KaosGLD72

Page 55

Evlilik ve Aşk sağliğini ve ruhunu zayiflatmasi, görüs alanini kismasi ve seksin derinliğinden ve görkeminden sakinmak zorunda birakilmasi kadar öfke verici bir sey olabilir mi? Böyle bir sözlesme basarisizliktan baska neyle sonuçlanabilir? Bu da evliliği asktan ayiran bir özelliktir. Artik islek bir çağdayiz. Romeo ve Juliet'in asklari uğruna babalarinin zulmünü göze aldiği, Gretchen'in ask için kendini komsularin dedikodusuna maruz biraktiği günler geride kaldi. Gençler kendilerini romantizmin lüksüne kaptirdiğinda, mantikli düsünecek hale gelene kadar büyüklerin gözetimi altinda tutulur. Kizlara telkin edilen ahlaki ders, erkeğin kizin askini uyandirip uyandirmadiği değil, "kaç para" sorusudur. Amerikan hayatinin temel problemleri: Erkek geçimini sağlayabiliyor mu? Karisina bakabilecek mi? Bu evliliği hakli gösteren tek seydir. Zamanla bu sorular kizin düsüncelerine egemen olur. Artik kiz ay isiğini ve öpücükleri ya da kahkahalari ve gözyaslarini değil gezileri ve alisveris mağazalarini düsünmeye baslar. Bu ruhsuzluk ve çirkinlik evliliğin doğasinda vardir. Devlet ve kilise evlilikten baska bir tür iliskiyi onaylamaz. Çünkü evlilik devletin ve kilisenin erkek ve kadin üzerinde egemenlik kurmasini sağlayan tek kurumdur. Süphesiz aski, paradan üstün tutan insanlar da vardir; özellikle geçimini tek basina sağlayan kadinlarin bulunduğu gruplar. Kadinlarin çalismaya basladiklarindan bu yana çok uzun zaman geçmediğini düsünürsek kadinin durumundaki bu değisiklik gerçekten de büyük bir olgudur. Alti milyon maas alan kadin; sömürülme, soyulma, eyleme gitme ve hatta açliktan ölmek konusunda erkeklerle esit hakkina sahip alti milyon kadin. Dahasi mi? En fazla zeka gerektiren isten maden ve yol isçiliğine ve hatta dedektifinden polisine kadar hayatin her alaninda alti milyon maas alan kadin. Açikçasi kurtulus gerçeklesti. Ama bununla beraber maas alan bu genis kadin ordusundan çok azi, ise, erkekler gibi sürekli bir konu olarak bakar. Erkek ne kadar ihtiyarliktan tiridi çikmis halde olsa da, bağimsiz olmasi ve kendi geçimini sağlamasi ona

öğretilmistir. Su anki ekonomik süreçte hiçbir insan tam anlamiyla özgür değildir; ama yine de, en fakir insan olsa bile bir asalak olmaktan ve de öyle bilinmekten nefret eder. Kadin isini, ilk evlilik teklifinde kenara firlatilacak geçici bir süreç olarak görür. Bu nedenle kadinlari örgütlemek erkekleri örgütlemekten daha zordur. "Neden bir sendikaya katilayim ki? Nasil olsa evleneceğin ve bir evim olacak." Çocukluktan itibaren kadina onun mutlak amacinin evlilik olduğu öğretilmistir bir kere. Kadin bir süre sonra evinin, fabrika kadar büyük bir cezaevi olmasa da, daha sert parmakliklari ve kapilari olduğunu anlar. Bu evin, gözünden hiçbir sey kaçmayan bir gardiyani da vardir. Isin en acikli tarafi ise ev hayatinin, kadini kölelikten bir daha kurtaramayacak olmasi, sadece onun sorumluluğunu arttirmasidir. "Is, maas ve nüfus yoğunluğu" hakkindaki bir istatistiğe göre çalisan kadinlardan %10'u evli bunlar dünyanin en düsük ücretli islerinde çalismaya devam etmek zorunda. Bu korkunç manzaraya ilaveten ev islerinin angaryasi. Korunma ve ev hayatinin görkemi nerede? Orta ekonomik siniftaki kadinlar bile evlendiğinde evinde söz sahibi olamaz, çünkü kadinin sinirlarini belirleyen bir erkek vardir. Kocasinin bir hayvan mi yoksa sevgili mi olduğunun hiç önemi yoktur. Vurgulamak istediğim, evliliğin kadina sadece kocasinin gölgesinde bir ev hayati sunduğudur. Kadin, insan iliskileri ve hayata bakisi çevresi kadar daralip körelene kadar, kocasinin evinde dolanir durur. Büyük bir olasilikla bir tantanaci, kavgaci, dedikoducu ve dayanilmaz biri olup çikacak ve kocasini evden kaçmanin esiğine getirecektir. Kadin istese de gidemez; çünkü gidecek yeri yoktur. Dahasi, kisa süreli bir evlilik dönemi -bütün haklarin teslim edilmesikadini dis dünyayla olan iliskilerini yeteneksiz hale getirmeye yeterlidir. Artik rüküs ve sakarin biri olup çikar. Kararlarinda bağimli, yargilarinda ürkek ve erkeğin nefret edeceği kadar sisman. Hayati çekilebilir hale getiren ne kadar da hos bir tablo, değil mi?... Peki evlilik olmadan çocuk nasil korunacaktir? Iste evliliğin ikiyüzlülüğü. Evlilik çocuğu koruduğundan su anda

binlerce çocuk sefil ve evsiz. Evlilik çocuğu koruduğundan yetimhaneler tiklim tiklim dolu. " Çocuklara Yapilan Zulmü Engelleme Örgütleri" bu yüzden, onlari sefkatli anne ve babalarindan kurtarmak için haril haril çalisiyor. Iste evlilik! Evlilik ati su kenarina getiriyor ama atin su içmesine izin vermiyor. Çocuğuna zulmeden bir baba tutuklanip mahkum elbiselerini giyebiliyor ama bu çocuğun açliğini bastirabiliyor mu? Eğer babanin isi yoksa ya da baba kimliğini sakliyorsa evlilik ne yapabilir ki? Adalet, babayi kapali kapilar arkasina koyduğunda onun isi çocuğa değil devlete gidiyor. Çocuğun payina düsense yediği dayaklarin ufak bir hatirasi. Kadinin korunmasi meselesinde ise evliliğin uğursuzluğu hemen karsimiza çikar. Aslinda evlilik kadini korumadiği gibi hayatina yapilan bir hakaret, ve insan onurunu göz ardi eden bir eylemdir de. Bunlar, sanirim bu parazit kurumun ne olduğunu ortaya çikarmada güçlü deliller. Aslinda evlilik de -kapitalizm gibiataerkil bir kurumdur. Insanin doğustan getirdiği haklarini elinden alir, gelisimini engeller, vücudunu zehirler, kisiyi duyarsiz, sefil ve bağimli yapar ve kisinin kendine olan saygisinin son izlerini de ortadan kaldirir. Evlilik kurumu kadini mutlak olarak bağimli ve parazit biri haline getirir. Yasam mücadelesini köreltir, sosyal bilincini yok eder, hayal gücünü felç eder ve sonra da aslinda bir tuzak olan korumasini sunar. Eğer annelik kadin doğasinin en iyi sekilde ortaya çikarilmasiysa ask ve özgürlükten baska nasil bir korunağa ihtiyaci olabilir? "Bana uyduğun takdirde yasamini sürdürebilirsin" gibi laflar kadinlara söylenmiyor mu? Kendini satarak annelik hakkini elde etmeyi reddederse kadin asağilanmiyor mu? Evlilik -gizliden gizliye nefretle de olsa- sadece anneliği tasvip etmiyor mu? Eğer annelik özgür seçme hakkindan, asktan, zevkten ve atesli bir tutkudan mahrumsa yapacaği sey masum bir insanin basina belalar açmak ve alnina kandan harflerle "piç" yazmak. Evlilik iddia edilen bütün erdemlere sahip de olsa, anneliğe karsi islediği suçlar onu sonsuza kadar askin büyüsünden mahrum birakiyor.

KAOS GL Mart – Nisan 2002 Sayı 10 Sayfa 53


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.