Necip Fazıl Kısakürek - O Ve Ben

Page 75

Başkalarına garip gelecek olan bu dileğin sırrmı bana sorun; akıldan ne çekildiğini «iğneli fıçı» da tatmış ve kafasını, ayva kırar gibi, duvardan duvara çarpacak kadar acı çekmiş olan bana... — Her şey itidal halinde olmalı buyuruyorsunuz. Yâni her şey haddini muhafaza etmeli... Aşkta, muhab¬bette de mi efendim?.. «— Ne zannettin ya; o da haddi içinde kalmalı... Yoksa yanar, kül oluruz.» DUA Huzurlarında öbür yakınların taş gibi edeblerine mukabil, ben biraz serbest davranıyor, ileri geri konuşu193 yor, içimdeki sevgi ve samimiliği doludizgin bırakıyor, hattâ bazan atılıp dizlerinden öpmeğe kalkacak kadar kendimi kaybediyordum. Bir sürü taşkınlıktan sonra kendimi zaptettiğim ve taş gibi oturmaya çalıştığım bir andı ki, hiç bir münasebet olmaksızın, kendi kendilerine mırıldanırcasına bana hitap ettiler: «— Allah seni iki cihan aziz etsin...» Öyle eridim ki, yere yıkılmamak için kendimi güç tuttum. Söyleyin; Büyük Okyanusu dondurup altın yapsa¬lar, onun pazarını bulsalar; ve farz-ı muhal, bu servet tü-keninceye kadar bana ömür sağlasalar, bu duadan daha kıymetli olabilir mi? Allaha her ân yalvarıyorum: — Rabbim, beni Efendimin duasiyle iki cihan aziz et! Yine böyle bir vecd, biraz da taşkınlık halinde bir¬den bire sormak küstahlığında bulundum: — Benden küfür sâdır olur mu? (çıkar mı?) Her zamanki nur heykeli, kıpırdamadan, bekleme¬den, dudaklarını oynattı: «— Senden; küfrün sâdır olmaz!» SEN ŞEHĐT OLURSUN! Bir şeriat meselesi konuşuluyordu: Bir mümine, hayatı veya vücudunda bir uzvun ke¬silmesi pahasına bir küfür kelimesi söyletmeğe kalksalar, 194 mümin, kalbinde imanım saklayarak bu kelimeyi söyliye-bilir. Đzin vardır, fakat söylemez ve imanını zahirde de korursa, öldürülünce şehid olur. Đlki «ruhsat» ikincisi «azimet»... Biri müsaade, öbürü müsaadeye rağmen dos¬doğru gidiş mânasına gelen bu ölçüler, birçok yerde tat¬bik şekli bulur. Müthiş coştum ve yine atıldım: — Böyle bir vaziyet karşısında kalsam ben ne olu¬rum?.. Şu anda bütün tüylerim ürpererek kaydediyorum ki, Efendim, bir anda, yine şimşek gibi o arslan başını ba¬na çevirdi; ve yüz binler arasından parmağiyle beni seçer-cesine bir ton yükseltti: «Sen şehid olursun!» Üzerinde çok düşündüğüm ve hudutsuz esrarlı bul¬duğum sözlerinden ve hallerinden biri... Bakalım, ben ne olacağım, ruhumu hangi şartlar içinde teslim edeceğim?.. Bana elinizle bir şey yazıp verir misiniz? Hep üze¬rimde taşımam için... Muradım, bazı dolandırıcıların önüne gelene yazıp verdikleri ve münezzeh kıymetlerini kendi kokmuş nefes¬lerine düşürdükleri (nüsha) muskalar kabilinden değil de, en büyük velî elinden çıkma ve onun münasip göreceği herhangi bir yazı... Derhal kâğıt ve kalem getirttiler; «Ashab-ı Kehf»in isimlerini sıraladılar ve bana uzattılar:


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.