farklı genç tipiyle siyasal görüşlerini ortaya koymayı çabalamıştır. Gelen eleştiriler ise bunun hem biçim, hem de içerik açısından şematik olduğu yönündedir. Memduh Ün’ün yönetmenliğini yaptığı 1989 yapımı “Bütün Kapılar Kapalıydı” filminde ise işkenceyle kişiliği zedelenen bir kadının yaşama tutunabilmek için çırpınışlarını ve sonunda gücünü yitirişini izleriz. Nil geride bıraktığı hiçbir şeyi yerinde bulamaz. Kentlerin, insanların, toplumun tam bir duyarsızlık içinde yaşadığını, yalnızca insanı değil, doğayı bile tüketen bu değişim karşısında ürker. Darmadağın edilse de kafasında yaşattığı geçmişe sığınmaktan başka çare bulamaz. Yeni bir gelecek kurma umudu ise toplumun yeniden yapılanmış kurumları ve insanı yadsıyan değer yargıları karşısında parçalanır. İçinde doğduğu topluma yeniden tutunma çabalarının ardı ardına sonuçsuz kalışı, bu dönemin derin izler bırakan örselenmişliğiyle pekişince Nil’in yaşamı kaçınılmaz bir tükeniş öyküsü halini alır. Unutulmuş bir geçmişle, yok edilen bir gelecek arasında gelişen sevginin gücü de yetmez bu tükenişi durdurmaya.10
12 EYLÜL FİLMLERİ ARASINDA “SİS”
10
“1980–1990” Yılları Arasında Türkiye ve Türk Sinemasında Üç Tema: Kadın-Göç–12 Eylül Filmleri, Lisans Tezi. Pelin KUNDURACIOĞLU, 1998. s. 94–98.
21