Tıp Tarihi

Page 176

Ali Haydar Bayat

ve Palm Mall’de çalıştığı dönemde büyük şöhret kazanmasına rağmen, politik görüşleri nedeniyle Royal College of Physician’e üye edilmemiştir. Hippokrates’in metodunu örnek almış, insan zekâsının sınırlı olduğuna inandığından, hekimlik pratiğinde işe yaramadığı gerekçesiyle tıbbi teorilere iltifat etmemiş, gerçek tıbbın hasta başında öğrenilebileceğini savunmuştur. Ateşli hastalıklarla ilgili eserinin başlagıcında Hippokrates’in görüşlerini benimsediğini şöyle ifade etmiştir: “Kanaatime göre, bir hastalık kendini nasıl belli ederse etsin, yapılacak şey, tabiata karşı gelen gücün, hastayı yıpratıcı etkisine direnmenin, tabii yollarla karşı konularak üstesinden gelinebilir.” Hangi tıp kitabını okumasını tavsiye ettiğini soran bir öğrencisine, “Don Quichotte’u (Don Kişot) oku, çok iyi bir kitaptır; ben onu hâlâ okurum” demiştir. Yine, devrin önemli bir anatomisti ve botanikçisi olan Hans Sloane’a şöyle demiştir: “Anatomi ve botanik saçma şeyler!.. Hayır delikanlı, hayır! Hastanın yatağına git, hastalığı ancak orada öğrenebilirsin.” Ağrı, ateş, halsizlik, kaşıntı gibi belirtilerin (symptomata accidentalid) bir hastalığa delalet etmediğini ve bunların değişik hastalıklarda bulunabileceğini; dikkatli bir incelemeyle hastalığın gerçek sebebinin (symptomata essentialid) tespit edilebileceğini; hastalarda meydana gelen şikayetlerin, hastalık etkenleri ile hasta arasındaki mücadeleden ortaya çıktığını; her bedeninin hastalıkla mücadelesi farklı olduğundan, hastalarda ortaya çıkan belirtilerin de farklı olacağını; bütün belirtiler ve hastalığın seyri dikkatle takip edilirse hastalığın tarif edilebileceğini savunmuştur. Gut, kızıl, kızamık, erizipel, dizanteri, sıtma (malarya), chore, pnömoni, grip ve histeriyi tarif ederek tıbbi uygulamalara sistem ve düzen getirmiştir. En bilinen eserleri şunlardır: Medical Observations (Tıbbi Gözlemler) [1675] ve A Treaitise on the Gut (Gut Üzerine Risale) [1683]. Kızamık ve gut hastalıklarını eserlerinde şöyle tarif etmiştir: “Kızamık genellikle çocuklara musallat olur. Birinci gün üşürler, titrerler. İkinci gün hareketleri artar, dilleri paslanır, susarlar, uyuklarlar, burun ve gözleri durmadan akar. Döküntüler dördüncü güne kadar şiddetini artırır. Sonra yüzde, alında pire ısırığı gibi küçük kırmızı benekler meydana gelir; bunlar gittikçe çoğalarak yüzde büyük lekeler meydana getirmek üzere birleşir. Lekeler göğüse yayılır. Sekizinci gün bunlar kaybolur, dokuzuncu gün ise eser bile kalmaz.” “Gutlu hasta yatağına girdiğinde rahat uyur. Sabahın ikisinde ayak başparma176


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.