Dövüş Kulübü 1

Page 15

Huevolar, dedi Bob. Yumurtaliklar. Findiklar. Cevherler. Testisler. Toplar. Meksika’da, ki dopingini buradan satin alirsin, onlara “yumurta” denir. Bosanma, bosanma, bosanma dedi Bob ve bana kendisinin bir yarismada çekilmis kocaman ve ilk bakista çiplakmis gibi görünen resmini gösterdi. Aptalca bir yasam, diye ekledi, ama kaslarini sisirip, tüylerini tiras ettikten sonra sahneye çikinca, vucüt yagin neredeyse yüzde iki oraninda parçalanmistir ve idrar getiren ilaçlar seni dondurmustur ve dokunuldugunda beton gibi sertsindir, isiklardan kör, ses sisteminin arka planindaki kosusturmacasindan sagir oldugun sirada hakem bagirir “sag dörtlünü uzat, kas ve bekle.” “Sol kolunu uzat, bisepsini kas ve bekle.” Bu Bob için gerçek hayattan daha iyiydi. Kansere dogru hizli bir gidis. Daha sonra iflas etmisti Bob. Iki tane kocaman çocugu vardi ve Bob’un telefonlarina cevap vermiyorlardi. Doktoruna göre kari memelerini tedavi etmenin yolu, gögüs boslugunu kesip, varsa içindeki siviyi bosaltmakti. Tüm hatirlayabildigim buydu, çünkü sonra Bob kollarini etrafima dolayip, beni tamamen sarmalamak için kafasini üstüme egmisti. Sonrasinda hiçligin içinde kaybolmustum, karanlik ve sessiz ve bütün, ve sonunda Bob’un yumusak gögsünden uzaklastigimda, Bob’un tisörtünün önünde aglayan suratimin islak bir maskesi kalmisti.

Bu iki yil önce, Arta Kalan Erkekler Toplulugu grubuyla geçirdigim ilk gece olmustu. Ondan sonraki hemen hemen her görüsmemizde, Koca Bob beni aglatmisti. Bir daha asla doktora gitmedim. Bir daha asla kediotu kökü çignemedim. Bu özgürlüktü. Tüm umudunu kaybetmek özgürlüktü. Herhangi birsey söylemedigim zaman, grup her zaman en kötüsünü düsünürdü. Daha çok aglarlardi. Ben de daha çok aglardim. Yildizlara bakip, kaybolus. Bir destek grubundan eve dönerken, hiç hissetmedigim kadar canli hissederdim kendimi. Kansere veya kan parazitine yakalanmis degildim; sadece etrafimdaki kalabalik dünya hayatinin küçük sicak merkeziydim. Ve uyudum. Bebekler bile böyle güzel uyuyamazdi. Her gece ölüyordum ve her sabah tekrar doguyordum. Diriliyordum. Ta ki bu geceye kadar; basari ile geçen iki yildan sonra bu gece, bu kadin beni izlerken aglayamam. Çünkü dibe vuramiyorum, korunmus hissedemiyorum. Agzimin içini o kadar çok isiriyordum ki, dilim kendini kumas görünümü verilmis duvar kagidi zannediyordu. Dört gündür uyuyamiyordum.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.