi projesiyle Cityscape Dubai Awards’ta en iyi “Rekreasyon Yapısı” ödülünü, İzmir Fair Complex ve Sinpaş Eco Town Projeleriyle “Green Good Design” ödülünü, Zorlu Center ve Varyap Alışveriş ve Kültür Merkezi projeleriyle de MIPIM AR Future Awards 2011’de de “Kentsel Planlama” ve “Ticari Yapılar” kategorileri ödüllerini almaya layık görüldük.

Geleceğin şehirleri için hangi öngörülerde bulunursunuz? Bizimle paylaşır mısınız? Elli yaşıma iki sene kalmışken halen kavramaya çalıştığım bu dünya, doğrusu benim gelecek senaryolarımı pek iyimser olmayan bir kanala sürüklüyor. Kentlerin giderek büyüdüğü, büyürken içinde bulunan her türlü kamusal kalitenin hızla eridiği bir dönemi yaşıyoruz hep birlikte. Mesleki varoluş temellerini salt başarı ve kazanç üzerinden odaklayan mimar kesimi için artık daha fazla ve daha gösterişli üretmekten, rakiplerinden daha afili yapıtlar ortaya koymaktan başka bir yol yok gibi. Sistemin kibirli ve buyurgan çarkları onu derinden derine egemenliği altına alıyor. Yeni ve pırıltılı bir dünyanın bir tür form akrobasisi ile oluşan fragmanlarını üretmek, adeta hazzı çıkarılan bir oyuna dönüşüyor. Sermaye egemenliğinin gittikçe keskinleştiği, üretim ve tüketim mekanizmalarının devinimine hapsolmuş yaşamın, gün geçtikçe kavruklaştığı bir dönem bu. Kapalı siteler ve içe dönük alışveriş merkezleri ile tanımlanan bir mekan olgusu ve her anlamda gücünü yitiren bir kamusal alan, kentlerin yeni yüzlerinin ayrılmaz parçaları. Geleceğin şehirlerinin yegane yöneliminin bu yöne doğru olacağını düşünmek bile istemiyorum. Umudum bir tür toplu aydınlanmanın şehirlerin sosyal ve fiziksel yapısını olumlu yönde etkilemesi yönünde. Ancak bugün bulunduğumuz yerden bakınca bu anlamda parlak bir ışığın pek de göze çarpmadığını kabul etmek gerekiyor.

“Eyüp Nikah Dairesi ve Kültür Merkezi EAA tarafından gerçekleştirilen kamusal yapılar arasında özel bir yer alıyor.”


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.