2. Uluslar Arası Öğrenci Kongresi

Page 98

POSTER: 14

MODERN TIPTA ÇIĞIR AÇAN YÖNTEM; TÜP BEBEK Nurhan Börekci, Nuray Sevİnç, Ayşe Çankaya, Şeker Hojayeva Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 2 Danışman: Prof.Dr. Nilgün Turhan

96

Yardımcı üreme teknikleri; doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftlerin problemlerini çözmeye yönelik geliştirilmiş, günümüzde de yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir.1970’li yıllarda uygulanmaya başlanılan ve bu tekniklerden ilki olan tüp bebek tedavisi(in vitro fertilizasyon) başlangıçta sadece fallop tüpleri tıkalı olan kadınlarda uygulanmıştır. Yapılan yeni çalışmalarla daha farklı problemlere de çözüm bulunmuş ve bununla birlikte uygulamanın yüksek olan maliyeti de daha uygun hale gelmiştir. 1990’lı yıllara gelindiğinde ise yeni bir yöntem olan aşılama(mikroenjeksiyon) yöntemi keşfedilmiş ve bu yöntem ise özellikle azospermisi(sperm azlığı) olan veya menisinde hiç spermi olmayan erkeklerin sterilite problemine çözüm getirmiştir. İn vitro fertilizasyon(IVF) ile mikroenjeksiyon(intrastoplazmik enjeksiyon) arasındaki tek fark zigotun oluşması için gereken döllenme şeklidir. Mikroenjeksiyon(ICSI)’da sperm direk olarak yumurtanın içine verilir ve bu şekilde döllenmesi sağlanır. IVF’de ise sperm ve yumurtalar bir araya koyulduktan sonra kendiliğinden döllenmesi beklenir. Tedavinin uygulandığı bazı durumlar: Yumurtlama sorunları, İdiopatik sterilite, Tekrarlayan gebelik kaybı, Sperm sayısı, yapısı ve hareketliliği ile ilgili sorunlar, Yumurtalık kanallarının (fallop tüplerinin) tıkanıklığı Bu tedavinin başarı oranı, hasta yaşı ve transfer edilen embriyo sayısına bağlı olarak değişir.30 yaş altı kadınlarda %60’a kadar çıkan başarı yüzdesi, 40 yaş ve üstü olan kadınlarda %10-15’e kadar düşebilir. Tek embriyo transferi ile klinik gebelik oranları yaklaşık %20-25 civarında iken, embriyo transferi sayısı arttıkça başarı oranı da artmaktadır. Tedavi sırasında ve tedaviden sonra bir takım problemlerle karşılaşılabilir. Bu problemlerden en önemlisi embriyo transfer sayısından kaynaklanan “çoğul gebelikler”dir. Ayrıca bu yöntemlerle hamile kalan kadınlarda doğan çocuklarda kromozom anomalileri olabildiği de gösterilmiştir. İleri yaşlı hastaların bebeklerinin Down sendromlu olabilmesi bu duruma örnek verilebilir. Bu konuyla ilgili birkaç örnek daha vermek gerekirse: 1.Tedaviye cevap olmaması: Örneğin; zigotun bölünüp embriyo oluşturmaması, embriyonun normal olarak gelişmemesi, embriyonun rahim duvarına implante olmamasına bağlı olabilir. 2.Yumurtalıkların uyarılması sonucu oluşan komplikasyonlar: İlaç kullanımının yan etkilerine bağlı olarak hormonal düzenin değişmesiyle meydana gelen Ovarien Hiperstimülasyon Sendromu(OHSS). 3.Yumurta toplama işlemiyle ilgili komplikasyonlar: Mikromoniplatör yardımı ile embriyonun enjeksiyonu sırasında kanama ve enfeksiyon görülebilir. 4. Ektopik ve Heterotopik gebelikler: Ektopik (embriyonun rahim dışında bir yere tutunması) ve heterotopik gebelik (hem rahme tutunmuş embriyo hem de rahim dışına tutunmuş embriyo bulunması) gebelikler; idiopatik gelişmelerinin yanı sıra, tüplerdeki darlık ve patolojilere bağlı olarak da gelişebilir. Biz, bu çalışmamızla günümüzde en az on çiftten birinin karşı karşıya kaldığı bir probleme çözüm getiren ve modern tıpta çok yaygın olarak kullanılan; yardımcı üreme tekniklerini, özellikle de tüp bebek yöntemini(IVF) tanıtmak istedik.

FATİH ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ / FATÜBAT II.ULUSLARARASI ÖĞRENCİ KONGRESİ / 15-17 NİSAN 2011 ANKARA


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.