TMMOB ŞPO İstanbul Şubesi Kasım / 2015 Bülteni

Page 1

sayı 11

.

bülten

.

.

TMMOB Sehir Plancıları Odası Istanbul Subesi

“Kırlardan kentlere, barışı ilmek ilmek öreceğiz!”

Şubemiz 3. Danışma Kurulu Toplantısı Gerçekleşti Maltepe Belediyesi’ne Şubemizden Yazılı Görüş

KASIM

/

2015


TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Adres: Cihannüma Mah. Akdoğan Sk. Başar Apt. No: 30 D:6-7 Beşiktaş/İstanbul Telefon: 0212 275 43 67 - 0212 288 99 60 Faks: 0212 272 91 19 e-posta: spoist@spoist.org.tr - spoistanbul@spo.org.tr Web adresi: www.spoist.org.tr - www.spo.org.tr


kent gündemi parklar, yeşil alanlar şantiye sahası yapılamaz........5 faili belli, tanıyoruz!........7

van depremi’nin 4. yılında değişen bir şey var mı?........8 tuzla, askeri alan plan değişikliği........9

şubemizden şubemiz 3. danışma kurulu toplantısı gerçekleşti........9 istanbul - trakya üst ölçekli planlar çalıştayı......10 öğrenci komisyonumuz ile toplantı......10

küçükçekmece teknik gezimiz ertelendi......10

maltepe belediyesi toplantıları, şubemiz görüşü......13 kentiçi ulaşım ve çevre paneli......16

duyurular

başakşehir kentsel dönüşüm toplantısı......16

. netcad sertiifika eğitim programı......17 tmmob 4. kadın kurultayı......17

raci bademli iyi uygulamalar ödülü projesi sonuçlandı......18 yeni üyelerimiz......19


SPO . bülteni . istanbul sube

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından düzenlenen Emek Barış ve Demokrasi Mitingi sırasında 10 Ekim 2015 Cumartesi günü Ankara’da gerçekleştirilen katliam 120’den fazla canı aramızdan aldı, yüzlerce canı yaraladı, milyonların yüreğine ateş düşürdü. Nefes aldığımız için utanır haldeyiz, sözün bittiği yerdeyiz… Savaştan, şiddetten yana tavır alanların karşısında barışı dayanışmayla büyütmek katledilen canlarımıza bizlerin bir borcudur, görevidir. Özgür ve demokratik yarınlara sadece Barış’la ulaşmanın mümkün olduğu bilinciyle: YASTAYIZ, İSYANDAYIZ!

TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu


SPO . bülteni . istanbul sube

PARKLAR, YEŞİL ALANLAR ŞANTİYE SAHASI YAPILAMAZ! Değerli Kamuoyuna, Boğaziçi girişinin nadir yapılaşmamış, tarih, kültür ve doğal peyzaj alanlarından olan; Beşiktaş’a kadar sahilde tek çocuk oyun alanının ve yeşil alanın bulunduğu, deniz ile buluşabildiği ve nefes alabildiği Fındıklı Parkı başta olmak üzere Kabataş sahilindeki tüm yeşil alanlar ve parkların, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından “metro” inşaat şantiyesi haline getirilmek üzere yapımcı şirkete teslim edildiğini ne yazık ki “fiilen” öğrenmiş bulunmaktayız. Ülkemizin son derece hassas dönemlerden geçtiği günlerde, ortak yaşam alanlarımıza yapılan bilim, teknik, hukuk, tarih, kültür ve doğa tanımaz acımasız müdahalelere karşı toplumumuzda oluşan büyük duyarlılık ve hassasiyete rağmen; İstanbul ve çevre halkının son derece yoğun olarak kullandığı Kabataş Fındıklı Parkında 3214,53 m2 lik alan; İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından; hiç bir açıklama, duyuru ve ilan yapılmadan, neredeyse parkta oynayan çocuklar oyuncaklarından indirilip oyuncakları sökülerek fiilen kapatılmaya başlanmış ve bu durum çevre halkının son derece haklı tepkisi ile karşılanmıştır. Hiçbir çağdaş ülkede örneğine rastlanılmayacak bir şekilde; halkla, meslek ve bilim kuruluşlarıyla görüş alışverişinde bulunulmadan ve alanın özelliklerini gözeten bilime, tekniğe tarihi ve doğal değerlere uygun çözüm olanakları tartışılıp uzlaşılmadan gerçekleştirilen bu “baskın” müdahale ile; Sadece Fındıklı Parkı’nın değil, Fındıklı Parkı ve sahil şeritleri de dahil olmak üzere Kabataş İskelesine kadar toplam 15284,37 m2’lik tüm sahil parkı ve yeşil alanların, ağaçları da “sökülüp taşınmak” üzere Kabataş-Mecidiyeköy-Mahmutbey metro hattı inşaatının çalışma ve şaft yerleri şantiyesi olarak yüklenici şirkete teslim edildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Bilindiği gibi; adeta boş bir alanmış gibi alt yüklenici şirkete şantiye olarak teslim edilen alan ve çevresi; Tarihi, doğal, kültürel özellikleriyle bir dünya mirası olan İstanbul’un; tarihi geçmişi, kent içindeki konumu, barındırdığı önemli kültürel ve tarihi yapılar ve doğal değerler açısından korunması gerekli son derece önemli bir kent parçasıdır. Bu değerlerinin yanı sıra; söz konusu alan İstanbul’a deniz yolu ile yaklaşılırken Beşiktaş’tan ve Karaköy’e kadar Boğaziçi mimarisi ile tarihi İstanbul siluetinin algılandığı çok önemli ve etkili topoğrafik konuma sahiptir. Daha da önemlisi İBB tarafından şantiye muamelesi gören bu alan Karaköy’den Beşiktaş’a kadar sahilde tek çocuk oyun alanının yılların koruyarak büyüttüğü ağaçların ve yeşil dokunun bulunduğu, kentin ve kent halkının deniz ve sanat ile buluşarak nefes alabildiği yegane alandır.


SPO . bülteni . istanbul sube

Nitekim bu özellikleri nedeniyle bu bölge İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 7 Temmuz 1993 gün ve 4720 sayılı karar ile “Kentsel Sit Alanı” olarak ilan edilmiştir. Bütün emsalsiz özelliklerine rağmen İstanbul’un başta Fındıklı ve Gezi Parkı olmak üzere bütün park ve yeşil alanlarımızı, kıyılarımızı, mahallelerimizi, tarihi, kültürel, kentsel ve doğal alanlarımızı inşaat şantiyesi veya yağmacı yatırımlarının arsası olarak değerlendirip bakımsızlığa terk ederek ortadan kaldırmaya yönelenleri bir kez daha buradan uyarıyoruz. Toplumsal duyarlılıklara karşın sürdürülen doğal ve kültürel değerleri yok etmeye yönelik politika ve uygulamalar; giderek sosyal barışı ortadan kaldıran yaşamsal bir sorun haline gelmektedir. Bu durum bütün topluma çok önemli tarihsel sorumluluklar yüklemektedir. Yaşam çevrelerinin oluşturulması aşamasında; en temel insan haklarından olan sağlıklı ve güvenli bir çevrede, barış içinde yaşama hakkının korunması; mimarların, şehir plancılarının, merkezi-yerel yönetimlerin, ilgili tüm kurumların ve meslek örgütlerinin ortak sorumluluğudur. Bu sorumluluğun bilincinde olarak tüm yetkili ve ilgililere buradan soruyoruz. Bu kararın sorumluları kimlerdir? Böylesi önemli bir kentsel ve doğal sit alanında15284,37 m2’lik tüm sahil parkı ve yeşil alanların, ağaçları da “sökülüp taşınmak” üzere şantiye sahası olarak kullanılması kararını hangi karar süreçlerinden geçerek ve nasıl bir danışma yöntemiyle aldınız? Açıklayınız. Koruma Kurullarını dahi devreden çıkararak, bir gecede çıkardığınız kararnamelerle Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı’nın bir müdürlüğüne çevirdiğiniz Tabiat Varlıkları Koruma Müdürlüğü’nün “söz konusu alanın üzerinde ‘Anıt Ağaç’ yok, şantiye için uygundur” kararı doğru mudur? Açıklayınız. Tüm yetkili ve ilgililere tekrar sesleniyoruz… Fındıklı Parkı ve Kabataş sahil parkları, sizin boş arsanız değil parktır… Ve parklar hangi niyetle ve gerekçe ile olursa olsun şantiye alanı olamaz. Tarihe, doğaya, kültüre ve kente karşı suç işliyorsunuz. Aklınızı başınıza alıp tekrar düşünün! Doğaya, kente ve kentliye zarar vermeden bu talihsiz uygulamadan derhal vazgeçin… Saygılarımızla… TMMOB MİMARLAR ODASI İSTANBUL BÜYÜKKENT ŞUBESİ TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI İSTANBUL ŞUBESİ


SPO . bülteni . istanbul sube

FAİLİ BELLİ, TANIYORUZ! DİSK, KESK, TMMOB ve TTB`nin çağrısıyla ve Ankara Valiliği‘nin izniyle yapılması planlanan “10 Ekim Ankara Emek, Barış, Demokrasi Mitingi” öncesinde kalleşçe yapılan saldırı bizlerin barış taleplerimizi ve kardeşçe yaşama umudumuzu hedef almıştır. Mitinge katılan savunmasız “kitlelerin güvenliğini sağlamakla görevli kolluk güçlerinin” gözü önünde yapılan saldırının, Faillerini biliyor ve tanıyoruz. Yakın zamanda Roboski`de 34, Reyhanlı`da 52, Gezi‘de 8, Diyarbakır`da 4, Suruç`da 32 kişi katledildi. Bütün bu katliamların faillerini tanıyoruz. Bugün ülke geneli güvenliksiz bir hale gelmiştir. Muhalif kesimler için Anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşleri terörize edilmiş ve kasıtlı olarak saldırıya açık hale getirilmiştir. İktidarın kendi görüşlerini aktardığı bütün mitingler yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirilirken, muhalif kesimlerin toplantıları güvensizleştirilmiştir. Muhalif kesimler bir taraftan baskı altına alınırken diğer taraftan vahşet boyutuna varan saldırılarla toplumun bütün kesimleri korku sarmalının içerisine alınmaktadır. Bu bilinçli politikanın bir parçası olarak “10 Ekim Ankara Emek, Barış, Demokrasi Mitingi”nin toplanma alanı olan Ankara Garı önünde ve bu alana bağlanan yollarda üst araması yapmayan kolluk güçlerinin hiç bir güvenlik önlemi almadığı bizzat İç İşleri Bakanı tarafından kamuoyuna açıklanmıştır. Bu sorumsuzluğun sonucu olarak Ankara Garı önünde toplanan kitle saldırıya açık bırakılmış ve yapılan alçakça saldırıda 128 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştır. Kolluk güçlerinin bu tutumu, 11 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı önünde gerçekleşen katliamı kınamak için Sıhhiye‘de bir araya gelen topluluk için de sürdürülmüş, toplantı alanının güvenliği sağlanmayarak alan yeni bir saldırıya açık hale getirilmiştir. İktidarı elinde tutanları ve kolluk güçlerini Anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin güvenli bir biçimde yapılmasına olanak verecek bir sorumlulukla hareket etmeye çağırıyor, Bu katliamları unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı, faillerin ve onların işbirlikçilerinin hesap vermesi için sonuna kadar mücadele edeceğimizi bildiriyoruz. Katledilen canlarımız için özgür, demokratik, sınıfsız ve sömürüsüz bir Türkiye için; Topraklarımızı, doğamızı, emeğimizi, bedenimizi, kentlerimizi ve yaşam alanlarımızı savaş çığırtkanlarına, sermayeye bırakmayarak, Kırlardan kentlere; barışı ilmek ilmek öreceğiz. TMMOB Şehir Plancıları Odası


SPO . bülteni . istanbul sube

VAN DEPREMİ`NİN 4. YILINDA; AFETİN RİSKİNDEN NEMALANMAK DIŞINDA DEĞİŞEN BİRŞEY VAR MI? Basına ve Kamuoyuna Duyurulur Ankara, 22.10.2015 Doğa olaylarının afet ile açıklandığı, demokratik hak ve taleplerlerini dile getirilenlerin alçakça katledildiği ülkemizde, bundan dört yıl önce 23 Ekim 2011 Pazar günü yaşadığımız Van Depremi`nde 604 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, bir ay geçmeden 09.11.2011 tarihinde yaşanan ikinci depremde de hasarsız olduğu düşünülen iki otelin çökmesiyle 40 yurttaşımız daha enkaz altında kalmış, toplamda 644 can kaybı yaşanmıştır. Ülkemiz açısından büyük acılara karşılık gelen Van Depremi`nden bu güne, deprem gerekçesiyle yapılan bir dizi yasal düzenlemelere rağmen afet riski altındaki yerleşimlerde hiçbir şey değişmemiş aksine deprem ülkesi olduğu gerçekliği üzerinden öne çıkarılan risk ve kentsel dönüşüm kavramları aracılığı ile yüksek rantlı kentsel alanların dönüştürülmesi süreçlerine meşruiyet kazandırılmaya çalışılmıştır. Bu kavramlar, kentsel alanlardan başlayarak, herhangi bir yerleşimin olmadığı doğal alanlara kadar uzanan yağmanın/keyfi uygulamaların dayanağı haline getirilmiştir. Barınma hakkının sağlanması anayasal görev olarak devlete verilmişken, afet riski bahane edilerek, rant öncelikli uygulamalarla kent merkezinden gecekondu alanlarına kadar da yerlerinden sürülen yurttaşların barınma hakkı ‘yasal` olarak ihlal edilmiştir. Ülkemiz planlama, kentleşme, yapılaşma ve denetim konularında akla, bilime aykırı uygulamalar ve rant politikalarının yanısıra anti-demokratik uygulamalar sonucu tam bir “afet ülkesi”ne dönüşmüştür. Her yurttaşın güvenli, yaşanabilir ve sağlıklı bir çevrede yaşamasının sağlanması kamunun öncelikli görevidir ve temel bir insan hakkıdır. Sağlıklı, güvenli, insanca yaşanabilir yerleşimlerin sadece mekânsal düzenlemlerle oluşmadığı bilinciyle, demokrasinin temel unsurları olan özgürlükçü, katılımcı eşitlik anlayışına sahip, kamu yararı öncelikli yönetim anlayışı olmazsa olmazıdır. Bu ülkede yaşayan bizler, artık ne depremlerde, sellerde, çığlarda, iş güvenliğinin olmadığı çalışma ortamlarında, ne de sokaklarda, duraklarda, meydanlarda, kamusal alanlarda bir canın daha yitmesini istemiyoruz. Özgürlüğün, eşitliğin ve kardeşliğin olduğu, planlamanın bilimsel temelinde insanca yaşama ortamının sağlandığı, güvenli ve sağlıklı kentlerde ölüm korkusu olmadan güvenli bir şekilde, barış içinde yaşamak istiyoruz. TMMOB Şehir Plancıları Odası


SPO . bülteni . istanbul sube

TUZLA İLÇESİ, ASKERİ ALAN İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ “İstanbul Tuzla İlçesi, Aydınlı Mahallesi, Askeri Alanı (Jandarma) ve Yakın Çevresine İlişkin 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği”, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nce 20.07.2015 tarihinde onaylanarak 19.09.2015-19.10.2015 tarihleri arasında askıya çıkarılmıştır. Söz konusu nazım imar planı değişikliği ile meri imar planında büyük kısmı park ve dinlenme alanları, kısmen MİP3 Kentsel Hizmet Alanı, kısmen de yol olarak belirlenmiş yaklaşık 250.000 m²’lik Askeri Alan”ın 14.200 m²’lik kısmı “Hizmet Dönüşüm Alanı”na dönüştürülmüştür. Bu kapsamda “Hizmet Dönüşüm Alanı” olarak belirlenmiş alan mevcutta boş durumda olup hizmete dönüşüm alanı şartlarını taşımamaktadır. Plan notları ile hizmet sektörüne yönelik kullanımların yer alması amacıyla belirlenen Hizmet Dönüşüm Alanı fonksiyonundaki alanlarda konut ve ticaret+konut fonksiyonunun da yapılmasına imkân verilmiştir. Ayrıca nazım imar planı değişikliği ile, plan ile belirlenmiş park alanları ile 20 metrelik ana akslardan biri olarak belirlenmiş yolun iptal edilerek donatı alanlarının kaldırıldığı ve konut alanı oluşturularak alandaki nüfus ve yapı yoğunluğunun artırıldığı, bununla birlikte ayrıcalıklı imar haklarının oluşturulduğu görülmektedir. Yukarıda bahsedilen hususlar çerçevesinde, imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına aykırı olarak hazırlandığı görülen “İstanbul Tuzla İlçesi, Aydınlı Mahallesi, Askeri Alanı (Jandarma) ve Yakın Çevresine İlişkin 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği”ne 19.10.2015 tarihinde Şubemizce itiraz edildi.

ŞUBEMİZ 3. DANIŞMA KURULU TOPLANTISI “MESLEKİ DENETİM UYGULAMASI” ANA GÜNDEMİ İLE GERÇEKLEŞTİ Şubemiz 3. Danışma Kurulu Toplantısı, 2 Ekim Cuma günü Genel Başkanımız Orhan Sarıaltun’un da katılımıyla Şubemizde gerçekleşti. Toplantı kapsamında, Tescilli Bürolarımızı yakından ilgilendiren Mesleki Denetim Uygulaması’na ait geçici düzenleme süreci, Genel Başkanımız Orhan Sarıaltun ve Şube Başkanımız Tayfun Kahraman tarafından meslektaşlarımızla paylaşıldı. Toplantıya katılan meslektaşlarımızın, Mesleki Denetim Uygulaması’nın iş alanında güvencelerini sağladığı konusunda hemfikir olduklarını belirttikleri toplantıda; Odamızın yönetmelik kararlarını uygulaması, kurumsal yapısı ve hizmet kalitesini sürdürebilmesi adına alınan karar konusunda görüşler değerlendirildi.


10 SPO . bülteni . istanbul sube

İSTANBUL-TRAKYA ÜST ÖLÇEKLİ PLANLARI ÇALIŞTAYI Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu ile İstanbul Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu’nca düzenlenen “İstanbul-Trakya Üst Ölçekli Planları Çalıştayı” 3 Ekim Cumartesi günü gerçekleştirildi. Çalıştaya, Şubemiz Yönetim Kurulu Üyesi Gürkan Akgün, konuşmacı olarak katılım gösterdi.

ÖĞRENCİ KOMİSYONUMUZUN DAVET EDİLDİĞİ YÖNETİM KURULU TOPLANTIMIZ 6 EKİM GÜNÜ GERÇEKLEŞTİRİLDİ 6 Ekim günü Şubemizde, meslektaş adaylarımızla tanışma amaçlı bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya 60 öğrenci ile birlikte Şube Yönetim Kurulu Üyeleri ve Şube Çalışanlarımız tarafından katılım gösterildi. Şube Yönetim Kurulu üyeleri ve çalışanlarının kendilerini tanıtması ile başlayan ve forum niteliğinde devam eden toplantıda; Odanın genel işleyişi, oda teşkilatı, öğrenci üyeliğin kazandırdıkları hakkında sorular yanıtlandı. Meslektaş adaylarımızın Şubemizi en verimli şekilde kullanabilmeleri adına görüşlerin de değerlendirilmesiyle toplantı sonlandırıldı.

Çalıştay iki oturum halinde gerçekleştirildi. Sabah oturumunda İstanbul bölümü ele alındı. Konuşmacılar, planlamanın önemi, şehir yapıları, imar, orman, tarım alanları, su havzaları, tarihi ve kültürel varlıkların korunması, hukuki mevzuat çerçevesinde ne kadar korunabildiği konuları üzerinde değerlendirmeler yaptılar. Öğleden sonra yapılan ikinci oturumda Trakya bölümü ele alındı. Bu oturumda, ‘Trakya Üst Ölçekli Planları: İstanbul Plansızlığının Metastazı’ konusu işlendi.

KÜÇÜKÇEKMECE TEKNİK GEZİSİ ERTELENDİ DİSK, KESK, TMMOB ve TTB`nin çağrısıyla 10 Ekim’de Ankara‘da düzenlenen “Savaşa İnat Barış Hemen Şimdi! Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi” toplanma yeri olan Ankara Tren Garı önünde patlamalar meydana geldi. Odamız üyelerinin de katıldığı yürüyüş sırasında gerçekleşen elim olay nedeniyle 11 Ekim 2015 Pazar günü yapacağımız teknik gezimiz ileri bir tarihe ertelendi.


SPO . bülteni . istanbul sube

MALTEPE BELEDİYESİ TOPLANTISI ve ŞUBE YÖNETİM KURULU YAZILI GÖRÜŞÜ 3 Ekim Cumartesi Günü Gülsuyu - Gülensu Mahalleleri Kentsel Dönüşüm Bilgilendirme toplantısı gerçekleştirilmiş olup Şubemiz Yönetim Kurulu Üyesi Gürkan Akgün tarafından katılım gösterilmiştir. 8 Ekim Perşembe Günü, mahalleli ile görüşülen 1/1000 Uygulama Planı Taslağı’nın gündem olduğu; Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve Başkan Yardımcısı Sinan Çetiz, Şube Başkanımız Tayfun Kahraman ve Şube İkinci Başkanımız Tuba İnal Çekiç, Maltepe Belediyesi binasında gerçekleşen toplantıda, sözlü olarak görüşlerini iletmiştir. 20 Ekim tarihinde ise, Plan İnceleme Komisyonu Görüşü, yazılı olarak Maltepe Belediyesi’ne iletilmiştir. Söz konusu görüş aşağıdadır: “Gülsuyu ve Gülensu mahalleleri Mahalle Heyeti’nin daveti sonrasında Gülsuyu-Gülensu Teknik büro’da düzenlenen plan hazırlık çalışmaları kapsamındaki toplantılara Haziran – Temmuz 2014 aylarında odamızı temsilen katılım gösterilmiştir. Taslak plan çalışması kapsamında yapılan toplantılara ilişkin Odamız değerlendirmeleri Maltepe Belediyesine ayrıca yazılı olarak da iletilmiştir. Özetlemek gerekirse; • Toplantılar öncesinde konu, gündem ve teknik detaylar hakkında meslek odası ve Maltepe Belediyesinin plan hazırlık sürecini yürüten ilgili birimleri arasında bağlantı kurulamamış; yazılı ve sözlü taleplere rağmen plan ile ilgili herhangi bir bilgi odamıza iletilmemiştir. Bu değerlendirme mahalle muhtarlarına iletilen plan kopyalarından yapılabilmiştir. • Belediye yetkilileri tarafından “katılımcı bir planlama süreci” yürütüldüğü belirtilmesine rağmen, plan hazırlık sürecinin tüm paydaşların varlığı ile şeffaf biçimde ilerlemesi gerekirken, katılımın zayıf bırakıldığı tespit edilmiştir. Planlama sürecine davet edilen taraflar Belediyenin başkanlık makamı temsilcisi, meclis üyeleri, ilgili planlama birimi, Mahalle heyeti, mahalle heyetinin bir araya getirdiği “teknik heyet” olarak tanımlanmıştır. Paydaş gruplarının tanımdan da anlaşıldığı üzere odalar sadece mahallelinin davetlisi olarak süreçti izleyici olma olanağı bulmuştur. • Planlama sürecinin daha demokratik ve katılımcı bir biçimde örgütlenmesi aşamasında başat aktör olan Maltepe Belediyesi’nin, daha önce de yazılı ve sözlü olarak belirttiğimiz üzere, Odamız ile kurduğu iletişimin kurumsallık ilkeleri üzerinden yürütülmesi önemlidir.

11


12 SPO . bülteni . istanbul sube

• Mahallenin mülkiyet yapısı, arazi yapısı ve sosyal dokusunun getirdiği çeşitli zorlukların aşılabilmesi ve yereldeki sakinlerin mağdur edilmeden dönüşüm/yenileme sürecinin yürütülebilmesi için özgün ve yaratıcı plan kararları üretilmesi ve uygulama modellerinin çeşitlendirilmesi gerektiği görülmüştür. Sonuç ürüne bakıldığında ise; ihtiyaç duyulan yaratıcı çözüm üretme arayışının gerisinde kalan, tek çözüm dayatan ve alternatif önerileri ya da senaryoları olmayan bir plan üretildiği görülmektedir.. • Mahalle temsilcilerinin de mülkiyet meselesini esas alarak planın teknik detayları ile uğraştığı gözlenmiştir. Burada da çeşitli sorunlar ortaya çıkmaktadır; asıl önemli aşamalar olan çözüm alternatifleri tartışması ötelenmiştir. Öte yandan planın hedeflemesi gereken sağlıklı bir yaşam alanı yaratma becerisi kısıtlanmış ve donatılar gibi ihtiyaç duyulan ortak fonksiyonların mahallelere kazandırılması yerine mülkiyet paylaşımındaki beklentiler temel belirleyici unsurlar olarak tartışılmıştır. • Plan ve uygulama süreçlerinin geleceğinin netleşebilmesi için plan üretme aşamasından sonraki fiili uygulamaların paydaşları ile de sürecin uygulama modeli hakkında ön değerlendirme yapılarak gerçekleşecek uygulama aşamasının temel ilkeleri güvence altına alınmalıdır. • Tüm bu hedeflere ulaşabilmek için planın ortaya koyacağı yeni dokunun sosyal, ekonomik ve çevresel dönüşüm stratejileri netleştirilmelidir. Mahalle Heyetinin Meslek Odamıza ilettiği Plan Paftası ve Raporu ile İlgili Değerlendirmeler 1. Planın ne raporunda, ne de hükümlerinde, kısacası hiçbir yazılı belgesinde, bir gelişim senaryosunun olmaması temel eksikliğidir. Senaryosu kurgulanmadığı için mahallenin bütünlüğünü sağlayacak bir organizasyon modeli de kurulamadığı tespit edilmiştir. Organizasyon modelinin olmayışı, mahalleliyi birleşmeye/toplulaşmaya mecbur bırakmakta ama teşvik etmemektedir. Teşvik olmadan mecburiyetin dayatıldığı yerde de gruplar arası keyfi uygulamaların baş göstermesi riski doğmaktadır. Bunun da oldukça sakıncalı bir dönüşüm sürecinin ortaya çıkmasına sebep olması güçlü bir olasılıktır. 2. İmar planlarının temel amacı yerleşim alanlarının sorunlarına çözüm önerileri geliştirmek ve daha iyi bir yaşam çevresi oluşturmaktır. Ancak sunulan taslak planın yaşam kalitesini arttıran ve yaşanabilir bir mekân öneren bir nitelikten uzak olduğu görülmektedir. Plan, mevcut durumun daha yoğun bir yapılaşma ile devamına işaret etmektedir. Plan taslağı ile mevcut yapı adalarının birleştirilmiş, birleştirilen yapı adalarında toplu konut uygulamaları teşvik edilmiş, büyük kısmı 1-2 ve 3 katlı yapılardan oluşan alanda 6 ve 8 katlı yapılaşma öngörülmüştür. Teknik altyapı ve sosyal donatı alanı sağlanmadan verilecek olan imar hakları mevcut durumdan daha kötü bir yaşam çevresi sunmaktadır.


SPO . bülteni . istanbul sube

3. Bu aşamada plan yapım sürecinin paydaşı olan mahallelinin nasıl bir yaşam çevresi istediği ve sorunların çözümünün nasıl bir yöntemle yapılması gerektiği konusunda uzlaşma sağlaması gerekmektedir. Sunulan taslak ile toplu bir dönüşüm yaşanmadığı sürece ada veya parsel bazında planın gerçekleşmesinin çok uzun ve sancılı süreçlere ihtiyaç duyacağı açıktır. Toplu dönüşümün gerçekleşmesinin de zorlukları olacaktır. Uygulama sürecinin iyi tanımlanması ve tasarlanması gerekmektedir. Süreç içinde imar planının sadece bir yasal belge olarak görüldüğü anlaşılmaktadır. Tapu sorunun çözümünün temel amaçlardan biri olarak alındığı planlama çalışmasında gerekli olan detaylı analitik sürecin tamamlanmadığı görülmektedir. Planın temel dönüşüm öngörüsünün mevcut yapı adalarının birleşmesi ile kapanan yollardan elde edilecek alanların Belediye tarafından “öncelikle” hak sahiplerine verilmesi olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu çözümün alanın tamamında başarılı bir şekilde kolayca uygulanması mümkün olmayacaktır. Mülkiyet sorunlarının olduğu alanda “hak sahipliği” tespitlerinin yapılması ve ihtiyaç dâhilindeki konut sayısının belirlenmesi gerekir. Uzlaşılacak tanım üzerinden matematiksel ve finansal hesaplamalar ile alternatif dönüşüm modelleri sunulmalıdır. 4. İmar planının tapuların alınmasının yasal zorunluluğu olarak görüldüğü izlenmektedir. Farklı yasal statüde olan mahalle içinde öncelikle yasal hakların ve imkânların iyi anlaşılması ve tanımlanması gerekmektedir. Mahallelinin “tapuların alınması için planın onaylanması gerek” kaygısından kurtulması ön koşul olarak görülmektedir. Bu durumun mahallelinin planı değerlendirmesinin önünde önemli bir psikolojik engel oluşturduğu gözlenmiştir. Plan açıklama raporu incelendiğinde, analizlerde yasal duruma ilişkin bir değerlendirme yapıldığı ancak; hak sahipliği meselesini çözmeye olanak tanıyacak hane detayında bir analiz-sentez çalışmasının yapılmadığı görülmektedir. Yapıların yasal durumlarına ve ihtiyaç dahilindeki konut sayısına ilişkin detaylı analizlerin yapılması gerekmektedir. 5. Taslak plan teknik altyapı ve donatı alanları açısından incelendiğinde gerek Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği gerekse nazım imar planı koşuluna uygun hazırlanmadığı görülmüştür. Nazım imar planında planlama alanının %40’ının donatı alanlarına ayrılması koşulu bulunmaktadır. Taslak plan kapsamındaki alanın %22’si yollardan ibarettir. Plan raporunda nüfus projeksiyonuna ilişkin bilgi yer almamaktadır. Nazım imar planında brüt yoğunluk 250 kişi/ha olarak belirlenmiştir. Planlama alanı büyüklüğü ile K1 ve K2 konut alanlarının büyüklüklerine ilişkin veriler değerlendirilerek yapılan hesaplamada plan %27.5-%78.5 oranında fazla nüfus önermektedir.

13


14 SPO . bülteni . istanbul sube

Yapı adalarında minimum yoğunlukta yapılaşma olsa dahi eğitim, sağlık, yeşil alan, otopark gibi temel donatıların eksik olduğu görülmektedir. Gelecek nüfus da dikkate alındığında sosyal ve teknik donatı alanlarının yeterliliği ve dağılımı son derece sorunludur. Sadece tapu sorununa odaklanarak hazırlanan imar planı ile oluşacak olan yaşam çevresi yaşanabilir olmaktan çok uzak görülmektedir. Tanımlı bir merkezin oluşturulmadığı, temel ihtiyaçların öngörülmediği, yaya ulaşımının dikkate alınmadığı, güneşlenme, rüzgâr gibi iklim unsurlarının göz ardı edildiği bir imar planının kısa bir süre sonra mevcut durumdan daha büyük sorunlar doğuracağı öngörülmelidir. 6. Taslak planın genel yapılaşma şemasının 7 ve 8 m’lik imar yollarına cepheli 68 katlı yüksek katlı konutlar olduğu görülmüştür. Öncelikle ifade edilmelidir ki, imar mevzuatımıza göre 10 metreden dar trafik yolu açılamaz. Yasal zorunluluğun ötesinde 7-8 metre taşıt yolları alandaki nüfusa hizmet edemeyecektir. Ayrıca mahallenin mevcut konut dokusu ve yaşam biçimi ile uyumsuz bir mekân oluşacaktır. Mahallelinin istediği yeni yaşam alanının imar planı eliyle oluşacak yapıda olmadığı düşünülmektedir. 7. Planın “yerinde dönüşüm” iddiasını bugünden geleceğe gerçekleştirecek olan enstrüman ve stratejilerin herhangi bir şekilde ortaya konmadığı tespit edilmiştir. Günümüz hakim piyasacı-esnek mekansal politikaları çerçevesinde, kent merkezinde kalmış bu tip alanların sermaye baskısı sonucu, parçacıl olarak mekanın karakterini değiştirebildiği birçok örnekte karşımıza çıkmıştır. Dolayısıyla, özellikle geleceğe yönelik olarak, mahalelinin kendi toplumsal ve ekonomik koşullarına uygun bir biçimde yaşamını sürdürebilmesini/geliştirebilmesini sağlayıcı plan kararlarının hükme bağlanması son derece önemlidir. Kentsel dönüşüm ve planlama, klasik imar anlayışı ve ortalama bir nüfus-arsa-m2 hesabının ötesinde çok boyutlu bir süreç olarak karşımızda durmaktadır. Dolayısıyla söz konusu planın, bu alana özgü mekansal politikalar üretirken, ekonomik, sosyal, fiziki boyutları göz önünde bulundurması, sosyal bir yerel yönetim anlayışı ile özellikle konut üretim ve finansman modelleri üzerinde durması, olası plan değişikliklerini de göz önünde bulundurarak, rant baskısı sonucunda toplumsal yapıda yaşanabilecek dönüşümlere/mağduriyetlere tedbir getirecek politikalar üretmesi beklenmektedir. Böyle bir planlama çalışması ve işletilecek katılımcı bir süreç gerçekten ortaya koyduğu iddiaların gerçekleşmesinde hepimiz açısından örnek teşkil edebilir.


SPO . bülteni . istanbul sube

Plan işinin bir süreç tasarımı olduğu evrensel bir gerçekliktir. Bu sebeple yukarıda da bahsedildiği gibi, bir plan üretme aşamasının sadece imara ilişkin fizik mekana ilişkin teknik çözümlerin yansıtıldığı bir belge olarak ele alınmasının aslında şehir planlama ilkelerine ve özüne aykırı olduğu bilimsel bir gerçekliktir. Bu sebeple günümüzde planlama faaliyetinin; hazırlık, analiz, plan üretme ve plan sonrası uygulama aşamalarını içeren katılımcı bir anlayışa sahip süreç olması beklenmektedir. Gülsuyu-Gülensu Uygulama İmar Planı hazırlık toplantıları ve sonrasında ortaya çıkan plan, gerekli aşamaların başarıyla yürütülmeden sonuçlandırıldığını göstermektedir. Burada yeniden belirtilmesi gerekirse, alanın özgün dokusu sebebiyle plan öncesi detaylı biçimde yürütülmüş olması gereken sosyal analizlerin, nüfus analizlerinin, mülkiyet ve hak sahipliliği analizlerinin yeterince detaylı ve olgun biçimde toparlanamadığı ve eksik kaldığı görülmüştür. Bu altlıkların eksikliği ortaya konulan ürüne de yansımakta ve plan dahilinde gerçekleşecek dönüşüm sürecinin tasarımını sekteye uğratacak niteliktedir. Öte yandan planın yeni yaşam alanının tasarlarken dayandığı bütüncül bir senaryosunun olmaması süreçteki tüm kopukluğun sebebini de açıklamaktadır. Bu kapsamda temel önerilerimiz özet olarak şu şekilde sıralanmaktadır; • Mahallede kurulan ofis kullanılarak mahalle ile güven ilişkisinin oluşmasını sağlayacak detaylı mülkiyet ve nüfus analizlerinin gerçekleştirilmesi, sorun tespitlerinin yapılması, • Fiziki planlamanın ötesinde hak sahipliği üzerine geliştirilecek modellerin mahalleli ile tartışılması ve konsensüs sağlanmasının yollarının aranması • Mevcut durumun yasallaşarak mülkiyete dönüştürülmesi ötesinde gerçek bir mekânsal dönüşüm senaryosu alternatiflerinin de gündeme getirilmesi • Uygulama imar planının sadece mülkiyet problemi çözme hedefini gerçekleştirecek bir araç olarak tanımlanması yerine, olması gerektiği gibi, mekansal yaşam kalitesini arttırmayı, alanın özgün sosyal dokusunu sürdürmeyi, dezavantajlı sosyal grupları korumayı ve sağlıklı dönüşüm mekanizmaları geliştirmeyi hedeflemesi, • Fiziki planın mevcut yasal mevzuat çerçevesinde üst ölçek plan kararlarına ve yönetmeliklere uygun hale getirilmesi öncelikli olarak gerçekleştirilmelidir.

İstanbul Gazetesi, 08.10.2015

15


16 SPO . bülteni . istanbul sube

KENTİÇİ ULAŞIM VE ÇEVRE PANELİ

BAŞAKŞEHİR İLÇESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM TOPLANTISI

İstanbul Barosu Çevre ve Kent Hukuk Komisyonu’nca düzenlenen “Kent İçi Ulaşım ve Çevre” konulu panel, 17 Ekim Cumartesi günü Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Panele, konuşmacı olarak Şube Başkanımız Tayfun Kahraman tarafından katılım gösterildi.

Başakşehir ilçesi Ziya Gökalp Mahallesi’nde, riskli alan ilanı ile ilgili bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Şube Sekreterimiz Akif Burak Atlar tarafından katılım gösterildi.

Tayfun Kahraman, panel kapsamında ‘Ulaşım Planlaması’ konulu bir sunum gerçekleştirdi ve İstanbul ulaşım ana planı uygulamaları konusunda değerlendirmelerini paylaştı.

Forum sonunda soruların cevaplanmasının ardından, katılımcılara teşekkür belgesi sunuldu.

Toplantı kapsamında, sürecin takibinin önemli olduğu vurgulanırken, aynı uygulamalara maruz kalan ve emsal teşkil eden diğer mahallelerdeki süreçler hakkında bilgi paylaşımı yapıldı.


SPO . bülteni . istanbul sube

NETCAD SERTİFİKA EĞİTİM PROGRAMI 20 - 22 KASIM GIS Tabanlı Kent Planlama Uygulamaları ve Kent Bilgi Sistemleri Projelendirme Eğitimi 20 - 22 Kasım tarihlerinde Şubemizde gerçekleştirilecektir. Kayıtlarımız 13 Kasım günü mesai bitimine kadar devam etmektedir. Eğitim Ana Başlıkları ; · “Kent Planlama “ ve “ Kent Bilgi Sistemleri” projelerinin gerektirdiği temel harita ve projeksiyon bilgi ve Coğrafi Bilgi Sistemi- GIS yapısında proje üretim süreçleri · Planlama alanına ilişkin ver üretimi, vektör ve raster verilerin bütünleşik olarak kullanılması · Arazi modelinin 2 ve 3 boyutlu oluşturulması · “Analiz” ve “Sentez” haritalarının GIS yapısında oluşturulması ve birbiri ile değerlendirilerek kent fonksiyonları için en uygun alanların mevzuatların gerektirdiği standartlarda oluşturulması, · Tüm analizlere, sentezlere ve planlara ilişkin tematik haritalama, sorgulama, raporlama, web ve pafta bazında çıktıların oluşturulması, · Kent karakter tabloların, alan dağılımları ve nüfus hesaplarının yapılması ve raporlamaları, · 3194 Sayılı İmar Kanunu`na uygun imar planlarının oluşturulması ve mevzuata uygun yapıda paftalanması, · Gerçek Kent Bilgi Sistemi projelerin web üzerinden yönetilmesi, · Projelerin 3 boyutlu olarak modellenmesi ve sunumu · Projelerin Google Earth`e aktarımı Başvuru ve ücretlendirme ile ilgili detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

TMMOB 4. KADIN KURULTAYI 14-15 KASIM’DA İZMİR’DE 14-15 Kasım 2015 tarihlerinde “Gericilik ve Piyasa Sarmalında Kadın” temasıyla İzmir`de düzenlenecek olan TMMOB 4. Kadın Kurultayı Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi`nde gerçekleştirilecektir. Kurultay hazırlık çalışmaları; TMMOB Yönetim Kurulunca Kurultay düzenleme görevi verilen TMMOB Kadın Çalışma Grubu tarafından sürdürülmektedir. Kurultayın kapsamı, TMMOB Kadın Çalışma Grubu tarafından kurultayın içeriğinin belirlenmesi amacıyla 15 Şubat 2015 tarihinde TMMOB, Oda ve İKK Kadın Çalışma Grupları temsilcileri ile yapılan ortak toplantıda belirlenen; Eğitimde Cinsiyetçilik Çalışma Yaşamında Cinsiyetçilik Siyasette Cinsiyetçilik Kadına Yönelik Şiddet Diğer Emek ve Meslek Örgütlerinde Kadın Örgütlenmesi TMMOB’de Kadın Örgütlenmesi başlıklarından oluşmaktadır. Etkinlik programına buradan ulaşabilirsiniz.

17


18 SPO . bülteni . istanbul sube

RACİ BADEMLİ İYİ UYGULAMALAR ÖDÜLÜ 2015 YARIŞMASI SONUÇLANDI TMMOB Şehir Plancıları Odası Raci Bademli İyi Uygulamalar Ödülü-2015 Yarışması`na son teslim tarihi olan 16.10.2015 tarihine kadar 14 proje ile başvuruda bulunulmuştur. 23.10.2015 tarihinde TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Merkezinde toplanan Yarışma Jürisi tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda; 1 katılımcıya “İYİ UYGULAMALAR ÖDÜLÜ”, 3 katılımcıya eşdeğer “ÖZENDİRME ÖDÜLÜ” verilmesi kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda, Jüri tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda; 2015 Yılı “RACİ BADEMLİ İYİ UYGULAMALAR ÖDÜLÜ”`NÜN İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan “İzmirdeniz/İzmirlilerin Denizle İlişkisini Güçlendirme Projesi”ne verilmesine; 2015 Yılı “RACİ BADEMLİ İYİ UYGULAMALAR ÖZENDİRME ÖDÜLÜ”NÜN • Eskişehir Tepebaşı Belediyesi tarafından yapılan “Pişmiş Toprak Parkları Projesine, • Konak Belediyesi tarafından yürütülen tarihi kent dokusunda koruma çalışmaları projeleri kapsamında hazırlanan “Saadet Mirci Evi” ve “Radyo ve Demokrasi Müzesi” Projelerine, • İzmir Bornova Belediyesi tarafından yapılan “Geçmişten Bugüne Bornova Projesine verilmesine karar verilmiştir. Yarışmada ödül kazanan projelerin plaketleri 5-6-7-8 Kasım 2015 tarihlerinde Trabzon`da Karadeniz Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezi salonlarında düzenlenecek olan 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu programı çerçevesinde 5 Kasım Perşembe günü verilecek olup, yarışmaya katılan tüm projeler Kolokyum süresince sergilenecektir.


SPO . bülteni . istanbul sube

YENİ ÜYELERİMİZ

Ekim ayında Şubemize üye olan meslektaşlarımız:

İsmail Alp

(Bozok Üniversitesi, 2013)

Neslihan Çarkçı

(Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, 2012)

Fatih Ünal

(Erciyes Üniversitesi, 2011)

Emre Karahan

(Karadeniz Teknik Üniversitesi,2015)

Irmak Tunalı

(Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, 2015)

Meslektaşlarımızı tebrik eder, çalışma hayatlarında başarılar dileriz.

19


KASIM / 2015


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.