Öner Fırat Tarakçı-50 Yaprak 1 Harman ve Meth/iye

EFEXOR YOKSUNLUĞU-1 Kırılası kollar ve ayaklar,bir köy dumanı var artık Gerçeği bilemeyişimin ya da haddinden fazla ‘’bir’’ Dumanlı mutfak maruz kalınmış,izole,karşılıklı İzole melankoli akşamlara sonra sabahlara kadar Emek verdim kendime baştan sona Çürütmeli bir emek dolmalı taşmalı Hoyrat bu akşamüstü,yaşama esrik Hoyrat hava,beni sürüklediği olduğum kuytuda dünya düşü Elektrik çarpmalı bir yoksunluk düşletiyor bana kirli külleri yitik Anadolu Ben bir anadoluyum artık deminde kaybolduğum bir yas.Bıraksalardı Gözlerim açık olup bayılmazdım İçine gömülüyorum sonra üç kere tekrar ediyor görüntüler Üç kere üflüyorum Üçüncüsünde kayboluyor kafamı döndürüşümde görüntüler Mavi bir okyanusta..Her şeyi bir renkle anlatmak istiyorum Düşünsel değil görsel bir melankoli sarı sarı ve iltihaplı,bir renk yalnızca Meditasyonlu ve soyutlanmalı Krizli ve bağrışmalı Geldiğim yer gibi çıktığım yeri biliyorum bir köstebek oldum Dedim.

EFEXOR YOKSUNLUĞU-2 Yaşam bir atak yalnızca Çöküşü şahane olan bir mani yalnız Tüm olgular da aynı,aşamalı soluklaşan Hayatta kalınmış bir ikilem şimdi öylece bir salınış serbest dalış Uçuk renkler aheste soluk meyhaneler Bu düzlemde.. aynı tütünle banyo yaptırılmış ses telleri Karıncalı sesler şaraplı kuru ve diğer basit şeyler Karmaşıklığı insan eliyle,insanla alınmış bir öç İnsan bir günah bir hata bir lanet Fazlasıyla tütsü gerek ninni gerek,düşmemişim gibi kullanılmamışım gibi Gizli bir günah,şeytanın kutsanışı zannımca Vaftiz bebekleri Benimle tekrar et şimdi: Kaldığım yerde kaldım Üfürdüm külü sapladım Odam bir evrendi Ne büyüğü ne küçüğü Bir santim için yakarılmış kucaklar.

METH/İYE Hayatın üzerine yansımasıydı soğuk dumanın,ışık hüzmelerinde hicranla görülmesi Bir evsizdim ama USA başkanı bir edayla hatta olarak ve olarak taşları tek tek tane tane ve buz gibi yazın ortası. Çıkamadığım yoldu.irkiliyoruz,sessiz odalarda her biri ayrı hasta büyüklüğe dayanamıyoruz o kuleden de atlıyoruz Ve gün boyu sigara içmekle eskitiyoruz zamanı/küçük bir kaçamak zihnimde temizim hala Ben doğduğumdan beri bembeyaz bir bahçeyim Yaprak dökümünden,kopuşundan Koparılışından,geçiyor görüntüler bir soğuk bir sıcak Methiyeler düzüyorum çok yaşa tanrım-tüm halisler ve saniyelerGömülü arabesk ortamda Geçiyorum şükürler olsun,hicranlı ve bir o kadar da ben’im.

Az daha kaldığına göre,kamera açık.Yaşam aktif.

Yeşiller içinde araladım cennetinizi-çok yaşa tanrımHurileriniz bir o kadar esrarkeş kanal soruyorlar bana Türküler söylüyorum en acıklısından Dianysos’a Altından kalplerini pespaye sokaklarda harcamaya Suikastlere gebe kahraman oluyorlar Bende bir zamanlar …. Nidalarıyla geçtim varoluştum peşmekeş bir bakireydim.

METH/İYE 2 Duman anlatıttırdı o anlattırdı Ben de konuşurdum sonsuzluğun ve şimdinin içinde adımlarken Bazen zaman mekan altımdan kayıyor gibi hissettiğim yolu yürürken Yer yarılıyor da ben selam veriyor gibiyim-görüntülere Suskun hüzün kıvamında yalnız tütündür eşlik eden,Tektir. İmgeler söylemler eskimiş simgeler ve onların yıkılışı Hep permeperişan bir yankı eski günlerin güzelliğinde.

Gördüm ateşten şafakta ben ve gibiler kaydı gitti.

Yüzümüz lekeli vücudumuz kırmızıydı.

Kış günleri geri dönüşerinde ilaçların kekremsi izleği Nemli ssabahlarında Akdeniz’in sarı sarı tenim,yüzüm,geçmişim ve kekremsi.

Gün sonunda üstüme sinen bedenlerin kokusunu tortulaştırarak beynimin arka ksımlarında bir cımbızla tek tek ayıkladım.bit ayıklar gibi.

Kaç banyo yaptım,arındım,arındım,arındım Hep başa döndü,eve gelip arındım arındım arındım Aşağılık düşlerde iki kere yaşadım aklı uçkurunda yaşamı Balkonlarda yaşadığım yaz sabahı düşüşleri kısa kestirmeler ardından Delirmiş mor gözler,başka bir şey istemedi,sokağa çıkmadı.

Derin derin uykular uyudu Zehir zıkkım yıprandı distopik acillerde Düşük tansiyon ve denetimli serbestlik.

50 YAPRAK 1 HARMAN Söz söylendi yalnızca tek Öç alır gibi gülüşlerim,odam yittiğinde Söz,yalnız söylenir.Yalnız şekillenir Yalnız vurulur Söz adam astırır,gün batıp kimseler gidince İnsan esrimesi tek tek karnını deler çıkar Ben n’aptım?

Doğurmasaydım sonuncusunu,isa olacaktı Bana Meryem dediler Sokaklarda topuk sesim,çarıklarım yok Olduğum gibi olduğum doğurduğum gibi doğurduğum Bir çocuk olmadı.

Bir rıhtım hayal ediyorum içinde Son direndiğim,direnişimin evladı bir de ..diye başlar,haydi biraz daha haydi az kaldı.

Döüşümsüz yollar idamlar uykular İçinde olduğum her olgu sımsıcak bacaklardan itibaren Cennet ,getirdiğim,seviştiğim Aynı otel bilincim kalmış karşı bahçe kan eczane bulamadım Her şey birbirinden ibaret Tüm yollar aslında tek bir yol Hepsi iç içe,benim zihnim. Hayat:tek düze çıkılmamış da çıkılamaz da

50 YAPRAK 1 HARMAN 2 Yaşamın uçlarından,yerle de bir gökle de Su da bilir beni yanmakta serinlikte Gün olur her dönüşümde zulümler de Kucaklar beni büyütür beni Öylece soğuk bir çocukta nefret Adımı söyler,gök bilir çocuk da bilir Şen çıkıp kara dönmeyi Yer de bilir çocuk da. İltihaplar fışkırır vücut bir iltihap kabullenemez zihin sanrılarını Onu yer bilmez gök bilmez Haziran geldiğinde Hızır çoktan öpmüştü beni Ateşim harlanacak yaşlar kuruyacak dünya tutacak elimi İltihaplar çekilecek nihayetinde Bu yalnız yürüyüş,iç yürüyüşü azmettirecek beni toplanmaya Yüreğim içten sıcak,bohem günlerin şen kahkahalı çocuklarıyla -çocuk bildiğiyleYollarla da birim gitmekle de.

Evrenin doğmayı bekleyen binlercesinden biriyim,göbek bağımdan dünyaya açılan Tüm dünyaya ve yola ağıtlar yakıp umutları baharın sonuna bağlamak Dualar doğaya,göbek bağımdan doğaya Yoldaş renkler güneş ürperti yel Doğmayı bekliyorum iki büklüm odamda

NOT: -FISILDADI GÖKLERİN DİNGİNLİĞİNDEKİKİ YÜCELER YÜCESİ IŞIK DEDİ İSYAN ET HER ŞEYE,TUTMA İÇİNDEKİNİ ÖZGÜRLEŞİP SESSİZLEŞ AFFETME FİKRİNE BARIŞ BAĞLIDIR.HİSSEDERSİN DEDİ BEN İSTEMİYORUM YALNIZ KENDİM İÇİN BARIŞ BARIŞ TÜM TOPLUMA.KİN GEREK,ACILAR TAKİP EDER KİNİ GÖZE ALACAĞIM BOŞLUĞUNDA DAĞILMAYI DHARMA’NIN DUACILAR DUACISI BİNLERCE HOBO IŞIK IŞIK ÖZGÜRLÜK LOKMASI DAĞITACAK İNSANLIĞA BÖYLE GİDİŞİM OLACAK.UYANIŞIM TOPRAKTA-

GMAİL: firattarakcitt@gmail.com

İNSTAGRAM: @HOLYFİRAT