Milliyet Sanat Kasım 2012 No: 644

Page 108

EDEBİYAT

“Türkiye’de düşünsel ifade gerginliği var” Enis Batur’un sinemadan müziğe, kentlerden yazarlara değin farklı konulara dair gözlemlerini anlattığı “Rakım Sıfır” yayımlandı. Sırada üç yeni kitap daha var! SİBEL ORAL sibelo@gmail.com

BİR ÖĞLEN vakti Enis Batur’un çalışma odasından içeri giriyorum. Biraz tedirginim. Söyleşimizin vesilesi Enis Batur’un şu sıralar raflarda olan “Rakım Sıfır” kitabı. “Rakım Sıfır”, müzikten resme, yazıdan yazarlara, sinemadan kentlere kadar farklı konularda Batur’un gözlemlerini ve düşüncelerini içeren bir kitap... Tedirginim, çünkü Enis Batur’la konuşacak çok şey, sorulacak çok soru var. Bu arada sohbetimizin ilk dakikalarında öğreniyorum ki Batur’un “Rakım Sıfır” dışında üç yeni kitabı daha yayımlanacak. Birazdan söyleşide de okuyacaksınız. Ne yazacağını bilen, ‘izlenceli yazar’a ve kendini masaya bırakıp ne yazacağına yolda karar veren ‘süreç Milliyet SANAT Kasım 2012

yazar’ına değiniyoruz. Batur’un karşısında otururken karar veriyorum; ‘izlenceli röportajcı’ olacağım, ses kayıt cihazını açıyorum... ● “Rakım Sıfır”ın dışında yayımlanacak olan kitaplarınız da deneme mi yine? Ben artık türleri bilmiyorum. Aslına bakarsan bu tür kafesinin içinde dolaşmak istemiyorum. Yazdığım şey her ne ise odur benim için. A tabii şiirde ayrı ama düzyazıda ayrım yapmak benim için çok zor. Soranlara da gerçekten bilmediğimi söylüyorum. İşte “Rakım Sıfır”, sen okudun, ama türünü bilmiyorum. “Şehir Meydanında Fıçı Yuvarlamak”, “Merak Cemiyeti Tutanakları” ve bir de her şeyi bitmiş ama ismini henüz koymadığım bir kitap

106

FOTOĞRAF: GARBİS ÖZATAY

var. Deneme midir nedir, bilmiyorum. ● Çok ilgilenmiyorsunuz anladığım... Böyle tanımlamalarla kendimi sıkıştırmak istemiyorum. Edebiyatın şu türünde eser vermek gibi bir tasam yok. Yazmak istediğim şeyi istediğim gibi yazmak istiyorum ve öyle yazıyorum. Sonuçta bu biraz da edebiyat tarihçilerinin saplantılarından doğan şeyler ya da yayıncıların ticari kaygılarla oraya ne yazacağız takıntısı. Hikaye demekten hoşlanmıyorlar. Mesela Yusuf Atılgan’ın “Anayurt Oteli” yayımlanacağı sırada bayağı bir gerilime yol açtı yayıncısıyla Yusuf Atılgan arasında. Atılgan kitabın uzun hikâye olarak çıkmasını istiyor, roman değil diyor. Ama roman daha ticari olduğu için yayıncı bastırdı, beş altı mektuplaşma, şudur budur, Yusuf Abi de sonunda pes etti. Roman diye çıktı kitap ve şimdi Türkiye edebiyat tarihinin önemli romanları arasında sayılıyor. Oysa yazarına göre bu bir uzun hikâye. ● Size deseler böyle bir şey?


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.