MAD Bülten Sayı 14

Page 36

GEYĐK DAĞI GEYĐKLERĐ Emrah ÖZTEKĐN 2004 yılı Eylül ayında, yine aynı yılın Temmuz ayı sonunda yapılan büyük faaliyetten arta kalan haritalanmamış mağaraları haritalamak üzere küçük bir ekip organize edip, 10 Eylül Cuma akşamı alışılageldiği üzere Ankara’da dernek evinden Konya–Hadim–Taşkent Geyik dağı Tozlu Mağarası’na saat 19.30’da hareket ettik. Ekip Birhan ALTAY, Emrah ÖZTEKĐN, Cengiz ÇELĐKBĐLEK ve Alican ÇELĐKTEN’den oluşmaktaydı. Dernekten ayrıldıktan sonra ispirto, konserve hamsi ve Trabzon ekmeği almak üzere Birhan’ın mahalleye yollandık. Alışverişi yaptıktan hemen sonra karnımızın her mağaracı gibi acıktığını ve yola çıkmadan önce bir şeyler yemenin akıllıca olacağını düşündük. Emek 8. caddedeki Tavukçu isimli Karadeniz restoranına yöneldik ve faaliyet öncesi mısır ekmeği, mıhlama, balık gibi yöresel yemeklerle karnımızı doyurduktan sonra Ankara’dan Konya yönüne saat 20.30’da hareket ettik.

sonra sağda bulunan bir kamyon lokantasında verdik. O kamyon lokantası gerçek miydi yoksa bir hayal mi bilemiyorum; ama kaç yıldır o yoldan gelip geçerken bir daha o lokantayı bulmak nasip olmadı. Şöyle komik bir durumumuz vardı: dört kişinin dördünde de kol saati mevcut değildi. Bu kamyon lokantasında ise tüm duvarlar eşantiyon duvar saatleri ile donatılmıştı. Gerçekten o görüntüyü görmenizi isterdim, kafayı kaldırıp bir yere bakıyorsunuz ve yüzlerce duvar saatinin saniyesi ahenkle dans ediyor. Kamyon lokantasından ayrıldığımızda saat gece 01.15’ti ve faaliyet boyunca birisi öbürüne herhangi bir sebeple “Ya biz şuradan saat kaçta çıktık?” diye sorduğunda aldığı cevap “Onu bilmem de kamyoncu lokantasından saat 01.15’te ayrıldık.” oluyordu. Bilinçaltlarımız eşantiyon saat koleksiyonu ile dolmuştu... Hadim–Bozkır–Güneysınır kutsal mağaracı göbeğine vardığımızda sağa dönüp Bozkır yolunu tuttuk. Nitekim virajlı yolda vadi tabanına inip çıkmak yerine 10 km fazladan gitmek işimize geliyordu.

Fotoğraf: Huseyin Polat DALKIRAN

Geyik muhabbeti yavaş yavaş kıvamını bulurken, ilk molamızı Konya makasını biraz geçtikten 34

Gece saat 4 gibi yolda sağda bir yerde konaklamaya karar verip arabayı durdurduk. Çadır falan kurmadan, mis gibi havada 1000 yıldızlı otelimizde istirahata çekildik. Birhan yatar yatmaz ufukta yükselmekte olan parlak bir cisim gördü ve yazın Cumhur’la başlarından geçen hadiseyi anlatmaya başladı. Kuzgun Mağarası’ndan hava ağarırken çıkmışlar ve güney yönünde parlak bir cisim görmüşlerdi. Faaliyetten döndükten birkaç gün sonra aynı yöreden başka kişilerin gazetede “Adana’da UFO Paniği!!!” haberlerini görünce oldukça şaşırmışlardı. Birhan’ın “Emrah şu parlak şey ne?” sorusuna ben sakince “Birhan, Çoban Yıldızı yav, Venüs işte.” karşılığını vermiş; o sırada hülyalara çoktan dalmış olan Alican ise şiddetli bir osurukla bizi protesto etmişti. Ertesi


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.