ART UNLIMITED 21 - MART 2013

Page 72

YORUM

EBRU YETİŞKİN

Şikayetim yaratana

1

Ebru Yetişkin, AİCA Türkiye’nin Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde izlenen uzun soluklu konferansında çağdaş sanat, eleştiri ve eleştirmenlik üzerine hazırladığı özgün tebliği Art Unlimited okurları ile paylaşıyor.

Ç

72

ağdaş sanatta eleştiri ve eleştirmenlik, bir bilgi üretim sorunudur. Çağdaş sanatta eleştiri ve eleştirmenlik, bilgi üretme yollarını araştırma, yaratma ve çoğaltarak yayma ile ilgili bir sorun. Bu konuyu son birkaç yıldır çağdaş sanatta sömürünün güncel halleri başlığı altında tartıştım. Ancak görüyorum ki hafızalarda sömürü ile ilgili sorgulanmaksızın bağlanan ve bu nedenle de okunmayarak yadsınan, klişe haline dönüşmüş bir sol türkü.. Sergi haberleri, sergi yazıları ve eleştirisi içinde tekrar eden isimler, kavramlar ve kuramlar ile yapılan şablon üretimler bir yana, ready-made üretimler sayesinde gerçekleştirilen güzelleme ve güzelleme ağları da cabası... Hakim algıyı oluşturan S.S. (sınırlı sorunlu) kavrama alanları olarak gazetelere bakalım... Örneğin Cem Erciyes’in eleştiri ve eleştirmenlik ile ilgili yaptığı tartışmanın2 aksine mesele, eleştirinin ve eleştirmenin ne anlama geldiği, yargılama gücünün kullanılması ve sanat işini beğenip beğenmemesi değil bugün. Bugün mesele eleştirinin ve eleştirmenin oynadığı işleve yönelik bir baskıcı dönüşüm arzusu ve bu baskıcı dönüşüm arzusunun ortaya çıkardığı hegemonik güç ve iktidar ilişkileri içindeki üretimin niteliği. Mesele eleştirinin ve eleştirmenin bilgi üretim yolları ve formları yaratmaya açılıp açılmaması... Bugün giderek büyüyen ‘sektörel’ bir güncel sanat ağı içinde bir pazarlama ve promosyon aracına dönüşebilen eleştirmen ve eleştiriden kolaylıkla bahsedilebilmekte. Üretilen eleştiri ve eleştirmen simülasyonlarıyla yerleşik ve tahakküm eden düşüncenin, kurumların, kişilerin, formların, kavramların otoritesi ile varlığını sürdüren koşullara zorlama yoluyla değil, rıza yoluyla

bağlanılmakta. Bu durum ise acaba bize nasıl bir eleştirel ortam sunmakta? İthal ikameci entelektüel taklitçilik Eleştirinin akademik yayınlar içindeki durumu ise olayın bir başka boyutunu yansıtmakta. Örneğin çağdaş sanatta sömürünün güncel halinin Türkiye’ye özgün bir durum olmadığını geçtiğimiz yıl ulusal hakemli dergilerden biri olan Toplum ve Bilim güncel sanat sayısı akademik değerlendirme kuruluna sunmuş ancak kabul görmemiştik. Açık çağrı yapılan ancak sipariş usulü yazıların yayınlandığı bu sayının ‘akademik’ mahiyeti baştan geçersiz olmasına rağmen bugün görüyoruz ki, Türkiye’de eleştiri ve eleştirmenlik ile tartışmaların İngiltere ve Amerika’da da gerçekleşiyor olmasıyla paylaşılan ‘ortak’ ‘sıkıntılar’ pek doğal karşılanmakta. Foucault, Baudrillard, Marx gibi düşünürlerden yapılan alıntılarla süslenmiş sızlanmacı ithal ikameciliğin güncel entelektüel sürümleri bugün tanıklık ediyoruz ki hızla indirilmekte ve (yüklenici müteahhitler misali) yüklenilmekte. Gündelik olanda ortaya çıkan bu açık bırakılmış kanalizasyon ve inşaat çukurlarının üzerinden sıçrayarak yürümeye ve asfalt doldurmaya alışmışlar için bırakınız direnişi ve eleştiriyi, bunların bahsi bile fuzuli bulunmakta ve yalnızca tanıdıklara selam vermekten ve esirgemekten ibaret kalınmaktadır. Oysa eleştiri ve eleştirmenlikle ilgili mesele, bu epistemik şiddet ve ihlaller içinde gibi... Taşeronluk ve taşıyıcılık ekonomisi içinde eleştiri ve eleştirmenlik? Ulusaşırı sermaye ile büyüyen bir İstanbul merkezli çağdaş sanat alanı içinde eleştiri ve eleştirmenlik ile ilgili gözden kaçırılmaması gereken hususlardan biri de Türkiye’nin ulusaşırı sermaye ile kurduğu bağın niteliğidir.

Yani eleştiri ve eleştirmenliği acaba taşeronluk ve taşıyıcılık ekonomisi içinde düşündüğümüzde karşımıza ne çıkar? Karşımıza çıkan bir bilgi ve düşünce üretimi sorunudur. Taşeronluğu ve taşıyıcılığı yapılan hazır düşüncelerin taklidi ile yayılan salgınlar ile ilgili bir sorundur. Akademizm temasına sıkıca tutunma ve sansür gibi düşünmenin önündeki engeller karşısında ekonomi-siyasi gündeme bağlanılmakta, popüler medya-sanat-piyasa aksında değer bulmaya çalışılmakta. Ancak belirli bir kültürel, siyasi, ekonomik üretim hattına yerleşmeye başlayan ise eleştirinin ve eleştirmenin kendisi değil mi bu durumda? Bunun üzerine eleştirmenden beklenen ise birbirine düğüm edilmiş bu sorunları rasyonalize ederek, doğallaştırarak ve gerekçelendirerek tolere etmesi ve kendisine dayatılmış olan koşulların içinde üretimini gerçekleştirmesidir. Zorlamanın rızaya dönüşmesiyle tolere ederek amatörlüğüne (amare ≈ sevmek ~ amatör) sarılan eleştirmenin emeği, birbiri ardına kapanan dergilerle ve giderek daralan ve sıkışan klasik yayıncılık ortamında metalaştırılmakta, yok sayılmakta ve ucuzlaştırılmakta birbirini tekrar eden farklı an ve alanlarda. Bu klasik yayıncılık anlayışının blog ve web sitelerinde tekrarı da bu durumun sürdürülmesini sağlamakta şimdi şimdi... Sessizleştirme programını üreten eleştiri ve eleştirmen Dahası cemaatleşmeler ve kümelenmelerle birbiriyle etkileşimi yok denecek kadar zayıf etkileşimler kurulmakta (yarı-zamanlı-sosyal-ama sigortasız-amatör-ucuz-işçi vasfındaki) eleştirinin ve eleştirmenin üretimi sürecinde dışlananın dışlaması koşuluyla bir var olma çabası su yüzüne çıkmakta. Peki aynı kutsal sayılan sanatçıya,

kuruma, kurama, kuramcıya vb. inanan, aynı değerleri benimseyen ve aynı duyguları hissederek yakınlık, takdir ve onay arayışını benzerleriyle tatmin edenlerin ürettiği eleştiri ve eleştirmen bugün acaba hala neyi yeniden üretiyor? Çağdaş sanatta eleştiri ve eleştirmenlik, bir bilgi üretim sorunu olması nedeniyle epistemik şiddet ve epistemik ihlali imliyor. Yani hegemonik ilişkilerin yeniden üretilmesini sağlayan ve bu dengeyi güvence altına alan bir ‘sessizleştirme programı’ eleştiri ve eleştirmenlik ile birlikte üretiliyor. Bu epistemik ihlalin, okunamamasının temel nedeni ise emperyalizm ve yeni-sömürgeciliğin kodlarını sahiplenen eleştirmenin bireyleşme süreci içinde özgün bir kimlik arayışının peşinde sürüklenmesi ve özeleştiriden yoksun bir bilgi üretimi yapmasıdır. Emperyalizm ve yeni-sömürgeciliğin özel mülkiyet metası olarak mevzilendirilmiş emeğin çelişki, karşıtlık ve dönüştürme kipleriyle sürdürdüğü üretimin, yani epistemik ihlalin hızını yavaşlatabilmek ise, entelektüelin kendisini öteki ya da hâkim olarak değerlendirmesini sağlayan unsurların üretimini sorgulaması ve yerinden etmesiyle mümkün olabilir.3 Bu yolla üretilen ‘The’ sanat eleştirmeni ve ‘The’ sanat eleştirisi karşısında ise popüler algıda sürekli karşımıza hata mesajları çıkar. HTTP 404 Kim bu sanat eleştirmenleri çok merak ediyorum! Sanat eleştirisini kim/nasıl okuyor? Sanatçı olmayı isteyip olamayınca sanat eleştirmeni olanlardan mısınız? Türkiye’de sanat eleştirmeni yok! En seksi sanat eleştirmeni kim?


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.