Asitane Dergisi Şubat 2

Page 16

Çelebi’nin postnîşînlik zamanı, ülkemizde önemli siyasî olayların vukû bulduğu bir zaman dilimidir. II. Mahmud (1808-1839), orduyu yeniden teşkil etmek üzere 1826 yılında yeniçeriliği kaldırınca, bu ocağın dayandığı Bektaşîlik de yasaklanmıştı. edilmemiş olsa da bir divançe teşkil edecek kadar şiiri bulunan Çelebi’nin, Nice aktâb nice ârif-i billâh gelir Dergeh-i Pîr’e velî ben gibi hemdem gelmez yani, “Mevlânâ’nın dergâhına, nice kutuplar, marifet sırrına ermiş nice mânâ adamları gelir; ama benim gibi bir dost gelmez” meâlindeki coşkulu beyti, edebî zarafetinin en bâriz nişânelerinden biridir. Fizik olarak, çeşitli eserlerde yayınlanmış olan fotografında da kısmen görüldüğü gibi, orta boylu, mutedil vücutlu, beyaz çehreli, elâ gözlü, top sakallıdır. Hilim ve haya sahibi, güzel ahlâklı, ilmin, kitabın, sanatın değerini bilen, aynı zamanda riyâsetinin sorumluluğunu müdrik, yüksek şahsiyet sahibi bir zâttır. Onun için mevlevîlik tarihiyle yakından ilgilenip bazı önemli olaylara açıklık getirmiş; uzun tetkiklerle çelebiler şeceresini hazırlamış; usûl ve âdap ile ilgili risâle yazmış; Dîvân-ı Kebîr’den seçmeler yapmış, bazı Mesnevî beyitlerini manzum olarak şerhetmiştir. Fakat onun bu yoldaki çalışmaları, ailesinin hayli kalabalık olması, meşgûliyetlerinin fazlalığı sebebiyle arzu ettiği bir noktaya gelememiştir. Tarikat disiplinine son derece önem veren ve bu yolda güçlü bir yönetim gösteren Said Hemdem Çelebi’nin,

16

adının hayırla yâdına vesile olacak büyük hizmetlerinden birisi de dergâh kütüphanesinin tesisidir. O zamana kadar dergâha vakfedilen, orada bulunan pek çok değerli eser, çelebi dairesinde bulunur, ya da dervişlerin elinde kalırdı; bu şekilde bir kısmının kaybolduğu da muhtemeldi. Çelebi önce bu kitapları derleyip toparlayarak kayda geçirmiş, mühürletmiş, kendi vakfettiği kitaplarla birlikte 1854 yılında kurulan kütüphaneye koymuştur. (Mühründeki Farsça mısra şöyledir: “Bâ meşîhat şud Muhammed ibn-i Mevlânâ saîd” Yani Mevlânâ oğlu Mehmed, şeyhlik makâmıyla şereflendi.”) Çelebi’nin postnîşînlik zamanı, ülkemizde önemli siyasî olayların vukû bulduğu bir zaman dilimidir. II. Mahmud (1808-1839), orduyu yeniden teşkil etmek üzere 1826 yılında yeniçeriliği kaldırınca, bu ocağın dayandığı Bektaşîlik de yasaklanmıştı. Bu olayda tarafsız kalan mevlevîler, padişahın saygısını kazandılar. Bektaşîlerden doğan boşluk, bir dereceye kadar mevlevîlerce doldurulmuş oldu; devlet de yapılan yeniliklerle sarsılan imajını, bir derece kuvvetlendirdi. O sebeple Mevlânâ Dergâhı’nda ve Mevlevîhanelerde onarımlar yapıldı, vakıf işlerinde gelişmeler sağlandı. 1828-29 yılındaki Osmanlı-Rus harbine katılmak üzere, Çelebi küçük bir derviş grubunu İstanbul’a göndermiştir.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.