GEZİ
1
GEZİ
2
GEZİ
3
GEZİ
Kurucu Galip ÖZTÜRK İmtiyaz Sahibi Metro Turizm Sey. Org. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem ÖZTÜRK Yayın Koordinatörü Mustafa YILDIRIM Genel Yayın Yönetmeni Damla ULUDAĞ Görsel Yönetmen Ufuk CERGENÇ Yayın Danışma Kurulu Başkanı Necmi HATİPOĞLU Yayın Danışma Kurulu Av. Aslı ÇOKGÜLER Mustafa SARI Sema CEYLAN Şenol AYYILDIZ Hukuk Müşaviri Av. Tuncay ÇALTEKİN Editörler Elif ÖZYILMAZ YEŞİL Nurcan GÜNEŞ YAVAŞ Adem Burak YAZAR Murat BAŞARAN Reklam Pazarlama Metro Turizm Sey. Org. Tic. A.Ş. Ezgi GÜLÜM- 0530 880 59 46 Atlas Yazılım ve Bilişim Hiz. Tic. A.Ş. 0530 760 51 97 Adres Büyük İstanbul Otogarı Yönetim Binası Kat: 2 Bayrampaşa / İSTANBUL BASKI TARİHİ AĞUSTOS 2016 Yayın Türü Yerel Süreli BASKI Matsis Matbaa Hizmetleri Tel: 0212 624 21 11 4
İÇİNDEKİLER KOMŞUYA ZİYARET; YUNANİSTAN MANİSA
24
DEKORATİF KAVANOZLAR
10 56
ANNE SÜTÜ ARTTIRAN BESİNLER
28 38 40 66 68 70
32
TARİHTE BUGÜN SİNEMA KİTAP DÜNYASI GURME EĞLENCE ASTROLOJİ - BURÇLAR 5
Demokrasi kazandı, FETÖ kaybetti Değerli Metro Turizm yolcuları, sevgili misafirlerimiz… Yılda 25 milyon yolcu taşıyoruz ve siyasi görüşleri birbirinden çok farklı olan insanları sevdiklerine kavuşturduğumuzun bilincindeyiz. Bu nedenle bugüne dek, ne kendi görüşlerimizi bu sayfalara taşıdık, ne de karşı olduğumuz görüşleri eleştirdik. Ama 15 Temmuz 2016 Türkiye için gerçek bir milat. Darbeye karşı olmak da siyasi görüşleri farklı olan tüm insanların, demokrasiden yana tüm güçlerin kaçınılmaz görevi. Nitekim, TBMM’deki 4 siyasi parti, darbe karşıtı bildirinin altına imza koydu. 15 Temmuz gecesi Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi askeri bir grup, yüzlerce vatandaşımızı öldürmek pahasına sanki Türkiye bir Afrika ülkesiymiş gibi darbe yapmaya kalktı. Tankları insanların üzerine sürdü, uçaklarla kalabalıkları bombaladı. Hesap edemedikleri bir şey vardı. Artık Türkiye 20 yüzyılın, darbe dönemlerinin Türkiyesi değildi! Bu nedenle, sivil halk, polisler, belediye görevlileri, emir komuta zinciri içinde kalan askerler olaya müdahale etti. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız Binali Yıldırım ve muhalefet liderleri yayınladıkları bildirilerle, TV bağlantılarıyla darbeye “Dur” dedi. Ve darbe yaparak iktidarı ele geçirmeye çalışan FETÖ üyesi vatan hainleri emellerine ulaşamadı. Darbenin altından FETÖ’nün çıkmasına hiç şaşırmadım. Ben de 2012 yılında taleplerini karşılamadığım için FETÖ’nün kumpasına maruz kalmış ve mağdur edilmiştim. Pensilvanya’daki terörist başından emir alan savcı kılığına girmiş terörist Muammer Akkaş’a yargı yoluyla beni
tasfiye etme görevi verilmişti. Benden, Metro Holding’den büyük haraçlar istemiş, vermeyince askeriyede, emniyet içinde ve adliyede örgütlü bu terör örgütü, asılsız suçlamalarla bana karşı saldırıya geçmişti. İlk etapta başarılı olmuşlardı. Biz de boş durmayarak temyiz sürecini ve adli mekanizmayı “Türkiye’de hâkimler var” diyerek hukukçu arkadaşlarımızla çalıştırdık. Hukuk mücadelemiz devam ediyor. Şu anda FETÖ’nün kurduğu kumpas sebebiyle vatanımdan ayrı kalmış durumdayım. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ordu içinde 7 bin asker FETÖ üyesi oldukları için gözaltına alındı, sorguları sürüyor. İçişleri Bakanlığı, içlerinde vali ve emniyet müdürlerinin de olduğu 9 bin kişi hakkında soruşturma başlattı. HSYK, 3 bine yakın hâkim ve savcıyı açığa aldı. Maliye Bakanlığı bin 500 çalışanı hakkında suç duyurusunda bulundu. Yani devletin büyük ve önemli bir bölümünün FETÖ tarafından işgal edilmiş olduğunu, ortaya çıkan tablo açıkça gösteriyor. Biliyorum ki, bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İnsanları, işadamlarını, muhalefet liderlerini, iktidar sahiplerini zan altına sokan FETÖ üyeleri adil yargı önünde hesap verecek. Ve yine biliyorum ki, FETÖ’nün polisi, askeri, savcısı ve hâkimi tarafından suçlanan, hüküm giyen ben dâhil masum insanlar da adil yargılamanın sonunda aklanacak. Geçmiş olsun Türkiye… Aydınlık yarınlar bizi bekliyor.
GALİP ÖZTÜRK Metro Ticari ve Mali Yatırımlar Holding A.Ş. Kurucu ve Onursal Başkanı
6
Metro Turizm Daima Milletten, Demokrasiden Yana Geçtiğimiz ay Türkiye tarihinin en önemli aylarından biri oldu. Devlet içinde örgütlenmiş FETÖ/PDY’ye mensup bazı askerler, 15 Temmuz gecesi milletin iradesine ipotek koymak istediler ve darbe girişiminde bulundular. Ancak emniyet güçleri ve duyarlı vatandaşlarımız sayesinde bu girişim kısa sürede bastırıldı. Türkiye’yi ‘Darbe’ ile bir kez daha geriye götürmek isteyen hain güçler bu kez çok şükür ki başarıya ulaşmadı ve millet iradesi millette kaldı. Karanlık güçlerin oyunu Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım ve hükümetimiz ile muhalefet partileri ve en çok da sokaklara çıkarak tankların önüne geçen halkımız tarafından bozuldu. 15 Temmuz gecesi başlayan ‘Demokrasi nöbetleri’ tüm Türkiye’ye yayıldı. Vatan sevdalısı milyonlar meydanlarda buluştu, “Darbeye ve darbecilere hayır’ mesajını adeta haykırdı. Bu süreçte Metro Turizm olarak biz de halkımızın yanı başında yer aldık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde günlerce devam eden vatan ve demokrasi nöbetinde İstanbulluları bir an bile yalnız bırakmadık. Demokrasi neferlerimize su ve kek ikramı yaptık, 3 otobüsümüz de her ihtimale karşı orada bekledi. Kişisel olarak ise 15 Temmuz akşamı hain darbe girişimini öğrenince benim de
ilk verdiğim tepki, İstanbul Atatürk Havalimanı’na gidip demokrasiyi, ülkemizi, devletimizi savunmak oldu. Adı ‘15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ olarak değiştirilen Boğaziçi Köprüsü’nde gerçekleştirilen büyük mitingde de Metro Turizm otobüsleri uzun bir konvoyla yer aldı. Ayrıca bu süreçte canı pahasına ülkeyi savunan güvenlik güçlerine de otobüslerimizi ücretsiz olarak tahsis ettik. Sadece İstanbul’da yanında değildik vatan nöbeti tutanların. Ankara, İzmir ve Samsun’da da meydanları dolduran binlerce demokrasi aşığı ile yan yana, omuz omuzaydık. Her kentimizde 100’er araçlık konvoylar yaptık, yolların da, meydanların da sanıldığı gibi boş olmadığını dosta düşmana bir kez daha gösterdik. Bu noktada Metro Turizm olarak her zaman milletten, demokrasiden, milli iradeden yana olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz. Bu tavrımız bugün nasılsa, gelecekte de aynı olacaktır. Metro Turizm olarak, darbe girişimini lanetle kınıyor, hain saldırılara karşı kendini siper eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza ise başsağlığı diliyoruz… Bu olaylardan da gereken dersin çıkarılıp, birlik beraberliğimizin daha güçlü bir şekilde sürmesini temenni ediyoruz.
ÇİĞDEM ÖZTÜRK Metro Turizm Seyahat Org. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
7
TARİH
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI “ORDULAR! İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’DİR. İLERİ!”
“30 Ağustos Zaferi, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur, ama Türk ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbelli ki yeni Türk Devleti’nin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır.” MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
8
TARİH
Zafer Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ulusal bayramıdır. Her yıl 30 Ağustos günü kutlanır. Zafer Bayramı, 1922 yılında 26 Ağustos’ta başlayıp, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da Mustafa Kemal’in başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni (Büyük Taarruz) anmak için kutlanan bayramdır. 23 Ağustos - 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Savaşı’yla Yunan orduları gerilemek zorunda kaldı. Bu uzun zamandır Türk ordularının elde ettiği ilk başarıdır. TBMM tarafından Sakarya Savaşı’ndan sonra Mustafa Kemal’e mareşal ve gazi unvanları verildi. Tarihin bu dönüm noktasından sonra Yunan ordusunun ve diğer işgalci güçlerin topraklardan atılma kararı alındı. “Sad Planı” adı verilen taarruz planı Ocak ve Nisan aylarında iki kez ertelendi. Taarruzun hazırlıkları tam anlamıyla Ağustos ayında tamamlandı. Batı cephesinin kuzeyindeki ve güney cephesindeki Türk birlikleri, büyük bir gizlilik içinde Kocatepe bölgesine kaydırıldı. İstanbul’daki cephane depolarından silah ve cephane gizlice Anadolu topraklarına getirtildi. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarıldı. Yeni silahlar satın alındı. Orduya taarruz eğitimi yaptırıldı. Gazi Mustafa Kemal’in başkomutanlığını yaptığı Türk ordusu, 26 Ağustos 1922’de düşmana saldırdı. Birkaç saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 Ağustos’ta düşman çember içine alındı. Sağ kalanlar esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis de vardı. Başkomutanlık Meydan Muharebesi adıyla bilinen Atatürk’ün başkomutanlığında yapıldığı için olarak adlandırıldı. Büyük Taarruz’un başarıyla sonuçlanmasından sonra Yunan orduları İzmir’e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılmasıyla Türk toprakları Yunan işgalinden temizlenmiş oldu.
9
GEZİ
KÜLTÜRLERİN BULUŞMA NOKTASI, ŞEHZADELER ŞEHRİ
MANİSA
10
GEZİ
Spil Dağı ile Gediz Nehri arasında, İzmir-İstanbul karayolunun kuzeyinde, İzmir’e 36 km uzaklıkta bulunan Manisa, Ege Bölgesinin önemli şehirlerinden biridir. Homeros’a göre ilk yerleşimin, Truva Savaşlarından dönen Mağnetler tarafından M.Ö.XIV. yüzyılda kurulduğu sanılmaktadır. Hitit., Aka, Frigya, Lidya, Hellen, Roma ve Bizans egemenliklerini yaşayan Manisa’nın antik çağdaki adı Magnesia’dır. 1313 yılında Saruhanoğulları tarafından Bizanslılardan alınan şehrin adı Manisa olarak değiştirilmiş ve Beylik merkezi haline getirilmiştir. Bu uygarlıklara ait yeraltında ve üstünde bulunan birçok kalıntı günümüze kadar ulaşmıştır. Osmanlı döneminde 1437-1595 yılları arasında şehzadeler tarafından yönetilen Manisa’da şehzadeler ve aileleri tarafından camii, çeşme, imarethane, köprü, medrese, ve benzeri birçok eser yaptırılarak şehir büyük ölçüde imar görmüş ve XVI. Yüzyılda, sosyal, idari, ve ekonomik açıdan önemli bir merkez haline gelmiştir. Günümüzde tarihi ve doğal güzellikleri, ören yerleri, müzesi, Spil Dağı, Milli Parkı ve Mesir Şenlikleri ile her geçen yıl daha fazla turistin ilgisini çekerken diğer yandan da Financial Times tarafından 2004 yılında Avrupa’da geleceğin en uygun yatırım kenti seçilen Manisa tarımsal, sanayi, ve ticari açıdan da önemli illerimizdendir.
11
GEZİ
Dünya kültürüne bir armağan
Görkemli bir tarihin, mitoloji ile gerçeğin iç içe geçtiği bir doğa şöleninin, gücün ve hoşgörünün kentidir Manisa. Gediz Ovası’nın bereketi ile olağanüstü bir floranın efsaneler ile kol kola gezdiği Spil Dağı arasındaki bereketli topraklarda yükselen bu ihtişamlı kent, tarihi boyunca hemen her medeniyetin dikkatini çeker. Hititlerden Lidya’ya, Romalılardan Osmanlı’ya uygarlıkların izlerini taşır. Ve şefkatle kucak açtığı bütün medeniyetlerin eserlerini bugünlere getirir. Yontma Taş Devri’ne uzanan insanlığın ilk ayak izlerini, yeryüzünde ilk paranın basıldığı Lidya’nın görkemli başkenti Sardes’i, Anadolu’nun piramitleri Bintepeler Kral Mezarlarını, antik çağdan gelen göz alıcı kalıntıları ile Artemis’i dünya arkeolojisine bir armağan olarak sunar. İncil’in vahiy bölümünde geçen yedi kiliseden üçü, Museviliğe ait en eski ibadethanelerden Sardes Sinagogu, Osmanlı’nın görkemini taşıyan camileri ile dinlerin kardeşliğine çağrısını sürdürür. Geçmişinde paranın ve şehzadelerin kenti oluşuyla gücün, kültür ve sanat yollarının kesişme noktasıyla barışın simgesidir.
12
GEZİ
Osmanlı Devleti’nde Manisa
Manisa 1410 tarihinde Osmanlı Devleti topraklarına katılmıştır. Osmanlılar Dönemi Manisa’sı sancak merkezi olarak adını duyurmuş, 1437 – 1595 tarihleri arasında Osmanlı şehzadeleri tarafından yönetilmiştir. Ünlü padişahlardan II. Murad, Fatih, Kanuni, II.Selim, III. Murad, III. Mehmed Saruhan Sancakbeyi olarak görev yaptıktan sonra buradan tahta çıkmışlardır. Şehzadeler dönemi Manisa için bir “ikbal devri” olmuştur. Kent anıtsal yapılarla süslenmiş, Batı Anadolu ’nun en önde gelen siyaset, eğitim ve kültür odağı durumuna gelmiştir. Bundan dolayı da “Şehzadeler Şehri” sanıyla anılmıştır. İmparatorluğun duraklama dönemiyle birlikte, Manisa’da da ticari ve sosyal hayatın sönükleşmeye başladığı görülmektedir. 17. Yüzyılın başından itibaren Manisa ve yöresinde eşkıyalar türemiş ve bu yüzden halkın canı çok yanmıştır. Bunun yanında isyanlar, depremler, yangınlar ve kötü yönetim halkın huzurunu kaçırmıştır. Bir liman kenti olarak İzmir’in ön plana çıkmaya başlaması bu döneme rastlamaktadır. Karaosmanoğulları Batı Anadolu’da Aydın, Manisa ve İzmir yöresinde yüzyıldan fazla bir zaman egemen olmuşlar, bölgede eşkıyalık hareketlerini önleyerek görece bir huzur ortamı sağlayabilmişlerdir. Karaosmanoğulları döneminde Manisa’ya; başta Muradiye Kütüphanesi, Yenihan ve Çeşnigir Kütüphanesi olmak üzere birçok eser kazandırılmıştır.
Saruhan’dan Manisa’ya
Manisa, 25 Mayıs 1919’da Yunanlıların işgaline uğramış, tarihin en karanlık ve acı günlerini yaşamıştır. Kurtuluş Savaşı’nda kaçan düşman tarafından ateşe verilen yerleşimlerden biri olmuştur. 8 Eylül 1922’de kurtarıldığında kent adeta bir “yangın yeri” görünümündeydi. Bu arada Alaşehir, Salihli, Ahmetli ve Turgutlu ilçe merkezleriyle yakın köylerin de yakılıp yıkıldığını belirtmeliyiz. Cumhuriyet ile birlikte, Manisa da yeni tarihi süreçteki yerini almıştır. 1923 yılında bütün mutasarrıflıkların vilayet sayılması üzerine Saruhan Sancağı da vilayet kimliğini almış, 1927’de ‘Saruhan’ adı ‘Manisa’ olarak değiştirilmiştir.
13
GEZİ
NİOBE
Kral Tantalos’un kızı olan Niobe, Thebai Kralı Amphion ile evlenir ve bu evlilikten 6 kız 6 erkek 12 çocuğu olur. Arkadaşı Tanrıça Leto’nun ise Apollon ve Artemis olmak üzere sadece iki çocuğu bulunmaktadır. Bir Leto Şenliği sırasında Niobe, kendisinin on iki çocuğu olduğunu oysa Leto’nun sadece iki çocuğu olduğunu söyleyerek övünür. Niobeyi kıskanan Leto, Apollon ve Artemis’e Niobenin çocuklarını öldürmelerini emreder, onlar da Niobenin on iki çocuğunu oklarıyla öldürürler. Niobe çocuklarının cesetleri başında günlerce ağlar. Sonunda Zeus Niobe’ye acır ve onun bu acısına bir son vermek için onu taş haline getirir. Bugün Spil Dağı kuzeybatı eteklerinde bulunan bu kaya, bölgede en çok ziyaret edilen yerlerden biridir.
KYBELE KAYA KABARTMASI
Manisa - Turgutlu karayolu üzerinde, Manisa kent merkezine yedi kilometre uzaklıkta bulunan Akpınar Mesire yerinde düz kaya üstünde oturur biçimde betimlenen Kybele Kaya Kabartması bulunmaktadır. Kayaya oyulmuş bu figür 8x10 m. yüksekliğindedir. Hava koşullarının etkisiyle bazı kısımları bozulmuşsa da, her iki eli ile göğsünü kavraması, silindir biçiminde başlık giymesi günümüzde seçilebilmektedir. Kabartmanın sağ tarafında dört Hitit hiyeroglifinin izleri zorlukla görülebilmektedir. M.Ö. 13. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilmektedir. Kybele bütün Anadolu yarımadasında tapkı görmüş anatanrıça (Magna Mater) idi. Ana tanrıça Kybele’nin Sipylene adı altında Magnesia’da bir kült oluşturduğu belirtilmektedir. Magnesia sikkelerinde de betimlenmiştir.
14
GEZİ
KAPLICALAR
Manisa şifalı su kaynakları açsından da zengin illerimizden biridir. Tıbbi değeri olan ve tesisi bulunan termal kaynaklar ile faydalı oldukları hastalıklar şöyledir; Salihli Kurşunlu kaplıcaları (kadın ve cilt hastalıkları, romatizma, lumbago, solunum sistemi rahatsızlıkları), Turgutlu Urganlı kaplıcaları (siyatik, romatizma, kadın ve cilt hastalıkları, egzema, hemeroid), Demirci-Saraycık Kaplıcaları (romatizma, kadın ve cilt hastalıkları), Kula-Emir Hamamları (romatizma ve cilt hastalıkları).
THYATEIRA (AKHİSAR)
İzmir-İstanbul yolu üzerinde bulunan Akhisar İlçesi, tarihi erken bronz çağına kadar inen antik Thyateira kentinin üzerine kurulmuştur. Antik çağda bir dokumacılık merkezi olduğu anlaşılan kent, bölgedeki yolların kesiştiği bir noktada olması bakımından askeri ve ticari açıdan da önemliydi. Hıristiyanlığın ilk çağlarına ait yedi kiliseden Thyateira Kilisesi’nin bulunduğu yer olarak da ziyaret edilen kentin Tepe Mezarlığı adıyla anılan semtin yapılan kazılarda çıkan kalıntıları görülebilir. Akhisar dinsel turizm açısından önemli bir potansiyel taşımaktadır.
AIGAI ANTİK KENTİ
Manisa kent merkezine 49 km. uzaklıktaki Yunt Dağı Köseler Köyü sınırları içerisindedir. Denizden 360 metre yükseklikte, volkanik bir tepenin üzerine kurulmuş olan ve “Ege” adını taşıyan Aigai, bir Aiolis kentidir. Antik Çağda Batı Anadolu’nun Edremit ve İzmir Körfezi arasındaki kıyı kesimine Aiolis deniliyordu. Aiollerin Batı Anadolu kıyılarına gelmeleri aşağı yukarı M.Ö. 1100 yıllarına rastlar. Aigai ören yeri “Nemrutkale” yada “Köseler Kalesi” adıyla da anılmaktadır. Kent en parlak dönemini Pergamon (Bergama) Krallığı döneminde yaşamıştır. Hatta Bergama kenti örnek alınarak yeni baştan düzenlenmiştir. M.S. 17 yılında tüm Ege Bölgesini şiddetle sarsan depremde Aigai de yıkıma uğramıştır.
BİNTEPELER TÜMÜLÜSLERİ
Sardes yakınında, Salihli kent merkezinin kuzeybatısında, Marmara (Gygaie) Gölünün güney kıyısındaki alanda Lidya kral ve kral ailesinden gelenlerin mezarları bulunmaktadır. Bintepe denilen bu tümülüsler, Anadolu’daki benzerlerinin en büyüğüdür. Anadolu’nun piramitleri olarak da anılırlar. Bu mezarlıktaki irili ufaklı 150 kadar tümülüsün üçünün krallara ait olduğu sanılmaktadır. Mezar odaları taştan inşa edilmiş, büyük çoğunluğu daha önceden soyulmuş 1154 mezar açılmıştır. Bazı mezarlar iki odalı, nadiren de üç odalıdır. Krallara ait olanların çapı 355 metre, yüksekliği 61 metreyi bulmaktadır.
15
GEZİ
MANİSA KALESİ
Manisa kent merkezinin hemen güneyinde yükselen Sipil Dağı (Manisa Dağı)’nın kuzey yamacında kalıntıları görülen Manisa Kalesi, “İç Kale” ve “Dış Kale” olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Hellenistik Dönemde kentin Akropolü olan Sipylos Dağı üzerinde bir kale bulunuyordu. Kale’nin ne zaman ve kimler tarafından yapılmış olduğu bilinmese de, Magnesia kentinin bir sur ile çevrildiği bilinmektedir. M.S. 17 depreminde kalenin de yıkıma uğradığı sanılmaktadır. Bizans Döneminde iç kalenin (Sandıkkale) önemli derecede yenilendiği, dış surla çevrildiği anlaşılmaktadır. Arap akınlarına surlar sayesinde göğüs gerildiği belirtilmektedir. İç kale İmparator III.Joannes Dukas Vatatzer devrinde, 1222 yılında yapılmıştır. 14. yüzyılın başlarında surlar takviye edilmiştir. Saruhanoğulları kaleyi onarıp kullanmışlardır. Dış kalenin içinde kalıntıları bulunan Hacet Mescidi Saruhan Bey tarafından yapılmıştır. Manisa kalesinin Osmanlılar Döneminde de onarımdan geçirildiği anlaşılmaktadır. 15. yüzyılda surlar çok fazla tahrip olduğundan önemi kalmamış, yerleşme sur dışına çıkmış, kent dini yapılar çevresinde yayılmaya başlamıştır. 17. yüzyılda kale içinde eşkiyalık hareketleriyle ilgili önemli olaylar meydana gelmiştir. Bu yüzyılın başlarında Polonyalı Simeon şehri görmüş, seyahatnamesinde dağ üzerinde ahşap bir Ermeni Kilisesi olduğunu yazmıştır. 1654’te Kâtip Çelebi, dış surların harap olduğunu belirtmiştir. 1671’de Manisa’yı ziyaret eden Evliya Çelebi kale hakkında detaylı bilgiler vermektedir. Yabancı gezginlerden Richard Chandler, F. Texier, T. Allom, Manisa kalesi üzerinde kısa da olsa bilgi vermişlerdir.
MURADİYE CAMİ ve KÜLLİYESİ
Saruhan Sancağı’nda on üç yıl şehzade olarak bulunduktan sonra Osmanlı tahtına çıkan III. Murad tarafından yaptırılmıştır. Caminin tasarımı Mimar Sinan’a aittir. Yapımına 1583’te başlanmıştır. Mimar Mahmud Ağa inşaatla görevlendirilmiş, onun beklenmedik ölümü üzerine yerine Sedefkâr Mehmed Ağa getirilmiştir. Caminin yapımı iki yıl sürmüştür. Manisa Muradiye Camisi, Mimar Sinan’ın Ege Bölgesi’nde bilinen tek eseridir. Muradiye Külliyesi 1592 tarihinde tamamlanmıştır.
16
GEZİ
YENİ HAN
Manisa kent merkezinde bulunan Yeni Han, Karaosmanoğulları ailesi tarafından yaptırılmıştır. Yapının kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı tartışmalıdır. Karaosmanoğullarına ilişkin taşınmaz kültür varlıkları üzerine araştırma yapan İ.Kuyulu’ya göre, Yeni Han; Karaosmanoğulları’ndan Hacı Eyüp Ağa ya da Hacı Mehmed Sadık bey tarafından 1805 1862 yılları arasında yapılmıştır. Şubat 2005 tarihinde “Yeni Han Kültür ve Ticaret Merkezi” adıyla hizmete sunulmuştur. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne ayrılan bölüm ise “Sanat Galerisi” olarak kullanılmaktadır.
KULA EVLERİ
Kula, sivil Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan genellikle 18. ve 19. yüzyıl yapısı evleriyle ünlü, görülmeye değer bir açık hava müzesi gibidir. Türünün özgün örneklerini oluşturan, dar sokaklar boyunca sıralanmış evlerde, ağırlıklı olarak ahşap malzeme kullanılmıştır. Daha çok iki katlı, cumbalı ve saçakları süslemeli olan evlerin hepsinde, yüksek duvarlarla sokaktan ayrılmış birer avlu bulunur. Zemin katta mutfak, kiler ve ahır gibi mekanlar yer alır. Fırın ve tuvalet genelde avludadır. Evlerin üst katlarındaki odalardan bir ya da iki tanesi baş oda olarak ayrılmıştır. Kapı, pencere, zemin, tavan ve davlumbaz gibi ahşap unsurlarda zarif süslemeler kullanılmıştır.
17
GEZİ
MANİSA ARKEOLOJİ VE ETNOĞRAFYA MÜZESİ
Manisa Muradiye Külliyesi’nin Medrese bölümü 29 Ekim 1937 tarihinde açıldı. Başlangıçta rastlantı sonucu elde edilen eserler burada toplanmaya başlanmıştı. Günümüzdeki Ulupark’ın bulunduğu alandaki mezarlık kaldırılırken burada bulunan İslâmi mezar taşları müzeye getirildi. Sart kazılarında ortaya çıkan eserleri sergileyecek alanların yetersiz kalmasıyla medresenin bitişiğindeki aşevi (imarethane) 25 Nisan 1972’de müzenin arkeoloji bölümü olarak düzenlendi. Eserler kronolojik olarak sergilenmektedir. Manisa Müzesi’nin “Sardes Salonu” olarak adlandırılan bölümünde Lidya, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ilişkin mermer heykeller, figürlü taban mozaikleri, bronz kaplar; Sardes Salonu’nun bitişiğindeki “L” salonda ve Kybele, Athena, Dionysos, Hermes gibi tanrılarla tanrıçaların heykelleri ve portre özellikli Roma Dönemi büstleri yer almaktadır. Bizans eserleri arasında Meryem ile İsa’nın Cebrail ve Mikail’in mermer rölyefi, Sardes’teki tonozlu mezardan çıkarılan tavus kuşlu mezar freski, gümüş İncil muhafazası, Hıristiyanlıkla ilgili semboller ile değişik türdeki kandiller sergilenmektedir. Fosil İnsan Ayak İzi, Tunç Çağ’da ölü gömme kültürünün örnekleri, lahitler, seramik kaplar, cam eserler, silahlar, yazıtlar müzeyi süslemektedir.
ULUSLARARASI MANİSA MESİR FESTİVALİ
1522 yılında, Yavuz Sulan Selim’in eşi ve Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan tarafından yaptırılan Sultan Camii, Sultan Külliyesi’ne dahildir. Külliyenin hamamında herkes parasız yıkanır, imaretinde fakirler doyurulurdu. Darüşşifada ise çeşitli hastalıklar tedavi edilmekteydi. Darüşşifanın ilk idarecisi Merkez Efendi tarafından hazırlanan ve terkibinde çoğu baharat olmak üzere 41 çeşit madde bulunan Mesir Macunu, saray doktorları tarafından hastalığına çare bulunamayan Hafsa Sultanı iyileştirmiş ve bu nedenle büyük ün yapmıştır. Halk arasında ilaç şöhreti yapan ve ısrarla talep edilen bu macun, zamanla halka dağılmaya başlamış, talebin daha büyük boyutlara ulaşması nedeniyle de daha sonraları Sultan Camii kubbe ve minarelerinden halka saçılmaya başlamıştır. Halk arasında yaygın inanca göre, Nevruz günü bu macundan yiyenler bir yıl boyunca ağrı sızı çekmezler, yılan ve çiyan sokmalarından korunmuş olurlardı. Günümüzde Nevruz’un başlangıcı olan 21 Mart’ta başlayarak bir program dahilinde kutlanan şenlikler sırasında özellikle Mesir Saçım Töreni yerli ve yabancı turistler tarafından büyük ilgi görmektedir.
18
GEZİ
MESİR MACUNU BİLEŞİMİ, YARARLARI ve İNANIŞLARI
Mesir macununun en temel özelliği, hoş lezzeti ve kokusudur. Diğer yarar ve özellikleri olarak ağrı ve sancılara, soğuk algınlığına, hazımsızlık ve iştahsızlığa iyi geldiği yönünde bir genel inanışın varlığı belirtilebilir. Mesir macunu yapımında kullanılan 41 çeşit baharat şunlardır: Zencefil, krem tartar, kişniş, kebabe, hindistan cevizi, anason, yenibahar, hiyarşenbe, çam sakızı, safran, tarçın, udülkahr, çöpçini, hardal, iksir, karanfil, çivit, meyan balı, tiryak, sarı helile, kara helile raziyane, kimyon, zerdeçup, tarçın çiçeği, karabiber, çörekotu, darıfülfül, ravent, limontuzu, kakule, vanilya, şeker, Hindistan çiçeği, galanga, portakal kabuğu, mirsafi, kalemi barit, sinameki, topalak, havlican. Uzun yıllar geniş halk kitlelerince Mesir Macununun halkın inanışlarına göre; macundan yiyen kimseyi bir yıl boyunca zehirli hayvanların sokmayacağına, Nevruz günü en ağır hastaların bile yerlerse iyi olacaklarına, gelinlik çağındaki kızların o yıl içinde evleneceklerine, çocuğu olmayanların bu macundan yedikleri takdirde çocukları olacağına inanılır.
19
GEZİ
MANİSA TARZANI
“Manisa Tarzanı” adıyla yaygın bir üne kavuşan Ahmeddin Carlak, 1899 yılında Irak’ın Samarra kentinde doğdu. Anadolu’da Kurtuluş Savaşı’na nefer olarak katıldı; Cumhuriyet Dönemi başlarında Manisa’ya geldi. Belediyede “bahçıvan yardımcılığı” görevini üstlendi; bunu yaşamı boyunca sürdürdü. Manisa’yı yeniden yeşillendirmek için var gücüyle çalıştı. Ağaç dikip yetiştirmeyi kutsal bir görev olarak algıladı. Yaz kış siyah bir şortla, ayağında lastik ayakkabıyla şehrin sokaklarında, Sipil Dağı’nda dolaştı. Her öğle vaktini, Topkale’deki topu ateşleyerek, Manisalılara öğle vaktini bildirdi. Manisalı genç kızlara, kente gelen sanatçılara çiçek sunardı. Sipil Dağı’nda çadır kuran Yörüklerin kızlarına boncuk armağan etmeyi, çocuklara akide şekeri dağıtmayı, yoksullara para yardımında bulunmayı ihmal etmezdi. Dağları seviyordu. Sinemanın tutkunuydu. Ulusal bayramlarda göğsüne bağladığı palmiye yaprağı üzerine İstiklal Madalyasını takarak katılırdı, bundan büyük gurur ve sevinç duyardı. Dağda bir kulübede barınırdı; hiç evlenmedi. Efsanevi yaşamıyla hep ilgi odağı oldu. Özgür bir yurttaş olarak yaşamayı temel ilke saydı. Kent sevgisiyle kent adına çalıştı, adı Manisa ile özdeşleşti. Manisa Tarzanı 31 Mayıs 1963 tarihinde gözlerini yaşama yumdu. Görkemli bir cenaze töreniyle çok sevdiği Manisa’da toprağa verildi. Doğa ve ağaç sevgisinin simgesi, çevreciliğin önderi olarak iz bıraktı. Anısına kitaplar makaleler, şiirler yazıldı; Manisa’ya anıtları dikildi, filmi çevrildi.
MANİSA MUTFAĞI
Güzel güneşin altında, bu verimli toprağın üstünde; üretmesini iyi bilen Manisalılar yeme içmenin de ustasıdırlar. Keyif ehlidirler. Yörenin bitki ve ürün çeşitliliği beslenmede de belirgin bir zenginlik yaratmıştır. Tahıl, sebze ve meyveler, çeşitli bitkiler beslenmenin temelini oluşturmaktadır. Bunun yanında et, süt, yumurta ana besin kaynakları arasında yer alır. Ayrıca, göl ve deniz ürünleri de yöre mutfağına girmektedir. Doğal bitkiler ve zeytinyağlılar beslenmede ön sırayı alır. Buna karşın yörenin ünü en yaygın yemekleri; “Manisa Kebabı”, “Salihli Odun Köftesi”, “Akhisar Köftesi”dir. Salihli Odun Köftesi coğrafi işaret alınmak suretiyle tescillenmiş ve Manisa için bir ilki başlatmıştır.
KATKILARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ
20
GEZİ
IP TABANLI YENİ NESİL ÖDEME KAYDEDİCİ
YAZARKASAPOS FUSIONS 410G
Nakit Para Çekmecesi
Desktop Set
ÜCRETSİZ GSM HATTI 81 İLDE TEKNİK SERVİS BARKOD-QR KOD OKUYUCU BANKALARLA SORUNSUZ İŞLEM ERGONOMİK TASARIM
OTOBÜS İÇİ EĞLENCE SİSTEMLERİ
10’’ HD ANDROID TABLET TV TELİFLİ FİLM SATIŞI ONLINE MARKET HD IP TELEVİZYON HD IP RADYO ONLINE BİLET SATIŞI BANKACILIK İŞLEMLERİ HAVALE VE EFT ANDROID OYUNLAR MOBİL UYGULAMALAR 3D & HD FİLMLER ÜYELİK PROGRAMI FABRİKA: Melih Gökçek Bulvarı 1368. Cadde No:113/2 İnfoteks Alfa Plaza İVOGSAN Yenimahalle/ANKARA
0850 433 14 14 21 infoteks.com.tr
GEZİ
22
GEZİ
23
GEZİ
KOMŞUYA ZİYARET YUNANİSTAN Yazı ve Fotoğraf: Fatih YAYLA
Bir gezgin, özellikle de motosikletiyle gezmeyi seven biri olarak işten güçten fırsat bulduğum ilk anda motosikletimi çalıştırır ve yola çıkarım. İşte yine o anlardan bir tanesinde dedim ki motoruma binip komşuyu ziyarete gideyim. Komşu derken Yunanistan’ı kastediyorum. Yunanistan, Ağustos sonu motosikletimle yapacağım balkanlar turu için bir alıştırma gezisi olacaktı. Hiç gitmediğim bir yere gideceğim zaman o gece heyecandan uyku girmez gözüme ki yine öyle oldu. Bende bunu fırsata dönüştürüp sabah erken saatlerde motosikletime atlayıp İpsala’ya doğru yola çıktım. Toplamda 4 gün kalacak ve çadırda konaklayacaktım. Öğle saatlerinde Yunanistan sınırından geçtim ve Kavala’ya doğru yol aldım. Yol kenarlarında sürekli küçük maket kiliseler gördüm. Daha sonra sebebini araştırdım ve bir hüzün kapladı yüreğimi. Çünkü o maketler daha önce orada yaşanan ölümlü bir kaza sonucu kazanın olduğu noktaya aileleri tarafından bir anı olarak yaptırılmış. Maketlerin içerisinde ölen kişinin fotoğrafları ve bir kaç mum vardı. İstanbul Kavala arası 460 kilometredir. Sabah 9 sularında yola çıktım ve öğleden sonra 4 gibi Kavala’ya ulaştım. Kavala’ya hakim olan tepede konumlanmış bir kafede Kavala manzarası eşliğinde kahvemi yudumlarken, bu güzel görüntünün tadını çıkardım. Eski bir Osmanlı kasabası olan Kavala, 1372 -1912 tarihleri arasında Osmanlı İmparatorluğu himayesi altında kalmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın isteği doğrultusunda bir su kemeri inşa edilmiş ve Bizans’tan kalan tarihi kale genişletilerek onarılmıştır. Kale şehrin en tepe noktasında yer almakta ve halen ihtişamını korumaktadır.
Kavala / Yunanistan
Kavala güzel bir şehir olmasının yanında tarihi de içinde barındıran eşsiz bir şehir. Sultan Süleyman tarafından yaptırılan tarihi bir su kemeri , şehrin girişinde sizi karşılıyor. Daha sonra su kemerinin altından geçerek şehir merkezine, yani sahil şeridine iniyorsunuz. Burası şehrin merkezi ve birçok restorant , kafe ve bar burada konumlanmış. Yaz mevsiminin de gelmesiyle birlikte halkı gece geç saatlere kadar sokaklarda görebiliyorsunuz. Birçok Türk turistin de bu şehre ilgisinin yoğun olduğunu söyleyebilirim. İnsanlar son derece sıcakkanlı ve misafirperver. Ne de olsa Ege - Akdeniz kültürünü barındıran bir yapıya sahip. Ayrıca kültür benzerliğimizin haricinde dış görünüş olarak da birbirimize benzediğimizi söyleyebilirim.
24
GEZİ
YEME- İÇME
Hepimiz biliriz ki yurt dışına çıktığımızda karşılaşacağımız sorunlardan birisi de yemek kültürümüzün bir diğer ülkeye nazaran farklı oluşudur. Fakat, Yunanistan’da böyle bir sorunla karşılaşmaz, aksine Türk mutfağı esintilerini görebilirsiniz. Özellikle Ege kültürümüzün vazgeçilmezleri arasında olan deniz mahsulleri ve meze kültürü burada da varlığını göstermektedir. Deniz mahsullerinden ahtapot , kalamar ,karides bunların başında gelmektedir. Mezeler de ise bol bol patlıcanlı yoğurtlu mezeler mevcut olup hatta zeytinyağlı sarmayı da sofranızda görebilirsiniz. Bu arada bilmeniz gereken bir diğer ayrıntı ise para biriminin Euro oluşudur. Harcamalarınızı Euro olarak yapıyorsunuz, ancak çok pahalı bir ülke olmamasından dolayı neredeyse Türkiye ile aynı fiyatları ödeyebiliyorsunuz. Ortalama 10-15 Euro ödeyerek çok güzel bir yemek yiyebilirsiniz.
25
GEZİ
KONAKLAMA
Şehir hakkındaki bilgilendirmelerimden sonra konaklamaya geliyoruz. Otelde konaklamak yerine, kendime bir kamp alanı bulup ,çadırımı kurdum ve doğruca kendimi Kavala’nın sularına bıraktım. Kamp alanı için 15 Euro ödedim. Ayrıca buna plaj girişi, şezlong , şemsiye ,duş da dahil oluyor. Kavala’nın denizine baktığınızda kendinizi mavinin en derinliklerinde hissedersiniz. Ayrıca bol eğlencenin olduğu ve deniz keyfini sürdürebileceğiniz güzel sahilleri mevcuttur. Kavala da 2 gece geçirdikten sonra merak ettiğim bir Yunan adası olan Thassos adasına geçtim. Türkçe adıyla “Taşoz”. Adaya geçmek için, Kavala’dan arabalı feribotu kullanabilirsiniz, ama ben Keramoti’den adaya geçmeyi tercih ettim. Bu kısa yolculuk ortalama yarım saat sürdü. Thassos Adasının çevresi tamı tamına 102 km ve üç ana merkezden oluşuyor.Bunlar: Limenas, Limeneria ve Pathos. Her yeri ağaçlarla kaplı olan adanın çevresini motosikletle dolaşmak ise çok keyifliydi. Bir yanımda yemyeşil bitki örtüsü, diğer yanımda ise masmavi bir deniz beni büyülemeyi başardı. Bu arada, adanın çevresinde seksene yakın doğal plaj bulunuyor. Bu ada, aynı zamanda çok tarihi bir yer. Yerleşiminin M.Ö 1500’lü
26
GEZİ yıllara dayanmakta olduğu biliniyor. Adada birçok yerde mermer ocakları bulunuyor ve bu ocaklardan tonlarca mermer çıkarılıyor. Hatta “Marble Beach” Türkçe adıyla “Mermer Plaj” adında küçük beyaz mermer taşlarından oluşan bir de plajı mevcut. Kesinlikle gitmeniz ve görmeniz gereken bir yer Marble Beach ve Giola. Bunlar, başlıcaları olmakla birlikte adada denize girilebilecek sayısız koy mevcuttur. Kavala’da olduğu gibi burada da deniz ürünleri çok revaçta ve fiyatları bir hayli uygun. Pathos akşamları hareketli olmakla birlikte keyifle vakit geçirebileceğiniz birçok mekanı barındırıyor. İmkanınız olursa mutlaka bu adaya gelin derim. Adada konaklama için ortalama 9.5 Euro ödedim ve yine geceyi bir kamp alanında geçirdim. Thassos adasında geçirdiğim iki güzel gün ve gecenin ardından gezimi bitirip, ada etrafında son bir sürüş yaparak dönüş yoluna koyuldum. Dönüş yolunda gördüğüm doğal güzellikleri ve geçirdiğim güzel zamanın anılarıyla ülkeme geri döndüm. Bir dahaki gezide görüşmek üzere...
Sosyal Medya Hesaplarım /geziyoruzabi
27
TARİHTE BU AY
3 Ağustos 1492
7 Ağustos 1976
Kristof Kolomb, İspanya’dan üç gemiyle Hindistan’a ulaşmak ve yeni kıtalar keşfetmek amacıyla yola çıktı.
11 Ağustos 1961
Viking 2 uzay aracı Mars’ın yörüngesine yerleşti.
İstanbul’da 92 yıldır hizmet veren tramvaylar kaldırıldı.
15 Ağustos 1948
Ankara’da Milli Kütüphane açıldı.
1 Ağustos 1774
İngiliz kimyacı Joseph Priestley oksijen gazını (dioxygène, O2) keşfetti.
9 Ağustos 1173
5 Ağutsos 1897
Edison ilk reklam filmini üretti.
6 Ağustos 1945
2 Ağustos 1967
4 Ağustos 1959
İstanbul’da yumurta büyüklüğünde dolu yağdı. Yaralanmalar ve maddi hasar meydana geldi.
28
Harry Brearley, paslanmaz çeliği icat etti.
10 Ağustos 2000
II. Dünya Savaşı’nda ABD tarafından Japonya’nın Hiroşima kentine atom bombası atıldı.
Trabzonspor Kulübü kuruldu.
13 Ağustos 1913
Yapımı iki asır sürecek olan Pisa Kulesi’nin inşası başladı.
Dünya nüfusu 6 milyara ulaştı.
8 Ağustos 1981
Türkiye’nin ilk turistik havaalanı olan Dalaman Havaalanı açıldı.
14 Ağustos 1925
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk posta pulları tedavüle çıkarıldı.
12 Ağustos 1921
Atatürk, Polatlı’da Başkomutan sıfatıyla ordunun başına geçti.
TARİHTE BU AY
27 Ağustos 1958
19 Ağustos 1630
İlk stereo plaklar piyasaya çıktı.
Evliya Çelebi elli yıl sürecek seyahatlerine başladı.
23 Ağustos 1925
Kastamonu’ya gelen Atatürk, Şapka ve Kıyafet Devrimi’ni başlattı.
17 Ağustos 1999
Kocaeli Gölcük merkezli Mw 7,5 büyüklüğündeki Marmara Depremi’nde, resmî raporlara göre 20 bine yakın kişi hayatını kaybetti.
16 Ağustos 1556 - Süleymaniye Camii törenle açıldı.
Voyager 2, Satürn’ün yakınından geçti
20 Ağustos 1977
Fransız astronom Pierre Jules César Janssen, helyum elementini keşfetti.
Michael Faraday dinamoyu icat etti.
25 Ağustos 1981
Çanakkale Anıtı törenle açıldı.
NASA, Voyager 2’yi fırlattı.
Türkiye ile Gürcistan arasında Sarp Sınır Kapısı açıldı.
29 Temmuz 1958
21 Ağustos 1960
18 Ağustos 1868
31 Ağustos 1988
24 Ağustos 1995
28 Ağustos 1898
Windows 95 işletim sistemi Microsoft tarafından dünyaya tanıtıldı.
22 Ağustos 1901 Cadillac Motor Şirketi kuruldu.
Caleb Bradham, ürettiği karbonatlı içeceğin adını “Pepsi-Cola” olarak değiştirdi.
26 Ağustos 1936
İlk sesli televizyon gösterimi BBC kanalından yapıldı.
30 Ağustos 1922
Türk Kurtuluş Savaşı: Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat yönettiği Dumlupınar Meydan Muharebesi, Türk Ordusu’nun kesin zaferiyle sonuçlandı.
29
GEZİ
30
GEZİ
öncül:sefa
Düşük yakıt tüketimi ile Prestij SX yanınıza “kâr” kalacak.
Yüksek konforu ve geniş yolcu kapasitesiyle Prestij SX, yenilenen tasarımıyla mükemmel sürüş keyfi yaşatırken, düşük yakıt tüketimi sayesinde kısa bir zamanda kendini amorti eder ve işletmenizi kâra geçirir.
temsa.com 31
DEKORASYON
DEKORATiF KAVANOZLAR Kavanozlar evimizin her odasında kullanabileceğimiz bir eşyadır. Çocukluğumuzdan bu yana kullandığımız beyaz kapaklı kavanozları farklılaştırmaya ne dersiniz? Bu sayımızdaki kendin yap bölümümüzde kavanozlarınızı dekoratif obje haline getireceğiz. Geçen yıl oldukça popüler olan kavanoz kapaklarını boyama ve kumaş ile kaplama bu sene popülerliğini yitirdi. Onun yerine daha yaratıcı ve farklı modeller ön planda. Üstelik bunlara sahip olmak için pahalı dekoratif ürünler satan mağazalara gitmenize de gerek yok.
. .
.
Gerekli Malzemeler
Kavanoz Oyuncak Hayvan Figürleri Sprey Baz Boya (gri yada beyaz kullanılabilirsiniz.) Metalik Sprey Boya (gümüş yada altın rengini kullanabilirsiniz.) Sıcak silikon
. 32
.
DEKORASYON
Önce kavanoz kapaklarını iyice kuru bir bezle silin.
Hayvan figürlerinden seçtiklerinizi ve kapakları baz boyayla boyayın ve kurumasını bekleyin. Kurumadan figürlerinizi kapağa yapıştırmayın. Kuruduktan sonra silikonla hayvan figürlerinizi kapağa yapıştırın. İyice yapıştıktan sonra metalik sprey boya ile kapaklarınızı boyayın. Ortaya çıkan sonuca inanamayacaksınız. O kadar güzel bir görüntü ortaya çıkıyor ki bunu hayvan figürleri değil başka minik oyuncaklar alacak da yapmak isteyeceksiniz. Banyoda pamuk, makyaj malzemeleri koymak, mutfakta makarna ve bakliyatlarınızı muhafaza etmek için salonda dekoratif bir görüntü yaratmak için kullanabilirsiniz.
33
GEZİ
SICAK YAZ GÜNLERİNDE
SERİN İKRAMLARIMIZ İLE YOLCULUKLARIMIZ
0 850 222 34 55
34
0 850 222 34 55
GEZİ
35
2016 Yaz Sezonu Kreasyonlarımız! GEZİ
2016 yaz sezonu Kaptanlarımızın
ve Servis Memurlarımızın kıyafet kreasyonunu sizler için toparladık.
Tamamı kurumsal renklerimize uygun, pantolonundan gömleğine kravatından fularına kadar özenle seçtiğimiz kıyafetlerimiz ile servise başlayacağız. Kaptanlarımızın ve servis memurlarımızın rahatlığını düşünerek bir kreasyon çıkardık.
Çalışmalarımızı tamamladık
en kısa süre içerisinde hizmet vermeye başlayacağız. Yolcumuza daha kaliteli ve şık görünümlerle hizmet vereceğimiz icin heyecanlı ve mutluyuz.
36
GEZİ
37
SİNEMA
FREE STATE OF JONES Vizyon tarihi: 19 Ağustos 2016 Yönetmen: Gary Ross Tür: Biyografi, Dram 2014 yılında büyük yankı uyandıran “InterstallerYıldızlararası” filminin başrol oyuncusu, Matthew McConaughey Amerika’da çıkan iç savaştan sonra güneyde çiftçilik yapmaktadır. Çıkan iç savaştan dolayı oldukça yüksek vergilere sahip ülkede insanlar çığırından çıkmaya başlarlar. McConaughey, 1862’deki Corinth Savaşı’nın ardından kendisi gibi çiftçiler, köleler ve firarilerle birlikte Güney Konfederasyonu’ndan ayrılarak Jones County, Mississippi’de bağımsız bir devlet kurulmasına öncülük eder. Bağımsızlık mücadelesi izleyeceğiniz filmde dramatik sahneler de sizleri bekliyor.
SEVİMLİ KEDİ İŞ BAŞINDA 2 Vizyon tarihi: 26 Ağustos 2016 Yönetmen: Andrés Couturier Tür: Animasyon, Aile Çocukların çok sevdiği filmin ikincisi beyaz perdeyle 26 Ağustos Cuma günü buluşuyor. Top Cat filminin devamı niteliğinde olan film, başrol oyuncusu Sevimli Kedi’nin tüm muzurluklarının nedenini ortaya çıkarıyor. Hayatını hırsızlık, yan kesicilik gibi kötü alışkanlıklarla kazanan kedinin hayatı macerası Benny ve takımı ile karşılaşınca değişecektir. Kendini New York sokaklarının sahibi sanan Bay Dev ile karşı karşıya gelen ekip tekrar belaya bulaşacaktır.
38
SİNEMA
DOKUZ CANLI BAY TÜYLÜ Vizyon tarihi: 5 Ağustos 2016 Yönetmen: Barry Sonnenfeld Tür: Fantastik Komedi Birçok tanıdık yüzü beyaz perdeye taşıyan filmin başrollerinden biri Jennifer Garner. Kızının doğum gününde hediye olarak kedi alan işkolik baba Tom Brand kaza geçirir. Kaza esnasında yanındaki kediye ruhu hapsolur. Kendi vücudu da komaya girmiştir. Kendi ailesini ve hayatını kedinin gözünden gören Tom’un hayatı bundan sonra daha farklı olacaktır. Fantastik özelliklerin yüksek seviyede olduğu filmi ailecek izleyebilirsiniz.
VİRAL Vizyon Tarihi: 19 Ağustos 2016 Yönetmen: Henry Joost, Ariel Schulman Tür: Korku, Bilimkurgu Normal hayatların süregeldiği kasabada aniden bir enfeksiyon yayılmaya başlar. Karantiya alınan kasabada Emma ve küçük kız kardeşi Stacey de yaşamaktadır. Ancak kız kardeşlerin ailesiyle arasına karanti bölgesi ile hastalıksız bölgeyi ayıran barikat bulunmaktadır. Emma ve Stacey hastalığın bulaşmadığını düşündükleri ve erzakları bulunan komşuları ile birlikte evlerine barikat kurarlar. Ancak bilinmeyen bir şey vardır. Ya virüs onlara da bulaştıysa? Emma’nın önünde zorlu bir sınav olacak. Ya hayatta kalacak yada kardeşini koruyacaktır. Bilim-kurgunun yanı sıra gerilim dolu sahnelerle adrenalin seviyeniz üst seviyelere çıkacak heyecanlı bir film sizleri bekliyor.
39
KİTAP
Bayan Peregrine’nin Tuhaf Çocukları Yazar: Ransom Riggs Yayınevi: İthaki Yayınları Gizemli bir ada. Terk edilmiş bir yetimhane. Fazlasıyla tuhaf fotoğraflardan oluşan bir koleksiyon. Tüm bunlar kurgu ile fotoğrafçılığı nefes kesici bir şekilde bir araya getiren ve unutulmaz bir okuma deneyimi sunan Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları romanında keşfedilmeyi bekliyor. Yaşadığı korkunç aile trajedisi yüzünden Galler kıyılarındaki, dünyadan uzakta kalmış bir adaya yolculuk eden on altı yaşındaki Jacob, burada Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocuklar Yetimhanesi’nin yıkıntılarını keşfetmekle kalmayıp, Bayan Peregrine’in çocuklarının sadece tuhaf olmaktan çok daha fazlası olduğunun farkına varır.New York Times bestseller listesinden 108 haftadır inmeyen, aklınızdan çıkmayacak eski fotoğraflar eşliğinde okuyacağınız Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları, gölgelerde geçen bir macera arayan her yaştan okuyucuyu içine çekecek eşsiz bir roman.
Beyin Senin Hikayen Yazar: David Eagleman Yayınevi: Domingo Yayınevi Büyük ilgi gören kitabı Incognito ile nörobilimi geniş kitlelerle buluşturan David Eagleman, bizi içimizdeki kozmosa doğru hızlı ve nefes kesici bir yolculuğa çıkarıyor: Gerçek nedir? “Sen” kimsin? Nasıl karar veriyorsun? Beynin neden başkalarına ihtiyaç duyuyor? Teknoloji “insan olmak”ın anlamını değiştirebilir mi? Durak durak ilerleyen bu büyüleyici yolculuk ekstrem sporlar dünyasından ceza hukukuna, yüz ifademizden beyin ameliyatlarına, içgüdülerden ölümsüzlük arayışına kadar uzanıyor. Yol üstünde, muazzam karmaşıklık barındıran beyin hücreleri ve onları birbirine bağlayan trilyonlarca sinirin arasında görmeyi pek de beklemediğiniz bir şey beliriyor: kendiniz.
40
KİTAP
Havva’nın Üç Kızı Yazar: Elif Şafak Yayınevi: Doğan Kitap Şirin, Mona ve Peri, Günahkâr, İnanan ve Şaşkın. Münkir, Mümin ve Mütereddit. Böylesine farklı üç genç kadın nasıl bir araya gelebilir? Arkadaş olabilirler mi sahi? Hatta kız kardeş? Tanrı, bilim, kimlik, aidiyet, Doğu-Batı tartışmalarının tam ortasında hiç kimselere benzemeyen, karizmatik bir adam, sarsıcı bir skandal ve sıra dışı bir aşk, yarım kalan, seneler sonra yeniden canlanan. Elif Şafak büyüleyici dili ve sağlam olay örgüsüyle inanca, inançsızlığa, arayışa, farklı kadınlara ve aşka dair baş döndürücü bir yolculuğa çıkarıyor bizleri. Havva’nın Üç Kızı Türkiye ile Avrupa, dün ve bugün arasında gidip gelen güncel bir hikâye anlatıyor. Yüzyılımızın en çok tartışılacak konularından birini kışkırtıcı kahramanlar aracılığıyla ele alan, temposu hiç düşmeyen, kolay kolay unutamayacağınız bir roman.
Sineklerin Tanrısı Yazar: William Golding Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları “Sineklerin Tanrısı”, günümüzde bir atom savaşı sırasında, ıssız bir adaya düşen bir avuç okul çocuğunun, geldikleri dünyanın bütün uygar törelerinden uzaklaşarak, insan yaradılışının temelindeki korkunç bir gerçeği ortaya koymalarını dile getirir. Konusu, R. M. Ballantyne’ın Mercan Adası gibi eşsiz bir mercan adasının cenneti andıran ortamında başlayan bu roman, çağdaş toplumlardaki çöküntünün, insan yaradılışındaki köklerini gözönüne sermek amacıyla Mercan Adası’ndaki duygusal iyimserlikten apayrı bir yönde gelişir. Uygar insanın yüreğinde gizlenen karanlığı deşerken “Sineklerin Tanrısı”; daha çok Conrad’ın kısa romanı “Karanlığın Yüreği”ni andırır.
41
YAZAR
DÜNYANIN EN HIZLI ÇIKIŞ YAPAN YAZARI;
SUZANNE COLLINS Suzanne Collins, dünyada en çok satılan kitaplar listesinde üst sıralarda yer alan Açlık Oyunları serisinin yazarıdır. Çıktığı andan itibaren oldukça kısa sürede sadece Kuzey Amerika’da 1.6 milyon adet satan kitap serisi, 26 dile çevrilmiş ve 38 ülkede yayımlanmıştır. Collins’in kariyeri 1991 yılında çocuklar için televizyon şovu yazarak başladı. Nickelodeon’da aralarında Clarissa Explains It All, The Mystery Files of Shelby Woo, Little Bear, ve Oswald adlı çizgifilmlerinde bulunduğu birçok televizyon şovunda çalıştı. Aynı zamanda Clifford’s Puppy Days şovunda baş yazar olarak görev yaptı. Santa, Baby!’nin Noel özel bölümü olan animasyonda yardımcı yazar olarak Writers Guild of America ödülüne aday gösterildi. Daha sonra çocuklar için kitap yazmaya başladı. İlk kitabı The Underland Chronicles (Yeraltı Günlükleri) New York Times en çok satanlar listesine girdi. 20032007 yılları arasında Yeraltı Günlükleri Serisi altında 5 kitap yazdı. Bu zaman diliminde ayrıca Mike Lester tarafından resimlendirilmiş When Charlie McButton Lost Power (2005) kitabını yayınladı. 2008 yılında Skolastik Yayıncılık tarafından üçlemenin ilk kitabı olan Açlık Oyunları basıldı. Collins kitabı yazarken kısmen Antik Yunan efsanesi olan Theseus and the Minotaur’dan etkilenmiştir. Diğer bir ilham kaynağı ise açlığı, yoksulluğu ve savaşın etkilerinin anlamasına
42
imkan veren babasının Hava Kuvvetleri’ndeki işinden etkilenmiştir. Serinin ikinci kitabı Ateşi Yakalamak 2009 yılında, üçüncü kitap Alaycı Kuş ise 24 Ağustos 2010 tarihinde yayınlanmıştır. 14 ay içerisinde serinin ilk kitabı sadece Kuzey Amerika’da 1,6 milyon kopya satmıştır.
Açlık Oyunları New York Times Best Seller listesinde aralıksız 60 hafta boyunca zirvede kalmayı başarmıştır. Lions Gate Entertainment kitabın dünya çapındaki dağıtım haklarını almış ve Nina Jacabson’un sahibi olduğu Color Force yapım şirketi tarafından yapımı üstlenilmiştir. Collins filmin senaryosunu kendi uyarlamıştır. Gary Ross tarafından yöneltilen film Türkiye’de 23 Mart 2012 tarihinde girmiştir. Filmde ana karakterlerden biri olan Katniss Everdeen Jennifer Lawrence
tarafından oynanmıştır. Josh Hutcherson, Peeta Mellark karakterini, Liam Hemsworth ise Gale Hawthorne karakterini canlandırmıştır. 2008 yılında yayınlanan roman Açlık Oyunları ve arkasından 2012 yılında vizyona giren filmi, Battle Royale romanına olan benzerliği ile eleştiri konusu olmuştur. Collins kendi kitabı basılana kadar diğer kitaptan haberi olmadığından bahsetmiş olmasına rağmen, Battle Royale yazarı Takami hayranlarına kitaplarına sahip çıktığı için teşekkür etmiş ancak her kitabın önerecek bir şeyi vardır ve eğer okuyucular bir kitabın içinde değerli bir şey buluyorlarsa, bu bir yazarın isteyeceği her şeydir ifadesinde bulunmuştur. Açlık Oyunları’nın sağladığı bir popüleritenin sonucunda, Colllins, Time dergisi tarafından 2010 yılının etkili şahsı olarak seçilmiştir. 2012 yılının Mart ayında Amazon.com Collins’in tüm zamanların en çok satılan Kindle(Amazon.com tarafından üretilen ve elektronik ortamda kitap okumaya yarayan tablet bilgisayar) yazarı olduğunu ilan etmiştir.
GEZİ
43
BİLİM TEKNOLOJİ
İNSANSIZ KARA KURYE ROBOTLARI Havadan insansız araçlarla teslimat yapılmasını sağlayan robotlara yeni bir rakip çıktı; karadan teslimat yapan robotlar.
İngiltere merkezli teknoloji firması Starship Technologies tarafından yeni bir robot modeli geliştirildi. Kısa mesafede taşıma işlemleri gerçekleştirebilen, oldukça sevimli tasarıma sahip bu robot yaşamını sürdüren şehir hayatına giriş yapmak için gün sayıyor. Şuana kadar Londra, Bern ve Düsseldorf şehirlerinde denenmeye başlanan robot oldukça sevilmiş durumda. Yapısında barındırdığı elektrikli motorla kendisine güç sağlayan robot 6 adet tekerleği ve taşıma işlemleri için kapasitesi geniş bir bölme bulunduruyor. Diğer tüm taşıma sistemlerine göre %15 oranında ucuz olan sistem, büyük bir çözüm olacağa benziyor. Eşya taşıma sırasında güvenlik de düşülmüş. Hırsızlık olaylarına karşı, teslimat bölgesine varana kadar depo bölümü kilitli kalıyor ve açılamıyor. Şehir yaşamında uyumluluk sağlayan raporları alındığı takdirde tüm dünyada bu küçük sevimli robotları görmemiz mümkün olacak.
44
BİLİM TEKNOLOJİ
JÜPİTER GÖRÜNDÜ
ABD Havacılık ve Uzay Dairesi NASA tarafından yürütülen Jüpiter yolculuğundaki Juno isimli uzay aracı 5 yıl süren yolculuğunun sonunda Jüpiter yörüngesine girdi. Jüpiter, çevresi çok kalın bir gaz ve bulut tabakasıyla kaplı olan ve gizemlerle dolu bir gezegen. Neredeyse tümü Güneş’te bulunan hidrojen ve helyum gazlarından oluşuyor. Juno, Jüpiter’in yapısındaki gaz bulutlarının kimyasını, ısısını ve hareketlerini inceleyecek. Geçtiğimiz ay yörüngeye girmeyi başaran uzay aracı Juno, çektiği ilk fotoğrafı tüm dünya ile paylaştı İnsanlık için oldukça farklı çalışmalardan birisi olan Juno, 4.3 milyon kilometre ileride Jüpiter yörüngesinde sabitlendi. Çektiği fotoğrafta Jüpiter gezegeninin güneş tarafından aydınlık gözüken yalnızca 3 ayı gözüküyor. Lo, Europa ve Ganymede isimli aylar resimde oldukça net bir biçimde bizlere ulaştı. Jüpiter’in dördüncü ayı olan Castillo karanlık bölgede kaldığı için gözükmüyor. Bu ay içerisinde Jüpiter’e daha fazla yaklaşması planlana Juno uzay aracının daha detaylı ve farklı fotoğraflar göndermesi uzay tutkunlarının heyecanla beklediği bir olay haline geldi.
OZON TABAKASINDAKİ DELİK KÜÇÜLÜYOR
Ozon tabakasındaki incelme tüm dünyada büyük endişe yaratmıştı. Antartika bölgesi üzerindeki ozon tabakasındaki kalınlığın oldukça alt noktalara düşmesiyle küresel ısınma başlamış ve dünya büyük paniğe kapılmıştı. 2015 yılının Eylül ayında yapılan ölçümler, ozon tabakasındaki deliğin 2000 yılındakine kıyasla 4 milyon kilometrekare küçüldüğünü gösterdi. 4 milyon kilometrekare demek Hindistan’ın neredeyse tamamının büyüklüğüne eşdeğer. Ozana tabakası biz canlıların, güneşin ultraviyole ışınlarının zararlarından, deri kanseri ve katarakt gibi hastalıklar gibi zararlı ışınlar etkisiyle ortaya çıkan hastalıklardan korunmamızı sağlıyor. Ozon tabakasının incelmesi demek dünyamızın ısınması ve ekolojik düzenin bozulması anlamına geliyor. Bu sebepten bu incelme tüm dünya için büyük bir önem taşıyor.
45
GEZİ
GEZİ
Resort • Convetion • SPA
3 Gece 4 Gün 09 Temmuz 09 Eylül Arası
UÇAK / TRANSFER / OTEL 1500 TL Yerine Sadece 1150 TL PEGASUS hava yolluyla SABİHA GÖKCEN • ANKARA • İZMİR • ADANA • ANTALYA • HATAY • GAZİANTEP kalkışlı
Konseptimiz Tam Pansiyon Plus ve Kampanya Kontenjanlarla sınırlıdır. 0-12 Yaş 1 Çocuk Ücretsiz olup Fiyatlar 2 kişilik odada kişi başıdır. Acentenin kampanya şartlarında değişiklik yapma hakkı saklıdır.
46
0 212 371 16 00 46 metrotravel.com.tr
GEZİ
47
MODA
BİR ZAMANLARIN MODA EFSANESİ GERİ DÖNÜYOR
PÜSKÜL
1990’lı yıllarda her türlü kıyafet, aksesuar, takıda kullanılan püsküller, 2016 yılı itibari ile yeniden hayatımıza girdiler. Önceki senelerde de kullanılan ama popüler olamayan püsküller bu sene özellikle ünlü markaların ayakkabı modellerinde kullanmasıyla büyük bir çıkış yaptı. Oldukça fazla sayıda kadının tercihi olan topuklu ve aynı zamanda ön kısmı püsküllü farklı tasarıma sahip olan bu ayakkabılar uzun zaman boyunca raflarda boy gösterecek. Kadınların bu denli eğilim göstermesi neticesinde bu yıl büyük ilgi gördü. Yapılan defilelerde boy gösteren mankenler genellikle topuklu ayakkabı modellerini giymeyi tercih ettiler. Ayrıca bu giydikleri topuklu ayakkabıların ön kısımlarında ise genellikle püskül gibi detaylı desenler bulunmaktaydı. Hepimizin küçükken kullandığı püsküllü bir ceketi, tişörtü illa ki vardır. Moda o kadar farklı bir değişkenliğe sahip ki geçmişin külleri yeniden doğuyor. Rengarenk püsküllü topuklu ayakkabılar, etnik tasarımlı tişörtler, pareolar, anahtarlıklar, küpeler daha neler neler.
Püsküllü Topuklu Ayakkabılar
Özellikle yaz aylarında hem şık hem de spor olmak isteyen kadınların ilk başvuracağı ayakkabılar püsküllü topuklular oldu. İster yırtık kotla isterseniz şık bir gece elbisesiyle giyseniz bile oldukça şık duran bu ayakkabıları kolayca kombinleyebileceksiniz. Geçmiş yıllara nazaran daha renkli tasarımları her yerde bulmanız mümkün. Ortalama fiyatı; 59.90 TL - 200 TL
48
MODA
Püsküller Kulağınıza Küpe Olsun
Küpe, tek başına kullansanız dahi sizi oldukça şık gösterecek bir aksesuardır. Püsküller de eklenince bir akşam yemeğinde, sahil partilerinde yada işe giderken kullanabileceğiniz çok amaçlı aksesuar haline geliyor. Ortalama Fiyat; 5 TL - 100 TL
Püsküller küpelerde, ayakkabılarda olur da çantalarda olmaz mı? Püsküllü çantalar ile sportif şıklığı yakalayabilirsiniz.
ERKEK MODASINDA PÜSKÜL
Moda denilince genelde kadınlar akla gelse de erkek modasının da varlığını unutmamalıyız. 2016 sezonunda püskül modası erkek ayakkabılarında da boy gösterdi. Özellikle “Casual” olarak adlandırılan günlük şıklık anlamına gelen giyim tarzında kullanılabilen loafer ayakkabıları hem günlük kullanımda hem de resmi ortamlarda kullanabilirsiniz.
49
GEZİ
ı r a l t r a d n a t S e t Kali ! a d Işığın
50
GEZİ
51
RÖPORTAJ
Çocuklarımız, geleceğimiz, canımız, her şeyimizdir. Bebeklik döneminde belki de herkesin yaşadığı sorunlarından biri de bebeklerin uyumaması, alışkanlıklarını bırakamaması, direnmesi ve sonucunda sağlıksız olacağı endişesidir. Son zamanlarda uyku konusunda oldukça başarılı çalışmalarıyla adını duyuran Uyku Meleği Zeynep Demirel ile sizler için bebek uykusu hakkında aydınlatıcı bir röportaj yaptık. Bebekler uyusun, sağlıklı büyüsün. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Uyku Meleği olma yolcuğunuzu bizlere anlatır mısınız? Uyku Meleği nedir? Neden Uyku Meleği? ZEYNEP DEMİREL: Ben yani Uykumeleği Zeynep Demirel, işletme mezunu biri 5 yaşında diğeri 15 aylık 2 çocuk annesiyim. Ve ilk oğlum Demir sayesinde bebek ve çocuklarda uyku konusuna kafayı takmış bir anneyim. Kimi annelerin kendinden çok küçük kardeşleri vardır, kimilerinin küçük yeğeni, kuzeni ya da ne bileyim en azından komşularının bebeği vardır. Böyle annelerin illaki bir kere bebek altı değiştirmişliği, bir kere bebek uyutmuşlukları vardır. Oysaki Demir ciddi anlamda benim elime aldığım ilk bebekti ve ben bebekler hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Bu yüzden bebek düşünmeye başladığımız ilk gün yerli yabancı bebeklerle ilgili bulduğum bütün kitapları aldım ve ezberlercesine okudum. Hamileliğim de çok kolay geçti. Evet, o çok ağlayan uyumayan yemek yemeyen bebeklerin anneleri hiçbir şey bilmiyordu. Her şeyin bir yolu, yordamı vardı.
52
RÖPORTAJ
Derken Demir doğdu ve 15. günde belli saatlerde çılgınca ağlamaya başladı. Okudum, biliyorum sorun yok. Bu çocuk kolik, hemen cdler, sıcak kiraz çekirdekleri falan, ama yok bana mısın demiyor. Çocuk çatlarcasına ağlıyor. Eğer devamlı sallamazsam 15 dakikadan uzun uyumuyor. Derken kendimi umutsuz ev kadını ruh halinde buldum. Çoğu gün değil yemek yemek lavaboya bile gidemiyordum. Dışarı çıkmak, annemlere bile gitmek hepimiz için çılgınca bir işkenceydi. Böyle günler geçerken Demir’in sıkıntıları azaldı ama yok uyumuyor çocuk her 15 dakikada kıpırdanmaya başlıyor ya kucağa alıp pışpışlanacak ya da sallanacak. Tam 6. Ayda artık herkese boyun eğdim ‘tamam eve salıncak kuralım, çaresizim’ dediğim gün arkadaşım; ‘uykumeleği diye bir şey duydum, bir bak istersen’ dedi. Ben Tracy, Ferber ve diğer tüm yöntemleri biliyorum, yapamam zaten çok ağlıyor, daha fazla ağlatamam dedim ama meraktan yine de Seride Hanım’a mail attım. Çok hızlı ve çok rahatlatıcı bir mail aldım ve herkese kulak tıkayıp denemeye karar verdim. Seride Hanım sırayla tüm problemleri hem beni hem bebeğimi yıpratmadan ortadan kaldırdı ve sonunda Demir kendi kendine saatinde hiç problemsiz yatıp uyumayı öğrendi. Hepimiz için inanılmaz, ama gerçekti. Benim bu çabalarımı ve Demir ‘i duyan herkes arayıp nasıl yaptığımı sormaya başladı. Ben herkese yaptıklarımı anlattım ama her bebek çok farklıydı, ayına göre farklılık gösteriyordu. Bende benim gibi uykusuz annelere yardımcı olabilmek için uyku koçu olmaya karar verip Kim West’ten eğitim ve sertifika aldım.
Bir bebeğin sağlığı için uykusu nasıl olmalıdır?
Bebekler için sağlıklı uykuyu ayına göre deliksiz ve hareketsiz uyku olarak tanımlayabiliriz.
Yenidoğan bebeklerin uyku düzenleri nasıl olmalıdır?
Yeni doğan bebekler toplamda 16-18 saat uyur. Her uykuları 1,5-3 saat arasında değişir ve en fazla 1.5-2 saat uyanık kalabilirler.
Bebeklerde gündüz ve gece uyku düzeni nasıl olmalıdır?
• 2. ayda15-5-17 saat uyurlar. Bunun 8-10 saati gece, 6-7 saati gündüzdür. • 3. ayda toplamda 15 saat uyurlar. 10 saat gece 5 saat gündüz. • 4. ve 5. ayda bebekler, 10-11 saat gece, 4-5 saat gündüz • 6-8 ayda bebekler 10-12 saat gece, 3,5 saat gündüz • 9-12 ay 11 saat gece 2,5-3 saat gündüz • 12-18 ay 11 saat gece 2-2,5 saat gündüz • 18-30 ayda bebekler, 11 saat gece, 2 saat gündüz şeklinde uyumaktadılar.
Tabi ki bu saatler bebekten bebeğe değişiklik göstermekte. Eğer bebeğin kilo alışı ve büyümesi normal ve doktoru onaylıyorsa bebeğin 6. Aydan itibaren 11 saat deliksiz uyumasını öneriyoruz.
Bebeklerin uykuya dalmaları için uygulanan geleneksel yöntemlerle ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Halk arasında bebek yorulmadığı için uyumuyor, uyumayan bebek uyumaz, büyüyünce nasıl olsa uyur gibi ifadeler çok yaygın. Oysaki bebekler çok yorulduklarında kortizol hormonu salgılıyor ve bunu vücuttan atabilmek için çırpınmaya başlıyorlar. Yani aslında kısır döngüye girip yoruldukça uyuyamıyor uyuyamadıkça daha çok yoruluyorlar.Bunun üzerine sallayarak uyutma, emzirerek uyutma gibi uykuya müdahaleler eklenince bebek her uyandığında bu müdahaleye ihtiyaç duyuyor ve tabi ki her uyandığında buna ihtiyaç duyuyor.
Kendi çocuğunuzda bu yöntemi uygularken ne gibi engellerle karşılaştınız?
Ben büyük oğluma bu eğitimi verirken en çok 3 hafta boyunca saatlerine dikkat edip o saatlerde evde olmakta zorlandım. Yatması gereken saat bazen çok erken oluyordu ve bu bizi zorluyordu. Ama bebekler büyüdükçe saatleri değişiyor ve aile düzenine ayak uyduruyor. Uyku eğitimi süresince saatlere uymak ise işin nerdeyse en önemli kısmı.
53
GEZİ
54
GEZİ
9PÀPIJįdÃğįōíØqĽØĽÖįÃxÃç
=ŅğÕÃō ĜæÃçį: ōPÀPIJį Pıı 7 / 24
0 850 222 34 55
55
SAĞLIK
Diyetisyen TUĞÇE SERT
Anne sütünü artıran besinler
İstanbul Onkoloji Hastanesi
Gebelik sürecinin ardından anneleri heyecanlandıran ve bebekler için en önemli dönem diyebileceğimiz emzirme dönemi başlar. Bir annenin en büyük isteği bebeğini anne sütüyle büyütmektir. Her bebek için en doğal ve en taze besindir. Bebeklerin bağışıklık sistemini güçlendirir ve enfeksiyonlardan korur. Emzirme döneminizde bunu ye süt olur, bunu iç sütün artar gibi cümleler çok sıklıkla duyarsınız. Bu nedenle gebelikte alınmayan kiloların çoğu emzirme döneminde alınır. Peki, hangi besinler gerçekten anne sütünü arttırır? Bu dönemde hangi besinleri tüketmek daha doğru? Nelere dikkat etmek gerekiyor? Bu soruların cevabına bakalım.
1.MUTLU EMZİRİN
Süt yapımını ve salınımını sağlayan hormonlar beyindeki hipofiz bezinden salgılanır. Stres, üzüntü durumunda beyine giden uyarı süt salınımını etkiler ve sütünüzün azalmasına neden olur. Bebeğinizin size temas etmesi, sık ve mutlulukla emzirmek, pozitif düşünce sütünüzü artırır. Bebeğinizi, stres yapmadan, tüm sevginizi vererek emzirmeye özen gösterin.
2. BOL SU TÜKETİN
Her gün düzenli olarak 3-3.5 litre su tüketin. Su içmek süt salınımını artırır. Bu dönemde şekerli içeceklerin süt yapımını arttırdığı düşünülür. Ancak çok fazla miktarda şekerli içecek tüketmek kilo almanıza neden olur. Normal saf su, süt miktarınızı arttıracaktır. Su tüketmekte zorlanıyorsanız, şekersiz komposto da tercih edebilirsiniz.
3.REZENE ÇAYINI ÖĞÜNLERİNİZE EKLEYİN
Rezene çayı hem bebeğin hem annenin gaz problemini gidermek için genellikle bu dönemde kullanılır. Yapılan araştırmalar rezene çayının aynı zamanda prolaktin ve östrojen hormonunu arttırıcı özelliği olduğunu ve anne sütünü arttırdığını söylemektedir. Ancak fazla alımı anne sütünü azaltabileceğinden günde 2 fincandan fazla tüketilmemelidir.
56
SAĞLIK
4.PROTEİN ALIMINIZI İHMAL ETMEYİN
Emzirme döneminde vücudunuz, 1 ml süt salınımı için 7 kalori harcar. Bu durum daha çok acıkmanıza ve tatlı isteğinizin artmasına neden olur. Bu nedenle her sabah kahvaltıda 1 adet haşlanmış yumurta, peynir, öğle veya akşam öğününde et, tavuk, balık gibi bir protein kaynağı tüketmek daha tok kalmanızı ve süt kalitenizin artmasını sağlar. Özellikle haftada 2 gün balık ve her gün yumurta tüketmek bebeğinizin beyin gelişimini de destekler.
5. KURUTULMUŞ MEYVELER
Kuru meyvelerin kalsiyum ve magnezyum oranı yüksektir. Bu nedenle anne sütünü artırıcı özellikleri vardır. Özellikle incir ve hurma emzirme döneminde süt miktarını arttırmaktadır. Bunun dışında demir eksikliğiniz varsa kırmızı çekirdekli kuru üzüm (1 yemek kaşığı) tüketerek hem demirinizi hem sütünüzü artırabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken en önemli nokta ise kuru meyvelerin şeker oranı yüksektir. Bu nedenle diyetinizde porsiyonlarına dikkat edin. Ara öğün olarak 2-3 adet tercih etmeniz yeterli olacaktır.
7.CANINIZ TATLI İSTEDİĞİNDE SÜTLÜ TATLI TERCİH EDİN Günde 3 porsiyon süt, yoğurt tüketimi süt kalitenizi arttırır. Kilo probleminiz varsa yarım yağlı veya light olanları tercih edebilirsiniz. Hem süt salınımını hem kalsiyumu arttırmak için canınız tatlı istediğinde ise şerbetli tatlılar yerine sütlü olanları tercih etmeye çalışın.
6.YAĞLI TOHUMLAR
Fındık, badem ve ceviz iyi birer magnezyum ve çinko kaynağıdır. Emzirme döneminde hem süt miktarınızın artması hem bebeğinizin beyin gelişimi için her gün tüketmeye özen gösterin.
57
ÇEVRE KİRLİLİĞİ İLE MÜCADELE VE SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN BİSİKLETLERİNİZİ ÜCRETSİZ TAŞIYORUZ!* GEZİ
*Her Otobüsün bisiklet kapasitesi 2 bisiklet ile sınırlıdır. Taşıma için bir sonra ki sefer’den bilet talep edilebilir. Bisiklet’i ile gelen yolcularımızın bisiklet’e ek bagaj taşıma kapasiteleri 20 Kg dir. Detaylı bilgi için 0 850 222 34 55 arayınız.
58
HABER
Maarif’e ilk desteği Galip Öztürk verdi... Öztürk’ten Batum’a Türk Koleji...
Metro Holding Onursal Başkanı Galip Öztürk, Gürcistan’ın Batum kentinde inşa ettirdiği Türk Koleji’ni T.C. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde hizmet verecek olan Maarif Vakfı’na bağışladı. İşadamı Galip Öztürk, kendi imkânlarıyla yaptırıp bağışladığı Türk Koleji’nin, Batum’daki okulundan Türk bayrağını indiren FETÖ’ye bir cevap olduğunu belirtti. Metro Holding Onursal Başkanı Galip Öztürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim hizmetlerine verdiği desteği ikamet ettiği Gürcistan’da da devam ettiriyor. İşadamı Galip Öztürk, Batum’da inşa ettirdiği Türk Koleji’ni, 2 Temmuz Cumartesi günü düzenlenen törenle T.C. Batum Başkonsolosu Yasin Temizkan ile T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Daire Başkanı Mehmet Ali Akdağ’a teslim etti. İşadamı Galip Öztürk, 2015 yılında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği bir dilekçede, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Batum’daki eğitim faaliyetlerine dikkat çekmiş; Türkiye Cumhuriyeti’nin, FETÖ’nün yurtdışı eğitim faaliyetlerine karşılık olarak uygulamaya alacağı Maarif Vakfı Projesi’ne destek olacağına dair söz vermişti. Metro Holding Onursal Başkanı Galip Öztürk, Batum’daki Türk Koleji’ni inşa ettirerek; hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği sözü tuttu hem de Maarif Vakfı’na okul bağışlayan ilk Türk vatandaşı olarak tarihe geçti.
59
HABER
BAYRAĞIMIZI İNDİREN FETÖ’YE GALİP ÖZTÜRK’TEN CEVAP
Batum’da kendi imkanlarıyla inşa ettirdiği Türk Koleji vasıtasıyla Türk bayrağını dalgalandırmanın onurunu yaşadıklarını belirten Metro Holding Onursal Başkanı Galip Öztürk şunları söyledi; “ Öncelikle neden böyle bir okul inşa ettirdiğimizi anlatmak istiyorum; Türkiye Cumhuriyeti’ni varlığını ve bekasını tehdit eden, Türk milletinin birliğini, kardeşliğini hedef alan Fetullahçı Terör Örgütü, eğitim hizmetleri maskesi altında faaliyetlerine yurtdışında da devam ediyor. Batum’da söz konusu illegal yapının açtığı sözde bir Türk Okulu var. FETÖ milletimize ve devletimize ihanet etmeye Batum’da da devam etti önce okulun Türk adını değiştirdi, sonra da bayrağımızı indirdi. Milletimizden topladıkları bağışlarla açtıkları o okulda, bayrağımızı dahi indirmelerine bir Türk vatandaşı olarak sessiz kalamazdım. Sayın Cumhurbaşkanımıza bir dilekçe yazdım, okul yaptırarak Maarif Vakfı Projesi’ne destek vereceğimi arz ettim. Bugün iki gururu birden yaşıyorum, birincisi; FETÖ’nün indirdiği Türk bayrağı benim yaptırdığım Türk Koleji’nde yeniden dalgalanacak, ikincisi; Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a verdiğim sözü tuttum. Her ne kadar vatanımızdan ayrı düşmüş olsak da; her zaman devletimizin ve milletimizin yanında olmaya devam edeceğiz.” 24 dersliği bulunan Türk kolejinde öğrenciler özel laboratuvarlar, spor salonları, yemekhane gibi sosyal eklentilerden de yararlanabilecek.
Boğaziçi Köprüsü’nde darbe protestosu Metro Turizm otobüsleri konvoy yaptı
15 Temmuz darbe girişimini protesto etmek isteyen binlerce vatandaş 21 Temmuz Perşembe akşamı saat 22.00’dan itibaren Boğaziçi Köprüsü’nde toplandı. Binlerce kişi hep bir ağızdan ’Darbeye hayır’ dedi. Metro Turizm’in çok sayıda otobüsü de konvoy yaparak bu demokrasi şölenine katıldı.
60
61
HABER
Galip Öztürk’ten milli iradeye tam destek
Metro Holding Kurucu Onursal Başkanı Galip Öztürk, 15 Temmuz gecesi yaşanan ve milli iradeyi hiçe sayan darbe girişimini lanetledi. Kendisinin de darbe girişiminde bulunan FETÖ mağduru olduğunu hatırlatan Öztürk, “Darbeye karşı duran polislerimiz, askerlerimiz ve siyasi görüşü ne olursa olsun yüce milletimiz tarih sahnesinde yerlerini şerefle almışlardır” dedi. Fethullahçı terör örgütü tarafından Türkiye’de gerçekleştirilmek istenilen darbeyi lanetlediğini belirten Metro Holding Kurucu Onursal Başkanı Galip Öztürk, 15 Temmuz 2016’nın Türkiye için bir milat olduğunu kaydetti. Öztürk,”15 Temmuz gecesi Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi askeri bir grup, yüzlerce vatandaşımızı öldürmek pahasına sanki Türkiye bir Afrika ülkesiymiş gibi darbe yapmaya kalktı. Tankları insanların üzerine sürdü, uçaklarla kalabalıkları bombaladı. Hesap edemedikleri bir şey vardı. Artık Türkiye 20 yüzyılın, darbe dönemlerinin Türkiyesi değildi! Bu nedenle, sivil halk, polisler, belediye görevlileri, emir komuta zinciri içinde kalan askerler olaya müdahale etti. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız Binali Yıldırım ve muhalefet liderleri darbeye “Dur” dedi. Ve darbe yaparak iktidarı ele geçirmeye çalışan FETÖ üyesi vatan hainleri emellerine ulaşamadı” diyen Öztürk, darbenin altından FETÖ’nün çıkmasına şaşırmadığını da dile getirdi. Kendisinin de FETÖ’nün kurduğu kumpaslar sonucu mağdur olduğunu ve vatanından uzakta yaşamak bırakıldığını anımsatan Galip Öztürk, “Ben de 2012 yılında taleplerini karşılamadığım için FETÖ’nün kumpasına maruz kalmış ve mağdur edilmiştim. Askeriyede, emniyet içinde ve adliyede örgütlü bu terör örgütü, asılsız suçlamalarla bana karşı saldırıya geçmişti. İlk etapta başarılı olmuşlardı. Biz de boş durmayarak temyiz sürecini ve adli mekanizmayı “Türkiye’de hâkimler var” diyerek hukukçu arkadaşlarımızla çalıştırdık. Hukuk mücadelemiz devam ediyor. Şu anda FETÖ’nün kurduğu kumpas sebebiyle vatanımdan ayrı kalmış durumdayım” şeklinde konuştu.
62
HABER Bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını da kaydeden Öztürk insanları, işadamlarını, muhalefet liderlerini, iktidar sahiplerini zan altına sokan FETÖ üyelerinin adil yargı önünde hesap vereceğini, FETÖ’nün polisi, askeri, savcısı ve hâkimi tarafından suçlanan, hüküm giyen masum insanların da adil yargılamanın sonunda aklanacağını ifade etti. Öztürk yeni bir darbe kalkışmasına karşı halkın duyarlı olmasını da isterken; “darbeye karşı duran polislerimiz, askerlerimiz ve siyasi görüşü ne olursa olsun yüce milletimiz tarih sahnesinde yerlerini şerefle almışlardır” dedi.
GÜVENLİK GÜÇLERİNE ÜCRETSİZ OTOBÜS TAHSİSİ
Diğer taraftan Metro Turizm de güvenlik güçlerinin ulaşımı için ücretsiz otobüsler tahsis etti. Yapılan açıklamada “Metro Turizm olarak darbe girişimini lanetle kınıyor, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza başsağlığı diliyoruz. Bu vesile ile önümüzdeki süreçte Türk Silahlı Kuvvetlerimiz içinde yuvalanmış Fethullahçı terör örgütünün darbe girişimine karşı, gerek tankların ve birliklerin önlerine çekilmek üzere, gerekse darbeye karşı yürütülen operasyonlarda kullanılmak üzere darbeye karşı duran güvenlik güçlerimize bila bedel otobüs tahsis edilecektir” denildi.
‘Demokrasi nöbeti’ tutanlara kumanya Metro Turizm’den
Darbe girişiminin ardından meydanları doldurarak ‘Demokrasi nöbeti ‘ tutmaya başlayanların yanında da Metro Turizm vardı. Metro Turizm ekibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin önünde nöbet tutan İstanbullulara su ve yiyecek ikramında bulundu. Üç Metro Turizm otobüsü de acil durumlar için alanda hazır bekletildi.
63
HABER
Metro Turizm Havza’da hedef büyüttü
Metro Turizm Havza’dan kalkış yapan otobüs sayısını artırdı. Havza Otogar ve Metro Turizm İşletmecisi Bekir Sabri Turan, Havza, Vezirköprü ilçesinde yolcu sayısında gözle görülür artış olduğunu, bölge halkının taleplerini karşılamak için sefer ve gidilen şehir sayısını artırdıklarını söyledi. Türkiye başta olmak üzere, her yıl Havza ve Vezirköprü ilçesinde yolcu sayısında gözle görülür artış olduğunu, göreve başladıkları günden bu yana, yolcu sayısındaki artışı göz önüne alarak, hizmet kalitesini artırdıklarını belirten Metro Turizm Havza İşletmecisi Bekir Sabri Turan, ”Güvenilir, sınır tanımayan hizmet anlayışımızla, gerek otobüslerimizin konforu, gerekse sefere çıkan kaptan ve kaptan yardımcılarımızla, otobüslerimizde yapılan seyahati yolcularımız açısından keyfe dönüştürmeyi kendimize şiar edindik” dedi.
KARŞILIKLI BURSA SEFERLERİ BAŞLADI
Havza ve Vezirköprü ilçelerinden İstanbul ve Bursa’ya doğru bir yolcu potansiyelinin olduğunu belirten Turan, bölge halkının yoğun talebi üzerine bu sezonda her gün Vezirköprü ve Havza kalkışlı Bursa seferlerine başladıklarını belirtti. Turan seferlerin karşılıklı olduğunun da altını çizdi. Havza’nın karayolu geçiş güzergahı için stratejik öneme sahip olduğunu vurgulayan Turan, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerini, Karadeniz Bölgesi’ne, Orta ve Doğu Karadeniz’i Avrupa’ya bağlayan bir noktada hizmet verdiklerini ifade etti. Tarih ve sağlık turizminde de Türkiye ve yurtdışından gelen yerli ve yabancı turistin bölge ekonomisine katkısının her geçen yıl arttığını kaydeden Turan Ramazan Bayramı’nda ciddi bir yolcu yoğunluğu yaşandığını söyledi. Turan, “Bir önceki bayram döneminde Vezirköprü ve Havza kalkışlı, sabit sefer sayısının dışında günde 9 ek sefer yapmıştık. Bu yıl da benzer bir yolcu hareketliliği oldu. İstanbul seferlerimizin yanı sıra yeni başlayan Bursa seferlerimiz ile bölge halkının taleplerine cevap vermeye çalışacağız. Gelecek yıl da Akdeniz ve Ege Bölgesi’ne yoğunlaşacağız. Bunun çalışmalarına da şimdiden başladık” diye konuştu.
64
HABER
Metro Turizm kaptanlarına ‘Teknoloji’ eğitimi
Kaptan eğitimlerine önem veren Metro Turizm 2016 sezonunda da kaptan eğitimleri ile ön plana çıktı. Uzmanlar Metro kaptanlarına bilinçli lastik kullanımından, koltuk arkası ekranların geldiği noktaya kadar pek çok konuda bilgi verdi. Metro Turizm’in Türkiye geneli bireysel ve özmal otobüs kaptanları 3 günlük eğitim seminerinde bir araya geldi. TOFED Konferans Salonu’nda düzenlenen seminerlere Metro Turizm Genel Müdür Yardımcısı Bertan Söğüt, Araç içi Hizmetler Müdürü İbrahim Arslanoğlu, Metro Otomotiv Genel Müdürü İsmail Aktaş, Metro Otomotiv Genel Müdür Yardımcısı Faruk Binekli ile eğitim uzmanları ve kaptanlar katıldı. Türkiye’nin en fazla sefer yapan ve en çok yolcu taşıyan firması Metro Turizm’de kaptanların çok önemli bir yeri olduğunu belirten Genel Müdür Yardımcısı Bertan Söğüt, “Bir otobüsün tüm sorumluluğu kaptanlarındır. Yolcularımız otobüste uzun bir süre sizinle bir arada olur ve seyahat eder. Kaptanlar, başta host olmak üzere tüm personele sahip çıkarak hizmet vermelidir. Bizim firmamıza yakışan personel ile çalışarak en iyi ve kaliteli hizmeti sunmanız lazım. Yolcu ile diyalog çok önemli ve bunun en verimli şekilde yapılması gerekir. Biz kaptanlarımızın yolcunun ve sektörün takdirini kazanan insanlardan olmasını istiyoruz’ diye konuştu. 2016’nın Metro Turizm için ‘eğitim seferberliği’ yılı olmasına yönelik projeler hazırladıklarını belirten Metro Otomotiv Genel Müdürü İsmail Aktaş, eğitimlerin yıl sonuna kadar aralıksız devam edeceğini kaydetti. Aktaş, “Kaptanlar yolcunun en fazla bir arada olduğu kişiler olarak her zaman ön planda. Onlar ile daha yoğun bir eğitim çalışması içinde olacağız. Metro Turizm için eğitim artık olmazsa olmaz bir kural” dedi.
DOĞRU LASTİK KULLANIMI
Metro Turizm kaptan eğitimine Türkiye’nin lider yerli lastik üreticisi Brisa da katıldı. Brisa Büyük İstanbul Otogarı Servis Merkez Yöneticisi Tuğrul Karadeniz ve Eğitim Uzmanı Mehmet Atıl, yakıttan sonra en fazla gider kalemi olan lastiğin daha uzun ömürlü olması için neler yapılması gerektiğini tek tek anlattı. Otobüsün güvenli ve emniyetli sürüşü için lastiğe etki eden faktörler belirtilirken, doğru lastik, emniyetli kullanış, lastiğin aşınma faktörü, kaplanabilir lastik, lastiğin özelliği, lastiğin tüm yükünü taşıyan lastik hava basıncı ve önemi hakkında hayati bilgiler kaptanlara anlatıldı.
INFOTEKS’TEN KAMPANYA
Infoteks Genel Müdürü Mustafa Yavuz da Metro Turizm kaptanlarına yerli üretim koltuk arkası TV sistemleri hakkında bilgi verdi. Yeni bir sistem ile sektöre girdiklerini belirten Mustafa Yavuz, “En akıllı ve üstün teknolojinin yanı sıra, özel kampanyalarla sizlere hizmet vereceğiz. Otobüslerde birinci sınıf seyahat ve yolcu memnuniyetine ulaşma hedefindeyiz. Sezona özel kampanyamız ile birlikte İnfoteks Tv getiren müşterimize ayrı bir indirim imkanı sunacağız’ diye konuştu.
65
GEZİ
GURME MANİSA KEBABI
MALZEME LİSTESİ • Yumuşak tarafından 2/3 dana eti, • 1/3kuzu eti • Tereyağı • Sumak • Tuz • Domates • Yeşil biber • Kuru soğan • Maydanoz (Soğanla maydanoz ince ince kıyılarak bir miktar sumakla karıştırılır.)
YAPILIŞI;
Dana ve kuzu eti karışık olarak çift kıyılmak suretiyle kıyma haline getirilir. Tuzlanıp iyice yoğrularak şişlere düzgün ve fazla kalın olmayacak şekilde sarılır. Şişlere sarılan kebaplar odun kömürü ateşinde pişirilirken, pidelerde aynı ateşte ısıtılarak hafif kızartılır. Domates ve biberler de aynı ateşte hafif közlenir. Kızaran pideler servis tabağına alınarak kare kare kesilir. Pişmiş olan kebaplar da şekilleri bozulmadan düzgün bir şekilde pidelerin üzerine alınır. Kızdırılmış tereyağı gezdirilir, sumak serpilir. Közlenmiş domates ve biberle süslenip, soğan salatası ile birlikte servis yapılır. Afiyet olsun.
66
GEZİ
KULA ŞEKERLİ PİDESİ
MALZEME LİSTESİ • (1 adet pide için) Hamuru için • Yarım paket yaş maya • Bir çay bardağı süt • Yarım kilo un • Bir tutam şeker İç Harcı İçin • Çifte kavrulmuş tahin, • 100 gr toz şeker
YAPILIŞI;
Yaş maya ve mayanın aktifleşmesi için bir tutam şeker ve üzerine ılık süt eklenerek karıştırılır. Eritilmiş mayanın üzerinde elekten geçirilen un eklenir ve kulak memesi kıvama alana dek yeteri kadar su eklenir. Hamurun mayalanması için 45 dakika beklenir. Ardından hamur yarım parmak kalınlığında açılır, üzerine her tarafına yayılacak şekilde tahin sürülür. Toz şeker tahinin üzerine serpilir. Hamur rulo şeklinde yuvarlanır. Daha sonra bir uzundan tutulup daire şekline getirilir. Merdane ile 1 cm kalınlığında açılır. Üzerine çifte kavrulmuş tahin sürülüp, fırına verilir. Fırından çıkarıldıktan sonra 5 dakika bekletilip, servis yapılır. Afiyet Olsun.
67
SUDOKU
Sudoku (sūdoku, Rakam Yerleştirme diye de bilinir) standart olarak 9x9 boyutlarında bir diyagramda çözülen ve her satır, her sütun ve her 3x3’lük karede 1’den 9’a rakamların birer kez yer alması gereken bir zeka oyunu türüdür. Japonca “Sayılar TEK olmalı” anlamına gelen “Suuji wa dokishin ni kagiru” kelimelerinin kısaltması olan Sudoku, günümüzde Asya’dan, Avrupa ve Kuzey Amerika’ya da yayılan oldukça popüler bir oyundur. Oyunun amacı dokuzar hücreden oluşan 9 eşit kutuya bölünmüş bir alan üzerinde sayıları tekrar etmeyecek şekilde dizmeyi başarmak. Her satır ve sütunda 1’den 9’a kadar olan sayıları sadece bir kez kullanarak dizmeniz gerekiyor. Aynı şekilde çizgilerle ayrılmış her kutu içerisinde de 1’den 9’a kadar olan sayılar 1 kez kullanılmak zorundadır.
68
EĞLENCE
iKi RESiM ARASINDAKi 7 FARKI BULUN
69
GEZİ
ASTROLOJİ KOÇ (21 MART - 19 NİSAN) Parasal konulardaki iradeli karakteriniz sayesinde
BOĞA (20 NİSAN - 20 MAYIS) Ortaklı işlerde çalışan Boğa burçları ortaklarıyla
karşılaştığınız maddi problemlere karşı oldukça
yaşayacakları sorunları eğer ki alttan almazlarsa, ortaklığı
güçlü duracaksınız. Sevdiklerinize karşı daha ılımlı
sonlandırma noktasına kadar gelebilecek durumun
olmalı ve ilginizi eksik etmemelisiniz. İş hayatınızda
içerisinde bulacaklar kendilerini. Sinirli yapınız her
sorumluluklarınıza karşı duygusal değil profesyonelce
durumda sizi eksiye düşürüyor. Hayata biraz daha olumlu
davranmalısınız. Aksi takdirde bir takım sorunlar
bakmalı ve tepkilerinizi düşünüp öyle vermelisiniz. Evlilik
yaşayabilirsiniz. Sağlığınıza yeteri kadar önem
arifesinde olan Boğa burçlarının sabırları sınanacak, adeta.
vermemeniz sonucunda hastalık sizi bulacak. Beslenme ve
Tatil yapma planlarınızı biraz daha ertelemeniz gerekebilir.
yaşamınıza dikkat etmelisiniz. Eğitim durumu belirsiz olan Koç burçlarını büyük bir sürpriz bekliyor.
İKİZLER (21 MAYIS - 21 HAZİRAN) Ağustos ayında çok yüksek enerji ve hedeflere sahip
YENGEÇ (22 HAZİRAN - 22 TEMMUZ) Ağustos ayı tam bir aşk ayı olacak, Yengeç burçları
olan İkizler burçları hedeflerine biraz daha yaklaşıyorlar.
için. İlişkiniz varsa ciddi bir yola adım atabilir, bekarsanız
Yüksek enerjinin kontrolünü kaybeden kim İkizler
yeni bir ilişkiye yelken açabilirsiniz. Evcimen ruhunuz
burçlarının moralleri bozulabilir. Sosyal hayattan kendinizi
sayesinde evli olan Yengeç burçlarının evlilikleri tam gaz
soyutladıysanız, ailenizle yaşayacağınız problemler
devam ediyor. Düşünmeden konuşmayı seviyorsanız, iş
ile birlikte kendinizi oldukça yalnız hissedeceksiniz.
hayatında sorunlar sizi bekliyor. Buna hazır olun ve ciddi
Kaybetmekten korkmanız iş hayatında risk almanızı
görüşmelerde mutlaka düşünüp, taşınarak konuşun. Yeni
engelliyor. Unutmayın her işte risk almak çok önemlidir.
ev almak istiyorsanız, finansal durumunuzu gözden geçirip, iyi bir plan yapmalısınız.
ASLAN (22 TEMMUZ - 22 AĞUSTOS) Ailevi konuların gündeme geleceği bir döneme
BAŞAK (23 AĞUSTOS - 22 EYLÜL) Kalbi kırıkl başakların ayı olacak, Ağustos ayı.
giriyorsunuz. Büyük sorumluluk sizin üzerinizde olabilir.
Sevdiğinden yeni ayrılmış olan Başak burçları kafalarını
Sakinliğinizi koruyarak birlik, beraberliği sağlamalısınız.
dağıtmak ve bir nebze stresten uzaklaşmak için tek başına
Aşk hayatında yüzü bir türlü gülmeyen Aslan burçları
tatil programı yapabilirler. Stres ve sinir, sağlığınızı bozma
aradıkları aşkı Ağustos ayında bulacaklar. Evli olan Aslan
yolunda sizi olumsuz etkileyecektir. Dikkat etmenizde
burçları çocuklarıyla birlikte güzel bir tatil geçirecekler.
fayda var. Okulların bitmesiyle rahata kavuşan öğrenci ve
Parasal konularda iş hayatında sizleri şaşırtacak, mutlu
öğretmen Başak burçlarının son tatil aylarında kendilerini
olacağınız gelişmeler meydana gelebilir.
geliştirecek aktivitelere yönelmesi önem taşıyor.
70
GEZİ
TERAZİ (23 EYLÜL - 23 EKİM) Eski dostlukların, eski aşkları gündeme geleceği
AKREP (24 EKİM - 21 KASIM) Kıskanç ruha sahip olan Akrep burçlarını çıkmaz
enteresan bir ay bekliyor, sizi. Geçmişlerde unuttuğunuz,
yollar bekliyor. İlişkinizi öyle çok kıskanıyorsunuz ki
ayrıldığınız, aklınıza dahi gelmeyen insanlar ile yeniden
partneriniz bu durumdan bunalıp, sizden kaçacak
görüşeceksiniz. Sosyal hayattan uzak kaldığınız günler
noktaya geliyor. Kıskançlığınızı bastırmalı ve sevginize
geride kalıyor. İlişkiniz yoksa, bu dönem başlatmak için
güvenmelisiniz. Aile içi tartışmalar yaşanabilir. Herkes bir
uygun bir dönem olmayabilir. Parasal açıdan oldukça zor
yere dağıldığında aileyi toplama görevini üstlenirseniz, çok
zamanlar geçirecek ve düzeleceksiniz. Planlama yapmalı ve
daha huzurlu olacaksınız. İş değiştirme kararınız ile birlikte
o yönde ilerlemelisiniz. Sporu ihmal etmemelisiniz.
daha mutlu günler sizlerin olacak.
YAY (22 KASIM - 21 ARALIK) Korkularıyla yaşayan Yay burçları bu ay huzur
OĞLAK (22 ARALIK - 29 OCAK) Ağustos ayında sizleri, ailevi birçok organizasyon
bulacak tatili sonunda yapacaklar. Oldukça yoğun
sizleri bekliyor. Düğünlerden, nişanlardan, doğum
çalışan Yay burçları olarak bu tatili çoktan hakettiniz.
günlerinden kafanızı kaşıyacak zamanınız olmayacak.
Evlilik hazırlığında olan Yay burçları bu tatil sayesinde
Bunalmanız oldukça normaldir. Sabredin. Ailevi huzur
koşuşturma ve telaşeden biraz olsun uzaklaşacaklar.
ve mutluluk zor elde edilebilen ancak kolay kaybedilen
İş konusunda oldukça istikrarlı bir şekilde başarıya
şeyler arasındadır. Yemek yemeyi seven Oğlak burçlarının
doğru emin adımlar atacaksınız. Yılmadan, usanmadan
kendilerine dur demelerinin tam zamanı, Ağustos ayı.
çalışmanız bu noktada büyük önem taşıyor. Ha gayret!
Böyle devam ederseniz, alacağınız kilolar sağlığınızı olumsuz yönde etkileyecek.
KOVA (29 OCAK - 18 ŞUBAT) Burçların duygusallığının en yoğun olduğu burç;
BALIK (19 ŞUBAT - 18 MART) Konuşkan ve sıcakkanlı olan Balık burçları, sosyal
Kova burcudur. Ağustos ayı da sizler için oldukça duygusal
çevresini arttırmaya devam ediyor. Ağustos ayında
geçecek. Ailesi uzakta olan Kova burçları için özlem
yeni arkadaş çevrelerine giren Balık burçları, yeni
giderek artacak ve duygularını kontrol edemeyecekler.
bir kalp çarpmasına uğrayacaklar. Bu da yeni bir aşk
Bu kadar duygusallığın içerisinde barındırdığınız mantıklı
anlamına geliyor. Dürüst olmayan insanları hayatınızda
yaklaşım iş hayatınızda problemli noktaları çözmenize
barındırmanız size bu ay içerisinde olumsuz olarak geri
yardımcı olacak ve ödüllendirileceksiniz.
dönecek. Dikkatli olmalısınız. Sağlığınıza verdiğiniz aşırı önem sebebiyle psikolojik olarak yorgun düşebilirsiniz. Spor yaparak beyninizdeki olumsuz düşüncelerden arınabilirsiniz.
71
FİLOMUZ
72
FİLOMUZ
73
METRO
74
METRO
75
METRO
76
METRO
77
METRO
78
GEZİ
79
GEZİ
0 850 222 34 55 80