nı müthiş bir düzenlilik ile ateşler. Ama gün ortasında, göl çatlaklada dolu ve hava da daha az elastik iken titreşimini tamamen kaybederdi ve büyük olasılıkla balıklar ve misk sıçanlarını sersemletecek bir gürültü olmazdı. Balıkçılar "gölün gürleyişi" nin balıkları kor kuttuğunu ve ısırmalarını önlediğini söyler. Göl her gece gürlemiyor ve ne zaman gürlemesini beklemek gerektiği konusunda kesin konuşamam; ama yine de, ben havada hiçbir değişiklik hissetmesem de, gürlerdi. Böylesine büyük, soğuk ve kalın derili bir şeyin bu ka dar hassas olacağını kim tahmin ederdi ? Ancak tıpkı tomurcukların ilkbaharda açılması gibi, gölün de gür leyerek boyun eğmek zorunda olduğu kanunlar var dır. Yeryüzü tamamen canlı ve papille kaplı. En büyük göl bile, atmosferdeki değişikliklere karşı tüpteki cıva damlacığı kadar hassastır. Yaşamak için ormana gelmenin bir çekici yanı da baharın gelişini görmek için zamanım ve fırsatım olmasıydı. Göldeki buz en sonunda gözeneklenmeye başlıyor ve yürürken topuğumu buza bastırabiliyor dum. Sisler, yağmurlar ve daha sıcak güneşler gitgi de karı eritir, günler makul bir şekilde uzar ve artık büyük ateşler gerekmediğinden yakacak odunlarıma ekleme yapmadan nasıl kışı atlatacağımı düşünmeme gerek kalmazdı. İ lkbaharın ilk işaretleri için gelen kuşların şans notasını ya da stokları şimdilerde tüken miş olması gereken çizgili sineabm cıvıltısını duymak veya dağ sıçanını kışlağından dikkatlice çıkarken gör mek için tetikteydim . 1 3 Mart günü mavi kuşu, bülbü lü ve kızıl ardıcı duyduktan sonra bile buz hala hemen hemen bir ayak kalınlığındaydı. Hava ısındıkça ne makul bir biçimde suyla aşınıyordu, ne de nehirlerde
349